Hocadan fetva alıp göğsünü dikleştiriyorlar

Albayrak

Can Feda
Katılım
23 May 2007
Mesajlar
4,439
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Aydınlığın karanlıkla savaşından...
Tesettürlüler de estetik yaptırır.. Hocadan fetva alıp gelip göğsünü dikleştiriyor.

Son dönemde kendince KARŞI MAHALLE'ye geçen Ayşe Arman bu hafta da adı tesettürlülerin estetikçisine çıkan Eser Aydoğdu'yla konuştu.
Evet tesettürlü... Ama o da kadın... Bizden bir farkı yok, yaşı ilerlediğinde, o da evliliği çatırdar, kocası ondan kaçar, bir başkasına gider diye korkuyor...

Elinde tutabilmek için güzelleşmeye çalışıyor... Ama önce gidip Hoca'dan fetvayı almak zorunda... Alır almaz doğru estetik cerraha... Göğüslerini yaptırıyor. Silikon taktırıyor. Karnındaki yağları aldırıyor. Liposuction derdine düşüyor. Peki bunu yaptıracak doktoru nereden buluyor? Özel hastanelerde çalışan kadın estetik cerrah pek fazla olmadığı için, internete girip araştırdığınızda, karşınıza o çıkıyor. Bir de fısıltı gazetesinde sürekli ondan söz ediyor: Op. Dr. Eser Aydoğdu...


Sizi tanıyabilir miyiz?
- Samsun'da doğdum. Babam, devlet memuruydu, görevi nedeniyle Türkiye'nin birçok şehrinde yaşadık: Samsun, Antep, Kayseri, İstanbul...

Anneniz?
- İlkokul öğretmeni. En büyük hayali, doktor olmamdı. Üniversite sınavında tek tercih yaptım: Tıp Fakültesi. Belki annem kafama işledi diye hekim oldum. Ama estetik cerrahi? O tamamen benim kendi seçimim. Tıbba girdiğim ilk gün “Ben estetik cerrah olacağım!” dedim.

Neden? Yükselen bir trend olduğu için mi...
- Alakası yok. O zamanlar henüz estetik operasyon çılgınlığı yaşanmıyordu, popüler bile değildi. Sanatsal bir yönü olduğu için etkilendim, büyülendim. Kendimi böyle daha iyi ifade edebileceğimi düşündüm.

Bir estetik cerrah kendini heykeltıraş filan gibi mi hisseder?
- Ben hissediyorum valla. Ama psikolog gibi de hissediyorum. Hasta diyor ki, “Sizden iyi bir elektrik aldım, size ameliyat olacağım!” Zaten estetik cerrahlığın yüzde 30'u hekimlik, yüzde 30'u sanatçılık, yüzde 30'u da psikologluk...

Yüzde 10'u peki?
- Şans!

Sizin herhangi bir yerinizde estetik var mı?
- Yüzümde botoks var. Ama ihtiyaç duyunca estetik de yaptırırım, neden olmasın?

Estetik cerrahların çoğunluğu erkek. Neden?
- Bütün meslekler için öyle değil mi? Kadınların kaderi... Her şey erkeklerin tekelinde. Gerçi cerrahi, çocuk ve evlilikten dolayı, kadınların tercih etmediği bir branş, zor bir branş. Genel olarak cerrah kadın az, estetik cerrah kadın daha da az...

Siz evli misiniz?
- Hayır, yeni boşandım.

Bir erkek estetik cerrahla kadın estetik cerrahın, kadın vücuduna bakışı farklı mıdır?
- Muhakkak. Bir kadın estetik cerrah, erkeğe göre daha kolay empati yapabilir karşısındaki kadına. Ben hasta olsam, göğsümün şeklini nasıl istediğimi bir kadına daha kolay anlatırım. Daha az çekinirim. Ben öyle düşünüyorum. Ama itiraz edecek meslektaşlarım çıkacaktır.

Ama bizler o göğüsleri esas olarak erkeklere beğendirmek istiyoruz, belki de bir erkeğin yapması daha isabetli olur!
- Yoo, hayır. Erkek, erkek gözüyle, kendi istediği göğüsü yapacaktır. Kadının beklentisini değil!

