vidocxx
New member
- Katılım
- 25 Şub 2006
- Mesajlar
- 375
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
KURAN AHLAKI
Kuran ahlakının yaşanmadığı toplumlarda son derece çarpık bir ahlak anlayışı vardır. İnsanın ruhundaki bencil tutku ve hırsların bir ürünü olan bu ahlak anlayışı, insanları kibirli, bencil, alaycı, küstah, acımasız, kaba ve zalim olmaya yöneltir. Herkes, kendi yükselişini sağlamak için diğer insanları ezmek gerektiğine inanır ve bunu her fırsatta uygular.
Oysa Allah, yarattığı insana böyle bir ahlakı yaşamasını tavsiye etmemiştir. Aksine Kuran'da insanlara asil, mütevazi, güvenilir, şefkatli, fedakar, olgun ve içli olmaları emredilir. Allah'ın Hak Kitabında bir insanın ahlakındaki inceliklere dikkat çekilerek şu emir verilir:
İnsanlara yanağını çevirip (büyüklenme) ve böbürlenmiş olarak yeryüzünde yürüme. Çünkü Allah, büyüklük taslayıp böbürleneni sevmez. (Lokman Suresi, 18)
Müslümanın görevi, kuşkusuz Allah'ın vahyettiği bu üstün ahlakı en ince ayrıntısına kadar uygulamaktır. Bu ilahi ahlakı terk etmiş ve üstte sözünü ettiğimiz çarpık ahlak anlayışını benimsemiş olan sapkın ve ilkel kültürün nüfuz edici etkisinden tam anlamıyla kurtulmak için, son derece hassas ve dikkatli olmak gerekir. Bu nedenle kişi kendini sürekli tartmalı, cahiliye ahlakından tam anlamıyla uzaklaşıp Kuran ahlakını uygulamak için büyük bir dikkat göstermelidir.
KURAN BİLGİSİ
"Ben, cinleri ve insanları yalnızca bana ibadet etsinler diye yarattım." (Zariyat Suresi, 56)
Allah bütün insanları bu dünya hayatında O'na kulluk etsinler diye yaratmıştır. Kulluk etmek isteyenler için de bir rehber olarak Kuran'ı indirmiştir:
(Bu Kur'an,) Ayetlerini, iyiden iyiye düşünsünler ve temiz akıl sahipleri öğüt alsınlar diye sana indirdiğimiz mübarek bir kitaptır. (Sad Suresi, 29)
Kuran yalnızca haramları ve helalleri kapsayan bir kitap değildir. İçinde güzel ahlağı, çeşitli insan karakterlerini, meydana gelebilecek tüm olay ve durumları, dünya hayatı ve ahiret hayatı ile ilgili bilgileri, Allah korkusu ve sevgisini, Allah rızasının nasıl kazanılacağını, kısacası Yaratan'ın yarattığına gönderdiği, gerekli olan tüm bilgiyi anlatan ve kıyamete kadar geçerli bir kitaptır.
Kuran'ı tanımayanlar ve önyargıyla bakanlar onun sadece geçmiş dönemler için geçerli olduğunu ve pratikte hiç bir geçerliliği olmadığını zannederler. Oysa Kuran bazılarının sandığı gibi sadece 1400 sene önceki olaylardan bahseden bir kitap değil, her dönemde karşılaşılan olayları ve bunun yanında dünya hayatını sona erdiren kıyamet gününü, ahireti öğreten bir kılavuzdur.
Kuran'ın, insanın hayatındaki önemini ve gerekliliğini farkeden müslümanın Allah'a gereği gibi kulluk etmesi ve bütün hayatını Kuran'a göre yaşaması için çok iyi bir Kuran bilgisine sahip olması gerekir. Elinizdeki bu kitap, Allah'ı tanımayı, kulluk görevini eksiksiz yerine getirmeyi, bütün hayatını Kuran'a göre düzenlemeyi, Allah'ın rızasını, rahmetini ve cennetini kazanmayı hedef edinenlerin Kuran bilgilerini güçlendirmek amacıyla hazırlanmıştır.
KURAN FİHRİSTİ
Kuran ayetlerinin geniş kapsamlı konular başlığı altında gruplandırılmasıyla oluşan bu fihrist, Kuran hakkında araştırma yapmak isteyenler ya da belirli bir konuda Kuran'ın hükümlerini öğrenmek isteyenler için önemli bir kaynaktır.
