Kur'an-i Kerim Niçin Arapça

SpYCeZa

O Bir İdeoloji
HH Üyesi
Katılım
12 Şub 2006
Mesajlar
3,137
Reaction score
0
Puanları
36
Yaş
31
Konum
<kisisel bir ileti giriniz>
Ateist yazarlar, (Diğer milletler kendi kulu değil mi de, Tanrı Kur’anı Arapça indirdi) diyor.
Eğer Kur’an İngilizce olarak inseydi, aynı bozuk mantıkla, (Diğer milletler kendi kulu değil mi de, Tanrı Kur’anı İngilizce indirdi) diyecekti. Maksadı yanlış bulmak olduktan sonra her şeyi tenkit eder. Yusuf suresinin, (Biz Kur’anı Arapça olarak indirdik, umulur ki, siz onu anlarsınız) mealindeki 2. âyet-i kerimesi, tefsirlerde özet olarak şöyle açıklanıyor:

Biz Kur’an-ı kerimi herhangi bir lisan ile değil, en geniş, en açık, en âhenktar olan Arap lügâtı üzere indirdik. Eğer akıllıca düşünürseniz, bu Kitabın ulviyetini, kendisinin bir şaheser, hükümlerinin, tesirli sözlerinin, bütün insanlığa hitap ettiğini, müslüman olmayı en büyük bir vazife, en yüksek bir saadet telakki edersiniz.

Ey Araplar, Kur’an-ı kerim, sizin lisanınızla indi. Bugüne kadar birçok edebiyatçının, şairin sözünü dinlediniz. Hiçbirisine benzemiyor. Bunun insan sözü olmadığını, İlahi bir kelam olduğunu düşünürseniz, anlarsınız.

Demek ki âyetteki anlamak, bunun ilahi kelam olduğunu anlamaktır. Yoksa ahkamını anlamak değildir. Eğer öyle olsaydı, (Ey Resulüm, Kur’an-ı kerimi insanlara açıklaman için indirdik) mealindeki âyet-i kerimeye zıt olurdu. (Nahl 44)

Eğer Yunanca olsaydı
Fussilet suresinin, (Eğer biz Kur’an-ı kerimi yabancı bir dilde okunan bir kitap kılsaydık. Diyeceklerdi ki, âyetleri tafsilatlı şekilde açıklanmalıydı. Muhatapları Arap olduğu halde, Arapça olmayan bir kitap mı geldi) mealindeki 44. âyet-i kerimesinin tefsirlerdeki açıklaması da şöyledir:

Kur’an-ı kerim [İbranice, Yunanca falan değil] sizin lisanınızda, yani Arapça’dır. Siz Arap olduğunuza göre, ifadelerinin vecizliğinden, şaheserliğinden bu Kur’an-ı kerimin İlahi bir kelam olduğunu anlarsınız. Yoksa, (Siz Arap olduğunuza göre, Kur’anın ahkamını da anlarsınız) denmiyor.
[Tokatlı Şeyh-ül-islam Mustafa Sabri efendi, (Biz Arabi’yi az biliriz. Fakat Kur’an-ı kerimi Araplardan daha iyi anlarız) buyuruyor.]

Lisanı Arabi olan herkes Kur’anı anlayamaz. Lisan ayrı, ilim ayrıdır. Türkçe bilen insan, tıp, hukuk, fen gibi bilgileri bilir mi? Kur’an-ı kerim baştan başa bir ilim deryasıdır. Her Arabi bilen Kur’an-ı kerimi nasıl anlar? Ateistler gibi, tercümesini okuyup da, (Bakın Kur’anda çelişki var) demek ne kadar abes ve saçmadır.

Eshab-ı kiramın anlayışı
Eshab-ı kiramın hepsi müctehid, birer büyük âlim oldukları halde, âyet-i kerimeleri farklı anlamışlar, ictihadları farklı olmuştu. Mezheplerin çıkışında da âyet-i kerimelerin farklı anlayışının rolü vardır.

Urvet-ül-vüska Muhammed Masum-i Faruki hazretleri buyuruyor ki:
(Bir gün Resulullah efendimiz, Hz. Ebu Bekir’e Kur'an-ı kerimin ince manalarından birkaçını onun seviyesine göre anlatıyordu. Hz. Ömer yanlarına gelince, konuşma üslubunu ve bahsettiği ince sırları, onun da anlayacağı şekilde değiştirdi. Yanlarına Hz. Osman gelince yine üslubunu değiştirdi. Hz. Ali gelince de böyle yaptı. Resulullah efendimizin, her değiştirmesi, oraya gelen zatların istidatlarının farklı oluşlarından idi.) [M. Masumiyye 59]

Hadis-i şeriflerde (Benden sonra peygamber gelseydi, Ömer olurdu), (Osman’ın şefaati ile Cehennemlik yetmiş bin kişi sorgusuz Cennete girecektir) ve (Ben ilmin şehriyim Ali de kapısıdır) buyuruldu. Her üçü de bu derece yüksek olduğu ve Arabiyi çok iyi bildiği halde, Hz. Ebu Bekir’e anlatıL.n tefsiri bile anlayamadılar. Çünkü Peygamber efendimiz herkese derecesine göre anlatıyordu.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(İnsanlara akıllarına, anlayışlarına göre söyleyin, onlara [dinin hükmünü] inkâr ettirecek şekilde söylemeyin ki, Allah’ı ve Resulünü yalanlamasınlar.) [Buhari]

Allahü teâlâ, (Peygambere sorun, âlimlere sorun) buyuruyor. Bazıları, bizzat kendim anlayacağım diye inat ediyor. Herkes kendisi anlayabilseydi o zaman peygambere ne lüzum kalırdı?

