zanzara44
New member
- Katılım
- 31 Eki 2007
- Mesajlar
- 319
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Hareket Halinde Fotoğraf Çekimi
Hareketi dondurmak isteyen bir fotoğrafçı acaba zamanını boşa mı harcıyor? Hangi teknikleri kullanırsa başarılı sayılabilir? Hareketli konuları nasıl etkili bir şekilde çekebileceğinizi ve hareket halinde iken fotoğraf çekim teknikleri ile ilgili ayrıntılı bilgileri dosya konumuzda bulabilirsiniz.
Keşke zamanı durdurabilseydim dediğiniz oldu mu hiç? Sıklıkla bu düşüncelere kapıldığımızı düşünüyorum. Zaman hızla akıp gidiyor, pek çok şeyin hızla önümüzden geçip gittiği gibi. Tamam belki zamanı durduramıyoruz ama durdurabildiğimiz, müdahale edebildiğimiz pek çok güzellik var. Bu güzelliği de bize fotoğraf makineleri veriyor ve bizi anın sihirli dünyasına sokuveriyor. Her fotoğrafçı deyim yerinde ise hızı fotoğraflamayı ister. Kimi şelaleden akan suyu yakalamayı, kimi önünden hızla geçen bir aracı, kimi de geceleyin gökyüzünde gerçekleşen ve bizim çıplak gözle fark edemeyeceğimiz hareketlenmeyi en güzel şekilde yakalamayı ister. Bunları yapabilmek için ise bazı teknik özellikleri çok iyi bilmek ve tabir yerinde ise doğru zamanda doğru yerde olmak çok önemli. Fotoğrafçılıkla şu an olduğu kadar ilgilenmediğim ama yine basın sektöründe bulunduğum dönemlerde Türkiye Ralli Şampiyonası’nı çok yakından takip ediyordum. O zamanlar derginin fotoğrafçısı ile birlikte bu yarışları takip ediyorduk ve onun görüntü yakalama çabaları beni çok etkilemişti. Son süratle yanımızdan geçen araçları sanki yanımızdan o hızla geçmemişler gibi yakalayabileceğine inanmıyordum. Ralli araçlarının yaptığı şovları çıplak gözle bile görememiştim ama fotoğraf makinesi anı yakalamıştı ve açıkçası hız duvarını aşmıştı. Örnekler tabii ki çoğaltılabilir çünkü hareket dolu bir hayatın içindeyiz. Bu ay hazırladığımız dosya konusunun içeriği de bu örneklerle dolu. Dosya konumuza öncelikle içeriği hız olan fotoğrafların çekimi için gerekli olan teknik bilgiyi vermekle başlayacağız. Bunun yanında editörlerimizin kendilerine has kullandıkları tekniklere ve çekmiş oldukları örnek fotoğraflara da yer vereceğiz. Dosyamızda en iyi fotoğrafı çekebilmek için gerekli olan püfleri de bulabilirsiniz. Ayrıca Photoshop’un sihirli dünyasına ufak bir adım atıp çektiğimiz fotoğraflara nasıl hareket efekti verebildiğimizi göreceğiz.
Enstantane (Obtüratör)
Film üzerinde görüntünün oluşabilmesi için enstantane ve diyafram adını verdiğimiz iki değişkenin (ışık kontrolünün) beraber kullanılması gerekir. Enstantane, ışığın filme ulaşma süresini; diyafram ise ışığın filme ulaşma yoğunluğunu denetlemektedir. Bu iki değişkenin ancak doğru oranlarda kullanılması ile doğru fotoğrafların çekilmesi mümkündür. Aksi halde fotoğrafımız olması gerektiğinden daha açık ya da daha koyu olur.
Objektiften gelen ışığın filme ulaşma süresini hemen filmin önünde bulunan perdenin açılıp kapanması (daha doğrusu iki perdeden birinin açılması diğerinin onu örtmesi) sistemi ile denetliyoruz. Buna kısaca obtüratör (örtücü) ya da enstantane denir.
Enstantane hızları tüm dünyada standart olan bazı sayılarla ifade edilir: 1, 2, 4 , 8, 15, 30, 60, 125, 250, 500 ve 1000 gibi.
