- Katılım
- 18 Eyl 2006
- Mesajlar
- 12,388
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Konuşma güçlüğü çeken 5 yaşındaki kızı Beyza'nın tedavisi için emekliliğine 14 yıl kala istifa eden Ağrı Valisi Mehmet Çetin, konuştu. Çetin, "Kızımla zaman geçirmek her şeye değer, valilik ne ki?" derken ders verdi:
Ağrı Valisi Mehmet Çetin, Nisan ayında konuşma güçlüğü çeken 5 yaşındaki kızı Beyzayı tedavisinde yalnız bırakmamak için emekliliğine 14 yıl kala istifa etti. Anadolu Üniversitesine bağlı rehabilitasyon merkezi DİLKOMda terapi gören kızına destek olmak için kariyerini geride bırakmayı göze alan baba Çetin, makam arabası, vali konağı, sekreter, özel Kalem gibi ayrıcalıklar olmadan Eskişehirde yepyeni bir hayata adım attı. Çetin ailesiyle bir Gün geçirdik ve ikinci hayatlarına tanıklık ettik.
Ağrı eski Valisi Mehmet Çetin, mülkiye baş müfettişliği, bakan danışmanlığı, teftiş kurulu başkanlığı, Başbakanlık İnsan Hakları İçişleri Temsilciliği gibi görevlerden sonra, 2 yıl önce Ağrıda ilk kez vali oldu. Nisan ayında ise sürpriz bir kararla istifasını açıkladı. Hem de vali olarak emekli olmasına henüz 14 yıl varken... Kimileri valinin istifa kararının arkasında uyumsuzluk sorunu olduğunu söyledi, kimileri ise Ağrı Valiliğinden sonra verilecek ağır bir görev beklentisi... Halbuki, Ağrı Valisi Çetin, konuşma güçlüğü çeken 5 yaşındaki kızı Beyzanın tedavisi için emekliye ayrıldı: Kızım uzun süredir hem Ankarada hem de Ağrıda rehabilitasyon merkezine devam ediyordu. Sonra Anadolu Üniversitesinde Türkiyenin en iyi uzmanlarının olduğu profesyonel bir rehabilitasyon merkezinin varlığını duyduk. Eşimle kızım Eskişehire gitti. doktorlar Beyza bizim için tedavisi en kolay hastalardan birisi. Ama burada yaşamanız lazım. Haftanın 5 Günü terapilere devam etmesi lazım dediler. Ben de 19 Nisanda emeklilik kararını aldım.
Babasından ayrı mutsuz olduğunu gördüm
Valilikten ayrılarak bir anda bütün Türkiyenin gündemine gelen Çetin, babayla büyüyen çocukların daha çabuk iyileşeceğini düşünerek eşiyle ortak bir karar verdiklerini belirtiyor: Eşim ve kızım Eskişehire yerleştikten 1 Ay sonra, onları görmeye gittim. Geldiğimde kızımın babasından ayrı yaşadığı için mutsuz ve huzursuz olduğunu gördüm. Müthiş bir özlem içerisindeydi. Öte yandan da benim yaşadığım bir huzursuzluk oldu. Ağrıda çocuğumdan ve ailemden uzak kalınca, oradaki yaşamın olumsuzluklarına direnme gücümün azaldığını hissettim. Verimliliğim düştü. Oysa Ağrı gibi bir yerde mutlaka valilerin yoğun bir tempoyla çalışması ve sorunları çözmesi lazım. Dolayısıyla, Hem kendime ve aileme, hem de Ağrıya yazık etmeyeyim diye düşündüm. Eşimle oturup uzun uzun konuştuk. Birlikte emeklik kararını verdik.