Kur’an-ı kerimi, lisanı Arapça olanlar bile anlayamaz. Hatta evliyanın ve ulemanın en büyükleri olan Eshab-ı kiram bile, âyetlerin manalarını Resulullah efendimize sorarlardı. Bir hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Kur’an, Allah’ın metin ipidir. Manalarının hepsi anlaşılmaz. Çok okumak ve dinlemekle eskimez.) [İbni Mace]

Kur’an-ı kerim çok veciz olup, bitmez tükenmez manalarının bulunduğu, bütün manaları bildirilse bile, yazmak için kağıt ve mürekkep bulunamayacağı bizzat Kur’an-ı kerimde bildirilmektedir.
Mealen buyuruluyor ki:
(De ki, Rabbimin [İlmini, hikmetini bildiren] sözleri için, denizler mürekkep olsa, bir o kadar daha deniz ilave edilse, denizler tükenir, Rabbimin sözleri tükenmez.) [Kehf 109, Beydavi]

Anayasayı, bir kanunu anlamak için hukukçulara gidiliyor. Halbuki bunları da insan yazmıştır. Bir kanundan bile herkes aynı şeyi anlamazken, Allah’ın kelamını herkes nasıl hemen kolayca anlayabilir?

Doğrusunu anlayabilmek için, bir Kur’an tercümesine [meallere] değil, İslam âlimlerinin tefsirlerine bakmak gerekir.


Kaynak: islam
 
Kur'an'da müteşabih ayetler vardır elbetteki kuran ne kadar açık ayetlerden oluşmaktadır dense de ilimde derinleşenlerin anlayabileceği açık ayetler ve hatta hiç anlaşılamayacak, tamamen Allah ile resulü arasındaki ayetler bulunmaktadır Allah razı olsun konu için
 
Paylasim icin tskler.Sayenizde biraz daha aydinlanyoruz.Allah razi olsun:)
 
güzel açıklama kardeşimmm...
bende birşeyler eklemek istiyorum...
derler ki İslam alimlerinin tefsirlerini okuyup anlamak için orta zekalı bir insanın 33 yıl boyunca zahiri ve batini ilimleri ehlinden yani konusunda uzman İslam alimlerinden tahsil etmek gereklidir...
tabii ki bu yazdıklarım ''o zaman dinimizi nereden öğreneceğiz'' sorusunu getirecektir.
bizler dinimizi ehli sünnet alimlerinin ilmihal kitaplarını okuyarak dinimizi öğreneceğiz..
o kitaplarda günlük yaşamda uyulması gereken emir ve yasaklar ile ibadetler gayet anlaşılır birşekilde Kur ' an ı kerim ayetleri ve Hadis i şerifler ile açıklanmaktadır.
 
gonlune saglik allah cc razi olsun kardesim...konu guzel ve cok onemli....
arapcaya bir dil olarak baktigimizda ne kadar muhtesem oldugunu gorebiliriz..bu konu ile ilgili uzun uzadiye bir seyler yazmayacagim isteyen "semitik diller" basligi altinda arapca dilini inceleyebilirler...

kur ani arapca okumak baskadir turkce okumak baskadir...bu konuda muslumanlar olarak nedense bir eksiklik var...1 hafta veya en fazla 10 gunluk bir egitimle kurani kerimi arapca okumak mumkun..her muslumanin bu konuda zaman ayirmasi gerektigini dusunuyorum..kaldiki kurani arapca okuma anlaminda onlarca videolu egitim ve daha bir cok secenek varken dahada kolaydir...buna vaktkim yok diyenler olacaktir bu herzamanki ozrumuz..ama ozr degil cunku istedigimizde bir vok ıvır zıvıra vakit ayiriyoruz..bir kac ıvır zıvırı atarsak bunada vakit kalir...

ayrica turkce ibadet, turkce ezan, turkce kuran gibi soylemlerde bulunan ve ayni zamanda ben muslumanim diyen bu kisiler basit, hiç bir ilmî ve dinî değeri olmayan tamamen heva ve heveslerinden kaynaklanan bu dusuncelerini bir kanara birakip arapcayi ogrensinler ve hakkiyla emrolunduklari ibadetlere yonelsinler...ve artik temcit pilavi gibi ortaya surup gundem yapip kafalari karistirmasinlar...

Biz milletimizi, vatanımızı, milli değerlerimizi, seviyoruz. Ama aynı zamanda biz en mukaddes varlığımız olan Dinimizi, Kur`an`ımızı ve Kur`an`ın dili olan Arabçayı da seviyoruz. musluman-turk olmamiz veya turkceyi konusmamiz arapcayi sevmeyecegimiz anlamina gelmez...14 asirdir sure gelen bir seydir illa islami yasamada ve uygulama dil degistirmek gereksiydi konularinda uzman olan alimlerve fikih imamlari bu konuda zaten fetva verir veya uygularlardi...kimse kendini cok akilli veya yeni bir sey buldum havasina sokmasin..o alimlerin yaninda bir toz bile olamazlar..isteyenler o alimlerin hayatlarina ve eserlerine bakabilir ve karsilastirmada yapabilirler ki karsilastirma bile yapilmaz bugunku alim denilen zevatla...

son olarak...kurani kerim arapca olarak gonderilmis ise O Allah, dilediğini yapmakta ve istediği gibi hükmetmede serbesttir olmasaydı zaten Allah olamazdı. O böyle yapmışsa mutlaka bunun bir hikmeti vardır, deyip Allah`ın hükmüne boyun eğmemiz gerekir, müslümana da yakışan budur.
Kur`an Arapçasız olmaz. Arapça`nın dışında bir dille ortaya konan da Kur`an sayılmaz...
saygi ve sevgiyle kardesler...
 
harika bir paylaşım....Allah razı olsun....Devamını dilerim....

