
1-Fiend Without a Face (1958) Beyin-kuyruk bileşimden oluşan görünmez bir yaratık tasarımı. Erken dönemin fark yaratan korku yönetmenlerinden Arthur Crabtreenin filmi, gerçek anlamda atom bombası ve nükleer enerji korkusu üzerinden üremiş o yılların Son Durakı (Final Destination) kıvamında. Efektleri saf dışı bırakırken telekinezi kavramının ve çılgın bilim adamı teriminin kalıplarını değiştiren alt tür konseptiyle ilerlemesi de Fiend Without a Facein formülüne çok şey katmıştır.

2-Hastenede Dehşet (The Brood) (1979) David Cronenbergden bedenle temas düşüncesi ışığında yürüyen, bu konuda da ana karnı ve doğum meseleleriyle ilgili alternatif adımlar atan bir yönetmen şaheseri. Yaratık efektlerinden varlıkların yetiştikleri yuvaya, korkutucu atmosferinden body-horror (insan bedeniyle ilişki kuran korku alt türü) yetkinliğine kadar her şeyiyle müzelik bir eser. Hastanede Dehşetin kimi kesimlerce kült, kimi kesimlerce klasik olarak anılması ise gayet doğal!

3-Yaratık (Alien) (1979) Ridley Scottın Vietnam korkusuna istinaden oluşturduğu dingin ve psikolojik uzaylı yaratık istilası filmi. Üç devam filmine alan açmasının yanında aynı zamanda bir de ekol oluşturdu. 1980lerde kült, komedi ve masalsı kelimelerini arkasına alan eserlerin ortaya çıkmasında bu kaynağın payı büyük. Ama bunların hiçbirini içinde bulundurmadığı da şüphesiz.

4-Troll (1986) Bu yıl içinde yönetmeni John Carl Buechlerin imzasıyla bir yeniden çevrime dönüşmesi planlanan bir eser Troll. Masalsı yaratık filmi melez formülünü tepeleme dolduran özgün evreniyle de her zaman konuşulmayı hak eder. Zira özellikle troll kralı odaklı öteki dünya portresi ve müzikal sahneleriyle unutulmaz bir seyirlik armağan etmiştir sinemaseverlere. 1990da paralel evrenden gelen trollerin bir ikinci filme kavuşması da sürpriz değildir.

5-Gremlinler (Gremlins) (1984) 2. Dünya Savaşı göndermeli mogwai yaratıklarından bir seçki. Joe Dantenin minik ötekilere hakimiyetini kanıtladığı bu sanat eseri, gerçek bir korku-komedinin sözünü veriyor. Ekonomik çöküş yaşayan bir Amerikan kasabası ile siyasi yaratık tanımı da cabası. Gremlinlerin kozasından tutun doğurgan suya kadar kimlik özellikleriyle pek fazla iz bıraktığı söylenemez belki. Ama bir de devam filmi veren eserin, efektleri ve tonlamasıyla çokça serinin önünü açtığı şüphesiz.

6-Karantina (Isolation) (2005) İnsanın insana kıydığı kendi hırsının kurban olduğu bir coğrafyanın öyküsü. Ya da bilimin bizim ruhumuzu yendiği mi demeli? Billy OBrienın el emeği göz nuru efektlerin ve çamurun arasına kurulu korku mizanseniyle dikkat çeken katıksız bir yaratık filmi. Hem İngiliz sinemasının hem de günümüzün konsepte yaklaşımının bir işaretçisi kıvamında. Karantinanın çiftlik tanımıyla takdir edilesi bir ürün olduğunu da ayrıca ekleyelim.

7-Basket Case (1982) İki devam filmi ile taçlandırılan özel bir korku-komedi. Bir dairede sandığıyla kalan gizemli bir adamın, ölümlere yol açmasının altında yatanlar üzerine... Onun yoldaşı konumunda ise bir sandık var! Ama bu eserin atardamarını oluşturan, gülüşü, çıkardığı sesler ve daha nicesiyle o sandığın içinde yaşayan yaratık. Yönetmeninin bile kült sinema hayranları arasında markalaşmasına olanak sağlayan bu yapıtın yeri her zaman ayrı!

8-Yaratıklar (Slither) (2006) Solucan görünümlü kaygan yaratıkların istilasına uğrayan bir kasaba. Onlara karşılık vermeye çalışan western lobisi ve daha nicesi. Korku ve bilimkurguya hakimiyetiyle dikkat çeken genç yönetmen James Gunndan eğlenceli bir alt tür denemesi

9-The Dark Hour (La Hora Fría) (2006) Yaratıkların her gün sadece soğuk saat adıyla bilinen zaman diliminde ortaya çıktığı yabancılaştırılmış bir coğrafyanın ürkütücülüğü üzerine... The Dark Hour, İspanyol bilimkurgu/korku sinemasının çıkışındaki kaliteli işlerden birine dönüşürken, özündeki Yaratık (Alien) etkisini geliştirmesiyle dikkat çekiyor daha çok. Özellikle prodüksiyon kalitesi, çocuk üzerinden kurulan tedirgin edici mizansen ve arka plandaki fikriyle seyirciyi sürekli diken üstünde tutuyor.

10-Critters (1986) Gremlinlerin tutması sonrasında konsepti masalsı halinden çıkarıp korkutucu sıfatıyla taçlandırmak isteyen bir eser. Dominic Muir-Stephen Herek ikilisinin yarattığı uzaylı istilası düşüncesini hakim kılan seri, üç filmle de bir geri dönüş aldı. Halen de 80ler ruhunun en belirgin kült yaratık filmleri arasında adı geçiyor Crittersın.

11-Katil Prezervatifler (Kondom des Grauns / Killer Condom) (1996) Seriye dönüşmemesini Almanya çıkışlı olmasına bağlayabiliriz. Martin Walzun ilk yönetmenlik denemesi Katil Prezervatifler, seri katil filmlerinde, kara filmlerde ve polisiye filmlerinde artan erotizme meydan okuma düşüncesini çılgın yollarla gerçekleştiren bir deneme. Öldürücü prezervatifler yaratmasıyla da bu yaklaşıma kült bir mesaj yolluyor.

12-Ghoulies (1985) Gerçek bir cüce ve küçük yaratık katliamı diyebiliriz. Din, kilise, günahlar ve aile ocağı üzerinden yürüyen bu katil tipi, filmin esas damarını oluşturuyor. Bu yaratık çetesinin bir de devam filmiyle onore edilmesi ise şaşırtıcı değil.