Lara Croft and the Guardian of Light [İnceleme]

[W.PiTToN]

Aztek efsaneleri, Meksika’nın doğusundaki Yucatan bölgesinin bir zamanlar Işığın Koruyucusu olarak bilinen Totec ve yandaşlarının, Karanlığın Bekçisi Xolotl’un şeytani güçlerine karşı giriştiği korkunç savaşı anlatır. Xolotl, Cehennem’in ağza alınmayacak korkularından bir ordu yaratmak için kadim bir objenin sinsi güçlerini kullanmıştır. Duman Aynası’nın… Totec’in savaşçıları, o gün vahşice katledilirler. Totec ise bu vahşetten kurtulmuş ve Ayna’nın güçlerini şeytana karşı kullanmanın yolunu bulmuştur. Xolotl artık Ayna'nın içinde hapistir. Karanlık günlerin geride kalmasıyla birlikte Totec’in soyundan gelenler, varlığını Avrupalı kaşifler gelene kadar koruyacak muazzam bir imparatorluk inşa ederler... Duman Aynası’nın akıbetiyse, kadim yazıtların belirsizliğine teslim olmuştur. Birçok kişi, yüzyıllar önce çok gizli bir yere saklandığına ve artık sonsuza kadar kaybolduğuna inanmaktadır. Ne var ki, bu zamana kadar öğrendiğim bir şey varsa; o da hiçbir şeyin sonsuza kadar kaybolmayacağıdır...

Toby Gard’ın Indiana Jones’tan, Virtua Fighter’da sürekli kadın karakterler seçip zevkten dört köşe olan erkeklerden ve bir telefon fihristinden ilham alarak yarattığı Lara Croft’un, Tomb Raider’la birlikte, kendi ismini taşıyan yeni bir seriye daha sahip olacağı geçen Mart ayı düzenlenen GDC’de duyurulmuştu hatırlarsanız. Square Enix’in deyimiyle bu yeni seri daha “hafif” olacaktı. Çok geçmeden de bu hafif kelimesinin izometrik bir arcade shooter anlamına geldiğini öğrendik. Elbette Tomb Raider oyunlarından akıllarda kalan platform ve bulmaca öğeleriyle birlikte.




Lara Croft and the Guardian of Light, Lara’nın yıllarca süren bir çalışmanın ardından Duman Aynası’nı bulmasıyla başlıyor. Tabii tahmin edebileceğiniz gibi işler pek yolunda gitmiyor ve yerel bir suç şebekesinin lideri olan Vasco’nun bu gizemli objeye sahip olmaya çalışmasıyla birlikte Xolotl serbest kalıyor. Karanlığın bekçisinin ilk icraatıysa, Vasco ve adamlarını doğduklarına pişman etmek oluyor haliyle. Hemen akabinde, asırlardır Duman Aynası’nın başında nöbet tutmaktan heykele dönmüş Totec canlanıyor ve Xolotl da gücünü toplamak için kalesine (?) kaçmaya başlıyor. Bütün bu olanların ardından Lara için tek bir çıkış yolu kalıyor doğal olarak; Işığın Koruyucusu, yaşamın, yeniden doğuşun, tarımın ve sebzelerin tanrısı Totec’le kanka olup Xolotl’u durdurmak…

İtmeli çekmeli Tomb Raider bulmacaları bizi yalnız bırakmıyor.

Beynimiz henüz bu saçma olayların arasındaki neden sonuç ilişkisiyle meşgulken kendimizi hiç yabancılık çekmeyeceğimiz bir Lara Croft macerasının içinde bulmamız uzun sürmüyor. Hayranlık uyandıran efsanelerin içine eden zayıf hikaye anlatımı, başarısız espri anlayışı, ruhsuz karakterler ve hatta eline M-16 alıp etrafa kurşun yağdıran bir Aztek tanrısı... Kısacası kamera açısı dışında tamamen tanıdık sulardayız. Cystal Dynamics, serinin yaratıcısı Core Design’dan dört yıl önce devraldığı bayrağı, dokuzuncu Tomb Raider oyununa taşımadan önce alıştığımız Tomb Raider mekaniklerini, co-op odaklı arcade stili indirilebilir bir oyunla buluşturuyor. Peki Lara Croft and the Guardian of Light dikkate değer bir yapım mı? Bu sorunun yanıtını sizler için veriyoruz pek tabii. Ama birazcık daha okumanız gerekiyor.