''Ergenekon terör örgütü''nde kim kimdir?

ße YouRSeLF

New member
Katılım
27 Tem 2007
Mesajlar
2,161
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
GezeGenine DuyaЯsız KaLma...


DANIŞTAY katili, Cumhuriyet'e atılan bombanın da faili çıktı. Ergenekon soruşturmasında ise aynı seri numaralı 27 adet MKE yapımı bomba ele geçirildi KİMSE bağlantıyı araştırmadı. MKE, "Bombaları Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na verdik" dedi. Kara Kuvvetleri yanıtladı: Envanterde eksik yok ..

17 mayıs 2006 tarihinde Alpaslan Arslan tarafından gerçekleştirilen Danıştay saldırısının soruşturması sürerken sanığın Cumhuriyet Gazetesi'ne yapılan el bombalı saldırıların da faili olduğu ortaya çıktı. Arslan ifadesinde "Üç olayda da bombaları kimliğini bilmediğim birisinden aldım" dedi. İlk planda dikkat çekmeyen ve üzerine gidilmeyen bu açıklama bir yıl sonra 12 Haziran 2007'de İstanbul Ümraniye'de bir evde bir sandık dolusu el bombası bulunmasıyla önem kazandı. Çünkü yapılan incelemede Cumhuriyet gazetesine saldırıda kullanılan bombaların Ümraniye'de bulunan bombalarla aynı seri numarasına sahip olduğu belirlendi.

ARAŞTIRILMADI

Ancak henüz Danıştay davası devam edereken ortaya çıkan bu bilgiye rağmen mahkeme bombaların izini sürmedi. Ancak Cumhuriyet saldırıları davasına bakan savcılık, bu dosya kapsamında bombaların peşine düştü. Öncelikle Cumhuriyet gazetesine atılan el bombalarının tip ve seri numaraları belirlendi. Ardından Ümraniye'de bir gecekonduda ele geçen el bombalarının tip ve seri numaraları tespit edildi. Bu çalışma ilginç bir gerçeği ortaya çıkardı: Cumhuriyet gazetesine atılan bombalarla, Ergenekon soruşturması çerçevesinde Ümraniye'de bir eve düzenlenen baskında ele geçirilen bombalar aynı tipti ve seri numaraları da aynıydı. Ortaya çıkan tablo, Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan emekli yüzbaşı Muzaffer Tekin, emekli binbaşı Zekeriya Öztürk, emekli astsubay Oktay Yıldırım, emekli binbaşı Fikret Emek gibi isimlerin, Danıştay saldırganı Alparslan Aslan'la bağlatılı olduğununa işaret ediyordu. Ergenekon soruşturması kapsamında emekli general Veli Küçük'ün de tutuklanmasının ardından Alpaslan Arslan ile birlikte Danıştay ve Cumhuriyet saldırılarından hüküm giyen Osman Yıldırım'ın verdiği ifade, bu bağlantıyı iyice ortaya çıkardı. Yıldırım, Ergenekon soruşturmasında verdiği ifadede "Ataşehir'de Veli Küçük ile yaptığımız toplantıda Cumhuriyet ve Danıştay saldırılarının kararı alındı. Cumhuriyet gazetesinin bombalarını Veli Küçük'ten aldık. Bombaların iki tanesini Alparslan Arslan'a, bir tanesini de bana verdi" dedi. Polisin Ataşehir toplantısını doğrularken gözler tekrar bombalara çevrildi.

'EKSİK YOK' YANITI

Bombaların ortaya çıkardığı bağlantılar sadece Danıştay ve Cumhuriyet olaylarını aydınlatmakla kalmıyor. Bağlantılar, " Necip Hablemitoğlu'nu öldürmem teklif edildi" diyen ve İzmir'de aynı seri el bombasıyla öldürülen İbrahim Çiftçi cinayetine kadar uzanıyor. Bu seri numaralı bombaları Kara Kuvvetleri'ne verdiğini belirten MKE'ye karşılık Kara Kuvvetleri "Envanterde eksik yok" yanıtı verdi ama bombalar şu anda savcılığın emanetinde. Ama bombaların nereden çıktığı hâlâ karanlıkta.


