Evrenin Genişlemesi ve 2012

SEYDİALİ

seyri alem
Moderatör
Katılım
4 May 2009
Mesajlar
18,132
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
ARAF



Evrenin genişlemesi kulağa hoş geliyor ama nereye genişliyor hiç düşündük mü ?
Kainatı içi boş olan bir oda düşünürsek bu odanın içinde şişireceğimiz balonda evren olur. Balonun şişkinliği artıkça genişlemesi de artacaktır. Big Beng ile böyle bir olayın meydana gelmesi hayranlık ve de gizem uyandırıyor ama Big Beng öncesi bilinmiyor. Yoktan var olmanın kainat için ilk evresi.
Bilindiği gibi herhangi bir patlama ile ortalığa parçacıklar dağılır. Evren de aynen öyle oldu dağıldı ve hala ilk patlamanın etkisiyle dağılmaya devam ediyor parçacıklar yıldızları yıldızlar da gezegenleri oluşturmaya devam ediyor. Ama ya bu balon olarak tasvir ettiğimiz uzaydan kainat olarak gördüğümüz odaya geçişi sağlayan kara delikler nasıl oluştu gizem giderek artıyor. Karadelikler eğer bir geçiş noktası değillerse o zaman atomu yok eden ilginç bir yapıya sahiptirler.

Stephen Hawking ‘ e göre
‘’ Kainatın başı vardır, ama sonu yoktur. Ve bütün kainat, çapı sadece 10 üzeri eksi 13 santimetre, yani bir hidrojen atomunun çekirdeği kadar olan, içinde sonsuz miktarda enerji barındıran mercimeğe benzer Instanton adı verilen bir parçacıktan oluştu. Bu madde bundan 12 - 17 milyar yıl önce birden akıl durduracak kısa bir süre içinde genişlemeye başladı, hala genişliyor ve sonsuza dek genişleyecek.." (Zamanın Kısa Tarihi - 1988 )

Ama bu konuda kuran asırlar önce ne diyor.

Kuran 51:47 - Zariyat Suresi

ZARİYAT 47. Göğü kendi ellerimizle biz kurduk ve biz (onu) elbette genişleticiyiz. (diyanet vakfı )

Allah bu noktada insanları bilgilendirdi o devirde bunu anlamak ve anlatmak güçte olsa bu insanlara bildirildi.

1922 yılında Einstein’ın formüllerinden yola çıkan Rus fizikçi Alexander Friedmann en ufak bir etkide Evren’in genişleyeceği veya daralacağı sonucuna ulaşmıştır. Bu ele alan ve ilk savunan, Belçikalı papaz ve bilim adamı Georges Lemaitre olmuştur. Lemaitre, Evren’in genişlemesini geri sardığımızda Evren’in tek bir birleşimden patlayarak oluştuğunu, daha sonra da Evren’in genişlediğini ifade etmiştir.
1929 yılında Amerikalı astronom Hubble, tüm bu kuramsal tartışmaların dışında, Mount Wilson gözlemevinde yaptığı gözlerler sonucunda evrenin genişlediğini görsel olarak ispatlamıştır.

Ya evren bir lastik ise yani gerilmesi bittiğinde geri gelecek ve yerini bulacak bir yapıya sahipse.

Bu konuya yine fizikçiler cevap veriyor
Hawking ve Turok, "Kainatın genişlemesi, içindeki maddenin yoğunluğuna bağlı. Yoğunluk bir birimin (uzayda 1 metreküpte 3 hidrojen atomundan az madde bulunması durumu) altında ise, çekim kuvvetleri yetersiz kalır ve genişleme sonsuza dek sürer. Bizce kainattaki durum şu anda bu" Hawking ve Turok, şimdiden kainatın ölüm tarihini de veriyor: "Hesaplarımıza göre, bundan tam 100 milyar yıl sonra son yıldız da enerjisini tüketerek sönecek. Kainat genişlemeyi sürdürecek ama, bundan sonrası sonsuz karanlık, boşluk ve soğuk." Ama konu burada durmuyor bazı fizikçiler Modelde "uzaydaki yoğunluğun neredeyse sıfır olarak" hesaplandığını, oysa kainatın yoğunluğunun, gece gökyüzünde gördüğümüz kadarında bile "tekrar büzüşmeye yetecek miktarda" olduğunu ve "Modelde sıkılması gereken çok vida var" deyip konuyu noktalıyorlar.

