zanzara44
New member
- Katılım
- 31 Eki 2007
- Mesajlar
- 319
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
MAKİNENİZİN SINIRLARINI ZORLAYIN
Fotoğraf çekerken makinenizin fonksiyonlarını kullanmanız işin kolayına kaçtığınız anlamına gelmez, önemli olan sonuçta elde edeceğiniz iyi fotoğraflardır.
Fotoğraflarınız güzel olacaksa elinizdeki teknik olanaklarınızı kullanmanıza kimse itiraz edemez. Usta fotoğrafçılar ve profesyoneller, makinelerindeki teknik olanakları en çok kullanan kişilerdir. Önce Makinenizin Kullanma Kılavuzunu Okuyun!
Makineniz, fotoğraf çekerken sizin gözünüz, beyniniz ve elinizin bir parçası olmalıdır. Makinenizin hangi fonksiyonlara sahip olduğunu ve bunların nasıl kullanılacağını ise ancak kullanma kılavuzundan öğrenebilirsiniz. Kullanma kılavuzunda makinenizin teknik özellikleri, hangi ayarın ne işe yaradığı, pillerin nasıl değiştirileceği gibi bilgileri de bulacaksınız. Makinenizin kullanma kılavuzunu en az üç defa başından sonuna kadar okuyun. Kullanma kılavuzunu da makinenizle birlikte taşıyın.
Fotoğraf çekmeye yeni başlayan biriyseniz veya makinenizi yeni aldıysanız bu basit gibi görünen bilgiler bile bazen sizin çok işinize yarayacaktır. Kullanma kılavuzunda okuduğunuz fonksiyonları gerekli gereksiz diye ayırmadan mutlaka makine üzerinde deneyin.
Özellikle kreatif yani biraz daha dikkat çekici ve değişik fotoğraflar çekmek amacınız varsa makinenizin özelliklerini bilmek çok işinize yarayacaktır. Örneğin makinenizin ışık ölçümünü hangi yöntemle yaptığını ve bu yöntemleri nasıl değiştireceğiniz konusunda gerekli bilgileri kullanma kılavuzunda bulacaksınız.
Makinenizi ve Aksesuarlarınızı İyi Tanıyın
Eğer makinenizi yeni aldıysanız, fonksiyonlarını iyi tanımıyorsanız veya yeni başlayan bir fotoğrafçı iseniz ilk yapmanız gereken makinenizle iyi bir arkadaşlık kurmak olacaktır. Zamanımızda makineler daha karmaşık yapıdadır, buna karşın kullanıcının işine yarayacak daha çok fonksiyonu vardır. Fotoğraf makineleri genel olarak kullanılması kolay aletlerdir, fakat iyi kullanmayı öğrenmek için yeteri kadar emek ve zaman gereklidir.
Makinenizi ilk olarak içinde film olmadan kullanın. Etrafınızdaki nesnelerin fotoğrafını çekiyormuş gibi netlik ve enstantane ayarı vs. yapıp deklanşöre basın. Vizörden gördüğünüz görüntüye olabildiği kadar uzun süre bakıp kadrajınızı ve ayarlarınızı kontrol edin. Kesinlikle acele etmeyin ve heyecanlanmayın, deklanşöre son anda ancak görüntüden hoşnut olduğunuz anda basın.
Biliyorsunuz, UV, polarize ve nötral dansite degrade gibi filtreler, tripod ve normal 50 mm. objektif dışında makro ve zoom objektifleri her fotoğrafçı için önemlidir. Ağırlıklı olarak fotoğraf çekme yönteminize ve gereksinimlerinize göre bu aksesuarları ve diğerlerini mutlaka almanızı öneririz. Bunlarla çektiğiniz fotoğrafların kalitesi kesinlikle çok artacaktır. Fotoğraf çekmek teknolojinin yardımıyla olan bir iş olduğuna göre elinizdeki olanakları artırmalısınız.
