DaVaM
Banned
"Bizi öldürebilirler, fakat davamızın yürüyüşünü kimse engelleyemez."
27 Mayıs 1980'de şehit edilen Eski Gümrük ve Tekel bakanlarından Gün Sazak, Eskişehir'deki mezarı başında ve Türkiye'nin bir çok ilinde dualarla anıldı. Yapılan konuşmalarda , "Gün Sazak, ömrünü vatanın ve milletin bekasına adayan gerçek bir vatan kahramanı, bir ülkü devidir" denildi.
27 Mayıs akşamı komünist katiller tarafından şehid edilen Gün Sazak, 26 Mart 1932 yılında doğdu. İlk, orta ve lise tahsilini Ankara Maarif Kolejinde yapan Sazak 1951-1959 yılları arasında Birleşik Amerika'ya gitti. Burada California Polytechnic-Curleck Koleji'nde süt sanayii ihtisası yaptı. 1955-1956 yılları arasında çiftlik yapan Sazak, 1956-1958 yıllarında askerlik vazifesini ifa etti.
Askerliği bitince çiftliği sürdüren Sazak, 1972 yılında bir inşaat firması kurarak müdürlüğünü üstlendi. Bu firmanın müdürlüğü döneminde 6 liman, 1 havaalanı ve bir hastahanenin yapımında görev aldı.
Gün Sazak daha sonra Türk Milliyetçiliği fikrinin siyasi hayattaki aksiyonu MHP'ye girdi ve genel kurul üyeliğine seçildi. 1973'deki kongre ile yeniden genel kurul üyeliğine getirildi. Bu kongre Sazak'ı aynı zamanda MHP Genel Başkan Yardımcısı yaptı.
Şehid Gün Sazak 21 Temmuz 1977 tarihinde kurulan AP, MSP, MHP koalisyon hükümetinde parlemento dışından Gümrük ve Tekel Bakanı oldu. Gün Sazak'ın bakanlık dönemi Türk tarihinde kaçakçılığa karşı en şiddetli mücadelenin yürütüldüğü bir dönem olarak hatırlanacaktır. Gün Sazak, üstün çalışma şevki ve azmi ile başarılı bir bakanlık döneminde dost ve düşman herkesin takdirini kazanmıştı.
İngilizce bilen Sazak evli ve iki kız, iki erkek dört çocuk babasıydı... Büyük dava adamı, Ülkücü Lider, Şehid Gün Sazak, sağlığında Türklük düşmanlarının saldırılarına, iftiralarına uğramıştı...
Sazak'ın Bakanlık görevine gelmesiyle birlikte, mafyaya karşı ciddi bir mücadele başlatıldı. Yeraltı dünyasının uluslararası bağlantıları ülkemizdeki uzantılarına büyük darbe indirildi. Ülkeyi kan gölüne çeviren gümrük kapılarından sınır boylarına kadar uzanan her türlü silahları tırlarla, kamyonlarla ülkeye sokan, komünist sol terör yuvalarının eline geçmesini sağlayan bütün kanunsuz hareketler, unsurlar bertaraf edildi. Kısacası, hem mafyaya, hem de kızıl terör örgütlerine darbe indirildi. Gerek yer altt dünyasının, gerekse onların uluslararası bağlantıları, sermaye çevreleri artık istedikleri gibi serbestçe hareket edemeyeceklerdi. Beş aylık bir icraat döneminde mafyanın beli kırılmıştı.
"Gün Sazak balcanlığa girmesiyle birlilcte bütün sınır kapılarını tek tek gezerek incelemelerde bıılunuyordu. Biıgün Başkanlıl: Divanı toplantısında yaptığı teftişlerle ilgili, "ABD'nin gümrük kapıları bizim gibi olsa 3 ayda batar" diyordu. "Kaçakçılık sisteminin tamamen devlet memurlarının himayesi altında olduğu ortaya çıkmıştır. Bu memurların arkasında ummadığımız insanlar var. Uğraşmamız gereken insanlar çok güçlü. Benim icraatlarım karşısında pek çok insanı size göndererek şefaatçi olmanızı isteyebilirler. Eğer partiden teşkilatlardan yahut milletvekillerinden müdahale göreceksem ben bu işe girmem".