Ergenekon'da kim kimdir?


VELİ KÜÇÜK

Emekli tuğgeneral. 1996'da Abdullah Çatlı'nın öldüğü Susurluk'taki kazadan sonra adı gündeme geldi. Ölmeden önce Çatlı'yla telefonda konuşan son kişiydi. Küçük, Muzaffer Tekin ve Alparslan Arslan ile aynı fotoğraf karesinde yer aldı.

Oktay Yıldırım

ÜMRANİYE'DE bir gecekondudaki 27 adet el bombasının sahibi. Özel Harp Dairesi'nden malulen emekli astsubay. Ergenekon'dan tutuklu.

Alparslan Arslan

DANIŞTAY saldırısını gerçekleştirdi. Cumhuriyet'e atılan bombaların faili. Muzaffer Tekin ve Veli Küçük ile çekilmiş fotoğrafları ortaya çıktı.

Muzaffer Tekin

EMEKLİ yüzbaşı, işyerinde 2 el bombası çıktı. Danıştay saldırısından sonra gözaltına alındı. Ergenekon soruşturmasında ise tutuklananlar arasında.

Zekeriya Öztürk

EMEKLİ binbaşı. Ümraniye'de ele geçen patlayıcıların sahibi olduğu söylendi. Danıştay saldırısında gözaltına alındı. Ergenekon'da tutuklandı.

Fikret Emek

MUZAFFER Tekin'in "Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'ni ondan aldım" dediği emekli binbaşı. Evinden 11 kilogram C-3 patlayıcı, 10 adet el bombası çıktı.

Osman Yıldırım

DANIŞTAY ve Cumhuriyet gazetesi saldırılarını Arslan'la birlikte yaptı. Ergenekon savcısına bombaları Veli Küçük'ten aldıklarını söyledi.

Aynı bombalar 17 olayda çıktı

EMNİYET'İN yaptığı incelemede aynı seriden olduğu tespit edilen bombalarla ilgili olaylar şöyle sıralanıyor:

04.12.1998:

Manisa Akhisar'da bir eve yapılan baskında iki adet el bombası bulundu.

26.02.1999

: İzmir Urla'da gömülü 10 adet bomba bulundu.

25.03.1999:

Şırnak'ta 41 kişinin tutuklandığı Hizbullah operasyonunda ele geçirilen 6 adet el bombasından biri.

26.05.1999:

Trabzon Of'ta Nicu Portase'nin bürosuna atılan el bombası.

30.12.2000:

İzmir Karşıyaka'de Ali Özgüleç'te bulanan savunma tipi el bombası.

29.07.2001:

Antalya Alanya'da bir otelde elbise dolabında 3 adet el bombası bulundu.

11.08.2001

: Hatay merkezde Hayrettin Yavuz isimli kişiye ait 01 SK 282 plakalı araca atılan el bombası.

29.07.2002:

Kütahya'da çöp bidonunda bulunan el bombası.

27.02.2003:

İstanbul Eyüp Eyüp Lisesi yanında bulunan bomba.

18.05.2003:

Amasya Merzifon'da Kerem Adıgüzel'e ait evin bahçesinde patlayan MKE savunma tipi el bombası.

25.11.2003:

Ağrı Patnos'ta arazide pimi çekilmiş ancak patlamamış halde bulunan el bombaları.

09.05.2005:

Kırıkkale Keskin'de Serkan Şahin ve Abdurrahman Dağ isimli kişilerde yakalanan iki adet el bombası.

10.05.2006:

İstanbul Şişli'de Cumhuriyet Gazetesine atılan patlamış savunma tipi el bombası.