Bu da ilginç bir tespit...
- Hastalarım da ilginç. Bildiğiniz gibi değil. Ellerinde fotoğraflarla geliyorlar. “Bu dudaktan, bu burundan, bu göğüsten istiyorum” diyorlar.

Siz ne diyorsunuz?
- “Olmaz” diyorum, “Hiç kimsenin öncesi birbirinin aynı değildir, dolayısıyla sonrası da benzemeyecektir...”

Hasta profiliniz nedir?
- Benim tesettürlü hastam çoğunlukta. Yüzde 90'ı İslami kesimden.

Bunun özel sebebi var mı?
- Hayır. Aklıma bile gelmezdi. Kendiliğinden oldu. Özel hastanelerde çalışan, kadın estetik cerrah pek yok. Var da, bir elin parmaklarını geçmiyor. İnternete girince, karşılarına ben çıkıyorum. 4 yıldır özelde çalışıyorum, ondan önce devletteydim. O zaman da tesettürlü hastam vardı. Arttı, arttı, şimdi artık tesettürlülerin estetikçisi oldum. Ama “Eşim kıskanç, ameliyatımı kadın doktor yapsın istiyor!” diyen başı açık hastalarım da var. İnsanlar estetik operasyonları keyfi operasyonlar olarak düşünüyor, sağlık problemlerinde hekimin cinsiyeti önemsenmiyor ama bunda önemseniyor. Eşlerinin göğüslerinin, karınlarının erkek doktor tarafından muayene edilmesini bile istemeyen kocalar var. Onlar da buluyor beni.

Sizin de bundan bir şikayetiniz yok...
- Hayır efendim, neden olsun? Altunizade'de daha varlıklı bir kesime hitap ediyordum. Şimdi hem Cadde'de hem Pendik'te kliniğim var, İslami kesimden herkese hizmet veriyorum. Kredi kartına taksit yaptırıp böldüren de var, banka kredisi çekip gelen de...

Ben yanlış anlamıyorum değil mi, siz tesettürlülerden söz ediyorsunuz!
- Elbette. Bu işin dini, dili, ırkı yok ki. Bugüne kadar yüzlercesini ameliyat ettim. Çoğu evli. Ev hanımı. İstisnasız hepsi çok iyi internet kullanıcısı. Benimle ilgili bilgi toplamış oluyorlar. Her şeyi bilerek geliyorlar. O kadar ki bazen hastalarımın bilgisine yetişemiyorum. “Böyle böyle bir teknik duyduk, o çıkmış, bu çıkmış” diyorlar.

Yalnız mı geliyorlar?
- Hayır, genellikle eşleriyle. Önce bir telefon konuşması yapıyoruz. Hemen söylüyor zaten, “Ben kapalıyım... Tesettürlüyüm...” Sonra eşiyle geleceğini belirtiyor. “Tabii buyrun” diyorum. Tabii beni tercih etmelerinin bir başka sebebi de, benim ekibimin tamamı kadın. Anestezist kadın, ameliyat hemşireleri, tüm ameliyat personeli... Herkes kadın. Ameliyathanede hiç erkek yok...

Nasıl yani?
- E o şartla geliyor. Hatta, göğüs ameliyatlarında, ultrasonu çeken radyoloji doktorunun da kadın olmasını istiyorlar.

Şaka mı?
- Yooo. Radyolog da, anestezi uzmanı da, hemşireler de, ameliyat personeli de, hani hastayı sedyeye koyup indirenler vardır ya... Hepsi kadın olsun istiyorlar. Ben de bu hizmeti onlara sunuyorum. Zaten ameliyathaneye girdiğinde hasta uyanık halde oluyor, hepimizi görüyor...

Koca?
- O daha önce ekiple tanışmış oluyor. Zaten o yüzden arayıp, beni buluyorlar. “Araştırdık, duyduk, siz böyle bir imkan sağlıyormuşsunuz” diyorlar.

HOCADAN FETVA ALIP GELİYORLAR, EN ÇOK DA GÖĞÜS OPERASYONU YAPTIRIYORLAR

Nasıl bir ruh haliyle geliyorlar?
- Dini açıklamalar yapanlar oluyor. Ama kendi içinde bu işi çözüp, bana direkt ameliyata gelenler de.

