- Katılım
- 17 Tem 2006
- Mesajlar
- 1,866
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Devlete Küfret...Sadakaya Şükret...
Başlık ekonomiden siyasete, toplumsal yaşamdan devlet kurumlarına kadar geldiğimiz noktanın bir başka özetidir…
Bugünü hafta içinde öne çıkan ekonomik gelişmelere ayıralım…
Enflasyonda istatistiklerin tepesine vurula vurula ulaşılan tek haneli rakamlar geride kaldı. 9.9 sınırında tutulan yıllık enflasyon perşembe günü üretici bazında yüzde 10.5 oldu. Üretici fiyatlarının bir ayda yüzde 3.17 arttığı açıklandı. Bu, yıllık hedefin neredeyse bir ayda aşıldığı anlamına geliyor.
Üretici fiyatlarındaki artışın zincirleme tüketime de yansıyacağı dikkate alınırsa bu yılın devamı enflasyon açısından da parlak görünmüyor.
AKP ve medyası, bu durumu hemen kapatma davasıyla ilişkilendirmek istedi.
Fiyat artışlarında rekor, limon ve sivri biberde… Eğer AKP ve medyasının mantığı doğru ise, limon ve sivri biber AKP’li. Kapatma davasına felaket içerlediler ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın ağzına biber sürülmesi ve davanın da üzerine limon sıkılarak salamuraya yatırılması gerektiği mesajını verdiler!
***
Kötü giden sadece enflasyon değil… Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard and Poor’s Türkiye’nin notunu 6 yıldan bu yana ilk kez negatife çevirdi. Doğal olarak bütün finans kuruluşları da bunu dikkate aldılar, onlar da not kırdılar.
Dünya ekonomisinin gidişi elbette Türkiye’yi etkiliyor. Olumsuzluklarda bunun da payı var. Ancak AKP’nin öteden beri hiçbir uyarıyı dikkate almadan “Her şey iyi gidiyor” nakaratının temel neden olduğunu düşünüyoruz.
Türkiye ekonomisinin durumu böyle… AKP ekonomisi nasıl? Mükemmel!
Milli gelir bile yerinde duramayıp zıpladığına göre daha ne olsun…
Bu yıl iki kez daha milli gelir hesaplanırsa, 15 bin doları rahat buluruz. Böylece milli gelir milli görüşü bile geçebilir.
Kara mizah bir yana; AKP’nin ekonomide bahanelere sığınmayıp nereden nereye geldiğini gözden geçirmesi gerekiyor.
Unutamadığım bir görüntüdür; 3 Kasım 2002′nin hemen sonrası… Gül , Başbakan… Tuncay Özilhan TÜSİAD Başkanı; TV’lerde canlı yayımlanan bir toplantıda ekonominin durumunu ve yapılması gerekenleri anlattı. Toplantı biter bitmez, canlı yayın sürerken Gül, Özilhan’ı aradı ve “hükümeti eleştiremezsin” e gelen, “uyarılar” yaptı!
AKP, bir anlamda eleştirileri yasaklayarak bugüne geldi!
Suni, özel olarak pompalanmış, pembe haberlerin sonu gelmiş görünüyor!
***
AKP, son olarak sosyal güvenlik deformunda da olduğu gibi devletin kaynaklarının kıtlaştığını gerekçe gösterip, “sosyal devlet” kavramını tümüyle ortadan kaldıran adımlar atıyor.
Buna karşılık kayıt dışı ekonomiyle mücadele etmek bir yana önünü açıyor, cesaretlendirecek uygulamalar yapıyor. Örneğin, kayıt dışı bir işletmeniz varsa, “malı ye” ciler geliyor, demokratik bir öneride bulunuyor:
Söyleyeceğimiz adrese, istediğimiz kadar paket hazırla, biz de senin kayıt dışı işlerini görmeyelim!
Böylece AKP, el kesesinden halkımıza yardım yapmış oluyor. Sadaka ekonomisi…
Haydi halkı kandırdınız…
Allah’tan da mı korkmuyorsunuz?
