Fiba'dan Türkiye'ye "Ponpon Kız" Cezası

oscs

New member
HH Üyesi
Katılım
15 Tem 2008
Mesajlar
1,148
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
cennette hafif bronzluk iyidir...
FIBA, Basketbol Federasyonu'na dansçı kızların Türkiye-Rusya maçında sahada şovlarını yaptırılmaması nedeniyle 3 bin 200 İsviçre Frangı ceza verildi. Bilindiği gibi federasyon, dansçı kızlara Başbakan'ın maçı izlemesi nedeniyle izin vermemişti. Ayrıca FIBA, Federasyon'a yardımcı antrenör Ömer Uğurata'nın yanlış yere oturması nedeniyle 5 bin İsviçre Frangı ceza kesti.

Dünya Basketbol Şampiyonası kapsamında geçen pazar günü yapılan ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da ailesiyle birlikte izlediği Türkiye-Rusya maçında ponpon kızların sahaya çıkmaması uluslararası haber ajansları tarafından dünyaya duyuruldu.

FIBA'DAN TÜRKİYE'YE "PONPON KIZ" CEZASI



Durmak yok Türkiyeyi rezil etmeye devam edin.
 
olacağı buydu.

hayır yani pompon kızlar olsun sen bakmayıver ne olacak yani.iraden varsa nefsine hakim oluysan bakmazsın.ki bakınca sapıtıyo galiba ondan yasakladı.sahaya falan dalarım diye yasak getirdi heralde.

alttaki sanatçıya böle bakıyosa pompon kızlarda durumu tahmin etmek hiç güç değil.

27757_124784464203029_116490901699052_342243_682105_n.jpg
 
Saçmalığa bak başbakan maçı izliyo diye kızlar dans edememiş sanki striptiz yapıyo orda kızlar...tayyip gözünü kapatsaydın keşke o zaman sadece sen rezil olurdun ülkenin içine s...tın
 
tahrik oluyorsan maçı izlemeye gitmeyeceksin, gidiyorsan da organizasyona uyum sağlayacaksın. artık 20 yaşındaki delikanlılar bile bu olayı gayet olgunlukla karşılayabiliyorlar, kaldı ki burada en az 60 yaşında olan birisinden bahsediyoruz.
 
Bir üLkenin Başbakanı böyLeyse üLkesindeki insanLar nasıLdır acaba?..Bi de demokrasiden,özgürLükLerden bahsediyorduk değiL mi?.

BunLar değiL mi Türkiye'nin geLmiş geçmiş en büyük basketboL kuLübü Efes PiLsen'i içki ismi taşıyor diye yasa teklifi vererek kapatmaya çaLışan?..Amaç beLLi,gidiLen yoL beLLi ama haLa hipnozdan uyanamayanLar mevcut..
 
Bu sövülen Ak Parti iktidarı öncesinde yabancı takımlardan oyuncular Türkiye bile gelmiyordu,ama Dünya Basketbol Şampiyonası ülkemizde yapılınca sorun yapılacak birşey çıktı ortaya.Ponpon kızlar.

Herkese bol ponponlu günler.
 
Bu sövülen Ak Parti iktidarı öncesinde yabancı takımlardan oyuncular Türkiye bile gelmiyordu,ama Dünya Basketbol Şampiyonası ülkemizde yapılınca sorun yapılacak birşey çıktı ortaya.
Ponpon kızlar.Herkese bol ponponlu günler.

yabancı futbolcuların ülkemize gelmesi ve burada rahat etmesi güzel bir olay, ama ondan daha güzeli her gününü bu ülkede yaşayan vatandaşların sivil hayatlarına müdahale edilmeden yaşamlarını sürdürebilmesi. millet olarak laikliğin önemini kavradığımızda inşallah çok geç olmaz umuduyla...
 
ülkemi bu haber değil benim başbakanımı, cumhurbaşkanımı final maçında yuhalayan şerefsizler rezil etti. beğenmeyen defolur gider. demokratik bir ülkede seçilenlere saygı östermek, birbirimize tahammül etmek zorundayız. kepazeliğin bu kadarı olmaz. herşeyin bir sınırı var. herkes haddini bilsin...
 
ülkemi bu haber değil benim başbakanımı, cumhurbaşkanımı final maçında yuhalayan şerefsizler rezil etti. beğenmeyen defolur gider. demokratik bir ülkede seçilenlere saygı östermek, birbirimize tahammül etmek zorundayız. kepazeliğin bu kadarı olmaz. herşeyin bir sınırı var. herkes haddini bilsin...

:D ya bırakın yuhalamış falan.. ordakilerin tepkisinden sen rahatsız oluyorsun.. başbakanın ponpon kızları kaldırmasından dünya rahatsız oluyor fiba ceza kesiyor... dünya bu şampiyonada seyircilerin yuhalamasını değil başbakanın hareketlerini hatırlayacak... Biz dünyaya rezil olduk başbakanın yuhalanması benim umrumda değil..

Cumhurbaşkanınada gelince sen AİHM e biz hrant ı koruyamadık de. Sonra bassınlar cezayı bize ondan sonra benim cumhurbaşkanım olacak öyle mi? Az bile tepki göstermişler...
 
“FIBA ponpon kızlara değil, 12 Dev Adam marşına kızdı”


“FIBA ponpon kızlara değil, 12 Dev Adam marşına kızdı”

Basketbol Federasyonu Başkanı Turgay Demirel: “Ponpon kızlar çıkmadı diye ceza aldığımız haberi doğru değil. FIBA ile asıl krizi sürekli 12 Dev Adam marşı çalınması ve destekleme anonsları yüzünden yaşadık”

-fiba-ponpon-kizlara-degil-12-dev-adam-marsina-kizdi--828538.Jpeg


Şampiyona bitti ve “Oh” dediniz mi?
Hayır, tabii ki diyemedik. Çünkü şampiyona bitti ama sonrasında yapılması gereken pek çok iş bizi bekliyordu. Herhalde dünya şampiyonasıyla ilgili dosyanın kapatılabilmesi birkaç hafta daha sürecek.

Sizin için gerilim mi daha baskındı zevk mi?
Keyif aldığım anlar da oldu, gergin geçen anlar da... Ama benim için bu süreç bir keyif alma sürecinden ziyade, çok önceden planladığımız, kurguladığımız bir rüyanın gerçekleşmesiydi. Eksiklikleri görülmeden kapatmamız, hep alarm vaziyetinde yaşamamız söz konusuydu. Sadece bir şampiyona organize etmedik, o şampiyona içinde FIBA Genel Kurulu da yapıldı. Bugüne kadar yapılanların en yüksek katılımlısı oldu, herkes İstanbul’a gelmek istedi.