Fakat fotoğrafa yeni başlayan biriyseniz her aksesuarı almanız gerekmez. Orta boy kolay taşınan bir omuz çantası içine koyacağınız makineniz ve filtreleriniz yanında tripodunuzu yanınızda bulundurmanız yeterli olacaktır. Zaman içinde eski aksesuarlarınıza alıştıkça ve yeni tür fotoğraflar çekmek istediğiniz zaman diğer aksesuarları da alabilirsiniz.
Doğru Filtreler Kullanın
Fotoğraf çekerken filtre kullanmak bazen hayat kurtarıcı olacaktır. Yeni başlayanlar bile bazı filtreleri yanlarında bulundurmalıdır. Gerçekte hangi filtreleri alacağınıza gelecekte ağırlıklı olarak çekmeyi düşündüğünüz fotoğraf türüne ve kullanacağınız filme göre karar vermelisiniz. Başlangıç olarak kesinlikle efekt filtreleri, kırmızı filtreler gibi özel durumlarda kullanılan filtreler almayın. Renkli film kullanacaksınız ve özellikle doğa fotoğrafları çekmeyi planlıyorsanız ilk almanız gereken filtreler Skylight 1A ve ultraviyole filtre olmalıdır. Bu filtrelerden birincisinin renkleri sıcaklaştıran ikincisinin ise UV ışığını geçirmeyen özelliği vardır. UV filtreler genel olarak gözün algıladığı gün ışığı spektrumunu etkilemediği için çoğu fotoğrafçı tarafından lenslerin önünde koruyucu olarak kullanılırlar. Böylece üzeri antirefle film kaplı lensinizi toza ve çizilmeye karşı korursunuz.
Bir fotoğrafçının alması gereken belki de üçüncü önemli filtre polarize filtredir. Polarize filtre belli bir açıda tutulduğunda herhangi bir yüzeyden yansıyan ışığı geçirmediğinden kullanıldığında gökyüzü ve denizin rengini kolaylaştırır. Ayrıca polarize filtreleri kullanarak bu özelliği nedeniyle su altındaki veya bir camın arkasındaki nesneleri fotoğraflarınızda göstermeniz olanaklı olur. Bu da estetik açısından daha güzel fotoğraflar çekmenizi kolaylaştırır.
Eğer gün batımı, gün doğumu veya açık gökyüzü gibi fotoğraflar çekmeyi planlıyorsanız, nötral dansite degrade denilen filtreyi de almalısınız. Bu filtre bir gradyan olarak gittikçe koyulaşan ve ışığı az geçiren bir camdır ve koyu bölgeyi fotoğraf çekerken manzaradaki parlak ışıklı bölgeye denk getirirsiniz. Böylece fotoğraf üzerinde bu bölgelerdeki ışık patlamalarını engellemiş olursunuz.
Aperture Priority, Shutter Priority, Manual ve Program!
Yeni fotoğraf çekmeye başlamışsanız, bir SLR makineyi elinize aldığınızda üzerindeki fonksiyon ayar düğmesinde AV, TV, M ve P gibi konumlar görüp ne işe yaradıklarını düşünmüşsünüzdür. Belki de bunları kullanma kılavuzundan da okuyup nasıl kullanacağınıza karar veremediğiniz anlar olmuştur. Belki şimdi daha deneyimlisiniz ve bunları iyi biliyorsunuz ama kısaca bu fonksiyonların nasıl kullanılacağını anlatalım. Fotoğrafını çekmeyi düşündüğünüz bir doğa manzarasına veya kişiye baktığınızda aklınızda bu durumda iyi bir fotoğraf nasıl çekilebileceği konusunda bir strateji saptayıp seçim yapmalısınız.
