Bir doktorun kendi ağzından başından geçen bi olay...
Bir kongrede, ilginç anısını ayaküstü anlatan genç bir meslektaştan dinlemiştim:
Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde, sağlık merkezinde pratisyen hekim olarak çalışıyordum. Bir gün Bakanlıktan, "Köylerde dışkı taraması yapılarak, bölgenin parazit haritasının çıkarılması" için bir emir geldi.
Sağlık memurunu da yanıma alarak köy köy dolaşmaya başladık. Köy meydanında herkesi topluyor, ellerine birer kutu veriyor, büyük abdes yaparak getirmelerini söylüyorduk.
Yaşlı bir köylü, beni kenara çekti:
- Gusura galma tohdur beg, ben üç günde bir dışarı çıkıyorum, böğün de zemanı değel. Acep ne yapsak?
- Meraklanma hemşerim, aptesini yapamıyorsan çöp sokarak alabiliriz.
Birdenbire adamın rengi değişti:
- Tohdur beg, yaptığınız aşı değel, inne değel, hap şurup da vermeyon. Biz cahiliz ama annamadım, çöpünen garıştırıp da orada ne bulacan? Bu meret bu gader möhümse, sen bekle iki gün, soona bizim apteshaneye gel. O zaman çöpünen değil, copunan garıştır istersen, hepisini al...
Dr. Erdinç Köksal