Börteçine9
New member
17 Ağustos 1999 tarihli büyük depremin ardından adeta bir ‘mucizeye’ imza atan ve ‘Efsane Bakan’ unvanıyla tarihe geçen Koray Aydın, dava arkadaşları için verdiği iftar yemeğinde, ‘sevgisizlik’ üzerinden yola çıktığı konuşmasında, Türk milliyetçiliği hareketinin içinde bulunduğu ana ilişkin çok önemli iki tespit yaptı:
BİR:
- “Türkiye bu yönetimi hak etmiyor. Bu idarenin başında olması gerekenler ‘bedel’ ödeyenler, ‘can’ ve ‘kan’ verenler, ‘ülkesi için’ kendisini feda edenler ve ‘risk ’alanlardır. Türkiye’yi yönetmesi gerekenler bu salonda oturanlardır. Türk milliyetçilerinin artık ‘derlenme’ ve ‘toparlanma’ zamanı geldi. Bu toparlanma ‘yiğitçe’, ‘cesurca’ ve ‘korkmadan’ gerçekleştirilmelidir.”
İKİ:
- “Yeniden yapılanmaya, ‘A’dan Z’ye kadar’ değişime, büyük bir ‘yeniden inşa’ hareketine ihtiyaç var. Dünyayı kavrayan, gidişata uygun pozisyon alan, ‘söylemlerini’ belirlemiş, ‘karnından’ değil ‘direkt’ konuşan, ‘aklı’ ve ‘yüreği’ olan insanlara ihtiyaç var. ‘Bilgi birikimi’, ‘donanımı’, ‘engin tecrübesi’ ile toplumda ‘ruh’ ve ‘heyecan’ dalgalanmasını yaratacak bir kadroya ihtiyaç var.”
* * *
Koray Aydın, canlı bir ‘aile fotoğrafı’ çizip, yolsuzluk iddialarına uzanan bütün yolların Tayyip Erdoğan’da kesiştiğini ortaya koyduktan sonra, şu önemli gerçeğin altını çizdi:
- “Eskiden ‘en ufak bir şey’ yaşandığında yer yerinden oynarken, ‘hangi tılsımlı güç’ sizlerin o makamlarda oturmasına müsaade ediyor? Meydanı ‘boş’ bulduğun için mi caka satıp, ‘yürümeye’ devam ediyorsun? Neye güveniyorsun? Karşında ‘muhalefet’ olmamasına mı güveniyorsun? Gün gelir, devran döner, sana da ‘haddini bildiren’ birileri çıkar elbette.”
MHP yöneticilerine ise şu uyarıda bulundu:
- “AKP’nin ‘yüzde 47’ oyu varsa eğer, geri kalan ‘yüzde 50’lik oy’ diğer iki parti CHP ve MHP arasında taksim edilecek demektir. Çünkü ortada ‘başka parti’ kalmamıştır. Bu paylaşımda MHP için hedef çıta, ‘en az yüzde 25’ olmalıdır. MHP alacağı bu oyu bir sonraki genel seçimler için ‘iktidar basamağı’ haline getirmelidir. Bu toplum, dalgalanmaya hazır. Yeter ki kararlılığı görsün.”
* * *
Üst düzey bürokratların da katıldığı iftar yemeğinde Koray Aydın’ın etkili konuşmasını heyecan içerisinde ayakta alkışlayan orta yaşlı ülkücülerden birisi, diğerini ceketinden çekiştirip kulağına şöyle fısıldıyordu:
- “İşte bize böyle bir lider gerek.”
Üzerine dikilen gözler, Koray Aydın’ı MHP Genel Başkanı adayı olması için adeta zorluyordu.
Peki Koray Aydın, liderlik için hazır mı?
Öyle görülüyor ki, o salona hâkim olan hava, dalga dalga bütün Türkiye’ye yayılacak, gün gelecek, bugüne kadar adaylık konusunda ‘ser’ verip ‘sır’ vermeyen Koray Aydın’ı da etki altına alacak.