Divan üyelerinden kendisi gibi bakan olan arkadaşı Sadi Somuncuoğlu, bu konuşma üzerine MHP Başkanlık Divanı'nda Gün Sazak'ın icraatlarına hiç bir suretle karışılamayacağını bilakis sonuna kadar destekleneceğini yönünde yazılı karar altına alındığını."
Gün Sazak hiç bir baskı, tehdit ve şantaja aldırmadan gerçek bir devlet adamı gibi çalışmalarını sürdürdü. Özellikle vermiş olduğu kararlı mücadeleyle, kaçakçı dükkanları kapanmaya, yabancı sigaraların piyasadan çekilmeye, yerli üretimde de müesselerin daha kaliteli bir hale getirilmesi, göze çarpan çok önemli icraatlarından bir kaçıydı.
Gün Sazak vermiş olduğu mücadele ile milletler arası kaçakçılığın da oyununu bozmuştu. Uzakdoğu'dan Ortadoğu'dan batıya giden ve gelen kaçakçılık yolunun kavşağındaki Türkiye'de gümrükleri tutarak kaçakçıların yolunu tıkadı. Böylece hem beynelmilel kaçakçılığın ve hem de komünizmin hedefı haline geldi.
Gün Sazak 27 Mayıs 1980 Salı akşamı, evinin önünde, Dev-Sol lideri Dursun Karataş'ın emriyle bu örgütün militanları tarafından düzenlenen haince saldırı sonucu şehid edildi. Sazak'ın şehadet haberi başta MHP olmak üzere bütün ülkede bomba etkisi yarattı. Hergün, yurdun dört bir yanında birçok mensuplarını al bayrağa sarılı tabutlarla, tekbir sesleriyle toprağa veren Milliyetçi Hareket camiası, MHP Genel Başkan Yardımcısı Gün Sazak'ın şehadet haberiyle adeta yıkılmışlardı. Düşman MHP'yi tam onikiden vurmuştu. Artık komünist-terörün vurduğu; öğrenci-memur, işçi-köylü, esnaf, ocaklı, partili yöneticilerin yanına, şehitler kervanına bu sefer de, en üst düzeyde partide görev yapan, bakanlık görevinde de bulunmuş, mümtaz bir şahsiyet olan Gün Sazak da katılacaktı.
Türk Milleti Sazak'a ağlıyordu. Ülkenin her yanında, şehadet haberinin dtıyulmasıyla birlikte il, ilçe ve belde teşkilatlarında bayraklar yarıya indirilip, siyah bayrak çekiliyordu.
MHP Başkanlılk Divanı da acele toplanarak "gerekirse sine-i millete döneriz" kararını kamuoyuna açıklayacaktı. Başta Ankara ve İstanbul olmak üzere, Adana, Bursa, Antep, Trabzon, Konya, Kayseri, Maraş, Tokat, Çorum, Yozgat, Eslcişehir, Elazığ, Erzurum, Sivas, Çankırı, Kütahya, Manisa, Amasya gibi illerde, Gün Sazak'ın toprağa verileceği güne kadar binlerce ülkücünün katıldığı kitlesel gösteriler yapıldı. Ülkenin çeşitli yerlerinde büyük camilerde ruhuna Kur'an-ı Kerim okundu. Okullarda boykotlar yapıldı, forumlar düzenlendi, lkızıl terörü lanetleyen yüzbinlerce bildiri dağıtıldı.