Bunca güzel noktalara değinmiş bir yazının forumumuzda yayınlanmış olması çok güzel...

Allah bir kez daha senden razı olsun...Bizim ufkumuzu genişlettin....
 
paylaşım için saol

dinimizin anlaşılabilmesi için türkçesinin de okunması taraftarıyım.. etrafta tanıdığım birçok insan ne okuduğunu bilmeden anlamadan kuranı okuyor.. ezbere ibadet edilmesine karşıyım
 
allper' Alıntı:
paylaşım için saol

dinimizin anlaşılabilmesi için türkçesinin de okunması taraftarıyım.. etrafta tanıdığım birçok insan ne okuduğunu bilmeden anlamadan kuranı okuyor.. ezbere ibadet edilmesine karşıyım


turkce okunma konusunda TURKCE-MEAL ile ilgili sorun yok..arapca okuyup turkce anlamini ogrenmek gayet guzeldir..ama gidipte turkce anlamini ibadetlerde okumak o biraz tuhaf...hatta her bildigimiz arapca surenin turkce anlamini ezberlemekte ibadetlere farkli bir tad verir...diye dusunuyorum
 
arkadaşlar dinin dili falan olamaz. allah we kul arasına dil giremez girmemeli.herkes hangi dili konuşuyorsa o dilde ibadetini yapar yakarışını o dilde yapar. arapların her yönden pis bir millet olmasından dolayı son din arapça olarak gelmiştir fikrimce. arkadaşlar din yoruma açık 1 konudur.akıl mantık kullanılarak doğru yol bulunur.we anlaşılarak yaşanmalıdır. körü körüne ezbere karşıyım. önemli olan okunan duanın anlamıdır daha da önemlisi insanın bu ankamı anlayarak okumasıdır.

saygılar
 
crazyboy_9999' Alıntı:
Ku'an'da müteşabih ayetler vardır elbetteki kuran ne kadar açık ayetlerden oluşmaktadır dense de ilimde derinleşenlerin anlayabileceği açık ayetler ve hatta hiç anlaşılamayacak, tamamen Allah ile resulü arasındaki ayetler bulunmaktadır Allah razı olsun konu için

CrazyBoy Ku'an Yazısını Editleyip Kur'an Olaraq Değiştirsen İyi Olacaq!!!

:hhman:
 
1.KURAN arapcadan okursaniz hatim olur ama meailini okursaniz sadce ne manaya geldigini ögrenirsiniz...

2.üstelik ALLAH icin ibadet etmek icin ezber yapmak bi zor isch deiL sonucta ne yapiorsan kendin icin yapiorsun!

3. eger manasini bilmedigim biseyi okumam diosaniz o zaman acip bi ilmihali manasina bakabilirsiniz! umarim bu zor bi isi deildir!

4. öldükten sonra konusulcak tek dil arapcadir!


herseye ragmen düsünceye saygi ama schuda varki düsünceLer dini asla deistirmez!
 
Kur’an-ı kerimi tercüme etmek
Sual: Kur’an-ı kerimi kelime kelime tercüme etmek mümkün mü?
CEVAP
Kur'an-ı kerimin tefsiri ve tevili ancak ehli olan âlimler tarafından yapılır. Fakat kelime kelime tercümesi mümkün olmaz. Tercüme ile murad-ı ilahi anlaşılamaz. Hadis-i şeriflerin de kelime kelime tercümesi çok zaman yanlış manalara gelir. Hatta bir dildeki deyim, terim ve atasözlerinin bile kelime kelime tercümesi çok yanlış olur.

Mesela Fransızca, De bonne guerre, kelime olarak, iyi savaştan demektir. Deyim olarak, kanunlara uygun demektir.

İngilizce, Rain cats and dogs = kedi köpek yağıyor demektir. Deyim olarak sağanak halinde yağmur yağıyor demektir. Bir Gazetenin İngilizce bilen muhabiri, bu ifadeyi okuyunca, Amerika’ya kedi köpek yağdı diye haber vermişti. İngilizce’de bu hatayı yapan, Kur’an-ı kerimdeki ifadelerde ne çamlar devirmez ki.

Selefilerin Allah gökte demesi bu yüzdendir. Allahü teâlâyı eli gözü kulağı olan bir insan gibi düşünmeleri bu sebepledir. Arapça’daki deyimlere geçmeden önce Türkçe’deki deyimlere bakarsak konunun önemi iyi anlaşılır.

Mesela Göz boyamak tabirini kelime kelime yabancı bir dile çevirirsek, gözün üstüne boya sürmek gibi bir mana çıkar. Halbuki, Türkçe’de göz boyamak, aldatmak demektir. Göze girmek gözün içine girmek değil, takdir toplamak, itibar kazanmak demektir. Gözden düşmek de itibarını kaybetmek demektir. Eli açık deyiminde de, el ve açık kelimelerini kullanmadan, cömert anlamına gelen kelimelerle tercüme etmek gerekir. Türkçe’de hırsızlık yapana eli uzun derler. Arapça’da ise cömert demektir. Hz. Zeyneb binti Cahş, cömert ve marifetli idi. Peygamber efendimiz onun hakkında, (Bana en önce kavuşacak olanı, eli uzun [cömert] olanıdır) buyurmuştur.

