manashan
New member
- Katılım
- 27 Eki 2007
- Mesajlar
- 164
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Doğu Türkistan'da Hürriyet Adıdır Osman Batur
Türküz dedik çekip çekip vurdunuz...
Bizi vurup bizden hesap sordunuz...
Ölümden öteye köy mü kurdunuz!..
Korkumuz yok, korkumuz yok sizden...
Tarihte hep çilelerle yumak olmuştur Türk milleti. Kerkük’te Nejdet Koçak olmuştur. Kırım
zindanlarında Mustafa Cemiloğlu olmuştur. Tahran ve Moskova’nın çocuklarıyla beraber
çalışmam diyerek Azerbaycan’da Elçibey olmuştur. Başbuğ Alparslan Türkeş olmuştur.
Doğu Türkistan’da Çinliye silahımı vermem diyerek mücadelenin yolbaşcısı Osman
BATUR olmuştur.
OSMAN BATUR
Tarihte ipeğiyle ünlü, günümüzde yan sanayi ürünleriyle ünlü Türk’ün korkusundan Çin
Seddi’ni yapan işkencenin adıdır Çin. Komünist Çin.
Yaptıkları işkencelere aymazlıklara karşı bir yiğit isim baş göstermiştir karşılarında. Adı
Osman BATUR’dur.
1890 yılında Altay vilayetinin Köktogay bölgesinde Öndirqara mevkiinde dünyaya bir yiğit
gelmiştir. Babası İslambay annesi Ayça Hatun’dur. Osman Batur, Kazak Türklerinin Orta
Cüz kolunun Kerey kolundan, Molki aşiretinden gelmekteydi.
1940 yılına kadar Köktogay bölgesi Kürti mevkiinde Kızıltas pınarı denilen bölgede tarım
ile uğraşmıştır. Doğu Türkistan Genel valisi Sheng She-t Sai’nin bölgede yaşayan Türklere
karşı yürüttüğü politikalar ve uygulamalar Osman BATUR’un mücadelesinde önemli yer
tutmaktadır. Sheng She-t sai’nin bölgede iyice baskı ve zulme başlamasıyla birlikte
Köysu’da ilk Kazak Kurultayı toplanmış ve zulme karşı mücadele için karar alınmıştır.
Bundan sonra Çin ise Türklerin arasında bulunan lider ruhlu ve önde gelen isimleri
tutuklamaya camilere mescitlere saldırır hale gelmiştir.
Kurultayda Osman BATUR;
Ben komünist rejime karşıyım. Çin devleti bizim Türkistanlılara sembolik bir muhtariyet
verdiler. Bu bize yeterli değil. Kanaatimce bunu da verecek değillerdi. Biz karşı çıkmazsak
hakkımızı istemezsek bizi körleştirip sömürüp gidecekti. Biz gözümüzü açıp, hakkımızı
istedikten sonra sembolik muhtariyet verdi. Kanaatimce bu muhtariyet Türkistanlıları
memnun etmeyecek. Bizim milliyetçi aslanlarımız istiklallerini alana kadar
yılmayacaklardır. Türkistanlılar sizlere hiç kimse severek istiklal vermez. İstiklalinizi
hakkınızı alana kadar anlaşma yapana kadar mücadele edeceksiniz. Toprağını milletini
kendi halkını kendi idare edip geçineceksiniz. Türkistanlıların buna göre davranması
gerekmektedir.
Çin kendi tarafına geçmeyenlere memuriyete almaz. Türkistan halkının cahil kalması için
Türkistan’da okul açmaz. Artık Türkistan halkı gözünü açtı Türkistanlılardan Çin sekiz ton
buğday aldı ve bu tohumun alan Çin birliğinin kumandan yardımcısı Türkistanlı Zekeriya
Tancan Onun yüzbaşısı benim arkadaşım Nurgocay Batur. Bu birlik tamamiyle
Türkistanlılardan kurulmuştur. Ben bu sefer hükümetten bir istekte bulunacağım. Bütün
Türkistanlıların eli silah tutan erkeklerini eğitime çağırıp bunları eğitmelidir. Ben Türkistanın
bağımsızlığı için ölüm pahasına savaşacağım. demiştir.
