Göz yaşartacak 1 resim

'StİnG'

Banned
Katılım
23 Haz 2005
Mesajlar
1,849
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
39
Konum
!UkRaYnA!
ve bir bir mektup ::::....(okumanızı rica ediyorum)[/B]

Üsteğmen Faruk, cepheye yeni gelen askerleri denetlerken, bir yandan da
onlarla Sohbet ediyor, ' Nerelisin?' gibi sorular soruyordu.
Gözleri bir ara, saçının ortası sararmış bir delikanlıya takıldı Yanına
çağırdı ve merakla sordu:
" Adın ne senin evladım?" dedi.
" Ali, komutanım" dedi.
" Nerelisin?"
" Tokatlıyım, komutanım, Tokat'ın Zile kazasındanım..."
" Peki evladım,bu kafanın hali ne?
Saçlarının ortası neden kırmızı boyalı böyle?"
" Cepheye gelmeden önce anam saçıma kına yaktı komutanım. Neden yaktığını
da bilmiyorum."
" Peki dedi üsteğmen. "Gidebilirisin Kınalı Ali."
O günden sonra Ali'nin adı Kınalı Ali oldu.
Cephede tüm arkadaşları Kınalı Ali demekle yetinmiyor, saçındaki kınayı da
alay konusu yapıyorlardı. Kınalı Ali, arkadaşlarına karşı sevecen ve dürüst
tutumu sayesinde, kısa sürede hepsinin sevgisini kazandı.
Bir gün memleketine mektup göndermek için arkadaşlarından yardım istedi.
" Anama, babama burada iyi olduğumu bildirmek istiyorum.
Ama okumam yazmam yok. Biriniz yardım edebilir misiniz?"
Biri değil, birçok arkadaşı yardıma geldi.
" Sen söyle biz yazalım" dediler.
Kınalı Ali söylüyor, bir arkadaşı yazıyor, diğeri de Söylenenlerin doğru
yazılıp yazılmadığını denetliyordu.
" Sevgili anacığım, babacığım hasretle ellerinizden öperim. Ben burada çok
iyiyim, beni sakın merak etmeyin."
Kız kardeşini, kendinden küçük erkek kardeşinin sağlığını ve hatırını
sorduktan sonra, köydeki herkesin burnunda tüttüğünü ve kimsenin kendisini
merak etmemesini söyledikten sonra, Biz burada var oldukça bilesiniz ki
düşman bir adım bile ilerleyemeyecektir tümcesi ile bitiriyordu.
Tam zarf kapatılırken Ali " iki üç satır daha ekleteceğini" söyleyerek
Mektubun sonuna şunları yazdırdı.
" Anacığım, beni buraya gönderirken kafama kına yaktın ama, Burada
komutanlarım da, arkadaşlarımda benle hep dalga geçiyorlar. Cepheye gitmek
sırası yakında inşallah kardeşim Ahmet'e gelecek, Onu gönderirken sakın
kına yakma saçına. Burda onunla da dalga geçmesinler. Tekrar ellerinden
öperim anacığım."
Gelibolu'da savaş giderek şiddetleniyordu. ingilizler kesin sonuç almak
için tüm güçleriyle yükleniyorlardı. Cephede savaşan askerlerimiz önceleri
birer, birer, sonraları beşer,beşer,
Onar, onar şehit oluyorlardı. Gelen destek güçleri de yeterli olmuyor,
onlarında sayıları giderek azalıyordu.
Gelibolu düşmek üzereydi. Kınalı Ali'nin komutanı bu durum karşısında
çaresizdi. Kendi bölüğü henüz sıcak temasa hazır değildi. Genç erlerine
insan bedeninin süngü ve mermilerle orak gibi biçildiği bu cepheye
göndermek zorunda kalmaması için Allah'a dua ediyordu.
Komutanlarını düşünceli ve sıkıntılı gören Kınalı Ali ve arkadaşları,
komutanlarına gidip, ondan kendilerini cepheye göndermesini
istediler.Askerlerinin ısrarları üzerine komutanları daha fazla direnemedi
ve ölüme gönderdiğini bile, bile bu isteklerini kabul etmek zorunda kaldı.
Kınalı Ali ve arkadaşları, sevinç çığlıkları atarak cepheye hayır,
bile,bile ölüme gidiyorlardı.
O gün güle oynaya Gelibolu cephesinde ölümle buluşacakları yere koşan
Kınalı Ali'nin bölüğünden tek kişi geri dönmedi. Gidenlerin tümü şehit
olmuştu. Bu olaydan kısa bir süre sonra Kınalı Ali'ye anne, babasından
mektup geldi. Onun yerine komutanı aldı mektubu ve buruk bir ifade ile
okumaya başladı. Cepheye gitmeden önce arkadaşlarına yazdırdığı mektubuna
aile adına babası yanıt veriyordu.
" Oğlum Ali, nasılsın, iyi misin? Gözlerinden öperim, selam ederim. Öküzü
sattık, parasının yarısını sana gönderiyoruz, yarısını da yakında cepheye
gidecek küçük kardeşine veriyoruz. şimdi öküzün yerine tarlayı ben
sürüyorum. Fazla yorulmuyorum da. Sen sakın bizi düşünme."
Babası mektupta köydeki herkesten akrabalarından haberler verdikten sonra
"şimdi * sana diyeceği var" diyerek sözü ona bırakıyordu.
Mektubun bundan sonraki bölümü Kınalı Ali'nin anasının ağzından yazılmıştı
şöyle diyordu anası:
" Oğlum Ali, yazmışsın ki kafamdaki kınayla dalga geçtiler. Kardeşime de
yakma demişsin.
Kardeşine de yaktım. Komutanlarına ve arkadaşlarına söyle senle dalga
geçmesinler.