Ve 2012 bu geri dönüşün başlaması olarak kabul ediliyorsa sorun yok ama bunun biteceği tarih ise yine sorun yok çünkü uzay bu kadar kısa sürede yok olmaz. Ama dünyaya çarpacak bir yıldız varsa

1908 Tunguska Olayı
30 Haziran 1908'de bir taşsıl göktaşının oluşturduğu Tunguska patlamasının , 10 megaton TNT şiddetindeydi. Patlama, yerin 8.5 km üstünde meydana geldi. Patlamaya neden olan cismin çapı, 45-70 metre olarak tahmîn ediliyor.

2002 Doğu Akdeniz Olayı
6 Haziran 2002'de çapı 10 metre olarak tahmîn edilen bir cisim Dünya'yla çarpıştı. Çarpışma Akdeniz üzerinde Yunanistan’ ile Libya arasında takrîben 34°K 21°D koordinatlarında vukû buldu ve cisim havada patladı. Sesberi ölçümleriyle yapılan tahminlerle patlamayla açığa çıkan enerji 26 kiloton TNT' yle küçük bir nükleer silâhın patlamasıyla karşılaştırılacak kadardı.

2008 Sûdan Olayı
5 Ekim 2008 günü bilginler, o gece ilk kez gözetledikleri Dünya'ya yakın bir cisim olan 2008 6 ekim günü (mahallî saatle 05:46'da) Sûdan üzerinde patlayacağını hesapladılar. Asteroit önceden tahmîn edildiği gibi geldi. Dünya'yla çarpışması haber verilip hesaplandığı üzere çarpan bu asteroit, bilim târihinde bir ilktir.

Birkaç yanlış alarm verilmiş olmasına rağmen Asteroit , 1950'deki keşfinden sonra yeteri kadar rasat yapılmamış olmasından dolayı yörüngesi hesaplanamadı ve pozisyonu kaybedildi. Aynı cisim 31 Aralık 2000'de tekrar keşfedildi. Dünya'ya çok yakın yaklaşacağı hesaplanan16 Mart 2880'de çarpma ihtimâli 1:300 olarak tespit edildi. Çapı 1 km cıvârında olan bu cismen çarpma ihtimâli, şimdiyle 2880 târihine kadar Dünya yakınından geçecek olan bütün büyük cisimlerin çarpma ihtimâlleri toplamından %50 fazladır.

Son olarak ya..
Mayaların takvimi ABD kıtasının yok olacağı yani sular altında kalacağı tarihi belirtiyorsa…

Her şeyi zaman gösterecek yeni bulgular yeni bilgiler yeni hesaplamalar her şeyi bir anda alt üst edebiliyor.

[video=2004 FH asteroidinin Dünya yakınından geçişi. Parıldayarak geçen diğer cisim yapay bir uydudur.]7112[/video]
2004 FH asteroidinin Dünya yakınından geçişi. Parıldayarak geçen diğer cisim yapay bir uydudur.


 
uzay tamamen bir sır aslında. öğrenilen kısmı hiç yok denecek kadar küçük.

2012 de ne olacağını da bilen sadece Allahtır. öyle bir şey olur ki hiç dünyanın yakınından geçme ihtimali bile olmayan bir gök taşı herhangi bir sebeple yön değiştirip bizim üzerimize de gelebilir. dünyaya çarpabilir. aynı şey çarpacak denilenin yön değiştirip çarpmamasıyla da sonuçlanabilir.
 