Aperture Priority (A, bazı makinelerde AV, AP) fonksiyonu diafram öncelikli kullanım demektir yani diafram ayarını siz verirsiniz makine enstantane süresini kendi hesaplar. Bu ise işinizin yarı yarıya azalması demek olur. Bu fonksiyonu alan derinliği etkisi yaratmak için kullanabilirsiniz. Örneğin bir hayvanın fotoğrafını çekerken diaframı çok açarak alan derinliğini azaltır ve arkasındaki nesnelerin bulanık görülmesini sağlayabilirsiniz.
Shutter Priority (SP, S veya TV) fonksiyonu enstantane öncelikli demektir. Bu fonksiyonu seçerseniz enstantane ayarını siz seçersiniz makinenin içindeki program diafram ayarını sizin yerinize yapacaktır. Bu fonksiyonu özellikle enstantane üzerinde oynamak istediğiniz zaman seçebilirsiniz.
Örneğin bir işçinin hareketini film üzerine aktarmak istediğinizde düğmeyi S konumuna getirip enstantane ayarını artırırsınız. Makine diafram ayarını uygun oranda yapar ve siz de fotoğrafınızın iyi çekildiğinizden daha emin olursunuz.
Yine de bu programlara tam güvenmemelisiniz bazen makine ayarları yaparken yanıltıcı olaylar yüzünden yanlışlık yapabilir. Zaman içinde daha deneyimli oldukça ayarlarınızı çoğu zaman siz yapmaya başlayacaksınız. Usta fotoğrafçılar çoğu durumda makinedeki gerekli olan ayarlara kendileri karar verirler. Bunun için ise M (Manual) fonksiyonu vardır. Bu konumda hem diafram hem enstantane ayarına siz karar verirsiniz. Yeni başlayanlar bunu kullanırken çok dikkatli olmalıdırlar. M konumunda fotoğraf çekerken makineyi önce diğer konumlara getirip ışık ölçerin verdiği değerleri kontrol etmek yerinde olacaktır.
Program (P) konumu makinenin bütün ayarlarını kendi yaptığı durumdur. Bu konumda fotoğraf çekerseniz sonuçlar her zaman istediğiniz gibi olmayabilir. Bu modu genelde makinenize fotoğrafınızı çekmesi için başkasına verdiğinizde kullanırsınız ve şöyle dersiniz "Üstteki düğmeye bas yeter, başka ayara gerek yok" Fakat yine de bu konum fazla ışık oyunlarının olmadığı durumlarda hızlı fotoğraf çekmek için kullanılabilir. Bu yüzden makinenizi kapatıp çantaya koyarken bu moda getirin, ani bir kompozisyonla karşılaştığınızda böylece hemen fotoğraf çekebilirsiniz.
Birçok Makinede Otofokus Özelliği Vardır
Neredeyse her SLR makinede bulunan otofokus (autofocus) özelliği işinize çok yarayacak özelliklerden biridir. Bu fonksiyon sıklıkla makinede vizörde gördüğünüz görüntünün tam ortasındaki alanda netlik ayarı yaparak çalışır. Bunun için lens içinde bulunan küçük motorları kullanır. Bazı kullanıcılar otofokus özelliğini, makinenin pilini çabuk bitirdiğini söylerek fazla kullanmaz ama otofokus iyi kullanıldığında çok işe yarar.
Otofokus özelliğini kullanırken ilk düşünülmesi gereken fotoğrafınızda hangi alanın net olmasını istediğiniz olmalıdır. Bu alan örneğin bir portrede gözler veya bir manzarada çiçekler olabilir. Bunun için önce bu alanı ortaya denk getirip makinenizin otofokus yapmasına izin vermelisiniz. Netlik yapıldığında parmağınızı deklanşöre yarım bastırarak makinenizin kilitlenmesini sağlayacaksınız. Bu sırada parmağınızı bırakmadan kadraj yapın ve istediğiniz kompozisyon oluştuğunda parmağınızı tam bastırın ve fotoğrafı çekin.
Çok kolay değil mi?