Dünya kelimesi, Türkçe’de, yeryüzü manasından başka, fikir ve inanç bütünlüğü manasına İslam dünyası denir. Görüş manasına da gelir. Dünyaları ayrı iki insan gibi. Çok kalabalık manasına da, Dünyanın insanı gelmiş denir. Başka manaları da vardır. Bunlar dünya olarak başka dile nasıl tercüme edilir ki. Elbette açıklayarak çevrilir. Kur’an-ı kerimin böyle kelime kelime yapılan mealleri çok yanlıştır.

Dünya, Arapça’da alçak, mal gibi başka manalara da gelir. Üç örnek:
(Dünya [deni, alçak şeyler, haram ve mekruhlar] melundur.) [İbni Mace]

(Dünya [dünya malı] bana yaklaşmak istedi. "Benden uzaklaş" dedim. Giderken, "Sen benden kurtuldun ama, senden sonrakiler benden kurtulamaz" dedi.) [Bezzar]

(Cennet anaların ayakları altındadır) hadis-i şerifini, (Cennet, ananın rızası altındadır) şeklinde açıklamak gerekir. Ancak bu kadar bir açıklama da kâfi gelmez. Çünkü ana babanın gayrı meşru emirlerine de riayet edilmesi gerekeceği anlaşılır. Ayrıca bir çocuk, Müslüman olmasa; ama ana babasının rızasını alsa, Cennete gideceği de zannedilebilir. O halde hadis-i şerifi İslam âlimlerinin açıkladığı şekilde bildirmelidir. Yani, (Müslüman bir evlat, Müslüman ana babanın dine uygun emirlerine riayet edip rızalarını kazanırsa, Cenneti kazanır) demek gerekir.

(Eş-şeru tahtesseyf) ve (El Cennetü tahte zılalissüyuf) hadis-i şeriflerini kelime kelime tercüme edersek (İslam kılıç altındadır) ve (Cennet kılıçların gölgesi altındadır) demektir. İslam kılıcın altında ne demektir? Kılıç ile atom bombası, roket, radar, füze gibi her çeşit savaş araçları kastedilmektedir. Müslümanlar, ekonomide, teknolojide ileri seviyede olursa, dinlerini korumuş olurlar. Yani, İslamiyet, kılıç ve diğer araçların koruması altındadır. Amerika’nın, Rusya’nın tekniğini almak gerekir. O halde yukarıdaki hadis-i şeriflerin açıklaması şöyle olur:
(İslamiyet, kâfirlerdeki silahların hepsini yapmakla ve bunları iyi kullanmakla sağlam kalır.)

Kur’anı yanlış tercüme etmek
Birçok kelimenin bir hakiki manası, bir de, kinaye mecaz manası olur. Kinaye, bir şeyi, açık anlamı başka olan kelimelerle anlatmaktır. Kur’an-ı kerimde mecazi ifadelerden başka, Müteşabih âyetler vardır. Bunlara görünen manayı vermek çok yanlış olur. Bilhassa Allahü teâlâ ile ilgili mecazlar, müteşabih olanlar daha önemlidir. Allahü teâlâ hiçbir yaratığa benzemez. Çünkü, Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Leyse kemislihi şeyün [Onun benzeri hiçbir şey yoktur].) [Şura 11]
(Sübhanekellahümme [Allah’ım, Seni noksan sıfatlardan tenzih, kemal sıfatlarla tavsif ederim].) [Yunus 10]

Allahü teâlâ hiçbir şeye benzemezken benzediği sanılan âyetler de vardır. Birkaçı şöyledir:
(Kıyamet günü yeryüzü Allah’ın kabzasında olur, gökler de sağ eliyle dürülür.) [Zümer 67]
(Yahudiler, Allah'ın eli bağlıdır, dediler. Hayır, Allah’ın iki eli de açıktır.) [Maide 64]

(Allah’ın eli onların ellerinin üzerindedir.) [Fetih 10]
(Doğu da batı da Allah’ındır. Nereye dönerseniz Allah’ın yüzü oradadır.) [Bekara115]
(Allah Arşa istiva edendir. Nerede olsanız, O sizinle beraberdir.) [Hadid 4]

Bu âyetlerde bildirilen el, yüz ifadeleri, bir mahlukun eli veya yüzü gibi sanılabilir. Halbuki Allah hiçbir mahluka benzemez. Benzemediğini de birinci âyette bildirdik. İstiva kelimesi oturmak sanılırsa Allah mahluklara benzetilmiş olur ve yukarıdaki âyetlere aykırı olur. Nerede olursanız sizinle beraberdir ifadesi de mecazidir. Çünkü O mekandan münezzehtir. Selefiler bu âyeti tevil ettikleri halde, ötekileri tevil etmiyorlar. Selefilere değil, Ehl-i sünnet âlimlerinin açıklamalarına itibar etmeli.

Açıklamasız tercümeler yanlış olur. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Kadınlara dokununca gusledin.) [Maide 6] (Cima için lems [dokunmak] kelimesi kullanılmıştır. Bu haliyle yazılırsa kadına dokunanın gusletmesi gerektiği anlaşılır.)

(Kanadını müminler için indir.) [Hicr 88] (Şefkat et, tevazu göster demektir. Sadece kanadını indir dememeli.)

(Ellerini boynuna bağlama, büsbütün de açma.) [İsra 29] (Cimrilik etme, israfa da kaçma demektir. Açıklamasız yazmamalı.)

(İbil’in nasıl yaratıldığına bakmazlar mı?) [Gasiye 17] (İbil deve demektir. İbil’in başka manalarını da düşünen bir Yahudi dönmesi, İbil’i yağmur yüklü bulut diye tercüme ederek Kur'anın manasını değiştirmeye çalışmıştır.)

Rahman suresinin baş taraflarında vezn, mizan kelimeleri geçiyor. Piyasadaki bazı meallerde vezn, tartı, terazi diye tercüme edilmiştir. Vezn kelimesinin tartı, terazi olarak tercüme edilmesi hatalı olur. Âyet-i kerimede güneş ve ayın bir hesap, bir muvazene, bir denge, bir sistem, bir nizam üzere hareket ettikleri bildirilmektedir.

Mümin, kâfir, fasık, salih, münafık gibi kelimeler aynen alınmalı, bundan sonra gerekli açıklamalar yapılabilir. Bunların yerine tercümesi diye uydurma bir kelime konursa manası bozulur. Mesela bir mezhepsiz, kâfirun suresindeki kâfir kelimesini nankör diye tercüme etmiştir. Bir başka mezhepsiz de salih kelimesini barışsever olarak tercüme etmiştir. Bir başka mezhepsiz de, Salat kelimesini dua diye tercüme etmiştir. Salat kelimesi dua anlamına da gelirse de, birçok yerde namaz yerine kullanılmaktadır. Salat, dua diye yazan mezhepsizin mealini esas alan ve kendilerine mealciler denen bir grup türemiştir. Bunlara göre namaz diye bir şey yoktur. Biraz dua etmekle namaz kılınmış olur.

Bu acı örnekler gösteriyor ki, Kur’an-ı kerimi kelime kelime tercüme etmek yanlış olduğu gibi, böyle yanlış tercümelerle amel etmeye kalkmak da çok yanlış olur.


Müslümanlar bâtıniliğe sapmamalı
Sual: Âyetleri ve hadisleri kendi görüşüne göre yorumlamak, mesela (Kur’an-ı kerimde bildirilen dabbetülarz denilen hayvan, aids hastalığıdır) demek caiz midir? (Güneş batıdan doğacak demek, Avrupa müslüman olacak demektir) demek caiz midir?
CEVAP
Hadis-i şerifte, (Kur’anı kendi görüşüne göre açıklayan kâfir olur) buyuruluyor. Hadis-i şerifleri de kendi görüşüne göre açıklamak sapıklıktır. Hâşâ Peygamber efendimiz bilmece gibi hadis-i şerif mi söylüyor. Her dilde deyimler vardır. Bunlarda kelimelerin ifade ettiği anlam değil, cümlenin ifade ettiği anlam esas alınır. Bunu caiz olmayan tevil ve yorumla karıştırmamalıdır.

Mesela kaş yapayım derken göz çıkarmak deyimin de ne kaş ne de göz ile ilgisi vardır. Bir iş yapılırken daha büyük zarara uğramak kastediliyor.

Milel-nihâl kitabında diyor ki:
(Şiiler yirmi fırkadır. Onsekizinci fırkası, İsmaili fırkasıdır. Bu fırkaya, Bâtıniyye de denir. Bunlar, Kur'an-ı kerimin zahiri, yani anlaşılan manası olduğu gibi, bâtıni, yani gizli, iç manası da vardır. Bâtıni manası lazımdır, zahiri manası lazım değildir diyorlar. Bu ise küfürdür.)

Müslümanlar bâtıniliğe sapmamalıdır. İslam âlimleri âyetlere ne anlam vermişse, onu bildirmeli, kendiliğinden bir şey ilave etmemelidir.

Dabbetülarz denilen hayvan, aids hastalığı değildir. Veya bir sapığın dediği, falan ingiliz, yani insan değildir. Dabbetülarz hayvandır. Özellikleri ve yapacakları da bildirilmiştir. Güneş batıdan doğacak demek, Avrupa müslüman olacak demek değildir. Dünya kendi yörüngesinden çıkacak başka yörüngeye girecek, şimdikine göre ters dönecek, yani güneş batıdan doğacaktır. O zaman tevbe kapıları da kapanmış olacaktır.


Meallerde hatalar olur
Sual: Yunus suresinin 88. âyetinde piyasadaki bütün mealler şöyle diyor:
Musa Allah’a dedi ki: Ya rabbi, Firavuna bu kadar malı insanları senin yolundan saptırması için mi verdin? Onları ve mallarını yok et.
Musa aleyhisselam Allahü teâlâya böyle der mi, onu böyle suçlar mı? Bu mealler yanlış değil mi?
CEVAP
Evet yanlıştır. Biz de piyasadaki çok meale baktık, hepsi de aşağı yukarı aynı şekilde yazıyor. Bu bakımdan açıklamasız olan meallere itimat edilmez. Tefsirlere bakmak gerekir. Biz de tefsirlere baktık.
O şekildeki meal uygun değil. Kurtubi tefsirinde diyor ki:
Liyudıllu kelimesinde ki lam harfinin çeşitli manaları vardır. Buradaki lam, sonucu, bildirir. Nitekim haberde geldi ki:
(Bir melek her gün şöyle seslenir: Sonunda ölmek üzere doğuyorsunuz, işlerinizi de sonunda harap olmak üzere bina ediyorsunuz.)

Âyette, Firavun ve adamlarının işlerinin sonu sapıklığa varacağı için, sanki verilen mallar, sapıtmaları için verilmiş gibi oluyor. (Senden yüz çevirdikleri halde onlara bu kadar mal mülk verdin, senin onlardan yüz çevirmenden de korkmadılar. Senin onlardan razı olmadığını anlayamadılar. Sapıklıklarına devam ettiler. Malı sapıtmamaları için verdin ama onlar sapıttılar, öyle ise sapıtmalarına sebep olan malları onların ellerinden al. Verdiğin mallarla onları bu yolda imtihan eyle) denmek isteniyor. Netice olarak âyetin meali şöyle oluyor:
(Musa aleyhisselam dedi ki: Ya Rabbi, Sen Firavun ve kavmine dünya hayatında göz kamaştıran zenginlik ve bol servet verdin. Bu kadar malı sanki sen, insanları senin yolundan saptırmaları için vermişsin gibi kötü yollarda kullanıyorlar. Onları ve mallarını yok et, kalblerini de şiddetle sık, elemli azabı görmedikçe [vahiyle bana bildirdiğin gibi] onlar iman etmezler.)