Kaş aldırmayı bile dinen uygun bulmayan tesettürlüler var...
- Evet ama kendi aralarında ayrılıyorlar. Homojen değiller. Bana gelenler estetik operasyonlara sıcak bakıyorlar. Bir kısmı bunu bir sağlık problemi olarak değerlendiriyor. Gerçekten de bir kadının göğüslerinin büyük olması, boynunda ağrı yapabiliyor, bel ağrısına yol açabiliyor. Küçültmek istiyor, dikleştirmek istiyor. Bir kısmı “Bunu yaptırmazsam yuvam yıkılacak!” diyor.

Nasıl yani?
- “Kocam başka kadına gidecek!” diyor. Hocaları da, aile kurumuna bir zarar gelmesini istemediği için fetva veriyor. “Dinen bu operasyonu olmanda bir sakınca yoktur” demiş mesela, “Günah değilmiş” diye iç huzuruyla geliyor.

En çok hangi operasyon için size geliyorlar?
- Göğüs estetiği, küçültme, dikleştirme ya da silikon takıp büyütme. Ve karın yağlarını aldırma, yani liposuction...

Çekingen mi davranıyorlar?
- Başta evet. Nasıl karşılanacaklarını tam bilmiyorlar. Ama sonra beni tanıyınca, rahatlıyorlar. Benden tam gizlilik istiyorlar. “Elbette” diyorum, böyle bir protokolümüz var her hastamla. “Ameliyat öncesi çekilen fotoğraflar var, kimseye göstermeyeceksiniz değil mi?” diyorlar, “Bilgi vermeyin, ismimizi vermeyin.” Garanti istiyorlar. Memnun kalırlarsa, akrabalarına söylüyorlar, kardeşler, kuzenler. Birden bütün ailenin estetik cerrahı oluyorsunuz. Hatta, bir kısmının kocalarına saç ekiyorum. Diğer uzmanlık alanım da saç ekimi...

ÖRTÜNÜN ALTINDA DÖKÜLEN SAÇ NASIL KURTULUR
“Örtünün altında kalan saçın yoğunluğu azalıyor ve dökülüyor” deniyor.
Doğru mu?
- Evet doğru. Pek çok hastam var bana bu sorunla gelen. Bu konuda bilimsel bir çalışma yok ama başörtülü hastalarımın kendileri söylüyor. “Saçlarım örtünün altında uzun saatler havasız kaldığı için böyle bir problem yaşıyorum. Ne önerirsiniz” diyorlar.

Nasıl bir tedavi uyguluyorsunuz?
- Saç mezoterapisi yapıyorum. Ağız yoluyla alınan bir ilaç var, ondan veriyoruz, bir de saç köklerine bir ilaç enjekte ediyoruz. Saçın dökülmesini azaltıyor ama tabii yeni saç çıkarmıyor.

Peki ya saç ekimi?
- Kadınlarda aşırı saç dökülmesi yoksa, saç ekimine gitmiyoruz.

Kadınlar ve erkekler için uygulanan yöntemler farklı mı?
- Evet. Saç, genelde stres, çevre kirliliği, beslenme problemleri ya da genetik sebepler yüzünden dökülüyor. Bir de tabii böyle uzun süre havasız kalırsa. Saç ekebilmeniz için de, o bölgenin neredeyse tamamının dökülmesi gerekiyor. Kadınlarda kanser türü bir hastalık söz konusu değilse, böyle bir dökülme olmuyor. O yüzden daha çok erkeklerin başvurduğu bir yöntem.

“Cırt” diye yapılan bir şey mi? Yoksa meşakkatli mi?
- Eskiden daha zordu. Dikişi, kesimi filan vardı. Şimdi, tek tek enseden saçlar alınıyor, saç olmayan bölgeye ekiliyor. Tohum ekimi gibi, ağacın büyümesi gibi.

Peki saçı aldığınız bölgeye ne oluyor, orası kelleşmiyor mu?
- Yok hayır. 8 saçtan birini alıyoruz. Kural şu: Saçı, iki kulak arasındaki bölgeden alacaksın. Orası genetik olarak dökülmemeye kodlu bir bölge. Dolayısıyla, oradan alıp tepeye ektiğinizde saç artık dökülmüyor...

