Gidiyorum...

aSLihaN

New member
Katılım
12 Eyl 2005
Mesajlar
1,665
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
42
Konum
35 buJuk
Belki gidiyorum, ama bil ki istemeyerek.
Gözyaşlarımı hissediyorum içimde bir yerdeler, o nasıl bir yerdir, tarifsiz bir acı veriyor ki ben bu acıyı sırf hak ettiğimi düşündüğümden yol bulup da süzülmelerine izin vermiyorum.
An gelecek tutamayacağım düşecekler, gözlerimi kırpmadan uzaklara bakarken öyle sıcak akacaklar ki biliyorum yakacak tenimi..



Belki demem karasızlıktan değil inan.
Senden gidemem ki ben, senden geçemem ki..
Yokluğunda içimde kalacağın odaların hazır şimdiden, yapacakların planlandı. Arzular en arka odaya, hayaller o odada kilitli bir sandığa, yanındaki odaya sarf edilen sözler, söylenirken dinlerken yaşanan hazlar oradaki çekmeceye, çok isteyipte dokunamamanın acısı ve yaşanamayanlar en yakın odaya.
Bu kadar yakın olmasının nedeni öyle bir yara ki bu öyle unutulmaz ki uzağa koymanın anlamı yok.



Anlayacağın yanıma senide alıyorum bu gidişte.
Sana gelmek ya da senle gelmek yanlıştı ama neye göre kime göre yanlıştı onu sorma ben bile bilmiyorum.



Hak ettiğim yaraları kanatmaya gidiyorum. Bu sadece seni bensiz bırakmak, ben senle yanmaya gidiyorum. Üç kuruşluk huzurumuzu huzursuzluğa boğmaya gidiyorum.


Kendime ve sana en büyük haksızlığı yapmaya gidiyorum.


Seninle olamayacağımı bilmenin kahrına, doya doya, kanaya kanaya ağlamaya gidiyorum.


Yazdığım satırlar ellerimi yakıyor, talan oluyor her bildiğim, viran inandıklarım.


Bil ki gidiyorum…


Sana faydası yok ama bir sen daha doğuyor, ben kendimi sende öldürmeye gidiyorum…




O & ben
 
Çok güzel duygu yüklü.....
emeğine sağlık
 
O şehirde yağan yağmur var ya o benim, iliklerine kadar işleyebilmek için nasıl telaşla yağıyorum bak.
Kasıp kavuran rüzgâr var ya o benim işte.
Kokunun yeryüzünde sinmediği hiçbir şey kalmasın diye çabalıyorum.
Akşamları ise ılık ılık esiyorum ki dertlerin dağılsın ruhundan, o ağacın altında oturup yaktığın sigaranın dumanıyla uzaklara taşıyayım üzüntülerini.
Üşüme diye, o arada yüzünü gösteren güneşte benim, sen üşüme..
İçine hayat dolsun gözlerin gülsün diye doğuyorum üzerine.

O çok sevdiğin denizin dalgalarındayım sana gelmeye çalışan, geceleri yakamozla dansım sırf yüreğinden geçenlere şahit olmak için.

İçine huzur doluyor ya zamanlı zamansız, durmaksızın ettiğim dualarımdan.

Gün içinde işlerinde kolaylık sağlayanlar var ya onlar benim tanımadığım can dostlarım.

Kulakların çınlasa benden bil, vakitsizce telefonun çalsa, masana bir paket bıraksalar isimsiz aklına ben geleyim ne olur.

Benim yalnızlığımda her şeyinle sen varsın,

Dileğim yalnızlığındaki ben olayım,

O, ben olayım

O&ben



Alıntı..
 
Benim yalnızlığımda her şeyinle sen varsın,

Dileğim yalnızlığındaki ben olayım,

O, ben olayım


:( :(
 
Hak ettiğim yaraları kanatmaya gidiyorum. Bu sadece seni bensiz bırakmak, ben senle yanmaya gidiyorum. Üç kuruşluk huzurumuzu huzursuzluğa boğmaya gidiyorum.

yüregine sağlıq : :(
bu aralar bu bölüme girmeq istemiyorum ama
bu şiirlerde yazlıarda kendimi buluyorum ; (
 
eline sağlık ....
 
