Müslüman Cumhurbaşkanı'na açık mektup

türk ocağı

serdengeçti
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
1,813
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Taceddin Dergahı
'Müslüman Cumhurbaşkanı'na açık mektup

Sayın Abdullah Gül, Hoca’nın her Cuma namazında okuduğu “Muhakkak ki Allah, adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder. Çirkin işleri, fenalık ve azgınlığı da yasaklar” şeklindeki sözlerin rutin bir Cuma tekerlemesi değil, ayet-i kerime olduğunu biliyorsunuzdur şüphesiz... Ve bu ayette ilk sırada emredilen ‘adalet’in ne anlama geldiğini de elbette...
Şunu kabul edin, herhangi bir fiili Ahmet Necdet Sezer yaptığı zaman ‘yanlış’, Abdullah Gül yapınca ‘doğru’ olamaz... Önemli olan kişiler değil, eylemlerdir...
Bir önceki gün 19 üniversitenin rektörünü atadınız... Bütün bir kampanya boyunca “Bu üniversiteyi bir siyasî partinin ve anlayışın arka bahçesi olmaktan kurtaracağım” diye propaganda yapan Süleyman Büyükberber isimli şahsı Gazi Üniversitesi rektörlüğüne getirdiniz...
On öğretim üyesinin birinin bile oyunu alamayan, oylamada beşinci olan birisinden söz ediyoruz... YÖK’ün gönderdiği üç kişilik listeye üçüncü olarak sokuşturulmasından, bu şahıs lehine bir takım ‘danışıklı’ bir şeylerin döndürüldüğü hissediliyordu aslında... Bütün bu olup biteni, ‘Müslüman Cumhurbaşkanı’ olarak, Allah’ın emrettiği ‘adalet’kavramının neresine sıkıştırdığınızı merak ediyorum doğrusu...

***

Bu tip durumları özetlemek için daha önce yazdığım bir yazı geldi aklıma...
Çağrı filmini mutlaka seyretmişsinizdir...
Filmin unutulmaz sahnelerinden birisinde, İslâm tarihinin önemli bir kesiti işlenir... Mekke’deki eziyet ve zulümden dolayı Habeşistan’a göçen Müslümanlar ve onların izini süren müşrikler Kral Necaşi’nin huzurundadırlar...
Müslümanlar bir yandan kendilerini anlatmaya çalışırken, diğer yandan müşrikler de Necaşi’yi tahrik etmektedirler...
Necaşi, Müslümanları bir süre dinledikten sonra “Sizi yeterince dinledim, anlattıklarınız saçma” der ve adamlarına yaptığı bir el hareketiyle, onların zincire vurulmalarını emreder...
Müslümanların sözcüsü son bir hamleyle, Necaşi’ye doğru “Mekke’de cezalandırılıp, bize eziyet edildiği zaman Hz. Muhammed bize Habeşistan’a gidin dedi” diye seslenir ve Resulullah’ın ağzından şu tarihî sözü aktarır: “Orası adil kralın ülkesidir. Orada kimseye haksızlık yapılmaz...”
Akan suyun durduğu andır o an... Adil kral, müşriklerin bütün karşı ısrarlarına rağmen Müslümanları dinler, İslâm hakkında bilgiler alır, sorduğu sorulara aldığı cevaplar kendisini tatmin eder... Habeşistan’ın Hıristiyan kralı ve aynı zamanda dinî önderi Necaşi, müşriklere dönerek, Müslümanların ülkesinde diledikleri kadar kalabileceklerini, önüne altından dağlar yığılsa bile onları kendilerine teslim etmeyeceklerini söyler...
Habeşistan’ın Hıristiyan kralıyla, günümüz Türkiye’sinin ‘Müslüman cumhurbaşkanı’arasında ‘adillik’ mukayesesi yapmak değil niyetim... Bu örneğin oturduğunuz yüksek rakımlı tepede, vicdanınızda bir muhakemeye yol açıp açmayacağını merak ettim sadece...
Eziyet ve zulümden kurtulmak için, Resulullah’ın emriyle hiç bilmedikleri topraklara, Habeşistan’a göçerek adaletle muamele gören Müslümanların bu hikâyesini aktardıktan sonra şu cümlelerle devam etmiştim:
Rejimlerin niteliği veya yönetenlerin dinî referansları ne olursa olsun, ‘adil’ olması çok daha önemli değil mi? Hele bu yaşanmış sahneyi, “Dünya küfr ile durur, zulüm ile durmaz” düsturuyla birlikte düşündüğümüzde, ‘adalet’kavramının ‘dindaş’lıktan bile önce geldiği gerçeğine teslim olmamak mümkün mü?
Zaten bu konuda biraz tereddüde düşülse, “Bir kavme olan düşmanlığınız, sizi onlar üzerinde adaletsizliğe sevk etmesin” ilahî ikazı yakanıza yapışıyor...
İdeal olan, kimselere haksızlığın yapılmadığı, adil kralların(yöneticilerin) ülkesidir...
İşte bunları yazmışım... Haksız da sayılmazmışım değil mi, ‘Müslüman cumhurbaşkanı’m?

