iskender:ismail ne bu hal
ismail: iyi akşamlar iskender abi kusura bakma böyle bir saatte rahatsız ettim de ben taksinin anahtarını getireyim dedim
iskender:sen kaza mı yaptın
ismail:yok abi kaza denemez ufak birsey
iskender:araba nerde
ismail:hangi araba
iskender:hangi araba olacak ismail benm araba
ismail:haaa ben kafayı carptım kafayı carpınca tabi şeyde şeyde senin araba seyde dudullu kavşağı varya hani o ilk girdiğinde kavşak var sağda hemen bariyerler varya ben öyle var diye hatırlıyorum meğerse orda bariyer yokmuş zaten olsa senin araba patlamazdı dudulludan buraya kadar yürüdüm bilinmu iskender abi
Hoca: Evladim ne yapiyorsun oyle? Niye tas atiyorsun cama.
Mecnun: Hocam zile bastim da, zil calismiyor galiba?
Hoca:Ne zili be? Evladim biz burda ders yapiyoruz. Hemen git burdan. Rahatsiz etme.
mecnun: Tamam iste. Ben de onun icin sey yaptim. Hocam ben dersinize acik ögretimden katilmak istiyorum. Boyle bir cami aralarsaniz, biraz da yüksek konusursaniz ben duyarim burdan.
Ismail: Sigorta onemli. Sigortayi karsiliyor musunuz?
Mafya isveren: Hayir karsilamiyoruz.
Ismail: Peki yemek. Yemegi karsiliyor musunuz?
MI: Hayir onu da karsilamiyoruz.
Ismail: He. Oldu olacak yolu da karsilamayin tam olsun. Bu neymis boyle ya. Allah askina ya. Haci bari bir akbil makbil verseydiniz.
erdal:demek yerli sitkom izleyip duruyor durum çok vahim o zaman
dede:korkarım bu gidişle sabah kuşağındaki karı programlarına takılacak erdal:aman hocam aman zordur sevdalık çekmek dikkat edinde çocuk canına kıymaya kalkmasın
dede :yok ya yapmaz öyle şeyler
erdal: yok hocam belli olmaz öyle şeyler şimdi çocuk canına kıymazsa ince hastalığa tutulur oda olmazsa bu sefer evden çıkmaya çıkmaya çocuk vahşileşir hadi vahşileşmedi diyelim güneş görmüyor kemik erimesi olur oda olmadı diyelim
dede :ya dur be adam bir dur sen ne biçim adamsın öyle erdal bakkal bir gömmediğin kaldı çocuğu.....
mecnun:baba sen o çeki niye alıyorsun allah aşkına niçin aldın baba ya yani ben şurda bir ilişkinin temellerini atmak üzereyim bırak temeli altıncı kata çıkaçağım sen öz oğluna kaçak kat çıkan mütahit muamelesi yapıyorsun sen niye alıyorsun o çeki
iskender: nerden çıktı bu inşaat merakı
mecnun :konuyu çarpıtıyorsun baba çarpıtma
-İsmail dur nereye?
-Acelem var benim tutma beni dağa eflatun mantar bulmağa gidiyorum.
-İsmail sen dağcılıktan ne anlarsın?
-Bak işte senin ağzından çıkanla kulağının duyduğunun tutmadığının farkında değilmisin acaba sen... benim halamı dağa kaldırmışlardı
-İsmail sihirbaz mı oldun bu sefer?
-Heee nabıcan ekmek parası
Arda:hayatim ne Yapıyorsun
Leyla:bana hayatim deme.
Arda:ne diyim mahmut mu diyim tıs tıs tıs...
-Bizimle geliyorsun Kaan işimiz var.
-Ne işi?
-Mevzu var mavzu kaan kavgaya gidiyoruz yürü
-Hayda bu nasil iş ya çoluk çocuk kavgaya mı gidilirmiş
arda:ajan ne haber ya
ismail:ajan mı ne ajanı be
A:ajan yanı seslenme imgeci olarak sey hafız moruk hacı nar çiceğim balım felen gibi ne yapıyon gofret mi o bir gırtık
İ:elleme niye elliyon sen benim gofretim benim onlar başkasının malına sen niye tecavüz ediyon bıraksan benim gofretim o yemem lazım başım çok kötü dönüyor şekere ihtiyacım var hem seni niye geldin yürü git tavla mavla oynamam ben senle A:ne tavlas ı ya ne diyorsun ben senile niye tavla oynayım böyle varoş hareketler ben sana iş teklifi yapmaya geldim
İ:vallahamı
A:valla
İ:iş mi ne işi be
A: ya bildiğin iş para kazanmalı felan yani
İ: e sigortata yapacan mı bana yapacağız
A:tabi ya özel sigrta yapacağız
İ:yolu yemeği nasıl yapacağız
A:seni en güzel kebacılarda besleyeceğim
-Nerde o eski Ramazanlar?
-Bak bak açtığı geyige bak
-Gerçekten merak ediyorum İskender nerde o eski Ramazanlar
-Kolay gelsın Erdal abi
-Saol İsmail hoş geldın
-Erdal abı be bı orta şekerlı kahve yapsana bana
-Olum kahvehane mı burası?
- Alttafı bı kahve ıstedık be abı allahala ya hem kırk yıl hatırı var
-İyi de kahve ne arasında bende ismail bakkal burası
- vay be vay be erdal abı bravo bı fıncan kahvelık hatrımız yok yanı tamam sen bana çay ver barı tek şekerli olsun
İŞVEREN:akşam oldu nerdeyse yeni mi geliyon be kardeşim
İSMAİL:ama usta gelme benim üzerime benim ilk günden üzerime gelme benim uykum ağır ben ne yapam ya ben uyanamıyom ben uyanamıyorum ne oldu şimdi ben uyuyakaldım diye fabrika mı battı yani bu kadan beni üzüyon
İŞVEREN:hee battı
İSMAİL: nasıl battı
İŞVEREN:valla kiliti vurdular üzerine..
ERDAL: olum sen manyakmısın he.. nasıl satcam ben bunu müşteriye? niye yırtıyorsun gazeteyi?
İSMAil: yırtmadımki be abi iş ilanı vardı adresi aldım..
E:bu sefer ki ne işmiş
İ:yaa oyuncu arıyorlarmış bende bir gidem görüşem dedim
E
İ:bak işte konuştuğun laf değil ağzınla çıkanla kulağının duyduğu bir değil oyunculuk bizde aktörlük bizde baba mesleğidir benim babam türk sinemasına yeşilcamı diken adamdır eeee bende gidem kozalakları toplayım erdal abi
Leyla:Mecnun beraber gidelim?
Mecnun:Beraber mi nereye Amerika'ya mı? Pasaportum yok ki benim.
Leyla: Pasaportun mu yok?
Mecnun:hee.
Leyla:Hiç mi yok
Mecnun:Hiç mi mi yok.Ya var da azcık bana kadar var.Onunla da Bulgaristana anca giderim zaten
ERDAL:ne o var mı yeni iş
İSMAİL:iş ilanlarına bakmıyorum herhalde
E:niye
İ: sen bazen ne kadan mantıksız bir adam oluyorsun erdal abi görmüyor musun parmağımı bu parmakla sence ben çalışabilir miyim aklın mantığını bir çalıştır zaten canım yanıyor
E:dondurma vereyim mi
İ:alır mı dondurma acısını
E:yooo
İ
E:çay vereyim
İ:ağzın yüzün ekşisin ırdal abi
erdal:ismail unut oğlum o kızı unut unut bak nurtenin almanyada yiğeni var onu yapalım sana
iskender:erdal erdaaal tuttuğun takım küme düşsün inşallah erdal nasıl döndün dolaştın konuyu almanyadaki yiğenine bağladın gırt diye...
arda: solsun çicekler ölsün böcekler aaa böcek güzel böcük böcük canını senin sende mi yalnızsın benim gibi aaaaaa ısırdı valla ısırdı pis böcek seni piss pis (ayakkabı ile girer böceğe)
İsmail:Verdim eline asayı , yürü git bir daha sakın buraya gelme dedim.
Mecnun:Ne yaptın abi?
İsmail:Verdim eline asayı.Yürü git ,yürü git.Sakın bir daha buralarda geldiğini görmiyim dedim.
Mecnun:Ne yaptın abi?
İsmail:Verdim eline asayı.Yürü git ,yürü git.Sakın bir daha buralarda gezdiğini görmiyim senin dedim.
Mecnun:Abi naptın?
İsmail:Verdim eline..
Mecnunur abi Allah aşkına cevap verme.Sinirden soruyorum.Çok sinirlendiğim için tekrar tekrar aynı şeyi soruyorum.Abi asayı Kamil e mi verdin sen?
İsmail:Hee..
)))))
(Erdal eterden uyanmıştır) Dede: Ee erdal sonuç ne oldu??
Erdal: sonuç?? Ee valla ben iyi olduğumu düşünüyorum yani. Ama tabi jüri verecek son kararı. Ama jüri bu ya kıllık yapacağı tuttu.yok bunlarn orjinallıge tahammulleri y....
Berkcan: uuu huuu uçmus bu ya eterin etkisi gecmemis hala..
İskender: Yok ya Bu Düz Erdal. Etersiz hali yani=)))
ARDA:senin ne işin var burda
MECNUN:anahtar almaya geldim hacı anahtarı alıp hemen kaçacağım
A:anahtar
M:evet anahtar
A:al sana anahtar alsana anahtarı
M:bu ne be
A:anahtar
M.nerenin anahtarıymış ki bu böyle
A:haremin anahtarı bak bu kıyagıda kimseye yapmam tıstıstıs
M:hava mı kaçırıyon sen.....
ERDAL:evet mecnun anlat dinliyoruz dök içini
MECNUN:yav neyi anlat ya neyi anlat erdal abicim iyice girdin psikolog havalarına almışın birde eline defteri hesap makinesini hayır o hesap makinesi ile ne yapıyorsun kelimelerimi mi sayıyorsun 140 karekter mi sayacaksın onlara mı sıkıştırmaya çalışıyorsun beni
E:ne alakası var oğlum verese defteri bu göz atıyorum ara sıra
M:haa sen beni dinlemeyecektin yani benim söylediklerim umrunda değildi yani niye hep böyle yapıyorsun erdal abi sürekli
"Benjamin: Hayat bir futbol oyununa benzer Kamil, bu oyunda bir kazanan ve bir kaybeden olur.
Kamil: Peki biz hangi taraftayız?
Benjamin: Biz şike yapan tarafız Kamil, biz oyun oynamayız, oyunun nasıl oynanacağını belirleriz."
ERDAL:ismail sen bugün çalışmıyor muydun be
İ:yok abi firma iflas etti haliyle bizede yol göründü
E:ne firması be sen kaportacıda çalışmıyor muydun oğlum
İ:geçen haftaydı ya oo
E:ee niye ayrıldın ordan
İ:yandı abi dükkan yandı allahtan kimseye birsey olmadı bizim patron kıyak adam baktı ben ortada kaldım bir arkadaşı var yusuf usta diye onun yanına verdi beni beraber catı felan onarıyorduk
E.eee ne güzel iş işte o işi niye bıraktın
İ: o da çatıdan düştü, öldü !
E:sen ne uğursuz bir adammışsın lan; iç çayını git dükkanımdan !
M:baba ayıptır ya gelmişken isteyelim şu kızı
İ
M:baba bu kız çok güzel
İ.bak ananda güzeldi ne oldu bak..
(Islıkla iletişim)
- Ne Var
- Kısa ve açık konuşacağım güzelim . Mecnundan uzak dur yoksa senin ağzını yırtarım
- Ne Yaparsın?
- Anlayışında mı kıt senin , kızım vukuatım çok benim kafayı yemişim zaten ha bi eksik ha bi fazla parçalarım seni burda, kimse elimden alamaz vallahi
- Ama siz beni şu an tehtit ediyorsnuz Çok ayıp bir şey değil mi bu ?
- Bak Bak laflarada bak gelsene bakayım sen buraya
İSKENDER:aynı çocuklukta yaptığın gibi işte dayın gelir fenerbahce macına götürür fenerli olursun enişten gelir galatasay forması giydirir galatasaylı olursun sen busun
MECNUN:bir anlamayadın baba büyüydüm diyorum büyüdüm kaç yaşına geldim baba ya
İSKENDER:anneni mi daha çok seviyon beni mı
MECNUN:ben ne diyorum sen ne diyorsun
İSKENDER:elli kayıt veririm bak elli
MECNUN:tabiki seni seviyorum babacığım .....
YAVUZ:iskender abi hayırdır taksi mi bozuldu
İSKENDER:yok benzinden tasaruf olsun diye itiyorum gerizekalı
+ ee bu çay bardağının yarısı boş.
- ya siz ne kadar olumsuz, ne enerjisi düşük adamlarsınız!? o bardağın yarısı boş değil. onun yarısı dolu!
YAVUZ:ben acaba şöyle arka koltuklara ilişip ordan mı dinleseyeydim duyamıyom birsey
ÇİCEKÇİ:ne yapıyon
Y:nasıl
Ç: ne yapıyon diyom utanmıyon mu elin karısını kızını kesmeye
Y:ne elin karısı kız o benim sevgilim
Ç:yapma ya aldatıyo mu seni neyse ya üzülme en azından herif yakışıklı...
Mecnun: nerde kalıyorsun?
Arda: bağamın sarayında.
Mecnun: iş miş?
Arda: ee baba parası.
Mecnun: iyi. döşün durumu?
Arda: kıllı.
Mecnun: iyiymiş. gözler?
Arda: cafcaflı.
Mecnun: döner?
Arda: yarım. bitmiş.
Mecnun: saat kaç oldu?
Arda: 9
ismail abi: her taraf doktorlar
yavuz: doktorlar deme bana
erdal: leyla'yla arda'nın düğününe kadar mecnun'u leyla'dan uzak tutmak lazım.
iskender: n'apıyım, oğlumu mu vurayım?
erdal: yapar mısın iskender?
iskender: ya bi git erdal ya!
erdal: şimdi dede de aklını çeler mecnun'un; leyla'yla aralarını yapmaya kalkar. acaba sen dede'yi mi vursan iskender?
mecnun : hay senin suratında damacana patlasın emi yaa..
erdal bakkal : o nasıl küfür öyle be ?
mecnun : dolu ama.. dolu damacana..
erdal abi : ne sigorta işi ismail sen ne anlarsın sigortacılıktan
ismail abi: al iste. ya erdal abi sıkılmadın utanmadan senin ağzından çıkanlar kulağının duyduğunun benim sigortalarımı atirdigimin farkında degil misin ? benim babam annem teyzem eltim hepsi sigortadan emekli ?
ismail abi: dokunmatik telefonlar yok mu, ondan aldım.yılan bile yok içinde, çekmiyor.yılan koymamışlar, yılan oynayamıyorum.
mecnun: nasıl abi, yılan yok mu?
ismail abi: hee, telefonda yılan yok.
mecnun: bırak abi, o neymiş öyle