Alınan karar üzerine Osman BATUR’a “Han” unvanı verilmiştir. Osman BATUR ise Han
ilan edilmesinden sonra Moğolistan ile irtibata geçerek onlardan yardım almıştır. Bu
yardım sayesinde Çin hükümetinin gönderdiği askerleri dağıtmıştır. Bu olaydan sonra
Osman BATUR’un gücünü daha iyi bir şekilde anlayan Urumçi’deki Çin yetkilileri
Pekinden takviye kuvvet ile saldırmaya başlamışlardır.
Osman BATUR’un büyük mücadelelerinden sonra kısa süre yaşamanı sürdürecek olan
Doğu Türkistan Cumhuriyeti kurulmuş ve kendisi de Altay valisi ve askeri kumandan ilan
edilmiştir. Devletin başındaki Ali Han Töre’nin esrarengiz bir biçimde 1946 da ortadan
kaybolmasından sonra ise karışıklıklar meydana gelmiştir. Cumhuriyetin bu durumundan
sonra ise Osman BATUR yeniden dağlara çekilmiştir.
Çinlilerin Türklerin elinde ne kadar silah varsa toplama kararı alması üzerine
“- Bu gün silâhımızı alanlar, yarın canımızı da alırlar. Ben silâhımı Çinlilere vermem.
İstiyorlarsa ve güçleri yetiyorsa, gelip alsınlar !” almam demiştir.
Osman BATUR’a Çin Hükümeti Sarsümbe vilayetinden Kasen Zengi başkanlığında vekil
olarak bir heyet göndermişti. Kasen Zengi, Osman BATUR’a
“Silahlarınızı teslim edin elindeki 5-10 silahla sen bir şey yapamazsın. Silahını ver kendi
milletinin içerisinde kal.”demişlerdir.
Onlara hitaben Osman BATUR:
“Sizler bana niçin geldiğiniz? Sizin bağlı bulunduğunuz hükümet yalancı bir hükümettir.
1940’ta yapılan anlaşmayı madde madde kabul ettiği halde, şimdi bu anlaşmayı bozdu.
Milleti asker kuvveti ile bastırdı. 1941’de yapılan savaşta Hacı Canımhan’ı gönderip milletin
silahlarını teslim etmesini istediniz. Bu durumda millet silahlarını teslim etti. Yine hükümet
verdiği vaatlerde durmayıp milletin ileri gelenlerinden on üç tane milletvekilini merkeze
götürdü.
Bu milletvekilleri ne zaman hükümet tarafından serbest bırakılırsa ben de, silahımı
kendiliğimden teslim ederim. Eğer bunlar serbest bırakılmazsa 1940’taki anlaşmanın
maddelerine uyarak silahımı size teslim etmem ve tek başıma kalana kadar hükümetle
savaşırım.” demiştir.
Doğu Türkistan Türkleri böyle bir yiğidin etrafında kenetlenmiştir. Durumdan vazife çıkaran
Çin Hükümeti uçaklarla bölge halkına hitaben “ Osman’ın yanından ayrılın. Osman taraftarı
olanlar Osman’ın yanına; hükümet taraftarı olanlar hükümet tarafına geçsin. Osman’ı
yakalayacağız ve yanındakilerle beraber gereken cezayı vereceğiz” deniliyordu. Bu
durumdan haberi olan Osman BATUR ise “ Benimle beraber olanlar hayatlarının sonuna
kadar Sheng Tu-pan hükümetine karşı koyacaklardır. Hükümete karşı olmayanlar ise
benim yanımda durmasın gitsin.” demiştir.
1942 yılının Mart ayında Osman BATUR’un bulunduğu yer olan Karamav’a gelmişlerdir.
Osman BATUR’un bulunduğu yere üç teyyare ile aralıksız saldırılarda bulunmuştur. Bunun
ardından Osman BATUR bulunduğu yerden Altay Dağlarına çekilmiştir.
Yapılanlara karşı Osman BATUR ve arkadaşları aralarında karar alıyor yerli halkın ve
Türkistan toprağının hepsinin hürriyetini, dinini, milletini, bütün toprağını sahip çıkıp
kendisine mal eden Sheng Tupan’ın komünist rejimine karşıyız. Bütün hudutlarımızda
başta Rusya olmak üzere komşu devletlerin hepsiyle düşman değiliz. Sadece Sheng Tu-
pan’ın komünist rejimine karşıyız. Toprağmızdan Sheng Tupan’ı çıkaracağız ve kendi
malımıza kendimiz sahip olacağız demişlerdir.