***

Ahmet Necdet Sezer zamanında alışmıştık bu fotoğraflara... İdeolojik saplantıyla davranır, iki oy alan birini bile rektör olarak atar, tepkiler umurunda olmazdı... Peki şimdi ne değişti? ‘İdeolojik hınç’ birilerine haram, birilerine helal bir duygu mudur? Hadi o ‘bilmeyenlerden’di... Ya siz?
Hani siz farklıydınız? Farkınız misafirlerinize mantı yedirmekten ibaret değil elbette... Peki ne o zaman? Vesayet rejimini sona erdirmiştiniz galiba!.. Ehliyet ve liyâkatin esas olduğu düzen bu mu?
Türkiye’nin en büyük üniversitelerinden birine, Gazi Üniversitesi’ne atadığınız o rektör, öğretim üyelerinin onda birinin bile oyunu alamayan o rektör, bakalım hangi gururla o koltuğa oturmayı içine sindirecek? Ve bakalım hangi cesaret ve kabiliyetle o ‘arka bahçe’de ‘ideolojik temizlik’ yapacak?
Biliyorsunuz ki, 2007 seçimlerinden hemen sonra MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli “Meclis’e gireceğiz” demeseydi, siz şimdi kesinlikle Cumhurbaşkanı filan değil, muhtemelen Bülent Arınç gibi en fazla Bakanlığa devam ediyor olurdunuz... Size Çankaya yolunu açan siyasî çizgiye bu denli düşmanlık ve o çizgiyi üniversiteden kökünü kazımaya yeminli birini rektör atayacak kadar kararlılık doğrusu izah edilebilir bir durum değil...
Bu çelişkiyi ‘vefasızlık’la açıklamaya kalkmak basit kaçacaktır... Bu, onlarca yıl öncesine sarkan ‘ideolojik hınç’temelli bambaşka bir şey olmalı... Sürekli tebessüm eden yüz ifadesinin ardında, eğer adalet kavramını bile görmeyecek kadar gözler kararıyorsa, bunu tabii ki ‘sıradan tasarruf’olarak göremeyiz...
Sayın Gül biz sizi de tanıyoruz, sizi anons ederken ‘kardeşim’ diyen Erdoğan’ı da...
Kardeşiniz geçenlerde, ülkücüleri Fatiha’yı bilmemekle suçlamıştı... Hayatları boyunca Fatiha’lara kurban olanlara bu iftiraya atana ‘Bize şahdamarımızdan daha yakın olan Allah’ı hatırlatmıştık... Şimdi size aynı hatırlatmayı yapıyorum... Rektör diye atadığınız o ‘arka bahçe temizlikçisi’nin muhtemel zulmüne kimse rıza göstermeyecektir... Veda Hutbesi’nde zulmetmek kadar zulmolunmaktan da men edilenler böyle mücadeleleri iyi bilirler!..
Bizim milletçe, sosyal hayatın her alanında, her kurumunda adil krallara(yöneticilere) ihtiyacımız var... Sadece zulümden değil, zulmolunmaktan da insanların hesaba çekileceğini bildiren bir inanç sistemi, adaletsizliği meşrulaştıran, adeta özümseyen sosyal yapıyı hoş göremez...
Sayın Gül,
Benim vatandaş olarak bir görevim de, sorumluluğu benden çok daha fazla olan yönetici sınıfına Allah’ı, onun adaletini ve ölümü hatırlatmaksa, şunu bilin ki, Necaşi’nin kalbini bir anda yumuşatan “Orada adil bir kral var” mesajını hem beyninize, hem de yüreğinize işinize gelse de gelmese de kazımak mecburiyetindesiniz...
Adamına göre vardiya sistemiyle çalışan bir adalet değil, herkesin eşit muamele gördüğü bir adalet arıyoruz.. Adaletsizliklerden ve mağduriyetlerden buralara taşındığını iddia eden bir siyasî anlayışın, gücü eline geçirince ‘kınadıklarıyla imtihanı verirken, aynı duruma düşmesi’ne garip bir durum değil mi?
Şimdi oturduğunuz yüksek rakımlı tepe başınızı döndürmesin... O tepe ne kadar yüksek olursa olsun, sonunda herkes gibi bir çukuru dolduracaksınız... Ölümü bilen ‘akledenler’den olduğunuza göre, ‘hiçbir şeyin gizli kalmayacağı’o güne olan inançla soruyorum:
Haksız mıyım, ‘Müslüman cumhurbaşkanı’m?


