yusufyuzlu
New member
- Katılım
- 29 Nis 2006
- Mesajlar
- 39
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Dün gece bir dost evinde seninleydim bütün gece.Bilirsin saatlerce konuşulur.
Nerdeyse sabah olur,güneş yüzünü gösterir de sen hala konuşursun...
Neden bir türlü yola koyamadığımı anlayamadığım hayatıma baktım.
Sonra gün ağardı ben sana senin okuyamayacağını bildiğim bir mektup yazdım.
Oturdum,anılarımı, yıllarımı karşıma aldım, anladım ki asla bir daha yaşanmaz, ne senle ne başkasıyla.
O anlar insanın hayatında bir kez yaşayacağı anlardı,ne tekrarı vardı ne geri dönüşü anladım..
Ama gene de son bir kez bile olsa seninle konuşmak istedim, sen beni anlayabilen tek insan, bu dünyayla oynadığım oyunda tek oyun arkadaşım, en büyük dost,ruhumun yarısı,huzuru ve aşkı öğreten sen,ihtiyacı duyduğum tek varlıksın ama ellerim boş döneceğim biliyorum , cesaret edemiyorum ki tuşlara dokunmaya..
Sen hayatını götürüyorsun bensiz, mutlu yada mutsuz,ben neden hala ardından yağmurlar yağdırıyorum, sen her şeyi unutabildiysen ben neden hatırlıyorum, sen oyunu yarım bıraktın ben neden bitirmeye çalışıyorum.
Bilmiyorum ki, bu içimdeki bilinmezlik beni şaşkın ediyor..
Bir şeyleri gömmeli maziye, hayata dönmeliyim.
Doğru yada yanlış bir karar almalıyım.
Bir sonraki ne götürecek benden diye beklemek yerine gelecek sevgiyi değerlendirmeliyim bana hissedilen.
Sürekli benden beklemeyen, çaba gösteren, emek harcayan, değer bilen kıymet veren birini kabul etmeliyim hayatıma, hayallerime, umutlarıma.
Yapabilir miyim sence?? Hiç yapamadım ki...
Bilirim elleri senin gibi dokunmaz, gözleri senin gibi bakmaz, teni senin gibi kokmaz, kolları senin gibi sarmaz ama ne çare sen yoksun ki. Ten teni özler demiştim sana gülmüştün, oysa özlediğini ben biliyorum...
Olmayacağız bu dünyada bir daha, anılar saklandı çıkmazlar gerçekle savaşamazlar..
Sevda gizlendi karanlıklar içinde.Pembe güller soldu artık, son kökleri sen söktün attın topraktan ellerinle.
Anlamadın sana ne kadar ihtiyacım olduğunu bu hayat karmaşasında, savaş istedim benle savaşmadın, savun istedim sevdamızı, o kocaman yüreğin dağları devirsin istedim, olmadı...
Belki ben zor olanı istedim, belki sen her şeyi kolay istedin..
Çok gözyaşı döktüm, akan her yaşta bizi sildi yeryüzünden bilirim.
Artık çok geç, artık çok geç kaldık can...
Biliyorum, bu canımı acıtsa da biliyorum, yarınlarda biz yokuz..
Ne umutlar söndü arkamızda, ne acılar yaşandı , ne hüzünler gölgeledi yüreği, ne yaşlar döküldü gözlerden, ne geceler sabahı gördü, ne yıldızlar parladı ayrı şehirlerde aynı gökte, biz beraber bakamadık onlara, tutamadık umutları, söndüremedik acıların ateşlerini, güneş açtıramadık hüzünlere,yaşları dindiremedik gözlerde...
Tutmadın elimi can, söz vermiştin, bana verdiğin en büyük sözdü , hep elimden tutacağına söz verdin, oysa ilk yaptığın gönül gözünü kapamak oldu bana hiç kapanmayacağına söz verdiğin...
Gittin deme bana, sen gönderdin,tutamadın beni...
Kal deseydin kalırdım oysa, anlamadın...
Sevdin mi can, sevmişmiydin, yoksa sadece ....
Bu soruyu soramam sana, sormayıda yüreğim kaldırmaz,küçüğüm demiştim sana, küçüğümsün demiştin...
Oysa sen beni atıyorsun böyle başkalarının ellerine,hiç düşünmeden, gözünü kırpmadan...
Aslında biliyorum ne sorgulamak ne suçlamak için çok geç artık.
Denedik başaramadık, acılar, hüzünler, ve anılar yadigar bize şimdi.
Bize mi bana mı sadece onu bile bilmiyorum artık.
İnanamadığım, inanmayı bir kez bile düşünmediğim.
Her şeye inandırdın beni, tüm yollarımı kestin sana gelen.
Son umudumu da yıktın, son elimi uzatışımı farketmedin,
Bu muydu yanımda oluşun, bu muydu sözün bana verdiğin, bunu bile tutmak zor geldi.
Gücüm kalmadı hayatla ve seninle boğuşmaya,sensizlikle baş başa yaşamayı öğreniyorum..
Biliyorum ki artık ayağa dikilme vakti doğan yeni güneşte...
Şimdi artık sensizlikte düşünme vakti.