Bu mu benim rabbim?
Sual: Birçok mealde İbrahim aleyhisselamın ay ve güneş için (Bu benim rabbim) dediği bildiriliyor. Bir Peygamber nasıl böyle söyler? Bu mealler yanlış değil mi?
CEVAP
Evet yanlıştır. Tefsirlerde, (Bu mu benim rabbim, bunlardan rab olamaz) anlamında söylediği bildiriliyor.

Hz. Ömer’in de buna benzer sözleri vardır. İbni Sebe bu sözleri istismar ediyor. (Ömer Hudeybiye’de, Resulullahın peygamberliğinden şüphe etmişti) diyor. Hz. İbrahim, (Bu mu benim rabbim) dediği gibi, Hz. Ömer de, Allah ve Resulüne olan teslimiyetini bildirmek için, (Ya Resulallah sen Allah’ın Peygamberi değil misin? Biz hak, kâfirler bâtıl yolda değil mi?) mealindeki sözlerinden dolayı İbni Sebe, Hz. Ömer’e saldırıyor. Hz. Ömer, (Ya Resulallah, sen elbette Allah’ın resulüsün, bizim yolumuz elbette hak, kâfirler elbette bâtıl yoldadır. Zahiren aleyhimize görünen bu anlaşmada asla dinden taviz verilmedi) demek istediğini bütün Ehl-i sünnet âlimleri bildirmektedir. (Kurret-ül-ayneyn)

kaynak_dinimizislam.com
 
Çok güzel bi konuya değinmişsin...Aydınlattığın için saol...Allah razı olsun...
 
arkadaşlar yukarıdaki yazıları okuduktan sonra şunu gördümki 1500 sene müslüman olarak yaşamış (kılıçla müslüman yapılmış tabi) bir toplumun müslümanlığı hala öğrenemediğini ortodox müslümanlık anlayışından kurtulamadığını gördüm.Fikir sahibi olabilmek için önce bilgi sahibi olmak gerekir.Tutulacak yolu nakil değil akıl belirler.Öncelikle bir kuran alıp okuyun türkçe tabi.sonra bir incil alıp okuyun.sonra tevrat okuyun.sonra ordan mısıra gidin ve HERMES öğrenin.(Üç kere yüce HERMES Tridgesmus).sonra kabala öğretisini bir okuyun
hıristiyan ve müslüman tasavvufunuinceleyin..(Mevlana,Y.Emre;Hacıbektaşı veli)...sonra oturun ve düşünün......DÜNYA SİZE YALAN SÖYLEDİ..................
Kuranda bir ayet.....onu size anlayasınız diye arapça gönderdik.
Allah kelimesi müslümanlıkla gelmemiş arap toplumunda her zaman vardır.bazıları ısrarla hep allahın kullanılmasını ister halbuki peygamberin babasının adı APDULLAH tır...Allahın oğlu bu sadece arap milliyetciliğinden başka bir şey değildir. KURAN türkçe karşılığı heryeri kaplıyan demektir...bir düşünün dünyada müslüman nüfusun 2 katı hıristiyan var...ilim onlarda bilgi onlarda düşünce adamları onlarda, bu adamlar manyakmı müslüman olmuyor.
düşünün bakalım.İnisiye olmadığınız için fazla derin yazamıyorum.Gerçeği sadece onlar bilirler.

Lütfen mısırlılar hakkında anlatılan palavralara inanmayın.Mısırı Hermesi,Osiris tapınağını öğrenin.ondan sonra orta asyaya gidin ve Çindeki türk PİRAMİTLERİNE bakın hiç duymuşmuydunuz arama motorlarından beyaz piramit yazın karşınıza çıkar.sonra şaman kültürünü öğrenin ve ilk tek tanrı geleneğinin kimler tarafından oluşturulduğunu öğrenin......
dediğim gibi hurafeleri bırakın artık.......DÜNYA SİZE YALAN SÖYLÜYOR.............

arkadaşlar yukarıdaki yazıları okuduktan sonra şunu gördümki 1500 sene müslüman olarak yaşamış (kılıçla müslüman yapılmış tabi) bir toplumun müslümanlığı hala öğrenemediğini ortodox müslümanlık anlayışından kurtulamadığını gördüm.Fikir sahibi olabilmek için önce bilgi sahibi olmak gerekir.Tutulacak yolu nakil değil akıl belirler.Öncelikle bir kuran alıp okuyun türkçe tabi.sonra bir incil alıp okuyun.sonra tevrat okuyun.sonra ordan mısıra gidin ve HERMES öğrenin.(Üç kere yüce HERMES Tridgesmus).sonra kabala öğretisini bir okuyun
hıristiyan ve müslüman tasavvufunuinceleyin..(Mevlana,Y.Emre;Hacıbektaşı veli)...sonra oturun ve düşünün......DÜNYA SİZE YALAN SÖYLEDİ..................
Kuranda bir ayet.....onu size anlayasınız diye arapça gönderdik.
Allah kelimesi müslümanlıkla gelmemiş arap toplumunda her zaman vardır.bazıları ısrarla hep allahın kullanılmasını ister halbuki peygamberin babasının adı APDULLAH tır...Allahın oğlu bu sadece arap milliyetciliğinden başka bir şey değildir. KURAN türkçe karşılığı heryeri kaplıyan demektir...bir düşünün dünyada müslüman nüfusun 2 katı hıristiyan var...ilim onlarda bilgi onlarda düşünce adamları onlarda, bu adamlar manyakmı müslüman olmuyor.
düşünün bakalım.İnisiye olmadığınız için fazla derin yazamıyorum.Gerçeği sadece onlar bilirler.
 