02.10.2006:

İzmir Konak'ta, İbrahim Çiftçi'nin öldüğü, 2 kişinin yaralandığı Alsancak kahvehanesine atılan 2 adet el bombasından biri.

30.11.2006:

İstanbul Tuzla'da bir apartmanın girişinde bulunan MKE savunma tipi el bombası.

11.12.2006:

Iğdır Doğu oteli kazan dairesinde bulunan patlamamış bir adet MKE savunma tipi el bombası.

23.01.2007:

Yozgat'ta Kirazlı Göleti'nde bulunan bir adet ABD menşeli M 26 tipi savunma tipi el bombası.




ÇANAKKALE'NİN Biga ilçesinde 31 Mart akşamı devriye gezen polisler yolda elinde poşetle yürüyen bir kişiden kuşkulandı. Durdurulup poşeti kontrol edilmek istenen zanlı kaçmaya başlayınca polisler peşine düştü. Elindeki poşeti bir arkadaşına ait işyerine bırakan S. D. takip sonucu yakalandı. Poşetten 2 adet el bombası çıktı. S.D. bombaları Biga Jandarma Komutanlığı'nda uzman çavuş olarak görev yapan P.G.'den temin ettiğini söyledi.





SABAH
 
Tabiii tabiii :) akp medyası..daha dava sonuçlanmamış..dava sonuçlansın bakalım...! kimsenin de sucluyu savunacak hali yok.aa bu arada ergun poyraz nerde..Talip beyin sırlarını araladığı içinmi içerde tutuluyor...AKP kendine muhaliflere ambargo koyuyor..:)
 
O kadar çok el bombaları dolaşıyo ki ortalıkta inşallah kimsenin canını ailesini yakmaz.
 
daha ortada iddaname yok, açılan tek bir dava yok. ama ampul medyası birilerini sürekli karalama kampanyası içersinde.
hukukta bir söz vardır, "suçu ispatlanana kadar herkes suçsuzdur" diye...yazıda ismi geçenlerin hiçbirinin hakkında ispatlanan bir suç yok -ergenekon kapsamında- ama maaşaallah ampul medyasında iftira son sürat devam ediyor.
 
Fethullahçı Gladyo...

Türkiye Barolar Birliği uyarıyor:

"Türkiye tehlikeli bir hesaplaşmaya gidiyor!"

Peki, AKP iktidarı tehlikeli hesaplaþmanın neresinde?

Bana kalırsa tam göbeğinde!..

Tayyip Bey'le, Ertuğrul Günay'la, Bülent Arınç'la, Dengir Fırat'la, AKP medyasıyla birlikte...

Oray Eğin Akşam'da Fehmi Koru'yu, Kürşat Bumin Yeni Şafak'ta Şamil Tayyar'ı çok iyi anlatmışlar...

Ortada bir "Ergenekon Çetesi" var ama sekiz aydır savcı iddianameyi henüz hazırlamamış...

Son olayı anlatmaya gerek yok!..

İlhan Selçuk ve Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu 48 saat gözaltında kaldıktan sonra salıverildiler...

İP Genel Başkanı Doğu Perinçek, Aydýılık Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Serhan Bolluk, Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmeni Ferit İlsever ve gazeteci Adnan Akfırat ise dün sabaha karşı tutuklanıp cezaevine konuldular...

Elbet Türkiye'de hukuku, demokrasiyi tehdit eden ne varsa ortaya çıkarılmalıdır...

Burada bşþka bir şey var. Hukuku, demokrasiyi tehdit edenler değil Fethullah Gülen'e dokunanlar yanıyor, "çete" kılıfıyla Türkiye'nin bilim insanlarına, gazetecilerine, savcılarına, yargıçlarına, siyasilerine gözdağı veriliyor:

"Fethullah'a dokunursan yanarsın!"

Kalp hastası yazar Ergun Poyraz suçunun ne olduğunu bilmeden tutuklandı ve sekiz aydır cezaevinde...

Ergun Poyraz neden tutuklandı ve hâlâ ortada niçin hiçbir iddianame yok?

