Dayıbaşı sistemi ve Türklere kabadayılık!
Birkaç yıldır deprem, maden faciası gibi olayları bahane ederek 19 Mayısı sıradan bir gün haline getiren Tayyip Erdoğan, bayram mesajında, 19 Mayıs 1919da başlayan, bugüne kadar da devam eden süreç, ulusal sınırlarımız içine hapsolunacak bir süreç değildir. Bize çoğu zaman şunu anlattılar; Türkiye saldırıya maruz kaldı, Türkiye toprakları işgal edildi, tüm dünya Türkiyenin aleyhine tavır takındı, Türkiye yalnız bırakıldı.Hayır. Türkiye, o zor süreçte asla yalnız değildi. 19 Mayıs 1919un kapılarını aralayan Çanakkale zaferimizde Anadolu ve Trakyanın evlatları kadar, Makedonyanın, Bosna Hersekin, Filistinin, Suriyenin, Irakın evlatları da dedelerimizle birlikte şehit oldular dedi!
Çanakkale şehitliklerinde, kimin ne kadar şehit verdiği il il bellidir. Elbette şehitler arasında Osmanlı coğrafyasının her köşesinden gelenler vardı ama oranları çok azdı. En çok şehit verenler, Çanakkale, Kastamonu, Ankara, Konya gibi yakın coğrafyanın çocuklarıydı.
***
Tayyip Erdoğan, 19 Mayısı bir milli devletin doğuşu olarak görmek istemediği için Çanakkaleden örnek veriyor. Oysa 19 Mayısın anlam ve önemine uygun olarak Sakaryadan veya Dumlupınardan örnek vermesi gerekirdi. Sakaryadan örnek verse burada Türkistanlı gençlerin de savaşıp şehit düştüğünü söylemesi gerekecek! Çanakkalede savaşan askerler, Osmanlı vatandaşıydı. Dolayısıyla, aralarında Osmanlı coğrafyasının her köşesinden birer ikişer kişinin bulunması doğaldı. Sakaryada şehit olanlar ise başkenti bile işgal edilmiş bir devletin değil, Türkiye Büyük Millet Meclisi Ordusunun askerleriydi. Fakat orada şehit düşen Türkistanlı gençler, Osmanlı vatandaşı bile değildi. Yine Çukurova cephesinde de hacdan dönen Türkistanlı gençler de savaşıp şehit düşmüşlerdi.
Erdoğan yine, Afganistan, Hindistan, Bangladeş, Pakistandan toplanan ve Kurtuluş Savaşımız için gönderilen yardımları hiçbir zaman unutmadık ve unutmayacağız dedi. Peki ya Buhara Hanlığının Rusya üzerinden gönderdiği ve karşılığında büyük ölçüde silah alınan altınlar? Erdoğan, bu bilgileri hiç mi duymadı, okumadı? Silahları, Rusyadan, Enver Paşanın amcası Halil Paşanın getirdiğini de mi bilmiyor? Bence bildiği halde zikretmiyor. Çünkü onun beyninde Türklük yok! Yerine ne getireceğini ise tam olarak söyleyemiyor ama Milleti İbrahim! gibi din eksenli milliyet önerilerinde bulunuyor.
Erdoğan, Buhara Hanı Osman Kocaoğlunun Enver Paşa üzerinden gönderdiği üç kılıcı da mı bilmiyor? Bu üç kılıcın birini kendisine, diğerini İsmet Beye, üçüncüsünü de İzmire ilk giren Türk zabitine ayırdığını, o zabitin Yüzbaşı Şerafettin olduğunu ve kılıcı beline bizzat Atatürkün taktığını da mı bilmiyor? Yine Kocatepede çekilen fotoğrafta, Mustafa Kemal Paşa ve İsmet Beyin bellerindeki kılıçların Buharadan gönderilen o kılıçlar olduğunu da mı bilmiyor Erdoğan?
O halde 19 Mayısın gerçek anlamı neydi?
Bunu 19 Mayısta Samsuna çıkan Mustafa Kemal Paşadan öğrenelim... Mustafa Kemal Paşa, 22 Mayıs 1919da Samsunda şöyle demiştir:
Millet yekvücut (birlik) olup hâkimiyet esasını ve Türk duygusunu hedef tutmuştur.
İşte, Tayyip Erdoğanın yok etmek istediği duygu Türklük duygusudur ki bu girişim, depremden veya maden faciasından daha zararlıdır!
***
Erdoğan, Soma maden ocağında uygulandığı ortaya çıkan Dayıbaşı sistemi ile Türkiyeyi yönetiyor! İşçilerin kaderi Dayıbaşı denilen kişilerin elinde, isterse tokat bile atabiliyor, her an işten çıkarabiliyor! Erdoğan da Somada vatandaşı tokatlıyor, son olarak yine bir gazete patronuna dayılanıp, bir köşe yazarını işten atmasını istiyor. Medya patronlarının tepkisini bilmem ama Tayyip Erdoğan, tarih boyunca Türklere kabadayılığın sökmediğini, yine sökmeyeceğini hiç mi hesaplamıyor?
