Börteçine9
New member
Şu zalim dünyada ‘samimi’ bir dava adamının karşılaşacağı nihai akıbet, demek ki böyle oluyormuş.
Yıllar boyunca hep ‘inandığı davanın’ zafere ulaşması için çalışıp didinen, ama kendisi için ’hurdasından’ da olsa bir ’at’ bile alamayan ‘Türk Dünyası’nın Evliya Çelebisi’ namıyla meşhur gazeteci-yazar Kemal Çapraz, bir iftar yemeğine katıldıktan sonra, gece yarısı evine dönerken, Kartal’da E-5 üzerinde yan yola geçip üst geçide çıkmak isteyince, hızla geçen bir otomobilin çarpması sonucu hayata gözlerini yumdu.
‘Çetin’ hayat şartlarının, ‘yokluğun’, ‘vefasızlığın’, ‘dışlanmışlığın’ asla diz çöktüremediği dağ gibi bir babayiğidi, ne yazık ki hiç beklemediği bir anda karşısına çıkıveren ‘trafik canavarı’ aldı götürdü aramızdan.
Zihnimizi kemirip duran o kahrolası hüküm, artık ebediyyen kesinleşmiş bulunuyor.
Bu dünya ‘kahpelerin’ dünyası.
Bu dünyada ‘iyilere’ yer yok.
* * *
Nereye öyle be Kemal kardeşim.
Daha dün telefonda görüştüğümüzde, “Yazın güzel olmuş, param olunca sana bir iftar yemeği ısmarlayacağım” diye söz vermemiş miydin?
Hastane köşelerine düştüğümüzde, koltuğunun altında ‘bir çamçak kımız’ ile girip, “Bir Türk asla yatakta ölmez. Kalk ayağa bre gafil. Bak sana ilacını getirdim” diye kim uyaracak artık be vicdansız.
Kiminle ‘ele geçirme’ planları yapacağız, kiminle ‘otobüs bagajına’ atlayıp Sazak köyüne gideceğiz artık be insafsız.
Her başımız sıkıştığında ‘kimin kapısını’ çalacağız, her takılıp kaldığımızda ‘kimin fikrini’ alacağız artık be vefasız.
Nice sevinçlere, nice hüzünlere şahit olmuş, ne sıkıntılar geçirmiştik birlikte.
Sen ki, ‘Türk gibi yaşamayı’ kendisine ilke edinen ulu bir çınardın.
Sen ‘ölüme’ boyun eğecek adam mıydın?
* * *
Kemal kardeşim bir ‘dava adamı’ idi.
Nesli tükenen ‘gerçek bir ülkücü’ idi.
Bütün ömrü, ‘asli kimliğine’ yeni kavuşmuş bir Türk milleti, ‘milli’ niteliğini kazanmış bir Türkiye, ‘dilde’, ‘fikirde’, ‘işte’ birlik sağlamış bir ‘Türk dünyası’ ülküsünün peşinde koşmakla geçti.
Başta Batı Trakya, Kırım, Kerkük, Kıbrıs olmak üzere, Türk dünyası ile ilgili yapılan her etkinlikte mutlaka o da vardı.
‘Türk milliyetçiliğini’ ilgilendiren nerede bir toplantı varsa o da oradaydı.
‘Kendisi’ için asla bir şey istemedi.
Dostlarını ve düşmanları hep ‘ülküsü’ tarafından tayin edildi, ne yapıp ne yapmayacağında hep ülküsü ‘belirleyici kriter’ oldu.
Nerede darda kalan bir ülkücü varsa, ‘hızır’ gibi imdadına koştu.
Saf ve temiz yüreği, asla “Hayır” diyemedi.
* * *
Varlığında bir türlü ‘kıymetini’ bilmeyenler, yokluğunda arkandan okyanuslar dolusu ‘gözyaşı’ dökseler artık neye yarar.
Ama bugün, ama yarın, ama neticede ‘hepimizin’ geleceği yer orası.
Nur içinde yat değerli kardeşim.
Mekânın ‘cennet’ olsun.
* Çapraz kardeşimize Cenab-ı Allah’tan (c.c.) rahmet, kederli ailesi ile bütün sevenlerine sabır ve başsağlığı dileriz.
