"Mahalle baskısı"nın ötesi: Polis baskını!

Cehennem_Zebanisi

Super Moderator
Süper Moderatör
Katılım
20 Kas 2005
Mesajlar
11,509
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Ad Caine vero et ad munera illuis non respexit ira
mahalle-baskisinin-otesi-polis-baskini-haberi-36817


screen_shot_2010-12-12_at_1.36.00_pm.png


Ankara Emniyeti’ne bağlı Çocuk Şube Müdürlüğü ekipleri, Ümitköy Park Caddesi’nde alkollü restoranlara baskın yaptı. O sırada Baro Başkanı Feyzioğlu da mekanda olunca, vahim olay kamuoyunun gündemine taşındı.

Ankara'da yaşanan bir olay, AKP döneminde Türkiye'nin geldiği noktanın açık bir özetiydi. Emniyet Teşkilatı'nın kendisine nasıl bir misyon biçtiğini ve nasıl bir özgüvenle hareket ettiğini açıkça ortaya koyan olay, şans eseri mekanda Ankara Barosu Başkanı'nın bulunması sonucu gündeme oturdu.

Ankara’da Çocuk Şube Müdürlüğü’ne bağlı polisler, Ümitköy Park Caddesi’ndeki lüks içkili mekanlara baskın yapıp, ailelerinin yanında oturmakta olan çocuklar hakkında tutanak tuttu.

Olay sırasında mekanlardan birinde bulunan Ankara Barosu Başkanı Metin Feyzioğlu, yaşananları şöyle anlattı: “Dün (önceki) akşam saat 8.30 civarında Çayyolu Park Caddesi’nde bir aile rostoronına gittik. Buranın nezih bir aile restoranı olduğunu özellikle belirtiyorum. Orada, aileler çocuklarıyla birlikte akşam yemeği yiyorlar. Bu sırada 4 ya da 5 parkalı, ikisi kirli sakallı birileri girdi. Bellerinde silah kabarıklığı, ellerinde telsizler var. Birisi kapının yanında pozisyon aldı. Biri de restoranın arkasında pozisyon aldı. Ondan sonra da yanlarında çocuk olan ailelere giderek tek tek nüfus cüzdanlarını topladılar. Bir tomar nüfus cüzdanı ile dışarda masaya geldiler. Aileler ve çocuklar şok içindeydi.

“Polislerin yanına gittim ve avukat olduğumu belirterek kim olduklarını sordum. Bana polis kimliklerini gösterdiler. ‘Çocuk Şubesi’nden geliyoruz’ dediler. Ne yaptıklarını sorduğumda, ‘İçkili mekanda çocuklarının olması, aileleriyle birlikte dahi olsa, yasaktır, işlem yapıyoruz. Turizm işletme belgesi olsaydı olur da belediye işletme ruhsatı olan yerlere çocuklar aileleriyle giremez’ dediler. ‘Bu mantıklı mı? Ben çocuğumla giderken ruhsatın turizm ruhsatı mı belediye ruhsatı mı diye sorar mıyım? Bütün batakhaneler, uyuşturucu satılan polis olarak tahmin ettiğiniz yerler kurutuldu ve asayiş sağlandı da şu anda çocukları ailelerden korumak mı kaldı size?’ dedim. Bunun üzerine ‘Bu sizin işiniz değil’ dediler.

“Bunların hepsi şaka”
“Ben de o sırada telefonumla toplanan cüzdanları gösteren bir fotoğraf çektim. Bu sefer polislerden biri telefonuma el koymaya ve kolumu tutarak beni gözaltına almaya cüret etti. Cüret etti diyorum çünkü avukat olduğumu biliyordu. Ben de ‘Bir dakika, bir telefon açayım, sonra götürürsünüz’ dedim. Barodaki arkadaşları arayarak Avukat Hakları Merkezi’ndeki 60 avukatın tamamının restorana gelmesini söyledim. Bunu duyan amir konumundaki polis, kolumu tutmuş ve fiilen beni gözaltına almış olan polise müdahale etti. ‘Öyle şey olur mu, bunların hepsi şaka’ dedi. Ortamı yumuşatmaya çalıştı.

“Ben de onlara tuttukları tutanağı sordum. Bana ‘Çocuk teslim tutanağı tutuyoruz’ dediler. Zaten çocuklar içerde travma halinde. Meğer, içkili mekanda bulunan çocukların ailelere teslim tutanağı tutuyorlarmış. Oysa aileler çocukların yanında. Burada yapılan ‘içkili mekana gitme, senin hayat tarzın artık bu ülkede geçerli değil’ demektir. Oradaki aileler şikayetçi olursa, Ankara Barosu olarak tüm hukuki girişimlerinde arkalarında oluruz.”

