MaYdOnOz
New member
- Katılım
- 23 Haz 2005
- Mesajlar
- 1,072
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 44
HIPNOZ TEKNIKLERI
Hipnotizmanin tarihçesini islerken gördügümüz gibi; hipnotizma yapmak için bir çok usul kullanilmaktadir. Hatta her hipnotist kendi kisiligine uygun bir usul tesbit ederken; sujenin durumunu da göz önüne alarak bu usulünde zaman zaman degismeler yapabilmektedir. Belli basli hipnotistlerin kullandiklari usulleri ve metodlari yeri geldikçe izah ctmeye çalisacagiz. Ama esas vermek istedigimiz kendi kullandigim metodun ayrintilarini burada sizlere sunabilmektir. Yillarin arastirmalarinin vermis oldugu bilgi ve tecrübe birikimini burada satirlara dökmeye çalisacagim. bu arada literatür bilgisi ile çatisan veya desteklenen yerleri de özellikle belirtecegim. Simdilik asagida ismi belirtilen arastirmalarin usul ve metodlarini ve bu arada kendi usulümüzü aktarmaya çalisacagim. Bunlar;
1 - Kendi Usulümüz «Bakisla Tesbit, Sözle Telkin»
2- DELEUZE USULÜ
3-Tester USULÜ
4- NOIZET USULÜ
5- ESSDAIL USULÜ
6- FARIA USULÜ
7- BRAID USULÜ
8- CHARCOT USULÜ vardir.
9- LIEABEAULT USULÜ
10- BERNHEIM USULÜ
1- KENDl USULÜMÜZ: BAKISLA TESBIT, SÖZLE TELKIN METODU:
Metodumuz temelde diger tekniklerden pek farkli degildir. Bütün teknikler temelde ayni fizyolojik kanunlardan hareket ederek belirli sonuçlara ulasmislardir. Temelde ayni olan metodlar ve teknikler kullandiklari yol itibari ile birbirinden ayrilmaktadirlar.
Metodumuzun giris kismini Hipnotaabilite: (Suggestibilite) testlerini izah ederken kismen deginmistik. Burada konuyu daha detayli ve etrafli olarak inceleyecegiz.
Sahsima yapilan müracaatlarin çogu. hipnotizmayi nasil yaptigim ve bu isin püf noktasinin ne oldugu etrafinda idi. Durum bu merkezde olunca; elbette ki bende bu konuya fazla egilecegim ve bu suallere tatminkar bir cevap vermeye çalisacagim.
Çalismalarimizda esas elde etmek istedigimiz amaç süjelerimizin bize olan itimat ve güvenlerini saglamaktir. Bunun için de bir çok hileli yola basvurmaktayim. Tarafimizdan bilinen bir çok fizyolojik illüzyon ve halusinasyonlardan yararlanarak; süjelerimizin itimadini saglamaktayiz. Süjelerimizin itimadini temin ettik-ten sonra onlan yavas yavas istedigimiz yöne kanalize etmekte ve bu arada olusan telkin alma kabiliyetindeki artmadan da yararlanarak onlari hipnotize etmekteyiz.
Herhangi bir süjemle hipnoz konusunda anlasmaya vardiktan sonra daha önceki bölümlerde gördügümüz; «Hipnoza Haziriik» safhasinda gerekli olan tüm sartlari yerine getirmeye çalisirim.
Hipnoza hazirlik safhasinda belirttigim Genel Faktörler ve Özel Faktör-lerden ne kadar fazla yararlanabilirsem basanm da o oranda artmaktadir. Ama bunun yaninda bu bahsettigimiz kolaylastima faktörlerin çoguna sahip olmadan da çok basarili hipnotizma seanslari yaptigimizi burada belirtmek isterim. Yeri geldikçe bu seanslann özel durumlarini izah etmeye çalisacagim.
Belirttigimiz çevre sartlarini da sagladiktan sonra süjemle hipnoz odasinda karsi karsiya geliriz. Odada bulunan sahislar ve süjem pür dikkat, hareketlerimi takip etmektedir. Bu andan itibaren biraz occuttik (gizemci), biraz esrarengiz tavir ve cümlelerle seansima baslarim.
Simdiye kadar bir kaç seansim hariç bakisla hipnotizma yapmis degilim. Dr.Braidin yapmis oldugu metodun bir benzerini uygulamaktayim. Bahsettigim hipnoz odasinin sade ve düz olan duvarina 20 x 20 cm. ebadinda bir beyaz veya saman kagidini bir selobantla yapistinnm. Bu yapistirma olayi rastgele bir olay degildir. Yaptigimiz her hareketin ya occuttik bir anlami veya fizyolojik bir temelivardir. Kagidi yapistirdigimiz yer süjemin göz hizasindan 30-40 cm. yukarida bulunur. Yaptigim çesitli denemelerde en uygun sartin bu oldugunu gördüm. Süjemm gözüyle ayni seviyede tutulmus, kagit yapistirma çalismalarinin sonucu daha basarisiz oldu.
Sira süjemin kagida olan uzakligin tesbite geliyor. Sujemin kagida olan uzakligi 1,5-2 metre kadar olmalidir. Daha uzak ve daha yakin mesafelerde ayni sekilde daha basarisiz sonuçlar verdigini gördüm.
Süjemizi uygun bir kanepeye oturturum. Otunna islemi de çok önemlidir. Süje otururken adalelerinden hiçbirinin kasilmamasi gerekir. Çünkü sabit bir sekilde uzun süre durmasini isteyecegimiz süjenin dikkati, bir müddet sonra adalelerinin agrisi ve kasilmasi sonucu dagilabilir. Bu da bizim isimizi bozar. Onun için süjemi dis hekimlerinin kullandigi tipten bir ayarlanan koltuga oturtmak en iyi yoldur. Sayet kullandigimiz koltuk bu ise bu koltugu 30-40 derecelik bir egim yaptirtilarak, arkaya yatirilmasi saglanir. Burada dikkat edilecek önemli noktalar-dan biride süjenin boyun adalelerinin bosta kalmasina mani olmaktir. Bu tip koltuklarda süjemizin basini destekleyecek düzenekler bulundugun-dan pek problem olmamaktadir. Sayet böyle bir koltuk imkanina sahip degilsek, ahat ve arkasi uzun olan bir kanapeden yararlanabiliriz. Kanapenin arkasinin (sirt dayanacak kismin) uzun olmasinin amaci; süjenm basini destekleme imkanina sahip olmamizdandir. Sayet böyle bir koltugumuz yoksa seansimizi basit bir karyola üzerinde de yapabiliriz
Tüm bunlardan amacimiz, süjemizin adalelerinin gevsek olabilecegi bir or- tami saglamaktir. Sayet bu sartlar saglanirsa artik süjemiz tüm kaslari esit oranda kasilacagindan (izometrik) hiç bir problem çikmayacaktir.
Bundan sonra süjemizin görüs alanina girebilecek her seyi ortadan kaldir- maya çalisiriz. Seyirci olarak bulunan kisiler, süjenin gerisinde bulundurulmalidir. Bundan amacimiz hertürlü vizüel uyariciyi ortadan kaldirmak, dolayisiyla dikkatin belirli bir noktada toplanmasini saglamaktir.
Süjemizin dikkatinin belirli bir noktada toplanmasini engelleyen iki tip uyaran vardir.
1- Dis Uyaranlar
2- Iç Uyaranlar
Amacimizin tamami ilk etapta bu dis ve iç uyaranlann etkilerini minimum seviyeye indirerek, süjeyi istedigimiz noktaya yönelterek dikkatini toplayabilmektir. Süjemizin dikkatini belirli bir noktada toplamasini engelleyecek dis uyaranlar oldukça çoktur ve bunlar 5 duyu yolu ile algilanmaktadir.
Bunlarin birkaçini siralayacak olursak:
I-Dis Uyaranlar
A-Göz ile Algilananlar
1-Isik
2- Cisim
3- Sekil
4- Sahis
B- Kulak lle Algilananlar
1 - Her türlü ses
C- Burun Ile Algilananlar
1- Her Türlü Koku
D- Dil Ile Algilananlar
1- Her Türlü Tad
E- Deri Ile Algilananlar
1- Sicaklik
2- Sogukluk
3- Nemlilik
4- Kuruluk
5- Basinç
6- Dokunma
7- Hava Akimi
II- Iç Uyaranlar
A- Solunum Sistemi Ile llgili Olanlar
B- Kardiovasküller Sistem ile Ilgili Olanlar
C- Genitoüriner Sistem Ile Ilgili Olanlar
D- Kas Iskelet Sistem Ile Ilgili Olanlar
E- Gastro Intestinal Sistem Ile Ilgili Olanlar
F- Psisik (Ruh ve Sinir) Sistem lle ilgili Olanlar
G- Her Çesit Agri
Görüldügü gibi uyaranlar çok çesitlidir. Bunlardan birini önlesek digerini önlememiz mümkün degildir.
Hipnoza hazirlik kisminda belirttigimiz ideal sartlan maksimum düzeyde yerine getirdikten sonra esas amacimiz iç uyaranlardan psisik uyaranlari önle-mektir. Isin en zor yani da budur.
Artik süjemizle karsi karsiyayiz; süjemiz de, biz de seansa baslamaya hazi riz. Seansa baslamadan önce süje ile son bir görüsme yapilarak istenenler ve izleyecegi yol kendisine ayrintili olarak anlatilir.
Süjemizden yapmasini istedigimiz seyler vardir. Ve bunu kendisine madde-ler halinde siralariz.
SÜJEMIZ HIPNOTIZE EDILIRKEN UYMASINI ISTEDIGIMIZ KURALLAR
1- Hiç birsey düsünmeyeceksiniz. Düsüncelerinizin tamamini karsida gör-tiüs oldugunuz kagidin üzerindeki noktaya yönlendireceksiniz. Suurunuza her an iç ve dis dünyanizdan yüzlerce sey gelecek. Bunlari tamamen silip, yalniz karsidaki noktayi düsüneceksiniz. Noktayi düsünmeye devam ederken farkinda olmadan düsüncelerinizin baska seylere kaydigini göreceksiniz. Bunu hissettiginiz anda suurunuzda yilmadan yeni bir mücadele safhasi açarak karsidaki noktayi düsüneceksiniz.
2- Sizi hipnotize ederken size çesitli sualler tevcih edecegim. Suallerime sadece «Evet» veya «Hayir» seklinde cevap vereceksiniz. Bazen yanlislikla size sordugum sual daha tefarruatli bir cevabi gerektirebilir. Iste o zaman hiçbir cevap ermeyiniz. Ben hatami anlar, sualimi «Evet» veya «Hayir» seklinde cevap veri- lebilecek bir sekle dönüstürürüm.
3- Suallerime «Evet» veya «Hayir» cevabi verirken kesinlikle el, kol ve mimik "areketleri yapmayacaksiniz. Basit birsekilde «Evet» veya «Hayir» diyeceksiniz.
4- Kendinizi tekrar kontrol ediniz. Herhangi bir yerinizi agritan, aci veren, ; kintilandiran veya kasan bir yeriniz var mi? Varsa lütfen düzeltin. Sizin için en ahat olduguna emin oldugunuz pozisyonda durunuz.