Bazı elektronik makineler ve çok eski model makinelerde bu rakamlardan farklı ifadeler de görülebilir: 90, 200 vb.
Aslında bu sayılar örtücünün saniyenin belirli bir aralığında çalıştığının ifadesidir ve gerçekte 1/1, 1/2, 1/4, 1/8, 1/15 ……. 1/1000’in kısaltmalarıdır. Örneğin 1 / 2, saniyenin yarısını ifade eder. 250, ışığın filme saniyenin 250’de biri kadar bir sürede düşeceğini gösterir.
Enstantane dizisindeki rakamlardan herhangi biri kendisinden bir önceki rakamın geçireceği ışığın yarısı, bir sonraki rakamın da iki katı ışık geçmesini sağlar. Örneğin 125, 60 enstantaneden iki kat hızlı çalıştığı için yarısı; 250 enstaneden 1 / 2 oranında yavaş olduğundan iki katı kadar ışık geçmesini sağlar.
Gelişmiş modellerde enstantane hızları 2000, 4000, 8000 gibi değerlere çıkabilir; 4 sn., 8 sn., 15 saniye gibi değerlere de düşebilmektedir.
Işığın enstantaneye bağlı olarak filme ulaşması, hareketli cisimlerin dondurulması ya da hareketin akar (flu) bir görüntü olarak fotoğraflanması konusunda fotoğrafçıya imkan tanır.
Hareketin Dondurulması
Yüksek enstantane hızlarının (250, 500, 1000 vb.) kullanılması örtücünün (perdenin) çok hızlı açılıp kapanmasını ve görüntünün çok kısa bir sürede fotoğraflanmasını sağlar. İşte bu durumda hareketli olan bir cismin hareketinin sadece çok kısa bir anı fotoğraflanmış ve hareket dondurulmuş olur. Hangi konunun (koşan biri, bisiklet, araba vb.), hangi enstantane değeri ile dondurulacağı konunun ne kadar hızlı olduğuna ve hangi yönde hareket ettiğine bağlıdır. Örneğin önünüzden geçen bir yarış arabası size doğru gelen aynı hızdaki bir başka arabadan daha hızlı görünür. Bu nedenle size doğru olan hareketi 1 / 250 ile dondururken, önünüzden geçen hareketi 1 / 1000 ile dondurabilirsiniz. En doğru tercihin 1 / 500 ‘ün altına inmemek olduğunu söyleyebiliriz.
Düşük Enstantane Kullanımı
Yavaş enstantane hızlarının (15, 30, 60 vb.) kullanılması örtücünün yavaş açılıp kapanmasını ve görüntünün uzun sürede fotoğraflanmasını sağlar. Bu sırada hareketli olan konunun tamamı değil ancak çok az bir bölümü (belki de hiçbir bölümü) dondurulurken, konunun diğer bölümlerinde oluşan fluluk fotoğraf karesi içinde hareket hissini sağlar.
Örneğin koşan bir grup çocuğun fotoğraflarını çekerken kullanacağınız 1 /30 enstantane ile çocukların gövdeleri dondurulurken, kollar ve bacaklar hareket hissini sağlayacak flulukta olur. Tabi ki daha da düşük enstantane hızları ile (1 /15, 1/8 vb.) tamamen renk lekeleri elde etmek de mümkün. Ancak bu durumun özellikle yapıldığı anlaşılmalı. Aksi halde çekim sırasında makinenin sallanması ile oluşan bir hata sanılabilir.
Çevrinme (Panning)
Kullandığımız yavaş enstantane değerinin yeteri kadar hareket hissini oluşturamadığını düşündüğümüz durumlarda uygulayabileceğimiz bir tekniktir. Çevrinme tekniği, hareketin çekim sırasında makine ile takip edilmesi ve bu sırada çok yavaş bir enstantane değeri ile çekim yapılması esasına dayanır.
