Hurafe Manyaklarına Cevap

Kara Kartal

Banned
Katılım
4 Nis 2007
Mesajlar
1,531
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Yaşasın Yobazlar ve Kahpeler için İstiklal Mahkeme
Din Adına Konuşan Hurafe Manyaklarına Cevap: Saçmalıkname

OKUMAK NAMAZDAN ÜSTÜNDÜR!
(Kitap Okumuyorsan Konuşmayalım)

Hani insanlar bir şeyler düşünür de bunu söze, yazıya dökemez veya bir cümle haline getiremez ya, işte bu cümle öyle bir cümle –Atilla Sezener’in- “kitap okumuyorsan konuşmayalım” sözü... Basit gibi gözüküyor ama anlayabilen için, çok şeyler ifade ediyor...

Okumayan insan duyduklarını savunur. Duyduklarımızın içinde ise doğru; yalan, saptırma, eksiklik gibi şeyler de olduğundan pek azdır.

Okuyarak bu riski ortadan kaldırmak mümkündür... Çünkü yazılarda kaynak gösterildiği için, “ana damara” inmek ve doğruya yönelmek mümkündür...

Aksi takdirde izah etmeye çalıştığım bu tür tehlikeli haysiyetsiz oyunlar bu satırların yazarına çok oynanmıştır. “Siz davar değilsiniz, kimseyi kendinize çoban yapmayın, aklı dışı, ilim dışı, vicdan dışı konuşmalara karşı çıkın” sözüm, “Aburcubur muhalefetim” tarafından, insanlara “Size davar demiş” diye aktarıldı... El insaf!...

O bakımdan okumayan insan yanlış yoldadır... Güdülmeye de mahkumdur, kandırılacaktır....

Dikkat ederseniz Atilla Bey, “Yüksek tahsilli değilsen konuşmayalım” dememiştir...

Okumak, diploma sahiplerinin keyfiyetinde değildir... Yaşı-başı, cinsiyeti, kariyeri, tahsili, ekonomisi yoktur... Ayakkabı tamircisi de okur atom mühendisi de...

Benim Kur’an’dan anladığım, bir Müslümanın en belirgin özelliği “okuyan ve düşünen” insan olmasıdır. Çünkü kitap namaz - niyazla değil, “oku” (ikra) emriyle başlıyor... (Kur’an-ı Kerim: Alak Suresi-1. Ayet) Allah isteseydi ilk emrini pekala “Secde et” diye de gönderebilirdi, fakat göndermemiştir...

Bunlar insanlara bir şeyler anlatmıyor mu?... Anlatıyor ama anlamak isteyene...

Allah’ın "önce okumak" demesine rağmen, "önce namaz" diyen bir adam, Allah’la din yarışına girmiştir ve bu yarış sonunda kendisi de mahvolacaktır, dini de bahvedecektir... Allah’la Din yarışına girenler bilmiyolarmı ki, "Allah’la başa çıkılmaz!"... Çünkü neden? Çünkü Allah, İbrahim Hakkı hocanın deyişiyle "N’etmişse güzel etmiştir..."

Neden Allah “önce okuyun” diyor?.....

Çünkü önce namaz kılan kişi, bir şey öğrenemez... Ama önce okuyan kişi zamanla, neden namaz kılması gerektiğinin şuuruna varır... Hatta ve hatta okurken kalıbı secdede olmasa bile, öyle muhteşem şerler okur ki, ruhu ürperir ve o kişinin “Ruhu secde eder...”

Ayrıca Kur’an , kendisine bağlı olanların kişilik yapılarını verirken “Onu göklerde ve yerdeki sırrı bilen indirmiştir...” diyor. (Kur’an-ı Kerim: Furkan Suresi-6.Ayet)

Öyleyse bizde kocakarı muhabbeti ve bacak arası muhabbetlerini bırakıp, insan olmanın verdiği onurla, bu ayette geçen “Yerdeki ve gökteki sırlar” hakkında, derin derin düşünmeliyiz.... Düşünmek ancak okumakla mümkündür...

O bakımdan Av.Atilla Sezener’in sözü fevkalade Kur’ani dir...

Peygamberimiz boşuna dememiş, “Tefekkür (Düşünmek), bir ömürlük nafile namazına bedeldir” diye.



Not: Okuduğunuz makalemin yayın tarihleri:
1. Baskı: Yeni Haber Gazetesi (Eylül 2000)
2. Baskı: Gazete ve dergilerde yayınlanan 350. yazım anısına bastırılan broşür
3. Baskı: Denizli Haber Ekspres Gazetesi (Temmuz 2003)
4. Baskı: yataganbaba.sitemynet.com/kitap/ sitesi (Ağustos 2005)
5. Baskı: turkport.dk sitesi (Eylül 2005)
6. Baskı: turklider.org (07.01.2006)


MURAT YATAĞANBABA
KİTAPLARI:
Din Adına Konuşan Hurafe Manyaklarına Cevap: Saçmalıkname
Siyaset Peygamber Mesleğidir / Amerika Kâbe'nin Üstünde Dansöz Oynatacak
 
Paylaşım için teşekkür ederim güzel yazmış.
 
güzel paylaşım arkadaşım teşekkürler....

sadece din konusunda değil her konuda okumamız lazım..

ve okuduklarını uygulamayan insanlar kitap yüklü eşşeklere benzerler....


zaten bilmeyene sorumluluk yoktur...
onun tek sorumluluğu öğrenmemektir...

bugün din adına bir çok hurafe var ve insanlar bunları okuyarak değil
ondan bundan duyarak ediniyor ve sanki kesin din kuralıymış gibi de

karşı olunamaz sanıyor.

onun için duyduğumuz gördüğümüz herşeyin mutlaka kaynağını bulup okumalıyız...
 
arap yarımadası fuhuşla sapkınlıkla vb şeylerle kavrulurken gelen ilk ayetler:
"oku"."yaratan rabbinin adıyla oku"
fazla konuşmamak çokça okumak lazım.
 
Nerede bize "öğretilen" Allah, nerde Kur'an'ın "tanıttığı" Allah!?

Nerede bize "öğretilen" Allah, nerde Kur'an'ın "tanıttığı" Allah!?


"ÖĞRETİLEN" ve "TANITILAN" ALLAH'IN FARKLARI
7/4/2007 -Kategori: Sacmalikname

"Öğretilen Allah"tan kastım; ailelerimizin / çevremizin bize öğrettiği "geleneksel bilgileri içeren Allah inancı"...

"Tanıtılan Allah"tan kastım; Kur'an-ı Kerim'in tanıttığı Allah"...

Bu ikisinin arasında uçurumlar var!

Öyle çarşaf çarşaf liste sıralamayacağım... Bir-iki örnek vereceğim, o zaten yeterli olacak!

