AnaToLiaN
MeCCaH
Proto Thema Gazetesi, 1995-2001 arasında Türkiye’de casusluk yapan Kalenderidis için, “MİT, Türkiye’de bir cephane fabrikasının havaya uçurulması olayında yer aldığından şüpheleniyordu” dedi. 1997′de Kıkkıkale’deki patlamada 3 kişi ölmüştü.
Hemen belirtmekte fayda var. Proto Thema Gazetesi, Yunanistan’ın geleneksel Türk düşmanlığı politikasını traja çevirme gayreti içinde olan bir yayın organı. Haberin kaynağı da yok zaten. MİT yetkilisi şunu demiş, MİT yöneticisi Yunan ajanını övmüş, gibi Yunan okurların hoşuna gidecek cümlelerin yer aldığı abartılı şovenist bir tarzı var. Yunan ajanlarının övgülerle anlatıldığı haberde çoğu tarih bilgisi gözden kaçmıyor..
Bu arada, gazetenin internet versiyonunda, nedense bu habere yer verilmemiş.
İŞTE YUNANLILARIN ÇOK HOŞUNA GİDEN HABER
Kırıkkale faciasının yaşandığı günlerde, Yunan istihbaratının bu işte parmağı olduğu Türkiye’de tartışıldı. Hatta, iki PKK’lının bombalamada görevlendirildiği o tarihlerde gazetelerde yer aldı. Patlamayla ilgili hazırlanan bilirkişi raporu,
Kırıkkale Mühimmat Fabrikası’nda 3 Temmuz 1997 yılında 3 kişinin ölümüyle sonuçlanan yangın ve patlamaların arkasında Yunan ajanlar mı var? Yunanistan’da pazar günleri yayınlanan “Proto Thema” adlı haftalık gazetenin, 1987-1998 yılları arasında İzmir’de faaliyet gösteren iki casusu “kahraman” diye tanımlayarak, “MİT, Yunan Ajan Kalenderidis’in Türkiye’de bir cephane fabrikasının yer aldığından şüpheleniyordu. Kalenderidis hakkında ölüm emri çıkarılınca Türkiye’den kaçtı” iddiasında bulunması bu soruyu gündeme getirdi.
Casusların halen Drama şehrinin Nevrokopi ilçesi Belediye Başkanı Vasilis Yannopoulos ile Abdullah Öcalan’ın Türkiye’ye getirilmeden önce Kenya’daki Yunan koruması ve halen bir “stratejik araştırmalar merkezi” sahibi olan Savas Kalenderidis olduğunu açıklayan gazete, “Ege sahillerinden Anadolu’nun derinliklerine kadar 10 yılı aşkın bir süre içinde sayısız değerli belgeye ulaştılar” ifadesine yer verdi. İşte, gazetede yer alan çok tartışılacak iddialar:
ÖCALAN’LA DUYULDU: Türk basını, Yunanistan hesabına çalıştıkları iddia edilen sözüm ona 3 casusun tutuklanmasıyla övünüyor, gerçek Yunan casusları Türkiye’de cirit atarken kimsenin ruhu bile duymamıştı. Savvas Kalenderidis bunlardan biriydi. Kalenderidis’in varlığını 1999′da Abdullah Öcalan’ın yakalanmasına kadar kimse bilmiyordu. İzmir’deki Yunan Konsolosluğu’nda Yunan EYP ajanı Vasilis Yanopuoulos’un yerini almak için 1995′te İzmir’e atanmıştı. Kalenderidis Türkiye’de 4 yıl yerine, görev süresinde rekor kırarak 6 yıl kaldı. En büyük başarılarından biri 3 Türk subayı ile işbirliği yapmış olmayı başarmasıydı. Bu subayların sayesinde “Çok Gizli” damgası taşıyan küçük Asya kıyılarındaki onlarca askeri üssün haritalarının çıkartılması ve Türk Hava Kuvvetleri’nin gizli kodlarının ele geçirilmesi sağlanmıştı.
