Kördüğümü ancak İskenderin kılıcı çözer!
AKP içindeki, paralelci-hırsız tartışmasını bir kenara bırakıp biz asıl meseleye; Türkiyenin ulus devletten federasyona dönüştürülmesi demek olan Çözüm Sürecine bakalım.
Geçenlerde Bülent Arınç, Yeni Türkiye kavramını ilk kullanan kişi, benim diyordu. Kısıklıdaki konutta Tayyip Erdoğan ile görüşen Ahmet Davutoğlu da Çözüm Sürecinin stratejik hedef olma niteliği konusunda hiç bir görüş ayrılığımız yoktur dedi. Davutoğlu, sürecin ilerlemesini, silahların toprağa gömülmesine bağlayıp, Hiç bir görüş ayrılığı bu kararlılıktan feragat anlamında değerlendirilmemelidir diye de garanti verdi. PKK, silah bırakmayacağını açıkladığına göre Çözüm Süreci nasıl ilerleyecek?
***
Mersinden değerli dostum Osman Baş aradı ve Genelkurmay Başkanlığı, Eşme ruhu ile ilgili açıklama yaparken 31 yıldır Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Anayasal düzenini değiştirmeyi hedefleyen bir terör örgütü ile silâhlı mücadele eden ve bu uğurda binlerce şehit ve gazi vermiş olan şerefli, haysiyetli ve onurlu Milli Ordu Türk Silahlı Kuvvetlerine bu yakıştırmayı yapan kişileri ve yayın organlarını Yüce Türk Milleti önünde şiddetle kınıyoruz diye bir ifade kullandı. Türkiyenin Anayasal Düzenini sadece PKK mı değiştirmek istiyor? İktidarın başlattığı Çözüm Sürecinin hedefi nedir? Türkiyenin Anayasal rejimini değiştirmek değil mi? diye sordu.
Gerçi bu soruya cevap teşkil etmese de Genelkurmay Başkanlığının açıklamasında durumun ne merkezde olduğunu gösteren bir ifade daha var. Açıklamada, Türk Silahlı Kuvvetleri, kendisine yasalarla verilmiş görevleri ve Hükümetlerimizin talimat ve direktifleri doğrultusunda Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Yüce Türk Milletine yönelik her türlü terör örgütü ile mücadele etme azim ve kararlılığını sürdürmektedir deniliyor.
***
Çözüm sürecini Genelkurmay açıklaması ile birlikte değerlendirdiğimiz zaman şöyle bir durum ortaya çıkıyor: Genelkurmay Başkanlığı, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Anayasal düzenini değiştirmeyi hedefleyen bir terör örgütü ile 31 yıldır mücadele ediyor ama bu mücadeleyi Hükümetlerimizin talimat ve direktifleri doğrultusunda sürdürüyor. Anayasal düzeni asıl değiştirmek isteyenin AKP Hükümetleri olduğu ise açık bir gerçek. AKP Hükümetinin Çözüm Sürecinin başından itibaren terörle mücadeleyi frenlediğini de herkes biliyor. Diğer taraftan, TSKnın Cumhuriyeti koruma ve kollama görevi de 2009 yılında Kara Kuvvetleri Komutanlığının İnternet sitesinden kaldırılmıştı. 2013te de Silahlı Kuvvetlerin vazifesi; Türk yurdunu ve Anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyetini kollamak ve korumaktır şeklindeki TSKnın İç Hizmet Yasasının 35inci maddesi de Silahlı Kuvvetlerin vazifesi; yurt dışından gelecek tehdit ve tehlikelere karşı Türk vatanını savunmak, caydırıcılık sağlayacak şekilde askeri gücün muhafazasını ve güçlendirilmesini sağlamak, Türkiye Büyük Millet Meclisi kararıyla yurt dışında verilen görevleri yapmak ve uluslararası barışın sağlanmasına yardımcı olmaktır şeklinde değiştirilmişti...
***
Kısacası, Anayasal düzene tehdit, şimdi PKKdan önce AKP iktidarından geliyor! Zaten dün de belirttiğimiz gibi Tayyip Erdoğan da Denizlide 10 Ağustosta Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesiyle Türkiyede bir dönem fiilen bitmiştir. Kimisinin 1876dan, kimilerinin 1924den, bazılarının 1946dan başlattığı parlamenter sistem, 10 Ağustosta bir daha geri dönüşü olmamak üzere milletimiz tarafından bekleme odasına alındı diyerek darbe yapmaya çalıştıklarını itiraf etti!
Öyle bir kördüğüm ki çözmek için İskenderin kılıcı gerekiyor!