Osman BATUR’un üzerine gelen Çinli askerlere karşı büyük mücadeleler verilmiş her
defasında ipeği hoş Çinli leşlerini alıp gitmek ve silahlarını bırakarak kaçmak zorunda
kalmıştır. Bu sayede silah edinilebilmiştir.
Büyük mücadelelerden geçen Türkistanlıların büyük bölümü ise göç kararı almış ve
Hindistan’a doğru yönelmiştir. Osman BATUR ise yanındakilerle birlikte Türkistan’da
kalmıştır. Çinliye karşı Türk’ün kahramanlık destanını yazmıştır.
Kahpe Çinli yapacağını yapmıştır. 15 Şubat 1951 günü Çin Kurtuluş ordusuna esir
düşmüştür. Çin kuvvetleri tarafından kuşatılan Osman BATUR atına binip kaçmak
üzereyken kızı Azapay’ın da düşmanla çarpışmakta olduğunu görmüştür. Kızını atının
terkisine atarak tam göle girip karşıya geçmek isterken bindiği atın tökezlemesiyle birlikte
göle düşmüşler ve atı kendilerine menzil ederek çarpışmaya başlamışlar ama çatışma
sonunda esir düşmüştür.
Osman BATUR Kanamhal’dan Dunguanktaki askeri karargaha götürülmüştür. Çinliler
hakkında idam kararı vermişlerdir.
15 Mart 1951 günü boynuna levha asarak Urumçi sokaklarında gezdirmişlerdir. 28 Nisan
1951 günü üstü açık bir kamyonla Haydut Osman’a Ölüm Cezası Verildi yazılı bir levhayla
götürülmüş ve 29 Nisan 1951 tarihinde idam edilmiştir.
Yeni doğan bebeklere Türk dünyasında Osman BATUR adı verilmiştir bir çok yerde. Onun
gibi yiğit olsun diyerek….
Uçmağ içre bir can oldun. Mekanın cennet olsun Osman BATUR Beğ…
Sezer YOZGAT
http://www.ulkuocaklari.org.tr/default.asp?CCC=YaziSistemi&UO=Bak&ID=428
Türküz dedik çekip çekip vurdunuz...
Bizi vurup bizden hesap sordunuz...
Ölümden öteye köy mü kurdunuz!..
Korkumuz yok, korkumuz yok sizden...
Tarihte hep çilelerle yumak olmuştur Türk milleti. Kerkük’te Nejdet Koçak olmuştur. Kırım
zindanlarında Mustafa Cemiloğlu olmuştur. Tahran ve Moskova’nın çocuklarıyla beraber
çalışmam diyerek Azerbaycan’da Elçibey olmuştur. Başbuğ Alparslan Türkeş olmuştur.
Doğu Türkistan’da Çinliye silahımı vermem diyerek mücadelenin yolbaşcısı Osman
BATUR olmuştur.

OSMAN BATUR

Tarihte ipeğiyle ünlü, günümüzde yan sanayi ürünleriyle ünlü Türk’ün korkusundan Çin
Seddi’ni yapan işkencenin adıdır Çin. Komünist Çin.
Yaptıkları işkencelere aymazlıklara karşı bir yiğit isim baş göstermiştir karşılarında. Adı
Osman BATUR’dur.
1890 yılında Altay vilayetinin Köktogay bölgesinde Öndirqara mevkiinde dünyaya bir yiğit
gelmiştir. Babası İslambay annesi Ayça Hatun’dur. Osman Batur, Kazak Türklerinin Orta
Cüz kolunun Kerey kolundan, Molki aşiretinden gelmekteydi.
1940 yılına kadar Köktogay bölgesi Kürti mevkiinde Kızıltas pınarı denilen bölgede tarım
ile uğraşmıştır. Doğu Türkistan Genel valisi Sheng She-t Sai’nin bölgede yaşayan Türklere
karşı yürüttüğü politikalar ve uygulamalar Osman BATUR’un mücadelesinde önemli yer
tutmaktadır. Sheng She-t sai’nin bölgede iyice baskı ve zulme başlamasıyla birlikte
Köysu’da ilk Kazak Kurultayı toplanmış ve zulme karşı mücadele için karar alınmıştır.