MHP genel Başkanı Alparslan Türkeş'in konuşmasından sonra Hatim Duası okundu. Hatimden sonra Ülkü Köy eski genel başkanlarından Lokman Abbasoğlu dua etti. Yüzbinlerin hep bir ağızdan amin dedikleri dua şöyle:
"Amin, Ya Rabbi, okumuş olduğumuz Kur'an-ı Kerimler, getirmiş olduğumıız salat-ı selamlardan hasıl olan sevabı, insanlığın serveri Peygamber Efendimiz Hazret-i Muhammed Sallallahü Aleyhi Vessellem Efendimiz'in mübarek rııhlarına hediye eyledik vasıl eyle Ya Rabbi... insanlığın başlangıcında insanlığın eşref-i mahlukat olduğunıı ispat eden, ilk insan, ilk Peygamber Hz. Adem'den, son Peygamber Resulullah Efendimiz'e kadar, gelmiş ve öte dünyaya intikal etmiş olan peygamberanın, ulemanın, fıkıhanın, bütün mü'minlerin rııhlarına hediye eyledik vasıl eyle Yarabbi... İnsanın varlığından bugüne kadar ahirete irtihal eylemiş, senin birliğine, senin indirdiklerine iman etmiş, öte dünyaya göçmüş olanların da ruhlarına hediye eyledik vasıl eyle, bu Kur'an ziyafetinden ruhlarını haberdar eyle ya Rabbi... Ya Rabbi, biz büyük bir mücadele veriyoruz. Sen biliyorsun, biz de inanıyoruz. Bizi inanmış olduğıımıız yoldan asla yılgınlığa, bozgunluğa, dehşete kaptırma, düşürme Yarabbi... Yarabbi, Kur'an-ı Kerim'in'de "Her nefs ölümü tadacaktır" buyuruyorsıın, inanıyorıız, iman ediyoruz. Bizler de senin takdir etmiş olduğun saatte senin huzııruna geleceğiz. Senin huzuruna geleceğimiz zaman iman ile gelmemizi, yüzümüzü aşağıya eğenlerden değil, yüzünü, göğsünü gere gere yürüyenlerden eyle bizi yarabbi... Yarabbi, bııgün İslam aleminin bin yıldır bayraktarlığını yapan, senin mübarek yolundan, Hz. Peygamber'in Hadis-i Şerif'indeki "İstanbul elbet fethedilecektir. O'nu fetheden asker ne güzel askerdir ve O'nu fetheden başbuğ ne güzel başbtudur" Hadis'indeki övgü Türk Milletinin yüce ceddi Fatih'e nasib olmuştur. Yarabbi şehidler ordusu, Yarabbi veliler ordusu olan Ülkücüler olarak, ellerimizi açtık, bize tekrar İstanbul'u fethetmeyi nasip ve miiyesser eyle yarabbi... Yarabbi, bugüne kadar milletimizin, devletimizin, dinimizin, ezanımızın susmaması, bayrağımızın inmemesi Kur'an'ımızın sıısmaması için canını İslamiyet'e vermiş, öte dünyaya irtihal etmiş, senin huzuruna şehid mertebesinde gelenlerden bizleri de eyle Yarabbi... Yarabbi, dileğimiz samimidir, arzumuz kalptendir, inanarak, iman ederek istiyoruz, sen herşeyi bilensin, bizden daha iyi biliyorsun, biz kelimelerle anlatamıyoruz, çünkü kapasitemiz bu kadar. Ama sen hakkı hak bilip haktan yana, batılı batıl bilip batıldan kaçanları da bilirsin, bizi onlardan eyle... Bizim yolumuz Hoca Ahmet Yesevi'lerin, Şah-ı Nakşibendi'lerin, Abdülkadir Geylani'lerin, İmam-ı Rabbani Hazretlerinin, evliyaların yoludur, bizim yolumuz cennet mekan Fatih'lerin, Yavuz'ların, Kanuni'lerin, Gök Sultan Abdülhamid'lerin yoludur. Bizim yolumuz Süleyman Özmen'lerin, Yusuf İmamoğlu'ların, Dursun Önkuzu'ların, daha isimlerini sayamadığımız şehidlerimizin, Recep Haşatlı'ların büyük insan, iyiliğin, ahlakın, karakterin, cesaretin timsali olan Gün Sazak'ların yoludur... Yarabbi günahlarımız var, bunu biliyoruz ama gene de senden şunu da istiyoruz Yarabbi; bize de Dursun Önkuzu'ların, Yusuf İmamoğlu'ların, velhasıl Gün Sazak Ağabeyimizin yolunda şehid olmayı nasip eyle Yarabbi... Şehid olmayı nasip eyle Yarabbi... Şehid olmayı nasip eyle Yarabbi... Bizi şehadet şerbetini içmeden son nefesini sana teslim edenlerden eyleme Yarabbi. Kavgamız sana güvenerek, sana inanarak devam ediyor, kavgamız son nefer, son nefes, son damla kana kadar, kavgamız en son ocak sönene kadardır... Yarabbi, Kur'an-ı Kerim'i gönlümüzde ışık ve kalbimizde iman olarak taşıyanlardan eyle bizi, O'nun ışığından ayırma, mahrum eyleme Yarabbi... Gaflet, dalalette, uykuda olanlara uyanmalarını nasip eyle Yarabbi... Çok kısa bir gelecekte Nizam-ı Alem Davası'nı başarıya ulaştırmayı nasip eyle Yarabbi..."