Makinenizin Exposure Ayarlarını Kullanmanız İşinizi Kolaylaştırır
Fotoğraf makinelerinde ışık şiddeti (yada exposure) ölçümleri birkaç değişik yöntemle yapılır. Basit makinelerde örneğin kompakt makinelerde ışık ölçümü, fotoğraf çekilecek görüntüden gelen bütün ışığın ortalaması alınarak yapılır. Bu tip ölçüm ile çekilen fotoğraflarda ışıklandırma hataları olma olasılığı fazladır. Bu yüzden SLR makinelerde kullanıcının seçebileceği diğer bazı ışık ölçüm yöntemleri vardır.
Bunlardan biri olan "multi pattern" ölçüm yönteminde görüntü çeşitli bölümlere ayrılır ve her bölümde ayrı ölçüm yapılıp ortalaması alınır. Böylece nesne ve arka planın ayrı ışık ölçümleri ile dengeli bir değer elde edilmeye çalışılır. Diğer yöntem "center weighted" yöntemidir ve bu yöntemde fotoğraf çekilecek görüntü üzerinde sadece merkezde belirli bir alanın ışık ölçümü yapılır. Bu yöntemle örneğin ortada bulunan bir nesne üzerindeki ışık yansıması ölçülerek fotoğrafta görünümün iyi olması sağlanmaya çalışılır.
Bir diğer yöntem "spot" ölçümdür. Bu yöntemde görüntü üzerinde sadece merkezde bir nokta da ölçüm yapılır ve bu nokta vizörde bir "+" işaretiyle belirtilir. Bu yöntem ile görüntü üzerindeki her noktadan ölçüm alıp buna göre fotoğraf çekme olanağı doğar. Bu ışık ölçümü yöntemleri arasında makinenizin üzerindeki ayar düğmesi ile seçim yapabilirsiniz. Çekeceğiniz görüntüye göre bu yöntemlerden birini seçmek daha iyi sonuçlar verecektir. Örneğin bir doğa manzarası fotoğrafı çekerken multi pattern yöntemi, bir portre fotoğrafı çekerken de spot ölçümü daha iyi sonuç verebilir.
Yukarıda otofokus için anlatılan yöntem ışık ayarları için de geçerlidir. Yani otomatik modda deklanşöre yarım olarak basıldığında sadece fokus ayarı değil aynı zamanda ışık ayarı da kilitlenir. Kilitlenme olduğunu yanıp sönen bir ışıkla anlayabilirsiniz. (Bu sinyal biçimi makineye göre değişebilir)
Bu yöntemi makinenizi fotoğraf çekeceğiniz kompozisyon üzerinde daha karanlık olan alanlara yönlendirerek uygulayabilirsiniz. Karanlık bölgeden ölçüm alıp makineniz deklanşörüne yarım basarak kilitleyin. Sonra parmağınızı bırakmadan kompozisyonunuzu ayarlayın ve en sonunda parmağınızı tam bastırarak fotoğrafınızı çekin. Böylece karanlık bölgeler fotoğraf basıldığında daha ayrıntılı olarak görülecektir.
Işık ayarını artık nerdeyse her makinede olan EV (Exposure Value) düğmesini kullanarak da değiştirebilirsiniz. Bu düğmenin yararı, değişiklik gereken durumlarda makinenizin ışık ölçerinin verdiği değerleri her seferinde makinenize değiştirerek vermek yerine, basitçe artırmak ve azaltarak kullanma şansı vermesidir. Böylece çektiğiniz her fotoğraf üzerinde exposure değeri aynı oranda değişecektir.
Örneğin, plajlarda ve kar manzarası olan kompozisyonlarda EV değerini artırarak film (yada dijital sensör) üzerine düşen ışığı artırmanız gereklidir. Böyle yerlerde makinenizin ışık ölçerini yanıltan UV ışık yansımaları vardır ve böyle bir EV değişikliği yapmak fotoğraf üzerinde kar renginin daha doğal olmasını sağlayacaktır. (Bazı makinelerin EV değerini artırmak için negatif değerler seçmek gerekli olabilir)
Fotoğraf çekerken makinenizin fonksiyonlarını kullanmanız işin kolayına kaçtığınız anlamına gelmez, önemli olan sonuçta elde edeceğiniz iyi fotoğraflardır.