“Kızları seyircinin konsantrasyonu dağılmasın diye çıkarmadık”

Perde arkasında çıkan en büyük kriz neydi?
Çözmemiz gereken pek çok kriz vardı. Sürekli bilet krizi oldu, açılışta protokol tribününde yerleşim krizi oldu, açılıştan bir hafta önce Sinan Erdem Salonu’nun trafosu yandı. Bir hafta boyunca jeneratörlerle çalışıldı, trafo açılıştan 10 saat önce devreye girdi.

Bu streslerin sizdeki etkisi ne?
Son bir ayda dokuz kilo verdim.

Perde önünde yaşanan krizlerden söz edelim. İlki ponpon kızların Rusya maçında sahaya çıkmaması...
Esasında o tam bir kriz değildi. Turnuvada başarı için mutlaka Ankara’dan grup birincisi olarak İstanbul’a gelmemiz gerekiyordu. En önemli rakiplerimiz de Rusya ve Yunanistan’dı. Normal organizasyon programında zaten her molada kızlar çıkmıyor, farklı farklı eğlenceler yapılıyor. Bir maçta dört kere de çıktıkları oluyor, iki kere de. Fildişi Sahilleri maçında sadece iki kere çıkardık. Rusya ve Yunanistan maçlarında ise hiç çıkarmadık.

Neden?
Seyircinin maça olan konsantrasyonunun bozulmaması için. Ankara’da mümkün olduğu kadar kendi lehimize olacak şekilde bunu kullandık. FIBA da ev sahibi olmamız nedeniyle bize tolerans gösterdi.

Ama daha sonra ceza geldi.
Ceza gelmedi. Ceza yanlış bir bilgi. Basında böyle bir haber yer aldı, biz federasyon olarak yalanladık. Zaten dansçı kızlar her maçta sahaya çıkacak diye yazılı bir kural yok. FIBA’nın öngördüğü, bizim de kabul ettiğimiz eğlence programının bir parçası bu.


Başbakan maça geldiği için sahaya çıkarılmadıkları yorumları yapıldı.
Medya bunu bu şekilde yorumladı. Bunu açık açık, şimdi size anlattığım gibi anlatamadık o dönemde, çünkü her söylediğimiz şey FIBA’ya da iletiliyor. Kendi lehimize böyle bir uygulama yaptık diyemedik açıkçası.

Madem bu lehimize bir uygulama, neden Sırbistan ve ABD maçlarında ponpon kızlar sahadaydı?
Burada artık bütün dünyaya hitap eden bir şampiyona var. FIBA’yla eğlence programında mutabık kaldıktan sonra müdahale etmedik. FIBA’yla aramızda en büyük kriz, Sırbistan maçından sonra çıktı. Çünkü o maçta saha içinde sürekli 12 Dev Adam marşı çaldı, anonsçu da sürekli Milli Takımı destekleme anonsları yaptı. FIBA bütün mikrofonları topladı, sadece portatif mikrofonu bulamadılar. Onunla bir çocuk tribünün altında saklanarak o anonsları yapmış. Ben de sonradan duydum.

“Açılış töreni 4 milyon TL”
O sırada duysanız durdurur muydunuz?
Bana FIBA bu taleple gelse durdururdum tabii. FIBA zaten bizden bu konuda savunma istedi. Final maçında da dikkat ettik, sürekli 12 Dev Adam çalınmadı ya da lehimize anons yapılmadı. En büyük krizlerden biri buydu.

Bir tartışma da açılış töreniyle ilgiliydi. Fazıl Say önce ona teklif götürdüğünüzü söyledi. Nasıl gelişti açılış programı?
Açılış için biz beş-altı firmadan projeler topladık. Bunların içinde Fazıl Say’ın teklifi de vardı. Sonuçta biz hiçbir programı tek başına yeterli bulmadık; firmaları ve programları bir araya getirdik.

Bütçesi neydi açılış töreninin?
Yaklaşık 4 milyon TL.

Tüm şampiyonanın bütçesi neydi?
Salonların inşasıyla birlikte yaklaşık 150 milyon TL.

Gelir belli mi?
Henüz değil. Önümüzdeki haftalarda ortaya çıkacaktır.

“Final maçını yarı final gecesi kaybettik”
Muhakkak umuyordunuz ama Türkiye’nin final oynayacağına ihtimal veriyor muydunuz?
Bütün hedefimiz final oynayıp şampiyon olmaktı esasında. Beklentiyi çok yükseltmemek için pek net bir şekilde söylemedik. 2001’de çok zorlu maçlar oynayarak finale geldik ve en iyi maçımızı finalde oynadık. Bu yıl ise çok iyi basketbol oynayarak yarı finale kadar geldik, yarı finali çok zor geçtik. Biz maalesef final maçını yarı final gecesi kaybettik.

Nasıl?
Maç çok geç bitti. Son anda bir sayıyla kazanılması nedeniyle bütün ülkede şenlik oldu. Takımın kaldığı otele de konvoylarla gidildi, lobide 500 kişi takımı 45 dakika meşgul etti. Yemek yemeleri, odaya çıkıp yatmaları sabah 4’ü buldu. O adrenalinle de uyuyamadılar zaten. Ertesi akşam da hemen maç vardı. Verimli bir istirahat olamadı. Ben inanıyorum ki Sırbistan maçını 7-8 sayıyla geçebilseydik şampiyonduk.

“Tanjevic’in kendisi devam etmek istedi”
Tanjevic’in devam etmesi, sağlığıyla ilgili riskli bir karardı. Durumunu izleyerek kararı kendisine bıraktım. Büyük bir sorumluluk... Allah korusun, böyle enerji vereceği bir göreve soyunup hastalığı daha da ilerleseydi bu beni hayat boyu üzecek, vicdanımı rahatsız edecek bir olay olurdu. Kendisi devam etmek istedi.

“Bence oyunculara verilen prim az bile”
Basketbol Milli Takımı’na verilecek toplam 28 milyon TL primle ilgili bir avukat iptal davası açtı. Ne düşünüyorsunuz bu konuda?
Açıkçası bence bu konu biraz yanlış bir yöne doğru gidiyor. Hem bu işi başaranları motive etmek hem de gelecekte buna benzer başarıların yaratılmasını sağlamak için bu yöntem zaten kullanılıyor. Bunun ölçüsü konusunda da karar verecek kişiler var. Bu davanın da doğru bir şekilde açıldığını zannetmiyorum. Bu kaynak bize o davada belirtildiği gibi örtülü ödenekten sağlanmıyor. Sonuçta bu meblağ, Basketbol Federasyonu’nun sağlamış olduğu reklam, tanıtım ve yıllık anlaşmalar gibi kaynaklardan geliyor.

Vaat edilen miktarı abartılı bulmuyor musunuz?
Yarattığınız değere, sağladığınız başarıya göre belirleme yapılıyor. Dünya Basketbol Şampiyonası 182 TV kanalından yayınlandı. Basketbol Milli Takımı da Türk spor tarihinde elde edilmiş en büyük başarıyı elde etti. Yarattığı tanıtımın değeri milyar doların üzerinde. Böyle düşünürseniz ben de oyunculara verilen primin çok az olduğunu iddia edebilirim. Belki Türk Tanıtım Fonu’nun bize bunun on katını vermesi lazım.

