AntidepresaN
New member
Erdoğan'a Düşen Ateş: DOKUNULMAZLIK!
AKP başkanı Recep Tayyip Erdoğan, dokunulmazlıkların kaldırılması sonucunda Yüce Divan'a çıkma endişesiyle, halkı yanlış bilgilendirmek için çırpınıyor...
CHP tarafından milletvekili dokunulmazlığının kaldırılacağı korkusu şimdiden Tayyip Erdoğan ve partisinin kabusu haline geldi.
Dokunulmazlığın sadece TBMM çatısı altında, kürsüdeki konuşma ve düşüncelerin açıklamasıyla sınırlandırılarak, görevlerini kötüye kullanan, suç işleyen, adları yolsuzluklara karışan milletvekilleri için yargı yolunun açılması olasılığı Erdoğan'ı telaşa düşürdü.
Dokunulmazlıkların kaldırılması konusunu Bursa mitinginde halka çarpıtarak anlatan Erdoğan, "Dokunulmazlıklar kalkarsa siyaset yapılamaz" dedi.
Daha önce de Türkiye Cumhuriyeti'nin adalet sistemine inanmadığını açıklamış olan Erdoğan, dokunulmazlığın kaldırılması durumunda ülkede siyaset yapmanın imkansız hale geleceğini iddia ederek şöyle dedi:
"Yargının da, memurun da, askerin de kalkmalı. Sadece siyasetçi dediğiniz zaman bu ülkede siyaset yapacak insan bulamazsınız. Politikacıyı bugünkü gibi savcının eline mahkum edemezsiniz. Biz nelerin nasıl yürüdüğünü bu arada çok iyi gördük. Onun için kusura bakmasınlar; ne düşünerek bunu yaptığını da çok iyi biliyorum. Neye dayanarak söylüyorsun? İşte cumhurbaşkanlığı seçimi. Her şey güzel gidiyordu. Sayın Baykal biz anayasa mı değiştirdik? Gül, 357 oy aldı. Sayın Sezer 330 ile seçildi. 357 mi büyük, 330 mu büyük? Peki bu Anayasa Mahkemesi'nin aldığı karar nedir?"
"DEVLET ARACINI KULLANMAMA YSK İZİN VERDİ"
Başbakan Erdoğan, seçim yasaklarının yaklaşmasıyla birlikte makam aracının resmi plakasının üstüne sivil plaka takarak seçim gezisi yapmasının eleştirilmesine de sert çıktı. YSK başkanının onayını alarak böyle bir uygulamaya gittiğini açıklayan Başbakan, "CHP'ye yakınlığıyla tanınan bazı gazeteler edebe, adaba sığmayan ifadelerle nerelere kadar düştüler... Gazete patronları, bugüne kadar kendilerine hortum bağlayanları kaybettikleri için rahatsızlar. Çünkü hortumlarını kestim. Tayyip Erdoğan bu ülkede başbakan olduğu müddetçe tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyemeyecekler."
Geçmişte ne söylendi, bu gün ne söyleniyor ?
21 Ekim 2002 tarihli Hürriyet Gazetesi, Erdoğan'ın dokunulmazlıklarla ilgili tavrını şöyle duyuruyordu:
"DOKUNULMAZLIKLARI KALDIRACAĞIZ"
Seçim kampanyasının başından bu yana milletvekili dokunulmazlığının kaldırılmasına karşı çıkan AKP, eleştiriler üzerine çark etti.
AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, özellikle CHP lideri Deniz Baykal'ın yolsuzluk iddialarıyla yargılanan belediye bürokratlarına dokunulmazlık zırhı getirilmeye çalışıldığı eleştirilerinin ardından, kürsü dokunulmazlığı dışındaki suçlarda dokunulmazlığın kaldırılmasından yana olduklarını açıkladı. Erdoğan CHP'nin konuyu meydanlara taşıması üzerine dün Mersin'de sessizliğini bozarak, şöyle konuştu: "Arkasında dosya olanlar bu ülkeyi yönetemez diyorlar. Erdoğan'ın dokunulmazlığa yürüyen bir yolculuğu yok. Çünkü aday değilim. Ama onlar aday. Onlar konuşuyor, biz yaşıyoruz. Samimi değiller. Siyasilerin kürsü dokunulmazlığı dışındaki diğer suçlarda dokunulmazlıkların kaldırılmasından yanayız. Türkiye'de dokunulmazlık bir ayrıcalık olarak görülüyor. Biz bu ayrıcalığı kaldıracağız."
26 Ekim 2002 tarihinde CHP Lideri Deniz Baykal ile Erdoğan milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması konusunda birbirine yakın görüşler bildirirken, birbirlerinin partilerinde davaları devam eden adayları dile getirmekten de çekinmemişlerdi. Baykal, kürsü sorumsuzluğu dışında dokunulmazlığın sınırlandırılması önerisini gündeme getirince, Erdoğan, "'Neden kürsüdeki konuşmaya dokunulmazlık olsun. Gönül ister ki o da kalksın. Ele ele verip onu da kaldıralım'" dedi. Baykal, "Millet adına konuşulduğu için kürsü sorumsuzluğu verilmiştir, orası mukaddes bir makamdır" diyerek kürsü sorumsuzluğunun kaldırılmasının yanlış olacağını söyleyince, Erdoğan, "Sokaktaki Ahmet Efendiye o imkan sağlanmıyor" diye itiraz etmişti.