BOTOKSLARINA ÇOK SADIKLAR, 6 AYDA BİR MUTLAKA GELİYORLAR
Peki ya botoks? Botoks ne kadar yaygın İslami kesimde?
- Çok yaygın. Tahmin edemeyeceğiniz kadar tesettürlü hastam var. İnanılmaz kendilerine bakıyorlar. 6 aydır botoksun zamanı, bitince, hiç ihmal etmiyorlar, hemen geliyorlar. Ama kimseye söylemiyorlar. Özellikle kaş arasındaki kaş çatma çizgilerinden kurtulmak istiyorlar. O çizgi sert bir ifadeye yol açıyor, kimse sert görünmek istemiyor. Eşleri de, göz kenarlarındaki kaz ayaklarından kurtulmak için geliyor.

KREDİ KARTINA TAKSİTLE GÖĞÜS DİKLEŞTİRENLER VAR
Estetik cerrahi, artık bu çağın bir gerçeği. Eskiden bir lükstü. Sadece medyatik ve varlıklı insanlar yaptırabilirdi. Şimdi öyle değil. Neredeyse bir ihtiyaç. İnsanlar bir yerleri deforme olduğunda, mutsuz olmak yerine, o deformasyonu düzeltme yoluna gidiyorlar. Kredi kartına taksit yaptırarak, göğüslerini dikleştirenler bile var...

ÇARŞAFLI HASTAM DA OLDU LIPOSUCTION YAPTIRDI
Çarşaflı hastanız oldu mu?
- O da oldu. Ama başörtülülere göre daha az. Onlara liposuction yaptım.

Peki ameliyathanenin içindesiniz ve herkes kadın, bir anlığına bile olsa, bunun size tuhaf geldiği olmuyor mu?
- Niye gelsin? Bizim yaptığımız şeyler erkek gücü gerektiren şeyler değil. Ben yadırgamıyorum. Hasta bir para ödüyor ve bir hizmet satın alıyor. Böyle de bir talebi var. Niye yerine getirmeyelim? Bana bir tek pazar gününün boş olduğunu, kendisini o gün ameliyat edip edemeyeceğimi soran hastalarım oluyor, bu durumla, “Beni ameliyat eden herkesin kadın olmasını istiyorum. Mümkün mü?” demek arasında ne fark var?

Uyandıklarında ne oluyor?
- Yine sadece kadınları görüyorlar!

BURNUNU DÜZELTTİK, EVLENDİ
Her şey iyi hoş da, siz bir hekim olanak “estetik çılgınlığı”na ne diyorsunuz?
- Elbette bunun bir ölçüsü olmalı, diyorum. Ameliyat sayıları abartılınca, böyle bir durumla karşı karşıya kalıyoruz. Önce burun, sonra göz kapakları, sonra kaş, karındaki yağlar, göğüsler... Ben tabii daha masum bir şeyden söz ediyorum. Burnu çirkin diye evlenemediğini düşünen bir hastam olmuştu. Burnunu düzelttik, evlendi. Sorun, burnu muydu? Değil ama kendine güveni geldi. Saçı gür değil diye iş bulamadığını, eğer saçını gürleştirirsem bütün problemlerinin sona ereceğini düşünenler de var. İstediklerini yapınca, bir bakıyorsunuz yürüyüşü değişmiş, kendine güveni gelmiş. E fena mı?

Bu arada konumuzla alakası yok ama... Erkek, dokununca silikonlu göğüsle silikonlu olmayan göğüs arasındaki farkı anlar mı?
- Eğer ameliyat komplikasyonsuz olmuşsa, mümkün değil anlamaz! Ama hep anladıklarını söylerler.

İLGİNÇ TESETTÜRLÜ ESTETİK VAKALARI
Karı koca aralarında “Küçük mü olsun, büyük mü” diye tartışıyorlar. Bazen koca büyük göğüs istiyor, eşi küçük. Bazen de tersi. Ama tabii, sonuçta hastamın göğüslerinin nasıl olacağına ben karar veriyorum. “Vücudunuz bu, kas ölçünüz bu. Her vücudun bir oluru var, sizin göğüslerinizin böyle olması lazım” diyorum.