Kuran'ı anlamak ve Kuran'a göre yaşamak, iman eden bir insanın yaşamındaki en büyük amaçlardarn biridir. İnsan Allah'a kul olmak için yaratıldığına ve bu kulluk görevini de ancak O'nun gönderdiği Kitab'a uyarak yerine getirebileceğine göre, Kuran'ı anlayıp, uygulumak onun için en önemli konular arasında olacaktır.
Kuran'ın dizilişi, tüm insan yazımı kitaplardan son derece farklıdır. Bu kitapların hemen hepsinde, konular arasında bir tasnif yapılır, giriş-gelişme-sonuç şeklinde bir düzen kullanılır, konular birbiri ardına dizilir.
Kuran'ı hiç okumamış olan bir insan da, insan yazımı kitaplardan edindiği alışkanlık sonucunda, büyük olasılıkla, konularına göre tasnif edilmiş bir Kitapla karşılaşacağını bekleyecektir.
Oysa Allah'ın Kitabı, bu türden bir dizilişe sahip değildir. Aksine, sureler ve ayetlerde çok farklı konulardan birbiri ardına ve anlayışa en uygun tarzda ilahi bir düzen içinde söz edilir. Kuran'da ele alınan farklı konuların hemen hepsi, Kitab'ın farklı bölümlerine dağılmış durumdadırlar.
Kuşkusuz bunun son derece büyük hikmetleri vardır.
Bu hikmetlerin biri, Kuran'ın dizilişinin, andolsun, biz öğüt alıp-düşünsünler diye, sözü birbiri ardınca dizip-indirdik.(Kasas Suresi, 51) ayetinde belirtildiği gibi, insanı düşünmeye ve araştırma yapmaya zorlamasıdır. Aynı konudaki ayetlerin farklı yerlere yerleştirilmiş olması, bunlar arasındaki bağlantıyı çözmek için zihinsel bir çaba gerektirir. Dahası, bu zihinsel çaba kalp gözü ile yürütüldüğünde, Kuran'ın bazı sırları da ortaya çıkar. Farklı surelerdeki ayetlerin birbirlerini tamamladıkları ya da açıkladıkları farkedilmeye başlanır.
İşte bu nedenledir ki, Kuran'ı; hem ona akıcılık ve hikmet veren normal diziliş düzeni içinde okumak, hem de farklı yerlerindeki tamamlayıcı ya da açıklayıcı ayetleri bir araya getirerek araştırmak gerekmektedir.
Kuran ahlakının yaşanmadığı toplumlarda son derece çarpık bir ahlak anlayışı vardır. İnsanın ruhundaki bencil tutku ve hırsların bir ürünü olan bu ahlak anlayışı, insanları kibirli, bencil, alaycı, küstah, acımasız, kaba ve zalim olmaya yöneltir. Herkes, kendi yükselişini sağlamak için diğer insanları ezmek gerektiğine inanır ve bunu her fırsatta uygular.
Oysa Allah, yarattığı insana böyle bir ahlakı yaşamasını tavsiye etmemiştir. Aksine Kuran'da insanlara asil, mütevazi, güvenilir, şefkatli, fedakar, olgun ve içli olmaları emredilir. Allah'ın Hak Kitabında bir insanın ahlakındaki inceliklere dikkat çekilerek şu emir verilir:
İnsanlara yanağını çevirip (büyüklenme) ve böbürlenmiş olarak yeryüzünde yürüme. Çünkü Allah, büyüklük taslayıp böbürleneni sevmez. (Lokman Suresi, 18)
Müslümanın görevi, kuşkusuz Allah'ın vahyettiği bu üstün ahlakı en ince ayrıntısına kadar uygulamaktır. Bu ilahi ahlakı terk etmiş ve üstte sözünü ettiğimiz çarpık ahlak anlayışını benimsemiş olan sapkın ve ilkel kültürün nüfuz edici etkisinden tam anlamıyla kurtulmak için, son derece hassas ve dikkatli olmak gerekir. Bu nedenle kişi kendini sürekli tartmalı, cahiliye ahlakından tam anlamıyla uzaklaşıp Kuran ahlakını uygulamak için büyük bir dikkat göstermelidir.