Bahçelievler'den Hacıbayram'a Ülkücüye Yakışır Vakar ile yürüdük. Daha sonra Gün Sazak'ın tabutu eller üzerinde kaldırılarak Hacıbayram Camii'ne doğru yürüyüşe geçildi. Yüzbinler tekbirler getirerek büyük bir düzen ve disiplin içinde, Ülkücülüğün vakarı ile Beşevler, Tandoğan, Ulaştırma Bakanlığı önü, Ulus yoluyla Hacıbayram Camii'ne geldiler. Cuma namazı kılınıp cenaze namazına başlandığında Hacıbayram'a gelenler hâlâ devam ediyordu. Bu dakikalarda sık sık `Acele edilmesi... Yürüyüş kolunun bir ucunun hala Bahçelievler'de olduğu" yolunda ikazlar yapıldı.
Cenaze namazının kılınmasından sonra yüzbinlerce Türk Milliyetçisi Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı ve Ülkücü Hareket'in önderlerinden Gün Sazak'ın tabutunu Eskişehir'e göndermek üzere arabaya kadar taşıdılar. Hacı Bayram'da sıkılan yumruklar göğe yükseliyor, yürekten tekbirler yeri sarsıyordu... Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı ve Türk Milliyetçiliği fikrinin lideri Türkeş'in sıkılı yumruğu bütün Türk-İslam Ülkücüleri'ne YENİ UFUKLARI GOSTERİYORDU... Şehidler Ölmez'di...
Evet, 'Mavi Gömlekli Şeytan', istediğin oldu. Aziz Gün Sazak da öldürüldü. Kulislerde bir Babrak Karmal kahpeliği ile Türk milliyetçilerine öfke kusarken, şimdi sahnede sahte üzüntü mesajları yazıyorsun.
Seni iki yüzlü kahpe dölü Akıttığın bunca milliyetçi ve ülkücü kanına rağmen hala doymadın mı? Nedir? Nedendir bu bitmez tükenmez kinin?
Sen kanlı parmağınla bizi işaret ettikçe, karanlık köşelerden üzerimize kızıl mermiler boşalıyor. Kimsin, nesin sen? Seni hala teşhis edemiyecekler mi? Sen. Gün Sazak kimdi biliyor musun? O Türk'tü, müslümandı, yiğitti, mertti, namuslu bir devlet adamı idi. Onu öldürmekle ve öldürtmekle bağrımızı delik deşik ettiğinin farkında mısın? Bunun ne demek olduğunu biliyor musun? Bu işin hesabını, kitabını yaptın mı? Şimdi rahat mısın? Acaba bundan sonra rahat edecek misin? Bunları hiç düşündün mü?
Demek, 'barıştan yanasın ha' onun için kahrediyorsun bizi; onun için bizi kahredenleri alkışlıyorsun.
Seyyit Ahmet Arvasi
27.05.2007. 11:16
ŞEHİDLER ÖLMEZ!"
27 Mayıs 1980'de şehit edilen Eski Gümrük ve Tekel bakanlarından Gün Sazak, Eskişehir'deki mezarı başında ve Türkiye'nin bir çok ilinde dualarla anıldı. Yapılan konuşmalarda , "Gün Sazak, ömrünü vatanın ve milletin bekasına adayan gerçek bir vatan kahramanı, bir ülkü devidir" denildi.
27 Mayıs akşamı komünist katiller tarafından şehid edilen Gün Sazak, 26 Mart 1932 yılında doğdu. İlk, orta ve lise tahsilini Ankara Maarif Kolejinde yapan Sazak 1951-1959 yılları arasında Birleşik Amerika'ya gitti. Burada California Polytechnic-Curleck Koleji'nde süt sanayii ihtisası yaptı. 1955-1956 yılları arasında çiftlik yapan Sazak, 1956-1958 yıllarında askerlik vazifesini ifa etti.
