Börteçine9
New member

AKP siyasi gündemi " Duygu sömürüsü" üzerinden sürdürdüğünden siyaset bir türlü normalleşemiyor. Duygusal sömürü bazen oynanılan mazlum rolüne bağlı olarak acındırma şeklinde ortaya çıkarken, bazen de DİNİ duygular üzerinden inanç hortumculuğu şeklinde gerçekleşiyor. Açıkçası kendisine daha çok oy getirecek her yol mubah sayılıyor.
Her nasıl oluyorsa olağan dışı yollarla bir şekilde yürütülen bu strateji sayesinde, AKP her defasında oy oranını artırmayı başardı. Hem de işsizlik ve yoksulluk oranının her geçen gün bir kat daha artmasına rağmen.
Unutulmamalıdır ki sadece ve sadece seçim öncesi genelkurmay tarafından hediye edilen bir e- muhtıra, AKP'ye Asker karşısında mazlum rolünü oynama fırsatını vererek ona % 15 oy gücü sağlamıştır.
Bir yandan son derece kötü olan reel ekonomi rakamları ile oynanarak pembe tablolar çizilmiş, diğer yandan da eş zamanlı olarak halkın duygusallığı artırılarak gerçekleri görmesi engellenmiştir.
AKP yıllardır Başörtüsü sorununu siyasi çıkar için kullandı. Her Cuma cami çıkışlarında düzenlenen başörtüsü eylemlerinin AKP'nin iktidar olması ile birlikte bıçakla kesilirmişçesine son bulması, bunun açık delilidir. Yani AKP'nin hiçbir zaman için başörtüsü sorununu samimi olarak çözmek istememiş, ama onun üzerinden halkın din duygularını oya tahvil etmeye çalışmıştır. Ancak bu oyunu fark eden sorunun toplumsal mutabakatla çözülmesi için çaba sarf eden MHP lideri, Tayyip Erdoğan'ın bu kozunu elinden almayı başarmıştır.
AKP Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de " Dindar Cumhurbaşkanı" sloganı ile ortaya çıkarak, yeniden halkın dini duyguları üzerinden mazlum rolünü oynama ve bunu da oya tahvil etme planları yaparken, Yine Bahçeli'nin sağduyulu davranışı ile bu oyunları da bozulmuştur. Bu konuda sayın Bahçeliyi "Abdullah Gül'ü seçtiren kişi" olarak eleştirenler, nedense Gül'ün seçilememesi durumunda Tayyip bey'in mutabakat yolları arama yerine, bunlar "Dindar Cumhurbaşkanı istemiyorlar" diye halkı seçime götürerek daha çok oy yüzdesiyle tekrar iktidara geleceğini görmüyorlardı. Çünkü siyasetin normal yatağında akmadığı bir ortamda halkın Dini duygularıyla oynamak son derece kolaydı.
Son olarak ta Partisini kapattırarak mazlum durumuna düşme planları yapan Erdoğan'ın bu hayalleri de suya düşünce, siyaset kurumu doğal olarak kendi mecrasına doğru akmaya başladı.
Daha aradan 2 ay geçmeden de Önce şaban Dişli, ardından Gaziantep Belediyesi, son olarak ta Deniz feneri yolsuzlukları ardı ardına patlayınca, ortalık bir anda yolsuzluklar panayırına dönüşerek, AKP'nin gerçek yüzü ortaya çıkmıştır.
Bu gelişmelerin ardından yapılan SONAR'IN son araştırmasında, AKP'nin oyları bir anda % 32 lere kadar düştü. İşte bu durum göstermiştir ki Devlet Bey'in doğru zamanlarda ki çıkışları Tayyip Erdoğan'ın Mazlum rolü oynamasını ve de halkın Dini duygularını siyasi amaç uğruna kullanmasını engelleyerek, siyasetin normalleşmesine ve de duygusal kaos ortamlarında görünmeyen yolsuzlukların da görünmesine yol açmıştır. Eğer ki bu süreç bir süre daha böyle devam ederse AKP'nin iyice erimesi kaçınılmaz olacaktır. Oysa Bahçeli zamanında bu çıkışlarını yaparak sürekli normalleşmenin yolunu açmayı zorlamasaydı KAOS ortamlarından nemalanan AKP şimdi ki gibi eriyeceğine daha çok oy oranlarıyla tekrar tekrar geri gelecekti.
___________________________________
Yalçın GÜZELHAN
Kaynak