1895 yılı öncesine kadar radyasyondan bihaber bir insanlık bugün radyasyonun varlığa inanıyor... İnşallah Allah'ı da gördüğümde inanırım hiçbirşeye görmeden inanmam diyenlerden olmaz... Çünkü gördüğünde çok geç olacak ;)
 
Dünyanın manyetik kutuplarının yer değğitirmesi olayını da inceleyin dünyayı yok etmeden insanların görebileceği şekilde güneşin batıdan doğmasının en kolay yolu bu.
 
Dünyanın manyetik kutuplarının yer değğitirmesi olayını da inceleyin dünyayı yok etmeden insanların görebileceği şekilde güneşin batıdan doğmasının en kolay yolu bu.

Allaha göre zor bir yol da mı varmış ki en kolay yol bu olsun?.. Herşey sadece bizim bildiğimiz ve vakıf olduğumuz kainattaki bilim sayesinde gerçekleşecek diye birşey yok...ALlahın ilmi sadece doğa ilimlerinden ibaret değildir... Ruhun varlığını, cinleri , melekleri, yoktan var olmayı nasıl tabiat bilimleriyle kanıtlamamız mümkün değildir... Bu da bize gösteriyorki allahın ilmini sadece tabiat ilimleriyle ilişkilendirmek onun dışında bir şekilde istediğini yapamayacağını düşünmek yanlış olur... Doğa ilimleri dışında daha nice tasavvur bile edilemeyecek ilimler allahtandır =)...
 
21.12.2012 isede dünyanın foton kuşağına gireceğini söylüyorlar

Altı gün içinde Dünya'nın tamamen değişeceği iddia ediliyor

Foton Kuşağının merkez alanına girilmesiyle birlikte yaşanılması beklenen fiziksel ilk etkileşimler ise şu şekilde sıralanıyor yayınlanan bir çok raporda:

1. gün: 21 Aralık 2012'de kör bölgeye giriş, tüm canlıların beden tipinin değişmesi, hiçbir elektrik aygıtının çalışmaması, tam karanlık.
2. gün: Atmosfer basıncının düşmesi, herkesin kendisini şişmiş hissetmesi, Güneş'in yeterli ısıtamaması, dünya ikliminin soğuması (buzul çağı soğuğu).
3.-4. gün: Atmosferin şafak vakti gibi sönük bir ışıkla aydınlanması, foton etkisinin başlaması, foton enerjili aygıtların çalışabilir hale geçmesi, yıldızların yeniden gökyüzünde belirmeleri.

5.-6. gün: 24 saatlik gündüz devresine giriş, kör bölgeden çıkıp ana foton kuşağına giriş, tüm canlıların güçlenip zindeleşmeleri, dünya ikliminin ısınması, foton ışınıyla çalışan gemilerin uzayda yolculuk yapmaya başlaması, telepati, telekinezi gibi psişik yeteneklerin ortaya çıkışı (uyanış, süperbilinç).
 
Spooks 1 günde beynimizi durdurdun tüm canlıları öldürdün (en azından sinir sistemine sahip olanları.).
Beynimiz elektro kimyasal olarak çalışır :)
 