Askerliği bitince çiftliği sürdüren Sazak, 1972 yılında bir inşaat firması kurarak müdürlüğünü üstlendi. Bu firmanın müdürlüğü döneminde 6 liman, 1 havaalanı ve bir hastahanenin yapımında görev aldı.
Gün Sazak daha sonra Türk Milliyetçiliği fikrinin siyasi hayattaki aksiyonu MHP'ye girdi ve genel kurul üyeliğine seçildi. 1973'deki kongre ile yeniden genel kurul üyeliğine getirildi. Bu kongre Sazak'ı aynı zamanda MHP Genel Başkan Yardımcısı yaptı.
Şehid Gün Sazak 21 Temmuz 1977 tarihinde kurulan AP, MSP, MHP koalisyon hükümetinde parlemento dışından Gümrük ve Tekel Bakanı oldu. Gün Sazak'ın bakanlık dönemi Türk tarihinde kaçakçılığa karşı en şiddetli mücadelenin yürütüldüğü bir dönem olarak hatırlanacaktır. Gün Sazak, üstün çalışma şevki ve azmi ile başarılı bir bakanlık döneminde dost ve düşman herkesin takdirini kazanmıştı.
İngilizce bilen Sazak evli ve iki kız, iki erkek dört çocuk babasıydı... Büyük dava adamı, Ülkücü Lider, Şehid Gün Sazak, sağlığında Türklük düşmanlarının saldırılarına, iftiralarına uğramıştı...
Sazak'ın Bakanlık görevine gelmesiyle birlikte, mafyaya karşı ciddi bir mücadele başlatıldı. Yeraltı dünyasının uluslararası bağlantıları ülkemizdeki uzantılarına büyük darbe indirildi. Ülkeyi kan gölüne çeviren gümrük kapılarından sınır boylarına kadar uzanan her türlü silahları tırlarla, kamyonlarla ülkeye sokan, komünist sol terör yuvalarının eline geçmesini sağlayan bütün kanunsuz hareketler, unsurlar bertaraf edildi. Kısacası, hem mafyaya, hem de kızıl terör örgütlerine darbe indirildi. Gerek yer altt dünyasının, gerekse onların uluslararası bağlantıları, sermaye çevreleri artık istedikleri gibi serbestçe hareket edemeyeceklerdi. Beş aylık bir icraat döneminde mafyanın beli kırılmıştı.
"Gün Sazak balcanlığa girmesiyle birlilcte bütün sınır kapılarını tek tek gezerek incelemelerde bıılunuyordu. Biıgün Başkanlıl: Divanı toplantısında yaptığı teftişlerle ilgili, "ABD'nin gümrük kapıları bizim gibi olsa 3 ayda batar" diyordu. "Kaçakçılık sisteminin tamamen devlet memurlarının himayesi altında olduğu ortaya çıkmıştır. Bu memurların arkasında ummadığımız insanlar var. Uğraşmamız gereken insanlar çok güçlü. Benim icraatlarım karşısında pek çok insanı size göndererek şefaatçi olmanızı isteyebilirler. Eğer partiden teşkilatlardan yahut milletvekillerinden müdahale göreceksem ben bu işe girmem".
Divan üyelerinden kendisi gibi bakan olan arkadaşı Sadi Somuncuoğlu, bu konuşma üzerine MHP Başkanlık Divanı'nda Gün Sazak'ın icraatlarına hiç bir suretle karışılamayacağını bilakis sonuna kadar destekleneceğini yönünde yazılı karar altına alındığını."
Gün Sazak hiç bir baskı, tehdit ve şantaja aldırmadan gerçek bir devlet adamı gibi çalışmalarını sürdürdü. Özellikle vermiş olduğu kararlı mücadeleyle, kaçakçı dükkanları kapanmaya, yabancı sigaraların piyasadan çekilmeye, yerli üretimde de müesselerin daha kaliteli bir hale getirilmesi, göze çarpan çok önemli icraatlarından bir kaçıydı.