Bundan sonra Çin ise Türklerin arasında bulunan lider ruhlu ve önde gelen isimleri
tutuklamaya camilere mescitlere saldırır hale gelmiştir.
Kurultayda Osman BATUR;
Ben komünist rejime karşıyım. Çin devleti bizim Türkistanlılara sembolik bir muhtariyet
verdiler. Bu bize yeterli değil. Kanaatimce bunu da verecek değillerdi. Biz karşı çıkmazsak
hakkımızı istemezsek bizi körleştirip sömürüp gidecekti. Biz gözümüzü açıp, hakkımızı
istedikten sonra sembolik muhtariyet verdi. Kanaatimce bu muhtariyet Türkistanlıları
memnun etmeyecek. Bizim milliyetçi aslanlarımız istiklallerini alana kadar
yılmayacaklardır. Türkistanlılar sizlere hiç kimse severek istiklal vermez. İstiklalinizi
hakkınızı alana kadar anlaşma yapana kadar mücadele edeceksiniz. Toprağını milletini
kendi halkını kendi idare edip geçineceksiniz. Türkistanlıların buna göre davranması
gerekmektedir.
Çin kendi tarafına geçmeyenlere memuriyete almaz. Türkistan halkının cahil kalması için
Türkistan’da okul açmaz. Artık Türkistan halkı gözünü açtı Türkistanlılardan Çin sekiz ton
buğday aldı ve bu tohumun alan Çin birliğinin kumandan yardımcısı Türkistanlı Zekeriya
Tancan Onun yüzbaşısı benim arkadaşım Nurgocay Batur. Bu birlik tamamiyle
Türkistanlılardan kurulmuştur. Ben bu sefer hükümetten bir istekte bulunacağım. Bütün
Türkistanlıların eli silah tutan erkeklerini eğitime çağırıp bunları eğitmelidir. Ben Türkistanın
bağımsızlığı için ölüm pahasına savaşacağım. demiştir.
Alınan karar üzerine Osman BATUR’a “Han” unvanı verilmiştir. Osman BATUR ise Han
ilan edilmesinden sonra Moğolistan ile irtibata geçerek onlardan yardım almıştır. Bu
yardım sayesinde Çin hükümetinin gönderdiği askerleri dağıtmıştır. Bu olaydan sonra
Osman BATUR’un gücünü daha iyi bir şekilde anlayan Urumçi’deki Çin yetkilileri
Pekinden takviye kuvvet ile saldırmaya başlamışlardır.
Osman BATUR’un büyük mücadelelerinden sonra kısa süre yaşamanı sürdürecek olan
Doğu Türkistan Cumhuriyeti kurulmuş ve kendisi de Altay valisi ve askeri kumandan ilan
edilmiştir. Devletin başındaki Ali Han Töre’nin esrarengiz bir biçimde 1946 da ortadan
kaybolmasından sonra ise karışıklıklar meydana gelmiştir. Cumhuriyetin bu durumundan
sonra ise Osman BATUR yeniden dağlara çekilmiştir.
Çinlilerin Türklerin elinde ne kadar silah varsa toplama kararı alması üzerine
“- Bu gün silâhımızı alanlar, yarın canımızı da alırlar. Ben silâhımı Çinlilere vermem.
İstiyorlarsa ve güçleri yetiyorsa, gelip alsınlar !” almam demiştir.
Osman BATUR’a Çin Hükümeti Sarsümbe vilayetinden Kasen Zengi başkanlığında vekil
olarak bir heyet göndermişti. Kasen Zengi, Osman BATUR’a
“Silahlarınızı teslim edin elindeki 5-10 silahla sen bir şey yapamazsın. Silahını ver kendi
milletinin içerisinde kal.”demişlerdir.
Onlara hitaben Osman BATUR:
“Sizler bana niçin geldiğiniz? Sizin bağlı bulunduğunuz hükümet yalancı bir hükümettir.
1940’ta yapılan anlaşmayı madde madde kabul ettiği halde, şimdi bu anlaşmayı bozdu.
Milleti asker kuvveti ile bastırdı. 1941’de yapılan savaşta Hacı Canımhan’ı gönderip milletin
silahlarını teslim etmesini istediniz. Bu durumda millet silahlarını teslim etti. Yine hükümet
verdiği vaatlerde durmayıp milletin ileri gelenlerinden on üç tane milletvekilini merkeze
götürdü.