Hayatında ilk defa bana babacağım dedi
Eski vali Çetin, artık Eskişehirde yepyeni bir hayata Merhaba dedi. Kızıyla yaklaşık 1.5 aydır beraber olan Çetin, terapide çok hızlı ilerlemeler olduğunu anlatıyor. Beyza, babasının gelişiyle birlikte tedaviye daha olumlu cevap veriyor: İlk defa kullandığı her kelimeyi duyduğumuzda hem annesi, hem de ben çok mutlu oluyoruz. 3-4-5 kelimelik yeni cümleler kurduğunda dünyalar bizim oluyor. Yıllardır baba diyordu ama hiç babacığım ya da anneciğim demiyordu. Buraya geleli yaklaşık 20-25 gün oldu, ablacığım, anneciğim ve babacığım demeye başladı. Kızımız inanılmaz mutlu, keyifli, çok hızlı bir mesafe kat ediyor. Küçük Beyzanın anlama ve algılamada bir sorunu yok. Terapistlerin tüm çabası ifadedeki sıkıntıyı gidermek: Ben burada olmasaydım, ben bir tarafta, Beyza ve annesi bir tarafta, İzmirde üniversitede okuyan büyük kızımız Aslı da bir tarafta olacaktı. Bölünmüş ve parçalanmış bir Ailede kızımın terapisi de daha zor olacaktı. Beyza baba özlemi ve abla özlemini aynı anda yaşayacaktı. Her geçen gün ilerleme kaydediyor. Balıkesire akrabamın düğününe gittik. Orada akrabalarım bile Beyzayı önceki gördüğümüzde böyle değildi, şimdi her şeyi anlatıyor. Kelimeleri ve cümleleri daha düzgün kullanıyor diyorlar.
Ailem olmadan yaşamaya değer mi?
Yanında olmasa küçük Beyzanın istenilen gelişmeyi kat edemeyeceğini anlatan Çetin, önceliklerinin tercihini netleştirdiğini belirtiyor: Valilikten ayrılmasam sadece o değil, ben de mutsuz ve huzursuz yaşayacaktım. Görevimde başarılı olamayacaktım. Yaşamaya değer mi bu şekilde? İnsanın hayatında önce Ailesi gelir. Anadolu halkının deyişiyle, benim önce kendime ve aileme hayrım dokunacak ki, topluma ve millete hayrım dokunsun... Vali Çetin, 1.5 aylık ayrılığın Beyzayı nasıl olumsuz etkilediğini şöyle anlatıyor: Artık babası ile yatmak istiyor. Ağrıdayken geçici süre ayrı yaşayana kadar hiç öyle bir derdi yoktu. O Günden beri hep benimle yatmak istiyor. Balıkesire misafirliğe gittiğimizde de Ben babayla yatacağım dedi. Bu çocuğun baba sevgisine ihtiyacını gösteriyor.
Valilik için yaşamıyorum, valilik için de ölmeyeceğim
Sakaryalı bir çiftçi çocuğu olduğunu dile getiren Çetin, memurlukla bir birikimin mümkün olmadığını söylüyor: Emekli ikramiyemle bir Araba aldım. Ankarada başımı sokmak için de TOKİden aldığım evin taksitini ödüyorum. Beyzanın terapisi için de Ayda 1000 TL ödüyorum. Beyzanın tedavisi bitince çalışacağım. Ayrılmak bir özgüven meselesi. Bir insanın valilik dışında da yapabileceği çok şey vardır. Ben valilik için yaşamıyorum ve valilik için de ölmeyeceğim. Eskişehirde mutlu ve huzurluyum. Bir süre sonra aileme yararlı olacak başka işlerle uğraşırım. Hayata böyle bakarsanız keyifli olur. Valilikten ayrılınca bir sıkıntım olmadı. Çünkü ben makam için yaşamam. Devletin sunduğu makam arabası, vali konağı gibi imkanları, sekreter, özel kalem gibi hizmetlileri bir nimet olarak görmedim. Dolayısıyla da, bunlardan vazgeçince bir eksiklik hissetmedim. Kendi arabamı kendim kullanıyorum. Kendi programımı kendim yapıyorum. Emredeceğim kimse de yok. Emretme ihtiyacı da hissetmiyorum.