Gün Sazak vermiş olduğu mücadele ile milletler arası kaçakçılığın da oyununu bozmuştu. Uzakdoğu'dan Ortadoğu'dan batıya giden ve gelen kaçakçılık yolunun kavşağındaki Türkiye'de gümrükleri tutarak kaçakçıların yolunu tıkadı. Böylece hem beynelmilel kaçakçılığın ve hem de komünizmin hedefı haline geldi.
Gün Sazak 27 Mayıs 1980 Salı akşamı, evinin önünde, Dev-Sol lideri Dursun Karataş'ın emriyle bu örgütün militanları tarafından düzenlenen haince saldırı sonucu şehid edildi. Sazak'ın şehadet haberi başta MHP olmak üzere bütün ülkede bomba etkisi yarattı. Hergün, yurdun dört bir yanında birçok mensuplarını al bayrağa sarılı tabutlarla, tekbir sesleriyle toprağa veren Milliyetçi Hareket camiası, MHP Genel Başkan Yardımcısı Gün Sazak'ın şehadet haberiyle adeta yıkılmışlardı. Düşman MHP'yi tam onikiden vurmuştu. Artık komünist-terörün vurduğu; öğrenci-memur, işçi-köylü, esnaf, ocaklı, partili yöneticilerin yanına, şehitler kervanına bu sefer de, en üst düzeyde partide görev yapan, bakanlık görevinde de bulunmuş, mümtaz bir şahsiyet olan Gün Sazak da katılacaktı.
Türk Milleti Sazak'a ağlıyordu. Ülkenin her yanında, şehadet haberinin dtıyulmasıyla birlikte il, ilçe ve belde teşkilatlarında bayraklar yarıya indirilip, siyah bayrak çekiliyordu.
MHP Başkanlılk Divanı da acele toplanarak "gerekirse sine-i millete döneriz" kararını kamuoyuna açıklayacaktı. Başta Ankara ve İstanbul olmak üzere, Adana, Bursa, Antep, Trabzon, Konya, Kayseri, Maraş, Tokat, Çorum, Yozgat, Eslcişehir, Elazığ, Erzurum, Sivas, Çankırı, Kütahya, Manisa, Amasya gibi illerde, Gün Sazak'ın toprağa verileceği güne kadar binlerce ülkücünün katıldığı kitlesel gösteriler yapıldı. Ülkenin çeşitli yerlerinde büyük camilerde ruhuna Kur'an-ı Kerim okundu. Okullarda boykotlar yapıldı, forumlar düzenlendi, lkızıl terörü lanetleyen yüzbinlerce bildiri dağıtıldı.
MHP genel Başkanı Alparslan Türkeş'in konuşmasından sonra Hatim Duası okundu. Hatimden sonra Ülkü Köy eski genel başkanlarından Lokman Abbasoğlu dua etti. Yüzbinlerin hep bir ağızdan amin dedikleri dua şöyle:
"Amin, Ya Rabbi, okumuş olduğumuz Kur'an-ı Kerimler, getirmiş olduğumıız salat-ı selamlardan hasıl olan sevabı, insanlığın serveri Peygamber Efendimiz Hazret-i Muhammed Sallallahü Aleyhi Vessellem Efendimiz'in mübarek rııhlarına hediye eyledik vasıl eyle Ya Rabbi... insanlığın başlangıcında insanlığın eşref-i mahlukat olduğunıı ispat eden, ilk insan, ilk Peygamber Hz. Adem'den, son Peygamber Resulullah Efendimiz'e kadar, gelmiş ve öte dünyaya intikal etmiş olan peygamberanın, ulemanın, fıkıhanın, bütün mü'minlerin rııhlarına hediye eyledik vasıl eyle Yarabbi... İnsanın varlığından bugüne kadar ahirete irtihal eylemiş, senin birliğine, senin indirdiklerine iman etmiş, öte dünyaya göçmüş olanların da ruhlarına hediye eyledik vasıl eyle, bu Kur'an ziyafetinden ruhlarını haberdar eyle ya Rabbi... Ya Rabbi, biz büyük bir mücadele veriyoruz. Sen biliyorsun, biz de inanıyoruz. Bizi inanmış olduğıımıız yoldan asla yılgınlığa, bozgunluğa, dehşete kaptırma, düşürme Yarabbi... Yarabbi, Kur'an-ı Kerim'in'de "Her nefs ölümü tadacaktır" buyuruyorsıın, inanıyorıız, iman