Liposuction'dan sonra bazı hastalar yağlarını görmek istiyor. “Ne kadar çıktı? Görmemiz mümkün mü?” “Tabii” diyorum. Tesettürlü bir hastamın kocası, karısının karnından çıkan yağları görmek istedi. Gösterdim, bayıldı.
Bir dönem 10 kilo almıştım. Tiroit hormonuyla ilgili bir sorunum vardı. Tesettürlü bir hastam liposuction için geldi. Çıkarken sekreterime, “Doktorun hayrı olsa, kendisine olurdu!” demiş. Beni görmeye gelen her hasta, “Vücudunuza bakabilir miyim?” diyor. Ya da burnuma bakıyor. “Bundan istiyorum.” “O benim doğal burnum!” diyorum. Merak ediyorum, erkek estetik cerrahlara da böyle yapıyorlar mı?

29 yaşlarında bir hastam elinde bir fotoğrafla geldi, “Şu burundan yaptırmak istiyorum” dedi. “Kimin burnu o?” dedim. Zannettim ki bir meşhurun filan. “Sevgilimin eski sevgilisinin” dedi. “Onu daha çok seviyordu, kesin burnu yüzünden!” Kız takmış kafaya. “Böyle bir şey mümkün değil” dedim. “Ben bu burnu yapacak bir estetik cerrah bulurum, sen merak etme!” dedi ve gitti.

DR. ESER AYDOĞDU KİMDİR
Tıp Fakültesi'ni Kayseri'de okudu, Erciyes Üniversitesi'nde. İhtisasını İstanbul'da Kartal Eğitim Araştırma Hastanesi'nde yaptı. Sonra Amerika'ya gitti. Philadelphia'da Pensilvania Üniversitesi'nde gözlemci olarak bulundu, yüz cerrahisi, vücut estetiği ameliyatlarına girdi, saç ekimi eğitimi aldı. Döndü ve Türkiye'de hizmet vermeye başladı.

Kaynak
 
kimi ilgilendirir illa bu ülkede ki bütün haklar başı orası burası açık olanların mı??? diğer insanların yaşamaya yada kendi ile ilgili kararlar vermeye hakkı yokmu
birde senin ayşe arman dediğin kimdir..ağzımı bozduracaksın şimdi
 

BiLdiğim KadarıyLa (Tabi YanLışta BiLiyor OLabiLirim) SağLık Açısından Bir Sorun TeşkiL Etmiyorsa, Çok Aşırı Bir İtici Durum Mevcut DeğiLse, Bu Tür Estetik OperasyonLara Dinimiz Cevaz Vermemektedir. DoLayısıyLa; Kim Yaptırırsa Yaptırsın, (BaşörtüLüsü veya Başıaçığı) Dinen Bu Tür DurumLar Caiz DeğiLdir. İLmahaL BiLgisi OLan ArkadaşLar, YanLışım Varsa DüzeLtsinLer.


Araştırmayı Yapan Zat Bana Bir Güven TeLkin Etmediği İçin, Pekte GüveniLir BuLmuyorum.​
 
“Bugün estetik veya güzelleştirme ameliyatı” olarak bilinen operasyonlarla vücut üzerinde yapılan değiştirmeler daha çok burun, çene, göğüs ve yüzü hedef alır. Bu, ruh ve ahlâk güzelliğinden ziyade, şekil ve görünüşe önem veren maddeci anlayışın teşvik ettiği bir musibettir.

Esas olarak, akl-ı selîm sahibi bir insan Allah’ın kendisine ihsan ettiği vücut elbisesine razı olur. Çünkü organların yerli yerinde yaratılmış olması, en uygun bir şekilde vücuda yerleştirilmesi insanın şükretmesine kâfidir. İnsan hiçbir emek harcamadan, hiçbir masraf yapmadan kendisinde mevcut olan güzellik ve özelliklerle yetinmeli, yaratılışı değiştirecek şekilde daha da “cazipleştirme” düşüncesiyle vücudunu sun’î bir biçime sokmaya yeltenmemelidir.

