Erleri hizmetçiliğe verenlerin cezası

ben hakan

New member
Katılım
12 Ocak 2010
Mesajlar
4
Reaction score
0
Puanları
0
Erleri hizmetçiliğe verenlerin cezası

BUNCA yıl sonunda hâlâ şu dersi alıyorum:
Bazı konular var.
Çok kişi biliyor; çok az kişi konuşuyor.
Hemen hemen kimse yazmıyor.
Hiç kimse haber yapmıyor.

Bence düşmandan ziyade “kardeş” olabilecek cumhuriyet ve demokrasi ideallerinin, plazalardan en ücra atölyelere kadar, iş “emek”e gelince nasıl göbekten iğfal edildiğini sık yazıyorum. Mevzu bu ise; cumhuriyetçiliğin, demokratlığın, hukukun üstünlüğü ve insan hakları masallarının, AB standardı gibi hikâyelerin, kimi meşhur sivil toplum örgütü raporlarının, sözde özgürlükçü, hakçı, halkçı, cumhuriyetçi, demokrat gazetecilerin;
Lakabı adalet, halk, demokrat, sosyal, doğru olan partilerin nasıl zortladığını anlamaya, anlatmaya gayret ediyorum.

Her tür hiyerarşi, iktidar, kuvvet, kudret, servet, otorite, tahakküm biçiminin “insan”ı rehin tutabilmek, köleleştirmek ve aşağılamakta nasıl donanım, deneyim, cüret sahibi olduğunu, nasıl ittifak yaptıklarını da.

“Cumhuriyet ve demokraside ordunun yeri eleştirisi” zaten yapmadığım şey değil.
Gladio, kontrgerilla, Susurluk geleneğinden güncel tezahürlere kadar, fiili darbeler ile heveslerine karşı tavır da.

Başkaları da yapıyor zaten. Elbet hiç yapmayan ve tam tersi saf alan da çok. Ama bir konu var ki, nedense her cephede cız.
“Ordu içinde cumhuriyet ve demokrasinin, insanın ve haklarının hali” meselesi. Nice “demokrat”, zaten “her asker bir asker olduğu için” de “askerin insan hakkı”na insanlık, hukuk, demokrasi meselesi diye bakmıyor bile.

Nice “cumhuriyetçi” ise, sorgusuz “orducu” olarak, hele AKP ve yandaşlığı karşısında muhalifliği “orduya, hatta darbeye yazılmak” sandığı için; kimi subay da dahil, profesyonel ordunun yüzde 80’inden fazlasının haline, “En
cumhuriyetçi kurum”da cumhuriyetin imtiyaz ve haksızlıkla ihlaline zerre bakmıyor.

Beş yıldır buna bakmayı öğrendim. Bu konuda medyada yalnız kalmayı da.
On binlerce asker ile emeklisi bunu gördü; on binlerce tanıklıkla bu sürece katıldı.
Neyse... Önceki iki gün, Dipsiz Kuyu, “kozmik hâkimi takip kuşkusu”yla durdurulan iki askeri araçtaki personele dairdi.

Genelkurmay, “paranoya” derken, araç ve askerlerin “general konutuna tahsisli; evde tadilat ile kuruyemiş, dondurma, yaş pasta alışverişinde
görevli”
olduklarını ilan etmişti.
O iki yazı, tüm tevazumla, Türkiye’de elden ele, garnizondan garnizona, sınırdan sınıra dolaşıyor. MSB “Sabret Gönül”ün haberi yoktur ama bunu Genelkurmay, bir de ben, iyi biliyoruz!
Yürürlükteki “Atatürk’ten miras bir Cumhuriyet kanunu” ile nokta koyayım.

Askeri Ceza Kanunu. Kabul tarihi
22.5.1930
Madde 114 (Değişik: 25.3.1953 – 6078-1):Erleri Kanuna Muhalif Olarak Hizmetçiliğe Verenlerin Cezası:


“Kanunen emir veya seyis eri almaya hakkı olmayanlara emir veya seyis eri verenlerle istihdam edenler asker olsun olmasın bir aydan 3 aya kadar hapsolunur.
Emir veya seyis eri almak hakkını haiz olanlardan kendi emir veya seyis erini askerlik şeref ve haysiyetine uymayan şekillerde süfli hizmetlerde çalıştıranlar veyahut bunların vazifesi dışında kendi sanat, meslek veya şahsi işlerinde
çalışmasına müsaade veya müsamaha edenler bir aydan 6 aya kadar hapsolunur.
Askerleri hizmetçiliğe veya sair suretlerle çalışmaya verenlerle asker olsun olmasın alan veya çalıştıranlar 2 aydan bir seneye kadar hapsolunur.”


Başbakan’a, Genelkurmay Sözcüsü “Sabret Gönül”e, Genelkurmay Başkanı’na, Askeri Yargı mensuplarına soruyorum:


Başta generaller, Silahlı Kuvvetler’de kaç kişi fiilen bu suçu işliyor? Bugüne kadar kaç subay, astsubay 114’ten mahkûm oldu? Burada (veya orada) cumhuriyet, demokrasi, hukuk devleti geçerli mi?

Bir de medyaya soruyorum:

Bu mevzunun hiç haber, yazı kıymeti yok, değil mi? Milyonlarca insan hayatının bu kısmı zaten bildik, dandik bi şi!





HABERTÜRK - Türkiye'nin En Büyük İnternet Gazetesi
 
Umur-Talu.gif


Madde 114 var ama uygulama yok.umur talu :clap

kimse de bunu dile getirmiyor. kimse yazmıyor.umur talu :clap
 
Geri
Üst