T.C. YARGITAY
9.Hukuk Dairesi
Esas: 2007/20093
Karar: 2008/14408
Karar Tarihi: 05.06.2008
ÖZET: İşyerinde uzun bir süre çalışması bulunan davacının kendiliğinden işçilik hakkı olan ihbar ve kıdem tazminatını ortadan kaldıracak şekilde işyerinden ayrılması hayatın olağan akışına uygun değildir. Davacının ihbar ve kıdem tazminatları, konusunda uzman hesap bilirkişiden alınacak rapor bir değerlendirmeye tabi tutularak hüküm altına alınmalıdır.
(1475 S. K. m. 14) (4857 S. K. m. 18, 19, 20, 21, 22) (1086 S. K. m. 275)
Dava: Davacı, ihbar ve kıdem tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği reddetmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi B. Ünal tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Karar: Davacı işçi, işveren tarafından her türlü haklarını aldığına dair belge imzalatılmak istendiğini, bu belgeyi imzalamak istememesi üzerine <bu belgeyi imzalamazsanız işe gelmeyin> diyerek 01.06.2006 tarihinde iş akdinin haksız feshedildiğini belirterek ihbar ve kıdem tazminatı alacağı isteğinde bulunmuştur.
Davalı işveren, davacının 01-02 ve 03.06.2006 günlerinde mazeretsiz ve izinsiz olarak işe gelmediğini bu nedenle 05.06.2006 tarihli noter feshi bildirimi ile iş akdinin feshedildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Dinlenen davacı tanıkları, hizmet akdinin devam ettiği bir sırada davalı işveren tarafından davacıya belge imzalattırılmak istendiğini, davacının imzalamayı kabul etmeyince <belgeyi imzalamazsanız işe gelmeyin> diyerek davacının işine son verildiğini beyan etmişlerdir. İşverenin bu şekildeki beyanı, iş sözleşmesinin eylemli olarak feshedilmesidir. İşçinin belge imzalamaya zorlanması ve imzadan çekinmesi üzerine de <imzalamazsan işe gelme> şeklindeki davranışı ile iş akdini feshettiği anlaşılmaktadır. İş akdinin bu şekildeki feshinden sonra davacının işyerine gelmesi kendisinden beklenemez. Fesih tarihinden sonra, davalı işveren tarafından davacının işe gelmediğine dair tuttuğu tutanakların ve 05.06.2006 tarihli fesih bildiriminin hukuki kıymeti yoktur. Kaldı ki işyerinde uzun bir süre çalışması bulunan davacının kendiliğinden işçilik hakkı olan ihbar ve kıdem tazminatını ortadan kaldıracak şekilde işyerinden ayrılması hayatın olağan akışına da uygun değildir. Davacının ihbar ve kıdem tazminatları, konusunda uzman hesap bilirkişiden alınacak rapor bir değerlendirmeye tabi tutularak hüküm altına alınmalıdır. Yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 05.06.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.
9.Hukuk Dairesi
Esas: 2007/20093
Karar: 2008/14408
Karar Tarihi: 05.06.2008
ÖZET: İşyerinde uzun bir süre çalışması bulunan davacının kendiliğinden işçilik hakkı olan ihbar ve kıdem tazminatını ortadan kaldıracak şekilde işyerinden ayrılması hayatın olağan akışına uygun değildir. Davacının ihbar ve kıdem tazminatları, konusunda uzman hesap bilirkişiden alınacak rapor bir değerlendirmeye tabi tutularak hüküm altına alınmalıdır.
(1475 S. K. m. 14) (4857 S. K. m. 18, 19, 20, 21, 22) (1086 S. K. m. 275)
Dava: Davacı, ihbar ve kıdem tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği reddetmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi B. Ünal tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Karar: Davacı işçi, işveren tarafından her türlü haklarını aldığına dair belge imzalatılmak istendiğini, bu belgeyi imzalamak istememesi üzerine <bu belgeyi imzalamazsanız işe gelmeyin> diyerek 01.06.2006 tarihinde iş akdinin haksız feshedildiğini belirterek ihbar ve kıdem tazminatı alacağı isteğinde bulunmuştur.
Davalı işveren, davacının 01-02 ve 03.06.2006 günlerinde mazeretsiz ve izinsiz olarak işe gelmediğini bu nedenle 05.06.2006 tarihli noter feshi bildirimi ile iş akdinin feshedildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Dinlenen davacı tanıkları, hizmet akdinin devam ettiği bir sırada davalı işveren tarafından davacıya belge imzalattırılmak istendiğini, davacının imzalamayı kabul etmeyince <belgeyi imzalamazsanız işe gelmeyin> diyerek davacının işine son verildiğini beyan etmişlerdir. İşverenin bu şekildeki beyanı, iş sözleşmesinin eylemli olarak feshedilmesidir. İşçinin belge imzalamaya zorlanması ve imzadan çekinmesi üzerine de <imzalamazsan işe gelme> şeklindeki davranışı ile iş akdini feshettiği anlaşılmaktadır. İş akdinin bu şekildeki feshinden sonra davacının işyerine gelmesi kendisinden beklenemez. Fesih tarihinden sonra, davalı işveren tarafından davacının işe gelmediğine dair tuttuğu tutanakların ve 05.06.2006 tarihli fesih bildiriminin hukuki kıymeti yoktur. Kaldı ki işyerinde uzun bir süre çalışması bulunan davacının kendiliğinden işçilik hakkı olan ihbar ve kıdem tazminatını ortadan kaldıracak şekilde işyerinden ayrılması hayatın olağan akışına da uygun değildir. Davacının ihbar ve kıdem tazminatları, konusunda uzman hesap bilirkişiden alınacak rapor bir değerlendirmeye tabi tutularak hüküm altına alınmalıdır. Yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 05.06.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.