Meseleye dinî açıdan bakıldığında üç husus karşımıza çıkmaktadır:
Birincisi, bu işlem şeytânî bir vesveseden kaynaklanmaktadır. Nitekim Şeytan Hz. Âdem’e secde etmeyip Allah’ın rahmetinden uzaklaştırılınca şöyle demeye başladı:
“Onlara muhakkak emredeceğim de allah’ın yarattıklarını değiştirecekler... Kim Allah’ı bırakarak Şeytanı dost edinirse, şüphesiz, açıktan açığa büyük bir ziyana düşmüş demektir.”1

İslâmdan önceki Araplar Şeytanın bu vesvesesine kulak vererek, ciltlerini maviye boyarlar, putları adına çocuklarının başında bir miktar saç bırakırlardı.
Peygamber Efendimiz de birtakım işlemlerde vücutta değişikliklere yönelik hareketleri tasvip etmemiştir. Buharî ve Müslim’de rivayet edilen hadislerde, güzellik için vücuda dövme yapanın, yaptıranın, dişlerini yontarak inceltip seyrekleştirenlerin, kaşının kıllarını yolarak inceltenlerin, peruk takanların, Allah’ın yarattığını değiştirenlerin İlâhî rahmetten uzak oldukları haber verilmektedir.2

Gerek bu işlemleri yapan ve yaptıranlar, gerekse bugünkü şekliyle yüz ve diğer organlarda estetik ameliyata başvuranlar, Allah tarafından kendilerine verilen şekil ve güzelliği kabul etmeyerek kadere itiraz etmekte ve ilâhî sanatı beğenmemektedir. İşte hiçbir mazeret ve ciddî-sıhhî bir sebep yokken, sırf güzellik düşüncesiyle estetik ameliyatı yaptırmak meşru görülmemektedir.

Meşru görülmemesine sebep olan ikinci husus, bedene eziyet verip, azap ve ıztıraba sokmaktır. Eskiden olduğu gibi dövme yaptıranlar, dişlerini inceltip seyrekleştirenler; şimdilerde de estetik ameliyat yaptıranlar vücutlarını eziyet ve tehlikeye sokmakta, Allah tarafından kendilerine emanet olarak verilen bedene eziyet etmektedir. Ameliyatta bıçağın altına yatan, narkoz verilerek uyuşturulan insan büyük ölçüde tehlikeyle yüz yüze gelmektedir. Halbuki Cenab-ı Hak “Kendi elinizle kendinizi tehlikeye atmayın”3 buyurarak bu nevi işleri yasaklamaktadır.

Üçüncü husus da, bu ameliyat çok pahalıya yapıldığından büyük bir israfa yol açmasıdır. Üstelik bu israf hakikat ve öz için değil, görünüş ve şekil için yapılmıştır. Bugün birçok insan müzmin hastalıklardan kurtulmak için paratemin edip ameliyat olamazken, sırf vücudu güzelleştirmek için estetik ameliyat olanlar milyonlarca para dökmektedir. İsraf da haramdır.

Ancak meşru ve mâkul bir mazeret varsa mesele farklılık arz eder. Meselâ doğuma dayalı olarak “tavşan dudak” denilen yarık dudaklı doğanlar veya benzeri bedenî bir kusuru olanlar istisna grubuna girmektedir. Yangın, trafik kazası veya benzeri bir kaza sonunda bedeninde bir kusur olanlar da aynı şekilde mütalâa edilmektedir. Yani böyle bir kusuru olan kimse, toplum içinde psikolojik bir sıkıntı çekiyor, aşağılık duygusuna kapılıyor, şahsiyeti rencide oluyor; bu hali kendisini hakir ve çirkin gösteriyorsa; böyle bir ârızanın giderilmesi bir çeşit tedavi mahiyetini taşır.4 Dolayısıyla bu ameliyatta bir mahzur yoktur. Çünkü Allah dinde bizim için bir zorluk kılmamıştır. Yukarıda mealini verdiğimiz hadisteki “güzellik için” kaydı meseleye açıklık getirmektedir. Yani estetik ameliyat ve vücuttaki değişiklikler önemli bir kusur ve arızayı gidermek niyeti ile değil de, güzelleşme kasdıyla yapılırsa haram olur; bir zararı ve çirkinliği gidermek niyetiyle normal hale getirmek için yapılırsa caiz olur.


1. Nisâ Sûresi, 119.
2. Müslim, Libas: 119-120; Buhârî, Libas: 82, 85.
3. Bukara Sûresi, 195.
4. Umdetü’l-Karî, 22: 63; el-Kardâvî, İslâmda Helâl ve Haram, s. 103.