Ondan önce "Allah" ne demek, ona kısaca değineyim:

"Kur'an-ı Kerim'in bize tanıttığı 'yapıcı / edici' mutlak kudretin özel / zat ismidir. Kur'an'da en çok geçen temel kelimedir. İsim olarak, yani 'Allah' şeklinde 2690 küsur, bu isme işaret eden zamir olarak da 4000 civarında geçmektedir. Allah kelimesinin etimo-flolojik yapısı da, -tıpkı dalalet ettiği kudret gibi- bir sır olarak kalmıştır. Bu kelimenin ne kökü, ne de türeyişi bugüne kadar kesinlik kazanmamış, bir açıklama yapılamamıştır. Arap dilinde ikili ve çoğulu olmayan kendine özgü yapısıyla gramer kurallarının çoğuna uymayan bu kelime, bu haliyle bile insanı hayrete düşüren bir mucize arzetmektedir." (Prof.Dr.Yaşar Nuri Öztürk / Kur'an'ın Temel Kavramları / Allah maddesi / Sayfa: 17 / Yeni Boyut / 21.baskı / İstanbul 2001)

"Allah'ın şekline dair Kur'an'da herhangi bir ipucu yoktur. Zaten şekli olsa, bizim gibi eşya olur. 'Şekli' ve 'eşya'yı Allah yarattığına göre, kendi yarattığı şeyin içine girmesi söz konusu değildir' O bakımdan 'Allah diye, aklımıza hangi şekli getirirsek getirelim, onu derhal kafamızdan silip atmamız gerekir, çünkü o Allah değildir' diyor İmam-ı Azam." (Prof.Dr.Cevat Akşit / DTv / Işık Şenel ile yaptığı proğram / Denizli - 1997)

"ALLAH BABA" SÖZÜ ve KUR'AN

Çocukları yetiştirirken "Allah Baba" sözünü kullanmak, Kur'an'ın en rahatsız olduğu sözlerdendir! Allah'ın oğlu - kızı yoktur ki "baba" olsun! "Allah Baba" sözü, Yunan Putperestliğinden kalma bir lakırtıdır.

"Allah çocuk edindi" dediler. Hâşâ! Böyle bir şeyden arınmıştır O! Tam aksine, göklerdekiler de yerdekiler de O'na aittir. Bunların tümü O'nun önünde boyun bükmektedir. (Kur'an / Bakara - İnek Suresi / 116.ayet / Prof.Dr.Yaşar Nuri Öztürk tercümesi / Yeni Boyut / 76.baskı / İstanbul 2003 / ayrıca Yunus Suresi 68.ayete de bakılabilir)

ÇOCUK EĞİTİMİNDE "ALLAH KORKUSU" ve KUR'AN

Çocuklara Allah öğretilirken, nedense öncelik "korkuya" verilir / veriliyor. "Elini oraya uzatma Allah'ı kızdırdın", "Elini oraya koyma Cehennemlik oldun","tabağı - bardağı kırdın Allah'ı kızdırdın"... "Çocuk eğitimi"nde en çok kullanılan kelime "günah" oluyor, çünkü anne ve baba da öyle öğrendi! "Cıss" ve "Allah yakar" da çok kullanılıyor.

Halbuki Esmaül Hüsna'da yani "Allah'ın güzel isimleri"nde, Allah, sadece iki isminde bu anlamda bir tanımla anılıyor. Diğer isimleri direkt veya dolaylı yoldan "rahmetinden" bahseder.

Artı Kur'an-ı Kerim 'Besmele' ile başlıyor. Yani Kitap "açılır - açılmaz" Kur'an Allah'ı "Rahman ve Rahim" olarak tanıtıyor. ...ve bu "Besmele" 114 Sure'nin 113'ünün başına konmak suretiyle bize denmek isteniyor ki: Kur'an'ın tanıttığı Allah'ın belirgin özelliği "yakan" değil, "affeden"dir!

KADER / ALIN YAZISI ve KUR'AN!

Yaptığı kötülükleri pişkinlikle savunup, "benim alın yazım bu, bunu bana Allah yaptırdı" diyenlere gelince;

"Alın Yazısı" lakırtısı, yaptığı pisliklerin faturasını Allah'a kesmek için yapılan / söylenen şeytani bir avuntudur!

Bunların mantığından gidersek, Allah hem bana kötülük yaptıracak, hem de öbür dünyada, "neden kötülük yaptın" diye soracak!!!

Bu mantıktakilere soruyorum: Siz manyak mısınız? Böyle Allah / Allahlık mı olur?

Hâşâ!

Bu; Allah'a iftiradır. Böyle bir Allah zulmedicidir / zulmedici olur. Oysaki Kur'an'ın tanıttığı Allah "kullarına zulmedici değildir" (Örnek olarak Nisa / Kadınlar Suresi, 40.ayete bakabilirsiniz.)

İlaveten, çekeceğimiz cezaları doğuran günahlarımız, bizim kendi elimizden çıkmıştır. Çünkü: Allah "...bize zulmetmez, biz önceden gönderdiklerimiz yüzünden cezalandırılırız" (Enfal / Ganimetler Suresi 51)

Nerede bize "öğretilen" Allah, nerde Kur'an'ın "tanıttığı" Allah!?

Hıristiyan misyonerlerin, satanist sapıkların, dergâh ve tarikat(ların) çöplüğüne dönen Türkiye'de, bir; Kur'an, Cumhuriyet ve Atatürk kitabı yazmış olmanın mutluluğunu yaşıyorum...

"Marifetname", "Hakikatname" gibi, "dini temsil ettiği" söylenen, gerçekte ise birer rezalet ve saçmalık olan bu tür kitaplara protesto olarak, ilk kitabımın adını "Saçmalıkname" koydum...

Saçmalıkname, halkı "düşünmeye" davet eden ve "kaybolan güzellikler"i hatırlatmaya çalışan bir araştırma kitabıdır...

Allah'a şükürler olsun, -bu ülkenin yarınları için- akıntıya kürek çekmektedir!

muratyataganbaba


Din Adına Konuşan Hurafe Manyaklarına Cevap: Saçmalıkname kitabının bölümleri:
BİRİNCİ BÖLÜM: SİYASİ YAZILAR

- En Büyük Kumarbaz: Osmanlı İmparatorluğu!
- Cumhuriyetimizin Soyadı Ne?
- Davar Mı Pergel Mi?
- Üniversiteli Öküzler!
- Grup Kararı
- Aleviler Bu Dinin Canlarıdır
- Cem Karaca - MHP Tartışması
- "At-Avrat-Silah"a Alternatif!
- Fatih Sultan Mehmet De Bir Laikti!
- Aşka ve Aşığa Hürmet Edenlerdeniz

İKİNCİ BÖLÜM:
YETERENİCE ANLATILMAYAN KUR'AN AYETLERİ

- Öğretilen ve Tanıtılan Allah'ın Farkları
- Davar Mı Pergel Mi!?
- Murat Yatağanbaba'nın Prensipleri
- Uzay Yolu Dizisi'ndeki Atılgan Gemisi'nin Asıl Kaptanı Süleyman Peygamber'dir
- Allah'a Nasıl Rest Çekilir
- Dünler Çoğaldıkca Yarınlar Azalıyor
- Trafik Kazalarını Kur'an Önler
- Fahişe Nasıl Cennet'e Gitti
- Maçın Sonucu: Şarapcı 3 - Hz.Ömer 1

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM:
ŞAHISLAR HAKKINDA YAZILAR

- Atatürk Hangi Tarikate Üyeydi
- Hz.Muhammed ve Konficyüz Nasıl Dua Ediyordu
- İmam-ı Azam Kafir Miydi?
- Müslüm Gürses Hristiyan Mı?
- Yaşar Nuri Farkı!
- Buharika! (İmam Buhari / Sahih Buhari)
- Mahsun-i Şerif'in Sorusu
- Ruhumuzun Fişi Neden Aylakta?
- Her Yeni Doğan Bebek (Bebek: Aybike Güngör)
- Cami Duvarına İşeyen Son Köpek: Ahmet Altan
- Fethullah Gülen'e Neden Toz Kondurmuyuordum?
- Kapitalizmin Belini Kıran Adam: Barış Manço
- Barış Manço Destanı
- Boyutlarüstü Süperman: Hz.Muhammed
- "19" Allah'ın İmzası Mı?
- Bütün Okurlarım "U2" Alsınlar
- Sayın Ahmet Şahin
- Müftülüğe Açık Mektup

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM: ŞİİR

- Düşündüm
- Sayın Arkadaşım Yalnızlık

BEŞİNCİ BÖLÜM: SAÇMALIKNAME

NOT :açtığım konular içinde İlk defa herkesin mutabık kaldığı bir konu olması bana ilginç geldi ...hayırdır inşallaahhh
 
Hıristiyan misyonerlerin, satanist sapıkların, dergâh ve tarikat(ların) çöplüğüne dönen Türkiye'de, bir; Kur'an, Cumhuriyet ve Atatürk kitabı yazmış olmanın mutluluğunu yaşıyorum...

başka söze ne hacet
 
BİR CUMHURİYET ve ATATÜRK DÜŞMANI'NIN MEKTUBU!

