ikRa
Banned
Kartel medyası günlerce "tesettür faciası" diye lanse ettiği haberin müfettiş raporuyla baştan sona yalan olduğunun belgelenmesi üzerine, kuru bir özürle olayı geçiştirmeye çalışıyor.
Doğan Grubu yayın organı Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök aracılığı ile, Vakit’in iftira olduğunu ilk günden ifşa ettiği “tesettür faciası” haberinin baştan sona yalan olduğunun Sağlık Bakanlığı müfettişlerince hazırlanan soruşturma raporuyla bir kez daha gözler önüne serilmesi üzerine kuru bir “özür”le olayı geçiştirmek istedi. Ertuğrul Özkök, “Özür ve teşekkür” başlıklı dünkü yazısında, haberlerinin yalan olduğunu kabul ederek “İki kadın görevlinin bir kusuru yoktu. Başhekim, iki kadın radyoloğun o gün görevde olmadıklarını söylemişti. Biri görevdeymiş ancak kendisinden çekim istenmemiş. Öteki ise görevde değilmiş. Bu sonuçtan sonra bize yapılacak tek şey kalıyor. İki kadın görevliden özür dilemek” dedi. Özkök, “tesettür faciası” haberlerine dayanak olarak gösterdikleri Doktor Celal Tütüncü’nün hedeflerindeki başörtülü bayan doktorlara iftira attığını da kabul etti. Kartelin yalan haberleri ile hedefine oturttuğu başörtülü bayan doktorlar başta olmak üzere tüm Konya’nın töhmet altında bırakıldığına dikkat çeken milletvekilleri ve sağlıkçılar “özür yetmez istifa” çağrısında bulundu.
“SANIĞIN İDAMINA ŞAHİTLERİN BİLAHARE DİNLENMESİNE”
TBMM Sağlık Komisyonu Üyesi AK Parti Gümüşhane Milletvekili Sabri Varan, “İnsanlar bu kadar kolay rencide edilmemeli. ‘Sanığın idamına şahitlerin bilahare dinlenmesine’ mantığıyla hareket ediliyor. Şimdi verdikleri yayınları telafi edecek olumlu yayınlar yapılmalı. Medya bu tür olaylarda daha dikkatli olmalı. Araştırmadan ve ön yargılarla verilen haberler çok büyük olumsuz sonuçlar ortaya çıkarıyor. Hiçbir ilgisi olmamasına rağmen iki başörtülü doktor hakkında bu şekilde haber yapılması sonra da özür dilenmesi ders alınacak bir tutum” dedi.
YARGISIZ İNFAZ YAP SONRA ÖZÜR DİLE
AK Parti Ağrı Milletvekili TBMM Sağlık Komisyonu Üyesi Mehmet Kerim Yıldız da, “Medyanın bir etik kuralı olması lazım. Öncelikle vicdanlı davranmak gerekir. Hangi ideolojiden olursa olsun insanların vicdanlarına başvurup öyle davranması gerekir. Yargısız infaz yapılıp insanlara zarar verdikten sonra özür dilemenin bir anlamı yok. Umarım bundan ders alırlar” diye konuştu.
Konya Milletvekili ve TBMM Sağlık Komisyonu üyesi Mehmet Kılıç da, konuyla ilgili şunları söyledi: “Bir özür hiçbir şeyi geri getirmez. Ortaya asılsız bir iddia atmışsınız, etkisi iyice ortaya çıkmış, ondan sonra da özür diliyorsunuz. Bu geriye getirebilir mi o kadar mağduriyeti. Konya ile ilgili olumsuz bir haberin çıkması bizi üzdü. Bunun ötesinde konu hasta hekim ilişkisinde sıkıntılara neden oldu. Böyle bir haberin, olmayan bir şeyin bir de başörtülü bayanlara isnat edilmesi başlı başına bir skandaldı. Hastanın sırrı afişe edildi. Bir çocuğun geleceği ile ilgili şeylerin geçmesi sıkıntılara neden olacak. Skandalın hastane ile ilgili bölümüne gelince, bu hastanemizi yakinen tanıyoruz. Günde 7 bin hastaya bakan bir kuruluş. Dev bir ekiple Konya’nın sağlık sorunlarını çözmeye çalışan bir hastane. Ve yüzlerce çalışanı var. Bu insanların hepsi töhmet altında bırakıldı. Bu skandal, bir özürle geçiştirilecek konu değil. Sadece Hürriyet gazetesinde çıkan haberlerle ilgili değil, asıl televizyon kanalında çıkan görüntülerle ilgili olarak da bir özür bekliyoruz. Uğur Dündar da, Arena programında konuyu yeniden gündeme getirip herkesten özür dilemeli.”