5- Karsidaki noktaya olan bakislariniz özellik arzetmektedir. Su sekilde bir düsunce tarzi ile bakmaniz gerekir. Nasil ki; zaman zaman kizariz, hirslaniriz veya çok asiri sinirleniriz. Iste o zaman gözlerimiz çakmak çakmak yanar. Veya çok kizdigimiz birinin üzerine atilip kavga etmek isteriz. Iste su anda da bu duygularla beraber oldugunuzu varsayarak bakacaksiniz. Bakislariniz karsi noktaya yönleni rken, sanki gözlerinizden çikan bir isik huzmesi, karsi noktayi eritip geçmektedir. Vücudunuzda biriktirdiginiz enerjiyi, önce gözbebeklerinizde toplayacak sonra noktaya yönlendireceksiniz.
6- Karsidaki noktaya sabit nazarlarla bakarken gözlerinizden yaslar akabilir. Böyle durumda herhangi bir hareket yapmayacaksiniz. Her seyi oluruna birakacaksiniz. Göz yaslariniz rahatça akacak ve siz müdahale etmeyeceksiniz.
7- Sabit nazarlarla bakarken göz kapaklarinizda bir agri duyabilirsiniz, sakin agriyi gidermek amaciyla göz kapaklarinizi hareket ettirmeyiniz.
8- Basarimiz ikimizin iyi bir iliski kurmasina baglidir. Söylediklerimi harfiyyen aninda uygularsaniz basarimiz kaçinilmazdir. Basariya el ele birlikte ulasaca- Ne zaman ki, suurunuz ve suur altiniz söylediklerime karsi direnir, otokritik yapar o zaman sizinle hiç bir yere ulasamayiz. Bundan dolayi bana güveneceksiniz.Inanacaksiniz ve hiç bir endise ve korkuya kapilmayacaksiniz.
Süjemize bunlari söyledikten sonra seansimiza baslayabiliriz. Ve direk tel- kinlerimize geçeriz. Bu soyledigim hususlarin hipnotize edilen bir süje için çok önemi vardir. Telkinleri söylerken, yeri geldiginde bunlarin sebeblerini ayrintili olarak izah edecegim. Insanoglu korkunç bir mekanizma halinde ve korkunç bir mükemmeliyette» yaratilmis. Insan gibi bir makineyi kurcalarken çok dikkatli olmak gerekmektedir? Yapilacak küçük bir hata affedilmeyecek sonuçlar dogurabilir. a Daha önce de belirttigim gibi amacimiz sujeyi kendimize inandirmamiz ve baglamamizdir. Bu isi yaparken de basta bazi fizyolojik mekanizmalardan hare-ket etmekteyiz. Bu fizyolojik mekanizmalan her gün yasadigimiz halde farkina varamayiz. Tip tahsili yapmis bir kisinin olayin temelini bilmesi nedeniyle bunla-dan istifade edebilmektedir. Bu tip algilama bozukluklari her insanda olur; E-algilama yanilmalari duyularimizin fonksiyonfan ile ilgilidir.
GÖRME DUYUMUZ ile ILGILI BILMEDIGIMIZ BAZI GERÇEKLER:
Gözümüz üç tabakadan meydana gelmektedir. Bunlar:
a- Göz Aki Tabakasi (Kornea)
b- Renkli Tabaka (Koroid)
c- Agsi Tabaka (Retina)dir.
«Agsi Tabakada isik ve renk uyanmlanna duyarli iki türlü hücre varc Sekillerine göre bunlara çubuklar ve koniler denir. Koniler gözbebeginin karsi sinda ve agsi tabakanin ortasinda toplanmistir. Çubuklar ise çevreye yayilirsa durumdadir. Agsi tabakanin tam ortasindan içeri dogru biraz basik 3 mm2 lik b yer vardir. Buna sari leke (Fovea) denir.
Gündüz isiginda görülen nesnenin imgesi burada tesekkül ettigi zaman en iyi görülür. Sari leke, koni biçimindeki hücrelerin en yogun bulundugu yerdir. Koniler gün isiginda özellikle sari, kirmizi, mavi gibi kromatik renklere duyarli cisimcikler dir. Konilerin daha çok göz bebeginin karsisina isabet eden agsi tabakan -ortasinda toplandigini ve bunlann görevinin renkleri ayirdetmek oldugunu su bas-deneyimle ispatlamak mümkündür.
DENEY : 1 Yaniniza birkaç tane degisik renkte kalem aliniz (renkli baska nesneler de olabilir). Bu kalemlerden birini gelisigüzel alip, kolunuzu sag tarafta açarak arkadan öne dogru, yani görüs alaninin dis sinirindan ortaya dogru yavasca hareket ettirin. Önce kalemin yalniz sekli görülür ve ancak daha sonra belli bir noktadan itibaren rengi de görülmeye baslar. Koniler sari lekeden etrafa dogru gittikçe azalir. deney s 2 Gözümüzde, göz sinirinin göze girdigi yere kör nokta denir Burada koniler ve çubuklar haliyle yoktur. Burasi görmeye karsi duyarsizdir. bu fizyolojik temelden hareketle, görüntüler belirli mesafelerde bu noktaya düsürü- ürlerse görülemezler. Bunu su deneyle yapabiliriz. Kitapla gözünüz arasindaki mesafe 40 cm. olmak üzere sol gözünüzü kapatip çarpi isaretine dikkatle bakarken kitabi kendinize dogru yaklastiracak olursaniz öyle bir an gelir ki, sag yandaki elmayi görmez olursunuz. Kitabi biraz daha yaklastiracak olursaniz, tekrar görürsünüz. Elmayi görmedigimiz sürece, bunun imgesi agsi tabakada kör nokta üzerine düsmektedir.
DENEY : 3 Görme duyusunda rastlanan ilginç bir olay ARDIMGElerdir. Herhangi bir isikli cisme bakildiktan sonra göz kapatilacak olursa bu cismi kisa bir süre daha görmeye devam ederiz. Buna olumlu ardimge denir.
DENEY: 4 Bir de olumsuz ardimge vardir. Uzun bir süre renkli bir cisme baktiktan sonra gözümüzü nötr bir zemine çevirecek olursak o cismin tamamla yici renkteki seklinin meydana geldigini görürüz. Örnegin; Kirmizi bir dikdörtgene uzunca bir süre baktiktan sonra gözleri nötr bir zemine çevirecek olursak, orada yesil bir dikdörtgen meydana gelir ve dikdörtgeni bir süre görmeye devam ederiz. Buna olumsuz ardimge denir. Iste görüldügü gibi gerçekte herkes için varolan bu tip görme fonksiyonlarin-dan iyi bir hipnotizör yararlanmak zorundadir. Bu da ancak iyi bir fizyoloji bilgisi ile mümkündür. Biz de buna benzer yollardan hareket ederek hedefe ulasmaktayiz. Süjemizin bilmedigi bu tip enteresan seyleri kullanarak suurunu dagitmakta, onda bir panik veya hayranlik yaratmaktayiz. Daha sonra ise söyledigimiz her söz kabul edilmektedir. Biz simdi süjemizi biraktigimiz yere dönelim. Süjemiz her türlü ön sartlan-dirma yapildiktan sonra telkinlerimize çok musait bir sekilde bizi beklemektedir. Süjemize artik telkin vermeye baslayabiliriz. Söyle diyoruz:
«Su anda hipnotizma seansimiza basladik. Dikkatlice karsidaki noktaya bakiyoruz... Daha dikkatli bakiyoruz... Vücudumuzda korkunç bir enerji var. Bu enerjiyi gözbebeklerimizde biriktiriyoruz. Göz bebeklerinde biriktirdigimiz bu enerjiyi bir enerji huzmesi halinde karsiya gönderiyoruz. Su anda kafamiza binlerce düsünce geliyor... Bunlari hissediyorum. Evet, bunlari atiyoruz... Tekrar noktayi düsünüyoruz... Sadece noktayi düsünüyoruz ve yalniz noktaya bakiyoruz... Gözbebeklerimizden fiskiran o korkunç enerjiyi karsidaki noktaya yönlendi-riyoruz. Inançla bakiyoruz... Azimle bakiyoruz... Hiç birsey düsünmeden bakiyo-ruz...» Bu arada seans devam ederken; hipnotizörün yapacagi seyier vardir. Çok dikkatli birsekilde süjeyi kontrol etmektedir. Süjenin hal, hareket, tavirve mimik-lerinden anlamlar çikarmak zorundadir. Bu da ancak tecrübe ile olmaktadir. Yaptigim çalismalarda gördügüm hususlari buraya nakletmek istiyorum. Telkinlere basladiktan 15-45 sn. içinde süjemiz iradi dikkatini noktaya yönlendirir. Ancak bu süre içinde «IÇ UYARANLAR» dedigimiz psisik uyaranlar kendini rahatsiz eder. Uyanik bir insan normalde binlerce, milyonlarca bilgi iletimi ile kars karsiya olan ve bunlara uygun cevaplar veren bir organizmadir. Bu canli orga-nizmanin dis dünya ile olan bu bilgi alisverisini kesmek o kadar kolay degildir Ancak çok harikulade ve heyecan verici durumlarda insanoglunun bu bilgi iletisim ve konsantrasyonu o konu üzerinde yogunlasmaktadir. Iste biz telkinlerimizde bu konsantrasyonu nokta üzerine toplamaya çalisiyoruz. Ancak bu çok zor bir istir Is, ilk konsantrasyonu temin etmektedir. Iste, süjemizin tavirlarini takip ederken bir an durgunlastigini bakislannin sabitlestigini, yüz ifadelerinin donup katilastigini, anlamsizlastigini bir an görür-sek, hemen telkinimizi degistirmeliyiz. Süjemiz bu esnada bizi dinler gözükme-sine ragmen kafasindaki bazi düsüncelerle ugrasmaktadir. Bunu normal durum-larda, es-dost toplantilarinda sohbet ederken her an görebiliriz. Karsimizdak arkadasimiza hararetli hararetli bir konuyu anlatirken, o arkadasimiz nezake-icabi bizi dinler gözükmekte hatta arada sirada «evet, haklisiniz» gibi kelimeler söylemektedir. Halbuki, o arkadasimiz o anda bizi dinlememekte kendi hayal dünyasinda gezmektedir. Belki de yann gelecek olan ev sahibine kirayi nas verecegini düsünmektedir.