‘İktidarı’ yaylım ateşine tutup ‘muhalefetin’ yetersizliğinden şikâyet eden, ‘değişime’, ‘yeniden yapılanmaya’ vurgu yapan, MHP’nin yerel seçimlerde ‘yüzde 25’in altında’ alacağı her sonucu ‘başarısızlık’ olarak göreceğini ima eden Koray Aydın, zaten bir anlamda ‘aday’ olacağını da ikrar etmiş bulunmuyor mu?
Koray Aydın artık ‘görevden’ kaçamaz.
İsrafil Kumbasar
KaynaK
Bayındırlık eski Bakanı Koray Aydın’ın iftar davetindeyiz. Devasa salon hıncahınç dolu.
Yer bulamayan onlarca kişi iftarlarını ayakta açıyor.
Merhum Türkeş sonrasında ülkücü camiada pek şahit olunmayan tarzda bir heyecan dalgası gözleniyor.
Birbirine sarılmalar, kucaklaşmalar ve geçmişi yad etmeler var.
Yemek bitiminde davet sahibi Koray Aydın kürsüye çıkıp bir konuşma yapıyor.
Ve konuşmanın başlamasından bitimine kadar salon abartısız coşmaya ve de dalgalanmaya başlıyor.
Koray Aydın, Devlet Bahçeli’nin hiçbir zaman yapamadığı bir şeyi çok iyi yapıyor.
Müthiş belagatı ile koca salonu etki alanına alıyor.
Verdiği kıvrak zekâ ürünü güncel mesajlardan tonlamalara kadar değme hatiplere parmak ısırtıyor.
En önemlisi bütün bunları Devlet Bahçeli ya da Tayyip Erdoğan gibi başkalarının yazdığı metni okuyarak yapmıyor, dağarcığı ve birikimiyle hitap ediyor.
Peki neler mi söylüyor Koray Aydın bey?
Önce gençliğin cemaatler tarafından kuşatılması olgusuna dikkat çekiyor.
Ardından ülkücü camianın silkinmesi gerektiğini dillendiriyor.
Daha sonra sırayı AKP iktidarıyla ilgili eleştiriler alıyor.
Koray bey dakikalarca AKP’yi öylesine can evinden vuruyor, öylesine dövüyor ki yanımda oturan eski tüfek ülkücülerin gözleri yaşarıyor ve “İşte bizim aradığımız muhalefet biçimi, işte nutuk, işte lider böyle olmalı” sözlerini işitiyorum.
Koray Aydın konuşmasının bu bölümünde bugüne kadar hiçbir muhalif önderin aklına getirmediği bir hususa, yani Tayyip Erdoğan’ın ’Aile Fotoğrafı’na dikkat çekiyor ve diyor ki;
-Tayyip Erdoğan’ın aile fotoğrafındaki karelere bakalım; birinci isim çocuklarına burs veren Remzi Gür, ikinci isim de Remzi Gür’ün kayınbiraderi, vefat eden Hasan Doğan!
Devam ediyor Koray bey:
- “Peki Hasan Doğan kim midir? Başbakan’ın oğluna gemi, pardon pardon gemicik alan ya da veren adamdır. Soruyorum burs vermeden gemi almaya nasıl oluyor bu iş?”
Aydın’ın salvoları sürüyor:
-Peki aile fotoğrafında başka kim mi var? Cihan Kamer var. Peki bu Cihan Kamer kim mi?
Salondan kuyumcu, kuyumcu sesleri yükseliyor.
Koray Aydın:
- “Evet kuyumcu da, bu nasıl kuyumcu? Başbakan’ın verdiği mal beyanında oğlunun düğününde takılan altınlarını bu bozdu diye şahit gösterdiği kuyumcu? Sorarım size böyle biri aileye nasıl girer?
Salonda coşku sürerken Aydın devam ediyor:
-” Bu adam ikiz kuleleri yapacak olan Şeyh El Makdum’un da ortağı, onu biliyor musunuz? Bir kuyumcu Körfez’in en zengin şeyhiyle nasıl bir ortaklık kurabilir? Bu işin perde gerisi nedir?