Yıllar yılı acı çekmiştin, istemediğin bir ortamdaydın ve sana ters düştüğü halde yanlış şeyler yapmıştın.
Acına, yaşam mücadelene ortak olup,yüreğimi yüreğine, ömrümü ömrüne katıp seni mutlu edecektim.
Ben senden sadece sana verdiğim sevgiyi kabullenip, bu sevgiyi yaşamanı istemiştim.Yalnız seni istiyordum… Ama o kadar ters davranıyordun ki bana…
Çok sevilmek bu kadar kötü müydü? Gerçekten böylesine ağır mıydı ki?

Sevgiye hasretim dediğini düşünüyorum da... Hayatıma bilmediğim anlamlar getirmiştin. Gözüm kapalı hayatımı ortaya koyduğum bir kumar oynamıştım.
Ya seni kazanacaktım, ya da kendimden vazgeçecektim.
Hem seni kaybettim, hem de kendimden vazgeçtim.

Var mıydı böyle kimsesiz darmadağın olmak, biçare kalmak, var mıydı?
Keşke beni böyle ödüllendireceğine, hiç ödül vermeseydin.
Onca yüreği senin yüreğine feda ettiğim halde, yüreğin kocaman sevdamı alabilecek kadar büyümedi…

Ben de sana büyük bir sevgiyi vermekte diretiyordum.
Bu kadar direttiğim için beni bağışla…

Beni kırgınlıklarla, çelişkilerle, cevabı sende olan bir sürü soruyla ve bitmek tükenmek bilmeyen "keşke"lerle bıraktın, bana onca acı verdin ama yüreğim düşmanın olamıyor. Her gün alabildiğine yanıyor, istesem de istemesem de seni özlüyor, seni istiyor.

Yüreğimi koparıp atmak mümkün olsaydı hiç düşünmeden koparıp atardım.
Ama artık kendime sözüm geçmiyor.

Başımı ellerimin arasına ne ilk ne de son alışım.
İlk acım değil ama en büyük acımsın.

Bir limandayım ve senin bindiğin gemi çoktan uzaklaşıp gitti.
Bunu kabullenemiyorum, zoruma gidiyor, canımı acıtıyor.

Sen yüreğimdeki hasret! Yarım kalmışlığım, unutulmazımsın…



Alıntı
 
valla aslıhan çok duygulandım..hepsi birbirinden güzel....sağolasın
 
Ardarda 3 duygusal yazı sonucu gözü dolan ben miyim yoqsa tüm okuyanlar mı? Walla süper sağol aslihan
 
Gidişin değil, bir umutla dönersin diye beklemek öldürdü beni..
Bir hoşcakalı çok gördün...
Zor geldi hoşcakal demek sana, böyle gitmek daha kolaydı çünkü, arkada kalanı düşünmeden çekip gitmek, yakıştı mı sana?
Yakıştı mı gidiyorum demeden gitmek?
Yakıştı mı veda etmemek ve çekip gitmek?
Yakıştı mı ayrılıkla yüzleşmemek?
Gittiğini bile söylememek..

Bir hoşcakalı çok gördün.. Bu kolay olanı idi, bunu seçtin...
Bencildin, gene kendin için en iyi olanı seçtin, başkasının duyguları seni yine hiç ilgilendirmedi...
Hoşçakal demek zordu cünkü, vedasız gittin, sanki geri gelecekmiş gibi gittin, ayrılıkla yüzleşmeden gittin...
Ayrılık acı verir çünkü, sanki ayrılmıyormuşuz gibi terk ettin.
Oysa beni gidisin değil, bir umutla gelirsin diye beklemek öldürdü...

Hoşcakal dememiştik, ayrılmamıştık öyle ise, dönecektin, bir umut vardı hala, rüzgarda savrulan bir mum alevi gibi cılız ama ısrarla yanan bir umut vardı..
İşte beni o umut öldürdü...

Gidişin değil...

Bir gün dönecek diye beklemeler öldürdü beni, başka gölgeleri, sana benzetmek eritti bedenimi, ayak sesleri, merdiven çıkışlarını dinledim sen misin? diye...
Kapı çalındığında ben koştum, telefon çaldığında, ilk çalışta elim telefondaydı ilk aylar da...
Gelmedin...
Ama hoşçakal da dememiştin...
Gitmiştin...
Ama veda etmemiştin...

Gidisin değil, beni döneceksin umudu ile beklemek öldürdü...
Çok geç anladım bencildin.
Artık hiçbir gölge sen değilsin, hiç telefon etmeyeceksin, dudakların adımı söylemeyi unutmuştur artık, çalan kapılar ve telefonlara ben bakmıyorum kaç zamandır.
Hoşçakal demeden gittin.
Kolayı seçtin... dönmeyeceksin...