Terapiden sonra parka oynamaya gidiyoruz
Küçük Beyza, Eskişehirdeki konuşma bozuklukları tedavi merkezi DİLKOMda haftada 5 gün değişik saatlerde bireysel ve grup terapileri alıyor. Beyzayı grup terapisine götürme görevi anne Nezihe Hanımın. Vali Çetin ise, Beyzanın eğlencesinden sorumlu: Terapiden sonra yemeğini yiyor. Sonra parka gidip dondurma yiyoruz. Parkta diğer çocuklarla diyalog içine giriyor. Bunlar da terapilerine çok ciddi katkı sağlıyor. Okuldaki hocaları zorlandığı kelimeler için formlar verip aynılarını evde tekrar etmesini istiyor. Örneğin, Bu benim diyeceğine bu bende diyor. Şimdi son dersi bu, annesi ona uğraşıyor. Meramını anlatıyor ama kelimeyi doğru kullanmıyor. Televizyondaki çocuk kanallarını izliyor. Çok seçici, sadece çok sevdiği programları izliyor.
Babasının dikkatini çekmek için her numarayı yapıyor
Eski Vali Çetin, kızınla olan özel ilişkisini şöyle anlatıyor: Beyza, evde tepeme çıkar, yanaklarımı mıncıklar, yüzümü çizer. Sevgisini çok haşin ve hırçın şekilde gösteriyor. Büyük kızım Aslı duygularını gösterir, Beyza ise saklar. Benle cebelleşir, oynar, dikkat çekmek için her türlü numarayı yapar. Biraz ilgisiz kalınca benim en hoşuma gitmeyecek şeyi tespit edip onu yapar. Diyelim ki, açık oturum izliyorum TVde ve Beyzayı unuttum. En kestirme yol TVyi kapatmak ya da kanal değiştirmektir. Böyle küçük cinlikleri vardır. O sevgiye ihtiyaç duyuyor ve onu gideriyor. Hiç kimseye şımarmadığı kadar bana şımarır.
Ağrı Valisi Mehmet Çetin, Nisan ayında konuşma güçlüğü çeken 5 yaşındaki kızı Beyzayı tedavisinde yalnız bırakmamak için emekliliğine 14 yıl kala istifa etti. Anadolu Üniversitesine bağlı rehabilitasyon merkezi DİLKOMda terapi gören kızına destek olmak için kariyerini geride bırakmayı göze alan baba Çetin, makam arabası, vali konağı, sekreter, özel Kalem gibi ayrıcalıklar olmadan Eskişehirde yepyeni bir hayata adım attı. Çetin ailesiyle bir Gün geçirdik ve ikinci hayatlarına tanıklık ettik.
Ağrı eski Valisi Mehmet Çetin, mülkiye baş müfettişliği, bakan danışmanlığı, teftiş kurulu başkanlığı, Başbakanlık İnsan Hakları İçişleri Temsilciliği gibi görevlerden sonra, 2 yıl önce Ağrıda ilk kez vali oldu. Nisan ayında ise sürpriz bir kararla istifasını açıkladı. Hem de vali olarak emekli olmasına henüz 14 yıl varken... Kimileri valinin istifa kararının arkasında uyumsuzluk sorunu olduğunu söyledi, kimileri ise Ağrı Valiliğinden sonra verilecek ağır bir görev beklentisi... Halbuki, Ağrı Valisi Çetin, konuşma güçlüğü çeken 5 yaşındaki kızı Beyzanın tedavisi için emekliye ayrıldı: Kızım uzun süredir hem Ankarada hem de Ağrıda rehabilitasyon merkezine devam ediyordu. Sonra Anadolu Üniversitesinde Türkiyenin en iyi uzmanlarının olduğu profesyonel bir rehabilitasyon merkezinin varlığını duyduk. Eşimle kızım Eskişehire gitti. doktorlar Beyza bizim için tedavisi en kolay hastalardan birisi. Ama burada yaşamanız lazım. Haftanın 5 Günü terapilere devam etmesi lazım dediler. Ben de 19 Nisanda emeklilik kararını aldım.