Kördüğümü ancak İskender?in kılıcı çözer! - Arslan BULUT
AKP içindeki, paralelci-hırsız tartışmasını bir kenara bırakıp biz asıl meseleye; Türkiyenin ulus devletten federasyona dönüştürülmesi demek olan Çözüm Sürecine bakalım.
Geçenlerde Bülent Arınç, Yeni Türkiye kavramını ilk kullanan kişi, benim diyordu. Kısıklıdaki konutta Tayyip Erdoğan ile görüşen Ahmet Davutoğlu da Çözüm Sürecinin stratejik hedef olma niteliği konusunda hiç bir görüş ayrılığımız yoktur dedi. Davutoğlu, sürecin ilerlemesini, silahların toprağa gömülmesine bağlayıp, Hiç bir görüş ayrılığı bu kararlılıktan feragat anlamında değerlendirilmemelidir diye de garanti verdi. PKK, silah bırakmayacağını açıkladığına göre Çözüm Süreci nasıl ilerleyecek?
***
Mersinden değerli dostum Osman Baş aradı ve Genelkurmay Başkanlığı, Eşme ruhu ile ilgili açıklama yaparken 31 yıldır Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Anayasal düzenini değiştirmeyi hedefleyen bir terör örgütü ile silâhlı mücadele eden ve bu uğurda binlerce şehit ve gazi vermiş olan şerefli, haysiyetli ve onurlu Milli Ordu Türk Silahlı Kuvvetlerine bu yakıştırmayı yapan kişileri ve yayın organlarını Yüce Türk Milleti önünde şiddetle kınıyoruz diye bir ifade kullandı. Türkiyenin Anayasal Düzenini sadece PKK mı değiştirmek istiyor? İktidarın başlattığı Çözüm Sürecinin hedefi nedir? Türkiyenin Anayasal rejimini değiştirmek değil mi? diye sordu.
Gerçi bu soruya cevap teşkil etmese de Genelkurmay Başkanlığının açıklamasında durumun ne merkezde olduğunu gösteren bir ifade daha var. Açıklamada, Türk Silahlı Kuvvetleri, kendisine yasalarla verilmiş görevleri ve Hükümetlerimizin talimat ve direktifleri doğrultusunda Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Yüce Türk Milletine yönelik her türlü terör örgütü ile mücadele etme azim ve kararlılığını sürdürmektedir deniliyor.
***
Çözüm sürecini Genelkurmay açıklaması ile birlikte değerlendirdiğimiz zaman şöyle bir durum ortaya çıkıyor: Genelkurmay Başkanlığı, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Anayasal düzenini değiştirmeyi hedefleyen bir terör örgütü ile 31 yıldır mücadele ediyor ama bu mücadeleyi Hükümetlerimizin talimat ve direktifleri doğrultusunda sürdürüyor. Anayasal düzeni asıl değiştirmek isteyenin AKP Hükümetleri olduğu ise açık bir gerçek. AKP Hükümetinin Çözüm Sürecinin başından itibaren terörle mücadeleyi frenlediğini de herkes biliyor. Diğer taraftan, TSKnın Cumhuriyeti koruma ve kollama görevi de 2009 yılında Kara Kuvvetleri Komutanlığının İnternet sitesinden kaldırılmıştı. 2013te de Silahlı Kuvvetlerin vazifesi; Türk yurdunu ve Anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyetini kollamak ve korumaktır şeklindeki TSKnın İç Hizmet Yasasının 35inci maddesi de Silahlı Kuvvetlerin vazifesi; yurt dışından gelecek tehdit ve tehlikelere karşı Türk vatanını savunmak, caydırıcılık sağlayacak şekilde askeri gücün muhafazasını ve güçlendirilmesini sağlamak, Türkiye Büyük Millet Meclisi kararıyla yurt dışında verilen görevleri yapmak ve uluslararası barışın sağlanmasına yardımcı olmaktır şeklinde değiştirilmişti...
***
Kısacası, Anayasal düzene tehdit, şimdi PKKdan önce AKP iktidarından geliyor! Zaten dün de belirttiğimiz gibi Tayyip Erdoğan da Denizlide 10 Ağustosta Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesiyle Türkiyede bir dönem fiilen bitmiştir. Kimisinin 1876dan, kimilerinin 1924den, bazılarının 1946dan başlattığı parlamenter sistem, 10 Ağustosta bir daha geri dönüşü olmamak üzere milletimiz tarafından bekleme odasına alındı diyerek darbe yapmaya çalıştıklarını itiraf etti!
Öyle bir kördüğüm ki çözmek için İskenderin kılıcı gerekiyor!
Kördüğümü ancak İskender?in kılıcı çözer! - Arslan BULUT