Bu milletvekilleri ne zaman hükümet tarafından serbest bırakılırsa ben de, silahımı
kendiliğimden teslim ederim. Eğer bunlar serbest bırakılmazsa 1940’taki anlaşmanın
maddelerine uyarak silahımı size teslim etmem ve tek başıma kalana kadar hükümetle
savaşırım.” demiştir.
Doğu Türkistan Türkleri böyle bir yiğidin etrafında kenetlenmiştir. Durumdan vazife çıkaran
Çin Hükümeti uçaklarla bölge halkına hitaben “ Osman’ın yanından ayrılın. Osman taraftarı
olanlar Osman’ın yanına; hükümet taraftarı olanlar hükümet tarafına geçsin. Osman’ı
yakalayacağız ve yanındakilerle beraber gereken cezayı vereceğiz” deniliyordu. Bu
durumdan haberi olan Osman BATUR ise “ Benimle beraber olanlar hayatlarının sonuna
kadar Sheng Tu-pan hükümetine karşı koyacaklardır. Hükümete karşı olmayanlar ise
benim yanımda durmasın gitsin.” demiştir.
1942 yılının Mart ayında Osman BATUR’un bulunduğu yer olan Karamav’a gelmişlerdir.
Osman BATUR’un bulunduğu yere üç teyyare ile aralıksız saldırılarda bulunmuştur. Bunun
ardından Osman BATUR bulunduğu yerden Altay Dağlarına çekilmiştir.
Yapılanlara karşı Osman BATUR ve arkadaşları aralarında karar alıyor yerli halkın ve
Türkistan toprağının hepsinin hürriyetini, dinini, milletini, bütün toprağını sahip çıkıp
kendisine mal eden Sheng Tupan’ın komünist rejimine karşıyız. Bütün hudutlarımızda
başta Rusya olmak üzere komşu devletlerin hepsiyle düşman değiliz. Sadece Sheng Tu-
pan’ın komünist rejimine karşıyız. Toprağmızdan Sheng Tupan’ı çıkaracağız ve kendi
malımıza kendimiz sahip olacağız demişlerdir.
Osman BATUR’un üzerine gelen Çinli askerlere karşı büyük mücadeleler verilmiş her
defasında ipeği hoş Çinli leşlerini alıp gitmek ve silahlarını bırakarak kaçmak zorunda
kalmıştır. Bu sayede silah edinilebilmiştir.
Büyük mücadelelerden geçen Türkistanlıların büyük bölümü ise göç kararı almış ve
Hindistan’a doğru yönelmiştir. Osman BATUR ise yanındakilerle birlikte Türkistan’da
kalmıştır. Çinliye karşı Türk’ün kahramanlık destanını yazmıştır.
Kahpe Çinli yapacağını yapmıştır. 15 Şubat 1951 günü Çin Kurtuluş ordusuna esir
düşmüştür. Çin kuvvetleri tarafından kuşatılan Osman BATUR atına binip kaçmak
üzereyken kızı Azapay’ın da düşmanla çarpışmakta olduğunu görmüştür. Kızını atının
terkisine atarak tam göle girip karşıya geçmek isterken bindiği atın tökezlemesiyle birlikte
göle düşmüşler ve atı kendilerine menzil ederek çarpışmaya başlamışlar ama çatışma
sonunda esir düşmüştür.
Osman BATUR Kanamhal’dan Dunguanktaki askeri karargaha götürülmüştür. Çinliler
hakkında idam kararı vermişlerdir.
15 Mart 1951 günü boynuna levha asarak Urumçi sokaklarında gezdirmişlerdir. 28 Nisan
1951 günü üstü açık bir kamyonla Haydut Osman’a Ölüm Cezası Verildi yazılı bir levhayla
götürülmüş ve 29 Nisan 1951 tarihinde idam edilmiştir.


Yeni doğan bebeklere Türk dünyasında Osman BATUR adı verilmiştir bir çok yerde. Onun
gibi yiğit olsun diyerek….
Uçmağ içre bir can oldun. Mekanın cennet olsun Osman BATUR Beğ…
Sezer YOZGAT
http://www.ulkuocaklari.org.tr/default.asp?CCC=YaziSistemi&UO=Bak&ID=428