“BİR KAŞIK SUDA FIRTINA KOPARDILAR”
Konya Karaman Tabip Odası Başkanı Ömer Karahan ise, şunları söyledi: “Bu yalan haberler öyle bir döneme rast geldi ki, Konya, Türkiye ve belki de dünya gündeminde müspet görüntü ve imajla yer alması gereken bir dönemde çok kötü anıldı. Konyalıyı da yaraladı, hekim arkadaşlarımızı da yaraladı. Böyle bir şeyin mümkün olmadığını söylememize rağmen sanki Türkiye’de yer yerinden oynamış gibi bir hava estirildi. Sanki Türkiye’yi batıracak bir gelişme varmış gibi yansıtıldı. İddiaların asılsız olduğunu en başından itibaren söylememize rağmen, haberin asılsız olduğu yönündeki bilgilere itimat edilmedi. Burada olmazı olur hale getirme çabasını da gördük. Nöbet listelerinin değiştirildiğini, bilgisayar kayıtlarının değiştirildiğini, doktorların hatalarının örtbas edildiğini iddia ettiler. Maalesef CHP’li Konya Milletvekili Atilla Kart tarafından konu TBMM’ye taşındı. Bunların bile olabileceği düşünüldü imkânsız olmasına rağmen. Kamuoyu nezdinde Konya’nın imajı lekelendi. Konya sanki bir irtica yatağıymış gibi yansıtıldı kamuoyuna. ‘Tesettür faciası’ başlığı çok büyük bir yanlıştı. Maalesef bir özür kaybedilmiş şeyleri geri getirmiyor.”
SAZANLIK
Konya Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Mustafa Güçlü de; “Ertuğrul Özkök’ün bir özrü yetmez. Aynı şey Arena programı ve sunucusu Uğur Dündar için de geçerli. Konya’da ne zaman barış, hoşgörü, kardeşlik zeminine doğru bir adım atılsa, bu ilimizi ya irtica, ya El Kaide, ya tesettür ya da sakalla gündeme getiriyorlar. Bir özür atılan çamuru temizlemez. Bu özrün biraz daha kuvvetle yapılması ve bir daha bir daha böyle bir sazanlığın yapılmaması gerekiyor” dedi.
İNCİNDİK
Sağlık-Sen Konya Şube Başkanı Âdem Sazak ise, incindiklerini ifade ederek, “Olay bir özürle geçiştirilemez. Hatalar, yanlış yönlendirmeler bir özürle geri döndürülemez. Sağlık çalışanlarının mağdur edildiği kanaatindeyiz. Böyle bir haber yapacaksanız önce kaynağından araştırmak zorundasınız. Burada asıl olayı öne çıkaran Arena ve Uğur Dündar oldu. Uğur Dündar araştırmacı gazeteci olarak lanse ediliyor. Asıl haberin kaynağı olan bir medya kuruluşu olarak onların da özür dilemesi gerekir” şeklinde konuştu. Kartelin hedefindeki bayan doktorlardan birinin üyeleri olduğunu belirten Sazak, “Şayet doktor hanım bize başvuruda bulunursa ve hakkını aramamızı isterse sendika olarak bu konuyu mahkemeye taşırız” dedi.
İFTİRANIN ÖNÜNE ANCAK YASAĞA SON VEREREK GEÇEBİLİRİZ
Sağlık İşçileri Sendikası Genel Başkanı Mustafa Başoğlu, “Tesettür faciası” haberinin altında imzası olan Uğur Dündar’ın da tüm başörtülülerden özür dilemesi gerektiğini ifade ederek, “Kulaktan dolma, uydurma bilgilerle masa başında hazırlanan haberlerle insanların huzursuz edilmesinden daha büyük bir yanlış ne olabilir” dedi. Başoğlu önemli bir noktaya da işaret ederek, “Birilerinin haksız propagandalarını önlemenin, iftiralarının önüne geçmenin tek yolu başörtüsü yasağına bir an evvel son vermek, hakları teslim etmektir. Hürriyet özründe samimi ise, devamını getirsin ve başörtüsü yasağının kaldırılmasını istesin” diye konuştu.
İSTİFA YOK, OKTAY EKŞİ SESSİZ
Ertuğrul Özkök’e istifa etmeyi düşünüp düşünmediğini sorduk. Özkök’ün ismini vermek istemeyen bayan asistanı Vakit’e yaptığı açıklamada “Ertuğrul Bey istifa etmeyecek, özür dilemesi yeterlidir” dedi. Özkök’ün asistanı, “tesettür faciası” haberinin altında imzası olan Uğur Dündar’ın işine son verilip verilmeyeceğine ilişkin sorumuz üzerine ise “Hayır, onun da işine son verilmeyecek” bilgisini verdi. Hürriyet’in baş yazarı Oktay Ekşi de, sorularımız karşısında “bu konuda konuşmak istemediğini” belirterek, sessizliğe büründü.