Koray beyin konuşmasında sırayı Sabah-atv ihalesi alıyor ve orada yaşananları uzun uzadıya anlatıyor.
Tabii Deniz Feneri’ndeki zekât hırsızlığını da tabir yerindeyse topa tutuyor. Bu konuyla ilgili olarak Deniz Feneri’nin Türkiye’deki uzantılarıyla Erdoğan arasındaki ilişkiyi Tayyip bey adına bilinen malum şarkıyla özdeşleştirerek özetle şöyle ortaya koyuyor:
- “Beraber yürüdük Zahid Akman’la
-Beraber ıslandık Zekeriya Karaman’la...”
Bayındırlık eski Bakanı, AKP salvolarından sonra önce uzun uzadıya ekonomideki fiili krizi örneklerle anlatıyor ve ardından MHP’nin mahalli genel seçimlerdeki hedefini de en az yüzde 25 oy olmalı diye açıklıyor. Burada bir parantez açıp Koray beyin haklı olduğunu söylemeliyiz, zira mahalli seçimde Türkiye genelinde AKP, CHP ve MHP yarışacak. Diyelim ki AKP 22 Temmuz’daki oyunu aldı. Geriye kalıyor yüzde 54. Bunun 4 puanını da DTP’ye verince yüzde 50’yi CHP ile MHP paylaşacak demektir. CHP solu, MHP sağı temsil ettiği için MHP’nin hedefi en az yüzde 25 olmalıdır. ANAP ve DYP tasfiye olmuşken, yani sağdaki bu boşlukta MHP bırakın yüzde 25’i, yüzde 30 bile alabilmelidir... MHP eğer marttaki mahalli genel seçimde yüzde 25’in bir puan bile altına düşse bu kesinlikle başarısızlık olacaktır.
Sonuç olarak söyleyeceğimiz şudur:
Önceki akşam Gazi Üniversitesi Kültür Salonu’nda gözlemlediğimiz dinamik ve birikimli Koray Aydın fotoğrafı bana Tayyip Erdoğan’a karşı aranan kan gibi geldi.
Bence Koray Aydın sadece MHP Genel Başkanlığı’na değil Erdoğan sonrasında başbakanlığa da en büyük adaydır.
Sabahattin ÖNKİBAR
KaynaK
BİR:
- “Türkiye bu yönetimi hak etmiyor. Bu idarenin başında olması gerekenler ‘bedel’ ödeyenler, ‘can’ ve ‘kan’ verenler, ‘ülkesi için’ kendisini feda edenler ve ‘risk ’alanlardır. Türkiye’yi yönetmesi gerekenler bu salonda oturanlardır. Türk milliyetçilerinin artık ‘derlenme’ ve ‘toparlanma’ zamanı geldi. Bu toparlanma ‘yiğitçe’, ‘cesurca’ ve ‘korkmadan’ gerçekleştirilmelidir.”
İKİ:
- “Yeniden yapılanmaya, ‘A’dan Z’ye kadar’ değişime, büyük bir ‘yeniden inşa’ hareketine ihtiyaç var. Dünyayı kavrayan, gidişata uygun pozisyon alan, ‘söylemlerini’ belirlemiş, ‘karnından’ değil ‘direkt’ konuşan, ‘aklı’ ve ‘yüreği’ olan insanlara ihtiyaç var. ‘Bilgi birikimi’, ‘donanımı’, ‘engin tecrübesi’ ile toplumda ‘ruh’ ve ‘heyecan’ dalgalanmasını yaratacak bir kadroya ihtiyaç var.”
* * *
Koray Aydın, canlı bir ‘aile fotoğrafı’ çizip, yolsuzluk iddialarına uzanan bütün yolların Tayyip Erdoğan’da kesiştiğini ortaya koyduktan sonra, şu önemli gerçeğin altını çizdi:
- “Eskiden ‘en ufak bir şey’ yaşandığında yer yerinden oynarken, ‘hangi tılsımlı güç’ sizlerin o makamlarda oturmasına müsaade ediyor? Meydanı ‘boş’ bulduğun için mi caka satıp, ‘yürümeye’ devam ediyorsun? Neye güveniyorsun? Karşında ‘muhalefet’ olmamasına mı güveniyorsun? Gün gelir, devran döner, sana da ‘haddini bildiren’ birileri çıkar elbette.”