AKP'nin Kültür Bakanı Ertuðrul Günay, devlet içine sızmış çeteyle savaşım verdiklerini söyleyip ne demişti:

"Cumhuriyet Yargıtay Başsavcısı bunların yönlendirmesiyle AKP'yi kapatmak istiyor!"

Ardından İlhan Selçuk, Kemal Alemdaroğlu, Doğu Perinçek gözaltına alındı...

*****

Önceki gün Ankara'daydım...

Çete medyasının tetikçileri görev başındaydılar...

Mustafa Balbay'la konuşurken şöyle dedi:

"Erdoğan, ayrıntılarını yargıdan değil, çete medyasından öğrendiğimiz Ergenekon soruşturmasını 'Temiz eller' operasyonuna benzetti..."

Doğruydu !..

Ortada savcılık iddianamesi yoktu ama tüm bilgiler "çete medyası"na Fethullahçı Gladyo tarafından sızdırılıyordu...

DSP'den milletvekili olamayan, AKP'den seçilemeyen, düşünce derinliğinden yoksun Şamil Tayyar'a bakın neler söylüyordu:

"Özellikle medya sektöründen çok sürpriz ve ünlü isimler gözaltına alınabilir. Aynı zamanda akademisyenler de olabilir. Veya bir başka yerden olabilir..."

Kürşat Bumin'in deyişiyle, Şamil Tayyar gazeteci değil, operasyonun her aşamasına ilişkin istihbarata sahip yetkili gibi konuşuyor...

Bu kişi Star gazetesinin Ankara temsilcisi...

İşte AKP medyasının durumu bu!..

Kürşat Bumin haklı olarak soruyor:

" Askerin demokrasinin emrettiği yerde kalması gerektiğini her gün tekrarlarken, bir de başımıza aynı öneriyi tekrarlayan polis mi çıktı?.."

Fethullahçı Gladyo duruma egemen...

İnternette kurmay albayların, yarbayların, binbaşıların, astsubayların, askeri-sivil memurların, askeri okul öğrencilerinin "soy ağacını" çıkaran adres belli. O adreste oturanlar kurmay subaylara, astsubaylara, askeri-sivil memurlara, askeri okul öðrencilerine "TSK'ye sızmış vatan hainleri" diyebiliyor...

Gerçekten ortada vahim bir fotoðraf duruyor... Türkiye tehlikeli bir hesaplaşmaya gidiyor...

****

Eski Ankara Emniyet Müdürü Cevdet Saral, yardımcısı Osman Ak, İstihbarat Şube Müdürü Ersan Dalman, yardımcısı Zafer Aktaş, Fethullah yüzünden yanmadılar mı?

Ergun Poyraz, Fethullah için 1999'da DGM'ye suç duyurusunda bulunmamış mıydı?

Nuh Mete Yüksel'in, savcı Salim Demirci'nin başına gelenleri unuttuk mu?

Bu hafta Fethullahçı Gladyo'yu anlatmayı sürdüreceğim.

Ne demiştim?

Kimse bizi yıldıramaz, susturamaz! Korkmuyoruz, yılmıyoruz!..

Hikmet ÇETİNKAYA

Cumhuriyet,25.03.2008
 
bu davanın sonun kadar gidildiği takdirde kimleri göreceğiz ergenekonun içersinde kimbilir
kararlılıklar devam edilmeli soruşturmaya.
 
Hukukçular : "Ergenekon" Sorguları Yasaya Aykırı

Açık İstihbarat

"Ergenekon" şifresiyle anılan soruşturmada başvurulan sorgu ve gözaltı yöntemleri hukuk açısından sorun olmaya devam ediyor.