Bu teknik için en fazla 1 / 15 enstantane kullanılmalıdır. (1/8, 1 / 4 gibi değerler daha başarılı sonuç verebilir)
Örneğin karşımızda bir bisikletlinin olduğunu ve bizim önümüzden geçeceğini varsayalım. Yapmamız gereken ilk iş kullanacağımız enstantane değerini belirlemek ve buna karşılık gelen diyafram değerini kullanmak. Daha sonra hareket ile aynı yönde dönerek (bu sırada dikey yönde makineyi oynatmamaya dikkat ederek) karar verdiğimiz bir anda deklanşöre basmalı ve hareketimizi perde kapanana (bir başka deyişle ayna tekrar düşene) kadar sürdürmeliyiz.
Eğer konu ile beraber aynı hızda dönmüş isek sonuç fotoğrafta konu net arka plan çizgiler halinde flu olacaktır. Bu, çizgi filmlerde sıkça kullanılan hareket duygusunu fotoğrafımıza kazandırır. SLR makinelerde ayna perde açık olduğu sürece yukarıda olacağından bizim bir şey görmemiz mümkün olmaz. Bu nedenle çevrinme tekniği bir anlamda tecrübe ister. Fotoğrafı çekmeden konu ile yapacağımız çalışmalarla bu alışkanlığı kazanabiliriz.
“B” ve “T” Konumlarının Kullanımı
Bazı fotoğrafları çekerken, örneğin gece ya da havai fişek fotoğrafları, örtücüyü çok uzun süreler açık tutmamız gerekebilir. Bu süre yaratmak istediğimiz etkiye bağlı olarak birkaç dakikadan birkaç saate kadar çıkabilir. Bütün SLR makinelerde bulunan “B” konumu deklanşöre basıldığı sürece (elinizi çekene dek) örtücünün açık kalmasını sağlar. Ancak çok uzun süreli bir pozlama için bunun zor olacağını düşünen üretici firmalar bazı modellerine “T” konumunu da eklemişlerdir. “T” konumunda örtücünün açılması için deklanşöre bir kez dokunmak yeterlidir. Örtücünün kapanması için deklanşöre bir kez daha basılması gerekir. Örneğin 15 - 20 dakika sürecek bir gece fotoğrafı pozlaması için deklanşöre bir kez bastıktan sonra 20 dakika serbest kalma şansınız var. 20 dakika sonra tekrar deklanşöre basarak pozlamayı bitiriyoruz.
Hareketi dondurmak isteyen bir fotoğrafçı acaba zamanını boşa mı harcıyor? Hangi teknikleri kullanırsa başarılı sayılabilir? Hareketli konuları nasıl etkili bir şekilde çekebileceğinizi ve hareket halinde iken fotoğraf çekim teknikleri ile ilgili ayrıntılı bilgileri dosya konumuzda bulabilirsiniz.

Keşke zamanı durdurabilseydim dediğiniz oldu mu hiç? Sıklıkla bu düşüncelere kapıldığımızı düşünüyorum. Zaman hızla akıp gidiyor, pek çok şeyin hızla önümüzden geçip gittiği gibi. Tamam belki zamanı durduramıyoruz ama durdurabildiğimiz, müdahale edebildiğimiz pek çok güzellik var. Bu güzelliği de bize fotoğraf makineleri veriyor ve bizi anın sihirli dünyasına sokuveriyor. Her fotoğrafçı deyim yerinde ise hızı fotoğraflamayı ister. Kimi şelaleden akan suyu yakalamayı, kimi önünden hızla geçen bir aracı, kimi de geceleyin gökyüzünde gerçekleşen ve bizim çıplak gözle fark edemeyeceğimiz hareketlenmeyi en güzel şekilde yakalamayı ister. Bunları yapabilmek için ise bazı teknik özellikleri çok iyi bilmek ve tabir yerinde ise doğru zamanda doğru yerde olmak çok önemli. Fotoğrafçılıkla şu an olduğu kadar ilgilenmediğim ama yine basın sektöründe bulunduğum dönemlerde Türkiye Ralli Şampiyonası’nı çok yakından takip ediyordum. O zamanlar derginin fotoğrafçısı ile birlikte bu yarışları takip ediyorduk ve onun görüntü yakalama çabaları beni çok etkilemişti. Son süratle yanımızdan geçen araçları sanki yanımızdan o hızla geçmemişler gibi yakalayabileceğine inanmıyordum. Ralli araçlarının yaptığı şovları çıplak gözle bile görememiştim ama fotoğraf makinesi anı yakalamıştı ve açıkçası hız duvarını aşmıştı. Örnekler tabii ki çoğaltılabilir çünkü hareket dolu bir hayatın içindeyiz. Bu ay hazırladığımız dosya konusunun içeriği de bu örneklerle dolu. Dosya konumuza öncelikle içeriği hız olan fotoğrafların çekimi için gerekli olan teknik bilgiyi vermekle başlayacağız. Bunun yanında editörlerimizin kendilerine has kullandıkları tekniklere ve çekmiş oldukları örnek fotoğraflara da yer vereceğiz. Dosyamızda en iyi fotoğrafı çekebilmek için gerekli olan püfleri de bulabilirsiniz. Ayrıca Photoshop’un sihirli dünyasına ufak bir adım atıp çektiğimiz fotoğraflara nasıl hareket efekti verebildiğimizi göreceğiz.