Iste böyle bir mizansen ile hepimiz her zaman karsilasmis, hatta kendimi: yasamisizdir, Iste o anda karsimizdaki sahsa dikkat etmissek, bizi dinlemedigini ve dalip gittigini anlariz. Ayni sey seansimizin ilk saniyeleri için de geçerlidir. Iste bu ani tespit ede-hipnotizör ilk zaferi kazanmistir. Çünkü süjesini hemen uyarmistir. Düsüncesini baska yerlerde oldugunu, lütfen noktayi düsünmesi gerektigini bir otoriter tavriyla hatirlatir. 0 zaman süjede nasil bir psisik tavir ortaya çikar. Bu suuraltinda yapilan ve farkina varilmayan bir otokritiktir. Süje kendi kendine söyle der: «Allah Allah bir anda nasil da bildi kafamdan geçenleri... Neler hissettigimi nasil da anladi... bu adamda is var... Bos degil...» ve böyle bir yargilama ile ilk sempatilerini belirtmis olur. Bu arada hipnozitör telkinlerine devam eder. Bazi fizyolojik fonksiyonlardan yola çikan hipnozitör, kendisine karsi yapilan otokritikte basarili sonuçlar almaya devam eder. Söyle telkin verir: (Ilk bir dakika dolduktan sonra)
«Su anda noktaya daha dikkatli bakmanizi isteyecegim. Evet daha dikkatli bakiniz. Birazdan çok enteresan seyler göreceksiniz... Evet daha dikkatli baki-niz... Bakin... Bakin... Evet noktamiz hafif hafif titriyor... Evet noktamiz titremeye basladi... Gittikçe siddetieniyor..Görüyor musunuz? "Evet cevabi alinirsa telkinlere devam edilir. Degilse o yönde telkin verilir.). Evet evet bak siz de görüyorsu-nuz... Nokta hareketlendi... Bak zig zaglar çiziyor... simdi dairesel hareketler çizmeye basladi... Bakin bakin... Dairesel hareketler gittikce büyüyor... Daha dikkatli bakin... Bir an dahi noktadan aynlmayin... Daha dikkatli bakin... Sakin noktayi kaçirmayin... Su anda nokta dairesel hareketlerine devam etmekte... Birazdan noktanin yönünü degistirecegim.» Görüldügü gibi telkinler bu minval üzerine devam ediyor. Burada süje açisin-dan olaylar nasil olmakta ve hipnozitör nasil degerlendirilmektedir, Bunu gör-mekte yarar var. Her türlü sartlari hazirlanarak önümüze gelmis olan süje zaten telkinlerimizin olurluguna hazirdir. Normalde bir noktaya sabit nazarlarla GÖZ kapagini HAREKET ETTIRMEDEN bakilirsa bir müddet sonra karsi tarafin netligi kaybolur ve cisimler titremeye baslar. Iste biz bu normal hadiseyi sanki kendimiz yapmis gibi sunmaktayiz. Suje de buna inanmaktadir.
Daha önce böyle bir denemeyi yapmamis olan süje artik bize oldugu gibi inanmistir ve bizim telkinlerimize kendisini birakmistir. Olaylar bundan sonra süje açisindan ilgi çekici ve enteresan olmaya baslamistir. Bizim de tek istedigimiz bunu basarmaktir. Olaylar süjeye ilginç gelmeye baslayinca tüm bilgi iletisimi ve konsantrasyonunu bu konuya çevirir, Yavas yavas dünyadan kopmaya baslar. Bu durum süjenin yüzündeki hayranlik ve saskinlik ifadesiyle kendini gösterir. Bunun aksi olabilir mi? Tabii ki mümkündür. Bunun aksi iki sekilde olabilir:
1- Süje bizim telkinlerimizi hep kulak ardi ettiginden bizi hiç dinlememistir. Kendisiyle iliskiye girilememistir. Bu tip süjeler hipnoza dirençli olanlaridir. Bunlar . ya apar topar önümüze çikanlmis süjeler veya hipnozitörün emrine girmeyi kabul etmeyerek devamli otokritik yapan insanlardir. Süjemizin böyle birisi olduguna karar verilirse, seans burada kesilebilir.
2- ikinci durumda ise süjemiz o kadar hipnotizabildir ki; daha biz ileri telkinle- -mize geçmeden kendisi kataleptik hale gelmistir. Bu tip vakalarla oldukca çok karsilastim. Süjeler seans esnasinda ilk sorum olan «Noktanin titredigini görüyor musun?» sorusuna «Hayir» cevabini veriyorlar. Ama bu ses tonu çok degisik bir ses tonudur. Hipnotize olmuslara has derinden gelen, monoton ve his tasimayan mekanik bir sestir. Süiemiz ilk telkinlerimiz ile derin bir transa girmistir. Karsida hareket etmedigini söyledigi noktayi aslinda görmemektedir. Ilk etapda gördügü ve hayaline kilitledigi bu sabit noktayla basbasadir. Ve devamli olarak noktayi sabit görmektedir. Diger bir ifadeyle kendisi noktaya kilitlenmis kalmistir. Iste bu tip süjelere ileride izah edecegim telkinler yapilarak transi derinlestirilir.
Artik hipnotizör kendisi için ideal hale gelen süje üzerindeki son halüsinas-yon denemelerini yaptiktan sonra son darbeyi de vuracaktir. Sujeye göre olaylar henüz kendisinin disinda cerayan ediyor. Nokta hareketleniyor, karsi taraf sisle-niyor v.s. Iste bu esnada hipnozitor yeni bir fizyolojik temelden hareket ederek yeni bir hamle yapar ve yeni puanlar toplar. Süje kendi hayal dünyasinda nokta ile ugrasirken kagidi ve duvari görmemektedir, unutmustur. Fakat süjeye bunlarin hatirlatilmasi süjede son bir bilgi iletisim ile bilgi verir... Bu süjenin son savunmala-ridir.
Hipnozitör söyle der «Su anda noktanin hareketlerini çok iyi takip ediyorsu-nuz... Su anda karsida görmüs oldugunuz kagidi ortadan kaldiriyorum, artik göremezsin... Evet kagit tamamen kayboldu Duvarla birlesti... Duvarla özdes-lesti, karsi taraf bembeyaz... Karsida sadece bembeyaz bir alan var... Baska bir sey göremiyorsun, degil mi? (Suje evet derse telkinlere devam edilir.)»
Görüldügü gibi süje kendi hayal aleminde nokta ile ugrasirken bir de kendisi-nin karsisina kagit diye bir gerçek çikarildi. Küçücük bir noktanin hareket etmesi olabilir. Ama koskoca bir kagit kaybolur mu? sorusunu kendine sorar. Süje; bunu tartismaya fazla firsat bulamaz. Çünku Hipnozitörün telkin bombardimani devam etmektedir. Zaten fizyolojik olarak da Kagit görmesi mümkün degildir. Ancak son bir gayretle kagidi puslu veya sisli olarak fark edebilir. Ama net olarak göremez. Ve sonunda süje kendini hipnozitörün telkinlerine tamamen birakir. Kendince (suuraltinda) bunda da bir mahzur görmez. Çünkü olaylar henüz organizmasinin disinda cereyan etmektedir.
Bu safhadan sonra herseye hakim oldugunu gösteren hipnozitör artik süjeyi istedigi gibi yönlendirebilecektir. Suurunda açtigi gedikten içeri girecek ve onu fethedecektir. Artik hipnozitörün açamiyacagi kapi yoktur. Hipnozitör telkinlerine büyük bir rahatlikla ve hiçbir endiseye kapilmadan söyle devam eder.
«Gördügün gibi hersey benim kontrolüme giriyor. Sakin endiselenmeyin, bana güvenin ve inanin. Su anda karsi taraf bembeyaz bir saha. Bakin buranin rengini degistiriyorum. Bu beyaz saha hafrfce saranyor... Evet daha dikkatli bakin... Sararma gittikce artiyor görüyor musunuz?.. Bak sarinin tonu gittikce artiyor... Evet daha da artti... Simdi tamamen sarardi... Çok koyu sari oldu... Koyu sari daha da renk degistiriyor. Simdi kavuniçiye dönüsüyor... Evet evet kavuniçi oldu... Kavuniçi de gittikce koyulasiyor degil mi? simdi açik pembeye dönüsüyor. Açik pembeyi görebiliyor musunuz? Evet açik pembe de gittikce koyulasiyor ve kirmizi oluyor... Gittikce kirmizilasiyor degil mi? Kipkirmizi oldu... Evet renk simdi dönüyor ve leylakî oluyor... Bakin bakin iyice belirginlesti... Tamamen leylakî oldu... Mor oldu, çok koyu mor oldu... Görüyorsunuz degil mi?» Görüldügü gibi süje istenilen yöne sevkedilebilmektedir. Renk halusinasyon-lari basariyla uygulanmistir. Artik süjenin organizmasina hakim olmaya sira gel-mistir. Bunun için de kullanilabilecek bir köprü lazimdir. Bu köprü de yine bir fizyolojik fonksiyondur. Süje kendini o kadar kaptirmistir ki içden ve distan gelen bilgi uyaricilanna pek dikkat etmemektedir. Gözleri dakikalardir sabit nazarlarla olaylan kovalamaktadir. Ama artik göz kapagi ve göz adeleleri yorulmustur ve onfarin da istirahata ihtiyaci vardir. Henüz süjenin farkinda olmadigi ama hipnozi-törün elinde büyük bir koz olarak duran bu fizyolojik olay bir köprü vazifesi görecektir. Ve süjenin son savunma mekanizmasi da bu sekilde yikilacaktir. Suje bu hayal aleminden uzaklastinldigi an göz kapaklarinin ne derece yoruldugunu hissedecektir ama is isten geçecektir.
Telkine devamla: «Su anda morzemin üzerindeki noktanin asagi dogru olan hareketini takip ediyorsun... Nokta asagi iniyor... Iniyor. Evetsu anda göz kapak-larina büyük bir agirlik soktum... Göz kapaklann bu agirligin altinda eziliyor ve asagi çekiliyor... Kursun gibi bir yük onlari asagi çekiyor. Karsi koma... Kendini rahat birak... Birak kapansinlar... Evet tamamen kapandi... Artik gözkapaklarin benim kontrolüm altinda... Onlari ben söylemeden kaldiramazsin... Evet sadece ben izin verirsem kaldirabilirsin... Göz kapaklanna kursun gibi bir yük bindirdim. fstersen bir dene bakalim kaldirabilecekmisin. Bak kaldiramiyorsun... Hersey benim kontrolümde, korkmayiniz, endiselenmeyiniz... Bana inaniniz ve güveni-niz...»
Hipnozitör artik irmagin karsisina geçmis, süjenin organizmasindaki ilk ara-ziyi almistir. Bu yer göz kapaklandir. Artik göz kapaklari onun elindedir. Ve telkinlerine devam eder. Bu arada manyetik el paslari ile süjenin daha derin bir transa girmesini temin eder. Ve devamla:
«Su anda göz kapaklarinizdaki agirligi yüzünüze oradan omuzlariniza indiri-yorum... Farkediyor musunuz... Bu agirlik tatli bir sizilti halinde yayiliyor... Simdi sol kolunuza ve sol elinize bu agirligi indirdim... Sol kolunuz kursun gibi oldu... Çok agirlasti... Ayni sekilde simdi sag kolunuz ve sag eliniz agirlasti... Göz kapaklariniz ve kollarinizdaki bu agirligi karniniza, oradan da bacaklariniza ve ayaklariniza indirdim. Her yeriniz kursun gibi oldu... Vücudunuz artik tamamen kontrolüm altinda... Ben söylemeden hiç bir hareket yapamiyacaksiniz... Vücu-dunuzun kontrolü tamamen benim elimde. Sag kolunuzu kaldirmaya çalisin bakalim... Kaldirabilecek misiniz?.. Bak kaldiramiyorsunuz. Bosuna çabalama-ym... Ben izin vermeden kaldiramazsiniz.. Bak simdi izin veriyorum ve artik sol kolunuzu kaldirabilirsiniz. Evet güç veriyorum,enerji veriyorum...Kolunuzu kaldi rin.»