Başlık ekonomiden siyasete, toplumsal yaşamdan devlet kurumlarına kadar geldiğimiz noktanın bir başka özetidir…
Bugünü hafta içinde öne çıkan ekonomik gelişmelere ayıralım…
Enflasyonda istatistiklerin tepesine vurula vurula ulaşılan tek haneli rakamlar geride kaldı. 9.9 sınırında tutulan yıllık enflasyon perşembe günü üretici bazında yüzde 10.5 oldu. Üretici fiyatlarının bir ayda yüzde 3.17 arttığı açıklandı. Bu, yıllık hedefin neredeyse bir ayda aşıldığı anlamına geliyor.
Üretici fiyatlarındaki artışın zincirleme tüketime de yansıyacağı dikkate alınırsa bu yılın devamı enflasyon açısından da parlak görünmüyor.
AKP ve medyası, bu durumu hemen kapatma davasıyla ilişkilendirmek istedi.
Fiyat artışlarında rekor, limon ve sivri biberde… Eğer AKP ve medyasının mantığı doğru ise, limon ve sivri biber AKP’li. Kapatma davasına felaket içerlediler ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın ağzına biber sürülmesi ve davanın da üzerine limon sıkılarak salamuraya yatırılması gerektiği mesajını verdiler!
***
Kötü giden sadece enflasyon değil… Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard and Poor’s Türkiye’nin notunu 6 yıldan bu yana ilk kez negatife çevirdi. Doğal olarak bütün finans kuruluşları da bunu dikkate aldılar, onlar da not kırdılar.
Dünya ekonomisinin gidişi elbette Türkiye’yi etkiliyor. Olumsuzluklarda bunun da payı var. Ancak AKP’nin öteden beri hiçbir uyarıyı dikkate almadan “Her şey iyi gidiyor” nakaratının temel neden olduğunu düşünüyoruz.
Türkiye ekonomisinin durumu böyle… AKP ekonomisi nasıl? Mükemmel!
Milli gelir bile yerinde duramayıp zıpladığına göre daha ne olsun…
Bu yıl iki kez daha milli gelir hesaplanırsa, 15 bin doları rahat buluruz. Böylece milli gelir milli görüşü bile geçebilir.
Kara mizah bir yana; AKP’nin ekonomide bahanelere sığınmayıp nereden nereye geldiğini gözden geçirmesi gerekiyor.
Unutamadığım bir görüntüdür; 3 Kasım 2002′nin hemen sonrası… Gül , Başbakan… Tuncay Özilhan TÜSİAD Başkanı; TV’lerde canlı yayımlanan bir toplantıda ekonominin durumunu ve yapılması gerekenleri anlattı. Toplantı biter bitmez, canlı yayın sürerken Gül, Özilhan’ı aradı ve “hükümeti eleştiremezsin” e gelen, “uyarılar” yaptı!
AKP, bir anlamda eleştirileri yasaklayarak bugüne geldi!
Suni, özel olarak pompalanmış, pembe haberlerin sonu gelmiş görünüyor!
***
AKP, son olarak sosyal güvenlik deformunda da olduğu gibi devletin kaynaklarının kıtlaştığını gerekçe gösterip, “sosyal devlet” kavramını tümüyle ortadan kaldıran adımlar atıyor.
Buna karşılık kayıt dışı ekonomiyle mücadele etmek bir yana önünü açıyor, cesaretlendirecek uygulamalar yapıyor. Örneğin, kayıt dışı bir işletmeniz varsa, “malı ye” ciler geliyor, demokratik bir öneride bulunuyor:
Söyleyeceğimiz adrese, istediğimiz kadar paket hazırla, biz de senin kayıt dışı işlerini görmeyelim!
Böylece AKP, el kesesinden halkımıza yardım yapmış oluyor. Sadaka ekonomisi…
Haydi halkı kandırdınız…
Allah’tan da mı korkmuyorsunuz?
Mustafa Balbay