"Savunma suçlamayla başlar" ilkesine dikkat çeken hukukçular, 9 ay önce başlayan Ergenekon soruşturmasında henüz kime hangi suçun isnat edildiğinin bilinmemesini Yeni Türk Ceza Kanunu'na aykırı buluyorlar. Yaşanan sürecin yasadışılığına dikkat çeken hukukçuların bu konudaki görüşleri şöyle:
DOÇ. DR. ÜMİT KOCASAKAL (Galatasaray Üniversitesi):

Olayın sorgu için çağrılma süreci ve ifadenin alınmasında yöneltilen soruların içeriği olmak üzere iki boyutu var.

Yeni Ceza Muhakemesi Yasası'nın (CMY) 145. maddesinde, ifadesi alınacak ya da sorgulanacak kişinin davetiye ile çağrılacağı, gelmez ise zorla getirileceği belirtilmektedir.

Ne zaman zorla getirilebilir?

Hakkında tutuklama kararı verilmesi veya yakalama emri düzenlenmesi için yeterli nedenler bulunan kişiler...

Bunun için de kişinin suçu işlediğine dair kuvvetli olguların olması gerekir. Kişinin kaçabileceği, delilleri karartabileceği ya da tanıkları baskı altında tutabileceği gibi emarelerin bulunması gerekir

Örneğin, İlhan Selçuk'un gözaltına alınması sürecinde bunların hiçbiri olmadı.

Yasa kasten ihlal edildi, idare tamamen keyfi davrandı. Bence yetkiyi veren ve yerine getirenler, görevi kötüye kullanma suçu işledi.

CMY'nin 147. maddesine göre sorguya alınan kişiye suçun anlatılması gerekir ve sorular da ancak ve ancak isnat edilen bu suça ilişkin olabilir.

'Falan gün neredeydin, falancayı tanıyor musun' gibi sorular sorulamaz. Bu özel hayatın gizliğini ihlaldir.

148. maddeye göre sorgulanan kişinin beyanı özgür ifadesine dayanmalı. Bu nedenle kişiye kötü davranma, işkence, ilaç verme, yorma, aldatma gibi müdahaleler yapılamaz.

Bu yasak sorgudur. Bu süreç tamamıyla hukuksuz. Bir şeyleri bulandırma, örtbas etme amacı var."



CEZA AVUKATI KEMAL KUMKUMOĞLU:

Şüphelilere ilişkin araştırma yapılırken telefon dinleme en son başvurulacak yöntemdir.

Dinleme, söz konusu suça ilişkin başka bilgi ve belgeye ulaşılamayan hallerde devreye girer.

Oysa polis en baştan telefon dinleyerek en rahat yolu seçiyor. Telefon dinlemenin sonucunda elde edilen kayıtlardan, özel hayatla ilgili kısmın derhal imha edilmesi gerekir. Hatta bu konu tekrar konuşulmamalı, savcı bile özel hayatla ilgili kısımlara bakmamalıdır.


Hukukta "Savunma suçlamayla başlar" diye bir ilke vardır..

Sorgulanan kişi, özel hayatının baskısını üzerinde hissetmemeli. Özel hayat konuları bir kenara bırakılarak sadece bahsi geçen suça ilişkin sorular sorulmalı. Özel hayata ilişkin soruları katiyen sorulamaz. Bireylerin özel hayatına yüksek özen gösterilmeli. Sorgulamada kişiye, suçlamanın temeli açıklanmalı. Oysa kimse henüz Ergenekon soruşturmasında suçun ne olduğunu, kimlerin bu suça katıldığını bilmiyor."



PROF.DR KÖKSAL BAYRAKTAROĞLU (GALATASARAY ÜNİVERSİTESİ):

"Yeni Ceza Muhakemesi Kanunu'na (CMK) göre kişinin sorgulanması sırasında özel hayata ilişkin, iş ve aile ilişkilerini konu edinen sorular sorulamaz.

Sorgulanan kişinin mesleki etkinliklerinin gün ve yer itibariyle ortaya konulması, davetlerden söz edilmesi, arkadaş çevresinden isimlerin sayılması, aile yaşantısının ortaya konulması ve bunlarla ilgili açıklama talep edilmesi, yorma, aldatma ve ruhsal müdahale olarak kabul edilebilir.