ediyoruz. Bizler de senin takdir etmiş olduğun saatte senin huzııruna geleceğiz. Senin huzuruna geleceğimiz zaman iman ile gelmemizi, yüzümüzü aşağıya eğenlerden değil, yüzünü, göğsünü gere gere yürüyenlerden eyle bizi yarabbi... Yarabbi, bııgün İslam aleminin bin yıldır bayraktarlığını yapan, senin mübarek yolundan, Hz. Peygamber'in Hadis-i Şerif'indeki "İstanbul elbet fethedilecektir. O'nu fetheden asker ne güzel askerdir ve O'nu fetheden başbuğ ne güzel başbtudur" Hadis'indeki övgü Türk Milletinin yüce ceddi Fatih'e nasib olmuştur. Yarabbi şehidler ordusu, Yarabbi veliler ordusu olan Ülkücüler olarak, ellerimizi açtık, bize tekrar İstanbul'u fethetmeyi nasip ve miiyesser eyle yarabbi... Yarabbi, bugüne kadar milletimizin, devletimizin, dinimizin, ezanımızın susmaması, bayrağımızın inmemesi Kur'an'ımızın sıısmaması için canını İslamiyet'e vermiş, öte dünyaya irtihal etmiş, senin huzuruna şehid mertebesinde gelenlerden bizleri de eyle Yarabbi... Yarabbi, dileğimiz samimidir, arzumuz kalptendir, inanarak, iman ederek istiyoruz, sen herşeyi bilensin, bizden daha iyi biliyorsun, biz kelimelerle anlatamıyoruz, çünkü kapasitemiz bu kadar. Ama sen hakkı hak bilip haktan yana, batılı batıl bilip batıldan kaçanları da bilirsin, bizi onlardan eyle... Bizim yolumuz Hoca Ahmet Yesevi'lerin, Şah-ı Nakşibendi'lerin, Abdülkadir Geylani'lerin, İmam-ı Rabbani Hazretlerinin, evliyaların yoludur, bizim yolumuz cennet mekan Fatih'lerin, Yavuz'ların, Kanuni'lerin, Gök Sultan Abdülhamid'lerin yoludur. Bizim yolumuz Süleyman Özmen'lerin, Yusuf İmamoğlu'ların, Dursun Önkuzu'ların, daha isimlerini sayamadığımız şehidlerimizin, Recep Haşatlı'ların büyük insan, iyiliğin, ahlakın, karakterin, cesaretin timsali olan Gün Sazak'ların yoludur... Yarabbi günahlarımız var, bunu biliyoruz ama gene de senden şunu da istiyoruz Yarabbi; bize de Dursun Önkuzu'ların, Yusuf İmamoğlu'ların, velhasıl Gün Sazak Ağabeyimizin yolunda şehid olmayı nasip eyle Yarabbi... Şehid olmayı nasip eyle Yarabbi... Şehid olmayı nasip eyle Yarabbi... Bizi şehadet şerbetini içmeden son nefesini sana teslim edenlerden eyleme Yarabbi. Kavgamız sana güvenerek, sana inanarak devam ediyor, kavgamız son nefer, son nefes, son damla kana kadar, kavgamız en son ocak sönene kadardır... Yarabbi, Kur'an-ı Kerim'i gönlümüzde ışık ve kalbimizde iman olarak taşıyanlardan eyle bizi, O'nun ışığından ayırma, mahrum eyleme Yarabbi... Gaflet, dalalette, uykuda olanlara uyanmalarını nasip eyle Yarabbi... Çok kısa bir gelecekte Nizam-ı Alem Davası'nı başarıya ulaştırmayı nasip eyle Yarabbi..."
Bahçelievler'den Hacıbayram'a Ülkücüye Yakışır Vakar ile yürüdük. Daha sonra Gün Sazak'ın tabutu eller üzerinde kaldırılarak Hacıbayram Camii'ne doğru yürüyüşe geçildi. Yüzbinler tekbirler getirerek büyük bir düzen ve disiplin içinde, Ülkücülüğün vakarı ile Beşevler, Tandoğan, Ulaştırma Bakanlığı önü, Ulus yoluyla Hacıbayram Camii'ne geldiler. Cuma namazı kılınıp cenaze namazına başlandığında Hacıbayram'a gelenler hâlâ devam ediyordu. Bu dakikalarda sık sık `Acele edilmesi... Yürüyüş kolunun bir ucunun hala Bahçelievler'de olduğu" yolunda ikazlar yapıldı.
