Kaddafi Halkını Paralı Askerlere Kırdırıyor

>ahm@t<

>HayalperesT
Katılım
13 Nis 2009
Mesajlar
7,168
Reaction score
0
Puanları
0
Arap alemini saran özgürlük ateşi, Libyayı 41 yıldır demir yumrukla yöneten Kaddafiyi de sallıyor
Ülkenin 5 büyük kentindeki protestoları bastırmak için kendi askerlerine güvenmeyen Kaddafi, dün gece özel kuvvetler ve Afrika’dan getirdiği paralı askerlerli meydana saldı. Paralı askerlerin açtığı ateşle sadece Bingazi’de dün 46 kişi öldü. Son üç günde ölenlerinin sayısı ise 84’e ulaştı

Arap dünyasında Zeynalabidin Bin Ali ve Hüsnü Mübarek’in devrilmesiyle alevlenen özgürlük ateşi, Yemen, Bahreyn ve diğer Ortadoğu ülkelerini sardı. Batılı ülkeler bu ülkelerden birinde devrim beklerken, Libya lideri Muammer Kaddafi 41 yıllık iktidarındaki en büyük halk ayaklanmasıyla karşılaştı. Toplam 5 kente başlayan gösterilerde Bingazi ve El Bayda kentlerinin kontrolü göstericilerin eline geçti.

Eylemciler iki polisi astı
İki güvenlik görevlisi öfkeli kalabalık tarafından asılarak infaz edildi. Kaddafi tam kendisi gibi bir diktatörden beklenen kanlı bir operasyona girişti. Reuters ajansı bazı askerlerin saf değiştirdiğini ve üç tanka göstericilerin çıkmasına izin verildiğini duyurdu. Tunus ve Mısır’daki olaylardan ders alarak ordusundaki Libyalı askerlere güvenmeyen 69 yaşındaki Libya lideri, oğlu Khamis’in adını taşıyan ve özel askeri birliği ve Afrika’dan getirttiği paralı askerleri halkının üzerine gönderdi.

Operasyon öncesinde ülke genelinde internet bağlantısı tamamen kesildi. Yabancı gazetecilerin ülkeye girişi yasaklandı. Hatta yerli gazetecilerin diğer kentlere seyahat etmeleri ve bu kentlerle olan telefon bağlantıları kesildi. İsyanın merkezi haline gelen Bingazi’nin büyük bir bölümünün elektriği de kesildi. Dün sabaha karşı farklı bir üniforma ve sarı bere takan bu birlikler, Bingazi’de adalet sarayı önünde çadır kuran ve çoğunu avukatların oluşturduğu göstericilere müdahale etti. Direnenler baş ve kalplerinden vurularak etkisiz hale getirildi. Bingazi’deki hastane kaynakları, aralarında Fransızca konuşan bu askerlerin açtığı ateş sonucunda 46 kişinin öldüğünü açıkladı. El Bayda kentinde de düzinelerce eylemcinin aynı şekilde öldürüldüğü belirtildi. Son üç günde ölenlerin sayısının 100’ü aştığı, ölenlerin çoğunun 13 ile 35 yaş arasındaki gençlerden oluştuğu kaydedildi.

