İZMİR YANGINI
İzmir Sigortaları İtfaiye Kumandanı Mösyö Greskovic in İzmir Büyük Yangını Hakkında Raporu
Son taarruz başladığı zaman Yunan subay ve erlerinin ağızlarında "Biz İzmir i Türkler e bırakmak zorunda kalırsak yakacağız!.." sözleri dolaşıyordu.Bunu heryerde söylüyorlardı.3 Eylül 1922 pazar günü saat altıdan sonra iki Yunan askerinin Hacı Üstan Mahallesi Çavuş sokağında iki numaralı evin hizasına gelirken bir kutu kibrit ateşleyerek Mösyö Fulburç un evinin penceresinden içeri attıklarını gördüm.Tabi kendi selametim için askerlere birşey söylemedim.Fakat kibrit sönünceye kadar oradan ayrılmadım,ev sahibini telaşa düşürmemek için haber de vermedim.9 Eylül 1922 cumartesi günü saat ikiden sonra hiçbir hadise meydana gelmediğini gördüm.10 Eylül 1922 pazar günü İngiliz vapurundan bir çavuş ile sekiz İngiliz eri yangın kulesine kadar geldiler.Kuleye çıktılar,vapur ile kuleden muhabere ettiler.Muhabereleri ertesi güne kadar devam etti.
11 Eylül de İngiliz çavuşu elinde bir kağıt ile bana geldi ve dedi ki: Gemi kumandanı ile olan muhaberemiz şundan ibarettir: " BU AKŞAM KARANTİNADAKİ TÜRK HASTANESİNİ YAKACAKLARDIR." Ertesi gün 12 Eylül sabahı Buca mahallesinde bulunan İtfaiye komisyonu katibi Mösyö Zakmesir,gece yarısı Buca ya iki tren geldiğini ve bütün İngiliz ailelerinin İzmir e nakil ve gemiye sevk edildiklerini söyledi.Anladım ki; İZMİR in BAŞINA TARİF EDİLEMEZ BİR FELAKET GELECEKTİR ve YUNAN ASKERLERİNİN SÖYLEDİKLERİ ÇIKACAKTIR.
11-12 Eylül de itfaiye erleri yangın kulesinde nöbet beklerken,Ermeni kilisesinde ve diğer yüksek yerlerde kiremitlerden Ermenilerin faaliyetlerini dürbün ile gördüklerini bana söylediler.Aynı zamanda itfaiyeden birkaç er,Ermeni kilisesinin çan kulesininde eskiden kararlaştırılmış olan parolalı bir haberleşme olduğunu söyledi.
12 Eylül e kadar geçen üç gün zarfında Ermeni mahallesinde Tepecik mahallesine kadar çıkan yangınların adedi ve bu yangınlarda müşahade ettiğim haller itfaiyenin otuz senelik istatistik cetvelinde görülmemiş bir mahiyet arzediyordu.11-12 Eylül gece yarısından 1 saat sonra Ermeni mahallesinde yangın çıktığını haber verdiler.İtfaiye erleri yangın yerlerine hareket edip,Rum hastanesine geçerken 130-150 kadar çoluk çocuk ve kadın acı acı bağırıyorlardı. "Ne bağırıyorsunuz?" diye sordum: " Ermeniler bizi yaktılar.sayes hanı içeresinde oturuyoruz" dediler.Bunalr Rum idiler.Evet bitişik Ermeni evindeki duvardan bir delik açtıklarını ve delikten içeri gaz dökerek evi ateşlediklerini söylediler.Bunaları sabaha kadar çıkmaz sokakta muhafaza ederek sabahleyin devriyeye teslim ettim.