Artik hipnozitör süjenin organizmasini tamamen eline geçirmistir. Süje ken-disini tamamen hipnozitöre teslim etmistir. Fakat süjede son direnme noktalari vardir. Her ne kadar vücudunun kontrolünü kaybetmisse de, düsünmeye otokritik yapma kabiliyetini hala korumaktadir. Hala endiseleri vardir, hala korkulari vardir. Velhasil benim diyebilecegi bazi seyleri vardir. Bu kanaata nerden vardim diye sual edilebilir. Bu konuyla ilgili çok ilginç bir hatiram oldu. Onu nakletmek isterim. Doktor arkadaslarimdan Askeri Dr. I.H.O.la samimiyetimiz çok ileri derecede idi. Zaman zaman birbirimize takilir, karsilikli espriler yapardik. Esprilerimden birinde «Kendisini hipnotize edersem, kendisine Çin Iskencesi yapacagimi» söyledim. 0 da gülüp geçmisti. Günlerden bir gün arkadasimi hipnotize etmeye razi ettik. Ve çok basarili bir seansla çok kisa sürede organizmasi üzerindeki kontrolümü tesis ettim. 0 anda aklima yaptigim espri geldi. Ve bunu uygulamaya soktum. Yaptigim telkinlerle vücudunun so) tarafinin -40 derecede çiplak olarak durdugunu, diger sag yarisinin ise çok sicak bir hamamda bulundugunu belirttim. Manzara çok enteresandi. Vücudunun yarisi titrerken, diger yarisi kizarmis ve ter numuneleri vardi. Bu esnada kapinin zili çalinmisti ve sahsima bir telgraf gelmisti. Evraki imzalamak için süjeyi bir müddet o pozisyonda biraktiktan sonra geri döndüm. Gördügüm sey çok enteresandi. Suje kaslanni hareket ettirerek, göz kapaklarini açmaya çalisiyor, ama muvaffak olamiyordu. Kollarinda hatif kas segirmeleri oluyor, kollanni kaldirmaya çalisiyor, buna da muvaffak olamiyordu. Bu duru-munu görünce gülmeye basladim. Ne yaptigini sordum. Cevap olarak: «Kerdisi nin bundan çok rahatsiz oldugunu, kurtulmak istedigini, fakat buna muvaffak olamadigini belirtiyordu. Çok korktugunu söyledi, kendisini uyandirmam için bana yalvarmaya basladi.» Bana yalvariyor, aman diliyor, fakat kendisini bir türlü kurtaramiyordu. 0 halde düsünce sistemi normal çalisiyordu ama vücuduna hakim olamiyordu. Daha sonra bu israrlara dayanamiyarak arkadasimi uyandir-dim. Yasadigi dakikalari ölene kadar unutamayacagini ve kendisini bundan sonra kimseye teslim etmeyecegini söylemisti.
Bu olayda da görüldügü gibi insan organizmasi bir anda ele geçirilemiyor. Adim adim ilerlemeli... Organizmanin derinliklerine yavas yavas inmek gerekiyor. Bu seansimdan sonra transi derinlestirmek için yeni seyler bulmak istiyordum. Nihayet bunu da deneme yanilma metodu ile buldum. Telkinlerime söyle devam ettim:
«Gördügün gibi vücudun tamamen kontrolüm altinda... Benden izinsiz hiçbir sey yapamiyorsun... Su anda senden 10 katli bir bina hayal etmeni istiyorum. Görebiliyor musun? Evet bu binaya tirmanmani isteyecegim... Yalniz çok önemli bir is için tirmaniyorsun. 10. katta bir hasta var... Bu hastaya ilaç götüreceksin...
Götürecegin ilaç hastanin hayatini kurtaracak, çok çabuk götürmelisin... Hazirmi-sin... (Evet cevabindan sonra) Son süratle tirmanmaya basla... Çok suratli kosu-yorsun. (Süje bu esnada sanki kosuyormus gibi derin nefes alip vermeye baslar). Evet daha da süratli kosacaksin... Çok yoruluyorsun... Evet ama hayat kurtara-caksin.. Daha süratli kos... Daha da süratli... Son gücünle....Son enerjinle kosu-yorsun. Su anda 7. kattasin, 8e çikiyorsun... Çok yoruldun... Artik ellerinle tirmaniyorsun... Bacaklarinda hiç kuvvet kalmadi... Evet son merdivenler, son basamaklar... Bak hasta orada duruyor... Evet ilaci ver.... Çok yoruldun... Biliyo-rum ama basardin.... Hastanin hayatini kurtardin... Bak ileride beyaz bir yatak var... Görüyormusun... Yumusacik, bembeyaz... Vesençokyorgunsun... Simdi o yatagin yanina git ve ben izin verince o yataga yatacaksin. Derin ve tatli bir uykuya gireceksin... Hazirmisin... Evet yatabilirsin... (Bu arada hipnozitör derin bir nefes alip vererek; sanki tüm yorgunluklari atmis olur. Iyi bir hipnozitörün bu . nefesini süje söylenmeden aynen taklit eder). Evet sen çok yorgunsun ve kon-kunç bir uyku ihtiyacin var... Evet uyuyorsun... Uyuyorsun... Yorgunlugun azali-yor. Daha derin uyuyorsun. Uykun derinlestikce yorgunlugun azaliyor... Gittikçe hatifliyorsun. Kuslar kadar hafifsin... Su anda çok mutlusun... Degit mi? Ne kadar rahatsin... Aldigin her nefes seni daha derin bir uykuya sokuyor... Daha derin uyuyorsun...»
Bu sekildeki telkinlere 3-4 dakika devam edilir. Iste bu asamaya gelmis süje en derin transa girmistir. Bu süje üzerinde bütün hipnotik tezahürler ortaya çikar. Süjeye bu uyku esnasinda bazi tatli rüyalar telkin edilir. Ve bir müddet sonra süjenin gözleri açtirilabilir... Kataleptik hale sokutabilir. Ekmnezi, hiperminezi denenebiBr. Posthipnotik telkinler verdirilebilir. Özel bir çok çalisma yapilabilir. Bu tip hipnotik fenomenleri ilerideki bahisde daha detayli otarak görecegiz.
Bu konuyu kapatmadan önce bir noktayi daha hatirlatmak isterim. Bazi süjelerimin 10 katli bir binayi hayal edemediklerini gördüm. Bunlarin bir atletizm pisti veya bir yüzme sporu yapilabllecek bir yer hayal ettirdim. Buradaki amacim süjeyi psikolojik olarak tamamen yorarak, son müdafaa barajlanni da yikmaktir.-Amaca yardim eden her tip yol denenebilir.
Hipnotizma usulümüze ek olarak bazi konulara deginmek istiyorum. Görül-dugu gibi olaylar birbirini pesi sira takip etmektedir. Ve bir olay digerini davet etmektedir. Bir konuya inanma ve telkine teslime olma, diger bir telkin için zemin hazirlamakta, mantiki bagintiyi temin etmektedir. Bu duruma FEED-BACK AKTI-VASYON denmektedir. ) Böylece süjeler feed-back mekanizmalari ile daha derin ransa girmektedir. Olaylar üst üste hiyerasik bir düzenle sürmektedir. Batakliga düsen birinin durumu gibi çirpindikca batmaktadir ve kurtulma ümidi azalmaktadir. Hipnotik trans da ayni sekildedir. Derinlestikce hipnozitöre teslim olma yüzdesi artmaktadir.
Bu kadar bilgiden sonra anlasildigi gibi esas amaç süjenin farkina vardirma-dan bazi seyleri gerçeklestirmektir. Hipnotizma seansinin baslangicinda süjeden bazi seyleri yapmasini istemistik. Bunlari dikkatli olarak inceleyecek olursak görürüz ki; hepsi de süjenin dikkatinin dagilmamasi için alinmasi gereken tedbir-lerdir. Bunlarin psikolojik nedenlerihi kisaca izah edelim. Kurallarin numara sira-sina göre:
1 - Burada süjeden hiçbir sey düsünmemesini istiyoruz. Sayet süjenin baska seyler düsünmesine izin verecek olursak bu düsünceler bir çok çagrisimi da beraberinde getirecektir. Dolayisiyla süjenin dikkatini toplamak mümkün olma-yacaktir.
2- «Evet» veya «Hayir» disinda verilecek bir cevap süjenin beyin sistemini aktive edeceginden; daha dogrusu kompleks cümleler için daha kompleks bir iletisim beyinde olusacagindan elde edilen dikkat o tarafa kayacaktir.
3- Suallere el ve kol hareketleri ile cevap verlimesi süjede bir otokritigi davet edip, dis dünya uyaranlarindan kendini haberdar edeceginden konsantrasyonu bozacaktir.
4- Vücutta herhangi bir uyarici etki (agri, kasilma v.b.) dikkati kendine çeke-cektir (Bu seansin baslangici için söz konusudur).
5- Amaç dikkatin noktaya toplanmasidir ve göz bebekleri ile kaslarini çabuk yordurmaktir.
6- Göz yasinin akmasi normaldir. Bu süjede bir dis uyaran vazifesi görür ve süjenin dikkatini oraya celbeder. Bu daginikliga ilaveten uyanik hale gelmis olan el ve kol bu yasi silmeye kalkarsa dikkat tamamen dagilir.
7- En önemli nokta bu maddededir. Tabir yerindeyse «Ne damadi küstüre-ceksiniz, ne de gelini vereceksiniz.» Burada süjeden göz kapaklanni hareket ettirmemesini istiyoruz. Ama bu istegimizi fazla üzerinde durmadan, bayagi cümlelerle söylüyoruz. Sayet olayin üzerinde israrla durup, mutlaka bakislarini sabitlestirmesini süjeden istersek o zaman ters bir durumla karsi karsiya kaliyo-ruz. Süje tüm dikkatini tamamen göz kapaklarina verdigi için bu sefer göz kapak-larini kirpmaktan kendini alamiyacaktir. Onun için süjeye telkin edilirken ehemmi-yetsizmis intibaini vermek lazimdir. Ama seansimizin can alici noktasi burasidir. Sayet süjeyi istedigimiz gibi yönlendiremiyor, heyecanlandirip dikkatini toplaya-miyorsak ister istemez süje göz kapaklarini hareket ettirecektir.
Peki süje göz kapaklarini hareket ettirirse ne olur? Çok sey olur. Tüm telkinlerimiz bosa gider. Neden mi? Telkinlerimizi dayandirdigimiz fizyolojik temeller çöker de ondan. Süjemiz göz kapaklarini hareket ettirirse karsidaki noktayi tekrar net olarak görmeye baslar, göz kapaklarinin kaslari ve göz kaslari dinlenmis olur. Ve üzerlerinde biriken agirlik kalkar, laktik asit dagilir. Ve biz telkinlerimize bastan baslamak zorunda kaliriz. Bunun 2-3 kez tekrarlanmasi halinde hipnozitör olarak inandiriciligimizi yitirerek telkinlerimiz etkinligini kaybeder. Böyle bir süjeye göz kapaklarinin hareketlerine hakim olmasi için egzersiz yapmasini tavsiye ederek seansimizi keseriz.
