Kaybolan Venedik

Newwave

Altın Üye
Katılım
17 Kas 2007
Mesajlar
12,976
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
World Of Hackhell


6emedd.jpg



Kaybolan Venedik


Dünya, Thomas Mann'ın "yarı peri masalı, yarı turist tuzağı" diye nitelediği kenti, güzelim eteklerinden çekiştiriyor.


Felaket, rokoko jestleriyle süslü halde çıkagelir İtalya'ya. Ve ayrıca ünlem işaretleriyle bezelidir. Yine de İtalya'nın hiçbir yerinde, Venedik'teki kadar güzel çerçevelenmiş bir krize rastlamak mümkün değildir. Ne kara ne de su olup, ikisinin arasında bir yerlerde ışıldayan bu kent, Adriyatik'in yukarı kesimlerinde bir lagünden serap misali yükselir. Yüzyıllar boyunca "acqua alta"nın (yüksek sular), gelgitler ve batan yapıların suç ortaklığından doğan amansız düzenlilikteki su baskınlarının altında kaybolma tehdidini yaşıyor olsa da kent başka daha pek çok soruna da gebedir.

İsterseniz konuyu Almanca, Latince, Antik Yunanca konuşan, Sophokles'in Antigone'sini çeviren; politik entelektin düzeyini stratosfere dek yükselten, dalgın ama değişken haletiruhiyeli felsefe profesörüne; Venedik Belediye Başkanı Massimo Cacciari'ye danışın. Ona yüksek sular ve batan Venedik'i sorun da, size "Git ayağına çizmeni geçir" desin. Yerler kuru değilse çizmelerini giysinler efendim.

Ayağa geçirilen çizmeler suya bir ölçüde çözüm olsa da lagün taşkınlarından çok daha fazla sıkıntıya yol açan bir sel türüne karşı pek etkili değil: turist seli. Venedik'te ikamet edenlerin 2007'deki sayısı: 60 bin. 2007 yılındaki ziyaretçi sayısı: 21 milyon. Örneğin, Mayıs 2008'de resmi tatille örtüşen bir hafta sonunda 80 bin turist Mısır'ın tarlalarına çöken çekirgeler gibi kente indi.

İnsanların arabalarını park ettikleri ya da tarihi merkezlere gitmek üzere otobüse bindikleri belediye sınırları dahilindeki anakara parçası Mestre'de tüm otopark alanları doldu ve kapatıldı. Venedik'e ulaşmayı başaranlar balık sürüleri gibi sokaklara akın ederek, pizza ve dondurmaları havada kapıştılar ve arkalarında kağıt ve plastik şişeler bıraktılar. La Serenissima (en sakin) diye bilinen Venedik, artık bu sıfat dışında her şey.

Ellerinde seyahat rehberi, valizlerinde diş fırçaları ve sağlam ayakkabılarının yanı sıra fantazileri de olmak üzere, bütün dünya, bu kentin incelikle yontulmuş kurnasına doluşuveriyor. Ve sonuçta, Venedikliler dışarı dökülüyor. Giderek artan bu akının tek nedeni turizm değil. Ama bir soru var ki işte o hiç değişmeksizin pus gibi havada asılı kalıyor: Son Venedikli kim olacak? Kentin kültür kurumlarından birinde yöneticilik yapan bir Venedikli, "Bu öyle muhteşem bir kent ki" diyor.

Penceresinden sonu gelmez sürat motoru, gondol ve vaporetti adı verilen su otobüsü filolarıyla San Marco Havzası'nı ve daha öteleri, Venedik turizminin merkez üssü San Marco Meydanı'nı görebiliyorsunuz. "Adeta devasa bir tiyatro. Paranız varsa emrinize amade hizmetçileriyle bir 17. yüzyıl palazzosunda (saray) daire kiralayabilir, kendinizi aristokrat gibi hissedebilirsiniz.

" Lütfen şimdi oyun için yerlerinizi alın. İzleyeceğiniz bu oyunda Venedik ikili bir rol üstlenecek. Bir insanların yaşadığı Venedik var, bir de turistlerin ziyaret ettiği Venedik. Işık, dekor ve kostümler öyle güzel ki bakmaya insanın yüreği dayanmıyor. Ancak öykü keşmekeşle dolu ve sonu da belirsiz. Kesin olan bir şey var: Herkes baş kahramana âşık.


Kaynak
 
Geri
Üst