08 Kasım 2002 gününe gelindiğinde CHP Lideri Deniz Baykal, Recep Tayyip Erdoğan'a üç maddeden oluşan Anayasa değişikliği paketi önermişti:
1. Recep Tayyip Erdoğan'ın siyasi yasağını kaldıralım,
2. Dokunulmazlığı kaldıralım,
3. Seçim süresini dört yıla indirelim.
CHP Lideri Deniz Baykal, dün AKP Lideri Tayyip Erdoğan'a 3 maddelik Anayasa değişikliği önerdi. Baykal bu öneriyi, bir önceki gün görüştüğü ATO Başkanı Sinan Aygün'ün, "'Erdoğan'ın önünün açılması gerekir'" sözleri üzerine yaptı. Baykal, Erdoğan'ın siyasi yasağının kaldırılmasını da kapsayan bir Anayasa değişiklik paketine sıcak baktığını belirterek, şunları söyledi: "'Zaten siyasi suçun artık olmaması gerekir. Bundan devlete tehdit gelmez. Devletin güvenliği açısından böyle bir tedbir gerekli değildir. Bunu çözeriz. Bu konu, milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılmasını da içeren Anayasa paketi içinde ele alınabilir."
17 Kasım 2002'de ise Abdullah Gül başkanlığında 58. Hükümeti kurmuş olan AKP'nin hükümet programında dokunulmazlığın kaldırılması konusunun yer almadığı görüldü.
Recep Tayyip Erdoğan, 10 sayfalık eylem planını açıklarken, "'Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak'" sözlerini anımsatmıştı. Erdoğan AKP iktidarında, "'Farklılıkların çatışma kaynağı değil, zenginlik olarak algılandığı, itibarlı, demokratik, Doğu ve Batı'nın bir arada hayat bulduğu bir Türkiye vizyonu hayata geçirileceğini'" belirtmişti. CHP'nin, 1'inci önceliği olan dokunulmazlıklar konusunun neden planda yer almadığı sorusu üzerine ise Erdoğan, "Bu konuyu ilk birinci yılda düşünmüyoruz. Arkadaşlarımız bu konudaki Anayasal değişiklikler üzerinde çalışıyorlar. Ancak bu konu öncelikli hedeflerimiz içinde değil'" demişti.
Kaynak: Gazete arşivleri
AKP başkanı Recep Tayyip Erdoğan, dokunulmazlıkların kaldırılması sonucunda Yüce Divan'a çıkma endişesiyle, halkı yanlış bilgilendirmek için çırpınıyor...
CHP tarafından milletvekili dokunulmazlığının kaldırılacağı korkusu şimdiden Tayyip Erdoğan ve partisinin kabusu haline geldi.
Dokunulmazlığın sadece TBMM çatısı altında, kürsüdeki konuşma ve düşüncelerin açıklamasıyla sınırlandırılarak, görevlerini kötüye kullanan, suç işleyen, adları yolsuzluklara karışan milletvekilleri için yargı yolunun açılması olasılığı Erdoğan'ı telaşa düşürdü.
Dokunulmazlıkların kaldırılması konusunu Bursa mitinginde halka çarpıtarak anlatan Erdoğan, "Dokunulmazlıklar kalkarsa siyaset yapılamaz" dedi.
Daha önce de Türkiye Cumhuriyeti'nin adalet sistemine inanmadığını açıklamış olan Erdoğan, dokunulmazlığın kaldırılması durumunda ülkede siyaset yapmanın imkansız hale geleceğini iddia ederek şöyle dedi:
"Yargının da, memurun da, askerin de kalkmalı. Sadece siyasetçi dediğiniz zaman bu ülkede siyaset yapacak insan bulamazsınız. Politikacıyı bugünkü gibi savcının eline mahkum edemezsiniz. Biz nelerin nasıl yürüdüğünü bu arada çok iyi gördük. Onun için kusura bakmasınlar; ne düşünerek bunu yaptığını da çok iyi biliyorum. Neye dayanarak söylüyorsun? İşte cumhurbaşkanlığı seçimi. Her şey güzel gidiyordu. Sayın Baykal biz anayasa mı değiştirdik? Gül, 357 oy aldı. Sayın Sezer 330 ile seçildi. 357 mi büyük, 330 mu büyük? Peki bu Anayasa Mahkemesi'nin aldığı karar nedir?"
"DEVLET ARACINI KULLANMAMA YSK İZİN VERDİ"
Başbakan Erdoğan, seçim yasaklarının yaklaşmasıyla birlikte makam aracının resmi plakasının üstüne sivil plaka takarak seçim gezisi yapmasının eleştirilmesine de sert çıktı. YSK başkanının onayını alarak böyle bir uygulamaya gittiğini açıklayan Başbakan, "CHP'ye yakınlığıyla tanınan bazı gazeteler edebe, adaba sığmayan ifadelerle nerelere kadar düştüler... Gazete patronları, bugüne kadar kendilerine hortum bağlayanları kaybettikleri için rahatsızlar. Çünkü hortumlarını kestim. Tayyip Erdoğan bu ülkede başbakan olduğu müddetçe tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyemeyecekler."