BİR CUMHURİYET ve ATATÜRK DÜŞMANI'NIN MEKTUBU!
7/4/2007 -Kategori: Yataganbaba nin Yankilari


BİR CUMHURİYET ve ATATÜRK DÜŞMANI'NIN MEKTUBU!
(Sen ve Siz Allah'a Değil, Atatürk'e Tapıyorsunuz!)


Atatürk ve Cumhuriyet düşmanı olduğunu saklamayan bir okur mektubuna cevap vermek ne derece doğru tartışmalı... Fakat bunlar internette çok aktifler... Bol küfürlü mesajları Atatürk ve Cumhuriyet'i savunanlara sürekli gönderiyorlar... Somut bir şey de söylemiyorlar... Bir tanesi somut şeyler yazmış, ona cevap veriyorum ki, böyle düşünenler de okusun ve düşüncelerini gözden geçirsin...

Şimdi Hubeyb1400 adlı okuyucunun 23 Ağustos 2005 tarihli -küfürsüz- mektubunu okuyalım, mektubunun sadece imlâ hatalarını düzeltip olduğu gibi yayınlıyorum, sonra cevabımı vereceğim:

YOLUMUZ UZUN...

Eski bir mesajını (Ya Dayak Yememişler Ya Da Sayı Bilmiyorlar / İsraf Bizi Mahvediyor adlı makaleni) bbp.org.tr'de okudum, inan Mustafa Kemal'in "vahşeti" ve "ümmete" verdiği zarar hepsinin toplamını geçer.

İnşaallah bu fikirlerle "BBP'li olmadığını" söylersin.

Mustafa Kemal, "şerri hükümleri kaldırıp, yerine bir kısmı kendi fikirleri, diğer kısmı karma Avrupa kanunlarından oluşan" bir hükümler bütününü ülkemize getirmiştir. Bunu yaparken de onbinlerce insanı İstiklal Mahkemeleri'nde İdam ettirmiştir. İdam edilenlerin hepsi, dönemin alimleri ve şerri hükümlerden dolayı Mustafa Kemal'in getirdiği sistemi kabul etmeyenlerdir. Bunun ismi "Kemalizm"dir ve 6 ilke ile sınırları çizilmiştir. Sadece bunlardan "LAİKLİK, dinin devlet işlerinde geçerli olmamasıdır." Allah (cc) haşa devlet işlerini bilmiyor muydu yada sen Resulullah(sav )'in devlet yönettiğini bilmiyor musun?

Sana soruyorum: "lâ ilahe illallah" derken "LÂ" yani "hayır" kime diyorsun? O(cc) den başka ilahlık taslayanlara. İlahlık taslayanlar ne yapar? Allah(cc) gibi yarattıkları için kanunlar koymaya çabalarlar ve gerçek ilah olan Allah(cc)'ın hükümlerini yasaklarlar. Bugün sen hangi ülkede yaşıyorsun bilmiyorum ama -kızma- "Türkiye" gibi...

Galiba haberin yok ama ben sana bazı haberler veriyim "senin Türkiyen"den. 12 yaşının altında Allah(cc)'ın kitabının öğrenilmesi YASAK. Başörtüsü üniversitelerde ve tüm çalışma alanında YASAK. Biliyormusun bilmiyorum başörtüsü MUSTAFA KEMALİN DEĞİL GERÇEK VE TEK İLAH ALLAH(CC)'IN EMRİ. Bu senin Türkiyen'deki her genelev, her birahane, her içki satan yer, kız-erkek karışık her sözde eğitim kurumu, her pislik televizyon kanalı, her gazete yani sosyal yaşantının nerede ise tamamı Allah(cc)'ın hükümlerine aykırı. İslam dini olsa bunların hangisi olur?!

Bunlar bil bakalım hangi islam dışı devlette oluyor? Senin Türkiyen'de.

Unutma, LÂ DERKEN ALLAH(CC)'IN HÜKÜMLERİNİN DIŞINDAKİ TÜM HÜKÜMLERE VE ONLARI GETİREN SAHTE İLAHLARA "LÂ" DİYORSUN. YANİ "HAYIR" DİYORSUN. HALÂ "ATATÜRKÇÜYÜM" DİYORSAN "LÂ İLAHE İLLALLAH" DESENDE KÂFİR OLUYORSUN. ÇÜNKÜ "LÂ" DEMİYORSUN. CEHENNEM ÇOK KÖTÜ.

Sana kardeşim diyebilmek ümidi ile...

Kimden : "hubeyb1400"
Kime : [email protected]
Gönderme tarihi : 23/08/2005 15:59
Konu : yolumuz uzun

...................................................................................................................................................
YATAĞANBABA'NIN CEVABI:

Sayın Hubeyb1400...

Hah şöyle, somut şeyler yazın ki bildiklerimi anlatıp, bilmediklerimi öğreneyim.

ATATÜRK, ELMALILI HAMDİ'YE TEFSİR YAZDIRMIŞTIR!

1- "Mustafa Kemal şerri hükümleri kaldırıp, yerine bir kısmı kendi fikirleri, diğer kısmı karma Avrupa kanunlarından oluşan bir hükümler bütününü ülkemize getirmiştir." diyorsun, bu iddiana sokaktaki kediler bile güler, ya da sana bunu öğretenlere...



Atatürk bir defa bu dine en büyük hizmeti yaptı... Senin "şerri hüküm" dediğin, dönemin uyuz vede ucuz molla takımının lakırtılarından ibaretti... Bunu Said Nursi de söylüyor, Mehmet Akif de, Elmalılı da, Kuşadalı İbrahim de...



Hatta Kuşadalı "Tarikat ve dergahlar meyhane ve kerhaneye döndü, artık buralardan hayır gelmez, Kur'an'a dönün" diyor...



Said Nursi Cumhuriyet'i savunuyor...



Ve o senin beğenmediğin Mustafa Kemal Atatürk, bugün herkesin kütüphanesinde var olan "Hak Dini Kur'an Dili" tefsirini Elmalılı Hamdi Yazır'a yazdırıyor... Hatta finansmanının bir kısmını cebinden karşılıyor, bir kısmını da TBMM'den...



Yetmiyor, bugün bir numaralı hadis kaynağı olan "Sahih Buhari"yi de toplattırıp ciltlettiriyor... Ve o yokluk içinde Elmalılı Tefsirini en ücradaki köy muhtarlarına kadar gönderiyor. O tefsir o zamanda tam 10.000 adet basılıyor... Bugün hala o tesfir ayarında bir çalışma yok.

HZ.MUHAMMED DEMOKRASİYİ SAVUNUYORDU!