Bu gereklilik ve özelllik Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6/3 a maddesinde de yer almaktadır."
Öte yandan, 17 gündür tutuklu bulunan İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'in polis ifadesi Aydınlık dergisinde yayımlandı.

Perinçek ifadesinde, sorgulamada sorulan sorular ve basına sızdırılan 'ilişki çizelgelerinin' yurtsever yayın organlarını birbirinden korkar hale getirmeyi amaçladığını söyledi.

Ergenekon ve lobi faaliyetlerine bakılarak medya kuruluşlarının kontrol altına alınması ve kendi medya kuruluşlarının oluşturulmasının amaçlandığını söyleyen Perinçek,

"Abdülhamit dönemine mi döndük? Aydınlar birbirine mektup yazamayacak mı?" dedi.

Perinçek'in ifadesinde,

"Soruşturma, suçun tanımı yapılmadan insanların her türlü ilişkisini, görüşmesini araştıran kanun dışı bir çizgidedir"

cümlesi de yer aldı.
 
açılan konulara ve yorumlara bakınca sadece içimden çok ağır küfür etmek geliyor artık. neyse , bunun yerine basit ve sığ konularını medya olmaktan çok, savcı, hakim, yargıç avukat ve cellat olmuş birilerinin emir kulu konumundaki tuhaf yapıdan seçip, sonrada gerçekmiş gibi( kendilerine ait en küçük aklı başında yorum yada düşünce göremedim henüz)
burda sunanlara sadece soruyorum; ömrünüzde Uğur Mumcu okudunuz mu?
kurnazlığı akıl sananlar hiç bir şey üretemezler, sadece hazırı tüketirler. işte güzel ülkemin hali budur.
 
Kendilerini Türk yerine Türkiyeli gören medyanın keyfine diyecek yok artık. Şükür, AKP iktidarı sayesinde bugünleri de gördüler! Emekli Paşa’dan gazetecisine kadar her meslekte öne çıkmış milliyetçi-vatansever diye bilinen onca insan da gözaltına alındı!
Ergenekon operasyonu ile ilgili olarak yayın yasağı yok mu? Var.. Peki o zaman gazetelerdeki haberler nereden çıkıyor?.
Eğer bir suç varsa elbette bu cezalandırılır ama bağımsız yargı tarafından verilir bu ceza. Ancak henüz hiçbir şey kanıtlanmadan Türk Milliyetçiliği dolaylı olarak bu biçimde hedef alınamaz... İspatlanmadan Türk ordusunun şerefli bir generaline çete mensubu diyemezsiniz...deliller sağlam da demeyin, bunları hukuk değerlendirecek.. Hatırlayın, AKP döneminde buna benzer kaç tane çete operasyonu yapıldı ve sonuç ne oldu? Sorarım size, Ankara"daki o çete operasyonlarından şimdi cezaevinde bulunan bir tek kişi bile var mı?
 
Bütün bu olanlar AKP nin şeriat devleti kurma ve Türkiye'yi satma planının bir parçasıdır.Kim yola taş koyabilirse herkesi gözaltına aldılar.Fetullah Gülen'in beraat kararı ile,ABD nin Fetullah Gülen'in Yeşil Kart başvurusunu reddetmesinin aynı güne gelmesi tesadüf değildir.Fetullah Gülen'in Türkiye'ye geldiği gün her taraf yeşil bayrak olursa sakın şaşırmayın.Çünkü buna engel olabilecek veya halkın önüne geçip liderlik yapacak kim varsa hallettiler.Hala bu oyunlara kananlar var ya,ona şaşıyorum.Vah benim garip halkım.Bu halk bir KURTULUŞ SAVAŞI daha çıkaramaz.
Büyük Atatürk'ün büyük sözü:
BENLİĞİNİ KAYBETMİŞ ULUSLAR YOK OLMAYA MAHKUMDUR!!!...
 
başlıktaki "terör örgütü" tanımlaması çok yanlış..hepsi memleketini,Atatürk`ünü sevip,sahip çıkan insanlar..
 