Mehmed Paksu
Helal – Haram

*******************************

"Allah'ın bize verdiği şekli" diyorsunuz, hastalığı da Allah veriyor, bazı doğumlardaki eksiklik ve fazlalıklar da Allah'ın yaratması ile oluyor; yani yaratılmışlar aleminde olup biten her şey Allah'ın dilemesi ve yaratmasıyla olur; O dilemezse, yaratmazsa hiçbir zaman, hiçbir şey olmaz, oluşmaz. Allah neyi nasıl yaptığını, yaratılmışlar aleminde geçerli kanunlarını (âdetlerini, sünnetlerini) kısmen açıklamıştır. Bunlar arasında insanların değiştirebilecekleri (insanın istemesi ve gerekeni yapmasıyla Allah'ın da değişmesine izin verdikleri) vardır, böyle olmayanları vardır.

Mesela insan hasta olur, şifa bulmak için gerekeni yaparsa Allah da "hastalık halinin iyiliğe dönüşmesi" için izin verir, kulun durumu değişir ve hasta iyi olur. Ama Allah bir kuluna belli bir ömür takdir etmiştir ve eceli geldiğinde insan ölür; ölmeyeyim diye tedbirler alması ecelini değiştiremez. Allah bir kulunu zengin etmiş, diğerini de yoksul bırakmış olur; bunların durumu değişmez değildir; sebepleri, gerekleri yerine getirilirse durum değişir; zengin yoksu, yoksul da zengin olabilir.

İnsanoğlunun normal sayılan, hem kendini hem de başkalarını rahatsız etmeyen bir şekli, bir yapısı vardır. Ama bazı çocuklar bazı organları eksik veya fazla olarak yahut da normale göre daha büyük, küçük, eğri vb. şekilde dünyaya gelebilir. Böyle şeyler doğduktan sonra da meydana gelebilir. Normal olmayanı normal hale getirmek için gerekeni yapmak yasak (haram, mekruh) değildir; tıpkı hastalık gibi bunlara da müdahale edilir ve düzeltilir; yani böyle bir teşebbüse ve sonuç alınmasına Allah izin verir.

Estetik ameliyatı ikiye ayırmak gerekir:

a)Modaya uyarak normal olan bazı organları değiştirmek.
b) Normal olmayan, kişiyi maddi veya psikolojik olarak rahatsız eden anormallikleri düzeltmek.

Bu iki çeşit operasyondan birincisi haram, ikincisi ise caizdir, tedavi olarak kabul edilmesi gerekir.
Hayrettin karaman.




Merak edenlere Estetik hakkındaki görüşler.
 
arman gibilerine bu ülkenin ihtiyacı yok.devam...
 
Bi tane densiz böyle çıktı diye bütün tesettürlülerde öyle mi olmak zorunda?
 
Ne alaka bize ne? Biseymi dedik?

Contract Killer neden bu konularda asabisin anlayamiyoruz :D

'Size Ne' derken başlığa ilişkin konuşmuştum, ayrıca senin; benim 'size ne' mesajımı dikkate alıp cevap yazman için benden önce yazmış olman, sonra benim senin mesajına göndermede bulunup 'size ne' yazmış olmam gerekmiyor mu ? Başlığa ilk mesajı ben yazmıştım oysa:D


Ne kadar alıngansınız ya, ben de bunu anlayamıyorum:hhmanD
 
Bu olayla ilgili hadis yada fada farz varmı bilmiyorum ama eğerki gerçekten müslüman
(ALLAH c.c emirlerini tam olarak yerine getirme gayreti)

olan bir kişi bunu yapmaz.Yani estetik ameliyat olmaz.Tabi bu benim düşüncem.

Nedeni ise o tipi şekli sana layik görmüştür senin elinde olan bir olay değil.(hastalık veya gerçek ihtiyaç hariç)

Fetvaya gerek yok.O fetvayı veren kişiden ise şüphem var.Gerçekten fetva verebilecek vasıflarda bir insanda bu devirde olmasa gerek

Bu gazeteciye gelince ne yapmaya çalıştığını anlam yüklemeye çalışıyorum.

tam olarak kestirebilmiş değilim.
 
Geri
Üst