Babasından ayrı mutsuz olduğunu gördüm
Valilikten ayrılarak bir anda bütün Türkiyenin gündemine gelen Çetin, babayla büyüyen çocukların daha çabuk iyileşeceğini düşünerek eşiyle ortak bir karar verdiklerini belirtiyor: Eşim ve kızım Eskişehire yerleştikten 1 Ay sonra, onları görmeye gittim. Geldiğimde kızımın babasından ayrı yaşadığı için mutsuz ve huzursuz olduğunu gördüm. Müthiş bir özlem içerisindeydi. Öte yandan da benim yaşadığım bir huzursuzluk oldu. Ağrıda çocuğumdan ve ailemden uzak kalınca, oradaki yaşamın olumsuzluklarına direnme gücümün azaldığını hissettim. Verimliliğim düştü. Oysa Ağrı gibi bir yerde mutlaka valilerin yoğun bir tempoyla çalışması ve sorunları çözmesi lazım. Dolayısıyla, Hem kendime ve aileme, hem de Ağrıya yazık etmeyeyim diye düşündüm. Eşimle oturup uzun uzun konuştuk. Birlikte emeklik kararını verdik.
Hayatında ilk defa bana babacağım dedi
Eski vali Çetin, artık Eskişehirde yepyeni bir hayata Merhaba dedi. Kızıyla yaklaşık 1.5 aydır beraber olan Çetin, terapide çok hızlı ilerlemeler olduğunu anlatıyor. Beyza, babasının gelişiyle birlikte tedaviye daha olumlu cevap veriyor: İlk defa kullandığı her kelimeyi duyduğumuzda hem annesi, hem de ben çok mutlu oluyoruz. 3-4-5 kelimelik yeni cümleler kurduğunda dünyalar bizim oluyor. Yıllardır baba diyordu ama hiç babacığım ya da anneciğim demiyordu. Buraya geleli yaklaşık 20-25 gün oldu, ablacığım, anneciğim ve babacığım demeye başladı. Kızımız inanılmaz mutlu, keyifli, çok hızlı bir mesafe kat ediyor. Küçük Beyzanın anlama ve algılamada bir sorunu yok. Terapistlerin tüm çabası ifadedeki sıkıntıyı gidermek: Ben burada olmasaydım, ben bir tarafta, Beyza ve annesi bir tarafta, İzmirde üniversitede okuyan büyük kızımız Aslı da bir tarafta olacaktı. Bölünmüş ve parçalanmış bir Ailede kızımın terapisi de daha zor olacaktı. Beyza baba özlemi ve abla özlemini aynı anda yaşayacaktı. Her geçen gün ilerleme kaydediyor. Balıkesire akrabamın düğününe gittik. Orada akrabalarım bile Beyzayı önceki gördüğümüzde böyle değildi, şimdi her şeyi anlatıyor. Kelimeleri ve cümleleri daha düzgün kullanıyor diyorlar.
Ailem olmadan yaşamaya değer mi?
Yanında olmasa küçük Beyzanın istenilen gelişmeyi kat edemeyeceğini anlatan Çetin, önceliklerinin tercihini netleştirdiğini belirtiyor: Valilikten ayrılmasam sadece o değil, ben de mutsuz ve huzursuz yaşayacaktım. Görevimde başarılı olamayacaktım. Yaşamaya değer mi bu şekilde? İnsanın hayatında önce Ailesi gelir. Anadolu halkının deyişiyle, benim önce kendime ve aileme hayrım dokunacak ki, topluma ve millete hayrım dokunsun... Vali Çetin, 1.5 aylık ayrılığın Beyzayı nasıl olumsuz etkilediğini şöyle anlatıyor: Artık babası ile yatmak istiyor. Ağrıdayken geçici süre ayrı yaşayana kadar hiç öyle bir derdi yoktu. O Günden beri hep benimle yatmak istiyor. Balıkesire misafirliğe gittiğimizde de Ben babayla yatacağım dedi. Bu çocuğun baba sevgisine ihtiyacını gösteriyor.