Yüreğimde artık ne sevgi var, ne umut, ne de bir ağrı...
Yüreğimde taşlaşmış bir HOŞCAKAL var... sana ait...
Onu bir söyleyebilsem, sana veda edeceğim...
Bunca yıl benden çaldığın, hayatımı geri isteyeceğim.

Ve sen, Hiç anlamayacaksın, hiç bilmeyeceksin... Beni gidişinin değil, dönersin umudu ile yaşamanın öldürdüğünü...

Hoşçakal demek, ölmekten daha mı zordu?


Alıntı..
 
Şişirip yelkenleri, açılma vaktin gelmiştir denize. Bilirsin ki ne fırtınalar, ne deli dalgalar beklemektedir seni. Korkarsın, terk edemezsin limanı, bir köşesine sığınırsın. Kabullenmesen de artık aşk bitmiştir, İşte son bu...

İçin hep hüzün doludur, bir türlü kabullenemezsin bittiğini. Gözlerinin içine bakıp seni seviyorum demesini beklersin. O sözler hiç çıkmayacak o dudaklardan bilirsin. Yinede umudun yeşildir, İşte hayal bu...

Gururlusundur, istenmediğin yerde durmazsın. An olur ki ne olur bitmesin dersin. Bu sözlerin dudaklarından nasıl çıktığına kendin bile inanamazsın. Oysa o yüzüne bakıp sadece gülümser, İşte acı bu...

Ondaki sıcaklığı kimsede bulamayacağını düşünürsün. Kimse onun gibi gülemez, onun gibi dokunamaz dersin. Ve kimseyi onun kadar sevemeyeceğini bilirsin. Kahredip başını eğersin önüne. İşte hüzün bu...

Nefes alamaz hale gelirsin, daralır için. Bir kaç saatlik derin bir uykuya hasretsindir. Bilirsin ki gözlerini kapasan da terk etmeyecektir hayali. Atarsın gecenin kollarına kendini, İşte huzur bu...

Ondan gelecek tek bir haberi umutsuzca beklersin Bir de beklemek ölüm gibi gelir insana böyle zamanlarda. Aslında ölüm fikride garip değildir artık sana. Geri dönerse diye ölemezsin bile, İşte sabır bu...

Hayat devam ediyordur ama her şey yarımdır, hep bir yanın eksik. Yüreğin eskisi gibi atmayacaktır, başka aşklarsa seni kandırmayacaktır. O başkalarıyla, mutlu bir hayatı yaşıyor olsa da, yine de sevginden vazgeçemezsin. İste aşk bu...

Boswer, hep aynı masaL. “Hayat ve Ben” işte hepsi bu kadar…



Alıntı..
 
şiieler süper yüreğine sağlık şiirler de kendimi buldum
 
Unutulmuyor, bitmiyor, geçip gitmiyor...

Her gece olduğundan biraz daha muhtacım sana.
Kırgınım aslında, kızgınım…
Hayır sana değil; Seni kırıp üzen şu aptallığıma…
Ne olursa olsun! Zamanım da mekanım da değişmiyor.
Hep her zaman aynı yere çıkıyor bütün yollar;
Sana!..

Uzun zaman oldu içimdeki maviler donalı.
Kendim seçtim sevdayı tek başıma yaşamayı.
Yalnızlığımın sorumluluğunu taşıyacak kadar da yürekli olduğumu düşünür ve söylerdim herkese gururla.
Geceler sancı olur işlerdi içime ama yüreğimde yaşattığım sevdamı düşündükçe, içime yayılan sıcaklık alıp götürürdü tüm sancılarımı...

Ne kadar zamandır böyleyim, ne kadar zamandır en yakın dostum özlem, hatırlamıyorum.
Sanki zaman durdu. Evet özlüyorum ve özlemeyi de seviyorum.
Çünkü özlemin içinde aşkım, mutluluğum, umutlarım var.
Gidenlerin ardından ağıt
yakmamayı öğreneli çok uzun zaman oldu ama sen bambaşkaydın.
Kimseyi senin kadar sevmemiştim ki.
Seni birine anlatmaya kalksam sözcükler yetmiyor, kelimeler
acizleşiyor.
Neye benzetsem, hep bir yanın eksik kalıyor...

Gülemiyorum artık? En iyi yapabildiğim şeyi kaybettim?
Aslında önce seni ve senle birlikte herşeyimi kaybettim.
Yanımda yoksun. Olsan sarılırdım sana sıkı sıkı.
Bırakmazdım, sıkılır, bağırır çağırırdın ama ben biraz daha fazla
sarılırdım sana.
Biliyorum benden bağımsızdın, hiç sahip olamadım sana.
Olmakta istemedim aslında, çünkü hep yanımda olacaktın... Ya da ben öyle sandım...