SERVET AVCI
YENİÇAĞ.


K.'Müslüman Cumhurbaşkanı'na açık mektup-Yazarlar-Yeniçağ Gazetesi
 

Abdullah Gül'e , MHP sayesinde cumhurbaşkanı oldun MHP ye diyet borcun var ama sen MHP li rektörü atamıyorsun şeklinde özetlenecek bir yazı.Adalet vurgusunun yapıldığı süslü cümlelerin çokluğuna bakıp ta aldanmayın. Yazarın derdi cumhurbaşkanının atamalarının adalete uygunluğundan çok Gazi Üniversitesine MHP li bir rektörü atamamasının verdiği moral bozukluğu
 

Abdullah Gül'e , MHP sayesinde cumhurbaşkanı oldun MHP ye diyet borcun var ama sen MHP li rektörü atamıyorsun şeklinde özetlenecek bir yazı.Adalet vurgusunun yapıldığı süslü cümlelerin çokluğuna bakıp ta aldanmayın. Yazarın derdi cumhurbaşkanının atamalarının adalete uygunluğundan çok Gazi Üniversitesine MHP li bir rektörü atamamasının verdiği moral bozukluğu
Durum aynen söyledibin gibi
 

Adamına göre vardiya sistemiyle çalışan bir adalet değil, herkesin eşit muamele gördüğü bir adalet arıyoruz..


itlerin havlamasıyla,kurtlar korkup dağılmaz,adalet bir gün elbet tecelli edecektir,
 

Abdullah Gül'e , MHP sayesinde cumhurbaşkanı oldun MHP ye diyet borcun var ama sen MHP li rektörü atamıyorsun şeklinde özetlenecek bir yazı.Adalet vurgusunun yapıldığı süslü cümlelerin çokluğuna bakıp ta aldanmayın. Yazarın derdi cumhurbaşkanının atamalarının adalete uygunluğundan çok Gazi Üniversitesine MHP li bir rektörü atamamasının verdiği moral bozukluğu

" Size Çankaya yolunu açan siyasî çizgiye bu denli düşmanlık ve o çizgiyi üniversiteden kökünü kazımaya yeminli birini rektör atayacak kadar kararlılık doğrusu izah edilebilir bir durum değil... "

Bu cümleden bu yorumu çıkarmakta maharet işi tebrik ederim. En yüksek oyu alan atanmalı değilmidir? En yüksek oyu alan kişinin siyasi kimliği üzerinden "ADALET" kavramını ters yüz edenlere arka çıkmanın hesabını verebilecekmisin ondan bahset... Vaktiyle aynı işi Necdet Sezer yaptığında mangalda kül bırakmayan, adaletten bahsedenlerin çıtı çıkmıyor.
 
Sorun değil, Gazi olmazsa Karabük olur ama kesilen hesapta KARA olur. enikler ürüsünler şimdilik, vakit onların vakti, zaman gelecek allah dedikçe o pis ağızlarına tekmeyi yiyecek adaletin daniskasını görecekler.