Geçmişte ne söylendi, bu gün ne söyleniyor ?
21 Ekim 2002 tarihli Hürriyet Gazetesi, Erdoğan'ın dokunulmazlıklarla ilgili tavrını şöyle duyuruyordu:
"DOKUNULMAZLIKLARI KALDIRACAĞIZ"
Seçim kampanyasının başından bu yana milletvekili dokunulmazlığının kaldırılmasına karşı çıkan AKP, eleştiriler üzerine çark etti.
AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, özellikle CHP lideri Deniz Baykal'ın yolsuzluk iddialarıyla yargılanan belediye bürokratlarına dokunulmazlık zırhı getirilmeye çalışıldığı eleştirilerinin ardından, kürsü dokunulmazlığı dışındaki suçlarda dokunulmazlığın kaldırılmasından yana olduklarını açıkladı. Erdoğan CHP'nin konuyu meydanlara taşıması üzerine dün Mersin'de sessizliğini bozarak, şöyle konuştu: "Arkasında dosya olanlar bu ülkeyi yönetemez diyorlar. Erdoğan'ın dokunulmazlığa yürüyen bir yolculuğu yok. Çünkü aday değilim. Ama onlar aday. Onlar konuşuyor, biz yaşıyoruz. Samimi değiller. Siyasilerin kürsü dokunulmazlığı dışındaki diğer suçlarda dokunulmazlıkların kaldırılmasından yanayız. Türkiye'de dokunulmazlık bir ayrıcalık olarak görülüyor. Biz bu ayrıcalığı kaldıracağız."
26 Ekim 2002 tarihinde CHP Lideri Deniz Baykal ile Erdoğan milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması konusunda birbirine yakın görüşler bildirirken, birbirlerinin partilerinde davaları devam eden adayları dile getirmekten de çekinmemişlerdi. Baykal, kürsü sorumsuzluğu dışında dokunulmazlığın sınırlandırılması önerisini gündeme getirince, Erdoğan, "'Neden kürsüdeki konuşmaya dokunulmazlık olsun. Gönül ister ki o da kalksın. Ele ele verip onu da kaldıralım'" dedi. Baykal, "Millet adına konuşulduğu için kürsü sorumsuzluğu verilmiştir, orası mukaddes bir makamdır" diyerek kürsü sorumsuzluğunun kaldırılmasının yanlış olacağını söyleyince, Erdoğan, "Sokaktaki Ahmet Efendiye o imkan sağlanmıyor" diye itiraz etmişti.
08 Kasım 2002 gününe gelindiğinde CHP Lideri Deniz Baykal, Recep Tayyip Erdoğan'a üç maddeden oluşan Anayasa değişikliği paketi önermişti:
1. Recep Tayyip Erdoğan'ın siyasi yasağını kaldıralım,
2. Dokunulmazlığı kaldıralım,
3. Seçim süresini dört yıla indirelim.
CHP Lideri Deniz Baykal, dün AKP Lideri Tayyip Erdoğan'a 3 maddelik Anayasa değişikliği önerdi. Baykal bu öneriyi, bir önceki gün görüştüğü ATO Başkanı Sinan Aygün'ün, "'Erdoğan'ın önünün açılması gerekir'" sözleri üzerine yaptı. Baykal, Erdoğan'ın siyasi yasağının kaldırılmasını da kapsayan bir Anayasa değişiklik paketine sıcak baktığını belirterek, şunları söyledi: "'Zaten siyasi suçun artık olmaması gerekir. Bundan devlete tehdit gelmez. Devletin güvenliği açısından böyle bir tedbir gerekli değildir. Bunu çözeriz. Bu konu, milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılmasını da içeren Anayasa paketi içinde ele alınabilir."
17 Kasım 2002'de ise Abdullah Gül başkanlığında 58. Hükümeti kurmuş olan AKP'nin hükümet programında dokunulmazlığın kaldırılması konusunun yer almadığı görüldü.
Recep Tayyip Erdoğan, 10 sayfalık eylem planını açıklarken, "'Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak'" sözlerini anımsatmıştı. Erdoğan AKP iktidarında, "'Farklılıkların çatışma kaynağı değil, zenginlik olarak algılandığı, itibarlı, demokratik, Doğu ve Batı'nın bir arada hayat bulduğu bir Türkiye vizyonu hayata geçirileceğini'" belirtmişti. CHP'nin, 1'inci önceliği olan dokunulmazlıklar konusunun neden planda yer almadığı sorusu üzerine ise Erdoğan, "Bu konuyu ilk birinci yılda düşünmüyoruz. Arkadaşlarımız bu konudaki Anayasal değişiklikler üzerinde çalışıyorlar. Ancak bu konu öncelikli hedeflerimiz içinde değil'" demişti.
Kaynak: Gazete arşivleri