KURAN BİLGİSİ
"Ben, cinleri ve insanları yalnızca bana ibadet etsinler diye yarattım." (Zariyat Suresi, 56)
Allah bütün insanları bu dünya hayatında O'na kulluk etsinler diye yaratmıştır. Kulluk etmek isteyenler için de bir rehber olarak Kuran'ı indirmiştir:
(Bu Kur'an,) Ayetlerini, iyiden iyiye düşünsünler ve temiz akıl sahipleri öğüt alsınlar diye sana indirdiğimiz mübarek bir kitaptır. (Sad Suresi, 29)
Kuran yalnızca haramları ve helalleri kapsayan bir kitap değildir. İçinde güzel ahlağı, çeşitli insan karakterlerini, meydana gelebilecek tüm olay ve durumları, dünya hayatı ve ahiret hayatı ile ilgili bilgileri, Allah korkusu ve sevgisini, Allah rızasının nasıl kazanılacağını, kısacası Yaratan'ın yarattığına gönderdiği, gerekli olan tüm bilgiyi anlatan ve kıyamete kadar geçerli bir kitaptır.
Kuran'ı tanımayanlar ve önyargıyla bakanlar onun sadece geçmiş dönemler için geçerli olduğunu ve pratikte hiç bir geçerliliği olmadığını zannederler. Oysa Kuran bazılarının sandığı gibi sadece 1400 sene önceki olaylardan bahseden bir kitap değil, her dönemde karşılaşılan olayları ve bunun yanında dünya hayatını sona erdiren kıyamet gününü, ahireti öğreten bir kılavuzdur.
Kuran'ın, insanın hayatındaki önemini ve gerekliliğini farkeden müslümanın Allah'a gereği gibi kulluk etmesi ve bütün hayatını Kuran'a göre yaşaması için çok iyi bir Kuran bilgisine sahip olması gerekir. Elinizdeki bu kitap, Allah'ı tanımayı, kulluk görevini eksiksiz yerine getirmeyi, bütün hayatını Kuran'a göre düzenlemeyi, Allah'ın rızasını, rahmetini ve cennetini kazanmayı hedef edinenlerin Kuran bilgilerini güçlendirmek amacıyla hazırlanmıştır.
KURAN FİHRİSTİ
Kuran ayetlerinin geniş kapsamlı konular başlığı altında gruplandırılmasıyla oluşan bu fihrist, Kuran hakkında araştırma yapmak isteyenler ya da belirli bir konuda Kuran'ın hükümlerini öğrenmek isteyenler için önemli bir kaynaktır.
Kuran'ı anlamak ve Kuran'a göre yaşamak, iman eden bir insanın yaşamındaki en büyük amaçlardarn biridir. İnsan Allah'a kul olmak için yaratıldığına ve bu kulluk görevini de ancak O'nun gönderdiği Kitab'a uyarak yerine getirebileceğine göre, Kuran'ı anlayıp, uygulumak onun için en önemli konular arasında olacaktır.
Kuran'ın dizilişi, tüm insan yazımı kitaplardan son derece farklıdır. Bu kitapların hemen hepsinde, konular arasında bir tasnif yapılır, giriş-gelişme-sonuç şeklinde bir düzen kullanılır, konular birbiri ardına dizilir.
Kuran'ı hiç okumamış olan bir insan da, insan yazımı kitaplardan edindiği alışkanlık sonucunda, büyük olasılıkla, konularına göre tasnif edilmiş bir Kitapla karşılaşacağını bekleyecektir.
Oysa Allah'ın Kitabı, bu türden bir dizilişe sahip değildir. Aksine, sureler ve ayetlerde çok farklı konulardan birbiri ardına ve anlayışa en uygun tarzda ilahi bir düzen içinde söz edilir. Kuran'da ele alınan farklı konuların hemen hepsi, Kitab'ın farklı bölümlerine dağılmış durumdadırlar.
Kuşkusuz bunun son derece büyük hikmetleri vardır.
Bu hikmetlerin biri, Kuran'ın dizilişinin, andolsun, biz öğüt alıp-düşünsünler diye, sözü birbiri ardınca dizip-indirdik.(Kasas Suresi, 51) ayetinde belirtildiği gibi, insanı düşünmeye ve araştırma yapmaya zorlamasıdır. Aynı konudaki ayetlerin farklı yerlere yerleştirilmiş olması, bunlar arasındaki bağlantıyı çözmek için zihinsel bir çaba gerektirir. Dahası, bu zihinsel çaba kalp gözü ile yürütüldüğünde, Kuran'ın bazı sırları da ortaya çıkar. Farklı surelerdeki ayetlerin birbirlerini tamamladıkları ya da açıkladıkları farkedilmeye başlanır.
İşte bu nedenledir ki, Kuran'ı; hem ona akıcılık ve hikmet veren normal diziliş düzeni içinde okumak, hem de farklı yerlerindeki tamamlayıcı ya da açıklayıcı ayetleri bir araya getirerek araştırmak gerekmektedir.