Dinlediğim her şarkıda, her yağmurda ıslanışımda, dalgaların kayalara çarpışında, her nisanda ve her eylülde, sen yeniden gidiyorsun benden.
Ben bu ayrılışların acısını yaşarken, birgün gidebileceklerini düşünerek, kimsenin gelmesine izin vermiyorum…

Sana ilk satırlarımı yazdığımda, yine mum ışığı vardı odamda.
Soğuk, beyaz bir defterin her şeyi hayale dönüştüren sayfalarında, ilk kez seni yaşamıştım.
Şimdi uzun yağmurların ardından yine mum ışığıyla dolu odamda, yine ve hala sana yazıyorum.
Çünkü ben her hayal kırıklığım, her duvara çarpışımdan sonra hala sana dönüyorum.

Ortasından kopartıldığı için hiçbir zaman sonu gelmeyecek günlerimize dönüp, hala seni arıyorum.
Çünkü hala seni ...



Alıntı..
 
çok teşşekkürler
 
Ayrılığı Seçtin mi !


''Ayrılığı seçtin mi her şeyi götüreceksin yanında.
Geriye hiçbir şey kalmayacak. Söylenmemiş sözler kalmamalı bıraktığın yerde...
Ki ben en çok onları duydum...Gittin mi adamakıllı gideceksin.
Hiçbir özlem kalmayacak dönüşleri emziren.
Demem o ki dönecekmiş gibi gitmeyeceksin.
Büyük git gideceksen, uçsuz bucaksız, dursuz duraksız git.
Telefonun numaraları sesime düşmemeli, yolların yoluma değmemeli. Hiçbir anıya, hiçbir dizeye, hiçbir şarkıya yenilmemeli ayrılık.
Şiirler okununca unutulmalı, hasret dokununca uyutulmalı.
Gece inmişken ayak parmaklarına kadar yahut gün doğarken, yatağının diğer yastığındaki boşluk batarken gözlerine, ne bileyim tekbaşına yiyeceğin sofraya iki kişilik servis açtığında susacaksın, duracaksın...
Gitmenin hakkını vereceksin. Ayrılık gurur duymalı seninle.
Gidersen sözün ayaklarına geçiyorsa, ayakların yakınımdan geçmeyecek!
Ayrılığı seçtin mi büyük olacak AYRILIK!!!



Alıntı
 
hüzünlü bi okadar da güzel yazılar eline ve yüreğine sağlık ;)
 
Boşluğuna sarılıyorum her gece...Üşüyorum.
Yokluğun buz gibi vurmuş evime ve yürek odalarımın duvarlarına.
Duvarda asılı resmin bile bakmıyor gözlerime...
Her gece sensizliğime içiyorum buz kesen evde.

Kalbim hala beklemeli aslında.Geleceğinin ihtimaliyle beklemek esas duruşlarda...
Yorgunluk veren bir şey bu."Çık gel istersen."diyorum sensizliğimde,bana bakmayan resmine...

Acılarla vuruşuyorum ve yalancı acılarla avuturcasına geçiştirmeye çalışıyorum kalbimi.
Her şeyi sadece senin için yapmaya çalışıyorum sevgili...

Bu sana kırk birinci mektupsal bir şey sevgili...
Her birinde ayrı bir sensizlik ve ayrı bir sensizlik acısı var aslında.
Artık tükeniyorum her boşluğuna sarılmalarda.
ve ölüyorum her an üşümelerde...

Hiç bir şey olmayışın kadar yıkıcı olamaz sevgili...
kapılarım hala aralık ve yolu hala aydınlık.
sen geleceksin ümidi ve ihtimaliyle yirmi dört saat beklemeliyim sevgili...

Bir şey hala kopmadı içimde...
En başta sen canım,en başta sen baş tacım...
anlamsızlığa susmalar var içimde.Sadece sana konuşuyorum sevgili...
sana yazıyorum tüm güzel kelimeleri...

Vakti dolmadan ömrüm,gel sevgili...bilki ben çok acılar yaşadım sevgili...
ama bu başka,sensizlik bir başka.

Gel yürek odalarıma canım...
Gel...çünkü beklemeliyim.
Gel...çünkü boşluğuna sarılıyorum.
Gel...çünküler bitti.
Üşüyorum...



Alıntı..
 
Geri
Üst