Fantezi eserleri Tolkien ile başlar. Tolkien’den öncesi de vardır elbet, ancak Tolkien Yüzüklerin Efendisi serisiyle bu alanda milattır. Onun ardından gelen birçok fantezi yazarı ondan esinlenmiş, onun yarattığı dünyadan yararlanmıştır. Tolkien’in takipçilerinden biri olan ve fantezi edebiyatı alanında kendine yer edinmeyi başarmış, 2009 yılında kaybettiğimiz David Eddings, yanlış hatırlamıyorsam, iyi bir fantezi eseri ortaya koymak için, çok kötü bir karaktere, taşınması gereken bir nesneye ve onu taşıyacak iyi bir karaktere ihtiyaç olduğunu belirtmiş, yani bir nevi aslında bizlere Yüzüklerin Efendisi’ni tarif etmişti. İşte Kingdoms of Amalur: Reckoning de (KoAR), tamamen olmasa da bu şablonu kendince yorumlayarak karşımıza çıkıyor.
Oyundaki iyi karakterimiz “Fateless One” yani “Kadersiz Kişi”, ancak buradan karakterimizin bahtının kara olduğu anlaşılmasın, kendisinin bildiğiniz kaderi yok. Oyunun hemen başında öldüğünü anladığımız karakterimiz, Well of Souls adındaki bir düzenek sayesinde tekrardan hayata geri dönüyor. Normal şartlarda karakterimiz kaderini tamamladığı için de, doğal olarak, yeniden hayata geri döndürüldüğünde kadersiz bir şekilde dünya üzerinde dolaşmaya başlıyor.
Ufak bir çarkın yerinden çıktığında tüm düzeni alt üst etmesi gibi, ‘Fateless One’ da etrafındaki kişilerin kaderlerini değiştirebilmeye muktedir. Onun bu gücü, oyunun asıl kötüsü Gadflow’un da gözünden kaçmıyor. Şayet sizin kaderinizin dünyayı ele geçirmek olduğuna inanıyorsanız, doğal olarak yazılmış kaderleri değiştiren, düzeni altüst eden böyle bir kişinin varlığını istemezsiniz. Gadflow da bu yüzden karakterimizi öldürmek istiyor.
Oyundaki taşımamız gereken değerli nesneye gelecek olursak, elbette ki bu şey ‘Fateless One’ın hayatından başka bir şey değil. Çünkü siz dünyanın yeniden huzur bulmasının anahtarısınız, bu kaderi değiştirebilecek yegane kişisiniz.
SKYRİM GİBİ DEDİLER GELDİK
Çizgisel bir oynanış yerine, açık dünyalı bir yapım olacağı duyurulan ve bu yüzden henüz çıkmadan Skyrim’e rakip olarak gösterilen KoAR’ın bu potansiyele sahip olmadığını baştan belirtmeliyim. Skyrim’de sunulan o büyük ve muazzam dünyayı KoAR’da bulamıyorsunuz. Tabi bu durum, yapımın başarısız bir iş olduğu anlamına gelmiyor. Oyunun sunduğu dünyadan ve görsellerden yola çıkarak oyunu değerlendirmemiz gerekirse, yapımda ‘Skyrim’den ziyade ‘Fable’ havası olduğunu söyleyebiliriz. Genelde yolculuğumuz yeşillik alanlarda oluyor ve etrafta, çevresine değişik ışıklar yayan ve insanın içini ısıtan çiçekler ve sizi gördükleri yerde size saldıran yaratıklar gözden kaçmıyor. Ayrıca görsel dokulardaki yumuşaklık ve oyunun genelindeki ‘blur’ atmosfer de ‘Fable’ı fazlasıyla çağrıştırıyor. Neyse ki oyun RPG ögeleri açısından Fable’a göre daha ağır basıyor, ancak piyasadaki diğer kaliteli RPG oyunlarının gerisinde kalıyor.
Oyunda kendi silahımızı, zırhımızı yapabiliyor; kendi iksirlerimizi hazırlayabiliyor; silah ve zırhlarımızı güçlendirici materyaller hazırlayıp onların etkinliğini arttırabiliyoruz. Ayrıca çevredeki satıcılardan yeni eşyalar alıp, onlara bir şeyler satabiliyoruz da. Oyunda ana hikaye görevleri dışında, birçok yan görev de mevcut ve kendinizi zaman zaman bu görevlerden bazılarını, senaryo göreviymiş gibi, gerçekleştirmek zorunda hissedebiliyorsunuz. Örneğin yolumun düştüğü köylerden birinde salgın bir hastalık vardı ve kiminle konuşsam hastalıktan yakınıp, konuşmada güçlük çekiyordu. Bu durumda, bu köyün derdine derman olma mecburiyeti hissettim ve salgını ortadan kaldırdım. Ne var ki bu kahramanlığımın karşılığında, karakterime karşı halktan beklediğim tebrik ve sevgi gösterilerini göremedim. Anlayacağınız oyunda bizleri olup bitenlere reaksiyon gösteren, pek fazla değişen bir dünya karşılamıyor.