Vakit

Doğan Grubu yayın organı Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök aracılığı ile, Vakit’in iftira olduğunu ilk günden ifşa ettiği “tesettür faciası” haberinin baştan sona yalan olduğunun Sağlık Bakanlığı müfettişlerince hazırlanan soruşturma raporuyla bir kez daha gözler önüne serilmesi üzerine kuru bir “özür”le olayı geçiştirmek istedi. Ertuğrul Özkök, “Özür ve teşekkür” başlıklı dünkü yazısında, haberlerinin yalan olduğunu kabul ederek “İki kadın görevlinin bir kusuru yoktu. Başhekim, iki kadın radyoloğun o gün görevde olmadıklarını söylemişti. Biri görevdeymiş ancak kendisinden çekim istenmemiş. Öteki ise görevde değilmiş. Bu sonuçtan sonra bize yapılacak tek şey kalıyor. İki kadın görevliden özür dilemek” dedi. Özkök, “tesettür faciası” haberlerine dayanak olarak gösterdikleri Doktor Celal Tütüncü’nün hedeflerindeki başörtülü bayan doktorlara iftira attığını da kabul etti. Kartelin yalan haberleri ile hedefine oturttuğu başörtülü bayan doktorlar başta olmak üzere tüm Konya’nın töhmet altında bırakıldığına dikkat çeken milletvekilleri ve sağlıkçılar “özür yetmez istifa” çağrısında bulundu.
“SANIĞIN İDAMINA ŞAHİTLERİN BİLAHARE DİNLENMESİNE”
TBMM Sağlık Komisyonu Üyesi AK Parti Gümüşhane Milletvekili Sabri Varan, “İnsanlar bu kadar kolay rencide edilmemeli. ‘Sanığın idamına şahitlerin bilahare dinlenmesine’ mantığıyla hareket ediliyor. Şimdi verdikleri yayınları telafi edecek olumlu yayınlar yapılmalı. Medya bu tür olaylarda daha dikkatli olmalı. Araştırmadan ve ön yargılarla verilen haberler çok büyük olumsuz sonuçlar ortaya çıkarıyor. Hiçbir ilgisi olmamasına rağmen iki başörtülü doktor hakkında bu şekilde haber yapılması sonra da özür dilenmesi ders alınacak bir tutum” dedi.
YARGISIZ İNFAZ YAP SONRA ÖZÜR DİLE
AK Parti Ağrı Milletvekili TBMM Sağlık Komisyonu Üyesi Mehmet Kerim Yıldız da, “Medyanın bir etik kuralı olması lazım. Öncelikle vicdanlı davranmak gerekir. Hangi ideolojiden olursa olsun insanların vicdanlarına başvurup öyle davranması gerekir. Yargısız infaz yapılıp insanlara zarar verdikten sonra özür dilemenin bir anlamı yok. Umarım bundan ders alırlar” diye konuştu.
Konya Milletvekili ve TBMM Sağlık Komisyonu üyesi Mehmet Kılıç da, konuyla ilgili şunları söyledi: “Bir özür hiçbir şeyi geri getirmez. Ortaya asılsız bir iddia atmışsınız, etkisi iyice ortaya çıkmış, ondan sonra da özür diliyorsunuz. Bu geriye getirebilir mi o kadar mağduriyeti. Konya ile ilgili olumsuz bir haberin çıkması bizi üzdü. Bunun ötesinde konu hasta hekim ilişkisinde sıkıntılara neden oldu. Böyle bir haberin, olmayan bir şeyin bir de başörtülü bayanlara isnat edilmesi başlı başına bir skandaldı. Hastanın sırrı afişe edildi. Bir çocuğun geleceği ile ilgili şeylerin geçmesi sıkıntılara neden olacak. Skandalın hastane ile ilgili bölümüne gelince, bu hastanemizi yakinen tanıyoruz. Günde 7 bin hastaya bakan bir kuruluş. Dev bir ekiple Konya’nın sağlık sorunlarını çözmeye çalışan bir hastane. Ve yüzlerce çalışanı var. Bu insanların hepsi töhmet altında bırakıldı. Bu skandal, bir özürle geçiştirilecek konu değil. Sadece Hürriyet gazetesinde çıkan haberlerle ilgili değil, asıl televizyon kanalında çıkan görüntülerle ilgili olarak da bir özür bekliyoruz. Uğur Dündar da, Arena programında konuyu yeniden gündeme getirip herkesten özür dilemeli.”