Oyunculara verilen primi biliyoruz. Sizin başarınız nasıl ödüllendiriliyor?
Para ödülünün dağıtılması tamamen Milli Takım kadrosuyla sınırlıdır. 12 kişi sahaya çıkıyor ama kadromuz 27 kişiden oluşuyor. Herkes katkısı oranında prim alacak.

“Yuhalama krizi beklenmedik anda geldi, yönetemedik”
Yuhalama krizini nasıl yönettiniz?
Açıkçası yönetemedik. Hiç beklemediğimiz bir anda oldu. Aklımıza bile gelmemişti. Hem şoke olduk hem de üzüldük. Organizasyona başından beri destek olan, devletin en üst kademesindeki kişiler... İsimleri ne olursa olsun Türkiye’nin Cumhurbaşkanı ve Başbakanı... Böyle bir törende en ufak bir ses bile olmamalıydı. Tepki göstermek için doğru yer orası değildi. Çok üzüldük, üzüntülerimizi de hem Cumhurbaşkanımıza hem de Başbakanımıza ilettik.

Durumu yabancı konuklara nasıl açıkladınız?
Bazıları ABD takımının ya da Litvanya’nın yuhalandığını düşündüler.

Açıklama yapmadınız mı?
Finaller sonrasında böyle konuşmalar yapmaya fırsat olmadı.

Yuhalayan izleyicilerin kamera kayıtlarından tespit edilip koltuk numaralarından kimliklerinin bulunmaya çalışıldığına dair haber çıktı. Bizim yaptığımız ya da bize yansıyan bir şey yok. Yapılıyorsa bile Başbakanlık üzerinden yapılıyordur.

“Basketbolu erken yaşta, biraz buruk bıraktım”
18 yıldır TBF’nin başındasınız. İki şampiyona düzenlemeyi başardınız ama bu herkesin size sempati beslemesine yetmedi.
Doğru. Pek sempati topladım gibi gözükmüyor. Eleştirileri ayırıyorum. Art niyetli olanlar beni ilgilendirmiyor. 18 sene bir yerde kalmak ve sürdürmek de zor; ama insanlar belli görevleri yapma sorumluluğunu sürdürüyorlar. Bunlardan biri de maalesef benim. Hep ileriye hedefler koyarak o sorumluluğu tamamlamak zorunda kaldım.

Yoruldunuz mu? Neden maalesef?
Basketbol Federasyonu başkanı olmak zaten istediğim bir şey değildi.

Nasıl geldiniz bu göreve?
1988’de Galatasaray’da oynarken ama biraz burularak, erken yaşta bıraktım. Dört sene basketbol maçlarına bile gitmedim.

Neydi burulmanıza sebep?
Takım kaptanıydım, Amerikalı bir antrenör nedeniyle kulüp bırakmamın daha doğru olacağını ima etti. Ben de bıraktım. 1992’de federasyon başkanı istifa ettiğinde bana ısrar ettiler, ben de “Seçerlerse yaparım” dedim ve seçildim.

Bundan sonrası için yol haritanız ne?
Belirlemedim henüz. Şimdi hedefimizde 2012 Olimpiyatları var, ondan sonra da federasyonda seçimler var.

Federasyondaki yoğun mesainizin bir karşılığı yok mu?
Hayır. Hiçbir şey. Tamamen fahri bir görev bu. Çok zamanımı alıyor ama profesyonel bir iş yapmıyorum.

Buradaki yoğunluğunuz işinize zarar vermiyor mu?
Etkiliyor. Burada büyük bir sorumluluk var ve eleştiriye çok açık. Önceliği federasyonun aldığı durumlar çok oluyor. İşimle ilgili çok önemli bir toplantıdayken bile ortada bırakıp burasıyla ilgileniyorum.

Profesyonel alanınız nedir?
2000’li yılların ortasından beri enerji sektörü ve gayrimenkulde çalışmalarım var.

Aileniz “Yeter artık” demiyor mu size?
Çok dediler. Onların da zamanından çalıyorum çünkü. Belli kesimlerin sürekli eleştiriyor olmaları onların da psikolojisini etkiledi. Epey yıprandıkları dönemler oldu. Artık pek üzerinde durmuyorlar.

Basketbol tutkunuzun kaynağı ne?
Dayım eski basketbolcu, Ali Uras. Galatasaray’ın eski başkanlarından... Biz aynı apartmanda otururduk, basketbol tutkum da o apartmanın bahçesindeki potayla başladı.

Çocuklarınızın basketbolla arası iyi mi?
Çok iyi. Kızım altyapıda oynadı. Bu şampiyonanın finalleri için ABD’den okulu bırakıp iki günlüğüne geldi. Oğlum Beşiktaş altyapısında oynuyor.



Sapıtıyor mapıtıyor seviyeyi iyice düşürmeden işin aslını görmek lazım..
Hemen bir fırsat geçti elimize belden aşağıya vuralım ve
TC Başbakanını kötüleyelim mantığı ne yazık ki devam etmekte..
Asıl rezillik ahlaksızlık bu devletin adamlarını
yuhalayan densizlerdir..
 
Emine hanım faktörü desenize şuna... Konsantre imiş..
 

�FIBA ponpon kızlara değil, 12 Dev Adam marşına kızdı�

Basketbol Federasyonu Başkanı Turgay Demirel: �Ponpon kızlar çıkmadı diye ceza aldığımız haberi doğru değil. FIBA ile asıl krizi sürekli 12 Dev Adam marşı çalınması ve destekleme anonsları yüzünden yaşadık�

-fiba-ponpon-kizlara-degil-12-dev-adam-marsina-kizdi--828538.Jpeg


Şampiyona bitti ve �Oh� dediniz mi?
Hayır, tabii ki diyemedik. Çünkü şampiyona bitti ama sonrasında yapılması gereken pek çok iş bizi bekliyordu. Herhalde dünya şampiyonasıyla ilgili dosyanın kapatılabilmesi birkaç hafta daha sürecek.

Sizin için gerilim mi daha baskındı zevk mi?
Keyif aldığım anlar da oldu, gergin geçen anlar da... Ama benim için bu süreç bir keyif alma sürecinden ziyade, çok önceden planladığımız, kurguladığımız bir rüyanın gerçekleşmesiydi. Eksiklikleri görülmeden kapatmamız, hep alarm vaziyetinde yaşamamız söz konusuydu. Sadece bir şampiyona organize etmedik, o şampiyona içinde FIBA Genel Kurulu da yapıldı. Bugüne kadar yapılanların en yüksek katılımlısı oldu, herkes İstanbul�a gelmek istedi.

