Formül: Türkçe öğren!

BurakƷ5

Moderatör
Moderatör
Katılım
22 Haz 2008
Mesajlar
5,314
Reaction score
0
Puanları
36
Yaş
35
Konum
Dünyanın neresinde olursan ol, bulunduğun yerde de
KAYNAK

524443_detay.jpg


Dünyanın prestijli dış politika dergilerinden Foreign Policy’nin yazarı ve Dış İlişkiler Konseyi üyesi James Traub, Brüksel ve Washington’ın Türkiye’nin dinamiklerini anlamakta güçlük çektiğini söyledikten sonra oğluna bir tavsiyede bulunuyor: Türkçe öğren!

“Oğlum, gelecekte işine yarayacak Avrupa dilleri dışında bir lisan öğrenmek istiyor. Daha önce Arapça ya da Hintçe öğrenmeyi planlıyordu ama geçtiğimiz birkaç haftanın ardından ben Türkçe öğrenmesinin daha yerinde olacağını düşünüyorum. Birdenbire herkes Türkiye’de ne olduğunu merak etmeye başladı ama tam olarak ne olduğunu bilen de yok gibi görünüyor…”

Türkiye eski Türkiye değil ve artık istese de olamayacak. Bilinçli ya da bilinçsiz, bu ülke öyle bir konuma sürüklendi ki, şimdi herkes bu konumu anlamlandırmaya çalışıyor.

Traub’un söyledikleri Batı için ne kadar geçerliyse, Türkiye ve Türkler için de aynı derecede geçerli.

DOĞU’NUN BATISI MI, BATI’NIN DOĞUSU MU?
Batı için uzunca bir süreden beri Türkiye, “Doğu için Müslüman ama demokratik / laik bir model devlet”ti. “Köprü” daha çok tek yönlü çalışıyor, akış hep Batı’dan Doğu’ya oluyor, Batı mesajlarını Türkiye üzerinden veriyordu.

Batı kadar Türkiye de bu rolü sevdi. Ufak tefek ihtilaflar dışında Türkiye sorun çıkarmadı, Batı da verebileceği ödünlerin asgarisini vererek durumu idare etti.

O zamanlar dünya da küresel olarak Batı’ya kayıyor, Batı’nın hem ekonomik hem siyasi hem de felsefi anlamda ürettikleri (kapitalizm, demokrasi, insan hakları vb.) bunun başka türlü olmasını engelliyordu.

Ancak küresel finans krizi ciddi bir kırılma noktası oldu. Batı’ya ve ürettiklerine karşı algıyı değiştirecek kadar ciddi bir kırılma noktası…

Sanırım bunu fark eden Türkiye oldu...

Türkiye, Batı’yı Doğu’ya taşımanın artık çok da manalı olmadığını anladı; “biraz da Doğu’yu Batı’ya taşıyayım” dedi. Eksen kayması diye adlandırılan şey budur.

SORUN ÇIKARDIKÇA SORUN ÇÖZMEK
Batı bu durumu, eskiden Türkiye’nin yaptığı gibi aceleci tepkilerle yargılamak yerine anlamaya çalışırsa, kendisi için çok daha faydalı olacaktır.

Çünkü sadece Türkiye değil, bir süre sonra başka ülkeler de benzer taleplerle karşısına çıkabilir.

Traub, “Çok kısa bir süre öncesine kadar Türkiye eğlenceli bir turistik bölgeydi, bugün ise bir sorun haline geldi. ABD genellikle diğer ülkeleri bir sorun haline gelene kadar göz ardı etme eğilimi gösterir” diyor.

AB, ABD’nin tersine bunu daha akıllıca kullanacağa benziyor. Zira AB’nin, Türkiye’nin AB yolunda önünü açacak kararlar alabileceği dillendiriliyor. Batı’nın, Doğu’yu kavramak için Türkiye’ye ihtiyaç duyduğunu kim inkâr edebilir?

Ne şaşırtıcı değil mi? Dünyadan dışlanmış sandığımız Türkiye’nin aslında belki de dünyanın merkezine doğru yol aldığını görmek?..

Sorun çıkardıkça sorunlarınızı çözmek…

Türkiye çok eski bir metodu daha yeni öğreniyor sanki…

HERKES İÇİN YENİ BİR DİL
“Tapınaktaki Ayak İzi ve Erdoğan’ın Dili” başlıklı yazımda Başbakan Erdoğan’ın “insani” bir dile başvurarak diplomasi dilini tersine çevirdiğini söylemiştim.

Aslında bu dil şu günlerde Türkiye’nin dili ve Traub’un oğluna tavsiye ettiği gibi, Batılılar’ın bu dili öğrenmesinde büyük fayda var.

Ama daha önemlisi, Türkler’in bu yeni Türkçe’yi öğrenmesi, ki bu Batılılar’ın öğrenmesinden daha zor olacak gibi görünüyor...​
 
konulariniza link eklerseniz yani kaynak linki.. konulariniz silinmez... haberiniz olsun :=)
 
Geri
Üst