2- Hz.Muhammed Arabistan'ı yönetti, bu doğrudur ama O, "Ben Peygamber'im, ben yöneteceğim" diyerek devlet reisi olmadı. "Seçimle iş başına geldi", hatta Allah uyardı "git kadınlardan da beyat al" diye... (Örnek olarak Kur'an'ın Mümtahine Suresi, 12.ayete bakabilirsin) Bazen kendisi gitmiyordu ve Hz.Ömer'e "git falan yerdeki kadınlardan benim adıma bey'at al gel" diyordu. Günümüzde buna "dolaylı demokrasi" deniyor... Eskiden oy / yetki / onay / söz, bey'at'le (el sıkışarak anlaşmak) yapılıyordu, şimdi nüfus çok olduğu için "kâğıda mühür basarak" yapılıyor, tek fark bu...

LAİKLİK "DİN İLE DEVLET İŞLERİNİN AYRILMASI" DEĞİLDİR!



3- "Laiklik" bir defa "din ile devlet işlerinin birbirinden ayrılması" değildir. Yaşar Nuri Öztürk sırf bu yüzden CHP'den ayrıldı... Ona da "Allah'ı ve Kur'an'ı referans gösterip durma, iki de bir hadis okuma, din işleri başka devlet işleri başka, burası laik parti" dediler, Yaşar Hoca da buna "böyle saçma tanım mı olur, ne demek ikisi ayrı, ben meclise girerken dinimi imanımı kapıda bırakıp da mı gireceğim?" dedi ve laikliğin "din ile devlet işlerinin ayrılması" olmadığını anlatan "Kur'an Verileri Açısından Laiklik" kitabını yazdı.

Laiklik; -halkın anlayacağı biçimdeki ifadesiyle- devleti, "tarikat ve mezheplerin başındaki fertler"in değil, "halkın seçtiği insanlar"ın yönettiği sistemin adıdır...

PEYGAMBERİMİZ ve 4 HALİFE, "DİNİ RÜTBELERİ" İLE DEĞİL "SEÇİLEREK" ARABİSTAN'I YÖNETTİ!


Halife Ömer, Ebu Bekir, Osman ve Ali de "seçimle" devlet reisi olmuşlardır, yani bu dört halife ve Hz.Muhammed de -bu anlamda-"laik"tir, çünkü dini rütbelerini kullanmamış, demokratik bir ortamda seçilmişlerdir.

Bilirsinki eskiden dünyayı "din adamları" yönetirdi, tarih buna "Ortaçağ Engizisyonu" diyor, neden? Çünkü bunların "Cennet'ten arsa satmaktan tutun", "insanı dinden afaroz etmeye kadar" yetkileri vardı. "Dünya dönüyor" diyen Galile'yi öldürmeye kalktı bu kilise... En sonunda halk bunlara isyan etti ve "protestanlık" mezhebi gelişti ve bu mezhep kiliseye bayrak açarak, "kaderine sahip çıktı"... Dedi ki, siz din görevlisisiniz diye böyle bir hakka sahip değilsiniz, ülkeyi yönetecekseniz aday olun, halk seçerse yönetirsiniz...

"LAİKLİK" DİNSİZLİK DEMEK DEĞİLDİR!

4- Laiklik bu... Yani bazı desteksiz atıcıların dediği gibi "dinsizlik" demek değil... Laikliği Türkiye'den kaldırdınız mı, Türkiye'de 50.000'in üstünde tarikat ve cemaat var, bunların her biri ayrı telden çalıyor, hepsi tutturacak "ben yöneteceğim" diye... Sen ondan sonra seyreyle gümbürtüyü... Mesela diyelimki Türkiye'den Hanefi Mezhebi'ne bağlı bir ekip ülkeyi yönetmeye kalktı ne olur? Taliban Hanefi Mezhebi'ni bire bir uyguladı da ne oldu? Bunları iyi düşün...

5- Atatürk "ben size dogma (tartışma üstü şeyler) bırakmıyorum" diyor ve neredeyse 50 tane Kur'an ayetinin anlamı olan "en hakiki mürşit ilimdir" diyerek yol gösteriyor...

Elmalılı Tefsiri burada, Buhari şerhi de... Daha sana ne diyeyim ben?

Bunlara rağmen -halâ- "Atatürk din düşmanıdır" dersen ben sana bir şey yapamam. Delilin yok. Ben delillerimi yukarıda saydım...

ŞERİAT "ALLAH'IN EMİRLERİ" DEĞİL, KİŞİLERİN GÖRÜŞLERİNDEN OLUŞAN "HUKUK" DEMEK!



6- Üstelik sen "şeriat" ne demek onu da bilmiyorsun. Şeriat "hukuk" demek. Bu hukuk da 50 Arap ülkesinin 50'sinde de ayrı... Çünkü "insanların yorumundan" oluşuyor... Şeriat "Allah'ın kanunudur" diyenler desteksiz atıyor, ezbere konuşuyor... Onların bırak "din bilgisi"ni, "dil bilgileri" bile yok!!! Allah'ın kununları Kur'an'da yazılı, kişilerin görüşlerinden oluşmuş şeriatte değil...



Türkiye'de bu ayetlere uymayan hiçbir şey yok... Senin gibi Türkiye'ye ve Atatürk'e sövenler ve -senin deyişinle şeriatı, benim deyişimle Arapları- savunanlar, nedense Türkiye'yi terk etmek zorunda kaldıklarında hep Avrupa ve Amerika'ya sıvışıyorlar, ben bir tanesinin bile "şeriat"la idare edildiği iddia edilen bir Arap ülkesine gittiğini görmedim...

Yani Hubeyb1400, lafların hep "aylakta"... Tevrat'ta yazıyor ki "aldanmak isteyen aldanır", ben seni böyle bir inatta veya yanlış bilgilendirmede görüyorum, bir tek şeyde haklısın, o da mektubunun başlığı, benimle değil ama seninle / sizinle "yolumuz uzun"dur....

SANKİ BBP ATATÜRK DÜŞMANI MI?

7- Ben BBP'li değilim, fakat sempati duyuyorum. Üstelik Büyük Birlik Partisi'nin de senin gibi Atatürk ve Cumhuriyet düşmanı olduğunu" asla düşünmüyorum... Her partide senin / sizin gibi fanatikler vardır... Ben 34 yaşındayım, sırasıyla DYP, MHP ve CHP'ye oy verdim, görünen o ki, önümüzdeki günlerden itibaren Prof.Yaşar Nuri Öztürk'ün önderliğinde kurulan HYP'de aktif siyaset yapacağım.

8- Artı şahadet kelimesindeki "Lâ" kelimesi, "hayır" değil, "yoktur" anlamındadır. Ben bunun çok geniş izahatını "Din Adına Konuşan Hurafe Manyaklarına Cevap: Saçmalıkname" adlı kitabımdaki "Lâ Süpürgesi'nin Önemi" adlı yazımda detaylıca anlattım...
Mektubuna (sana ve senin gibi düşünenlere) diyeceklerim (bildiklerim) bunlardan ibarettir...

Atatürk "din düşmanı" değildir, "dini siyasete alet edenlere" direnen ve Elmalılı Hamdi Yazır'a 10 - 13 ciltlik "Hak Dini Kur'an Dili" tefsirini yazdırarak "dine hizmet eden" bir siyasetcidir...

CAMİYİ YIKARDIM!

HYP Denizli İl Başkanı Yatağanbaba'nın "2.Yazılı Basın Açıklaması" 07 Nisan 2006

(Okuyacağınız Basın Açıklaması'nı yayınlayan Basın Kuruluşları'nın gazete ve site küpürleri metnin altındadır.)