Fotoğraflarınız güzel olacaksa elinizdeki teknik olanaklarınızı kullanmanıza kimse itiraz edemez. Usta fotoğrafçılar ve profesyoneller, makinelerindeki teknik olanakları en çok kullanan kişilerdir. Önce Makinenizin Kullanma Kılavuzunu Okuyun!
Makineniz, fotoğraf çekerken sizin gözünüz, beyniniz ve elinizin bir parçası olmalıdır. Makinenizin hangi fonksiyonlara sahip olduğunu ve bunların nasıl kullanılacağını ise ancak kullanma kılavuzundan öğrenebilirsiniz. Kullanma kılavuzunda makinenizin teknik özellikleri, hangi ayarın ne işe yaradığı, pillerin nasıl değiştirileceği gibi bilgileri de bulacaksınız. Makinenizin kullanma kılavuzunu en az üç defa başından sonuna kadar okuyun. Kullanma kılavuzunu da makinenizle birlikte taşıyın.
Fotoğraf çekmeye yeni başlayan biriyseniz veya makinenizi yeni aldıysanız bu basit gibi görünen bilgiler bile bazen sizin çok işinize yarayacaktır. Kullanma kılavuzunda okuduğunuz fonksiyonları gerekli gereksiz diye ayırmadan mutlaka makine üzerinde deneyin.
Özellikle kreatif yani biraz daha dikkat çekici ve değişik fotoğraflar çekmek amacınız varsa makinenizin özelliklerini bilmek çok işinize yarayacaktır. Örneğin makinenizin ışık ölçümünü hangi yöntemle yaptığını ve bu yöntemleri nasıl değiştireceğiniz konusunda gerekli bilgileri kullanma kılavuzunda bulacaksınız.
Makinenizi ve Aksesuarlarınızı İyi Tanıyın
Eğer makinenizi yeni aldıysanız, fonksiyonlarını iyi tanımıyorsanız veya yeni başlayan bir fotoğrafçı iseniz ilk yapmanız gereken makinenizle iyi bir arkadaşlık kurmak olacaktır. Zamanımızda makineler daha karmaşık yapıdadır, buna karşın kullanıcının işine yarayacak daha çok fonksiyonu vardır. Fotoğraf makineleri genel olarak kullanılması kolay aletlerdir, fakat iyi kullanmayı öğrenmek için yeteri kadar emek ve zaman gereklidir.
Makinenizi ilk olarak içinde film olmadan kullanın. Etrafınızdaki nesnelerin fotoğrafını çekiyormuş gibi netlik ve enstantane ayarı vs. yapıp deklanşöre basın. Vizörden gördüğünüz görüntüye olabildiği kadar uzun süre bakıp kadrajınızı ve ayarlarınızı kontrol edin. Kesinlikle acele etmeyin ve heyecanlanmayın, deklanşöre son anda ancak görüntüden hoşnut olduğunuz anda basın.
Biliyorsunuz, UV, polarize ve nötral dansite degrade gibi filtreler, tripod ve normal 50 mm. objektif dışında makro ve zoom objektifleri her fotoğrafçı için önemlidir. Ağırlıklı olarak fotoğraf çekme yönteminize ve gereksinimlerinize göre bu aksesuarları ve diğerlerini mutlaka almanızı öneririz. Bunlarla çektiğiniz fotoğrafların kalitesi kesinlikle çok artacaktır. Fotoğraf çekmek teknolojinin yardımıyla olan bir iş olduğuna göre elinizdeki olanakları artırmalısınız.