Helikopterden ateş açıldı
Askeri müdahale sırasında helikopterlerin de havadan ateş açtığı öne sürüldü. Ordunun Bingazi’deki içme suyu şebekesini zehirlediği, bir çok kişinin hastanelik olduğu söyleniyor. Başkent Trablus’ta ise gösterilerin Kaddafi yandaşları tarafından bastırıldığı belirtildi. Ülke genelinde halkın askerler tarafından vurulma korkusuyla evden çıkamadığı belirtiliyor. Amerikan istihbaratına göre operasyona katılan Khamis tugayının Libya ordusu içindeki en iyi eğitilmiş elit birlik olduğu ve bünyesinde yabancı paralı askerlerin de bulunduğu belirtildi. Kaddafi’nin Afrika ülkelerinden daha fazla asker getirmek için Tunus’tan 5 uçak kiraladığı öne sürüldü. Bu arada Mısır ve Tunuslu aktivistler, Libyalı göstericilere dış dünyayla irtibat sağlamak için sınıra yakın bölgelere gelerek cep telefonu sim kartlarını almaları çağrısında bulundu. Cezayir’de sınıra giden aktivisteler ordunun çok sert müdahalesi sonucu geri çekilmek zorunda kaldı.
BİR ÇADIRI, BİR DE 80 MİLYAR DOLARI VAR
Üniversite yıllarında Arap milliyetçiliğinden etkilinerek orduya katılan Muammer Kaddafi 1942 yılında doğdu. Okul arkadaşlarıyla birlikte, 1959 yılında ileride Özgür Subaylar Hareketi adını alacak gizli bir örgüt kurdu. 1969’da yüzbaşılığa yükselen Kaddafi, krala karşı darbe yaptı. Albay rütbesi alarak silahlı kuvvetler komutanı oldu. Devrim Komuta Konseyi adına denetimi ele geçirip anayasal kuruluşları feshetti. Renkli ve sıra dışı tarzıyla dikkat çeken, her dış ülke gezisine kadın asker korumaları ve çadırıyla giden Kaddafi tam 41 yıl boyunca ülkeyi demir yumrukla yönetti. Muhalefeti sürekli olarak bastırdı. Kişisel serveti 80 milyar dolar olan Kaddafi’nin playboy oğullarının uluslararası diplomatik kriz çıkarmakla ünlü.
OĞLU CANINI ZOR KURTARDI
Gösteriler sırasında Kaddafi’nin Libya Futbol Federasyonu başkanı olan oğlu Sadi Kaddafi’nin Bingazi’de olduğu ortaya çıktı. Libya Today gazetesinin haberine göre bu bilgiyi öğrenen öfkeli kalabalık Sadi Kaddafi’nin bulunduğu oteli bastı. Kaçmaya çalışan oğul Kaddafi kent sokaklarında göstericilerin çemberi içinde kaldı, linç edilmekten son anda kurtuldu.

THY, Bingazi ve Trablus’tan iki uçakla 195 Türk getirdi

Libya’daki Türklerden bir grup, THY’nin tarifeli iki uçağıyla İstanbul’a geldi. Bingazi’den gelen ve içinde 90 yolcunun bulunduğu uçak, Atatürk Havalimanı’na gecikmeli olarak indi. Ardından 105 Türkle Trablusgarp’tan gelen uçak indi. Yolcular, yakınları tarafından karşılandı.

Bingazi’de bir inşaat firmasında çalışan Osman Horoz, kentte özellikle kamu binalarına saldırılar olduğunu belirterek, “Dün akşam da bizim kamp yerimize saldırdılar. Canımızı zor kurtardık” dedi. Kendi iş yerlerinin saldırıda yandığını belirten Horoz, sözlerine şöyle devam etti: “Yabancılara karşı saldırılar var, ancak özellikle Türklere yönelik bir saldırı yok. Tepki devlete olduğu için devlet adına çalışanlara saldırı oluyor. Genelde bir yağma var. Mesela bir Türk firmasının kamyonlarını alıp evlerinin önlerine çekmişler. Bu tür yağmayı yapanlar da genelde ’çoluk çocuk’ dediğimiz insanlar.”

Bingazi’de durum çok vahim
Trablusgarp’tan gelen Hakan Terlik ise Bingazi’deki durumun daha vahim olduğunu söyledi. Terlik, “Trablusgarp’ta çatışma yok. Çünkü halk genelde Kaddafi yanlısı, hatta Kaddafi halkın içinde yürüyüşe bile çıktı” diye konuştu. Trablusgarp’tan geldiğini ifade eden Mehmet Yahyalı ise orada çatışma yaşanmadığını, ancak Trablusgarp dışında yaklaşık 5 ilde çatışmaların olduğunu söyledi. Ailesiyle birlikte Türkiye’ye döndükleri için çok mutlu olduklarını söyleyen Mine Şener ise “Ben Trablusgarp’tan geliyorum. Bize Bingazi’den sürekli kötü haberler geliyor. Oraya da uçaklar sevk edilmeye başlamış. Umarım oradaki vatandaşlarımız da bir an önce döner” dedi.
 
Valla bir halk isyana kalktıysa iş zor.. Zombiee38 ağzından yel alsın o hale düşmeyi kim ister... İnşallah öyle birşey olmaz
 
ne oluyo bu dünyaya :S
ama inş. ne olursa olsun güzle bir sonuç çıkar ;)
biri özgürlük ateşini yaktı ve ateş git gide sıçrıyo. belki sonucu iyi olucak ancak maleseft bu uğurda biçok insan kaybedilecek gibi...
 
ne oluyo bu dünyaya :S
ama inş. ne olursa olsun güzle bir sonuç çıkar ;)
biri özgürlük ateşini yaktı ve ateş git gide sıçrıyo. belki sonucu iyi olucak ancak maleseft bu uğurda biçok insan kaybedilecek gibi...
Ne ateşi ne özgürlüğü?
Bu düpedüz BOP ülkemizde de eş başkanı var yap bitane o BOP bu.
 