CAMİYİ YIKARDIM!

Denizli Yeni Cami’nin bahçesindeki çınar ve çam ağaçlarının kesilmesi üzerine, diyeceklerim şunlardır: İnsan / insanoğlu bugün, bütün doğanın, yani bütün “hayvanların”, “bitkilerin”, “börtü – böceğin” şikayetci olduğu bir “sanık” durumundadır! Bu “sanık sandalyesi”nden kalkmaya da niyeti yoktur.

Bunun son örneğine şehrimizin göbeğinde şahit olduk. Ben “suyun başında” olsaydım ve “birinden birini” yıkmam gerekseydi, o çınar ve çam ağaçlarını değil, “camiyi yıkardım!” Allah o cami adındaki “duvar”ın içinde “hapis” değildir. Peygamberimiz “yeşili çoğaltmayı” emretmiş ve ömrü boyunca sadece 3 mescit yapmış ve ardından da bize bildirmiştir ki “bütün yeryüzü mabettir!”

Caminin “görüntüsünü” bozuyor / kapatıyor diye bu ağaçları kesen zihniyet acınacak durumdadır. Bunların İslâm Dini ile hiçbir alâkası yoktur. Bunlar “kiliseden başka yerde ibadet edemezsiniz” diyen Ortaçağ Engizisyon Papazları’nın “ruhsal torunları”dır. “İbadethane dışında ibadet edilemez” sözü ise yalandır. Bu “gerçeğin üstünü örtmek”tir! Gerçeğin üstünü örtene ise “gâvur” denir. Bu ağaçları “Cami” yani “din adına” kesenler yalan söylemiştir yani “gâvur”dur. Hatta “gâvur oğlu gâvur”dur.

Tekrarlıyorum: Bu gâvurlar, bütün hayvanların / börtü - böceğin, bitkilerin / ağaçların şikayetci olduğu “sanık” durumundadır. Bu “din adına” iş yapan “hurafe manyakları” İslâm Dini’nin üstüne katran dökmüştür! Aydınlık değil sade “apaydınlık” olan İslâm Dini’nin üstüne simsiyah katran döken bu hurafe manyağı alçakları Allah kahretsin…

“Siyasetci Yatağanbaba” kimliğimle konu hakkındaki diyeceklerim ve “duruşum” budur. Aziz milletimize saygıyla duyuruyorum.

------------------------------------------------------------------------------
Basın Açıklaması'nı yayınlayan Basın Kuruluşları'nın gazete ve site küpürleri:

3.Baskı: Hizmet Gazetesi / 06.04.2006 / "Camiyi yıkardım!"

msn2_Hizmet_camiyi_yikardim_400.jpg

2.Baskı: Meydan Gazetesi / 05.04.2006 / "Ben olsam camiyi yıkardım!" (Birinci Sayfa Haberi)
msn2_Meydan_camiyi_yikardim_430.jpg



1.Baskı: 07.04.2006 / intenretajans.com / "Camiye yıkardım!"

msn2_internetajans_camiyi_yikardim_440.jpg


____________________________________________________________________________________________________________
....................................(bu yazısında biraz saçmalamış: ulan ne demek saiti nursi cumhuriyeti savunuyordu demek)

bu manyağı bulduğuma pişman oldum konumun kapatılmasını talep ediyorum
 
öncelikle önce okumak mı yoksa namaz mı konusundayanlış anlaşılmalara mahal vermemek için şunu belirtmek isterim okumak elbette ki kuranın ilk ayeti ve cenabı allahın ilk emridir.gerek kuranda gerek hadislerde ilmin-öğrenmenin üzerinde çokça durulmuştur.fakat ne cenabı allah ne de peygamber efendimiz okumayanın-bilmeyenin cennete giremeyeceğini söylememiştir.fakat şu konunun üzerinde çok çook çoook fazla durulmuştur;ewet tahmin ettiğiniz gibi NAMAZ.
sadece peygamberimizin şu hadisi bile bütün söylenenleri gölgede bırakır; DİNİN DİREĞİ NAMAZDIR.
ayrıca şu da vardır ki-bilmeyenler olabilir-peygamber efendimiz okuyamazdı yani bilmezdi...
ve son olarak insanları yanlış bilgilendirip farklı yönlere kanalize etmeyelim lütfen.
 
güzel bir paylaşım dostum
zaten namazda bir nevi kendini okumak değil midir?
 
Kur’an-ı Kerim Ve Ufo!

KUR’AN-I KERİM VE UFO!

“18 bin alemin Rabbi deniyor Kur’an’da, demekki bizden başkaları (ufo) da var” (Sevval Uysal / Basın Kulisi / Deha Tv. / 30 Temmuz 2005 / 20.13)

Deha Yirmi Gazetesi’nin Editörü Seval Uysal, Sayın Nuri Sözkesen “dünyanın 4.Ufo müzesi”ni açınca ve bu Yeni Asır Gazetesi’ne de manşet olunca, “Ufo’nun önemi”ni anlatmak için bir sürü örnek verdi ve sonra da işin içine Kur’an’ı da kattı ve yukarıdaki sözü söyledi... Oysaki Seval Uysal “Kur’an’da olmayan” bir ayeti Kur’an’da varmış gibi gösteriyor! Biz bunu bu konudaki cahilliğine verelim, yoksa bilip de söylese “Kur’an’a ilave” ile suçlarız ki, altında fena ezilir!

Biz şimdi Denizli’nin önemli işadamlarından Funika Holding’in sahibi Sayın Nuri Sözkesen beyin açtığı Ufo Müzesi’ni basamak yaparak, konu ile ilgili Kur’an-ı Kerim’in bakışını yansıtmaya çalışalım:

“18 bin alem” sözü halk arasında da sıkca tekrarlanıyor... Oysaki bu “sayılıp da söylenmiş” bir gerçek değil, Kur’an’da da –dediğim gibi- “Allah 18 bin alemin Rabbidir” diye bir ayet falan da yok... Var olan ayet şu:

“Allah ‘alemlerin Rabbi’dir!”... (örneğin bknz: Kur’an / Enam / 45)

Bu “alemler” kelimesi “çoğul” bir kelime olduğundan, illaki oraya bir rakam koyma girişimi / hastalığı ne zaman başladı tam bilmiyorum. Fakat bu çoğul “alemlerin” kelimesini, “binli” rakamla düşünen ve bunu kendi kitabında yazan -benim bildiğim- Said-i Nurs var... Said-i Nurs, bir Kur’an ayetini anlatırken şöyle diyor:

“...Allah’ın 19 bin alemin Rabbi olduğuna işarettir...” (Said-i Nurs / Lemalar / Detayları “Saçmalıkname” kitabımdaki “19 Allah’ın İmzası Mı?” adlı makalemden okuyabilirsiniz)

Said-i Nurs’un “19 bin alemin Rabbi” demesi, bunun doğru olduğunu göstermez, yanlış da diyemeyiz... Bu onun “yorum”udur... Bir başkası “29 bin alem”, bir diğeri de “9 bin alem” de diyebilir... “Alemlerin sayısı”nı saymak insan için mümkün olmadığından ve çoğul bir kelime kullanıldığından, burada “3” den başlayıp “sonsuz sayıda” bir rakamı siz de söyleyebilirsiniz...