Yan görevlerin oldukça ödüllendirici olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim. Görevin ardından alınan ödülden bahsetmiyorum, hatta bazı yan görevlerinizde para bile kaybettiğiniz oluyor, bahsettiğim görev anında etraftaki sandıklardan bulabileceğiniz silah, zırh ve iksirler. Ummadığınız bir yerde çok kaliteli bir silah bulduğunuzda ister istemez mutlu oluyorsunuz ve oyun bu konuda size oldukça cömert davranıyor. Yapımcılar, içinde bulunduğunuz dünyayı keşfetmeniz ve yan görevleri de gerçekleştirmeniz için sanırım bundan daha teşvik edici bir yöntem bulamazlardı.
Oyunun hikayesi klasik olarak iyi-kötü savaşını temeline oturtuyor, ancak hikaye işleyişinin çok da sağlam olduğunu söyleyemeyeceğim. Destansı bir amaç uğruna yollardayız, ancak o destansı tadı nedense bir türlü oyundan alamadım. Bir Mass Effect ya da bir Dragon Age: Origins’te olduğu gibi kendimi oyuna kaptırıp da, oyunu oynamadığım anlarda bile oyunun aklımı işgal etmesi tarzında bir durumu KoAR’da yaşamadım. Bazıları için tabii bu iyi bir durum olabilir, oyunun en azıyla kendine bağlayıcılığı yok, ancak bu tür oyunlar oyuncuyu kendine bağlayabilmeli. Buna rağmen oyun kendini oynatmayı başarıyor, tabii elinizde oynanmayı bekleyen bir Mass Effect 3 yoksa.
RPG AMA EKSİKLERİ ÇOK
RPG oyunlarının en önemli noktalarından biri olan diyalog konusunda, oyun maalesef teknik sorunlarla boğuşuyor. Oyunda konuştuğunuz çoğu kişi, diyalog satırları bittiğinde, bir sonraki diyalog satırında söze başlamak için birkaç saniyeliğine bekliyor. Belki kulağa önemsiz bir hataymış gibi gelebilir, ancak bu durum bir süre sonra dikkatinizi dağıtan bir hal alıp, oyunun diyaloglarına da mekanik bir hava katmaya başlıyor.
RPG oyunlarının bir diğer özellikleri de oyuncuyu sıklıkla zor kararlar vermekle yüz yüze bırakması ve vereceğiniz kararlarla oyunu bir anda başka bir yöne çevirebilmenizdir. Gerçi ikinci özelliği pek fazla başarılı uygulayabilen oyun yok, ancak KoAR’da en azıyla zor kararlar verebileceğim anlarla karşılaşmayı umuyordum, ama maalesef umduğumu bulamadım. Bu konuda ya oyun sorunlu ya da bende bir sorun var.
RPG oyunlarında pek karşımıza çıkmayan, daha doğrusu pek önemsenmeyen aksiyon mekanikleri ise KoAR’ın odak noktasında yer alıyor. Oyunda ‘Warrior’, ‘Magician’ ve ‘Rogue’ olmak üzere, artık her fantezi RPG’sinde karşımıza çıkan üç ana sınıf mevcut ve karakterimizi bu alanlarda geliştiriyoruz. Görevleri tamamlayıp, düşmanların hakkından geldikçe deneyim puanı kazanıyor, her level artışında karakterimizin güçlerini geliştiriyor ve güçleri geliştirdikçe de yeni kombolar açıyoruz. Her silah türünün kendine has komboları mevcut. Örneğin uzun kılıcın kendine has komboları varken, balyoz ve hançerlerin de kendi komboları var. Yalnız komboları açmak için karakterinizin yeteneklerini o silah yönünde geliştirmeniz gerekiyor. Komboların fazla karışık tuş kombinasyonlarına dağılmamış olması ve dövüş anında kolaylıkla kombolar gerçekleştirebiliyor olmamız da, aksiyonu yüksekte tutmayı başarıyor.
