iSpiK
Kadim Dost
FrankfurtAdları Ludwig, Markus, Friedrich ya da Jürgen, ama öyküleri bizim Karadeniz fıkralarındaki "Temel ve İdris"leri çağrıştırıyor. Laz fıkralardan biri şöyle:
Temel banka soymuş. Sonra da çuvala doldurduğu paraları kasiyere vermiş ve "Bunları benim hesabıma yatırın!" demiş.
Frankfurt yakınlarındaki Offenbach kentinde de öyle sabıka dosyaları var ki, fıkralardan daha komik...
Son iki yılda gerçekleştirilen 8 banka soygununun yarısından fazlasını "çözen" Offenbach polisini fazla yormayan ve böylece tarihe de "En aptal banka soyguncuları" olarak geçen kahramanlarımızın öyküleri şöyle:
* Jürgen K. (21), gerçekleştirdiği soygundan kısa bir süre sonra yakalanmış. Soygunda yüzünü saklamaya gerek görmeyen Jürgen'i, kasasını boşalttığı bankada çalışanlar tanıyordu. Çünkü o bankada bir hesabı vardı ve bankanın bulunduğu apartmanda bir dairede oturuyordu.
* Ludwig Z. (35) ise gerçekleştirdiği soygudan hemen sonra yakalanınca, "maskesine rağmen nasıl bu kadar çabuk tanındığına" çok şaşırmış Soyduğu bankanın yıllardır müşterisi olan 2 metre ve 125 kiloluk "dev" soyguncunun tanınmamak için taktığı maske ise bir basketbol kepiyle, güneş gözlüğünden oluşuyormuş.
* Markus L. (28) da kendi hesabı olan, yani tanındığı bir bankayı soymuş. Ancak gerekli tedbirleri aldığı için kimse onu tanımamış. Bankaya girmiş, otomattan kendi hesabıyla ilgili çıkışları almış. Daha sonra da bankayı soymuş. Ancak alarm çalması üzerinde olay yerinden kaçarken aleyhine delil olabilecek herşeyi de bir tarafa atmış. Attıkları arasında kendi adının yer aldığı bilgisayar çıkışları da varmış.
* Friedrich M. (21) ise şanslıymış, ancak kibarlığı yüzünden yakayı ele vermiş. Silahını doğrulttuğu kasiyer kendisine oldukça yardımcı davranmış ve uzattığı naylon torbayı hemen istenenlerle doldurmuş, ancak "küçücük" bir istekte bulunmuş. Genç soyguncu da onu kırmamış ve parayı teslim aldığına dair bir tutanağı imzalayıp, hem de adı ve soyadından bir harfi bile atlamadan yazarak atmış imzasını.
Temel banka soymuş. Sonra da çuvala doldurduğu paraları kasiyere vermiş ve "Bunları benim hesabıma yatırın!" demiş.
Frankfurt yakınlarındaki Offenbach kentinde de öyle sabıka dosyaları var ki, fıkralardan daha komik...
Son iki yılda gerçekleştirilen 8 banka soygununun yarısından fazlasını "çözen" Offenbach polisini fazla yormayan ve böylece tarihe de "En aptal banka soyguncuları" olarak geçen kahramanlarımızın öyküleri şöyle:
* Jürgen K. (21), gerçekleştirdiği soygundan kısa bir süre sonra yakalanmış. Soygunda yüzünü saklamaya gerek görmeyen Jürgen'i, kasasını boşalttığı bankada çalışanlar tanıyordu. Çünkü o bankada bir hesabı vardı ve bankanın bulunduğu apartmanda bir dairede oturuyordu.
* Ludwig Z. (35) ise gerçekleştirdiği soygudan hemen sonra yakalanınca, "maskesine rağmen nasıl bu kadar çabuk tanındığına" çok şaşırmış Soyduğu bankanın yıllardır müşterisi olan 2 metre ve 125 kiloluk "dev" soyguncunun tanınmamak için taktığı maske ise bir basketbol kepiyle, güneş gözlüğünden oluşuyormuş.
* Markus L. (28) da kendi hesabı olan, yani tanındığı bir bankayı soymuş. Ancak gerekli tedbirleri aldığı için kimse onu tanımamış. Bankaya girmiş, otomattan kendi hesabıyla ilgili çıkışları almış. Daha sonra da bankayı soymuş. Ancak alarm çalması üzerinde olay yerinden kaçarken aleyhine delil olabilecek herşeyi de bir tarafa atmış. Attıkları arasında kendi adının yer aldığı bilgisayar çıkışları da varmış.
* Friedrich M. (21) ise şanslıymış, ancak kibarlığı yüzünden yakayı ele vermiş. Silahını doğrulttuğu kasiyer kendisine oldukça yardımcı davranmış ve uzattığı naylon torbayı hemen istenenlerle doldurmuş, ancak "küçücük" bir istekte bulunmuş. Genç soyguncu da onu kırmamış ve parayı teslim aldığına dair bir tutanağı imzalayıp, hem de adı ve soyadından bir harfi bile atlamadan yazarak atmış imzasını.