Kaynak: www.hipnoz.com
Hipnotizmanin tarihçesini islerken gördügümüz gibi; hipnotizma yapmak için bir çok usul kullanilmaktadir. Hatta her hipnotist kendi kisiligine uygun bir usul tesbit ederken; sujenin durumunu da göz önüne alarak bu usulünde zaman zaman degismeler yapabilmektedir. Belli basli hipnotistlerin kullandiklari usulleri ve metodlari yeri geldikçe izah ctmeye çalisacagiz. Ama esas vermek istedigimiz kendi kullandigim metodun ayrintilarini burada sizlere sunabilmektir. Yillarin arastirmalarinin vermis oldugu bilgi ve tecrübe birikimini burada satirlara dökmeye çalisacagim. bu arada literatür bilgisi ile çatisan veya desteklenen yerleri de özellikle belirtecegim. Simdilik asagida ismi belirtilen arastirmalarin usul ve metodlarini ve bu arada kendi usulümüzü aktarmaya çalisacagim. Bunlar;
1 - Kendi Usulümüz «Bakisla Tesbit, Sözle Telkin»
2- DELEUZE USULÜ
3-Tester USULÜ
4- NOIZET USULÜ
5- ESSDAIL USULÜ
6- FARIA USULÜ
7- BRAID USULÜ
8- CHARCOT USULÜ vardir.
9- LIEABEAULT USULÜ
10- BERNHEIM USULÜ
1- KENDl USULÜMÜZ: BAKISLA TESBIT, SÖZLE TELKIN METODU:
Metodumuz temelde diger tekniklerden pek farkli degildir. Bütün teknikler temelde ayni fizyolojik kanunlardan hareket ederek belirli sonuçlara ulasmislardir. Temelde ayni olan metodlar ve teknikler kullandiklari yol itibari ile birbirinden ayrilmaktadirlar.
Metodumuzun giris kismini Hipnotaabilite: (Suggestibilite) testlerini izah ederken kismen deginmistik. Burada konuyu daha detayli ve etrafli olarak inceleyecegiz.
Sahsima yapilan müracaatlarin çogu. hipnotizmayi nasil yaptigim ve bu isin püf noktasinin ne oldugu etrafinda idi. Durum bu merkezde olunca; elbette ki bende bu konuya fazla egilecegim ve bu suallere tatminkar bir cevap vermeye çalisacagim.
Çalismalarimizda esas elde etmek istedigimiz amaç süjelerimizin bize olan itimat ve güvenlerini saglamaktir. Bunun için de bir çok hileli yola basvurmaktayim. Tarafimizdan bilinen bir çok fizyolojik illüzyon ve halusinasyonlardan yararlanarak; süjelerimizin itimadini saglamaktayiz. Süjelerimizin itimadini temin ettik-ten sonra onlan yavas yavas istedigimiz yöne kanalize etmekte ve bu arada olusan telkin alma kabiliyetindeki artmadan da yararlanarak onlari hipnotize etmekteyiz.
Herhangi bir süjemle hipnoz konusunda anlasmaya vardiktan sonra daha önceki bölümlerde gördügümüz; «Hipnoza Haziriik» safhasinda gerekli olan tüm sartlari yerine getirmeye çalisirim.
Hipnoza hazirlik safhasinda belirttigim Genel Faktörler ve Özel Faktör-lerden ne kadar fazla yararlanabilirsem basanm da o oranda artmaktadir. Ama bunun yaninda bu bahsettigimiz kolaylastima faktörlerin çoguna sahip olmadan da çok basarili hipnotizma seanslari yaptigimizi burada belirtmek isterim. Yeri geldikçe bu seanslann özel durumlarini izah etmeye çalisacagim.
Belirttigimiz çevre sartlarini da sagladiktan sonra süjemle hipnoz odasinda karsi karsiya geliriz. Odada bulunan sahislar ve süjem pür dikkat, hareketlerimi takip etmektedir. Bu andan itibaren biraz occuttik (gizemci), biraz esrarengiz tavir ve cümlelerle seansima baslarim.
Simdiye kadar bir kaç seansim hariç bakisla hipnotizma yapmis degilim. Dr.Braidin yapmis oldugu metodun bir benzerini uygulamaktayim. Bahsettigim hipnoz odasinin sade ve düz olan duvarina 20 x 20 cm. ebadinda bir beyaz veya saman kagidini bir selobantla yapistinnm. Bu yapistirma olayi rastgele bir olay degildir. Yaptigimiz her hareketin ya occuttik bir anlami veya fizyolojik bir temelivardir. Kagidi yapistirdigimiz yer süjemin göz hizasindan 30-40 cm. yukarida bulunur. Yaptigim çesitli denemelerde en uygun sartin bu oldugunu gördüm. Süjemm gözüyle ayni seviyede tutulmus, kagit yapistirma çalismalarinin sonucu daha basarisiz oldu.
Sira süjemin kagida olan uzakligin tesbite geliyor. Sujemin kagida olan uzakligi 1,5-2 metre kadar olmalidir. Daha uzak ve daha yakin mesafelerde ayni sekilde daha basarisiz sonuçlar verdigini gördüm.
Süjemizi uygun bir kanepeye oturturum. Otunna islemi de çok önemlidir. Süje otururken adalelerinden hiçbirinin kasilmamasi gerekir. Çünkü sabit bir sekilde uzun süre durmasini isteyecegimiz süjenin dikkati, bir müddet sonra adalelerinin agrisi ve kasilmasi sonucu dagilabilir. Bu da bizim isimizi bozar. Onun için süjemi dis hekimlerinin kullandigi tipten bir ayarlanan koltuga oturtmak en iyi yoldur. Sayet kullandigimiz koltuk bu ise bu koltugu 30-40 derecelik bir egim yaptirtilarak, arkaya yatirilmasi saglanir. Burada dikkat edilecek önemli noktalar-dan biride süjenin boyun adalelerinin bosta kalmasina mani olmaktir. Bu tip koltuklarda süjemizin basini destekleyecek düzenekler bulundugun-dan pek problem olmamaktadir. Sayet böyle bir koltuk imkanina sahip degilsek, ahat ve arkasi uzun olan bir kanapeden yararlanabiliriz. Kanapenin arkasinin (sirt dayanacak kismin) uzun olmasinin amaci; süjenm basini destekleme imkanina sahip olmamizdandir. Sayet böyle bir koltugumuz yoksa seansimizi basit bir karyola üzerinde de yapabiliriz
Tüm bunlardan amacimiz, süjemizin adalelerinin gevsek olabilecegi bir or- tami saglamaktir. Sayet bu sartlar saglanirsa artik süjemiz tüm kaslari esit oranda kasilacagindan (izometrik) hiç bir problem çikmayacaktir.
Bundan sonra süjemizin görüs alanina girebilecek her seyi ortadan kaldir- maya çalisiriz. Seyirci olarak bulunan kisiler, süjenin gerisinde bulundurulmalidir. Bundan amacimiz hertürlü vizüel uyariciyi ortadan kaldirmak, dolayisiyla dikkatin belirli bir noktada toplanmasini saglamaktir.
Süjemizin dikkatinin belirli bir noktada toplanmasini engelleyen iki tip uyaran vardir.
1- Dis Uyaranlar
2- Iç Uyaranlar
Amacimizin tamami ilk etapta bu dis ve iç uyaranlann etkilerini minimum seviyeye indirerek, süjeyi istedigimiz noktaya yönelterek dikkatini toplayabilmektir. Süjemizin dikkatini belirli bir noktada toplamasini engelleyecek dis uyaranlar oldukça çoktur ve bunlar 5 duyu yolu ile algilanmaktadir.
Bunlarin birkaçini siralayacak olursak:
I-Dis Uyaranlar
A-Göz ile Algilananlar
1-Isik
2- Cisim
3- Sekil
4- Sahis
B- Kulak lle Algilananlar
1 - Her türlü ses
C- Burun Ile Algilananlar
1- Her Türlü Koku
D- Dil Ile Algilananlar
1- Her Türlü Tad
E- Deri Ile Algilananlar
1- Sicaklik
2- Sogukluk
3- Nemlilik
4- Kuruluk
5- Basinç
6- Dokunma
7- Hava Akimi
II- Iç Uyaranlar
A- Solunum Sistemi Ile llgili Olanlar
B- Kardiovasküller Sistem ile Ilgili Olanlar
C- Genitoüriner Sistem Ile Ilgili Olanlar
D- Kas Iskelet Sistem Ile Ilgili Olanlar
E- Gastro Intestinal Sistem Ile Ilgili Olanlar
F- Psisik (Ruh ve Sinir) Sistem lle ilgili Olanlar
G- Her Çesit Agri
Görüldügü gibi uyaranlar çok çesitlidir. Bunlardan birini önlesek digerini önlememiz mümkün degildir.
Hipnoza hazirlik kisminda belirttigimiz ideal sartlan maksimum düzeyde yerine getirdikten sonra esas amacimiz iç uyaranlardan psisik uyaranlari önle-mektir. Isin en zor yani da budur.
Artik süjemizle karsi karsiyayiz; süjemiz de, biz de seansa baslamaya hazi riz. Seansa baslamadan önce süje ile son bir görüsme yapilarak istenenler ve izleyecegi yol kendisine ayrintili olarak anlatilir.
Süjemizden yapmasini istedigimiz seyler vardir. Ve bunu kendisine madde-ler halinde siralariz.
SÜJEMIZ HIPNOTIZE EDILIRKEN UYMASINI ISTEDIGIMIZ KURALLAR
1- Hiç birsey düsünmeyeceksiniz. Düsüncelerinizin tamamini karsida gör-tiüs oldugunuz kagidin üzerindeki noktaya yönlendireceksiniz. Suurunuza her an iç ve dis dünyanizdan yüzlerce sey gelecek. Bunlari tamamen silip, yalniz karsidaki noktayi düsüneceksiniz. Noktayi düsünmeye devam ederken farkinda olmadan düsüncelerinizin baska seylere kaydigini göreceksiniz. Bunu hissettiginiz anda suurunuzda yilmadan yeni bir mücadele safhasi açarak karsidaki noktayi düsüneceksiniz.
2- Sizi hipnotize ederken size çesitli sualler tevcih edecegim. Suallerime sadece «Evet» veya «Hayir» seklinde cevap vereceksiniz. Bazen yanlislikla size sordugum sual daha tefarruatli bir cevabi gerektirebilir. Iste o zaman hiçbir cevap ermeyiniz. Ben hatami anlar, sualimi «Evet» veya «Hayir» seklinde cevap veri- lebilecek bir sekle dönüstürürüm.
3- Suallerime «Evet» veya «Hayir» cevabi verirken kesinlikle el, kol ve mimik "areketleri yapmayacaksiniz. Basit birsekilde «Evet» veya «Hayir» diyeceksiniz.
4- Kendinizi tekrar kontrol ediniz. Herhangi bir yerinizi agritan, aci veren, ; kintilandiran veya kasan bir yeriniz var mi? Varsa lütfen düzeltin. Sizin için en ahat olduguna emin oldugunuz pozisyonda durunuz.