çok Kapsamlı Ve Detaylı Bir çalışma Olmuş Bunların Tamamını Asacaksın

Bunlar Gerçek Vatan Haini Işte

Ya bu kadar kesin nasıl konuşabiliyorsun anlamıyorum?

Onlarla beraberdinde sonradanmı ayrıldın sen bu kadar kati yorum yaptın?

Bu kadar insanı karalamak bu kadar kolaymı?

Sen kimi asmaya kalkıyorsunki?
 
Ya bu kadar kesin nasıl konuşabiliyorsun anlamıyorum?

Onlarla beraberdinde sonradanmı ayrıldın sen bu kadar kati yorum yaptın?

Bu kadar insanı karalamak bu kadar kolaymı?

Sen kimi asmaya kalkıyorsunki?

Devleti Kendilerine Babalarından Miras Zannedenler Emekli Olup Fonksiyonlarını Kaybedince Ve Bunayınca Bu Tür Işlere Girişiyorlar

Ben Bir Solcuyum Sonuna Kadar Bu Olayın üzerine Gidilmeli

Ucu Kime Ve Nereye Uzanıyorsa Derhal Ortaya çıkarılmalı Ve Tarihle Yüzleştirilmeli

Bakalım Ne Cinayetler Kaç Milyar Dolarlık Işler Ve Daha Ne Karanlık Olaylar Ortaya çıkacak

Ama Bunu Tayyip Hükümetinin Yapacağını Sanmıyorum


ergenekon adlı terör ve suç örgütü Nato tarafından (CIA) sovyetler birliğine karşı Türkiye'de kurulmuş fakat SSCB Dağıldıktan sonra bizzat CIA tarafından işlevsiz kılınmış ve dönemin başbakanı Turgut Özal'a bu örgütün miadını tamamladığını söylenmiştir.

benzeri yapılanmalar italyada ispanyada macaristan ve yunanistanda ortaya yine CIA tarafından çıkarılmış ve yine CIA tarafından işlevsiz kılınmıştır,

bilgisi olan arkadaşlar hatırlayacaklardır

yunanistan macaristan ispanya ve en sonda italya bu örgütün amaçları dışına çıktıklarını saptamış ve bu yapılanmayı bertaraf etmiştir şimdi CIA nın turkey den istediği tamda budur
 
Mahkeme kararı olmadan kimseye Vatan haini diyemezsin.O zaman sende bir vatan hainisin bakalım zoruna gidecekmi?

yaptıkları işler ortada tamamı suçlu ve hakettikleri cazaya çarptırılmalı

ben niye vatan haini olmuşum ne alaka

başlıktaki "terör örgütü" tanımlaması çok yanlış..hepsi memleketini,Atatürk`ünü sevip,sahip çıkan insanlar..

VELİ KÜÇÜK

Emekli tuğgeneral. 1996'da Abdullah Çatlı'nın öldüğü Susurluk'taki kazadan sonra adı gündeme geldi. Ölmeden önce Çatlı'yla telefonda konuşan son kişiydi. Küçük, Muzaffer Tekin ve Alparslan Arslan ile aynı fotoğraf karesinde yer aldı.

Oktay Yıldırım

ÜMRANİYE'DE bir gecekondudaki 27 adet el bombasının sahibi. Özel Harp Dairesi'nden malulen emekli astsubay. Ergenekon'dan tutuklu.

Alparslan Arslan

DANIŞTAY saldırısını gerçekleştirdi. Cumhuriyet'e atılan bombaların faili. Muzaffer Tekin ve Veli Küçük ile çekilmiş fotoğrafları ortaya çıktı.

Muzaffer Tekin

EMEKLİ yüzbaşı, işyerinde 2 el bombası çıktı. Danıştay saldırısından sonra gözaltına alındı. Ergenekon soruşturmasında ise tutuklananlar arasında.