Fakat halk arasında “18 bin alemin Rabbi” ve Said-i Nurs kitabında “19 bin alemin Rabbi” ifadesi / iddiaları var diye, siz bunu televizyondan halka “Kur’an’da yazıyor” diye sunamazsınız... Halk arasında dolaşan söz / sözler veya Said-i Nurs kitabında / kitaplarında yazanlar Kur’an’ı değil, halkı ve Said-i Nurs’u bağlar...

Kur’an’da “18 bin alemin Rabbi” diye bir ayet olmadığını böyle vurguladıktan sonra, “Ufo” ile alakalı olabileceğini düşündüğümüz –gerçek- Kur’an ayetlerine beraber bir göz atalım:

Yemin olsun, biz, âdemoğullarını onur ve üstünlükle donattık, onları karada ve denizde binitlerle yükledik. Onları, güzel ve temiz rızıklarla besledik. Ve onları, yarattıklarımızın birçoğundan üstün kıldık. (www.turkcekuran.com sitesi / Kur’an / İsra / 70 / Prof.Yaşar Nuri Öztürk tercümesi)

Bu ayette şunu açık şekilde görüyoruz: “Allah insanı, ‘yarattıklarının birçoğundan üstün’ yaratmıştır…” Bunun bir anlamı da şudur: İnsan “en üstün” yaratık değildir! Başka yaratıklar da vardır ve bunların “bazıları” insandan üstün yaratılmıştır… İşte bu “bazı”ları, bizim bugün “Ufo” diye andığımız ve dünyaya gelip – gittikleri iddia edilen “öteki yaratıklar” olabilir!

“Ufooğlulları”nın “Ademoğulları”ndan daha üstün olduğunu şu ayetten de anlayabiliriz:

Ey cin ve insan toplulukları! Göklerin ve yerin bucaklarından/köşelerinden geçip gitmeye gücünüz yeterse, hadi geçin gidin. Bilgi ve güç dışında bir şeyle geçip gidemezsiniz! (www.turkcekuran.com sitesi / Kur’an / Rahman / 33 / Prof.Dr.Yaşar Nuri Öztürk tercümesi)

Allah bu ayetinde, dünyanın dışına çıkmanın mümkün olduğunu ama bunun ancak ve ancak “bilgi” ve “güç”le yapılabileceğini söylüyor… Ufooğulları’nın dünyaya gelip, insanlarla diyalog kurmaya çalıştığına dair bir sürü söylenti, hatta zaman zaman –ışık yansıması ve montaj olup olmadığı tartışmalı da olsa- bazı görüntüler ve kanıtlar var ama Ademoğlulları’nın Ufooğulları’nın yaşadığı yere / boyuta / tabakaya / bucaklarına gidip, onlarla iletişim kurmaya çalıştığına dair bir “iddia” bile yok… Bunun anlamı şudur: Ufooğulları, Ademoğlulları’ndan –Kur’an’ın atıf yaptığı- “bilgi ve güc”e daha çok sahiptir, yani üstündür!

Ufooğulları’nın Ademoğulları’ndan daha bilgili ve güçlü olması, onların “ilim”de ve “fende / teknoloji”de ileride olduğunu ispatlar ama Ufooğulları Ademoğulları’ndan “daha mükkemel” değildir… Bunu şu ayetten anlıyoruz:

Biz insanı en güzel biçimde yarattık. (www.turkcekuran.com sitesi / Kur’an / Tin / 4 / Elmalılı Hamdi Yazır tercümesi)

O halde olay şudur: Ufooğulları, Ademoğulları’ndan daha üstün yaratıklardır ve şu anda da daha bilgili ve güçlüdürler ama Ademoğulları’ndan daha mükemmel yaratıklar değillerdir… Çünkü Allah insanı “en güzel” şekilde yaratmıştır okuduğumuz ayete göre… Yani “Yatağanbaba”, “Ufobaba”dan daha mükemmeldir ama Ufobaba, Yatağanbaba’dan daha çok çalışmış ve daha bilgili vede güçlü olmuştur… O halde, Yatağanbaba da Ufobaba kadar çalışırsa bu “bilgi ve güç”de ona yetişebilir… Zaten Ufo’larla ilgili görüntülerde, o yaratıkların –insana göre- eciş-bücüş yaratıklar olduğunu görüyoruz… Yani Yatağanbaba, bütün Ufobabalar’dan daha yakışıklı!!!

Bu aynı zamanda şu demektir: Eğerki “üstünlük” bilgi ve güçle ölçülüyorsa, birgün gelir Ademoğulları, Ufooğulları’ndan daha üstün de olabilir… Fakat Kur’an “insanı yarattıklarımızın birçoğundan üstün kıldık” derken kastettiği bilgi ve güç değil de başka bir şeyse, Ufooğulları Ademoğulları’ndan her zaman “üstün yaratıklar” olacaktır… Benim bugün için yapabildiğim tespit, bu üstünlüklerinin “bilgi ve güç” üstünlüğü olduğudur…


Not 1: Makalenin yazıldığı tarih: 30 Eylül 2005

Not 2: Yatağanbaba bu makalesini Funika Holding'in sahibi Nuri Sözkesen'i ziyaret ederek hediye etmiştir.
 
BİR CUMHURİYET ve ATATÜRK DÜŞMANI'NIN MEKTUBU!
7/4/2007 -Kategori: Yataganbaba nin Yankilari


BİR CUMHURİYET ve ATATÜRK DÜŞMANI'NIN MEKTUBU!
(Sen ve Siz Allah'a Değil, Atatürk'e Tapıyorsunuz!)


Atatürk ve Cumhuriyet düşmanı olduğunu saklamayan bir okur mektubuna cevap vermek ne derece doğru tartışmalı... Fakat bunlar internette çok aktifler... Bol küfürlü mesajları Atatürk ve Cumhuriyet'i savunanlara sürekli gönderiyorlar... Somut bir şey de söylemiyorlar... Bir tanesi somut şeyler yazmış, ona cevap veriyorum ki, böyle düşünenler de okusun ve düşüncelerini gözden geçirsin...

Şimdi Hubeyb1400 adlı okuyucunun 23 Ağustos 2005 tarihli -küfürsüz- mektubunu okuyalım, mektubunun sadece imlâ hatalarını düzeltip olduğu gibi yayınlıyorum, sonra cevabımı vereceğim:

YOLUMUZ UZUN...

Eski bir mesajını (Ya Dayak Yememişler Ya Da Sayı Bilmiyorlar / İsraf Bizi Mahvediyor adlı makaleni) bbp.org.tr'de okudum, inan Mustafa Kemal'in "vahşeti" ve "ümmete" verdiği zarar hepsinin toplamını geçer.

İnşaallah bu fikirlerle "BBP'li olmadığını" söylersin.

Mustafa Kemal, "şerri hükümleri kaldırıp, yerine bir kısmı kendi fikirleri, diğer kısmı karma Avrupa kanunlarından oluşan" bir hükümler bütününü ülkemize getirmiştir. Bunu yaparken de onbinlerce insanı İstiklal Mahkemeleri'nde İdam ettirmiştir. İdam edilenlerin hepsi, dönemin alimleri ve şerri hükümlerden dolayı Mustafa Kemal'in getirdiği sistemi kabul etmeyenlerdir. Bunun ismi "Kemalizm"dir ve 6 ilke ile sınırları çizilmiştir. Sadece bunlardan "LAİKLİK, dinin devlet işlerinde geçerli olmamasıdır." Allah (cc) haşa devlet işlerini bilmiyor muydu yada sen Resulullah(sav )'in devlet yönettiğini bilmiyor musun?