5- Karsidaki noktaya olan bakislariniz özellik arzetmektedir. Su sekilde bir düsunce tarzi ile bakmaniz gerekir. Nasil ki; zaman zaman kizariz, hirslaniriz veya çok asiri sinirleniriz. Iste o zaman gözlerimiz çakmak çakmak yanar. Veya çok kizdigimiz birinin üzerine atilip kavga etmek isteriz. Iste su anda da bu duygularla beraber oldugunuzu varsayarak bakacaksiniz. Bakislariniz karsi noktaya yönleni rken, sanki gözlerinizden çikan bir isik huzmesi, karsi noktayi eritip geçmektedir. Vücudunuzda biriktirdiginiz enerjiyi, önce gözbebeklerinizde toplayacak sonra noktaya yönlendireceksiniz.
6- Karsidaki noktaya sabit nazarlarla bakarken gözlerinizden yaslar akabilir. Böyle durumda herhangi bir hareket yapmayacaksiniz. Her seyi oluruna birakacaksiniz. Göz yaslariniz rahatça akacak ve siz müdahale etmeyeceksiniz.
7- Sabit nazarlarla bakarken göz kapaklarinizda bir agri duyabilirsiniz, sakin agriyi gidermek amaciyla göz kapaklarinizi hareket ettirmeyiniz.
8- Basarimiz ikimizin iyi bir iliski kurmasina baglidir. Söylediklerimi harfiyyen aninda uygularsaniz basarimiz kaçinilmazdir. Basariya el ele birlikte ulasaca- Ne zaman ki, suurunuz ve suur altiniz söylediklerime karsi direnir, otokritik yapar o zaman sizinle hiç bir yere ulasamayiz. Bundan dolayi bana güveneceksiniz.Inanacaksiniz ve hiç bir endise ve korkuya kapilmayacaksiniz.
Süjemize bunlari söyledikten sonra seansimiza baslayabiliriz. Ve direk tel- kinlerimize geçeriz. Bu soyledigim hususlarin hipnotize edilen bir süje için çok önemi vardir. Telkinleri söylerken, yeri geldiginde bunlarin sebeblerini ayrintili olarak izah edecegim. Insanoglu korkunç bir mekanizma halinde ve korkunç bir mükemmeliyette» yaratilmis. Insan gibi bir makineyi kurcalarken çok dikkatli olmak gerekmektedir? Yapilacak küçük bir hata affedilmeyecek sonuçlar dogurabilir. a Daha önce de belirttigim gibi amacimiz sujeyi kendimize inandirmamiz ve baglamamizdir. Bu isi yaparken de basta bazi fizyolojik mekanizmalardan hare-ket etmekteyiz. Bu fizyolojik mekanizmalan her gün yasadigimiz halde farkina varamayiz. Tip tahsili yapmis bir kisinin olayin temelini bilmesi nedeniyle bunla-dan istifade edebilmektedir. Bu tip algilama bozukluklari her insanda olur; E-algilama yanilmalari duyularimizin fonksiyonfan ile ilgilidir.
GÖRME DUYUMUZ ile ILGILI BILMEDIGIMIZ BAZI GERÇEKLER:
Gözümüz üç tabakadan meydana gelmektedir. Bunlar:
a- Göz Aki Tabakasi (Kornea)
b- Renkli Tabaka (Koroid)
c- Agsi Tabaka (Retina)dir.
«Agsi Tabakada isik ve renk uyanmlanna duyarli iki türlü hücre varc Sekillerine göre bunlara çubuklar ve koniler denir. Koniler gözbebeginin karsi sinda ve agsi tabakanin ortasinda toplanmistir. Çubuklar ise çevreye yayilirsa durumdadir. Agsi tabakanin tam ortasindan içeri dogru biraz basik 3 mm2 lik b yer vardir. Buna sari leke (Fovea) denir.
Gündüz isiginda görülen nesnenin imgesi burada tesekkül ettigi zaman en iyi görülür. Sari leke, koni biçimindeki hücrelerin en yogun bulundugu yerdir. Koniler gün isiginda özellikle sari, kirmizi, mavi gibi kromatik renklere duyarli cisimcikler dir. Konilerin daha çok göz bebeginin karsisina isabet eden agsi tabakan -ortasinda toplandigini ve bunlann görevinin renkleri ayirdetmek oldugunu su bas-deneyimle ispatlamak mümkündür.
DENEY : 1 Yaniniza birkaç tane degisik renkte kalem aliniz (renkli baska nesneler de olabilir). Bu kalemlerden birini gelisigüzel alip, kolunuzu sag tarafta açarak arkadan öne dogru, yani görüs alaninin dis sinirindan ortaya dogru yavasca hareket ettirin. Önce kalemin yalniz sekli görülür ve ancak daha sonra belli bir noktadan itibaren rengi de görülmeye baslar. Koniler sari lekeden etrafa dogru gittikçe azalir. deney s 2 Gözümüzde, göz sinirinin göze girdigi yere kör nokta denir Burada koniler ve çubuklar haliyle yoktur. Burasi görmeye karsi duyarsizdir. bu fizyolojik temelden hareketle, görüntüler belirli mesafelerde bu noktaya düsürü- ürlerse görülemezler. Bunu su deneyle yapabiliriz. Kitapla gözünüz arasindaki mesafe 40 cm. olmak üzere sol gözünüzü kapatip çarpi isaretine dikkatle bakarken kitabi kendinize dogru yaklastiracak olursaniz öyle bir an gelir ki, sag yandaki elmayi görmez olursunuz. Kitabi biraz daha yaklastiracak olursaniz, tekrar görürsünüz. Elmayi görmedigimiz sürece, bunun imgesi agsi tabakada kör nokta üzerine düsmektedir.
DENEY : 3 Görme duyusunda rastlanan ilginç bir olay ARDIMGElerdir. Herhangi bir isikli cisme bakildiktan sonra göz kapatilacak olursa bu cismi kisa bir süre daha görmeye devam ederiz. Buna olumlu ardimge denir.
DENEY: 4 Bir de olumsuz ardimge vardir. Uzun bir süre renkli bir cisme baktiktan sonra gözümüzü nötr bir zemine çevirecek olursak o cismin tamamla yici renkteki seklinin meydana geldigini görürüz. Örnegin; Kirmizi bir dikdörtgene uzunca bir süre baktiktan sonra gözleri nötr bir zemine çevirecek olursak, orada yesil bir dikdörtgen meydana gelir ve dikdörtgeni bir süre görmeye devam ederiz. Buna olumsuz ardimge denir. Iste görüldügü gibi gerçekte herkes için varolan bu tip görme fonksiyonlarin-dan iyi bir hipnotizör yararlanmak zorundadir. Bu da ancak iyi bir fizyoloji bilgisi ile mümkündür. Biz de buna benzer yollardan hareket ederek hedefe ulasmaktayiz. Süjemizin bilmedigi bu tip enteresan seyleri kullanarak suurunu dagitmakta, onda bir panik veya hayranlik yaratmaktayiz. Daha sonra ise söyledigimiz her söz kabul edilmektedir. Biz simdi süjemizi biraktigimiz yere dönelim. Süjemiz her türlü ön sartlan-dirma yapildiktan sonra telkinlerimize çok musait bir sekilde bizi beklemektedir. Süjemize artik telkin vermeye baslayabiliriz. Söyle diyoruz:
«Su anda hipnotizma seansimiza basladik. Dikkatlice karsidaki noktaya bakiyoruz... Daha dikkatli bakiyoruz... Vücudumuzda korkunç bir enerji var. Bu enerjiyi gözbebeklerimizde biriktiriyoruz. Göz bebeklerinde biriktirdigimiz bu enerjiyi bir enerji huzmesi halinde karsiya gönderiyoruz. Su anda kafamiza binlerce düsünce geliyor... Bunlari hissediyorum. Evet, bunlari atiyoruz... Tekrar noktayi düsünüyoruz... Sadece noktayi düsünüyoruz ve yalniz noktaya bakiyoruz... Gözbebeklerimizden fiskiran o korkunç enerjiyi karsidaki noktaya yönlendi-riyoruz. Inançla bakiyoruz... Azimle bakiyoruz... Hiç birsey düsünmeden bakiyo-ruz...» Bu arada seans devam ederken; hipnotizörün yapacagi seyier vardir. Çok dikkatli birsekilde süjeyi kontrol etmektedir. Süjenin hal, hareket, tavirve mimik-lerinden anlamlar çikarmak zorundadir. Bu da ancak tecrübe ile olmaktadir. Yaptigim çalismalarda gördügüm hususlari buraya nakletmek istiyorum. Telkinlere basladiktan 15-45 sn. içinde süjemiz iradi dikkatini noktaya yönlendirir. Ancak bu süre içinde «IÇ UYARANLAR» dedigimiz psisik uyaranlar kendini rahatsiz eder. Uyanik bir insan normalde binlerce, milyonlarca bilgi iletimi ile kars karsiya olan ve bunlara uygun cevaplar veren bir organizmadir. Bu canli orga-nizmanin dis dünya ile olan bu bilgi alisverisini kesmek o kadar kolay degildir Ancak çok harikulade ve heyecan verici durumlarda insanoglunun bu bilgi iletisim ve konsantrasyonu o konu üzerinde yogunlasmaktadir. Iste biz telkinlerimizde bu konsantrasyonu nokta üzerine toplamaya çalisiyoruz. Ancak bu çok zor bir istir Is, ilk konsantrasyonu temin etmektedir. Iste, süjemizin tavirlarini takip ederken bir an durgunlastigini bakislannin sabitlestigini, yüz ifadelerinin donup katilastigini, anlamsizlastigini bir an görür-sek, hemen telkinimizi degistirmeliyiz. Süjemiz bu esnada bizi dinler gözükme-sine ragmen kafasindaki bazi düsüncelerle ugrasmaktadir. Bunu normal durum-larda, es-dost toplantilarinda sohbet ederken her an görebiliriz. Karsimizdak arkadasimiza hararetli hararetli bir konuyu anlatirken, o arkadasimiz nezake-icabi bizi dinler gözükmekte hatta arada sirada «evet, haklisiniz» gibi kelimeler söylemektedir. Halbuki, o arkadasimiz o anda bizi dinlememekte kendi hayal dünyasinda gezmektedir. Belki de yann gelecek olan ev sahibine kirayi nas verecegini düsünmektedir.
