Recep Tayyip Erdoğan: Kemal Derviş AKP'ye Çok Yakışır
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 29 Mart yerel seçimlerinde AKP'nin yaşadığı büyük oy kaybınının faturasını bazı bakanlara çıkartarak bakanlar kurulunda bir takım değişiklikler yaptı. Bu değişikliklerde en çok dikkati çeken Dışişleri bakanlığındakidir.
Başarısız Ali Babacan'ın yerine, bugüne kadar AKP'den Dışişleri Bakanı olanlara akıl ve yön veren, adeta gölge bakan olan Ahmet Davutoğlu getirilmiştir.
Kabineye dışarıdan atanması ve medyanın ismi üzerinde süslü cümleler kurması üzerine tüm dikkatler Ahmet Davutoğlu üzerinde yoğunlaşmıştır.
Bu değişikliği MHP Lideri Devlet Bahçeli "Burada bizim en çok dikkatimizi çeken husus ise, büyük çoğunluğa sahip iktidar partisinin, Dışişleri Bakanlığı görevi için 338'in içinden liyakatli bir ismi bulamamış olmasıdır." Şeklinde yorumlamıştır. MHP Lideri Devlet Bahçeli, bir koalisyon hükümetinin parçası değil, tek başına iktidar konumunda bulunan AKP'ye meclis iradesine saygı hatırlaması yapmış ve yukarıdaki sözlerinin devamında "Elbette Meclis dışından hükümete giren yeni Bakan'ın akademik kimliğine ve uzmanlığına saygı duyuyoruz. Ancak hükümete milletvekili olmayan birisinin atanmasının; Başbakan'ın Cumhurbaşkanlığı sürecinde göstermiş olduğu milli egemenlik vurgusuyla ve Cumhurbaşkanı'nın Meclis içinden seçilme yönündeki ısrarıyla çeliştiğini ifade etmek isterim." demiştir.
Bu haklı değerlendirmeler karşısında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın MHP Liderine cevabı yine o bilinen üslubu ile şu şekilde olmuştur: Elma ile armutu birbirine karıştırıyor. Bize bunu tavsiye ederken önce aynaya bir bak. Kendi koalisyon hükümetinizde battınız ve batarken dışarıdan ABD'den Sayın Derviş'i hükümetinize dışarıdan aldınız. Kendi yaptığınızda oluyor da, bir başkası yaparken niçin olmuyor?"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ahmet Davutoğlu ve Kemal Derviş kıyaslaması ile elma ve armutu asıl kendisi karıştırmaktadır.
Kemal Derviş, 57.hükümet döneminde 'Koalisyonun DSP kanadının kendi içinde revizyonu' olarak göreve başlamıştır. MHP'nin kendi iradesinde olmayan bir durumu, tek başına iktidar olduğu halde, AKP'nin yapmış olduğu dışarıdan bakan atamayla eşitleyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yaklaşımını siyasi mantık ve siyasi ahlak açısından kabul etmek mümkün değildir.
DSP kendine bağlı olan Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanlığı'na tamamen kendi inisiyatifinde yapmış olduğu bir atama ile Kemal Derviş'i görevlendirmiştir. Kemal Derviş sadece ekonomiden sorumlu olması için merhum Bülent Ecevit tarafından ABD'den getirilmiş ama Kemal Derviş koltuğa oturduktan sonra ekonomik alanda değil tamamen siyasi tezgâhlarla adı anılmış ve bu tezgâhları kurgulayan kişi olarak siyasi tarihe geçmiştir.
57.Hükümetin istikrarlı çalışmalarını zedeleyen ve DSP'yi bölen kadro içinde yeralan Kemal Derviş'e o dönem sürekli uyarılarda bulunan ve onun sadece ekonomi alanında faaliyet yürütmesi gerektiğini vurgulayan MHP olmuştur.
MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli, Kemal Derviş ile ilgili düşüncesini, 3 Kasım 2002 seçimlerine az bir zaman kala NTV'de yayımlanan 'Seçim Meydanı' programında "Koltuk sevdasıyla ne partiyi, ne de ülkemizi ateşe atamayız. Yararlı gördüğümüz konu ne olursa aynen yaparız. Bir gazeteci, Sayın Derviş daha yeni başlamıştı, 'Bu uygulamaları için ne diyorsunuz?' diye sordu. 'Eğer ülkeye yararı olacaksa zehir olsa içerim' demiştim. Evet, zehir olsa da içtim. Başından beri de zehir oldu. Seçimden sonra bu zehri içmek, biraz zor gibi geliyor." şeklindeki sözleri ile ortaya koymuştu.
Fakat AKP'nin tek başına iktidar olmasına rağmen Ahmet Davutoğlu'nun dışarıdan atanmasına gösterilen tepkilere, Kemal Derviş örneği veren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 27.05.2002 tarihinde Zaman Gazetesi'nden Mustafa Ünal'ın "Kemal Derviş, 'yerini bulamamış; ancak siyasette var olmak isteyen' bir politikacı. Derviş siyaset yapacağı partiyi arıyor, bu AK Parti olabilir mi?" sorusuna aynen şu cevabı veriyordu: Derviş'in ekonomi politikalarını büyük oranda benimsiyorum. Bir bakıma iktidara geldiğimizde bizim uygulayacağımız ekonomi programının zeminini oluşturuyor. Biz genel çağrı yaparak herkesi partiye davet etmiştik. Bu, Kemal Derviş'i de kapsıyor. Derviş partimize çok yakışır.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kemal Derviş'e yönelik bu övgü dolu sözleri Türkiye'ye ilk geldiğinde değil, Kemal Derviş'in gerçek yüzünün tamamen ortaya çıktığı günlerde söylemiştir. 57.Hükümetin uyumunu bozan, DSP'yi ikiye bölen ve siyasete küresel çizgide yön vermeye çalışan rollerde bulunan Kemal Derviş niye bu kadar çok övülür ve AKP'ye çok yakıştırılır ki?