�Kızları seyircinin konsantrasyonu dağılmasın diye çıkarmadık�

Perde arkasında çıkan en büyük kriz neydi?
Çözmemiz gereken pek çok kriz vardı. Sürekli bilet krizi oldu, açılışta protokol tribününde yerleşim krizi oldu, açılıştan bir hafta önce Sinan Erdem Salonu�nun trafosu yandı. Bir hafta boyunca jeneratörlerle çalışıldı, trafo açılıştan 10 saat önce devreye girdi.

Bu streslerin sizdeki etkisi ne?
Son bir ayda dokuz kilo verdim.

Perde önünde yaşanan krizlerden söz edelim. İlki ponpon kızların Rusya maçında sahaya çıkmaması...
Esasında o tam bir kriz değildi. Turnuvada başarı için mutlaka Ankara�dan grup birincisi olarak İstanbul�a gelmemiz gerekiyordu. En önemli rakiplerimiz de Rusya ve Yunanistan�dı. Normal organizasyon programında zaten her molada kızlar çıkmıyor, farklı farklı eğlenceler yapılıyor. Bir maçta dört kere de çıktıkları oluyor, iki kere de. Fildişi Sahilleri maçında sadece iki kere çıkardık. Rusya ve Yunanistan maçlarında ise hiç çıkarmadık.

Neden?
Seyircinin maça olan konsantrasyonunun bozulmaması için. Ankara�da mümkün olduğu kadar kendi lehimize olacak şekilde bunu kullandık. FIBA da ev sahibi olmamız nedeniyle bize tolerans gösterdi.

Ama daha sonra ceza geldi.
Ceza gelmedi. Ceza yanlış bir bilgi. Basında böyle bir haber yer aldı, biz federasyon olarak yalanladık. Zaten dansçı kızlar her maçta sahaya çıkacak diye yazılı bir kural yok. FIBA�nın öngördüğü, bizim de kabul ettiğimiz eğlence programının bir parçası bu.


Başbakan maça geldiği için sahaya çıkarılmadıkları yorumları yapıldı.
Medya bunu bu şekilde yorumladı. Bunu açık açık, şimdi size anlattığım gibi anlatamadık o dönemde, çünkü her söylediğimiz şey FIBA�ya da iletiliyor. Kendi lehimize böyle bir uygulama yaptık diyemedik açıkçası.

Madem bu lehimize bir uygulama, neden Sırbistan ve ABD maçlarında ponpon kızlar sahadaydı?
Burada artık bütün dünyaya hitap eden bir şampiyona var. FIBA�yla eğlence programında mutabık kaldıktan sonra müdahale etmedik. FIBA�yla aramızda en büyük kriz, Sırbistan maçından sonra çıktı. Çünkü o maçta saha içinde sürekli 12 Dev Adam marşı çaldı, anonsçu da sürekli Milli Takımı destekleme anonsları yaptı. FIBA bütün mikrofonları topladı, sadece portatif mikrofonu bulamadılar. Onunla bir çocuk tribünün altında saklanarak o anonsları yapmış. Ben de sonradan duydum.

�Açılış töreni 4 milyon TL�
O sırada duysanız durdurur muydunuz?
Bana FIBA bu taleple gelse durdururdum tabii. FIBA zaten bizden bu konuda savunma istedi. Final maçında da dikkat ettik, sürekli 12 Dev Adam çalınmadı ya da lehimize anons yapılmadı. En büyük krizlerden biri buydu.

Bir tartışma da açılış töreniyle ilgiliydi. Fazıl Say önce ona teklif götürdüğünüzü söyledi. Nasıl gelişti açılış programı?
Açılış için biz beş-altı firmadan projeler topladık. Bunların içinde Fazıl Say�ın teklifi de vardı. Sonuçta biz hiçbir programı tek başına yeterli bulmadık; firmaları ve programları bir araya getirdik.

Bütçesi neydi açılış töreninin?
Yaklaşık 4 milyon TL.

Tüm şampiyonanın bütçesi neydi?
Salonların inşasıyla birlikte yaklaşık 150 milyon TL.

Gelir belli mi?
Henüz değil. Önümüzdeki haftalarda ortaya çıkacaktır.

�Final maçını yarı final gecesi kaybettik�
Muhakkak umuyordunuz ama Türkiye�nin final oynayacağına ihtimal veriyor muydunuz?
Bütün hedefimiz final oynayıp şampiyon olmaktı esasında. Beklentiyi çok yükseltmemek için pek net bir şekilde söylemedik. 2001�de çok zorlu maçlar oynayarak finale geldik ve en iyi maçımızı finalde oynadık. Bu yıl ise çok iyi basketbol oynayarak yarı finale kadar geldik, yarı finali çok zor geçtik. Biz maalesef final maçını yarı final gecesi kaybettik.

Nasıl?
Maç çok geç bitti. Son anda bir sayıyla kazanılması nedeniyle bütün ülkede şenlik oldu. Takımın kaldığı otele de konvoylarla gidildi, lobide 500 kişi takımı 45 dakika meşgul etti. Yemek yemeleri, odaya çıkıp yatmaları sabah 4�ü buldu. O adrenalinle de uyuyamadılar zaten. Ertesi akşam da hemen maç vardı. Verimli bir istirahat olamadı. Ben inanıyorum ki Sırbistan maçını 7-8 sayıyla geçebilseydik şampiyonduk.

�Tanjevic�in kendisi devam etmek istedi�
Tanjevic�in devam etmesi, sağlığıyla ilgili riskli bir karardı. Durumunu izleyerek kararı kendisine bıraktım. Büyük bir sorumluluk... Allah korusun, böyle enerji vereceği bir göreve soyunup hastalığı daha da ilerleseydi bu beni hayat boyu üzecek, vicdanımı rahatsız edecek bir olay olurdu. Kendisi devam etmek istedi.

�Bence oyunculara verilen prim az bile�
Basketbol Milli Takımı�na verilecek toplam 28 milyon TL primle ilgili bir avukat iptal davası açtı. Ne düşünüyorsunuz bu konuda?
Açıkçası bence bu konu biraz yanlış bir yöne doğru gidiyor. Hem bu işi başaranları motive etmek hem de gelecekte buna benzer başarıların yaratılmasını sağlamak için bu yöntem zaten kullanılıyor. Bunun ölçüsü konusunda da karar verecek kişiler var. Bu davanın da doğru bir şekilde açıldığını zannetmiyorum. Bu kaynak bize o davada belirtildiği gibi örtülü ödenekten sağlanmıyor. Sonuçta bu meblağ, Basketbol Federasyonu�nun sağlamış olduğu reklam, tanıtım ve yıllık anlaşmalar gibi kaynaklardan geliyor.

Vaat edilen miktarı abartılı bulmuyor musunuz?
Yarattığınız değere, sağladığınız başarıya göre belirleme yapılıyor. Dünya Basketbol Şampiyonası 182 TV kanalından yayınlandı. Basketbol Milli Takımı da Türk spor tarihinde elde edilmiş en büyük başarıyı elde etti. Yarattığı tanıtımın değeri milyar doların üzerinde. Böyle düşünürseniz ben de oyunculara verilen primin çok az olduğunu iddia edebilirim. Belki Türk Tanıtım Fonu�nun bize bunun on katını vermesi lazım.

Oyunculara verilen primi biliyoruz. Sizin başarınız nasıl ödüllendiriliyor?
Para ödülünün dağıtılması tamamen Milli Takım kadrosuyla sınırlıdır. 12 kişi sahaya çıkıyor ama kadromuz 27 kişiden oluşuyor. Herkes katkısı oranında prim alacak.

�Yuhalama krizi beklenmedik anda geldi, yönetemedik�
Yuhalama krizini nasıl yönettiniz?
Açıkçası yönetemedik. Hiç beklemediğimiz bir anda oldu. Aklımıza bile gelmemişti. Hem şoke olduk hem de üzüldük. Organizasyona başından beri destek olan, devletin en üst kademesindeki kişiler... İsimleri ne olursa olsun Türkiye�nin Cumhurbaşkanı ve Başbakanı... Böyle bir törende en ufak bir ses bile olmamalıydı. Tepki göstermek için doğru yer orası değildi. Çok üzüldük, üzüntülerimizi de hem Cumhurbaşkanımıza hem de Başbakanımıza ilettik.

Durumu yabancı konuklara nasıl açıkladınız?
Bazıları ABD takımının ya da Litvanya�nın yuhalandığını düşündüler.

Açıklama yapmadınız mı?
Finaller sonrasında böyle konuşmalar yapmaya fırsat olmadı.

Yuhalayan izleyicilerin kamera kayıtlarından tespit edilip koltuk numaralarından kimliklerinin bulunmaya çalışıldığına dair haber çıktı. Bizim yaptığımız ya da bize yansıyan bir şey yok. Yapılıyorsa bile Başbakanlık üzerinden yapılıyordur.

�Basketbolu erken yaşta, biraz buruk bıraktım�
18 yıldır TBF�nin başındasınız. İki şampiyona düzenlemeyi başardınız ama bu herkesin size sempati beslemesine yetmedi.
Doğru. Pek sempati topladım gibi gözükmüyor. Eleştirileri ayırıyorum. Art niyetli olanlar beni ilgilendirmiyor. 18 sene bir yerde kalmak ve sürdürmek de zor; ama insanlar belli görevleri yapma sorumluluğunu sürdürüyorlar. Bunlardan biri de maalesef benim. Hep ileriye hedefler koyarak o sorumluluğu tamamlamak zorunda kaldım.

Yoruldunuz mu? Neden maalesef?
Basketbol Federasyonu başkanı olmak zaten istediğim bir şey değildi.

Nasıl geldiniz bu göreve?
1988�de Galatasaray�da oynarken ama biraz burularak, erken yaşta bıraktım. Dört sene basketbol maçlarına bile gitmedim.

Neydi burulmanıza sebep?
Takım kaptanıydım, Amerikalı bir antrenör nedeniyle kulüp bırakmamın daha doğru olacağını ima etti. Ben de bıraktım. 1992�de federasyon başkanı istifa ettiğinde bana ısrar ettiler, ben de �Seçerlerse yaparım� dedim ve seçildim.

Bundan sonrası için yol haritanız ne?
Belirlemedim henüz. Şimdi hedefimizde 2012 Olimpiyatları var, ondan sonra da federasyonda seçimler var.

Federasyondaki yoğun mesainizin bir karşılığı yok mu?
Hayır. Hiçbir şey. Tamamen fahri bir görev bu. Çok zamanımı alıyor ama profesyonel bir iş yapmıyorum.

Buradaki yoğunluğunuz işinize zarar vermiyor mu?
Etkiliyor. Burada büyük bir sorumluluk var ve eleştiriye çok açık. Önceliği federasyonun aldığı durumlar çok oluyor. İşimle ilgili çok önemli bir toplantıdayken bile ortada bırakıp burasıyla ilgileniyorum.

Profesyonel alanınız nedir?
2000�li yılların ortasından beri enerji sektörü ve gayrimenkulde çalışmalarım var.

Aileniz �Yeter artık� demiyor mu size?
Çok dediler. Onların da zamanından çalıyorum çünkü. Belli kesimlerin sürekli eleştiriyor olmaları onların da psikolojisini etkiledi. Epey yıprandıkları dönemler oldu. Artık pek üzerinde durmuyorlar.

Basketbol tutkunuzun kaynağı ne?
Dayım eski basketbolcu, Ali Uras. Galatasaray�ın eski başkanlarından... Biz aynı apartmanda otururduk, basketbol tutkum da o apartmanın bahçesindeki potayla başladı.

Çocuklarınızın basketbolla arası iyi mi?
Çok iyi. Kızım altyapıda oynadı. Bu şampiyonanın finalleri için ABD�den okulu bırakıp iki günlüğüne geldi. Oğlum Beşiktaş altyapısında oynuyor.



Sapıtıyor mapıtıyor seviyeyi iyice düşürmeden işin aslını görmek lazım..
Hemen bir fırsat geçti elimize belden aşağıya vuralım ve
TC Başbakanını kötüleyelim mantığı ne yazık ki devam etmekte..
Asıl rezillik ahlaksızlık bu devletin adamlarını
yuhalayan densizlerdir..

Gerekli açıklama yapılmış işi farklı yönlere çekerek kendinize ekmek kapısı açmaya çalışmanız boşuna
 
[sıze="5"]
“fıba ponpon kızlara değil, 12 dev adam marşına kızdı”
[/sıze]​

[sıze="3"]basketbol federasyonu başkanı turgay demirel: “ponpon kızlar çıkmadı diye ceza aldığımız haberi doğru değil. Fıba ile asıl krizi sürekli 12 dev adam marşı çalınması ve destekleme anonsları yüzünden yaşadık”
[/sıze]
[ımg]http://i.milliyet.com.tr/yenianaresim/2010/09/18/-fiba-ponpon-kizlara-degil-12-dev-adam-marsina-kizdi--828538.jpeg[/ımg]​


şampiyona bitti ve “oh” dediniz mi?
Hayır, tabii ki diyemedik. çünkü şampiyona bitti ama sonrasında yapılması gereken pek çok iş bizi bekliyordu. Herhalde dünya şampiyonasıyla ilgili dosyanın kapatılabilmesi birkaç hafta daha sürecek.

Sizin için gerilim mi daha baskındı zevk mi?
Keyif aldığım anlar da oldu, gergin geçen anlar da... Ama benim için bu süreç bir keyif alma sürecinden ziyade, çok önceden planladığımız, kurguladığımız bir rüyanın gerçekleşmesiydi. Eksiklikleri görülmeden kapatmamız, hep alarm vaziyetinde yaşamamız söz konusuydu. Sadece bir şampiyona organize etmedik, o şampiyona içinde fıba genel kurulu da yapıldı. Bugüne kadar yapılanların en yüksek katılımlısı oldu, herkes istanbul’a gelmek istedi.