Iste böyle bir mizansen ile hepimiz her zaman karsilasmis, hatta kendimi: yasamisizdir, Iste o anda karsimizdaki sahsa dikkat etmissek, bizi dinlemedigini ve dalip gittigini anlariz. Ayni sey seansimizin ilk saniyeleri için de geçerlidir. Iste bu ani tespit ede-hipnotizör ilk zaferi kazanmistir. Çünkü süjesini hemen uyarmistir. Düsüncesini baska yerlerde oldugunu, lütfen noktayi düsünmesi gerektigini bir otoriter tavriyla hatirlatir. 0 zaman süjede nasil bir psisik tavir ortaya çikar. Bu suuraltinda yapilan ve farkina varilmayan bir otokritiktir. Süje kendi kendine söyle der: «Allah Allah bir anda nasil da bildi kafamdan geçenleri... Neler hissettigimi nasil da anladi... bu adamda is var... Bos degil...» ve böyle bir yargilama ile ilk sempatilerini belirtmis olur. Bu arada hipnozitör telkinlerine devam eder. Bazi fizyolojik fonksiyonlardan yola çikan hipnozitör, kendisine karsi yapilan otokritikte basarili sonuçlar almaya devam eder. Söyle telkin verir: (Ilk bir dakika dolduktan sonra)
«Su anda noktaya daha dikkatli bakmanizi isteyecegim. Evet daha dikkatli bakiniz. Birazdan çok enteresan seyler göreceksiniz... Evet daha dikkatli baki-niz... Bakin... Bakin... Evet noktamiz hafif hafif titriyor... Evet noktamiz titremeye basladi... Gittikçe siddetieniyor..Görüyor musunuz? "Evet cevabi alinirsa telkinlere devam edilir. Degilse o yönde telkin verilir.). Evet evet bak siz de görüyorsu-nuz... Nokta hareketlendi... Bak zig zaglar çiziyor... simdi dairesel hareketler çizmeye basladi... Bakin bakin... Dairesel hareketler gittikce büyüyor... Daha dikkatli bakin... Bir an dahi noktadan aynlmayin... Daha dikkatli bakin... Sakin noktayi kaçirmayin... Su anda nokta dairesel hareketlerine devam etmekte... Birazdan noktanin yönünü degistirecegim.» Görüldügü gibi telkinler bu minval üzerine devam ediyor. Burada süje açisin-dan olaylar nasil olmakta ve hipnozitör nasil degerlendirilmektedir, Bunu gör-mekte yarar var. Her türlü sartlari hazirlanarak önümüze gelmis olan süje zaten telkinlerimizin olurluguna hazirdir. Normalde bir noktaya sabit nazarlarla GÖZ kapagini HAREKET ETTIRMEDEN bakilirsa bir müddet sonra karsi tarafin netligi kaybolur ve cisimler titremeye baslar. Iste biz bu normal hadiseyi sanki kendimiz yapmis gibi sunmaktayiz. Suje de buna inanmaktadir.
Daha önce böyle bir denemeyi yapmamis olan süje artik bize oldugu gibi inanmistir ve bizim telkinlerimize kendisini birakmistir. Olaylar bundan sonra süje açisindan ilgi çekici ve enteresan olmaya baslamistir. Bizim de tek istedigimiz bunu basarmaktir. Olaylar süjeye ilginç gelmeye baslayinca tüm bilgi iletisimi ve konsantrasyonunu bu konuya çevirir, Yavas yavas dünyadan kopmaya baslar. Bu durum süjenin yüzündeki hayranlik ve saskinlik ifadesiyle kendini gösterir. Bunun aksi olabilir mi? Tabii ki mümkündür. Bunun aksi iki sekilde olabilir:
1- Süje bizim telkinlerimizi hep kulak ardi ettiginden bizi hiç dinlememistir. Kendisiyle iliskiye girilememistir. Bu tip süjeler hipnoza dirençli olanlaridir. Bunlar . ya apar topar önümüze çikanlmis süjeler veya hipnozitörün emrine girmeyi kabul etmeyerek devamli otokritik yapan insanlardir. Süjemizin böyle birisi olduguna karar verilirse, seans burada kesilebilir.
2- ikinci durumda ise süjemiz o kadar hipnotizabildir ki; daha biz ileri telkinle- -mize geçmeden kendisi kataleptik hale gelmistir. Bu tip vakalarla oldukca çok karsilastim. Süjeler seans esnasinda ilk sorum olan «Noktanin titredigini görüyor musun?» sorusuna «Hayir» cevabini veriyorlar. Ama bu ses tonu çok degisik bir ses tonudur. Hipnotize olmuslara has derinden gelen, monoton ve his tasimayan mekanik bir sestir. Süiemiz ilk telkinlerimiz ile derin bir transa girmistir. Karsida hareket etmedigini söyledigi noktayi aslinda görmemektedir. Ilk etapda gördügü ve hayaline kilitledigi bu sabit noktayla basbasadir. Ve devamli olarak noktayi sabit görmektedir. Diger bir ifadeyle kendisi noktaya kilitlenmis kalmistir. Iste bu tip süjelere ileride izah edecegim telkinler yapilarak transi derinlestirilir.
Artik hipnotizör kendisi için ideal hale gelen süje üzerindeki son halüsinas-yon denemelerini yaptiktan sonra son darbeyi de vuracaktir. Sujeye göre olaylar henüz kendisinin disinda cerayan ediyor. Nokta hareketleniyor, karsi taraf sisle-niyor v.s. Iste bu esnada hipnozitor yeni bir fizyolojik temelden hareket ederek yeni bir hamle yapar ve yeni puanlar toplar. Süje kendi hayal dünyasinda nokta ile ugrasirken kagidi ve duvari görmemektedir, unutmustur. Fakat süjeye bunlarin hatirlatilmasi süjede son bir bilgi iletisim ile bilgi verir... Bu süjenin son savunmala-ridir.
Hipnozitör söyle der «Su anda noktanin hareketlerini çok iyi takip ediyorsu-nuz... Su anda karsida görmüs oldugunuz kagidi ortadan kaldiriyorum, artik göremezsin... Evet kagit tamamen kayboldu Duvarla birlesti... Duvarla özdes-lesti, karsi taraf bembeyaz... Karsida sadece bembeyaz bir alan var... Baska bir sey göremiyorsun, degil mi? (Suje evet derse telkinlere devam edilir.)»
Görüldügü gibi süje kendi hayal aleminde nokta ile ugrasirken bir de kendisi-nin karsisina kagit diye bir gerçek çikarildi. Küçücük bir noktanin hareket etmesi olabilir. Ama koskoca bir kagit kaybolur mu? sorusunu kendine sorar. Süje; bunu tartismaya fazla firsat bulamaz. Çünku Hipnozitörün telkin bombardimani devam etmektedir. Zaten fizyolojik olarak da Kagit görmesi mümkün degildir. Ancak son bir gayretle kagidi puslu veya sisli olarak fark edebilir. Ama net olarak göremez. Ve sonunda süje kendini hipnozitörün telkinlerine tamamen birakir. Kendince (suuraltinda) bunda da bir mahzur görmez. Çünkü olaylar henüz organizmasinin disinda cereyan etmektedir.
Bu safhadan sonra herseye hakim oldugunu gösteren hipnozitör artik süjeyi istedigi gibi yönlendirebilecektir. Suurunda açtigi gedikten içeri girecek ve onu fethedecektir. Artik hipnozitörün açamiyacagi kapi yoktur. Hipnozitör telkinlerine büyük bir rahatlikla ve hiçbir endiseye kapilmadan söyle devam eder.
«Gördügün gibi hersey benim kontrolüme giriyor. Sakin endiselenmeyin, bana güvenin ve inanin. Su anda karsi taraf bembeyaz bir saha. Bakin buranin rengini degistiriyorum. Bu beyaz saha hafrfce saranyor... Evet daha dikkatli bakin... Sararma gittikce artiyor görüyor musunuz?.. Bak sarinin tonu gittikce artiyor... Evet daha da artti... Simdi tamamen sarardi... Çok koyu sari oldu... Koyu sari daha da renk degistiriyor. Simdi kavuniçiye dönüsüyor... Evet evet kavuniçi oldu... Kavuniçi de gittikce koyulasiyor degil mi? simdi açik pembeye dönüsüyor. Açik pembeyi görebiliyor musunuz? Evet açik pembe de gittikce koyulasiyor ve kirmizi oluyor... Gittikce kirmizilasiyor degil mi? Kipkirmizi oldu... Evet renk simdi dönüyor ve leylakî oluyor... Bakin bakin iyice belirginlesti... Tamamen leylakî oldu... Mor oldu, çok koyu mor oldu... Görüyorsunuz degil mi?» Görüldügü gibi süje istenilen yöne sevkedilebilmektedir. Renk halusinasyon-lari basariyla uygulanmistir. Artik süjenin organizmasina hakim olmaya sira gel-mistir. Bunun için de kullanilabilecek bir köprü lazimdir. Bu köprü de yine bir fizyolojik fonksiyondur. Süje kendini o kadar kaptirmistir ki içden ve distan gelen bilgi uyaricilanna pek dikkat etmemektedir. Gözleri dakikalardir sabit nazarlarla olaylan kovalamaktadir. Ama artik göz kapagi ve göz adeleleri yorulmustur ve onfarin da istirahata ihtiyaci vardir. Henüz süjenin farkinda olmadigi ama hipnozi-törün elinde büyük bir koz olarak duran bu fizyolojik olay bir köprü vazifesi görecektir. Ve süjenin son savunma mekanizmasi da bu sekilde yikilacaktir. Suje bu hayal aleminden uzaklastinldigi an göz kapaklarinin ne derece yoruldugunu hissedecektir ama is isten geçecektir.
Telkine devamla: «Su anda morzemin üzerindeki noktanin asagi dogru olan hareketini takip ediyorsun... Nokta asagi iniyor... Iniyor. Evetsu anda göz kapak-larina büyük bir agirlik soktum... Göz kapaklann bu agirligin altinda eziliyor ve asagi çekiliyor... Kursun gibi bir yük onlari asagi çekiyor. Karsi koma... Kendini rahat birak... Birak kapansinlar... Evet tamamen kapandi... Artik gözkapaklarin benim kontrolüm altinda... Onlari ben söylemeden kaldiramazsin... Evet sadece ben izin verirsem kaldirabilirsin... Göz kapaklanna kursun gibi bir yük bindirdim. fstersen bir dene bakalim kaldirabilecekmisin. Bak kaldiramiyorsun... Hersey benim kontrolümde, korkmayiniz, endiselenmeyiniz... Bana inaniniz ve güveni-niz...»
Hipnozitör artik irmagin karsisina geçmis, süjenin organizmasindaki ilk ara-ziyi almistir. Bu yer göz kapaklandir. Artik göz kapaklari onun elindedir. Ve telkinlerine devam eder. Bu arada manyetik el paslari ile süjenin daha derin bir transa girmesini temin eder. Ve devamla:
«Su anda göz kapaklarinizdaki agirligi yüzünüze oradan omuzlariniza indiri-yorum... Farkediyor musunuz... Bu agirlik tatli bir sizilti halinde yayiliyor... Simdi sol kolunuza ve sol elinize bu agirligi indirdim... Sol kolunuz kursun gibi oldu... Çok agirlasti... Ayni sekilde simdi sag kolunuz ve sag eliniz agirlasti... Göz kapaklariniz ve kollarinizdaki bu agirligi karniniza, oradan da bacaklariniza ve ayaklariniza indirdim. Her yeriniz kursun gibi oldu... Vücudunuz artik tamamen kontrolüm altinda... Ben söylemeden hiç bir hareket yapamiyacaksiniz... Vücu-dunuzun kontrolü tamamen benim elimde. Sag kolunuzu kaldirmaya çalisin bakalim... Kaldirabilecek misiniz?.. Bak kaldiramiyorsunuz. Bosuna çabalama-ym... Ben izin vermeden kaldiramazsiniz.. Bak simdi izin veriyorum ve artik sol kolunuzu kaldirabilirsiniz. Evet güç veriyorum,enerji veriyorum...Kolunuzu kaldi rin.»