Fakat fotoğrafa yeni başlayan biriyseniz her aksesuarı almanız gerekmez. Orta boy kolay taşınan bir omuz çantası içine koyacağınız makineniz ve filtreleriniz yanında tripodunuzu yanınızda bulundurmanız yeterli olacaktır. Zaman içinde eski aksesuarlarınıza alıştıkça ve yeni tür fotoğraflar çekmek istediğiniz zaman diğer aksesuarları da alabilirsiniz.
Doğru Filtreler Kullanın
Fotoğraf çekerken filtre kullanmak bazen hayat kurtarıcı olacaktır. Yeni başlayanlar bile bazı filtreleri yanlarında bulundurmalıdır. Gerçekte hangi filtreleri alacağınıza gelecekte ağırlıklı olarak çekmeyi düşündüğünüz fotoğraf türüne ve kullanacağınız filme göre karar vermelisiniz. Başlangıç olarak kesinlikle efekt filtreleri, kırmızı filtreler gibi özel durumlarda kullanılan filtreler almayın. Renkli film kullanacaksınız ve özellikle doğa fotoğrafları çekmeyi planlıyorsanız ilk almanız gereken filtreler Skylight 1A ve ultraviyole filtre olmalıdır. Bu filtrelerden birincisinin renkleri sıcaklaştıran ikincisinin ise UV ışığını geçirmeyen özelliği vardır. UV filtreler genel olarak gözün algıladığı gün ışığı spektrumunu etkilemediği için çoğu fotoğrafçı tarafından lenslerin önünde koruyucu olarak kullanılırlar. Böylece üzeri antirefle film kaplı lensinizi toza ve çizilmeye karşı korursunuz.
Bir fotoğrafçının alması gereken belki de üçüncü önemli filtre polarize filtredir. Polarize filtre belli bir açıda tutulduğunda herhangi bir yüzeyden yansıyan ışığı geçirmediğinden kullanıldığında gökyüzü ve denizin rengini kolaylaştırır. Ayrıca polarize filtreleri kullanarak bu özelliği nedeniyle su altındaki veya bir camın arkasındaki nesneleri fotoğraflarınızda göstermeniz olanaklı olur. Bu da estetik açısından daha güzel fotoğraflar çekmenizi kolaylaştırır.
Eğer gün batımı, gün doğumu veya açık gökyüzü gibi fotoğraflar çekmeyi planlıyorsanız, nötral dansite degrade denilen filtreyi de almalısınız. Bu filtre bir gradyan olarak gittikçe koyulaşan ve ışığı az geçiren bir camdır ve koyu bölgeyi fotoğraf çekerken manzaradaki parlak ışıklı bölgeye denk getirirsiniz. Böylece fotoğraf üzerinde bu bölgelerdeki ışık patlamalarını engellemiş olursunuz.
Aperture Priority, Shutter Priority, Manual ve Program!
Yeni fotoğraf çekmeye başlamışsanız, bir SLR makineyi elinize aldığınızda üzerindeki fonksiyon ayar düğmesinde AV, TV, M ve P gibi konumlar görüp ne işe yaradıklarını düşünmüşsünüzdür. Belki de bunları kullanma kılavuzundan da okuyup nasıl kullanacağınıza karar veremediğiniz anlar olmuştur. Belki şimdi daha deneyimlisiniz ve bunları iyi biliyorsunuz ama kısaca bu fonksiyonların nasıl kullanılacağını anlatalım. Fotoğrafını çekmeyi düşündüğünüz bir doğa manzarasına veya kişiye baktığınızda aklınızda bu durumda iyi bir fotoğraf nasıl çekilebileceği konusunda bir strateji saptayıp seçim yapmalısınız.
Aperture Priority (A, bazı makinelerde AV, AP) fonksiyonu diafram öncelikli kullanım demektir yani diafram ayarını siz verirsiniz makine enstantane süresini kendi hesaplar. Bu ise işinizin yarı yarıya azalması demek olur. Bu fonksiyonu alan derinliği etkisi yaratmak için kullanabilirsiniz. Örneğin bir hayvanın fotoğrafını çekerken diaframı çok açarak alan derinliğini azaltır ve arkasındaki nesnelerin bulanık görülmesini sağlayabilirsiniz.
