Socialist
New member
- Katılım
- 23 Tem 2008
- Mesajlar
- 308
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Eski Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt'un hatıralarından;
Mustafa Kemal Bulgaristan'da ateşemiliter olarak görev yapmaktadır. Bu görevi süresince, köylülerde gördüğü sağlamlığı da takdir etmeye başlamıştır.
Bir gün danslı çay saatinde. Sofya'da şık bir gazinoda oturur, orkestrayı dinlemeye başlar. O sırada köylü kılığında bir Bulgar girip, yanındaki masaya oturur. Garsonu üst üste çağırır: garson onu önce önemsemez, sonra da servis yapmayı reddeder.Köylü bu duruma sinirlenince garson gazinoı sahibini çağırır. Arkadan da gazinonun sahibi, köylüye çıkıp gitmesini söyler. Köylü, 'Beni buradan atmaya nasıl cesaret edersiniz?' diye kalkmayı reddeder. 'Bulgaristan'ı benim çalışmam yaşatıyor. Bulgaristan'ı benim tüfeğim koruyor.' der yüksek sesle. Bunun üzerine polis çağırırlar. Polis de köylüden yana çıkınca garson çay ve pasta getirmek zorunda kalır. Köylüyes bunların parasını tıkır tıkır öder. Mustafa Kemal sonra, bu olayı o meşhur "sofra"sında arkadaşlarına anlatırken;
'İşte arkadaşlar bu benim içimde bir uktedir. Ben Türk köylüsünün de böyle olmasını istiyorum. Köylü memleketin efendisi durumuna gelmedikçe, Türkiye'de gerçek bir İlerlemeden söz edilemez.'
Ve Gazi'nin kafasında, ilerideki Kemalist slogan böyle filizlenmeye başlar: 'Köylü, Milletin efendisidir.'
Mustafa Kemal Bulgaristan'da ateşemiliter olarak görev yapmaktadır. Bu görevi süresince, köylülerde gördüğü sağlamlığı da takdir etmeye başlamıştır.
Bir gün danslı çay saatinde. Sofya'da şık bir gazinoda oturur, orkestrayı dinlemeye başlar. O sırada köylü kılığında bir Bulgar girip, yanındaki masaya oturur. Garsonu üst üste çağırır: garson onu önce önemsemez, sonra da servis yapmayı reddeder.Köylü bu duruma sinirlenince garson gazinoı sahibini çağırır. Arkadan da gazinonun sahibi, köylüye çıkıp gitmesini söyler. Köylü, 'Beni buradan atmaya nasıl cesaret edersiniz?' diye kalkmayı reddeder. 'Bulgaristan'ı benim çalışmam yaşatıyor. Bulgaristan'ı benim tüfeğim koruyor.' der yüksek sesle. Bunun üzerine polis çağırırlar. Polis de köylüden yana çıkınca garson çay ve pasta getirmek zorunda kalır. Köylüyes bunların parasını tıkır tıkır öder. Mustafa Kemal sonra, bu olayı o meşhur "sofra"sında arkadaşlarına anlatırken;
'İşte arkadaşlar bu benim içimde bir uktedir. Ben Türk köylüsünün de böyle olmasını istiyorum. Köylü memleketin efendisi durumuna gelmedikçe, Türkiye'de gerçek bir İlerlemeden söz edilemez.'
Ve Gazi'nin kafasında, ilerideki Kemalist slogan böyle filizlenmeye başlar: 'Köylü, Milletin efendisidir.'