Hack & Slash oyunlarından alışık olduğumuz, düşmanlarınızı öldürdükçe dolan bar ve tek bir tuş ile karakterimizi kısa süreliğine çok güçlü bir hale sokan mekanik, burada Reckoning hali olarak karşımıza çıkıyor. Bu haldeyken ekran geceymiş gibi bir hal alıyor ve sizin de tahmin edebileceğiniz gibi karakterimiz normal gücünden çok daha üstün bir hale bürünüyor. Özellikle zorlu düşmanlara karşı bu mekanik fazlasıyla işinize yarayacaktır.
Oyun aksiyon odaklı dedik ya, yapımcılar aksiyon konusunda müdahale etmedik bir yer bırakmamışlar. Ne var ki siz kılıcınızı sallarken kameranın etrafınızı da görün diye karakterinizden uzaklaşması, zaman zaman amacından saparak işinizi kolaylaştırmak yerine size zorluk çıkartmaktan başka bir işe yaramıyor. TPS oyunlarından alışık olduğumuz arkadan dövüş açısına hiçbir müdahale yapılmamış olsaymış, kanımca daha iyi bir deneyim sunulabilirdi.
KoAR görsel manada pek de parlak olmasa da, çizilen dünya insanın hoşuna gidiyor. İyi ışıklandırılmış ormanlık alanları kim sevmez ki? Ayrıca mağaralar ya da orman dışındaki kurak araziler de oyunun genel atmosferini bozmayacak bir şekilde oyunda yer alıyor. Karakter modellemeleri de orta düzey grafiklere uyum gösteriyor. Düşman çeşitliliğinin geniş tutulması ise, birbirinden değişik mekanların da sayesinde oyunda tekrar hissinin oluşmasına mani oluyor. Böylece oyunun en büyük artılarından biri olan 50-60 saatlik oynanış süresi de bir yüke dönüşmemiş oluyor. Bu sürenin oyunu oynayış şeklinize göre daha da uzayabileceğini de belirtelim.
SON SÖZLER VE ELEŞTİRİ
Kurgunun işleyişindeki yetersizlik ve her ne kadar göze hoş bir atmosfer yapısı olsa da, biraz geride kalan grafikleriyle KoAR asla birinci sınıf bir yapım olarak değerlendirilmemeli. Yalnızca bunlar da değil, oyunda bir takım hatalar ve yapımcı ekibin tembellikleri de göze batıyor. Yapımcılar silah kullanımınızı “birinci” ve “ikinci” silah şeklinde ayırmış. Birinci ve ikinci silahınızı seçip, dövüş anında bu silahlar arasında geçiş yapabiliyorsunuz. Yani item çantanızda bulunan silahların dışında, üzerinizde iki silah taşıyabiliyorsunuz. Ne var ki Shepard üç-dört silahı aynı anda üzerinde taşırken ve siz silah değiştirdiğinizde bir silahı yerine koyup diğerini eline alırken; KoAR’da silah değiştirdiğinizde silahlarınız bir anda elinizde beliriveriyor ve hangi silah seçiliyse o silah üzerinizde bulunuyor, diğer silah nerede onu yapımcılara sormak lazım. Benzer şekilde kalkan kullanma tuşuna bastığınızdaysa, kalkanınız bir anda elinizde beliriyor. Oyunda bir elinize kılıç, bir elinize kalkan alabilme gibi bir durumunuz yok, yalnızca ihtiyaç anında bir tuşa basıyorsunuz ve kalkanınız bir anda elinizde beliriyor. Bu ışınlanma işi doğrusu benim pek de hoşuma gitmedi.
Grafiksel buglar da oyunda yerini almış. Özellikle öldürdüğünüz düşmanların birbirinden acayip şekillerde ölmesini ve bazılarının öldüğü halde yere düşmemesini garip karşılamayın, çünkü bu tür manzaralarla KoAR’da sıklıkla karşılaşabilirsiniz.
RPG türü açısından yeni bir şeyler arıyorsanız KoAR sizi tatmin etmeyebilir, çünkü oyunda türe yenilik getirecek pek fazla bir şey yok. Ancak açık dünyalı RPG’lerden hoşlanıyor ve Skyrim’le de işinizi bitirdiyseniz KoAR’a göz atmanızda yarar var, oyun hoşunuza gidebilir. Ayrıca Fable serisinden hoşlanan oyuncular da eminim KoAR’da sunulan dünyadan hoşlanacaklardır. Oyunun aksiyon yönünden benzer RPG’lere göre daha ağırlıklı olması da, bazı oyuncuların ilgisini çekecektir, ancak oyunu oynarken beklentilerinizi Skyrim seviyesinde tutarsanız hayal kırıklığına uğrama ihtimalinizin olduğunu da unutmayın.