13 eylül saat 10.30 da Ermeni mahallesinde ateş göründüğünü haber verdiler.İtfaiye ile birlikte giderken Ermeni kilisesine elli metre mesafede bir Ermeni evinin yandığını gördüm.Evin alt katından şiddetli bir ateş çıkıyordu.Mecburi olarak biraz geriledim.Etrafa yayılmaması için söndürmeye çalışırken Ermeni kilisesinde yangın olduğunu haber verdiler.Kiliseye gittim.Kilisenin bahçe kapısına girmek imkansızdı.Demir parmaklılardan atladık ve hortumu getirdik.Kilisenin binalarında ateş yoktu.Yalnız küçük bir bina civarında ikiyüz kadar yağlı eşya balyası ile paçavralar bir yere toplanmış üzerine de ikiyüz tüfek ve çokca cephane konmuştu.Ateş de bunlar arasından çıkıyordu.Aynı zamanda ateş içerisinde devamlı patlamalar oluyordu.Söndürmeğe çalıştık.Biz kilisede iken Ermeni mahallesinde basmahane karşısında yangın olduğunu haber verdiler.İtfaiye erleriyle beraber koştum.Bir Ermeni evinde ateş çıktığını gördüm.Ateşin söndürülmesine çalışılırken Soğukçeşme de yangın olduğunu haber verdiler.İki itfaiye neferi ile beraber gittim.Ateşi söndürdüm.Tekrar Basmahanede yanan bir eve gittim.Ateş içinde bir takım sürekli patlamalar vardı ve ateş gittikçe şiddetlenyordu.Bu esnada yine Ermeni kilisesinin yandığını haber verdiler.Birkaç itfaiye eri ile beraber gidip su ile söndürmeğe çalışırken,300 metre uzakta ve arka sokakta dirsekte bir evin yandığını haber verdiler.Ateşleri söndürmeğe uğraşırken etrafıma baktım ve bir evden değil,Ermeni mahallesinin her yerinden ateş çıktığını ve her halde 25 yerde yangın olduğunu gördüm.Biz ateş içerisinde kaldık.Aynı zamanda bana her taraftan kurşun sıktılar.Ateş ile abluka olduğumuzu görünce mecburen daha geriye çekilerek arkamızı ateş olmayan yere verdik ve ateşin daha daha gerilere yayılmaması için uğraşıyorduk.Bu esanada yangının daha gerilerden çıktığını ve bütün Ermeni mahallesinin yandığını haber verdiler.Aynı zamanda ateşler içerisinde devamlı patlamalar oluyordu.O zaman bu ateşi su ile söndürmenin imkansız olduğunu farkettim.Derhal mevki kumandanı Kazım paşaya gittim,vaziyeti anlattım.Herhalde patlayıcı maddelerle,sağlam ve yakın binaların korunmasını ve Ermeni mahallesinin abluka altına alınmasını rica ettim.30 kadar istihkam eri verdi.Bir kamyon ile yangın yerine gittik.Daha geriden komşu ve yanmayan Ayadimitri mahallesi evlerinin korunmasına çalıştık.Mamafih duvararların zayıf olması yüzünden dinamitler yalnız delik açıyordu.Duvarlar yıkılmıyordu.Ateşlerin devam ve çokluğundan hortumlar bozuldu ve yandı.Tulumbalar kullanılamaz hale geldiği halde yine ateşin söndürülmesine çalışmakta iken Peştemalcılarbaşında ateş çıktığını haber verdiler.Ateş lehrin her tarafını sardı.Rüzgarın devam etmesinden dolayı yangın şiddetleniyordu.Bense mecburi olarak itfaiyenin malzeme ve erlerini ateş içinden çıkardım ve birkaç takım teşkil edip ateş olmayan yerlerden ve daha gerilerden bir şeyler yapmağa uğraştım.
Halbuki ben bu işin kasden yapıldığına kani olmam dolayısı ile 11 eylülde İtfaiye komisyonu meclisi reisi Mösyö Bon a gittim.Vaktiyle Yunan subay ve erlerinin gevezelik ettikleri hatırıma geldikçe bunun gerçekten bir tertip ve kasd olduğuna ve bütün İsmir şehrini kül haline getirmeğe karar verdiklerine ve bu uğurda ellerinden gelen gayreti sarf edeceklerine tam bir kanaat hasıl etmiştim.Bu kanaatimi kendisine anlattım.Beni serbest bırakmalarını ve İzmir i bu büyük felaketten kurtarmak için gereken malzeme,insan ve ne lazımsa tedarike müsade edilmesini rica ettim.Mösyö Bon itfaiye meclisi topladı.Ben meclis huzurunda ve vaziyeti tamamiyle anlattım.Meclis teklifimi aynen kabul ve bana motorlu tulumbanın gümrük karşısında daima hazır bulundurlmasını emretti.Ben ise makineyi denize atarlar ve makineyi kaybederiz ihtimaliyle bu teklifi reddettim.İki gün zarfında ne mümkünse İzmir den tedarik ve icab eden teşkilatı kurdum.Bütün mevcudiyetimle İzmiri in yangından kurtulmasına gayret ettim.Mamafih yangının ikinci günü ateşleri söndürmeğe uğraşırken bana dahi kurşun sıktılar.Atılan merminin bana değil yangın tulumbalarına isbaet edip bunları delik deşik ettiklerinden işbu rapor tanzim ve takdim kılınır.
İzmir Sigortaları İtfaiye Kumandanı
GRESKOVİC