MÜKEMMEL AJAN: Türk Üsteğmen Mehmet Barut ve 2 Türk subayı daha sonra yakalanacak ve hapse gireceklerdi. Türk subaylarının yakalandıkları günlerde bile Kalenderidis, ajanlık faaliyetlerini aynen sürdürüyordu. Hatta yüksek rütbeli bir Türk MİT yetkilisi, Kalenderidis için sonradan “Bu adam ajanlık işini son derece mükemmel yapmıştır” demekten kendini alamamıştı.
MİT, MÜKAFATLA ARADI: Kalenderidis Türkiye’de gösterdiği faaliyetlerinde tek bir hata yapmadı. MİT, Kalenderidis’in Türkiye’de bir cephane fabrikasının havaya uçurulması olayında yer aldığından şüpheleniyordu. Bu olayın faili bir milyon mükafatla aranıyordu. Nitekim cephaneliğin havaya uçurulmasındaki sorumluluk Kürtlere yüklenmişti.
ÇİLLER ÖLÜM EMRİNİ İMZALADI: Edindiğimiz bilgilere göre, dönemin Başbakanı Tansu Çiller, Kalenderidis’in öldürülmesini öngören bir talimatı imzalamıştı. İkinci bir öldürme talimatı MGK’dan çıkmıştı.
CİPLE KAÇIRILDI: Ancak Kalenderides, İzmir’deki Yunan Konsolosluğu’nda “Ticari Müşavirlik” maskesi altında sürdürdüğü ajanlık görevinin sonuna geldiğini seziyordu. Bunu da kendisini Ticari Müşavir sıfatıyla izleyen kişilerin değiştiğini görünce anladı. Kalenderidis deneyimli bir ajan olarak bu takip değişikliğiyle öldürüleceğini anlamıştı. Bu nedenle bir gece yarısı Yunan konsolosluğuna ait bir ciple Türkiye’den kaçmayı başardı. Kalenderidis Atina’ya döndükten az sonra Abdullah Öcalan’ın kaçırılma operasyonlarına katıldı ve hiç istemediği halde ünlü oldu.
VASİLİS YANNOPOULOS: Kalenderides’ten önce İzmir’deki Yunan Konsolosluğu’nda 1987-1995 yılları arasında EYP ajanlığı yapan Vasilis Yannopulos da bir Türk subayı ile işbirliği yapmasının sonucunda Ege Ordusu’na sızmayı başarmıştı. Ege Ordusu’nun bir tatbikatında Yunanistan’la savaş senaryosunu ele geçirmeyi başarmıştı. Bu senaryo, Türk Ordusu’nun Midilli ve Sakız adalarının işgalini öngörüyordu. Yanniopulos, Türk diline son derece hakim bir ajan olarak kimine göre bir Türk subayı kıyafetiyle, kime göre de dilenci kıyafetiyle tatbikatın Doğanbey ayağındaki karargaha sızarak, gizli belgeleri, haritaları ve tatbikat planlarını alarak, uyuyan Türk subaylarının fotoğraflarını çekerek Yunan EYP merkezine iletmeyi başarmıştı.
İzmir’deki operasyonun hayal kırıklığı
Gazetede yayınlanan haber, zamanlaması itibariyle dikkat çekti. Geçen ay İzmir’de MİT’in gerçekleştirdiği operasyonda Yunanistan adına casusluk yaptıkları belirlenen tur operatörü N.H. (65), fırıncı kuzeni A.H. (42) ve inşaatlarda işçi olarak çalışan İ.Ş. (38) yakalandı. Tutuklanan şüpheliler, İzmir Konsolosluğu’nda görevli bir diplomatla bağlantı halinde olduklarını itiraf etti. Şüphelilerin verdikleri bilginin önemine göre 500 ile 700 euro arasında değişen miktarlarda para aldıkları belirlendi. Yunan casusu oldukları iddiasıyla tutuklanan 3 Türk’ün bağlantı kurdukları Yunanistan’ın İzmir Başkonsolosluğu’nda görevli diplomat kriz yarattı. Ankara, Atina’dan, İzmir’de görevli casus diplomatını derhal geri çekmesini, aksi takdirde “persona non grata” yani ‘istenmeyen adam’ ilan edileceğini bildirdi. Bunun üzerine Yunanistan diplomatını geri çekti. Bu olayın ardından Yunan gazetesinde yayımlanan haber, “Yunanistan, İzmir’deki hayal kırıklığını maziye dayanarak atlatmaya çalışıyor” yorumlarına neden oldu.