Zekeriya Öztürk

EMEKLİ binbaşı. Ümraniye'de ele geçen patlayıcıların sahibi olduğu söylendi. Danıştay saldırısında gözaltına alındı. Ergenekon'da tutuklandı.

Fikret Emek

MUZAFFER Tekin'in "Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'ni ondan aldım" dediği emekli binbaşı. Evinden 11 kilogram C-3 patlayıcı, 10 adet el bombası çıktı.

Osman Yıldırım

DANIŞTAY ve Cumhuriyet gazetesi saldırılarını Arslan'la birlikte yaptı. Ergenekon savcısına bombaları Veli Küçük'ten aldıklarını söyledi.

Aynı bombalar 17 olayda çıktı

EMNİYET'İN yaptığı incelemede aynı seriden olduğu tespit edilen bombalarla ilgili olaylar şöyle sıralanıyor:

04.12.1998:

Manisa Akhisar'da bir eve yapılan baskında iki adet el bombası bulundu.

26.02.1999

: İzmir Urla'da gömülü 10 adet bomba bulundu.

25.03.1999:

Şırnak'ta 41 kişinin tutuklandığı Hizbullah operasyonunda ele geçirilen 6 adet el bombasından biri.

26.05.1999:

Trabzon Of'ta Nicu Portase'nin bürosuna atılan el bombası.

30.12.2000:

İzmir Karşıyaka'de Ali Özgüleç'te bulanan savunma tipi el bombası.

29.07.2001:

Antalya Alanya'da bir otelde elbise dolabında 3 adet el bombası bulundu.

11.08.2001

: Hatay merkezde Hayrettin Yavuz isimli kişiye ait 01 SK 282 plakalı araca atılan el bombası.

29.07.2002:

Kütahya'da çöp bidonunda bulunan el bombası.

27.02.2003:

İstanbul Eyüp Eyüp Lisesi yanında bulunan bomba.

18.05.2003:

Amasya Merzifon'da Kerem Adıgüzel'e ait evin bahçesinde patlayan MKE savunma tipi el bombası.

25.11.2003:

Ağrı Patnos'ta arazide pimi çekilmiş ancak patlamamış halde bulunan el bombaları.

09.05.2005:

Kırıkkale Keskin'de Serkan Şahin ve Abdurrahman Dağ isimli kişilerde yakalanan iki adet el bombası.

10.05.2006:

İstanbul Şişli'de Cumhuriyet Gazetesine atılan patlamış savunma tipi el bombası.

02.10.2006:

İzmir Konak'ta, İbrahim Çiftçi'nin öldüğü, 2 kişinin yaralandığı Alsancak kahvehanesine atılan 2 adet el bombasından biri.

30.11.2006:

İstanbul Tuzla'da bir apartmanın girişinde bulunan MKE savunma tipi el bombası.

11.12.2006:

Iğdır Doğu oteli kazan dairesinde bulunan patlamamış bir adet MKE savunma tipi el bombası.

23.01.2007:

Yozgat'ta Kirazlı Göleti'nde bulunan bir adet ABD menşeli M 26 tipi savunma tipi el bombası.

BU NASIL ATATÜRK SEVMEK NASIL MEMLEKET SEVMEK ALLAH AŞKINA SİZ Mİ ÇILDIRDINIZ BİZ Mİ ÇILDIRDIK
 
yaptıkları işler ortada tamamı suçlu ve hakettikleri cazaya çarptırılmalı

ben niye vatan haini olmuşum ne alaka

Sen keyfine göre adamları yargılayıp Vatan haini ilan edeceksin ve asacaksın.bende solcuyum demene ragmen araştırmayıp amerikanın oyununa gelmen nedeniyle vatana ihanet ettiğine karar veriyorum ve seni idama mahküğm ediyorum.Bak aynı mantık.
 
Geri
Üst