“BİR KAŞIK SUDA FIRTINA KOPARDILAR”
Konya Karaman Tabip Odası Başkanı Ömer Karahan ise, şunları söyledi: “Bu yalan haberler öyle bir döneme rast geldi ki, Konya, Türkiye ve belki de dünya gündeminde müspet görüntü ve imajla yer alması gereken bir dönemde çok kötü anıldı. Konyalıyı da yaraladı, hekim arkadaşlarımızı da yaraladı. Böyle bir şeyin mümkün olmadığını söylememize rağmen sanki Türkiye’de yer yerinden oynamış gibi bir hava estirildi. Sanki Türkiye’yi batıracak bir gelişme varmış gibi yansıtıldı. İddiaların asılsız olduğunu en başından itibaren söylememize rağmen, haberin asılsız olduğu yönündeki bilgilere itimat edilmedi. Burada olmazı olur hale getirme çabasını da gördük. Nöbet listelerinin değiştirildiğini, bilgisayar kayıtlarının değiştirildiğini, doktorların hatalarının örtbas edildiğini iddia ettiler. Maalesef CHP’li Konya Milletvekili Atilla Kart tarafından konu TBMM’ye taşındı. Bunların bile olabileceği düşünüldü imkânsız olmasına rağmen. Kamuoyu nezdinde Konya’nın imajı lekelendi. Konya sanki bir irtica yatağıymış gibi yansıtıldı kamuoyuna. ‘Tesettür faciası’ başlığı çok büyük bir yanlıştı. Maalesef bir özür kaybedilmiş şeyleri geri getirmiyor.”
SAZANLIK
Konya Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Mustafa Güçlü de; “Ertuğrul Özkök’ün bir özrü yetmez. Aynı şey Arena programı ve sunucusu Uğur Dündar için de geçerli. Konya’da ne zaman barış, hoşgörü, kardeşlik zeminine doğru bir adım atılsa, bu ilimizi ya irtica, ya El Kaide, ya tesettür ya da sakalla gündeme getiriyorlar. Bir özür atılan çamuru temizlemez. Bu özrün biraz daha kuvvetle yapılması ve bir daha bir daha böyle bir sazanlığın yapılmaması gerekiyor” dedi.
İNCİNDİK
Sağlık-Sen Konya Şube Başkanı Âdem Sazak ise, incindiklerini ifade ederek, “Olay bir özürle geçiştirilemez. Hatalar, yanlış yönlendirmeler bir özürle geri döndürülemez. Sağlık çalışanlarının mağdur edildiği kanaatindeyiz. Böyle bir haber yapacaksanız önce kaynağından araştırmak zorundasınız. Burada asıl olayı öne çıkaran Arena ve Uğur Dündar oldu. Uğur Dündar araştırmacı gazeteci olarak lanse ediliyor. Asıl haberin kaynağı olan bir medya kuruluşu olarak onların da özür dilemesi gerekir” şeklinde konuştu. Kartelin hedefindeki bayan doktorlardan birinin üyeleri olduğunu belirten Sazak, “Şayet doktor hanım bize başvuruda bulunursa ve hakkını aramamızı isterse sendika olarak bu konuyu mahkemeye taşırız” dedi.
İFTİRANIN ÖNÜNE ANCAK YASAĞA SON VEREREK GEÇEBİLİRİZ
Sağlık İşçileri Sendikası Genel Başkanı Mustafa Başoğlu, “Tesettür faciası” haberinin altında imzası olan Uğur Dündar’ın da tüm başörtülülerden özür dilemesi gerektiğini ifade ederek, “Kulaktan dolma, uydurma bilgilerle masa başında hazırlanan haberlerle insanların huzursuz edilmesinden daha büyük bir yanlış ne olabilir” dedi. Başoğlu önemli bir noktaya da işaret ederek, “Birilerinin haksız propagandalarını önlemenin, iftiralarının önüne geçmenin tek yolu başörtüsü yasağına bir an evvel son vermek, hakları teslim etmektir. Hürriyet özründe samimi ise, devamını getirsin ve başörtüsü yasağının kaldırılmasını istesin” diye konuştu.
İSTİFA YOK, OKTAY EKŞİ SESSİZ
Ertuğrul Özkök’e istifa etmeyi düşünüp düşünmediğini sorduk. Özkök’ün ismini vermek istemeyen bayan asistanı Vakit’e yaptığı açıklamada “Ertuğrul Bey istifa etmeyecek, özür dilemesi yeterlidir” dedi. Özkök’ün asistanı, “tesettür faciası” haberinin altında imzası olan Uğur Dündar’ın işine son verilip verilmeyeceğine ilişkin sorumuz üzerine ise “Hayır, onun da işine son verilmeyecek” bilgisini verdi. Hürriyet’in baş yazarı Oktay Ekşi de, sorularımız karşısında “bu konuda konuşmak istemediğini” belirterek, sessizliğe büründü.
Vakit