T.C. YARGITAY
6.Hukuk Dairesi
Esas: 2002/4053
Karar: 2002/4199
Karar Tarihi: 24.06.2002
ÖZET: Dava akdin feshi ile kiralananın boşaltılması isteğine ilişkindir. Davacı tarafından davalıya keşide ve tebliğ olunan fesih ihbar ihtarı 14.2.2001 tarihinde tebliğ edilmiş, davada 15.11.2001 tarihinde açılmıştır. Bu ihtar 6 aylık bir müddetin sonu için 3 ay öncesini kapsamadığından, fesih ihbarının süresinde yapıldığı ve davanın süresinde açıldığı kabul edilemez. Bu nedenle davanın reddine karar vermek gerekir.
(818 S. K. m. 262, 263)
Dava: Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Karar: Dava akdin feshi ile kiralananın boşaltılması isteğine ilişkindir. Mahkeme istem gibi karar vermiş, hüküm davalı tarafından temyiz olunmuştur.
Davacı vekili, dava dilekçesinde, dava konusu arsayı davalı tarafından 1994 yılında eski malikten kiraladığını, müvekkilinin bu yeri satın alarak iktisab ettiğini, çekilen ihbara rağmen kiralananın tahliye olunmadığını, 5.2.2001 keşide 14.2.2001 tebliğ tarihli ihtara rağmen de arsanın boşaltılmadığını, bu sebeple akdin feshi ile kiralananın tahliyesini istemiştir.
Davalı, kiracı olduğunu, arsa kiraladığını, arsada yaptığı enkazın kendisine ait olduğunu bildirerek davanın reddini savunmuştur.
Davacı tarafından dosyaya ibraz olunan ve davalı tarafından karşı konulmayan imzasız kira sözleşmesi 1.3.1994 başlangıç tarihli ve 2 yıl sürelidir. Kiralanan şeyin cinsi arsa olarak gösterilmiştir. Bu durumda sözleşmenin ve kiralananın Borçlar Kanununun adi kiraya ilişkin hükümlere tabi olduğunun kabulü gerekir.
Borçlar Kanunu'nun 263. maddesine göre süreli olarak kurulmuş kira sözleşmeleri, süre sonunda taraflarca fesih edilmediği takdirde sözleşmede aksine hüküm yoksa süresiz hale gelir. Somut olayda 1.3.1994 başlangıç tarihli sözleşme süre sonunda taraflarca fesih edilmediği için sözü edilen kanun maddesi gereğince süresiz hale gelmiştir. Süresiz kira sözleşmelerinin ne şekilde fesih edileceği Borçlar Kanununun 262. maddesinde de belirlenmiştir. Bu madde de muayyen olan en yakın vakit için, bunun bulunmaması halinde 6 aylık bir müddetin hitamı için ve herhalde 3 ay evvel lazım gelen bir ihbarla akit fesih edilebilir.
Davacı tarafından davalıya keşide ve tebliğ olunan fesih ihbar ihtarı 14.2.2001 tarihinde tebliğ edilmiş, davada 15.11.2001 tarihinde açılmıştır. Bu ihtar 6 aylık bir müddetin sonu için 3 ay öncesini kapsamadığından, fesih ihbarının süresinde yapıldığı ve davanın süresinde açıldığı kabul edilemez. Bu nedenle davanın reddine karar vermek gerekirken, bundan zuhul olunarak yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA ve istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine 24.06.2002 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
6.Hukuk Dairesi
Esas: 2002/4053
Karar: 2002/4199
Karar Tarihi: 24.06.2002
ÖZET: Dava akdin feshi ile kiralananın boşaltılması isteğine ilişkindir. Davacı tarafından davalıya keşide ve tebliğ olunan fesih ihbar ihtarı 14.2.2001 tarihinde tebliğ edilmiş, davada 15.11.2001 tarihinde açılmıştır. Bu ihtar 6 aylık bir müddetin sonu için 3 ay öncesini kapsamadığından, fesih ihbarının süresinde yapıldığı ve davanın süresinde açıldığı kabul edilemez. Bu nedenle davanın reddine karar vermek gerekir.
(818 S. K. m. 262, 263)
Dava: Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Karar: Dava akdin feshi ile kiralananın boşaltılması isteğine ilişkindir. Mahkeme istem gibi karar vermiş, hüküm davalı tarafından temyiz olunmuştur.
Davacı vekili, dava dilekçesinde, dava konusu arsayı davalı tarafından 1994 yılında eski malikten kiraladığını, müvekkilinin bu yeri satın alarak iktisab ettiğini, çekilen ihbara rağmen kiralananın tahliye olunmadığını, 5.2.2001 keşide 14.2.2001 tebliğ tarihli ihtara rağmen de arsanın boşaltılmadığını, bu sebeple akdin feshi ile kiralananın tahliyesini istemiştir.
Davalı, kiracı olduğunu, arsa kiraladığını, arsada yaptığı enkazın kendisine ait olduğunu bildirerek davanın reddini savunmuştur.
Davacı tarafından dosyaya ibraz olunan ve davalı tarafından karşı konulmayan imzasız kira sözleşmesi 1.3.1994 başlangıç tarihli ve 2 yıl sürelidir. Kiralanan şeyin cinsi arsa olarak gösterilmiştir. Bu durumda sözleşmenin ve kiralananın Borçlar Kanununun adi kiraya ilişkin hükümlere tabi olduğunun kabulü gerekir.
Borçlar Kanunu'nun 263. maddesine göre süreli olarak kurulmuş kira sözleşmeleri, süre sonunda taraflarca fesih edilmediği takdirde sözleşmede aksine hüküm yoksa süresiz hale gelir. Somut olayda 1.3.1994 başlangıç tarihli sözleşme süre sonunda taraflarca fesih edilmediği için sözü edilen kanun maddesi gereğince süresiz hale gelmiştir. Süresiz kira sözleşmelerinin ne şekilde fesih edileceği Borçlar Kanununun 262. maddesinde de belirlenmiştir. Bu madde de muayyen olan en yakın vakit için, bunun bulunmaması halinde 6 aylık bir müddetin hitamı için ve herhalde 3 ay evvel lazım gelen bir ihbarla akit fesih edilebilir.
Davacı tarafından davalıya keşide ve tebliğ olunan fesih ihbar ihtarı 14.2.2001 tarihinde tebliğ edilmiş, davada 15.11.2001 tarihinde açılmıştır. Bu ihtar 6 aylık bir müddetin sonu için 3 ay öncesini kapsamadığından, fesih ihbarının süresinde yapıldığı ve davanın süresinde açıldığı kabul edilemez. Bu nedenle davanın reddine karar vermek gerekirken, bundan zuhul olunarak yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA ve istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine 24.06.2002 tarihinde oybirliği ile karar verildi.