Feyzioğlu, Başbakan Erdoğan’ın sözlerine gönderme yaparak “Hani İzmir korkma dedi? Hadi şimdi İzmir korkmasın” diye ekledi.

Baskın yapılan restoran sahipleri de “Müşterilerimiz oldukça rahatsız oldular. Burası batakhane değil ki. Elbette insanlar, aileleriyle çocuklarıyla buraya gelecekler. Buraya tüm partilerden, bakanlar milletvekilleri de geliyor. Onların da yanında çocukları oluyor. Talihsiz bir olay, çok üzüldük” dediler.

Emniyet Müdürü sahiplenemedi
Ankara Emniyet Müdürü Zeki Çatalkaya, olayın öğrenilmesinin ardından polislerinin kanunen buna hakkı olduğunu belirtip, yapılanın yanlış olduğunu söyledi. Çatalkaya, “Maalesef böyle bir olay yaşandı. Hepimiz böyle restoranlara çocuklarımızla gider otururuz. Gerekeni yaptık ve bu yanlış anlaşılmaya yol açabilecek uygulamadaki arkadaşlarımıza gerekli uyarılarda bulunduk” dedi.

Ankara Emniyet Müdürü, “Bu olay Park Caddesi’ndeki bir restoranda gerçekleşmiş. Küçük yaşta aileleriyle oturan çocukların bulunmasından hareketle ekiplerimiz maalesef böyle bir denetime gitmişler. Polis Vazife ve Selahiyetleri Kanunu’nun 12. maddesi ile işyeri açmayı düzenleyen yönetmeliğin 37. maddesi aslında hukuken böyle bir denetime hak veriyor. yani hukuka aykırı bir durum yok. Bu maddelerde turistik belgesi olmayan işletmelerde, yanında velisi olsa da çocukların oturamayacağını belirtiyor. Hukuka uygun olsa da turistik belgesi yok diye kendiliğinden bu arkadaşların oraya gitmesini ve bunu yapmasını tasvip etmiyorum. Öncelik verilmesi gereken başka yerler varken bizim önceliğimiz kamuya açık, ailelerin gittiği yerler olamaz. İnsiyatif kullanılacaksa herkesce malum şüpheli bölgeler tercih edilmeli. Uygulama yanlış olmuştur. Ne teşkilatımızın ne de benim, bu tip yerlerde yıldırma amaçlı bir kötü niyetimiz sözkonusudur” açıklamasında bulundu.

Kaynak
 
Baro Başkanı'ndan vahim iddia

Polisten restorana ‘hayat tarzı’ baskını

ANKARA Barosu Başkanı Metin Feyzioğlu, Ankara’da bir restoranda otururken polisin restoranı bastığını ve müşterilerin kimliklerini toplayarak yanlarında çocukları olan ailelere ceza kesmek için tutanak tuttuğunu söyledi. Feyzioğlu yaşanan olayın detaylarını VATAN’a da şöyle anlattı:

* Dün (önceki) akşam saat 8.30 civarında Çayyolu Park Caddesi’nde bir aile restoranına gittik. Buranın nezih bir aile restoranı olduğunu özellikle belirtiyorum. Orada, aileler çocuklarıyla birlikte akşam yemeği yiyorlar. Bu sırada 4 ya da 5 parkalı, ikisi kirli sakallı birileri girdi. Bellerinde silah kabarıklığı, ellerinde telsizler var. Birisi kapının yanında pozisyon aldı. Biri de restoranın arkasında pozisyon aldı. Ondan sonra da yanlarında çocuk olan ailelere giderek tek tek nüfus cüzdanlarını topladılar. Bir tomar nüfus cüzdanı ile dışarda masaya geldiler. Aileler ve çocuklar şok içindeydi.

* Polislerin yanına gittim ve avukat olduğumu belirterek kim olduklarını sordum. Bana polis kimliklerini gösterdiler. ‘Çocuk Şubesi’nden geliyoruz’ dediler. Ne yaptıklarını sorduğumda, ‘İçkili mekanda çocuklarının olması, aileleriyle birlikte dahi olsa, yasaktır, işlem yapıyoruz. Turizm işletme belgesi olsaydı olur da belediye işletme ruhsatı olan yerlere çoçuklar aileleriyle giremez’ dediler. ‘Bu mantıklı mı? Ben çocuğumla giderken ruhsatın turizm ruhsatı mı belediye ruhsatı mı diye sorar mıyım? Bütün batakhaneler, uyuşturucu satılan polis olarak tahmin ettiğiniz yerler kurutuldu ve asayiş sağlandı da şu anda çocukları ailelerden korumak mı kaldı size?’ dedim. Bunun üzerine ‘Bu sizin işiniz değil’ dediler.