Shutter Priority (SP, S veya TV) fonksiyonu enstantane öncelikli demektir. Bu fonksiyonu seçerseniz enstantane ayarını siz seçersiniz makinenin içindeki program diafram ayarını sizin yerinize yapacaktır. Bu fonksiyonu özellikle enstantane üzerinde oynamak istediğiniz zaman seçebilirsiniz.
Örneğin bir işçinin hareketini film üzerine aktarmak istediğinizde düğmeyi S konumuna getirip enstantane ayarını artırırsınız. Makine diafram ayarını uygun oranda yapar ve siz de fotoğrafınızın iyi çekildiğinizden daha emin olursunuz.
Yine de bu programlara tam güvenmemelisiniz bazen makine ayarları yaparken yanıltıcı olaylar yüzünden yanlışlık yapabilir. Zaman içinde daha deneyimli oldukça ayarlarınızı çoğu zaman siz yapmaya başlayacaksınız. Usta fotoğrafçılar çoğu durumda makinedeki gerekli olan ayarlara kendileri karar verirler. Bunun için ise M (Manual) fonksiyonu vardır. Bu konumda hem diafram hem enstantane ayarına siz karar verirsiniz. Yeni başlayanlar bunu kullanırken çok dikkatli olmalıdırlar. M konumunda fotoğraf çekerken makineyi önce diğer konumlara getirip ışık ölçerin verdiği değerleri kontrol etmek yerinde olacaktır.
Program (P) konumu makinenin bütün ayarlarını kendi yaptığı durumdur. Bu konumda fotoğraf çekerseniz sonuçlar her zaman istediğiniz gibi olmayabilir. Bu modu genelde makinenize fotoğrafınızı çekmesi için başkasına verdiğinizde kullanırsınız ve şöyle dersiniz "Üstteki düğmeye bas yeter, başka ayara gerek yok" Fakat yine de bu konum fazla ışık oyunlarının olmadığı durumlarda hızlı fotoğraf çekmek için kullanılabilir. Bu yüzden makinenizi kapatıp çantaya koyarken bu moda getirin, ani bir kompozisyonla karşılaştığınızda böylece hemen fotoğraf çekebilirsiniz.
Birçok Makinede Otofokus Özelliği Vardır
Neredeyse her SLR makinede bulunan otofokus (autofocus) özelliği işinize çok yarayacak özelliklerden biridir. Bu fonksiyon sıklıkla makinede vizörde gördüğünüz görüntünün tam ortasındaki alanda netlik ayarı yaparak çalışır. Bunun için lens içinde bulunan küçük motorları kullanır. Bazı kullanıcılar otofokus özelliğini, makinenin pilini çabuk bitirdiğini söylerek fazla kullanmaz ama otofokus iyi kullanıldığında çok işe yarar.
Otofokus özelliğini kullanırken ilk düşünülmesi gereken fotoğrafınızda hangi alanın net olmasını istediğiniz olmalıdır. Bu alan örneğin bir portrede gözler veya bir manzarada çiçekler olabilir. Bunun için önce bu alanı ortaya denk getirip makinenizin otofokus yapmasına izin vermelisiniz. Netlik yapıldığında parmağınızı deklanşöre yarım bastırarak makinenizin kilitlenmesini sağlayacaksınız. Bu sırada parmağınızı bırakmadan kadraj yapın ve istediğiniz kompozisyon oluştuğunda parmağınızı tam bastırın ve fotoğrafı çekin.
Çok kolay değil mi?