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 27 Mayıs 2002 tarihinde Kemal Derviş'i öve öve bitiremezken, MHP Lideri Devlet Bahçeli 21 Ağustos 2002 tarihinde Kemal Derviş'le ilgili "Acaba, Sayın Kemal Derviş birleştirici mi, dağıtıcı mı? Önce buna karar versinler. Oldukça abartılarak, Türk siyasetini belli çevre ve odaklarla bir kişi adına meşgul ettiklerine inanıyorum. Her gece, her gündüz bir farklı siyasi partiyle temas kurarak, bir birleştirme arayışını biz çok yadırgıyoruz, doğru da bulmuyoruz." şeklinde doğru bir tespit yapıyordu.
AKP, her konuda tutarsız ve sadece siyasi menfaatleri doğrultusunda hareket etmektedir. Dün Kemal Derviş'i AKP'ye çok yakıştırmaları ve bugün Kemal Derviş üzerinden MHP'yi suçlamaya çalışmaları hep günü kurtarma ve siyasi menfaatlerini koruma çabalarıdır. MHP tutarlıdır ve siyasi mantığı zorlayan davranışları asla yoktur. Dün neyi söylemiş ve hangi konuda hassasiyetini belirtmişse, bugün de aynı tavrı sergilemektedir.
MHP Lideri Devlet Bahçeli, Ahmet Davutoğlu'nun dışarıdan hükümete Dışişleri Bakanı olarak atanmasını meclis iradesine saygılı olunması noktasında ve AKP'nin tek başına iktidar gücüne bakarak mantık çerçevesinde değerlendirmiş ama Başbakan bunu anlamakta zorlanmıştır.
Ahmet Davutoğlu zaten kendisini bundan önceki Dışişleri Bakanına verdiği yönlendirme, akıl ve metodla göstermiştir. Dış politikanın mimarı olarak sunulduğuna ve ortada bırakın başarıyı, dış politikada ülkemizin itibarının her alanda yerle bir olduğuna göre Ahmet Davutoğlu'ndan çok farklı bir adım beklemek hayal olacaktır.
Aslında Ahmet Davutoğlu üzerine bir de dışarıdan Kemal Derviş kabineye girerse kare tamamlanmış olur. Ne de olsa "Derviş partimize çok yakışır." sözü arşivlerde bulunuyor.
MHP'nin de aynaya bakmasına gerek yok
Aynaya bakan kendini görür, MHP de bakınca Kemal Derviş'i görmüyor
Ama AKP bakarsa 3 Kasım 2002 sürecinin öncesi ve sonrasında aynada Kemal Derviş'i rahatlıkla görür
http://www.ortadogugazetesi.net/mak...+AKP%26%2339%3Bye+%C7ok+Yak%FD%FE%FDr&id=3806
Tayyip Erdoğan: Rakibimiz Kemal Derviş
Tayyip Erdoğan, yeni kuracağı partinin stratejisini oluştururken, kısa bir süre sonra siyasete, kendileriyle devlet Bakanı Kemal Derviş arasındaki rekabetin yön vereceğini savundu.
Tayyip Erdoğan'ın kuruluş çalışmaları süren partisinin programı ile kısa, orta ve uzun vadeli hedefleri ortaya çıkmaya başladı. Hareketin kurmaylarınca yürütülen çalışmalarda önümüzdeki dönem siyasetine ilişkin beklentiler de netleşiyor. Bu çalışmalar sırasındaki değerlendirmeler, Tayyip Erdoğan'ın kuracağı partiye rakip olarak Kemal Derviş etrafındaki şekillenebilecek bir yeni oluşumu gördüğü öğrenildi.
Erdoğan'ın kurmaylarınca yapılan çalışmalarda, yaz aylarında başlayacak ve Sonbaharda iyice hızlanarak tüm siyaseti etkileyecek yeni oluşumların partilerde büyük sarsıntılara neden olacağına vurgu yapıldı. Erdoğan ve kurmaylarınca kurulacak partinin stratejisi ise şu saptamalarla belirlendi:
"İstikrarsızlaşan siyasette yükselen iki odak var. Derviş ve biz. Derviş dışarı desteğiyle içeride yaratılacak bir desteği genişletme potansiyeline sahip. Biz ise kilitlenen siyaseti dışarıyla da bütünleştirebilecek yerli değer ve dinamikleri temsil ediyoruz."
http://arama.hurriyet.com.tr/arsivnews.aspx?id=-245674
Chp Mi Atlamışş...Yoksa AKP Satın mı Almak İstemiş Buna MHP Mİ Karşı Çıkmış.. Ya Bana Atmasyon Konuşma Diye Kaç Defa Söyledim Ama Anlamıyon Sen Sanırsam... :goz: