Kupamı Verin

[admiral]

Türkiye Futbol Federasyonu (TFF), Süper Kupa maçının tarihini belirledi geçen hafta.

11 Ağustos'ta kapışacak lig şampiyonu Galatasaray ile Türkiye kupası şampiyonu Fenerbahçe.

Yani son yılların en büyük düellolarından birine sahne olacak, Universiad Kış Oyunları ile yenilenen, Erzurum Cemal Gürsel Stadyumu.

Geride kalan sezonun gerçek bir rövanşı.

Medya ve kamuoyu ilgisi tavan yapacak, gazeteler TV'ler özel yayınlarla bu maçı duyuracak.

Binlerce taraftar Erzurum'a akacak.

Kadayıf dolmaları, cağ kebapları yenilecek.

Oltu taşlı tespihler, bilezikler, kolyeler alınacak.

Ne güzel değil mi?

Peki, iyi güzel de!

Geçen yılki Süper Kupa finaline ne oldu?

Hani Beşiktaş'ın kupa, Fenerbahçe'nin lig şampiyonluğunu kazandığı ve 'tescillenen' sezonun Süper Kupası nerede?

Oynadılar, biri kazandı da acaba haberimiz mi olmadı?

Yoksa TFF, iki takımdan birini 'şikeci-teşvik' cezasından suçlu bulup, küme mi düşürdü?

Hayır...

Şüphe üzerine oynanmayan, o dönemdeki TFF yetkililerinin basiretsizlikleri nedeniyle oynatılamayan Süper Kupa finali resmen güme gitti!

İşin garibi bir Allah’ın kulu da çıkıp 'nerede bu kupa' demiyor!

Oysa TFF'nin ilgili kurulları Süper Kupa finali oynanmayan sezona ilişkin kurumlara, tüzel kişiliklere, kulüplere hiçbir ceza vermediler.

Bir kınama, bir uyarı bile gelmediğine göre Fenerbahçe ile Beşiktaş arasında oynanması gereken 2011 yılının Süper Kupa maçı niye oynanmıyor?

Yok mu sayıyoruz o koca sezonu!

Atılan golleri, sıralamayı, şampiyonu, kupa galibini hiçe mi sayıyoruz?

Eğer TFF o 'kayıp' sezonun Süper Kupasını oynatmaz ise büyük bir vebalin altına girer!

Düşünün ki TFF Başkanı çıkıp, '2011 sezonuna ilişkin iç hukuk süreci bitmiş, dosya kapanmıştır' diyor.

Yani Fenerbahçe, Beşiktaş, Trabzon, Eskişehir, Sivas, İstanbul Belediye gibi takımların hiçbir surette kurumsal bazda, şike ve teşvike bulaşmadığını 'temiz' olduğunu ifade ediyor.

Ama kimsenin aklına o sezona ilişkin oynanması gereken Süper Kupası'nın ne olduğu gelmiyor.

Madem temiziz, o zaman o kupa finali oynanır.

Hem de o kadar güzel olur ki!

Hatta ceza verip vermeme aşamasındaki UEFA'ya da sinyal gider!

"Biz işimizi hallettik, fazla kaşımayın yarayı..."

Ama TFF oralı değil!

Yıldırım Demirören oralı değil!

Adı soruşturmada geçen ve ifadesine başvurulan TFF'nin organizasyondan sorumlu yöneticisi Ufuk Özerten oralı değil!

Peki kim verecek bunun kararını?

Açıkçası kimse bilmiyor.

Bilinmeyen, gizemli gibi duran ortamda da kaos olur.

Kısaca buradan çıkacak mesaj şu;

"Kimse darılmasın gücenmesin, biz marka değerini ve futbolumuzun geleceğini korumak için şike/teşvik dosyasını kapattık. Dostlar alışverişte görünsün hesabı bireysel cezalarla durumu kurtardık, gerisini karıştırmayın..."​