Sana soruyorum: "lâ ilahe illallah" derken "LÂ" yani "hayır" kime diyorsun? O(cc) den başka ilahlık taslayanlara. İlahlık taslayanlar ne yapar? Allah(cc) gibi yarattıkları için kanunlar koymaya çabalarlar ve gerçek ilah olan Allah(cc)'ın hükümlerini yasaklarlar. Bugün sen hangi ülkede yaşıyorsun bilmiyorum ama -kızma- "Türkiye" gibi...

Galiba haberin yok ama ben sana bazı haberler veriyim "senin Türkiyen"den. 12 yaşının altında Allah(cc)'ın kitabının öğrenilmesi YASAK. Başörtüsü üniversitelerde ve tüm çalışma alanında YASAK. Biliyormusun bilmiyorum başörtüsü MUSTAFA KEMALİN DEĞİL GERÇEK VE TEK İLAH ALLAH(CC)'IN EMRİ. Bu senin Türkiyen'deki her genelev, her birahane, her içki satan yer, kız-erkek karışık her sözde eğitim kurumu, her pislik televizyon kanalı, her gazete yani sosyal yaşantının nerede ise tamamı Allah(cc)'ın hükümlerine aykırı. İslam dini olsa bunların hangisi olur?!

Bunlar bil bakalım hangi islam dışı devlette oluyor? Senin Türkiyen'de.

Unutma, LÂ DERKEN ALLAH(CC)'IN HÜKÜMLERİNİN DIŞINDAKİ TÜM HÜKÜMLERE VE ONLARI GETİREN SAHTE İLAHLARA "LÂ" DİYORSUN. YANİ "HAYIR" DİYORSUN. HALÂ "ATATÜRKÇÜYÜM" DİYORSAN "LÂ İLAHE İLLALLAH" DESENDE KÂFİR OLUYORSUN. ÇÜNKÜ "LÂ" DEMİYORSUN. CEHENNEM ÇOK KÖTÜ.

Sana kardeşim diyebilmek ümidi ile...

Kimden : "hubeyb1400"
Kime : [email protected]
Gönderme tarihi : 23/08/2005 15:59
Konu : yolumuz uzun

...................................................................................................................................................
YATAĞANBABA'NIN CEVABI:

Sayın Hubeyb1400...

Hah şöyle, somut şeyler yazın ki bildiklerimi anlatıp, bilmediklerimi öğreneyim.

ATATÜRK, ELMALILI HAMDİ'YE TEFSİR YAZDIRMIŞTIR!

1- "Mustafa Kemal şerri hükümleri kaldırıp, yerine bir kısmı kendi fikirleri, diğer kısmı karma Avrupa kanunlarından oluşan bir hükümler bütününü ülkemize getirmiştir." diyorsun, bu iddiana sokaktaki kediler bile güler, ya da sana bunu öğretenlere...



Atatürk bir defa bu dine en büyük hizmeti yaptı... Senin "şerri hüküm" dediğin, dönemin uyuz vede ucuz molla takımının lakırtılarından ibaretti... Bunu Said Nursi de söylüyor, Mehmet Akif de, Elmalılı da, Kuşadalı İbrahim de...



Hatta Kuşadalı "Tarikat ve dergahlar meyhane ve kerhaneye döndü, artık buralardan hayır gelmez, Kur'an'a dönün" diyor...



Said Nursi Cumhuriyet'i savunuyor...



Ve o senin beğenmediğin Mustafa Kemal Atatürk, bugün herkesin kütüphanesinde var olan "Hak Dini Kur'an Dili" tefsirini Elmalılı Hamdi Yazır'a yazdırıyor... Hatta finansmanının bir kısmını cebinden karşılıyor, bir kısmını da TBMM'den...



Yetmiyor, bugün bir numaralı hadis kaynağı olan "Sahih Buhari"yi de toplattırıp ciltlettiriyor... Ve o yokluk içinde Elmalılı Tefsirini en ücradaki köy muhtarlarına kadar gönderiyor. O tefsir o zamanda tam 10.000 adet basılıyor... Bugün hala o tesfir ayarında bir çalışma yok.

HZ.MUHAMMED DEMOKRASİYİ SAVUNUYORDU!

2- Hz.Muhammed Arabistan'ı yönetti, bu doğrudur ama O, "Ben Peygamber'im, ben yöneteceğim" diyerek devlet reisi olmadı. "Seçimle iş başına geldi", hatta Allah uyardı "git kadınlardan da beyat al" diye... (Örnek olarak Kur'an'ın Mümtahine Suresi, 12.ayete bakabilirsin) Bazen kendisi gitmiyordu ve Hz.Ömer'e "git falan yerdeki kadınlardan benim adıma bey'at al gel" diyordu. Günümüzde buna "dolaylı demokrasi" deniyor... Eskiden oy / yetki / onay / söz, bey'at'le (el sıkışarak anlaşmak) yapılıyordu, şimdi nüfus çok olduğu için "kâğıda mühür basarak" yapılıyor, tek fark bu...

LAİKLİK "DİN İLE DEVLET İŞLERİNİN AYRILMASI" DEĞİLDİR!



3- "Laiklik" bir defa "din ile devlet işlerinin birbirinden ayrılması" değildir. Yaşar Nuri Öztürk sırf bu yüzden CHP'den ayrıldı... Ona da "Allah'ı ve Kur'an'ı referans gösterip durma, iki de bir hadis okuma, din işleri başka devlet işleri başka, burası laik parti" dediler, Yaşar Hoca da buna "böyle saçma tanım mı olur, ne demek ikisi ayrı, ben meclise girerken dinimi imanımı kapıda bırakıp da mı gireceğim?" dedi ve laikliğin "din ile devlet işlerinin ayrılması" olmadığını anlatan "Kur'an Verileri Açısından Laiklik" kitabını yazdı.

Laiklik; -halkın anlayacağı biçimdeki ifadesiyle- devleti, "tarikat ve mezheplerin başındaki fertler"in değil, "halkın seçtiği insanlar"ın yönettiği sistemin adıdır...

PEYGAMBERİMİZ ve 4 HALİFE, "DİNİ RÜTBELERİ" İLE DEĞİL "SEÇİLEREK" ARABİSTAN'I YÖNETTİ!


Halife Ömer, Ebu Bekir, Osman ve Ali de "seçimle" devlet reisi olmuşlardır, yani bu dört halife ve Hz.Muhammed de -bu anlamda-"laik"tir, çünkü dini rütbelerini kullanmamış, demokratik bir ortamda seçilmişlerdir.

Bilirsinki eskiden dünyayı "din adamları" yönetirdi, tarih buna "Ortaçağ Engizisyonu" diyor, neden? Çünkü bunların "Cennet'ten arsa satmaktan tutun", "insanı dinden afaroz etmeye kadar" yetkileri vardı. "Dünya dönüyor" diyen Galile'yi öldürmeye kalktı bu kilise... En sonunda halk bunlara isyan etti ve "protestanlık" mezhebi gelişti ve bu mezhep kiliseye bayrak açarak, "kaderine sahip çıktı"... Dedi ki, siz din görevlisisiniz diye böyle bir hakka sahip değilsiniz, ülkeyi yönetecekseniz aday olun, halk seçerse yönetirsiniz...

"LAİKLİK" DİNSİZLİK DEMEK DEĞİLDİR!