MHP yöneticilerine ise şu uyarıda bulundu:
- “AKP’nin ‘yüzde 47’ oyu varsa eğer, geri kalan ‘yüzde 50’lik oy’ diğer iki parti CHP ve MHP arasında taksim edilecek demektir. Çünkü ortada ‘başka parti’ kalmamıştır. Bu paylaşımda MHP için hedef çıta, ‘en az yüzde 25’ olmalıdır. MHP alacağı bu oyu bir sonraki genel seçimler için ‘iktidar basamağı’ haline getirmelidir. Bu toplum, dalgalanmaya hazır. Yeter ki kararlılığı görsün.”
* * *
Üst düzey bürokratların da katıldığı iftar yemeğinde Koray Aydın’ın etkili konuşmasını heyecan içerisinde ayakta alkışlayan orta yaşlı ülkücülerden birisi, diğerini ceketinden çekiştirip kulağına şöyle fısıldıyordu:
- “İşte bize böyle bir lider gerek.”
Üzerine dikilen gözler, Koray Aydın’ı MHP Genel Başkanı adayı olması için adeta zorluyordu.
Peki Koray Aydın, liderlik için hazır mı?
Öyle görülüyor ki, o salona hâkim olan hava, dalga dalga bütün Türkiye’ye yayılacak, gün gelecek, bugüne kadar adaylık konusunda ‘ser’ verip ‘sır’ vermeyen Koray Aydın’ı da etki altına alacak.
‘İktidarı’ yaylım ateşine tutup ‘muhalefetin’ yetersizliğinden şikâyet eden, ‘değişime’, ‘yeniden yapılanmaya’ vurgu yapan, MHP’nin yerel seçimlerde ‘yüzde 25’in altında’ alacağı her sonucu ‘başarısızlık’ olarak göreceğini ima eden Koray Aydın, zaten bir anlamda ‘aday’ olacağını da ikrar etmiş bulunmuyor mu?
Koray Aydın artık ‘görevden’ kaçamaz.
İsrafil Kumbasar
KaynaK
Bayındırlık eski Bakanı Koray Aydın’ın iftar davetindeyiz. Devasa salon hıncahınç dolu.
Yer bulamayan onlarca kişi iftarlarını ayakta açıyor.
Merhum Türkeş sonrasında ülkücü camiada pek şahit olunmayan tarzda bir heyecan dalgası gözleniyor.
Birbirine sarılmalar, kucaklaşmalar ve geçmişi yad etmeler var.
Yemek bitiminde davet sahibi Koray Aydın kürsüye çıkıp bir konuşma yapıyor.
Ve konuşmanın başlamasından bitimine kadar salon abartısız coşmaya ve de dalgalanmaya başlıyor.
Koray Aydın, Devlet Bahçeli’nin hiçbir zaman yapamadığı bir şeyi çok iyi yapıyor.
Müthiş belagatı ile koca salonu etki alanına alıyor.
Verdiği kıvrak zekâ ürünü güncel mesajlardan tonlamalara kadar değme hatiplere parmak ısırtıyor.
En önemlisi bütün bunları Devlet Bahçeli ya da Tayyip Erdoğan gibi başkalarının yazdığı metni okuyarak yapmıyor, dağarcığı ve birikimiyle hitap ediyor.
Peki neler mi söylüyor Koray Aydın bey?
Önce gençliğin cemaatler tarafından kuşatılması olgusuna dikkat çekiyor.
Ardından ülkücü camianın silkinmesi gerektiğini dillendiriyor.
Daha sonra sırayı AKP iktidarıyla ilgili eleştiriler alıyor.
Koray bey dakikalarca AKP’yi öylesine can evinden vuruyor, öylesine dövüyor ki yanımda oturan eski tüfek ülkücülerin gözleri yaşarıyor ve “İşte bizim aradığımız muhalefet biçimi, işte nutuk, işte lider böyle olmalı” sözlerini işitiyorum.