Enstantane (Obtüratör)

Film üzerinde görüntünün oluşabilmesi için enstantane ve diyafram adını verdiğimiz iki değişkenin (ışık kontrolünün) beraber kullanılması gerekir. Enstantane, ışığın filme ulaşma süresini; diyafram ise ışığın filme ulaşma yoğunluğunu denetlemektedir. Bu iki değişkenin ancak doğru oranlarda kullanılması ile doğru fotoğrafların çekilmesi mümkündür. Aksi halde fotoğrafımız olması gerektiğinden daha açık ya da daha koyu olur.
Objektiften gelen ışığın filme ulaşma süresini hemen filmin önünde bulunan perdenin açılıp kapanması (daha doğrusu iki perdeden birinin açılması diğerinin onu örtmesi) sistemi ile denetliyoruz. Buna kısaca obtüratör (örtücü) ya da enstantane denir.
Enstantane hızları tüm dünyada standart olan bazı sayılarla ifade edilir: 1, 2, 4 , 8, 15, 30, 60, 125, 250, 500 ve 1000 gibi.
Bazı elektronik makineler ve çok eski model makinelerde bu rakamlardan farklı ifadeler de görülebilir: 90, 200 vb.
Aslında bu sayılar örtücünün saniyenin belirli bir aralığında çalıştığının ifadesidir ve gerçekte 1/1, 1/2, 1/4, 1/8, 1/15 ……. 1/1000’in kısaltmalarıdır. Örneğin 1 / 2, saniyenin yarısını ifade eder. 250, ışığın filme saniyenin 250’de biri kadar bir sürede düşeceğini gösterir.
Enstantane dizisindeki rakamlardan herhangi biri kendisinden bir önceki rakamın geçireceği ışığın yarısı, bir sonraki rakamın da iki katı ışık geçmesini sağlar. Örneğin 125, 60 enstantaneden iki kat hızlı çalıştığı için yarısı; 250 enstaneden 1 / 2 oranında yavaş olduğundan iki katı kadar ışık geçmesini sağlar.
Gelişmiş modellerde enstantane hızları 2000, 4000, 8000 gibi değerlere çıkabilir; 4 sn., 8 sn., 15 saniye gibi değerlere de düşebilmektedir.
Işığın enstantaneye bağlı olarak filme ulaşması, hareketli cisimlerin dondurulması ya da hareketin akar (flu) bir görüntü olarak fotoğraflanması konusunda fotoğrafçıya imkan tanır.
Hareketin Dondurulması
Yüksek enstantane hızlarının (250, 500, 1000 vb.) kullanılması örtücünün (perdenin) çok hızlı açılıp kapanmasını ve görüntünün çok kısa bir sürede fotoğraflanmasını sağlar. İşte bu durumda hareketli olan bir cismin hareketinin sadece çok kısa bir anı fotoğraflanmış ve hareket dondurulmuş olur. Hangi konunun (koşan biri, bisiklet, araba vb.), hangi enstantane değeri ile dondurulacağı konunun ne kadar hızlı olduğuna ve hangi yönde hareket ettiğine bağlıdır. Örneğin önünüzden geçen bir yarış arabası size doğru gelen aynı hızdaki bir başka arabadan daha hızlı görünür. Bu nedenle size doğru olan hareketi 1 / 250 ile dondururken, önünüzden geçen hareketi 1 / 1000 ile dondurabilirsiniz. En doğru tercihin 1 / 500 ‘ün altına inmemek olduğunu söyleyebiliriz.
