Faşizme en iyi cevap alanlarda verilir!

64general1

New member
Katılım
14 Haz 2007
Mesajlar
1,720
Reaction score
0
Puanları
0
"Önce sosyalistleri topladılar
Sesimi çıkarmadım
Çünkü ben sosyalist değildim.
Sonra sendikacıları topladılar,
Sesimi çıkarmadım.
Çünkü ben sendikacı değildim.
Sonra Yahudileri topladılar,
Sesimi çıkarmadım
Çünkü Yahudi değildim.
Sonra beni almaya geldiler,
Benim için sesini çıkaracak kimse kalmamıştı..."

Demiş Papaz Niemoller. Din adamıydı ama faşizmin pençesinden kendisini kurtaramamıştı. Çünkü baskının, en güçlü olmanın, disiplinin ve otoriteye itaatin sistemi faşizmin kalbi ve aklı gibi dini de yoktur.

Dini kullanarak, Allah ile aldatarak iktidar olanlar gerçek yüzünü gösteriyor. Demokrasi diye yola çıkanlar demokrasinin gereklerini birer birer ortadan kaldırmaya çalışıyor. Hukuk'u, laikliği, Anayasayı tekrar tekrar ihlal ediyorlar. Yargıya müdahale etmeye yelteniyorlar. Kendilerine muhalefet edenleri çete diyerek suçlayıp "içeriye" alıyorlar.

Uydurma haberler yandaş medyalarında çarşaf çarşaf yayınlanıyor. Kendinden olanları yüceltip muhaliflerine karşı karalama kampanyaları başlatıyorlar. Toplumu darbeci / demokrat, laik / dinci, başı açık / kapalı diye kamplara bölüyorlar.

Ve bütün bunları devlet olanaklarını kullanarak yapıyorlar.

Bunun adı mahalle baskısı değil faşizmdir!

Söyleminin ırkçı veya dinci olması önemli değildir.

Faşizm insanın içindeki korkudan beslenir. Aklını yok eder. Kalbini ve ruhunu öldürür.

İnsandan duygusuz bir makine çıkaran sistemin adıdır faşizm!

Faşizme en iyi cevap onun öldürmeye çalıştığı değerleri savunarak verilir!

Korkuya karşı cesareti, akıl dışılığa karşı aklı ve bilimi, duygusuzluğa karşı sevgi ve hoşgörüyü, dinciğe karşı laikliği, baskıya karşı isyan etme hakkını, hukuksuzluğa karşı hukuku savunmak gerekir!

Ama bunlar kahve sohbetlerinde konuşarak, internet köşelerinde yazışarak, televizyon karşısında küfrederek savunulmaz.

Faşizme en iyi cevap alanlarda verilir!

Bağımsızlığı, adaleti, demokrasiyi bayrak yaparak, özgürlüğü haykırarak verilir.

Yolların yürüyerek aşındığını göstererek verilir!

Yoksa Kemalizm'i savundukları için öldürülenlerin, kurtuluş savaşında şehit edilenlerin, 2 Temmuz'da Sivas'ta katledilenlerin iki eli yakamızdadır.

21. yüzyılın ilk ve en büyük kurtuluş savaşını gerçekleştirmiş bir halkın çocuklarının alanlarda ellerinde ay yıldızlı bayraklarıyla özgürlük istemeye hakları vardır.

Bağımsız yargı, tarafsız adalet diye haykırma hakları vardır.

Faşizme direnme hakları vardır!

Direnme hakkımız için, özgürlüğümüz için, faşizme cevap vermek için 6 temmuz'da alanlarda olmak gerekir. 6 temmuz'da alanlarda olmayanların sonu Papaz Niemoller gibi olur!
 
"Önce sosyalistleri topladılar
Sesimi çıkarmadım
Çünkü ben sosyalist değildim.
Sonra sendikacıları topladılar,
Sesimi çıkarmadım.
Çünkü ben sendikacı değildim.
Sonra Yahudileri topladılar,
Sesimi çıkarmadım
Çünkü Yahudi değildim.
Sonra beni almaya geldiler,
Benim için sesini çıkaracak kimse kalmamıştı..."
 
Konu Ŧ ℓ ε ŧ ¢ ħ tarafindan (Bugün Saat 07:45 AM ) degistirilmistir.. Sebep: insanların dini inançlarına yönelik; yorum tahmin değerlendirme ve hakaret yasaktır!!

sagol fletch biraderim.VOLKAN generalimin şikayetine ragmen o hakareti dogal görmüştü.
 
Liberal Faşistler! - Barış YARKADAŞ


“Ergenekon Operasyonları”nın memlekete hiç mi faydası olmadı derseniz, cevap belli. Oldu, hem de fazlasıyla.