Artik hipnozitör süjenin organizmasini tamamen eline geçirmistir. Süje ken-disini tamamen hipnozitöre teslim etmistir. Fakat süjede son direnme noktalari vardir. Her ne kadar vücudunun kontrolünü kaybetmisse de, düsünmeye otokritik yapma kabiliyetini hala korumaktadir. Hala endiseleri vardir, hala korkulari vardir. Velhasil benim diyebilecegi bazi seyleri vardir. Bu kanaata nerden vardim diye sual edilebilir. Bu konuyla ilgili çok ilginç bir hatiram oldu. Onu nakletmek isterim. Doktor arkadaslarimdan Askeri Dr. I.H.O.la samimiyetimiz çok ileri derecede idi. Zaman zaman birbirimize takilir, karsilikli espriler yapardik. Esprilerimden birinde «Kendisini hipnotize edersem, kendisine Çin Iskencesi yapacagimi» söyledim. 0 da gülüp geçmisti. Günlerden bir gün arkadasimi hipnotize etmeye razi ettik. Ve çok basarili bir seansla çok kisa sürede organizmasi üzerindeki kontrolümü tesis ettim. 0 anda aklima yaptigim espri geldi. Ve bunu uygulamaya soktum. Yaptigim telkinlerle vücudunun so) tarafinin -40 derecede çiplak olarak durdugunu, diger sag yarisinin ise çok sicak bir hamamda bulundugunu belirttim. Manzara çok enteresandi. Vücudunun yarisi titrerken, diger yarisi kizarmis ve ter numuneleri vardi. Bu esnada kapinin zili çalinmisti ve sahsima bir telgraf gelmisti. Evraki imzalamak için süjeyi bir müddet o pozisyonda biraktiktan sonra geri döndüm. Gördügüm sey çok enteresandi. Suje kaslanni hareket ettirerek, göz kapaklarini açmaya çalisiyor, ama muvaffak olamiyordu. Kollarinda hatif kas segirmeleri oluyor, kollanni kaldirmaya çalisiyor, buna da muvaffak olamiyordu. Bu duru-munu görünce gülmeye basladim. Ne yaptigini sordum. Cevap olarak: «Kerdisi nin bundan çok rahatsiz oldugunu, kurtulmak istedigini, fakat buna muvaffak olamadigini belirtiyordu. Çok korktugunu söyledi, kendisini uyandirmam için bana yalvarmaya basladi.» Bana yalvariyor, aman diliyor, fakat kendisini bir türlü kurtaramiyordu. 0 halde düsünce sistemi normal çalisiyordu ama vücuduna hakim olamiyordu. Daha sonra bu israrlara dayanamiyarak arkadasimi uyandir-dim. Yasadigi dakikalari ölene kadar unutamayacagini ve kendisini bundan sonra kimseye teslim etmeyecegini söylemisti.
Bu olayda da görüldügü gibi insan organizmasi bir anda ele geçirilemiyor. Adim adim ilerlemeli... Organizmanin derinliklerine yavas yavas inmek gerekiyor. Bu seansimdan sonra transi derinlestirmek için yeni seyler bulmak istiyordum. Nihayet bunu da deneme yanilma metodu ile buldum. Telkinlerime söyle devam ettim:
«Gördügün gibi vücudun tamamen kontrolüm altinda... Benden izinsiz hiçbir sey yapamiyorsun... Su anda senden 10 katli bir bina hayal etmeni istiyorum. Görebiliyor musun? Evet bu binaya tirmanmani isteyecegim... Yalniz çok önemli bir is için tirmaniyorsun. 10. katta bir hasta var... Bu hastaya ilaç götüreceksin...
Götürecegin ilaç hastanin hayatini kurtaracak, çok çabuk götürmelisin... Hazirmi-sin... (Evet cevabindan sonra) Son süratle tirmanmaya basla... Çok suratli kosu-yorsun. (Süje bu esnada sanki kosuyormus gibi derin nefes alip vermeye baslar). Evet daha da süratli kosacaksin... Çok yoruluyorsun... Evet ama hayat kurtara-caksin.. Daha süratli kos... Daha da süratli... Son gücünle....Son enerjinle kosu-yorsun. Su anda 7. kattasin, 8e çikiyorsun... Çok yoruldun... Artik ellerinle tirmaniyorsun... Bacaklarinda hiç kuvvet kalmadi... Evet son merdivenler, son basamaklar... Bak hasta orada duruyor... Evet ilaci ver.... Çok yoruldun... Biliyo-rum ama basardin.... Hastanin hayatini kurtardin... Bak ileride beyaz bir yatak var... Görüyormusun... Yumusacik, bembeyaz... Vesençokyorgunsun... Simdi o yatagin yanina git ve ben izin verince o yataga yatacaksin. Derin ve tatli bir uykuya gireceksin... Hazirmisin... Evet yatabilirsin... (Bu arada hipnozitör derin bir nefes alip vererek; sanki tüm yorgunluklari atmis olur. Iyi bir hipnozitörün bu . nefesini süje söylenmeden aynen taklit eder). Evet sen çok yorgunsun ve kon-kunç bir uyku ihtiyacin var... Evet uyuyorsun... Uyuyorsun... Yorgunlugun azali-yor. Daha derin uyuyorsun. Uykun derinlestikce yorgunlugun azaliyor... Gittikçe hatifliyorsun. Kuslar kadar hafifsin... Su anda çok mutlusun... Degit mi? Ne kadar rahatsin... Aldigin her nefes seni daha derin bir uykuya sokuyor... Daha derin uyuyorsun...»
Bu sekildeki telkinlere 3-4 dakika devam edilir. Iste bu asamaya gelmis süje en derin transa girmistir. Bu süje üzerinde bütün hipnotik tezahürler ortaya çikar. Süjeye bu uyku esnasinda bazi tatli rüyalar telkin edilir. Ve bir müddet sonra süjenin gözleri açtirilabilir... Kataleptik hale sokutabilir. Ekmnezi, hiperminezi denenebiBr. Posthipnotik telkinler verdirilebilir. Özel bir çok çalisma yapilabilir. Bu tip hipnotik fenomenleri ilerideki bahisde daha detayli otarak görecegiz.
Bu konuyu kapatmadan önce bir noktayi daha hatirlatmak isterim. Bazi süjelerimin 10 katli bir binayi hayal edemediklerini gördüm. Bunlarin bir atletizm pisti veya bir yüzme sporu yapilabllecek bir yer hayal ettirdim. Buradaki amacim süjeyi psikolojik olarak tamamen yorarak, son müdafaa barajlanni da yikmaktir.-Amaca yardim eden her tip yol denenebilir.
Hipnotizma usulümüze ek olarak bazi konulara deginmek istiyorum. Görül-dugu gibi olaylar birbirini pesi sira takip etmektedir. Ve bir olay digerini davet etmektedir. Bir konuya inanma ve telkine teslime olma, diger bir telkin için zemin hazirlamakta, mantiki bagintiyi temin etmektedir. Bu duruma FEED-BACK AKTI-VASYON denmektedir. ) Böylece süjeler feed-back mekanizmalari ile daha derin ransa girmektedir. Olaylar üst üste hiyerasik bir düzenle sürmektedir. Batakliga düsen birinin durumu gibi çirpindikca batmaktadir ve kurtulma ümidi azalmaktadir. Hipnotik trans da ayni sekildedir. Derinlestikce hipnozitöre teslim olma yüzdesi artmaktadir.
Bu kadar bilgiden sonra anlasildigi gibi esas amaç süjenin farkina vardirma-dan bazi seyleri gerçeklestirmektir. Hipnotizma seansinin baslangicinda süjeden bazi seyleri yapmasini istemistik. Bunlari dikkatli olarak inceleyecek olursak görürüz ki; hepsi de süjenin dikkatinin dagilmamasi için alinmasi gereken tedbir-lerdir. Bunlarin psikolojik nedenlerihi kisaca izah edelim. Kurallarin numara sira-sina göre:
1 - Burada süjeden hiçbir sey düsünmemesini istiyoruz. Sayet süjenin baska seyler düsünmesine izin verecek olursak bu düsünceler bir çok çagrisimi da beraberinde getirecektir. Dolayisiyla süjenin dikkatini toplamak mümkün olma-yacaktir.
2- «Evet» veya «Hayir» disinda verilecek bir cevap süjenin beyin sistemini aktive edeceginden; daha dogrusu kompleks cümleler için daha kompleks bir iletisim beyinde olusacagindan elde edilen dikkat o tarafa kayacaktir.
3- Suallere el ve kol hareketleri ile cevap verlimesi süjede bir otokritigi davet edip, dis dünya uyaranlarindan kendini haberdar edeceginden konsantrasyonu bozacaktir.
4- Vücutta herhangi bir uyarici etki (agri, kasilma v.b.) dikkati kendine çeke-cektir (Bu seansin baslangici için söz konusudur).
5- Amaç dikkatin noktaya toplanmasidir ve göz bebekleri ile kaslarini çabuk yordurmaktir.
6- Göz yasinin akmasi normaldir. Bu süjede bir dis uyaran vazifesi görür ve süjenin dikkatini oraya celbeder. Bu daginikliga ilaveten uyanik hale gelmis olan el ve kol bu yasi silmeye kalkarsa dikkat tamamen dagilir.
7- En önemli nokta bu maddededir. Tabir yerindeyse «Ne damadi küstüre-ceksiniz, ne de gelini vereceksiniz.» Burada süjeden göz kapaklanni hareket ettirmemesini istiyoruz. Ama bu istegimizi fazla üzerinde durmadan, bayagi cümlelerle söylüyoruz. Sayet olayin üzerinde israrla durup, mutlaka bakislarini sabitlestirmesini süjeden istersek o zaman ters bir durumla karsi karsiya kaliyo-ruz. Süje tüm dikkatini tamamen göz kapaklarina verdigi için bu sefer göz kapak-larini kirpmaktan kendini alamiyacaktir. Onun için süjeye telkin edilirken ehemmi-yetsizmis intibaini vermek lazimdir. Ama seansimizin can alici noktasi burasidir. Sayet süjeyi istedigimiz gibi yönlendiremiyor, heyecanlandirip dikkatini toplaya-miyorsak ister istemez süje göz kapaklarini hareket ettirecektir.
Peki süje göz kapaklarini hareket ettirirse ne olur? Çok sey olur. Tüm telkinlerimiz bosa gider. Neden mi? Telkinlerimizi dayandirdigimiz fizyolojik temeller çöker de ondan. Süjemiz göz kapaklarini hareket ettirirse karsidaki noktayi tekrar net olarak görmeye baslar, göz kapaklarinin kaslari ve göz kaslari dinlenmis olur. Ve üzerlerinde biriken agirlik kalkar, laktik asit dagilir. Ve biz telkinlerimize bastan baslamak zorunda kaliriz. Bunun 2-3 kez tekrarlanmasi halinde hipnozitör olarak inandiriciligimizi yitirerek telkinlerimiz etkinligini kaybeder. Böyle bir süjeye göz kapaklarinin hareketlerine hakim olmasi için egzersiz yapmasini tavsiye ederek seansimizi keseriz.
Kaynak: www.hipnoz.com