İslam aleminde bulunan bütün rejim ve yöneticiler Sykes-Picot antlaşmasının ürünüdür.
Şu bir gerçektir ki siyasi gelişmeler ve meydana gelen bu olaylar 'iyi ve doğru yönlendirmek' şartıyla çok ciddi boyuta varabilir. İslami açıdan değerlendirmek gerekirse, bu ciddi boyut İslam faktörü ile yönlendirilirse olumlu olur. Batı müdahalesiyle yönlendirilirse olumsuz olur. Çünkü şu anda toplum bazında ciddi bir boşluk var. Birileri bu boşluğu bir şekilde dolduracaktır. Nitekim olaylar boyunca dikkat edildiyse batının tek kaygısı bu boşluğu radikal İslamcıların(!) doldurmasıdır.
Her kesin izlediği gibi yaklaşık 80 yıl süren Fransız işgali altında kalan ve hiç kimsenin beklemediği cesur tepki gösteren Tunus halkından ilk kıvılcım başlayarak etrafa saçıldı. Önce Mısır yaklaşık olarak eş zamanlı etkilendi, daha sonra Yemen ve şimdi kanlı bir şekilde Libya.
Her ne kadar ilk kıvılcımı tutuşturan Tunus gençleri olsa da Arap dünyasında Mısır'ın bu korku duvarının yıkılma sürecine bu yoğunlukla girmesi hem kayda değer bir gelişme hem de önem arz eden bir husustur. Çünkü Mısır'ın Arap dünyasında siyasi bir ağırlığı ve özel bir konumu vardır. Hemen akla ilk gelen şey Mısır rejiminin tek taraflı olarak 'İsrail'le imzaladığı Camp David Sözleşmesi gelir. Mısır'dan başka buna kimse cesaret bile edemezdi. 33 yıllık bir sözleşmenin tartışılır hale getirilmesi 'İsrail''in kara kara geleceğini düşünmesi demektir. Mısır rejimi bu sözleşme uyarınca belki 'İsrail'in hayal bile edemeyeceği bir güven ortamı sağlamıştır. Savaşsız ortamı bu sözleşme sayesinde sağlanmıştır. Ürdün rejiminin de 'İsrail'le antlaşmaları vardır ama Mısır kadar etkileyici ve stratejik değildir. Bu bağlamda Tunus'un da Libya'nın da hatta Yemen'in de Mısır kadar etkisi yoktur. Bu nedenledir ki Hüsnü Mübarek rejimi dağıldıktan sonra 'İsrail'in gösterdiği ilk reaksiyon ve dile getirdiği kaygı Camp David Sözleşmesiyle alakalı idi.
CIA olarak bilinen Amerikan ulusal istihbarat birimi şaşkınlık yaşıyor. Zira görevli olarak Mısır'da 50.000 Amerikan casusu bulunuyor. Bunlar sivil olup yabancı yatırımcı, gazeteci, araştırmacı ve diplomat vasıflar ile bulunuyorlar. Üstelik bunların maaşları Mısır hükümeti tarafında ödeniyor. Mısır'daki siyasi gelişmeler kontrol dışına çıkınca bu casuslar canları çok değerli olduğu için sivil elbiselerle komşu ülkelere kaçmaya başladılar. Bunca casus ordusu ve olağanüstü casusluk imkanlarına rağmen CIA gibi bir kurumun olayların nereye varacağını doğru bir şekilde hesap edememesi ve hatta olayları tekrar kontrol altına alamaması CIA ve Amerika gibi kurum ve devletlerin ne kadar güçsüz olduğunu ve güçlerinin çok abartıldığını gösterdi. Ünlü 'The Washington post' gazetesinin 10.02.2011 tarihli ve David Ignatius imzalı bir yazı yayınlamıştı. Bu yazıya göre CIA'nin Mısır gençlerini anlayamadığını söylüyor.(2) Diğer raporlara göre CIA başkanı Liyon Banitea Obama'ya Mısır olaylarını kontrol edemediğini ve kontrol dışına çıktığını itiraf etti.
Alıntı : Hüseyin Şaşmaz.
 
Dünyayı karıştırmaya çalışan güçler gene iş başında....Şu dünyada neyi payalaşamıyorlarsa...ne..ne kadar ve nereye kadar...:confused1:
 
oguzalp77 bence tamamen yanılıyorsun.
Çok güzel ve kontrol altında gelişiyor olaylar.
ABD ve isril sorunu olduğu tüm liderlerden kurtuluyor.
 
Geri
Üst