dreamer.20' Alıntı:
arkadaşlar yukarıdaki yazıları okuduktan sonra şunu gördümki 1500 sene müslüman olarak yaşamış (kılıçla müslüman yapılmış tabi) bir toplumun müslümanlığı hala öğrenemediğini ortodox müslümanlık anlayışından kurtulamadığını gördüm.Fikir sahibi olabilmek için önce bilgi sahibi olmak gerekir.Tutulacak yolu nakil değil akıl belirler.Öncelikle bir kuran alıp okuyun türkçe tabi.sonra bir incil alıp okuyun.sonra tevrat okuyun.sonra ordan mısıra gidin ve HERMES öğrenin.(Üç kere yüce HERMES Tridgesmus).sonra kabala öğretisini bir okuyun
hıristiyan ve müslüman tasavvufunuinceleyin..(Mevlana,Y.Emre;Hacıbektaşı veli)...sonra oturun ve düşünün......DÜNYA SİZE YALAN SÖYLEDİ..................
Kuranda bir ayet.....onu size anlayasınız diye arapça gönderdik.
Allah kelimesi müslümanlıkla gelmemiş arap toplumunda her zaman vardır.bazıları ısrarla hep allahın kullanılmasını ister halbuki peygamberin babasının adı APDULLAH tır...Allahın oğlu bu sadece arap milliyetciliğinden başka bir şey değildir. KURAN türkçe karşılığı heryeri kaplıyan demektir...bir düşünün dünyada müslüman nüfusun 2 katı hıristiyan var...ilim onlarda bilgi onlarda düşünce adamları onlarda, bu adamlar manyakmı müslüman olmuyor.
düşünün bakalım.İnisiye olmadığınız için fazla derin yazamıyorum.Gerçeği sadece onlar bilirler.

Lütfen mısırlılar hakkında anlatılan palavralara inanmayın.Mısırı Hermesi,Osiris tapınağını öğrenin.ondan sonra orta asyaya gidin ve Çindeki türk PİRAMİTLERİNE bakın hiç duymuşmuydunuz arama motorlarından beyaz piramit yazın karşınıza çıkar.sonra şaman kültürünü öğrenin ve ilk tek tanrı geleneğinin kimler tarafından oluşturulduğunu öğrenin......
dediğim gibi hurafeleri bırakın artık.......DÜNYA SİZE YALAN SÖYLÜYOR.............

arkadaşlar yukarıdaki yazıları okuduktan sonra şunu gördümki 1500 sene müslüman olarak yaşamış (kılıçla müslüman yapılmış tabi) bir toplumun müslümanlığı hala öğrenemediğini ortodox müslümanlık anlayışından kurtulamadığını gördüm.Fikir sahibi olabilmek için önce bilgi sahibi olmak gerekir.Tutulacak yolu nakil değil akıl belirler.Öncelikle bir kuran alıp okuyun türkçe tabi.sonra bir incil alıp okuyun.sonra tevrat okuyun.sonra ordan mısıra gidin ve HERMES öğrenin.(Üç kere yüce HERMES Tridgesmus).sonra kabala öğretisini bir okuyun
hıristiyan ve müslüman tasavvufunuinceleyin..(Mevlana,Y.Emre;Hacıbektaşı veli)...sonra oturun ve düşünün......DÜNYA SİZE YALAN SÖYLEDİ..................
Kuranda bir ayet.....onu size anlayasınız diye arapça gönderdik.
Allah kelimesi müslümanlıkla gelmemiş arap toplumunda her zaman vardır.bazıları ısrarla hep allahın kullanılmasını ister halbuki peygamberin babasının adı APDULLAH tır...Allahın oğlu bu sadece arap milliyetciliğinden başka bir şey değildir. KURAN türkçe karşılığı heryeri kaplıyan demektir...bir düşünün dünyada müslüman nüfusun 2 katı hıristiyan var...ilim onlarda bilgi onlarda düşünce adamları onlarda, bu adamlar manyakmı müslüman olmuyor.
düşünün bakalım.İnisiye olmadığınız için fazla derin yazamıyorum.Gerçeği sadece onlar bilirler.

dreamer.20 isimli arkadaşa katılmıyorum. Biraz saçmaladığını düşünüyorum.

Ama Kuran-ı Kerim namazlarda arapça olarak okunmalıdır. Her dilden insanın rahatlıkla namaz kılması için. Ama Dualar elbette kendi dilinde olucaktır. Kimse dua etmek için arapça öğrenmek zorunda değil ama namaz kılmak için arapça öğrenmek zorundadır. Zaten her ülke ezanları kendi dili ile okusaydı bunu yabancı olan musluman anlamazdı. Ama ezan her yerde arapça olarak okunduğuna göre her musluman nerede olursa olsun rahatllıkla anlayabilir.
 
dreamer.20' Alıntı:
arkadaşlar yukarıdaki yazıları okuduktan sonra şunu gördümki 1500 sene müslüman olarak yaşamış (kılıçla müslüman yapılmış tabi) bir toplumun müslümanlığı hala öğrenemediğini ortodox müslümanlık anlayışından kurtulamadığını gördüm.Fikir sahibi olabilmek için önce bilgi sahibi olmak gerekir.Tutulacak yolu nakil değil akıl belirler.Öncelikle bir kuran alıp okuyun türkçe tabi.sonra bir incil alıp okuyun.sonra tevrat okuyun.sonra ordan mısıra gidin ve HERMES öğrenin.(Üç kere yüce HERMES Tridgesmus).sonra kabala öğretisini bir okuyun
hıristiyan ve müslüman tasavvufunuinceleyin..(Mevlana,Y.Emre;Hacıbektaşı veli)...sonra oturun ve düşünün......DÜNYA SİZE YALAN SÖYLEDİ..................
Kuranda bir ayet.....onu size anlayasınız diye arapça gönderdik.
Allah kelimesi müslümanlıkla gelmemiş arap toplumunda her zaman vardır.bazıları ısrarla hep allahın kullanılmasını ister halbuki peygamberin babasının adı APDULLAH tır...Allahın oğlu bu sadece arap milliyetciliğinden başka bir şey değildir. KURAN türkçe karşılığı heryeri kaplıyan demektir...bir düşünün dünyada müslüman nüfusun 2 katı hıristiyan var...ilim onlarda bilgi onlarda düşünce adamları onlarda, bu adamlar manyakmı müslüman olmuyor.
düşünün bakalım.İnisiye olmadığınız için fazla derin yazamıyorum.Gerçeği sadece onlar bilirler.

Lütfen mısırlılar hakkında anlatılan palavralara inanmayın.Mısırı Hermesi,Osiris tapınağını öğrenin.ondan sonra orta asyaya gidin ve Çindeki türk PİRAMİTLERİNE bakın hiç duymuşmuydunuz arama motorlarından beyaz piramit yazın karşınıza çıkar.sonra şaman kültürünü öğrenin ve ilk tek tanrı geleneğinin kimler tarafından oluşturulduğunu öğrenin......
dediğim gibi hurafeleri bırakın artık.......DÜNYA SİZE YALAN SÖYLÜYOR.............

arkadaşlar yukarıdaki yazıları okuduktan sonra şunu gördümki 1500 sene müslüman olarak yaşamış (kılıçla müslüman yapılmış tabi) bir toplumun müslümanlığı hala öğrenemediğini ortodox müslümanlık anlayışından kurtulamadığını gördüm.Fikir sahibi olabilmek için önce bilgi sahibi olmak gerekir.Tutulacak yolu nakil değil akıl belirler.Öncelikle bir kuran alıp okuyun türkçe tabi.sonra bir incil alıp okuyun.sonra tevrat okuyun.sonra ordan mısıra gidin ve HERMES öğrenin.(Üç kere yüce HERMES Tridgesmus).sonra kabala öğretisini bir okuyun
hıristiyan ve müslüman tasavvufunuinceleyin..(Mevlana,Y.Emre;Hacıbektaşı veli)...sonra oturun ve düşünün......DÜNYA SİZE YALAN SÖYLEDİ..................
Kuranda bir ayet.....onu size anlayasınız diye arapça gönderdik.
Allah kelimesi müslümanlıkla gelmemiş arap toplumunda her zaman vardır.bazıları ısrarla hep allahın kullanılmasını ister halbuki peygamberin babasının adı APDULLAH tır...Allahın oğlu bu sadece arap milliyetciliğinden başka bir şey değildir. KURAN türkçe karşılığı heryeri kaplıyan demektir...bir düşünün dünyada müslüman nüfusun 2 katı hıristiyan var...ilim onlarda bilgi onlarda düşünce adamları onlarda, bu adamlar manyakmı müslüman olmuyor.
düşünün bakalım.İnisiye olmadığınız için fazla derin yazamıyorum.Gerçeği sadece onlar bilirler.

ciddiye alınıp cevap yazılması gereksiz bir yorum

özellikle de

"bir düşünün dünyada müslüman nüfusun 2 katı hıristiyan var...ilim onlarda bilgi onlarda düşünce adamları onlarda, bu adamlar manyakmı müslüman olmuyor"


Bilim ve teknolojiyi sadece Hristiyanlıkla sınırlamak dar görüşün ötesine geçemeyen bir fikir
Bilime teknoloiye Hristiyanların çoğunlukta olduğu ülkeler destek verdikleri için olmasın sakın?
ve bence sen Türk bilim adamlarını cidden tanımıyorsun
sırf maddi imkanlar için Amerika'ya giden yüzlerce Türk bilim adamını,beyin göçünün sebeplerini bilmiyorsun ki;

bilimi Hristiyanlıkla sınırlamışın.


Diğer dinlerin kutsal kitapları okunsun bilgi edinilsin de;
Kabala öğretisinin insanlığa bir faydasını göremiyorum,siyonist öğretilerin bugüne kadar insanlığa ne faydası dokunmuş bi açıklar mısın???

bir de

önemli olan Müslümanların sayısının Hristiyanların sayısına oranı mı sence?
pes doğrusu :clap

önemli olan şekil sayı vs. değildir önemli olan içeriktir
 
Güzel konu eksiklerimizi tamamlıyoruz sayenizde allah razı olsun kardeş.
 
Ey Araplar, Kur’an-ı kerim, sizin lisanınızla indi. Bugüne kadar birçok edebiyatçının, şairin sözünü dinlediniz. Hiçbirisine benzemiyor. Bunun insan sözü olmadığını, İlahi bir kelam olduğunu düşünürseniz, anlarsınız.

Burada güzel bir cevap verilmiş.
 
tesekkurler kardeş allah razu olsun
 
Geri
Üst