Koray Aydın konuşmasının bu bölümünde bugüne kadar hiçbir muhalif önderin aklına getirmediği bir hususa, yani Tayyip Erdoğan’ın ’Aile Fotoğrafı’na dikkat çekiyor ve diyor ki;
-Tayyip Erdoğan’ın aile fotoğrafındaki karelere bakalım; birinci isim çocuklarına burs veren Remzi Gür, ikinci isim de Remzi Gür’ün kayınbiraderi, vefat eden Hasan Doğan!
Devam ediyor Koray bey:
- “Peki Hasan Doğan kim midir? Başbakan’ın oğluna gemi, pardon pardon gemicik alan ya da veren adamdır. Soruyorum burs vermeden gemi almaya nasıl oluyor bu iş?”
Aydın’ın salvoları sürüyor:
-Peki aile fotoğrafında başka kim mi var? Cihan Kamer var. Peki bu Cihan Kamer kim mi?
Salondan kuyumcu, kuyumcu sesleri yükseliyor.
Koray Aydın:
- “Evet kuyumcu da, bu nasıl kuyumcu? Başbakan’ın verdiği mal beyanında oğlunun düğününde takılan altınlarını bu bozdu diye şahit gösterdiği kuyumcu? Sorarım size böyle biri aileye nasıl girer?
Salonda coşku sürerken Aydın devam ediyor:
-” Bu adam ikiz kuleleri yapacak olan Şeyh El Makdum’un da ortağı, onu biliyor musunuz? Bir kuyumcu Körfez’in en zengin şeyhiyle nasıl bir ortaklık kurabilir? Bu işin perde gerisi nedir?
Koray beyin konuşmasında sırayı Sabah-atv ihalesi alıyor ve orada yaşananları uzun uzadıya anlatıyor.
Tabii Deniz Feneri’ndeki zekât hırsızlığını da tabir yerindeyse topa tutuyor. Bu konuyla ilgili olarak Deniz Feneri’nin Türkiye’deki uzantılarıyla Erdoğan arasındaki ilişkiyi Tayyip bey adına bilinen malum şarkıyla özdeşleştirerek özetle şöyle ortaya koyuyor:
- “Beraber yürüdük Zahid Akman’la
-Beraber ıslandık Zekeriya Karaman’la...”
Bayındırlık eski Bakanı, AKP salvolarından sonra önce uzun uzadıya ekonomideki fiili krizi örneklerle anlatıyor ve ardından MHP’nin mahalli genel seçimlerdeki hedefini de en az yüzde 25 oy olmalı diye açıklıyor. Burada bir parantez açıp Koray beyin haklı olduğunu söylemeliyiz, zira mahalli seçimde Türkiye genelinde AKP, CHP ve MHP yarışacak. Diyelim ki AKP 22 Temmuz’daki oyunu aldı. Geriye kalıyor yüzde 54. Bunun 4 puanını da DTP’ye verince yüzde 50’yi CHP ile MHP paylaşacak demektir. CHP solu, MHP sağı temsil ettiği için MHP’nin hedefi en az yüzde 25 olmalıdır. ANAP ve DYP tasfiye olmuşken, yani sağdaki bu boşlukta MHP bırakın yüzde 25’i, yüzde 30 bile alabilmelidir... MHP eğer marttaki mahalli genel seçimde yüzde 25’in bir puan bile altına düşse bu kesinlikle başarısızlık olacaktır.
Sonuç olarak söyleyeceğimiz şudur:
Önceki akşam Gazi Üniversitesi Kültür Salonu’nda gözlemlediğimiz dinamik ve birikimli Koray Aydın fotoğrafı bana Tayyip Erdoğan’a karşı aranan kan gibi geldi.
Bence Koray Aydın sadece MHP Genel Başkanlığı’na değil Erdoğan sonrasında başbakanlığa da en büyük adaydır.
Sabahattin ÖNKİBAR
KaynaK