İsrafil Kumbasar-Yeniçağ
http://www.yenicaggazetesi.com.tr/a_haberdetay.php?hityaz=5208
Yıllar boyunca hep ‘inandığı davanın’ zafere ulaşması için çalışıp didinen, ama kendisi için ’hurdasından’ da olsa bir ’at’ bile alamayan ‘Türk Dünyası’nın Evliya Çelebisi’ namıyla meşhur gazeteci-yazar Kemal Çapraz, bir iftar yemeğine katıldıktan sonra, gece yarısı evine dönerken, Kartal’da E-5 üzerinde yan yola geçip üst geçide çıkmak isteyince, hızla geçen bir otomobilin çarpması sonucu hayata gözlerini yumdu.
‘Çetin’ hayat şartlarının, ‘yokluğun’, ‘vefasızlığın’, ‘dışlanmışlığın’ asla diz çöktüremediği dağ gibi bir babayiğidi, ne yazık ki hiç beklemediği bir anda karşısına çıkıveren ‘trafik canavarı’ aldı götürdü aramızdan.
Zihnimizi kemirip duran o kahrolası hüküm, artık ebediyyen kesinleşmiş bulunuyor.
Bu dünya ‘kahpelerin’ dünyası.
Bu dünyada ‘iyilere’ yer yok.
* * *
Nereye öyle be Kemal kardeşim.
Daha dün telefonda görüştüğümüzde, “Yazın güzel olmuş, param olunca sana bir iftar yemeği ısmarlayacağım” diye söz vermemiş miydin?
Hastane köşelerine düştüğümüzde, koltuğunun altında ‘bir çamçak kımız’ ile girip, “Bir Türk asla yatakta ölmez. Kalk ayağa bre gafil. Bak sana ilacını getirdim” diye kim uyaracak artık be vicdansız.
Kiminle ‘ele geçirme’ planları yapacağız, kiminle ‘otobüs bagajına’ atlayıp Sazak köyüne gideceğiz artık be insafsız.
Her başımız sıkıştığında ‘kimin kapısını’ çalacağız, her takılıp kaldığımızda ‘kimin fikrini’ alacağız artık be vefasız.
Nice sevinçlere, nice hüzünlere şahit olmuş, ne sıkıntılar geçirmiştik birlikte.
Sen ki, ‘Türk gibi yaşamayı’ kendisine ilke edinen ulu bir çınardın.
Sen ‘ölüme’ boyun eğecek adam mıydın?
* * *
Kemal kardeşim bir ‘dava adamı’ idi.
Nesli tükenen ‘gerçek bir ülkücü’ idi.
Bütün ömrü, ‘asli kimliğine’ yeni kavuşmuş bir Türk milleti, ‘milli’ niteliğini kazanmış bir Türkiye, ‘dilde’, ‘fikirde’, ‘işte’ birlik sağlamış bir ‘Türk dünyası’ ülküsünün peşinde koşmakla geçti.
Başta Batı Trakya, Kırım, Kerkük, Kıbrıs olmak üzere, Türk dünyası ile ilgili yapılan her etkinlikte mutlaka o da vardı.
‘Türk milliyetçiliğini’ ilgilendiren nerede bir toplantı varsa o da oradaydı.
‘Kendisi’ için asla bir şey istemedi.
Dostlarını ve düşmanları hep ‘ülküsü’ tarafından tayin edildi, ne yapıp ne yapmayacağında hep ülküsü ‘belirleyici kriter’ oldu.
Nerede darda kalan bir ülkücü varsa, ‘hızır’ gibi imdadına koştu.
Saf ve temiz yüreği, asla “Hayır” diyemedi.
* * *
Varlığında bir türlü ‘kıymetini’ bilmeyenler, yokluğunda arkandan okyanuslar dolusu ‘gözyaşı’ dökseler artık neye yarar.
Ama bugün, ama yarın, ama neticede ‘hepimizin’ geleceği yer orası.
Nur içinde yat değerli kardeşim.
Mekânın ‘cennet’ olsun.
* Çapraz kardeşimize Cenab-ı Allah’tan (c.c.) rahmet, kederli ailesi ile bütün sevenlerine sabır ve başsağlığı dileriz.
İsrafil Kumbasar-Yeniçağ
http://www.yenicaggazetesi.com.tr/a_haberdetay.php?hityaz=5208