“kızları seyircinin konsantrasyonu dağılmasın diye çıkarmadık”

perde arkasında çıkan en büyük kriz neydi?
çözmemiz gereken pek çok kriz vardı. Sürekli bilet krizi oldu, açılışta protokol tribününde yerleşim krizi oldu, açılıştan bir hafta önce sinan erdem salonu’nun trafosu yandı. Bir hafta boyunca jeneratörlerle çalışıldı, trafo açılıştan 10 saat önce devreye girdi.

Bu streslerin sizdeki etkisi ne?
Son bir ayda dokuz kilo verdim.

Perde önünde yaşanan krizlerden söz edelim. Ilki ponpon kızların rusya maçında sahaya çıkmaması...
Esasında o tam bir kriz değildi. Turnuvada başarı için mutlaka ankara’dan grup birincisi olarak istanbul’a gelmemiz gerekiyordu. En önemli rakiplerimiz de rusya ve yunanistan’dı. normal organizasyon programında zaten her molada kızlar çıkmıyor, farklı farklı eğlenceler yapılıyor. Bir maçta dört kere de çıktıkları oluyor, iki kere de. Fildişi sahilleri maçında sadece iki kere çıkardık. Rusya ve yunanistan maçlarında ise hiç çıkarmadık.

neden?
seyircinin maça olan konsantrasyonunun bozulmaması için. Ankara’da mümkün olduğu kadar kendi lehimize olacak şekilde bunu kullandık. Fıba da ev sahibi olmamız nedeniyle bize tolerans gösterdi.

[sıze="4"]ama daha sonra ceza geldi.
ceza gelmedi. Ceza yanlış bir bilgi. Basında böyle bir haber yer aldı, biz federasyon olarak yalanladık. Zaten dansçı kızlar her maçta sahaya çıkacak diye yazılı bir kural yok. Fıba’nın öngördüğü, bizim de kabul ettiğimiz eğlence programının bir parçası bu.
[/sıze]

başbakan maça geldiği için sahaya çıkarılmadıkları yorumları yapıldı.
Medya bunu bu şekilde yorumladı. Bunu açık açık, şimdi size anlattığım gibi anlatamadık o dönemde, çünkü her söylediğimiz şey fıba’ya da iletiliyor. Kendi lehimize böyle bir uygulama yaptık diyemedik açıkçası.

Madem bu lehimize bir uygulama, neden sırbistan ve abd maçlarında ponpon kızlar sahadaydı?
Burada artık bütün dünyaya hitap eden bir şampiyona var. Fıba’yla eğlence programında mutabık kaldıktan sonra müdahale etmedik. Fıba’yla aramızda en büyük kriz, sırbistan maçından sonra çıktı. çünkü o maçta saha içinde sürekli 12 dev adam marşı çaldı, anonsçu da sürekli milli takımı destekleme anonsları yaptı. Fıba bütün mikrofonları topladı, sadece portatif mikrofonu bulamadılar. Onunla bir çocuk tribünün altında saklanarak o anonsları yapmış. Ben de sonradan duydum.

“açılış töreni 4 milyon tl”
o sırada duysanız durdurur muydunuz?
Bana fıba bu taleple gelse durdururdum tabii. Fıba zaten bizden bu konuda savunma istedi. Final maçında da dikkat ettik, sürekli 12 dev adam çalınmadı ya da lehimize anons yapılmadı. En büyük krizlerden biri buydu.

Bir tartışma da açılış töreniyle ilgiliydi. Fazıl say önce ona teklif götürdüğünüzü söyledi. Nasıl gelişti açılış programı?
Açılış için biz beş-altı firmadan projeler topladık. Bunların içinde fazıl say’ın teklifi de vardı. Sonuçta biz hiçbir programı tek başına yeterli bulmadık; firmaları ve programları bir araya getirdik.

Bütçesi neydi açılış töreninin?
Yaklaşık 4 milyon tl.

Tüm şampiyonanın bütçesi neydi?
Salonların inşasıyla birlikte yaklaşık 150 milyon tl.

Gelir belli mi?
Henüz değil. önümüzdeki haftalarda ortaya çıkacaktır.

“final maçını yarı final gecesi kaybettik”
muhakkak umuyordunuz ama türkiye’nin final oynayacağına ihtimal veriyor muydunuz?
Bütün hedefimiz final oynayıp şampiyon olmaktı esasında. Beklentiyi çok yükseltmemek için pek net bir şekilde söylemedik. 2001’de çok zorlu maçlar oynayarak finale geldik ve en iyi maçımızı finalde oynadık. Bu yıl ise çok iyi basketbol oynayarak yarı finale kadar geldik, yarı finali çok zor geçtik. Biz maalesef final maçını yarı final gecesi kaybettik.

Nasıl?
Maç çok geç bitti. Son anda bir sayıyla kazanılması nedeniyle bütün ülkede şenlik oldu. Takımın kaldığı otele de konvoylarla gidildi, lobide 500 kişi takımı 45 dakika meşgul etti. Yemek yemeleri, odaya çıkıp yatmaları sabah 4’ü buldu. O adrenalinle de uyuyamadılar zaten. Ertesi akşam da hemen maç vardı. Verimli bir istirahat olamadı. Ben inanıyorum ki sırbistan maçını 7-8 sayıyla geçebilseydik şampiyonduk.

“tanjevic’in kendisi devam etmek istedi”
tanjevic’in devam etmesi, sağlığıyla ilgili riskli bir karardı. Durumunu izleyerek kararı kendisine bıraktım. Büyük bir sorumluluk... Allah korusun, böyle enerji vereceği bir göreve soyunup hastalığı daha da ilerleseydi bu beni hayat boyu üzecek, vicdanımı rahatsız edecek bir olay olurdu. Kendisi devam etmek istedi.

“bence oyunculara verilen prim az bile”
basketbol milli takımı’na verilecek toplam 28 milyon tl primle ilgili bir avukat iptal davası açtı. Ne düşünüyorsunuz bu konuda?
Açıkçası bence bu konu biraz yanlış bir yöne doğru gidiyor. Hem bu işi başaranları motive etmek hem de gelecekte buna benzer başarıların yaratılmasını sağlamak için bu yöntem zaten kullanılıyor. Bunun ölçüsü konusunda da karar verecek kişiler var. Bu davanın da doğru bir şekilde açıldığını zannetmiyorum. Bu kaynak bize o davada belirtildiği gibi örtülü ödenekten sağlanmıyor. Sonuçta bu meblağ, basketbol federasyonu’nun sağlamış olduğu reklam, tanıtım ve yıllık anlaşmalar gibi kaynaklardan geliyor.

Vaat edilen miktarı abartılı bulmuyor musunuz?
Yarattığınız değere, sağladığınız başarıya göre belirleme yapılıyor. Dünya basketbol şampiyonası 182 tv kanalından yayınlandı. Basketbol milli takımı da türk spor tarihinde elde edilmiş en büyük başarıyı elde etti. Yarattığı tanıtımın değeri milyar doların üzerinde. Böyle düşünürseniz ben de oyunculara verilen primin çok az olduğunu iddia edebilirim. Belki türk tanıtım fonu’nun bize bunun on katını vermesi lazım.

Oyunculara verilen primi biliyoruz. Sizin başarınız nasıl ödüllendiriliyor?
Para ödülünün dağıtılması tamamen milli takım kadrosuyla sınırlıdır. 12 kişi sahaya çıkıyor ama kadromuz 27 kişiden oluşuyor. Herkes katkısı oranında prim alacak.

“yuhalama krizi beklenmedik anda geldi, yönetemedik”
yuhalama krizini nasıl yönettiniz?
Açıkçası yönetemedik. Hiç beklemediğimiz bir anda oldu. Aklımıza bile gelmemişti. Hem şoke olduk hem de üzüldük. Organizasyona başından beri destek olan, devletin en üst kademesindeki kişiler... Isimleri ne olursa olsun türkiye’nin cumhurbaşkanı ve başbakanı... Böyle bir törende en ufak bir ses bile olmamalıydı. Tepki göstermek için doğru yer orası değildi. çok üzüldük, üzüntülerimizi de hem cumhurbaşkanımıza hem de başbakanımıza ilettik.

Durumu yabancı konuklara nasıl açıkladınız?
Bazıları abd takımının ya da litvanya’nın yuhalandığını düşündüler.

Açıklama yapmadınız mı?
Finaller sonrasında böyle konuşmalar yapmaya fırsat olmadı.

Yuhalayan izleyicilerin kamera kayıtlarından tespit edilip koltuk numaralarından kimliklerinin bulunmaya çalışıldığına dair haber çıktı. Bizim yaptığımız ya da bize yansıyan bir şey yok. Yapılıyorsa bile başbakanlık üzerinden yapılıyordur.

“basketbolu erken yaşta, biraz buruk bıraktım”
18 yıldır tbf’nin başındasınız. Iki şampiyona düzenlemeyi başardınız ama bu herkesin size sempati beslemesine yetmedi.
Doğru. Pek sempati topladım gibi gözükmüyor. Eleştirileri ayırıyorum. Art niyetli olanlar beni ilgilendirmiyor. 18 sene bir yerde kalmak ve sürdürmek de zor; ama insanlar belli görevleri yapma sorumluluğunu sürdürüyorlar. Bunlardan biri de maalesef benim. Hep ileriye hedefler koyarak o sorumluluğu tamamlamak zorunda kaldım.

Yoruldunuz mu? Neden maalesef?
Basketbol federasyonu başkanı olmak zaten istediğim bir şey değildi.

Nasıl geldiniz bu göreve?
1988’de galatasaray’da oynarken ama biraz burularak, erken yaşta bıraktım. Dört sene basketbol maçlarına bile gitmedim.

Neydi burulmanıza sebep?
Takım kaptanıydım, amerikalı bir antrenör nedeniyle kulüp bırakmamın daha doğru olacağını ima etti. Ben de bıraktım. 1992’de federasyon başkanı istifa ettiğinde bana ısrar ettiler, ben de “seçerlerse yaparım” dedim ve seçildim.

Bundan sonrası için yol haritanız ne?
Belirlemedim henüz. şimdi hedefimizde 2012 olimpiyatları var, ondan sonra da federasyonda seçimler var.

Federasyondaki yoğun mesainizin bir karşılığı yok mu?
Hayır. Hiçbir şey. Tamamen fahri bir görev bu. çok zamanımı alıyor ama profesyonel bir iş yapmıyorum.

Buradaki yoğunluğunuz işinize zarar vermiyor mu?
Etkiliyor. Burada büyük bir sorumluluk var ve eleştiriye çok açık. önceliği federasyonun aldığı durumlar çok oluyor. Işimle ilgili çok önemli bir toplantıdayken bile ortada bırakıp burasıyla ilgileniyorum.

Profesyonel alanınız nedir?
2000’li yılların ortasından beri enerji sektörü ve gayrimenkulde çalışmalarım var.

Aileniz “yeter artık” demiyor mu size?
çok dediler. Onların da zamanından çalıyorum çünkü. Belli kesimlerin sürekli eleştiriyor olmaları onların da psikolojisini etkiledi. Epey yıprandıkları dönemler oldu. Artık pek üzerinde durmuyorlar.

Basketbol tutkunuzun kaynağı ne?
Dayım eski basketbolcu, ali uras. Galatasaray’ın eski başkanlarından... Biz aynı apartmanda otururduk, basketbol tutkum da o apartmanın bahçesindeki potayla başladı.

çocuklarınızın basketbolla arası iyi mi?
çok iyi. Kızım altyapıda oynadı. Bu şampiyonanın finalleri için abd’den okulu bırakıp iki günlüğüne geldi. Oğlum beşiktaş altyapısında oynuyor.

[rıght]seveceğiniz kaynaklardan[/rıght]


sapıtıyor mapıtıyor seviyeyi iyice düşürmeden işin aslını görmek lazım..
Hemen bir fırsat geçti elimize belden aşağıya vuralım ve
tc başbakanını kötüleyelim mantığı ne yazık ki devam etmekte..
Asıl rezillik ahlaksızlık bu devletin adamlarını
yuhalayan densizlerdir..

Durmak yok,ak partiyi KARALAMA KAMPANYALARINA devam !

Asıl Türkiye'yi rezil edenler U2 konserinde ve Başbakanın basket maçında YUHALANMASIDIR.
Dünya bunları konuşuyor.Sizde verilen her gaza gelmeye devam edin tabiki, çok yanlış.
 
gittiği her etkinlikte spor karşılaşmasında yuhlanıyorsa bi başbakanla cumhurbaşkanı bi düşünmek lazım nedendir=)

biride beğenmiyosan git demiş kimi kimin ülkesinden kovuyosun. kimden aldıysan o gazı hemen çıkarttır. sonun hayırlı olmaz
 
Hangi istatistikle neyi irdeliyorsun? Siz sandıklardan
çıkan ÇOĞUNLUĞU kale almıyorken bir spor musabakasında
kendini bilmez bir azınlıktan mı sonuç çıkarıyorsun?
Pireyi yakalıyacam diye deveyi gözden kaçırıyorsun kusura
bakma da çok meraklıysalar üç beş kişi olarak yuhalamaya
gelip de sandıkta bunu göstersinler. Orada sağlayamadıkları
çoğunluğu gürültü ile mi örtecekler. Yapılan edepsizliği
imalı bir şekilde onaylaman çok yanlış. Orada, dünyanın
önünde yuhalanan Gül veya Erdoğan değil, TC Cumhurbaşkanı
ve Başbakanı. Saygıya davet ediyorum seni. Kimi kimin
ülkesinden kovuyorsun demeyi çok iyi biliyorsun da
kimi kimin önünde yuhalıyorsun? Toplumun %47sinin
oyunun almış bir Başbakanı sen kimin önünde ne
hakla yuhalıyorsun?! Orada Kılıçdaroğlu da olurdu Bahçeli
de olurdu yapılan terbiyesizlik herzaman terbiyesizliktir.
Bunu tasvip etmeyip objektif ve adil yaklaşmak gereklidir.
 