KIRIKKALE’DEKİ PATLAMA NASIL OLMUŞTU
Temeli 1925′li yıllarda atılan Makine Kimya Endüstrisi (MKE) Fabrikalarının 80 yıllık tarihinde tam 4 patlama meydana gelirken kurumdaki son patlama bundan tam 7 yıl önce 3 Temmuz’da yaşanmıştı.MKE Fabrikalarının temeli Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk tarafından 1925′li yıllarda atılmıştı. 60 sene içerisinde MKE fabrikalarında herhangi bir patlamaya ait bulgulara rastlanmazken resmi verilere göre kurumdaki ilk patlama 18 Haziran 1986 yılında yaşandı. Yahşihan yakınlarındaki Askeri mühimmat deposunda aşırı sıcaktan dolayı yaşanan patlamada can kaybı olmamasına rağmen 19 kişi yaralanmıştı. MKE’de yaşanan ikinci patlama ise ilkinden iki ay kadar sonra yaşanmış ve bu patlamada 7 itfaiye eri yangını söndürmek isterken feci şekilde can vermişti. 350 işçinin çalıştığı TNT atölyesinde çıkan yangın, 2.5 ton TNT bulunan binada kuvvetli patlamalara nadan olmuş ve halk, büyük korku yaşamıştı. Bu iki patlamadan sonra 2 Şubat 1988 yılında yine mühimmat fabrikasında bir patlama yaşandı. Bu patlamada can kaybı olmazken 500 librelik dolum atölyesinde maddi hasar oluştu. O günün rakamlarına göre bu patlamanın maliyeti 22 milyon 674 bin 500 lira olarak tespit edildi. 3 Temmuz 1997 yılında yaşanan patlama ise tüm dünyada yankı uyandırdı. Patlamada biri işçi 3 kişi hayatını kaybederken Kırıkkale adete hayalet şehir oldu.
KAYNAK
Hemen belirtmekte fayda var. Proto Thema Gazetesi, Yunanistan’ın geleneksel Türk düşmanlığı politikasını traja çevirme gayreti içinde olan bir yayın organı. Haberin kaynağı da yok zaten. MİT yetkilisi şunu demiş, MİT yöneticisi Yunan ajanını övmüş, gibi Yunan okurların hoşuna gidecek cümlelerin yer aldığı abartılı şovenist bir tarzı var. Yunan ajanlarının övgülerle anlatıldığı haberde çoğu tarih bilgisi gözden kaçmıyor..
Bu arada, gazetenin internet versiyonunda, nedense bu habere yer verilmemiş.
İŞTE YUNANLILARIN ÇOK HOŞUNA GİDEN HABER
Kırıkkale faciasının yaşandığı günlerde, Yunan istihbaratının bu işte parmağı olduğu Türkiye’de tartışıldı. Hatta, iki PKK’lının bombalamada görevlendirildiği o tarihlerde gazetelerde yer aldı. Patlamayla ilgili hazırlanan bilirkişi raporu,
Kırıkkale Mühimmat Fabrikası’nda 3 Temmuz 1997 yılında 3 kişinin ölümüyle sonuçlanan yangın ve patlamaların arkasında Yunan ajanlar mı var? Yunanistan’da pazar günleri yayınlanan “Proto Thema” adlı haftalık gazetenin, 1987-1998 yılları arasında İzmir’de faaliyet gösteren iki casusu “kahraman” diye tanımlayarak, “MİT, Yunan Ajan Kalenderidis’in Türkiye’de bir cephane fabrikasının yer aldığından şüpheleniyordu. Kalenderidis hakkında ölüm emri çıkarılınca Türkiye’den kaçtı” iddiasında bulunması bu soruyu gündeme getirdi.