4- Laiklik bu... Yani bazı desteksiz atıcıların dediği gibi "dinsizlik" demek değil... Laikliği Türkiye'den kaldırdınız mı, Türkiye'de 50.000'in üstünde tarikat ve cemaat var, bunların her biri ayrı telden çalıyor, hepsi tutturacak "ben yöneteceğim" diye... Sen ondan sonra seyreyle gümbürtüyü... Mesela diyelimki Türkiye'den Hanefi Mezhebi'ne bağlı bir ekip ülkeyi yönetmeye kalktı ne olur? Taliban Hanefi Mezhebi'ni bire bir uyguladı da ne oldu? Bunları iyi düşün...

5- Atatürk "ben size dogma (tartışma üstü şeyler) bırakmıyorum" diyor ve neredeyse 50 tane Kur'an ayetinin anlamı olan "en hakiki mürşit ilimdir" diyerek yol gösteriyor...

Elmalılı Tefsiri burada, Buhari şerhi de... Daha sana ne diyeyim ben?

Bunlara rağmen -halâ- "Atatürk din düşmanıdır" dersen ben sana bir şey yapamam. Delilin yok. Ben delillerimi yukarıda saydım...

ŞERİAT "ALLAH'IN EMİRLERİ" DEĞİL, KİŞİLERİN GÖRÜŞLERİNDEN OLUŞAN "HUKUK" DEMEK!



6- Üstelik sen "şeriat" ne demek onu da bilmiyorsun. Şeriat "hukuk" demek. Bu hukuk da 50 Arap ülkesinin 50'sinde de ayrı... Çünkü "insanların yorumundan" oluşuyor... Şeriat "Allah'ın kanunudur" diyenler desteksiz atıyor, ezbere konuşuyor... Onların bırak "din bilgisi"ni, "dil bilgileri" bile yok!!! Allah'ın kununları Kur'an'da yazılı, kişilerin görüşlerinden oluşmuş şeriatte değil...



Türkiye'de bu ayetlere uymayan hiçbir şey yok... Senin gibi Türkiye'ye ve Atatürk'e sövenler ve -senin deyişinle şeriatı, benim deyişimle Arapları- savunanlar, nedense Türkiye'yi terk etmek zorunda kaldıklarında hep Avrupa ve Amerika'ya sıvışıyorlar, ben bir tanesinin bile "şeriat"la idare edildiği iddia edilen bir Arap ülkesine gittiğini görmedim...

Yani Hubeyb1400, lafların hep "aylakta"... Tevrat'ta yazıyor ki "aldanmak isteyen aldanır", ben seni böyle bir inatta veya yanlış bilgilendirmede görüyorum, bir tek şeyde haklısın, o da mektubunun başlığı, benimle değil ama seninle / sizinle "yolumuz uzun"dur....

SANKİ BBP ATATÜRK DÜŞMANI MI?

7- Ben BBP'li değilim, fakat sempati duyuyorum. Üstelik Büyük Birlik Partisi'nin de senin gibi Atatürk ve Cumhuriyet düşmanı olduğunu" asla düşünmüyorum... Her partide senin / sizin gibi fanatikler vardır... Ben 34 yaşındayım, sırasıyla DYP, MHP ve CHP'ye oy verdim, görünen o ki, önümüzdeki günlerden itibaren Prof.Yaşar Nuri Öztürk'ün önderliğinde kurulan HYP'de aktif siyaset yapacağım.

8- Artı şahadet kelimesindeki "Lâ" kelimesi, "hayır" değil, "yoktur" anlamındadır. Ben bunun çok geniş izahatını "Din Adına Konuşan Hurafe Manyaklarına Cevap: Saçmalıkname" adlı kitabımdaki "Lâ Süpürgesi'nin Önemi" adlı yazımda detaylıca anlattım...
Mektubuna (sana ve senin gibi düşünenlere) diyeceklerim (bildiklerim) bunlardan ibarettir...

Atatürk "din düşmanı" değildir, "dini siyasete alet edenlere" direnen ve Elmalılı Hamdi Yazır'a 10 - 13 ciltlik "Hak Dini Kur'an Dili" tefsirini yazdırarak "dine hizmet eden" bir siyasetcidir...

CAMİYİ YIKARDIM!

HYP Denizli İl Başkanı Yatağanbaba'nın "2.Yazılı Basın Açıklaması" 07 Nisan 2006

(Okuyacağınız Basın Açıklaması'nı yayınlayan Basın Kuruluşları'nın gazete ve site küpürleri metnin altındadır.)

CAMİYİ YIKARDIM!

Denizli Yeni Cami’nin bahçesindeki çınar ve çam ağaçlarının kesilmesi üzerine, diyeceklerim şunlardır: İnsan / insanoğlu bugün, bütün doğanın, yani bütün “hayvanların”, “bitkilerin”, “börtü – böceğin” şikayetci olduğu bir “sanık” durumundadır! Bu “sanık sandalyesi”nden kalkmaya da niyeti yoktur.

Bunun son örneğine şehrimizin göbeğinde şahit olduk. Ben “suyun başında” olsaydım ve “birinden birini” yıkmam gerekseydi, o çınar ve çam ağaçlarını değil, “camiyi yıkardım!” Allah o cami adındaki “duvar”ın içinde “hapis” değildir. Peygamberimiz “yeşili çoğaltmayı” emretmiş ve ömrü boyunca sadece 3 mescit yapmış ve ardından da bize bildirmiştir ki “bütün yeryüzü mabettir!”

Caminin “görüntüsünü” bozuyor / kapatıyor diye bu ağaçları kesen zihniyet acınacak durumdadır. Bunların İslâm Dini ile hiçbir alâkası yoktur. Bunlar “kiliseden başka yerde ibadet edemezsiniz” diyen Ortaçağ Engizisyon Papazları’nın “ruhsal torunları”dır. “İbadethane dışında ibadet edilemez” sözü ise yalandır. Bu “gerçeğin üstünü örtmek”tir! Gerçeğin üstünü örtene ise “gâvur” denir. Bu ağaçları “Cami” yani “din adına” kesenler yalan söylemiştir yani “gâvur”dur. Hatta “gâvur oğlu gâvur”dur.

Tekrarlıyorum: Bu gâvurlar, bütün hayvanların / börtü - böceğin, bitkilerin / ağaçların şikayetci olduğu “sanık” durumundadır. Bu “din adına” iş yapan “hurafe manyakları” İslâm Dini’nin üstüne katran dökmüştür! Aydınlık değil sade “apaydınlık” olan İslâm Dini’nin üstüne simsiyah katran döken bu hurafe manyağı alçakları Allah kahretsin…

“Siyasetci Yatağanbaba” kimliğimle konu hakkındaki diyeceklerim ve “duruşum” budur. Aziz milletimize saygıyla duyuruyorum.

------------------------------------------------------------------------------
Basın Açıklaması'nı yayınlayan Basın Kuruluşları'nın gazete ve site küpürleri:

3.Baskı: Hizmet Gazetesi / 06.04.2006 / "Camiyi yıkardım!"

msn2_Hizmet_camiyi_yikardim_400.jpg

2.Baskı: Meydan Gazetesi / 05.04.2006 / "Ben olsam camiyi yıkardım!" (Birinci Sayfa Haberi)
msn2_Meydan_camiyi_yikardim_430.jpg



1.Baskı: 07.04.2006 / intenretajans.com / "Camiye yıkardım!"

msn2_internetajans_camiyi_yikardim_440.jpg


____________________________________________________________________________________________________________
....................................(bu yazısında biraz saçmalamış: ulan ne demek saiti nursi cumhuriyeti savunuyordu demek)

bu manyağı bulduğuma pişman oldum konumun kapatılmasını talep ediyorum

bu konu dierlerine yakışmamış :vur
 
Geri
Üst