Valilik için yaşamıyorum, valilik için de ölmeyeceğim
Sakaryalı bir çiftçi çocuğu olduğunu dile getiren Çetin, memurlukla bir birikimin mümkün olmadığını söylüyor: Emekli ikramiyemle bir Araba aldım. Ankarada başımı sokmak için de TOKİden aldığım evin taksitini ödüyorum. Beyzanın terapisi için de Ayda 1000 TL ödüyorum. Beyzanın tedavisi bitince çalışacağım. Ayrılmak bir özgüven meselesi. Bir insanın valilik dışında da yapabileceği çok şey vardır. Ben valilik için yaşamıyorum ve valilik için de ölmeyeceğim. Eskişehirde mutlu ve huzurluyum. Bir süre sonra aileme yararlı olacak başka işlerle uğraşırım. Hayata böyle bakarsanız keyifli olur. Valilikten ayrılınca bir sıkıntım olmadı. Çünkü ben makam için yaşamam. Devletin sunduğu makam arabası, vali konağı gibi imkanları, sekreter, özel kalem gibi hizmetlileri bir nimet olarak görmedim. Dolayısıyla da, bunlardan vazgeçince bir eksiklik hissetmedim. Kendi arabamı kendim kullanıyorum. Kendi programımı kendim yapıyorum. Emredeceğim kimse de yok. Emretme ihtiyacı da hissetmiyorum.
Terapiden sonra parka oynamaya gidiyoruz
Küçük Beyza, Eskişehirdeki konuşma bozuklukları tedavi merkezi DİLKOMda haftada 5 gün değişik saatlerde bireysel ve grup terapileri alıyor. Beyzayı grup terapisine götürme görevi anne Nezihe Hanımın. Vali Çetin ise, Beyzanın eğlencesinden sorumlu: Terapiden sonra yemeğini yiyor. Sonra parka gidip dondurma yiyoruz. Parkta diğer çocuklarla diyalog içine giriyor. Bunlar da terapilerine çok ciddi katkı sağlıyor. Okuldaki hocaları zorlandığı kelimeler için formlar verip aynılarını evde tekrar etmesini istiyor. Örneğin, Bu benim diyeceğine bu bende diyor. Şimdi son dersi bu, annesi ona uğraşıyor. Meramını anlatıyor ama kelimeyi doğru kullanmıyor. Televizyondaki çocuk kanallarını izliyor. Çok seçici, sadece çok sevdiği programları izliyor.
Babasının dikkatini çekmek için her numarayı yapıyor
Eski Vali Çetin, kızınla olan özel ilişkisini şöyle anlatıyor: Beyza, evde tepeme çıkar, yanaklarımı mıncıklar, yüzümü çizer. Sevgisini çok haşin ve hırçın şekilde gösteriyor. Büyük kızım Aslı duygularını gösterir, Beyza ise saklar. Benle cebelleşir, oynar, dikkat çekmek için her türlü numarayı yapar. Biraz ilgisiz kalınca benim en hoşuma gitmeyecek şeyi tespit edip onu yapar. Diyelim ki, açık oturum izliyorum TVde ve Beyzayı unuttum. En kestirme yol TVyi kapatmak ya da kanal değiştirmektir. Böyle küçük cinlikleri vardır. O sevgiye ihtiyaç duyuyor ve onu gideriyor. Hiç kimseye şımarmadığı kadar bana şımarır.