Casusların halen Drama şehrinin Nevrokopi ilçesi Belediye Başkanı Vasilis Yannopoulos ile Abdullah Öcalan’ın Türkiye’ye getirilmeden önce Kenya’daki Yunan koruması ve halen bir “stratejik araştırmalar merkezi” sahibi olan Savas Kalenderidis olduğunu açıklayan gazete, “Ege sahillerinden Anadolu’nun derinliklerine kadar 10 yılı aşkın bir süre içinde sayısız değerli belgeye ulaştılar” ifadesine yer verdi. İşte, gazetede yer alan çok tartışılacak iddialar:
ÖCALAN’LA DUYULDU: Türk basını, Yunanistan hesabına çalıştıkları iddia edilen sözüm ona 3 casusun tutuklanmasıyla övünüyor, gerçek Yunan casusları Türkiye’de cirit atarken kimsenin ruhu bile duymamıştı. Savvas Kalenderidis bunlardan biriydi. Kalenderidis’in varlığını 1999′da Abdullah Öcalan’ın yakalanmasına kadar kimse bilmiyordu. İzmir’deki Yunan Konsolosluğu’nda Yunan EYP ajanı Vasilis Yanopuoulos’un yerini almak için 1995′te İzmir’e atanmıştı. Kalenderidis Türkiye’de 4 yıl yerine, görev süresinde rekor kırarak 6 yıl kaldı. En büyük başarılarından biri 3 Türk subayı ile işbirliği yapmış olmayı başarmasıydı. Bu subayların sayesinde “Çok Gizli” damgası taşıyan küçük Asya kıyılarındaki onlarca askeri üssün haritalarının çıkartılması ve Türk Hava Kuvvetleri’nin gizli kodlarının ele geçirilmesi sağlanmıştı.
MÜKEMMEL AJAN: Türk Üsteğmen Mehmet Barut ve 2 Türk subayı daha sonra yakalanacak ve hapse gireceklerdi. Türk subaylarının yakalandıkları günlerde bile Kalenderidis, ajanlık faaliyetlerini aynen sürdürüyordu. Hatta yüksek rütbeli bir Türk MİT yetkilisi, Kalenderidis için sonradan “Bu adam ajanlık işini son derece mükemmel yapmıştır” demekten kendini alamamıştı.
MİT, MÜKAFATLA ARADI: Kalenderidis Türkiye’de gösterdiği faaliyetlerinde tek bir hata yapmadı. MİT, Kalenderidis’in Türkiye’de bir cephane fabrikasının havaya uçurulması olayında yer aldığından şüpheleniyordu. Bu olayın faili bir milyon mükafatla aranıyordu. Nitekim cephaneliğin havaya uçurulmasındaki sorumluluk Kürtlere yüklenmişti.
ÇİLLER ÖLÜM EMRİNİ İMZALADI: Edindiğimiz bilgilere göre, dönemin Başbakanı Tansu Çiller, Kalenderidis’in öldürülmesini öngören bir talimatı imzalamıştı. İkinci bir öldürme talimatı MGK’dan çıkmıştı.
CİPLE KAÇIRILDI: Ancak Kalenderides, İzmir’deki Yunan Konsolosluğu’nda “Ticari Müşavirlik” maskesi altında sürdürdüğü ajanlık görevinin sonuna geldiğini seziyordu. Bunu da kendisini Ticari Müşavir sıfatıyla izleyen kişilerin değiştiğini görünce anladı. Kalenderidis deneyimli bir ajan olarak bu takip değişikliğiyle öldürüleceğini anlamıştı. Bu nedenle bir gece yarısı Yunan konsolosluğuna ait bir ciple Türkiye’den kaçmayı başardı. Kalenderidis Atina’ya döndükten az sonra Abdullah Öcalan’ın kaçırılma operasyonlarına katıldı ve hiç istemediği halde ünlü oldu.