Hangi istatistikle neyi irdeliyorsun? Siz sandıklardan
çıkan ÇOĞUNLUĞU kale almıyorken bir spor musabakasında
kendini bilmez bir azınlıktan mı sonuç çıkarıyorsun?
Pireyi yakalıyacam diye deveyi gözden kaçırıyorsun kusura
bakma da çok meraklıysalar üç beş kişi olarak yuhalamaya
gelip de sandıkta bunu göstersinler. Orada sağlayamadıkları
çoğunluğu gürültü ile mi örtecekler. Yapılan edepsizliği
imalı bir şekilde tavsip etmen çok yanlış. Orada, dünyanın
önünde yuhalanan Gül veya Erdoğan değil, TC Cumhurbaşkanı
ve Başbakanı. Saygıya davet ediyorum seni.

imalı şekilde tasvip etmiyorumki açık açık tasvip ediyorum. o yazdıklarımdan imalı tasvip ettiğimi çıkardıysan hakikaten acıncak durumdasın :D

azcık saygı haketselerdide yuhalanmasalardı o zaman bu adamların geçmişte yaptıklarını unutmak için ya salak olmak lazım ya gerizekalı olmak lazım.

geçmişi şaiblei olan birine saygı duymak o kişiden menfaati olmayanlar için biraz zor anlayabilceğin gibi. ya da anlamayabilrsinde bilemicem=)

beni saygıya davet ediceğine geçmişlerine bi bak o zaman tekrar konuşabilirz belki
 
imalı şekilde tasvip etmiyorumki açık açık tasvip ediyorum. o yazdıklarımdan imalı tasvip ettiğimi çıkardıysan hakikaten acıncak durumdasın :D

azcık saygı haketselerdide yuhalanmasalardı o zaman bu adamların geçmişte yaptıklarını unutmak için ya salak olmak lazım ya gerizekalı olmak lazım.

geçmişi şaiblei olan birine saygı duymak o kişiden menfaati olmayanlar için biraz zor anlayabilceğin gibi. ya da anlamayabilrsinde bilemicem=)

beni saygıya davet ediceğine geçmişlerine bi bak o zaman tekrar konuşabilirz belki

Sen hangi cüretle karşındaki tanımadığın insanı komiklikle suçluyorsun?
Yazdığın cümlelere dikkat et terbiye sınırını aşma. Ben
geçmişte yaptıklarında herhangi bir yanlışlık
görmüyorum ve bu ülkenin yarısı da görmüyor.
Yoksa sen de Nesin ya da Coşkun gibi kendi görüşlerinden
olmayanları aşağılayanlardanmısın? Yazık çok yazık..

Ben geçmişlerini çok iyi biliyorum, sağlam kaynaklardan
biliyorum. Onun bunun tarafından dolduruşa gelmeden,
satılmış medyaya alet olmadan, aynı lafları ağzımda
sakız etmeden tanıyorum biliyorum ve öğreniyorum.
Kendi düşüncelerini paylaşmadığın başbakana yapılan
saygısızlığı onayladığını gibi güya kendince beni
alaya almaya çalışarak da devam ettiriyorsun.
Ama bu beni daha da sevindiriyor çünkü alaya
almaya çalışanlar tarih göstermiştir ki kendileri
alay konusu olmuştur. Biraz açıp geçmişi oku da
gör örn. Ecevit, Baykal ve çok yakın tarihimizde
Kılıçdaroğlu.

Azıcık saygıyı haketselerdi yuhalanmazlardı cümlesini
ancak kendini savunmaya çalışan ilkokul çocuğu kullanır
çünkü mantıktan tamamiyle noksan bir düşünce.
Necdet Sezer'den bu millet neler çekti, Ecevit'den,
Çiller'den, Yılmaz'dan, Erbakan'dan..ama devlet
makamını temsil edenler dış ülkeler önünde
küçük düşürülmedi. 30 bine yakın insanın arasından
herzaman 5-10 densiz çıkabilir. Nitekim buna alkış tutanların çıktığı gibi.
 
Sen hangi cüretle karşındaki tanımadığın insanı komiklikle suçluyorsun?
Yazdığın cümlelere dikkat et terbiye sınırını aşma. Ben
geçmişte yaptıklarında herhangi bir yanlışlık
görmüyorum ve bu ülkenin yarısı da görmüyor.
Yoksa sen de Nesin ya da Coşkun gibi kendi görüşlerinden
olmayanları aşağılayanlardanmısın? Yazık çok yazık..

Ben geçmişlerini çok iyi biliyorum, sağlam kaynaklardan
biliyorum. Onun bunun tarafından dolduruşa gelmeden,
satılmış medyaya alet olmadan, aynı lafları ağzımda
sakız etmeden tanıyorum biliyorum ve öğreniyorum.
Kendi düşüncelerini paylaşmadığın başbakana yapılan
saygısızlığı onayladığını gibi güya kendince beni
alaya almaya çalışarak da devam ettiriyorsun.
Ama bu beni daha da sevindiriyor çünkü alaya
almaya çalışanlar tarih göstermiştir ki kendileri
alay konusu olmuştur. Biraz açıp geçmişi oku da
gör örn. Ecevit, Baykal ve çok yakın tarihimizde
Kılıçdaroğlu.

Azıcık saygıyı haketselerdi yuhalanmazlardı cümlesini
ancak kendini savunmaya çalışan ilkokul çocuğu kullanır
çünkü mantıktan tamamiyle noksan bir düşünce.
Necdet Sezer'den bu millet neler çekti, Ecevit'den,
Çiller'den, Yılmaz'dan, Erbakan'dan..ama devlet
makamını temsil edenler dış ülkeler önünde
küçük düşürülmedi. 30 bine yakın insanın arasından
herzaman 5-10 densiz çıkabilir. Nitekim buna alkış tutanların çıktığı gibi.

benim kendimi savunmaya ihtiyacım yok şaibeli bi geçmişim yok bu ülkedeki salak yönetim zihniyeti sonucu tek suçum Atatürk'çü olmak. beni chp mhp dsp gibi partileri savunuyo olarak görebilrsinde benim herhangi bi partiye sempatim yok. Atatürkçülüğü savunabilcek herhangi bir parti yok çünkü. senin akp'yi erdoğanı desteklemende Atatürkçülüğü desteklemediğin anlamına gelir ki bu da seninle alay edip aşağılamam için gayet geçerli bi neden=)

tayyipin yaptıkları sana normal geliyosa benim senle konuşacak bişeyim yok aslında Allah akıl fikir versin. at gözlüğünüzü çıkarmayı nasip etsin inşallah
 
Geri
Üst