En yüksek oyu alan atanmalı değilmidir? En yüksek oyu alan kişinin siyasi kimliği üzerinden "ADALET" kavramını ters yüz edenlere arka çıkmanın hesabını verebilecekmisin ondan bahset... Vaktiyle aynı işi Necdet Sezer yaptığında mangalda kül bırakmayan, adaletten bahsedenlerin çıtı çıkmıyor.


Ellerinden geleni ardlarına bırakmasınlar, gün onların günüdür saygı duymak gerek, sıra bizede gelecek tıpkı gecenin gündüze çalması gibi, işte o zaman vicdana gelirsek ayıp bize.
 
Abdullah Gül'ün MHP desteği ile seçildiğini söylemek tamamen cahilliktir. Ne yapmış MHP oy mu vermiş Abdullah Gül'e

Neymiş efendim MHP meclise girmiş miş. Tabi ki girecek başka çaresi mi vardı. Barajı aşacağına kesin gözüyle bakılan Demokrat Parti , darbecilerin ve ergenekoncuların tehditlerine boyun eğip birde CHP nin kuyruğuna takılınca meclise girmemiş millette ilk seçimde onları perişan etmişti.

MHP meclise girmeyince cumhurbaşkanı seçilemezdi böylece cumhurbaşkanını seçemeyen meclis seçime gitmek zorundaydı. Henüz yeni seçimden çıkmış milletvekilleri bir daha seçim yapılınca tekrar seçilme garantisi olmayacağı için meclise girmek arzusundaydılar hemde seçmenlerinin kendilerini cezalandırmasından korkuyorlar dı

Bu yüzden meclise girmeleri biraz da kendi menfaatlerini düşünmelerinden kaynaklanıyor
 
" Size Çankaya yolunu açan siyasî çizgiye bu denli düşmanlık ve o çizgiyi üniversiteden kökünü kazımaya yeminli birini rektör atayacak kadar kararlılık doğrusu izah edilebilir bir durum değil... "

Bu cümleden bu yorumu çıkarmakta maharet işi tebrik ederim. En yüksek oyu alan atanmalı değilmidir? En yüksek oyu alan kişinin siyasi kimliği üzerinden "ADALET" kavramını ters yüz edenlere arka çıkmanın hesabını verebilecekmisin ondan bahset... Vaktiyle aynı işi Necdet Sezer yaptığında mangalda kül bırakmayan, adaletten bahsedenlerin çıtı çıkmıyor.

Ya bırakın hikaye anlatmayı. MHP zihniyetli rektör adayı seçim de 5. olsa ve Abdullah Gül de onu rektör olarak atasa acaba bu yazar benzer bir yazı yazarmıydı. MHP li rektörün değil de 1. sıradan seçilen kişinin atanması gerektiğini böyle islami bir adalet vurgusuyla dile getirirmiydi. Sizde böyle sloganik cümlelerle yazara vokalistlik yaparmıydınız

Evet benzer şekilde tepki gösterirdik derseniz bende bu yazara ve sizlere hak vereceğim
 
Ya bırakın hikaye anlatmayı. MHP zihniyetli rektör adayı seçim de 5. olsa ve Abdullah Gül de onu rektör olarak atasa acaba bu yazar benzer bir yazı yazarmıydı. MHP li rektörün değil de 1. sıradan seçilen kişinin atanması gerektiğini böyle islami bir adalet vurgusuyla dile getirirmiydi. Sizde böyle sloganik cümlelerle yazara vokalistlik yaparmıydınız

Evet benzer şekilde tepki gösterirdik derseniz bende bu yazara ve sizlere hak vereceğim


Yani diyorsun ki: Bu yazıyı yazan kişi de, aslında benim gibi, cumhurbaşkanım gibi, adalet kavramını pekte önemseyen biri değil hani, kendi adamı söz konusu olunca adalete ters yüz edecek bir kişidir...

O halde soruyorum sana kutay efendi ne kadar tanıyorsun Servet Avcıyı? Tanımadığın bir kişi hakkında bu ne suizan? Yazarında bizimde senin desteğine ihtiyacımız yok. Bu adaleti emredenin rızası uğruna kaleme alınan ve İslamı istismar ederek iktidar olanlara imani bir ikazdır bu.
 
Geri
Üst