Nasıl mı?

Anlatalım:

Türkiye, yarım yamalak edindiği bilgilerle, kitabi konuşan ve okuduğu çeviriler üzerinden kendine “sosyal bilimci” “analist” “liberal” “devrimci - demokrat” “muhalif” etiketi takan kimi “yarı aydınlar”ın aslında su katılmamış birer “faşist” olduğunu gördü. Öyle ki; bu “özünde faşist”ler, AKP iktidarından aldıkları güce yaslanarak, muhalif tüm sesleri boğmaya girişti.

“Eskiden” bu tür “niyetler” açık edilmez, “demokrasi” maskesinin arkasına sığınılarak muhaliflerin etkisizleştirilmesi için “kara propaganda” yöntemlerine başvurulurdu. Ancak belli ki; kapalı kapılar ardında Başbakan’a “gaz veren”ler, artık kendilerini kaybetti. Bu “yarı aydınlar” iktidara yaranmak ve iktidarın çanağından yalanabilmek için, her türlü hokkabazlığı yapmaya soyundu.

Son örnek, meşhur Ergenekon Operasyonu sonrası ele geçirildiği söylenen belgeler üzerinden üretilen bir haber. “Liberal” olduğunu iddia eden faşistlerin gazetelerinde, Ankara’nın meşhur Kent Otel’inde yapılan bir toplantıdan söz ediliyor. Yaklaşık 70 kişinin katıldığı toplantıda, AKP hükümetine yönelik eleştirilerin gündeme geldiği ve “alternatif arayışlar” içine girildiğinden bahsediliyor.

“Zehir Hafiye” muhabirler ve yazı işleri çalışanları, “Kent Otel’de ne konuştunuz, açıklayın” diye başlıklar atıyor. Toplantıya katılanların isimlerini okurlarıyla paylaşanlar, toplantıya “suç işleniyormuş” havası veriyor.

Halbuki; Kent Otel’de yapılan “arayış” toplantıları, Ankara’nın tanınmış birçok isminin katıldığı, fikir beyan ettiği ve kaba anlamda “Ne olacak memleketin hali?” diye ifade edilebilecek bir içeriğe sahip.

Ancak “liberal faşistler” mevzu “AKP karşıtlığı” olunca, “üç kişinin bir araya gelmesi”ni bile “suç” olarak gösteriyor. Böylece, AKP’ye karşı oluşabilecek her türlü muhalif hareket ve düşüncenin engellenmesi amaçlanıyor. Bunun adı da “demokrasi” oluyor. Yesinler böyle demokrasiyi!

İşte bu “liberal” görünümlü “faşistler” AKP iktidarıyla birlikte kazandıkları milyon dolarları bir daha kaybetmemek adına, kraldan daha kralcı davranıyor. Her türlü yemek, toplantı, fikir alışverişinin yapıldığı panel ve sempozyumlar “gayri meşru” ilan ediliyor. AKP’yi eleştirmeyi “suç işlemek”le özdeş kılmaya çalışan çanak yalayıcıları, kişisel sicillerine büyük ve kara bir leke düşürüyor.

Zizek’in “Liberaller aslında faşisttir” sözü, tam da bunlar için söylenmişe benziyor.

Toplantı yapmak, fikir beyan etmek, hükümete karşı alternatif arayışa girmek, iktidar olmayı istemek, yeni parti kurmayı düşünmek, ekonomi kötüye gidiyor demek, liberal faşistlerin uykularını kaçırıyor.

Çünkü onlar, iktidarın çanağından çatlayıncaya, patlayıncaya kadar yalanmak istiyor.

Çünkü onlar, "yeni iktidara uyum sağlamak zaman alabilir" diye düşünüyor. Bu yüzden de yeni çanakları yalamanın zahmetine katlanmak yerine var olanla devam etmeyi tercih ediyor
 
“Terorizm ABD patentlidir. Biz darbeci değil devrimciyiz, mücadelemiz Kemalizm mücadelesidir”
‘Atatürkçüler baskı altında’
Atatürkçü Düşünce Derneği’nin (ADD) Kadıköy Meydanı’nda düzenlediği ve çok sayıda sivil toplum kuruluşu tarafından desteklenen “Atatürk ve Demokrasi” mitinginde bir araya gelen binlerce kişi Ergenekon soruşturması kapsamındaki hukuk dışı uygulamaları protesto etti. ADD Genel Başkanı emekli Orgeneral Şener Eruygur’un da aralarında bulunduğu 48 kişinin tutuklandığı Ergenekon soruşturmasının ABD patentli olduğu savunulan mitingde Atatürkçülerin baskı altına alınmaya çalışıldığı ifade edildi.