Düşük Enstantane Kullanımı

Yavaş enstantane hızlarının (15, 30, 60 vb.) kullanılması örtücünün yavaş açılıp kapanmasını ve görüntünün uzun sürede fotoğraflanmasını sağlar. Bu sırada hareketli olan konunun tamamı değil ancak çok az bir bölümü (belki de hiçbir bölümü) dondurulurken, konunun diğer bölümlerinde oluşan fluluk fotoğraf karesi içinde hareket hissini sağlar.
Örneğin koşan bir grup çocuğun fotoğraflarını çekerken kullanacağınız 1 /30 enstantane ile çocukların gövdeleri dondurulurken, kollar ve bacaklar hareket hissini sağlayacak flulukta olur. Tabi ki daha da düşük enstantane hızları ile (1 /15, 1/8 vb.) tamamen renk lekeleri elde etmek de mümkün. Ancak bu durumun özellikle yapıldığı anlaşılmalı. Aksi halde çekim sırasında makinenin sallanması ile oluşan bir hata sanılabilir.
Çevrinme (Panning)
Kullandığımız yavaş enstantane değerinin yeteri kadar hareket hissini oluşturamadığını düşündüğümüz durumlarda uygulayabileceğimiz bir tekniktir. Çevrinme tekniği, hareketin çekim sırasında makine ile takip edilmesi ve bu sırada çok yavaş bir enstantane değeri ile çekim yapılması esasına dayanır.
Bu teknik için en fazla 1 / 15 enstantane kullanılmalıdır. (1/8, 1 / 4 gibi değerler daha başarılı sonuç verebilir)
Örneğin karşımızda bir bisikletlinin olduğunu ve bizim önümüzden geçeceğini varsayalım. Yapmamız gereken ilk iş kullanacağımız enstantane değerini belirlemek ve buna karşılık gelen diyafram değerini kullanmak. Daha sonra hareket ile aynı yönde dönerek (bu sırada dikey yönde makineyi oynatmamaya dikkat ederek) karar verdiğimiz bir anda deklanşöre basmalı ve hareketimizi perde kapanana (bir başka deyişle ayna tekrar düşene) kadar sürdürmeliyiz.
Eğer konu ile beraber aynı hızda dönmüş isek sonuç fotoğrafta konu net arka plan çizgiler halinde flu olacaktır. Bu, çizgi filmlerde sıkça kullanılan hareket duygusunu fotoğrafımıza kazandırır. SLR makinelerde ayna perde açık olduğu sürece yukarıda olacağından bizim bir şey görmemiz mümkün olmaz. Bu nedenle çevrinme tekniği bir anlamda tecrübe ister. Fotoğrafı çekmeden konu ile yapacağımız çalışmalarla bu alışkanlığı kazanabiliriz.
“B” ve “T” Konumlarının Kullanımı

Bazı fotoğrafları çekerken, örneğin gece ya da havai fişek fotoğrafları, örtücüyü çok uzun süreler açık tutmamız gerekebilir. Bu süre yaratmak istediğimiz etkiye bağlı olarak birkaç dakikadan birkaç saate kadar çıkabilir. Bütün SLR makinelerde bulunan “B” konumu deklanşöre basıldığı sürece (elinizi çekene dek) örtücünün açık kalmasını sağlar. Ancak çok uzun süreli bir pozlama için bunun zor olacağını düşünen üretici firmalar bazı modellerine “T” konumunu da eklemişlerdir. “T” konumunda örtücünün açılması için deklanşöre bir kez dokunmak yeterlidir. Örtücünün kapanması için deklanşöre bir kez daha basılması gerekir. Örneğin 15 - 20 dakika sürecek bir gece fotoğrafı pozlaması için deklanşöre bir kez bastıktan sonra 20 dakika serbest kalma şansınız var. 20 dakika sonra tekrar deklanşöre basarak pozlamayı bitiriyoruz.