‘Bunların hepsi şaka’


* Ben de o sırada telefonumla toplanan cüzdanları gösteren bir fotoğraf çektim. Bu sefer polislerden biri telefonuma el koymaya ve kolumu tutarak beni gözaltına almaya cüret etti. Cüret etti diyorum çünkü avukat olduğumu biliyordu. Ben de ‘Bir dakika, bir telefon açayım, sonra götürürsünüz’ dedim. Barodaki arkadaşları arayarak Avukat Hakları Merkezi’ndeki 60 avukatın tamamının restorana gelmesini söyledim. Bunu duyan amir konumundaki polis, kolumu tutmuş ve fiilen beni gözaltına almış olan polise müdahale etti. ‘Öyle şey olur mu, bunların hepsi şaka’ dedi. Ortamı yumuşatmaya çalıştı.

* Ben de onlara tuttukları tutanağı sordum. Bana ‘Çocuk teslim tutanağı tutuyoruz’ dediler. Zaten çocuklar içerde travma halinde. Meğer, içkili mekanda bulunan çocukların ailelere teslim tutanağı tutuyorlarmış. Oysa aileler çocukların yanında. Burada yapılan ‘içkili mekana gitme, senin hayat tarzın artık bu ülkede geçerli değil’ demektir. Oradaki aileler şikayetçi olursa, Ankara Barosu olarak tüm hukuki girişimlerinde arkalarında oluruz.

Kaynak
 
İçkili restorana ‘aile’ baskını

ickili-restorana-aile-baskini-1019875.Jpeg


Ankara Barosu Başkanı Metin Feyzioğlu, Çayyolu’ndaki bir restoranda yemek yerken baskın yapan polisin, aileleriyle oturan çocukların kimliklerini toplayıp tutanak düzenlediklerini söyledi

Ankara Barosu Başkanı Metin Feyzioğlu, bir garip denetime tanık oldu, gözaltından zor kurtuldu. Ankara Çayyolu Park Caddesi’ndeki bir restoranda akşam yemeği yerken, polisin baskın yaptığını anlatan Feyzioğlu, polisin, zaten ailelerinin yanındaki çocuklar için, “İçkili mekânda bulunan çocuk ailesine teslim edildi” şeklinde tutanak düzenlediğini belirtti. Feyzioğlu, duruma müdahale ettiğinde, gözaltına alınmakla tehdit edildiğini de söyledi.
Feyzioğlu, yaşadıklarını Milliyet’e şöyle anlattı: “Restoranın adına gerek yok ama Çayyolu Park Caddesi’nde ailelerin gittiği nezih bir restorana gittim. Bütün masalarda aileler var. Saat 20.30. Kapıdan içeriye 4-5 parkalı, ikisi kirli sakallı şahıs girdi. Tamamı sivil. Restorana dağılıp masalarında çocuk bulunanlara gidip kimlik topladılar. Bu kimlikler desteyle masalara yayıldı. Bu sırada ben müdahale ettim. Ne yaptıklarını sordum. Bana kim olduğumu sordu. Ben de anlaşılan polissiniz ama sivilsiniz, kimlik göstermek zorundasınız dedim. ‘Çocuk Şubesindesiniz’ dediler, kimliklerini gösterdiler.
Neye dayanarak kimlikleri topladıklarını sordum. Bana 1930’lu yıllardan kalma bir yönetmelik bulunduğunu, buna göre, Turizm Bakanlığı ruhsatlı işletmelerde aileleriyle çocukların içkili mekânda bulunabileceğini, belediye ruhsatlı işletmelerde ise bunun mümkün olmadığını söylediler. Sonra da kimliklerini topladıkları çocuklarla ilgili ‘İçkili lokantada 18 yaşından küçük çocuk bulundu ve ailesine teslim edildi’ diye saçma bir tutanak tuttular.
Bütün batakhaneler, kadın satılan yerler bitti de aile restoranındaki çocukları ailelerinden kurtarmaya mı sıra geldi? Bu mantık ancak kanun devletinde olur, faşist bir yöntemdir bu.