Cenaze namazının kılınmasından sonra yüzbinlerce Türk Milliyetçisi Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı ve Ülkücü Hareket'in önderlerinden Gün Sazak'ın tabutunu Eskişehir'e göndermek üzere arabaya kadar taşıdılar. Hacı Bayram'da sıkılan yumruklar göğe yükseliyor, yürekten tekbirler yeri sarsıyordu... Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı ve Türk Milliyetçiliği fikrinin lideri Türkeş'in sıkılı yumruğu bütün Türk-İslam Ülkücüleri'ne YENİ UFUKLARI GOSTERİYORDU... Şehidler Ölmez'di...
Evet, 'Mavi Gömlekli Şeytan', istediğin oldu. Aziz Gün Sazak da öldürüldü. Kulislerde bir Babrak Karmal kahpeliği ile Türk milliyetçilerine öfke kusarken, şimdi sahnede sahte üzüntü mesajları yazıyorsun.
Seni iki yüzlü kahpe dölü Akıttığın bunca milliyetçi ve ülkücü kanına rağmen hala doymadın mı? Nedir? Nedendir bu bitmez tükenmez kinin?
Sen kanlı parmağınla bizi işaret ettikçe, karanlık köşelerden üzerimize kızıl mermiler boşalıyor. Kimsin, nesin sen? Seni hala teşhis edemiyecekler mi? Sen. Gün Sazak kimdi biliyor musun? O Türk'tü, müslümandı, yiğitti, mertti, namuslu bir devlet adamı idi. Onu öldürmekle ve öldürtmekle bağrımızı delik deşik ettiğinin farkında mısın? Bunun ne demek olduğunu biliyor musun? Bu işin hesabını, kitabını yaptın mı? Şimdi rahat mısın? Acaba bundan sonra rahat edecek misin? Bunları hiç düşündün mü?
Demek, 'barıştan yanasın ha' onun için kahrediyorsun bizi; onun için bizi kahredenleri alkışlıyorsun.
Seyyit Ahmet Arvasi
27.05.2007. 11:16
ŞEHİDLER ÖLMEZ!"
Kurudu gözde pınarlar, canım içre canım gitti
Devrildi iri çınarlar, nice gül fidanım gitti.
Bölünmesin diye millet, baki kalsın diye devlet
Dağlar gibi kemikle et, seller gibi kanım gitti.
Param parça idi ruhum, ellerinde bir gürühun
Tufanı bumudur Nuh'un, diye arşa ünüm gitti.
Hey yakınlar uzaklar, bekler pusular tuzaklar
Tayfuna dönsün Sazaklar, göz ışığım Gün'üm gitti.
Yetim kaldı körpe çağam, feryadımı nice boğam
Gün doğmak üzere ağam, gün batarken inim gitti.
Bu bir nesildir sürekli, gözü pek çatal yürekli
Zor günlerimden gerekli, Tuğ gibi Beş binim gitti.
Sakarya, esti yiğitler, bağrı kan süslü yiğitler
Süphan göğüslü yiğitler, gittiyse benim gitti.
Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu
Devrildi iri çınarlar, nice gül fidanım gitti.
Bölünmesin diye millet, baki kalsın diye devlet
Dağlar gibi kemikle et, seller gibi kanım gitti.
Param parça idi ruhum, ellerinde bir gürühun
Tufanı bumudur Nuh'un, diye arşa ünüm gitti.
Hey yakınlar uzaklar, bekler pusular tuzaklar
Tayfuna dönsün Sazaklar, göz ışığım Gün'üm gitti.
Yetim kaldı körpe çağam, feryadımı nice boğam
Gün doğmak üzere ağam, gün batarken inim gitti.
Bu bir nesildir sürekli, gözü pek çatal yürekli
Zor günlerimden gerekli, Tuğ gibi Beş binim gitti.
Sakarya, esti yiğitler, bağrı kan süslü yiğitler
Süphan göğüslü yiğitler, gittiyse benim gitti.
Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu