Deff
New member

Ve Müridin Erdoğan'dan özel isteği...
28 Şubat sürecinde, Meclis’e, orduya, yüksek yargıya ve Cumhuriyet’e yönelik ağır hakaretlerde bulunan İmdat Kaya, yurda dönmek için Başbakan Erdoğan’dan yardım istedi. Hakkında açılan davalar yüzünden gıyabi tutuklama kararı bulunan Kaya, New York’ta Erdoğan’a takkeli bir müridini yolladı.
Türk Kültür Merkezi”nin New York’ta verdiği iftara katılan Başbakan Tayyip Erdoğan, iftar çıkışı “İmdat Hoca” sürpriziyle karşılaştı. Otelden ayrılmaya hazırlanırken Erdoğan’ın yanına yaklaşan Emre Kahyaoğlu adlı takkeli ve sakallı bir kişi, ayaküstü bir şeyler anlattı. Takkeli kişiyi dikkatlice dinleyen Erdoğan, kafasını “anladım” şeklinde salladıktan sonra otelden ayrıldı.
Bu görüşmeden sonra AKŞAM’ın sorularını yanıtlayan Emre Kahyaoğlu, 28 Şubat sürecinde Sultanbeyli Belediyesi Belediyesi Mezarlıklar Müdürü olan “İmdat Hoca” lakaplı İmdat Kaya’dan, Başbakan’a “selam” getirdiğini söyledi. Kahyaoğlu, “İmdat Hoca’nın haksızlığa uğradığını, hakkındaki kasetlerin montaj olduğunu ilettim. Sayın Başbakanımız selamı aldı ve konuyu araştıracağını söyledi” dedi.
“İmdat Hoca” olarak bilinen ve kapatılan Milli Gençlik Vakfı’nın (MGV) etkin olduğu dönemde yaptığı hararetli konuşmalarla tanınan İmdat Kaya’nın, yurdışına çıktıktan bir süre sonra ABD’ye geçtiği ve hakkındaki davalar henüz sonuçlanmadığı için Türkiye’ye dönemediği öğrenildi.
Yakın tarihe “Post modern darbe” olarak geçen 28 Şubat sürecinde, laiklik karşıtı sert açıklamalarıyla tanınan İmdat Kaya, hakkında açılan davaların ardından yurtdışına kaçmış ve bir daha ülkeye dönmemişti.
Kaya dava konusu olan konuşmalarında, Meclis’e, orduya, sanatçılara, köşe yazarlarına, siyasi partilere, yargı mensuplarına ve Cumhuriyet’e yönelik ağza alınmayacak hakaretlerde bulunmuştu.
Yaptığı konuşmaların bir bölümünün video kayıtları da bulunan İmdat Kaya hakkında, daha sonra kapatılan DGM savcılıkları tarafından davalar açılmıştı.
NELER SÖYLEMİŞTİ?
İmdat Kaya’ya ait olduğu bildirilen ve hakkında açılan davalarda delil olarak gösterilen konuşmalardan bazıları şöyle:
LAİKLERİN NAMAZI KILINMAZ:
Laik demokratik kafalı insanların namazı kılınmaz. Zorlarlarsa karşı da gelmeyin. Cenazesini yıkamak için yanına gelenlere yasaktır diyerek kimseyi almayın. Artık baş başasınız. Onu orada bir güzel halletikten sonra, pamuk kullanmayın bizim memleketimizde budaklı ağaç çok.
ALTAN ÖYMEN DE CIVAOĞLU DA MÜSLÜMAN DEĞİL:
Böyle kafirlerin leşlerini omuzlarda taşımayın. Önünüze geldiğinde niyet yok. Zikir olduğu için Allahu Ekber diyerek elleri bağlayın. İçinizden ‘ulan alçak, ulan şerefsiz, ulan inanmıyordun da ne diye önüme uzandın it oğlu it’ Birinci tekbir bitti. İkinci tekbir,’ulan, on bir ay, on iki ay din iman koymadın, sövdün. Camiden nefret ettin camiye gelmedin. Ulan şimdi niye geldin? Altan Öymen, Ersan Öymen, Teoman Erel, Güneri Cıvaoğlu’ nun namazlarını kıldırmayın. Bunlar Müslüman değil.
ANAYASA KURAN’DIR:
Bir Müslüman derse ki ben şeriata karşıyım. İslam’da din ve devlet birliği yoktur, o adam kafir olur. O halde böyle bir kafire ne kız verilir, ne de kurban ortaklığına alınır, ne de kestiği hayvanın eti yenir. Ne yıkanır, ne de namazı kılınır. Ne Müslüman kabristanlığına konulur, ne de böyle bir alçaklığın mirasına konulur. O halde ‘şeriata karşıyım’ diyen kişi, kurum, dernek, parti ne kadar müessese varsa aklınıza getirin, hatta devlet, hükümet, Meclis şeriata karşıysa mutlaka kafirdir. Şeriat İslam’dır.
İRANLILAR GİBİ AYAĞA KALKACAĞIZ:
Ya İran Müslümanları gibi ayağa kalkacağız ve bu kahpe rejimi ayaklarımızın altına alacağız. Ya da Müslüman bir partiyi iktidara getirip işi yumuşakça halledeceğiz. Bu kadar adam, PKK kadar değil. PKK vuruyor, biz de vuralım mı? Yok vurmayak da Ankara’ da durak! Çankaya, Ezankaya olana kadar bu savaş sürecek.
Akşam
Ali Ekber ERTÜRK
*******************************************************