Dayıbaşı sistemi ve Türklere kabadayılık! - Arslan BULUT
Birkaç yıldır deprem, maden faciası gibi olayları bahane ederek 19 Mayısı sıradan bir gün haline getiren Tayyip Erdoğan, bayram mesajında, 19 Mayıs 1919da başlayan, bugüne kadar da devam eden süreç, ulusal sınırlarımız içine hapsolunacak bir süreç değildir. Bize çoğu zaman şunu anlattılar; Türkiye saldırıya maruz kaldı, Türkiye toprakları işgal edildi, tüm dünya Türkiyenin aleyhine tavır takındı, Türkiye yalnız bırakıldı.Hayır. Türkiye, o zor süreçte asla yalnız değildi. 19 Mayıs 1919un kapılarını aralayan Çanakkale zaferimizde Anadolu ve Trakyanın evlatları kadar, Makedonyanın, Bosna Hersekin, Filistinin, Suriyenin, Irakın evlatları da dedelerimizle birlikte şehit oldular dedi!
Çanakkale şehitliklerinde, kimin ne kadar şehit verdiği il il bellidir. Elbette şehitler arasında Osmanlı coğrafyasının her köşesinden gelenler vardı ama oranları çok azdı. En çok şehit verenler, Çanakkale, Kastamonu, Ankara, Konya gibi yakın coğrafyanın çocuklarıydı.
***
Tayyip Erdoğan, 19 Mayısı bir milli devletin doğuşu olarak görmek istemediği için Çanakkaleden örnek veriyor. Oysa 19 Mayısın anlam ve önemine uygun olarak Sakaryadan veya Dumlupınardan örnek vermesi gerekirdi. Sakaryadan örnek verse burada Türkistanlı gençlerin de savaşıp şehit düştüğünü söylemesi gerekecek! Çanakkalede savaşan askerler, Osmanlı vatandaşıydı. Dolayısıyla, aralarında Osmanlı coğrafyasının her köşesinden birer ikişer kişinin bulunması doğaldı. Sakaryada şehit olanlar ise başkenti bile işgal edilmiş bir devletin değil, Türkiye Büyük Millet Meclisi Ordusunun askerleriydi. Fakat orada şehit düşen Türkistanlı gençler, Osmanlı vatandaşı bile değildi. Yine Çukurova cephesinde de hacdan dönen Türkistanlı gençler de savaşıp şehit düşmüşlerdi.
Erdoğan yine, Afganistan, Hindistan, Bangladeş, Pakistandan toplanan ve Kurtuluş Savaşımız için gönderilen yardımları hiçbir zaman unutmadık ve unutmayacağız dedi. Peki ya Buhara Hanlığının Rusya üzerinden gönderdiği ve karşılığında büyük ölçüde silah alınan altınlar? Erdoğan, bu bilgileri hiç mi duymadı, okumadı? Silahları, Rusyadan, Enver Paşanın amcası Halil Paşanın getirdiğini de mi bilmiyor? Bence bildiği halde zikretmiyor. Çünkü onun beyninde Türklük yok! Yerine ne getireceğini ise tam olarak söyleyemiyor ama Milleti İbrahim! gibi din eksenli milliyet önerilerinde bulunuyor.
Erdoğan, Buhara Hanı Osman Kocaoğlunun Enver Paşa üzerinden gönderdiği üç kılıcı da mı bilmiyor? Bu üç kılıcın birini kendisine, diğerini İsmet Beye, üçüncüsünü de İzmire ilk giren Türk zabitine ayırdığını, o zabitin Yüzbaşı Şerafettin olduğunu ve kılıcı beline bizzat Atatürkün taktığını da mı bilmiyor? Yine Kocatepede çekilen fotoğrafta, Mustafa Kemal Paşa ve İsmet Beyin bellerindeki kılıçların Buharadan gönderilen o kılıçlar olduğunu da mı bilmiyor Erdoğan?
O halde 19 Mayısın gerçek anlamı neydi?
Bunu 19 Mayısta Samsuna çıkan Mustafa Kemal Paşadan öğrenelim... Mustafa Kemal Paşa, 22 Mayıs 1919da Samsunda şöyle demiştir:
Millet yekvücut (birlik) olup hâkimiyet esasını ve Türk duygusunu hedef tutmuştur.
İşte, Tayyip Erdoğanın yok etmek istediği duygu Türklük duygusudur ki bu girişim, depremden veya maden faciasından daha zararlıdır!
***
Erdoğan, Soma maden ocağında uygulandığı ortaya çıkan Dayıbaşı sistemi ile Türkiyeyi yönetiyor! İşçilerin kaderi Dayıbaşı denilen kişilerin elinde, isterse tokat bile atabiliyor, her an işten çıkarabiliyor! Erdoğan da Somada vatandaşı tokatlıyor, son olarak yine bir gazete patronuna dayılanıp, bir köşe yazarını işten atmasını istiyor. Medya patronlarının tepkisini bilmem ama Tayyip Erdoğan, tarih boyunca Türklere kabadayılığın sökmediğini, yine sökmeyeceğini hiç mi hesaplamıyor?
Dayıbaşı sistemi ve Türklere kabadayılık! - Arslan BULUT