Makinenizin Exposure Ayarlarını Kullanmanız İşinizi Kolaylaştırır
Fotoğraf makinelerinde ışık şiddeti (yada exposure) ölçümleri birkaç değişik yöntemle yapılır. Basit makinelerde örneğin kompakt makinelerde ışık ölçümü, fotoğraf çekilecek görüntüden gelen bütün ışığın ortalaması alınarak yapılır. Bu tip ölçüm ile çekilen fotoğraflarda ışıklandırma hataları olma olasılığı fazladır. Bu yüzden SLR makinelerde kullanıcının seçebileceği diğer bazı ışık ölçüm yöntemleri vardır.
Bunlardan biri olan "multi pattern" ölçüm yönteminde görüntü çeşitli bölümlere ayrılır ve her bölümde ayrı ölçüm yapılıp ortalaması alınır. Böylece nesne ve arka planın ayrı ışık ölçümleri ile dengeli bir değer elde edilmeye çalışılır. Diğer yöntem "center weighted" yöntemidir ve bu yöntemde fotoğraf çekilecek görüntü üzerinde sadece merkezde belirli bir alanın ışık ölçümü yapılır. Bu yöntemle örneğin ortada bulunan bir nesne üzerindeki ışık yansıması ölçülerek fotoğrafta görünümün iyi olması sağlanmaya çalışılır.
Bir diğer yöntem "spot" ölçümdür. Bu yöntemde görüntü üzerinde sadece merkezde bir nokta da ölçüm yapılır ve bu nokta vizörde bir "+" işaretiyle belirtilir. Bu yöntem ile görüntü üzerindeki her noktadan ölçüm alıp buna göre fotoğraf çekme olanağı doğar. Bu ışık ölçümü yöntemleri arasında makinenizin üzerindeki ayar düğmesi ile seçim yapabilirsiniz. Çekeceğiniz görüntüye göre bu yöntemlerden birini seçmek daha iyi sonuçlar verecektir. Örneğin bir doğa manzarası fotoğrafı çekerken multi pattern yöntemi, bir portre fotoğrafı çekerken de spot ölçümü daha iyi sonuç verebilir.
Yukarıda otofokus için anlatılan yöntem ışık ayarları için de geçerlidir. Yani otomatik modda deklanşöre yarım olarak basıldığında sadece fokus ayarı değil aynı zamanda ışık ayarı da kilitlenir. Kilitlenme olduğunu yanıp sönen bir ışıkla anlayabilirsiniz. (Bu sinyal biçimi makineye göre değişebilir)
Bu yöntemi makinenizi fotoğraf çekeceğiniz kompozisyon üzerinde daha karanlık olan alanlara yönlendirerek uygulayabilirsiniz. Karanlık bölgeden ölçüm alıp makineniz deklanşörüne yarım basarak kilitleyin. Sonra parmağınızı bırakmadan kompozisyonunuzu ayarlayın ve en sonunda parmağınızı tam bastırarak fotoğrafınızı çekin. Böylece karanlık bölgeler fotoğraf basıldığında daha ayrıntılı olarak görülecektir.
Işık ayarını artık nerdeyse her makinede olan EV (Exposure Value) düğmesini kullanarak da değiştirebilirsiniz. Bu düğmenin yararı, değişiklik gereken durumlarda makinenizin ışık ölçerinin verdiği değerleri her seferinde makinenize değiştirerek vermek yerine, basitçe artırmak ve azaltarak kullanma şansı vermesidir. Böylece çektiğiniz her fotoğraf üzerinde exposure değeri aynı oranda değişecektir.
Örneğin, plajlarda ve kar manzarası olan kompozisyonlarda EV değerini artırarak film (yada dijital sensör) üzerine düşen ışığı artırmanız gereklidir. Böyle yerlerde makinenizin ışık ölçerini yanıltan UV ışık yansımaları vardır ve böyle bir EV değişikliği yapmak fotoğraf üzerinde kar renginin daha doğal olmasını sağlayacaktır. (Bazı makinelerin EV değerini artırmak için negatif değerler seçmek gerekli olabilir)