Bizde üç işe kına yakarlar;

1 - GELINLIK KIZA, GITSIN AILESINE, ÇOCUKLARINA KURBAN OLSUN DIYE
2 - KURBANLIK KOÇA, ALLAH'A KURBAN OLSUN DIYE
3 - ASKERE GIDEN YIĞITLERIMIZE, VATANA KURBAN OLSUN DIYE...

Gözlerinden öper, selam ederim. Allah'a emanet olun
" Ali'nin mektubu okunurken ve çevresindeki herkes onu dinlerken, hıçkıra,
hıçkıra ağlıyordu... "

(Bu mektubun aslı Çanakkale Müzesindedir.)
 
gerçekten güzel ama bunu daha önce duymuş ve okudumuştum
ama yıne ellerine sağlık
 
ben okumamıştım harika bir paylaşım sağolasın teşekkürler.
 
ben bu mektubu var ya . ilkokul 2. sınıfta okumuştum wallahi de billahi de aradan baya geçmiş yaa
 
vay be ben resmi görmemiştim bu neya güzel paylaşim eline sağlık kardeş
 
bu mektubu biliodm
arkadaşlar çanakkale destanını tam olarak okumak istiyosanız ibrahim refik'in çanakkale'nin ruh portresi adlı kitabını okuyun
kesinlikle ağlıycaksınız
 
arkadaşlar kınalı aliyle ilgilide bişey ben ekleyim stinge bol teşekkür ederk....

cephede aliyi geri saflara gönderiolar dinlenmesi için yani onun taburunu ve saka görevi veriolar(su taşıma).Bigün yine su doldurmadan dönerken eşeğiyle beraber pusuya düşüo ve esir oluo.bunu karagaha götürüolar.komutan soruo ne yapıordun oğlum die.oda ne yapacağını şaşırıo ve komutana şu cevabı veriyo
-komutanımız susuzluğun ne kadar kötü bişey olduğunu bilirim dedi ve size dostça su getirmemi istedi dio
komutan şaşırıo ve zehirli olmasından korkuo bu arada bulundukları yerde gerçekten su sıkıntısı çekiyorlar.suyu önce kınalı aliye içirio.2 saat gözetim altında tutuo sora suyun temiz olduğunu anlayınca ona ödül olarak baya bi çikolata verio.daha sora bizim ordu komutanınada hediye olarak bol miktarda şeker gönderio.kendi taburuna döndüğünde komutan su yerine şeker görünce çok şaşırıo.neler olduğunu kınalı ali anlattığında o savaşın zor günlerinde tüm askerlerin yüzünde bi tebessüm belirio komutanda kınalıyı kutluo ve bildiğim kadarıyla bu olaydan sora madalya alacak oluo ama 2 gün sora şehit düşüo
 
çok güzel bi mektup ve hikaye.. teşekkürler..
 
arkadasim eline ayagina saglik nasil bir ulusmusuz okudukca daha iyi anliyor insan yazik walla suanki durumumuza
 
ya ben biliyorum bunu.Çanakkale de tuhaf bişi var .oraya gitmeyı seviyorum ama insan bi tuhaf oluyor. işim icabıda gitmek zorundayım,yerlı halkın anlattıkları tuylerımı dıken dıken yapıyor
 
eline saglık arkadaşım. bunlar bizim gelecegimizin aynası?
 
Tabi ne kadar dogru'dur orasida tarti$iLcak bir meseLe..
 
öhüüü öhüü... gerçektende öhüüü

gözlerimden yaşlar aktı yaa......
 
sabah sabah gözlerim yaşardı :(
işte biz böyle bir ulusuz ilgililer duyurulur...............
 
bir değil binlerce kere teşekkürler.Böyle duyarlı insanların var olduğunu,yalnız olmadığımı öğrenmek beni çok mutlu etti.
 
sting kardeş çok güzeldi okurken bile çok duygulandım neredeyse aglayacaktım eline saglık
 
Geri
Üst