Amaç baskı kurmak
Yapılmak istenen aslında burada baskı kurmak. Ben o sırada bir fotoğraf çektim. Sivil polisin yüzünü çekmedim. Masadaki kimlikleri çektim. Polis, ‘Çekemezsin’ dedi. ‘Çekerim, kamusal bir faaliyet’ dedim. ‘Telefonuna el koyuyorum o zaman’ dedi. ‘Koyamazsın’ dedim. O esnada avukat kimliğimi de ibraz ettim. ‘Gözaltına alıyorum seni’ dedi. ‘Onu da yapamazsın’ dedim. ‘Bütün bunları yapmak istiyorsan bir dakika bekleyeceksin’ dedim. Baromu aradım. Avukat Hakları Merkezi’nde 60 teyakkuza hazır avukatım var. ‘Hemen geliyoruz hepimiz’ dediler. Durumu fark eden amir, ‘şaka yaptıklarını’ söylerek, sağ kolumu kavrayan polisin elini çektirdi.
Amaç belli, müşteri bunu öğrenecek, mekân sahibine kapıda, ‘burası belediye ruhsatlı mı’ diye soracak. Böylece buralara gidilmesi engellenecek. Aslında hiç içki içilmesin istiyor, bunu kabullenmiyor ama işte bu yöntemler uygulanıyor. Bu doğrudan baskıdır. Kaçırma amaçlıdır. Bize, hayat tarzımıza, özel hayatımıza girilmeme garantisini anayasa veriyor ama kim gerçekten garanti edecek?”



Tartışılan düzenleme
Ankara Emniyeti, işletmelere periyodik denetimler yapıldığını doğrularken, denetimlerin 1934 tarihli Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu’na dayanılarak 1999’da çıkarılan Açılması İzne Bağlı Yerlere Uygulanacak İşlemler Hakkında Yönetmelik uyarınca yapıldığını bildirdi. Yönetmeliğe göre, belediye ruhsatlı işletmelerde yaşı küçük çocuklara içki servisi yapılmasının yasak olduğunu söyleyen yetkililer, çocukların kimliklerini kontrol etmediklerini, cuma akşamı, 15’e yakın yerde uygulama yapıldığını, tamamında işyerleri sahipleri hakkında tutanak düzenlediklerini savundu. Bu tutanak uyarınca, işyeri sahiplerine Kabahatlar Kanunu uyarınca ceza verilebiliyor. İşyeri sahipleri ise polisin, alınması daha zor olan Turizm Belgesi almalarını zorlamak amacıyla uygulamayı yaptığını düşünüyor.

fft16_mf1019874.Jpeg


Ankara Barosu Başkanı Metin Feyzioğlu, polislerin kimlikleri toplayıp tuttukları tutanağı, cep telefonuyla görüntüledi.



İşletmeciler de şikâyetçi
Park Caddesi’ndeki işletmecilerin görüşleri şöyle:
- Mozzoy Cafe’nin sahibi Halil Yavuz: Maliye fiş ve cirolara bakmak için iki haftada bir mutlaka geliyor. Zabıta her gün geliyor. Park Caddesi’nde turizm ruhsatı olmayan yerler saat 01.00’de kapatıldığı için zabıta 00.30’da dolaşıyor. 2 bin TL ceza uygulanıyor aykırılıkta. Çocuklar için de polis haftada bir mutlaka gelip kontrol yapıyor. Dün de (önceki gün) geldiler. Çocukları içeri almak yasakmış. Çocuklar doğum günü kutlamak istiyor ama olmuyor.
- Taps Brewery’nin İşletmecisi Metin Tunç: İlk defa dün (önceki gün) sivil, kalabalık bir polis ekibi geldi. Müşterilerin nüfus cüzdanı ve GBT’lerine baktı. Biz işletme olarak 18 yaşın altındaki müşterileri içeri almıyoruz. Bu yüzden sorun yaşamadık. Baskı da hissetmiyorum.
- Escape’in işletmecisi Ahmet Yorgancı: Üzerimizde büyük bir baskı var. Polisler sürekli geliyor. Aileleri yanlarında olmasına rağmen çocuklardan bile GBT ve nüfus cüzdanlarını istiyorlar. Dün de (önceki gün) böyle bir olay yaşadık. 6 polis geldi. Nüfus cüzdanı olmayanları karakola götürdü ve 60 TL para cezası kesti. Bir çalışanımın kardeşi buradaydı onun için bana ceza kesmek istediler.

Kaynak
 
Geri
Üst