Ben insanlara çok kızıyorum. Çünkü gereksiz yere zaman, emek, para harcıyor. Akıl yürütüyor. Binlerce, yüzlerce yıllar boyunca sahip olduğu bir çok değerden Felsefe, Tarih, Coğrafya, Matematik, Fizik, Ekonomi, Sanat gibi sistemler, dallar ortaya çıkarıyor. Para, teker, yazı, gemi, uçak gibi şeyler keşfediyor. Oysa ki böylesi şeylere ne gerek var. Ne diye kendini yoruyor. Halihazırda Kuranı Kerim var. O Matematiğide, Asrtofiziğide, Uzayıda, Radyoyuda, Radyasyonuda, Uçağıda, X-y-z-ı-ğ ışınlarınıda, evrenin genişleyip daralmasınıda, büyük çarpışmayıda, evrimide, devrimide, demokrasiyide, tıpbıda, hayatı ve ölümüde, kısaca herşeyi anlatır. Elinin altında aklın kavrayacağı ve kavramayacağı, gözün göreceği ve görmeyeceği herşeyi bilen ve açıklayan böylesi bir kaynak varken, düşünmek, konuşmak, araştırmak yazmak çok yorucu. İnsanlar bir şeyi öğrenmek istediğinde hemen bu kaynağı açıp okumalı ve doğru bilgiye hızlıca ulaşmalı. Galileo teleskobu bulduda ne oldu, dünyaya çarpacak daşı durdurabildi mi veya daşı omu gönderdi? Bu ve benzeri bir çok şey kaynakta açıklanıyor. Çoğu zaman: Biz size dediğimizde onlar kime ne dedilerkide o olmayacak dedik de olmadımı ki, şüphesiz sizler olduğunu gördüğünüzde olmuştur; gibi son dere akılcı ve gerçekçi açıklamalar var. Bu ve benzeri açıklamalarla, uçağın, geminin, yazının bulunmayacağını sananlar gafildir.
 
Ben insanlara çok kızıyorum. Çünkü gereksiz yere zaman, emek, para harcıyor. Akıl yürütüyor. Binlerce, yüzlerce yıllar boyunca sahip olduğu bir çok değerden Felsefe, Tarih, Coğrafya, Matematik, Fizik, Ekonomi, Sanat gibi sistemler, dallar ortaya çıkarıyor. Para, teker, yazı, gemi, uçak gibi şeyler keşfediyor. Oysa ki böylesi şeylere ne gerek var. Ne diye kendini yoruyor. Halihazırda Kuranı Kerim var. O Matematiğide, Asrtofiziğide, Uzayıda, Radyoyuda, Radyasyonuda, Uçağıda, X-y-z-ı-ğ ışınlarınıda, evrenin genişleyip daralmasınıda, büyük çarpışmayıda, evrimide, devrimide, demokrasiyide, tıpbıda, hayatı ve ölümüde, kısaca herşeyi anlatır. Elinin altında aklın kavrayacağı ve kavramayacağı, gözün göreceği ve görmeyeceği herşeyi bilen ve açıklayan böylesi bir kaynak varken, düşünmek, konuşmak, araştırmak yazmak çok yorucu. İnsanlar bir şeyi öğrenmek istediğinde hemen bu kaynağı açıp okumalı ve doğru bilgiye hızlıca ulaşmalı. Galileo teleskobu bulduda ne oldu, dünyaya çarpacak daşı durdurabildi mi veya daşı omu gönderdi? Bu ve benzeri bir çok şey kaynakta açıklanıyor. Çoğu zaman: Biz size dediğimizde onlar kime ne dedilerkide o olmayacak dedik de olmadımı ki, şüphesiz sizler olduğunu gördüğünüzde olmuştur; gibi son dere akılcı ve gerçekçi açıklamalar var. Bu ve benzeri açıklamalarla, uçağın, geminin, yazının bulunmayacağını sananlar gafildir.



zaman kaybı olarak algılayabilirsin ama biz düşünen varlıklarız ve aynı zamanda birşeyler uğruna hazırdan değil de bi çaba gösterek hissederek ve yaşayarak bazı şeylere ulaşma 'gayret' i veriyoruz ..
 
Sevgili Sniper, bu başlık altında yazdıklarım eleştiri tarzında ve içerisinde esprili bir yaklaşım sergileyen bir yazıydı. Kuranı Kerimi, '' bilimi '' içine alan bir kaynak gibi sunma çabasına yönelik bir eleştiri.
 
konuyla ilgili değil ama bilim insanları şuanda karanlık madde diye bir şey araştırıyor eğer bu bulunursa ışınlanma görünmezlik vs. olucakmış bilgisi olan var mıı? :O
 
şu andaki kullandımız takvimi mayalar asırlar önce keşfetmiş onlara göre 21 aralık 2012 de bu takvim bitiyor
 
Geri
Üst