VASİLİS YANNOPOULOS: Kalenderides’ten önce İzmir’deki Yunan Konsolosluğu’nda 1987-1995 yılları arasında EYP ajanlığı yapan Vasilis Yannopulos da bir Türk subayı ile işbirliği yapmasının sonucunda Ege Ordusu’na sızmayı başarmıştı. Ege Ordusu’nun bir tatbikatında Yunanistan’la savaş senaryosunu ele geçirmeyi başarmıştı. Bu senaryo, Türk Ordusu’nun Midilli ve Sakız adalarının işgalini öngörüyordu. Yanniopulos, Türk diline son derece hakim bir ajan olarak kimine göre bir Türk subayı kıyafetiyle, kime göre de dilenci kıyafetiyle tatbikatın Doğanbey ayağındaki karargaha sızarak, gizli belgeleri, haritaları ve tatbikat planlarını alarak, uyuyan Türk subaylarının fotoğraflarını çekerek Yunan EYP merkezine iletmeyi başarmıştı.
İzmir’deki operasyonun hayal kırıklığı
Gazetede yayınlanan haber, zamanlaması itibariyle dikkat çekti. Geçen ay İzmir’de MİT’in gerçekleştirdiği operasyonda Yunanistan adına casusluk yaptıkları belirlenen tur operatörü N.H. (65), fırıncı kuzeni A.H. (42) ve inşaatlarda işçi olarak çalışan İ.Ş. (38) yakalandı. Tutuklanan şüpheliler, İzmir Konsolosluğu’nda görevli bir diplomatla bağlantı halinde olduklarını itiraf etti. Şüphelilerin verdikleri bilginin önemine göre 500 ile 700 euro arasında değişen miktarlarda para aldıkları belirlendi. Yunan casusu oldukları iddiasıyla tutuklanan 3 Türk’ün bağlantı kurdukları Yunanistan’ın İzmir Başkonsolosluğu’nda görevli diplomat kriz yarattı. Ankara, Atina’dan, İzmir’de görevli casus diplomatını derhal geri çekmesini, aksi takdirde “persona non grata” yani ‘istenmeyen adam’ ilan edileceğini bildirdi. Bunun üzerine Yunanistan diplomatını geri çekti. Bu olayın ardından Yunan gazetesinde yayımlanan haber, “Yunanistan, İzmir’deki hayal kırıklığını maziye dayanarak atlatmaya çalışıyor” yorumlarına neden oldu.
KIRIKKALE’DEKİ PATLAMA NASIL OLMUŞTU
Temeli 1925′li yıllarda atılan Makine Kimya Endüstrisi (MKE) Fabrikalarının 80 yıllık tarihinde tam 4 patlama meydana gelirken kurumdaki son patlama bundan tam 7 yıl önce 3 Temmuz’da yaşanmıştı.MKE Fabrikalarının temeli Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk tarafından 1925′li yıllarda atılmıştı. 60 sene içerisinde MKE fabrikalarında herhangi bir patlamaya ait bulgulara rastlanmazken resmi verilere göre kurumdaki ilk patlama 18 Haziran 1986 yılında yaşandı. Yahşihan yakınlarındaki Askeri mühimmat deposunda aşırı sıcaktan dolayı yaşanan patlamada can kaybı olmamasına rağmen 19 kişi yaralanmıştı. MKE’de yaşanan ikinci patlama ise ilkinden iki ay kadar sonra yaşanmış ve bu patlamada 7 itfaiye eri yangını söndürmek isterken feci şekilde can vermişti. 350 işçinin çalıştığı TNT atölyesinde çıkan yangın, 2.5 ton TNT bulunan binada kuvvetli patlamalara nadan olmuş ve halk, büyük korku yaşamıştı. Bu iki patlamadan sonra 2 Şubat 1988 yılında yine mühimmat fabrikasında bir patlama yaşandı. Bu patlamada can kaybı olmazken 500 librelik dolum atölyesinde maddi hasar oluştu. O günün rakamlarına göre bu patlamanın maliyeti 22 milyon 674 bin 500 lira olarak tespit edildi. 3 Temmuz 1997 yılında yaşanan patlama ise tüm dünyada yankı uyandırdı. Patlamada biri işçi 3 kişi hayatını kaybederken Kırıkkale adete hayalet şehir oldu.
KAYNAK