Şimdi artık sensizlik de karar vakti.
Şimdi artık sensizlik de düzen kurma vakti...
Nerdeyse sabah olur,güneş yüzünü gösterir de sen hala konuşursun...
Neden bir türlü yola koyamadığımı anlayamadığım hayatıma baktım.
Sonra gün ağardı ben sana senin okuyamayacağını bildiğim bir mektup yazdım.
Oturdum,anılarımı, yıllarımı karşıma aldım, anladım ki asla bir daha yaşanmaz, ne senle ne başkasıyla.
O anlar insanın hayatında bir kez yaşayacağı anlardı,ne tekrarı vardı ne geri dönüşü anladım..
Ama gene de son bir kez bile olsa seninle konuşmak istedim, sen beni anlayabilen tek insan, bu dünyayla oynadığım oyunda tek oyun arkadaşım, en büyük dost,ruhumun yarısı,huzuru ve aşkı öğreten sen,ihtiyacı duyduğum tek varlıksın ama ellerim boş döneceğim biliyorum , cesaret edemiyorum ki tuşlara dokunmaya..
Sen hayatını götürüyorsun bensiz, mutlu yada mutsuz,ben neden hala ardından yağmurlar yağdırıyorum, sen her şeyi unutabildiysen ben neden hatırlıyorum, sen oyunu yarım bıraktın ben neden bitirmeye çalışıyorum.
Bilmiyorum ki, bu içimdeki bilinmezlik beni şaşkın ediyor..
Bir şeyleri gömmeli maziye, hayata dönmeliyim.
Doğru yada yanlış bir karar almalıyım.
Bir sonraki ne götürecek benden diye beklemek yerine gelecek sevgiyi değerlendirmeliyim bana hissedilen.
Sürekli benden beklemeyen, çaba gösteren, emek harcayan, değer bilen kıymet veren birini kabul etmeliyim hayatıma, hayallerime, umutlarıma.
Yapabilir miyim sence?? Hiç yapamadım ki...
Bilirim elleri senin gibi dokunmaz, gözleri senin gibi bakmaz, teni senin gibi kokmaz, kolları senin gibi sarmaz ama ne çare sen yoksun ki. Ten teni özler demiştim sana gülmüştün, oysa özlediğini ben biliyorum...
Olmayacağız bu dünyada bir daha, anılar saklandı çıkmazlar gerçekle savaşamazlar..
Sevda gizlendi karanlıklar içinde.Pembe güller soldu artık, son kökleri sen söktün attın topraktan ellerinle.
Anlamadın sana ne kadar ihtiyacım olduğunu bu hayat karmaşasında, savaş istedim benle savaşmadın, savun istedim sevdamızı, o kocaman yüreğin dağları devirsin istedim, olmadı...
Belki ben zor olanı istedim, belki sen her şeyi kolay istedin..
Çok gözyaşı döktüm, akan her yaşta bizi sildi yeryüzünden bilirim.
Artık çok geç, artık çok geç kaldık can...
Biliyorum, bu canımı acıtsa da biliyorum, yarınlarda biz yokuz..
Ne umutlar söndü arkamızda, ne acılar yaşandı , ne hüzünler gölgeledi yüreği, ne yaşlar döküldü gözlerden, ne geceler sabahı gördü, ne yıldızlar parladı ayrı şehirlerde aynı gökte, biz beraber bakamadık onlara, tutamadık umutları, söndüremedik acıların ateşlerini, güneş açtıramadık hüzünlere,yaşları dindiremedik gözlerde...
Tutmadın elimi can, söz vermiştin, bana verdiğin en büyük sözdü , hep elimden tutacağına söz verdin, oysa ilk yaptığın gönül gözünü kapamak oldu bana hiç kapanmayacağına söz verdiğin...
Gittin deme bana, sen gönderdin,tutamadın beni...
Kal deseydin kalırdım oysa, anlamadın...
Sevdin mi can, sevmişmiydin, yoksa sadece ....
Bu soruyu soramam sana, sormayıda yüreğim kaldırmaz,küçüğüm demiştim sana, küçüğümsün demiştin...
Oysa sen beni atıyorsun böyle başkalarının ellerine,hiç düşünmeden, gözünü kırpmadan...
Aslında biliyorum ne sorgulamak ne suçlamak için çok geç artık.
Denedik başaramadık, acılar, hüzünler, ve anılar yadigar bize şimdi.
Bize mi bana mı sadece onu bile bilmiyorum artık.
İnanamadığım, inanmayı bir kez bile düşünmediğim.
Her şeye inandırdın beni, tüm yollarımı kestin sana gelen.
Son umudumu da yıktın, son elimi uzatışımı farketmedin,
Bu muydu yanımda oluşun, bu muydu sözün bana verdiğin, bunu bile tutmak zor geldi.
Gücüm kalmadı hayatla ve seninle boğuşmaya,sensizlikle baş başa yaşamayı öğreniyorum..
Biliyorum ki artık ayağa dikilme vakti doğan yeni güneşte...
Şimdi artık sensizlikte düşünme vakti.
Şimdi artık sensizlik de karar vakti.
Şimdi artık sensizlik de düzen kurma vakti...