ADD Genel Merkezi ve şubeleri, Cumhuriyet Okurları (CUMOK), Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), DSP, İşçi Partisi (İP), Bağımsız Cumhuriyet Partisi (BCP), Eğitim-İş, Türkiye Gençlik Birliği, Emekli Subaylar Derneği, Bizkaçkişiyiz Platformu, Memleket Sevdalıları gibi çok sayıda siyasi sivil toplum kuruluşunun üye ve temsilcilerinin katıldığı mitingde “Tayyip’ler Meclis’te, yurtseverler hapiste”, “Cumhuriyet değil, AKP yıkılacak”, “Atatürk’ün gençliği tertibi bozacak”, “İnadına hukuk, inadına Atatürk” sloganları atıldı. Ellerinde Atatürk posterleri ve Türk bayrakları bulunan yurttaşlar “Hak verilmez alınır, bu vatan uğruna gerekirse hapis yatılır”, “Kuddusi Okkır’ı öldürenler bulunsun, hesap sorulsun”, “Dışarıda verici, içeride gerici, sonunda gidici ampül” döviz ve pankatları taşıdılar. Uzun yıllar TRT’de program yapımcısı ve sunuculuğu yapan Mehpare Çelik’in sunduğu mitingde konuşan ADD Genel Başkan Yardımcısı Sina Akşin, ADD Genel Başkanı Eruygur’a “büyük haksızlık yapıldığını” belirterek, er geç doğruların ortaya çıkacağını söyledi.

‘Gözleri görmüyor’

Ergenekon soruşturması ile Atatürkçülerin baskı altına alınmaya çalışıldığını vurgulayan Akşin, “Türkiye’de Atatürk ve karşıdevrim gerçeği var. Atatürk devrimini görmeyenin gözleri kördür, karşıdevrimi görmeyen ’Türkiye İran olmaz’ diyen gafildir. Atatürk devrimi şıklık ve hoşluk olsun diye değil insan gibi yaşamamız için yapıldı” diye konuştu.

‘Darbeci değil, devrimciyiz’

Yerel Yönetim Araştırma Yardım ve Eğitim Derneği (YAYED) Genel Başkanı Prof. Dr. Birgül Ayman Güler de Kemalizmin terorizm ile yan yana getirilmeye çalışıldığını belirterek “Terorizm ABD patentlidir. Biz darbeci değil devrimciyiz, mücadelemiz Kemalizm mücadelesidir” dedi. Türkiye Gençlik Birliği Kurucu Genel Başkanı Adnan Türkkan, Ergenekon operasyonlarının Türkiye Cumhuriyeti’nin devrimlerini, gazetemiz ve gazetemiz Başyazarı ve imtiyaz sahibi İlhan Selçuk’u hedef aldığını belirterek “Bu operasyon içi kof, ABD patentli bir operasyondur.” dedi. İstanbul Barosu Genel Sekreteri Hüseyin Özbek ise Türkiye’de “ulusal olmanın suç sayıldığı bir dönemin yaşandığını” anlatarak ulus devletin yanında olanların bir kısmının “Ergenekon” soruşturması kapsamında şu anda cezaevlerinde bulunduğuna dikkat çekti. Yurtsever Hareket Sözcüsü ressam-yazar Bedri Baykam ise Türkiye’nin tarihi bir sınavdan geçtiğinin altını çizerek, bu sınavdan herkesin hak ettiği yeri bularak çıkacağını dile getirdi. Tüm Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Prof. Alpaslan Işıklı da Atatürk’ü gözden düşürmek için çeşitli yollara başvurulduğunu söyledi.

Atatürk ve Eruygur posterlerinin taşındığı mitinge gaziler de katıldı.

Cumhuriyet
 
"Önce sosyalistleri topladılar
Sesimi çıkarmadım
Çünkü ben sosyalist değildim.
Sonra sendikacıları topladılar,
Sesimi çıkarmadım.
Çünkü ben sendikacı değildim.
Sonra Yahudileri topladılar,
Sesimi çıkarmadım
Çünkü Yahudi değildim.
Sonra beni almaya geldiler,
Benim için sesini çıkaracak kimse kalmamıştı..."


Mükemmel bir topic olmuş.
Yıllardır uyuyanların karanlık uykularından uyanmaları dileğiyle...
 
"Önce sosyalistleri topladılar
Sesimi çıkarmadım
Çünkü ben sosyalist değildim.
Sonra sendikacıları topladılar,
Sesimi çıkarmadım.
Çünkü ben sendikacı değildim.
Sonra Yahudileri topladılar,
Sesimi çıkarmadım
Çünkü Yahudi değildim.
Sonra beni almaya geldiler,
Benim için sesini çıkaracak kimse kalmamıştı..."

eh artik uyansin millet, sabah oldu!
 
Geri
Üst