melih gökçeğin temiz dosyaları

SEGMEN

İstiklal Mahkemesi Hakimi
Katılım
13 Kas 2007
Mesajlar
1,725
Reaction score
0
Puanları
0
Şantajla mı geldi
4 Ocak 2009
Tepkiler yüzünden istifa etmek zorunda kalan Başkent Doğalgaz Genel Müdürü Veysel Karani Demir, 1999 yılında Ankara Valiliği’nde Mahalli İdareler Kontrolörü olarak görev yaparken o dönem FP’li olan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek hakkındaki pek çok soruşturma dosyasını da inceledi. Gökçek’in soruşturulmasına gerek görmeyen demir, bir süre sonra da Başkent Doğalgaz’ın başına getirildi.


Üniversiteli 7 gencin ölümüyle sonuçlanan doğalgaz faciası sonrası yaptığı skandal açıklamalara gösterilen tepki nedeniyle istifa etmek zorunda kalan Veysel Karani Demir’in Ankara Büyükşehir Belediyesi ile ilişkisi ve geçmişi bir çok soruyu da içinde barındırıyor. Başkent Doğalgaz Genel Müdürlüğü’nün yanı sıra vekaleten toplu konut projelerini yapan Portaş’ın (Proje Organizasyon İşletme Taahhüt Şirketi) genel müdürlüğünü de yürütmesine rağmen bu kuruluşların internet sitelerinde özgeçmişine yönelik hiç bir veri bulunmayan Demir’in geçmişine ilişkin pek çok iddia var.

İlk durağı ANAP’tı

Sincan doğumlu, işletme mezunu olan Demir’in, siyaset camiasıyla ilişkisi 1986’ya kadar gidiyor. İddialara göre kendisini “MHP kökenli” olarak lanse eden Demir’in kariyer basamaklarını tırmanmaya başladığı ilk durak ANAP. 1986-1989 döneminde Polatlı Belediyesi’nde Hesap İşleri Müdürü olarak görev yapan Demir, 1989’da belediyenin el değiştirmesinin ardından iktidardaki ANAP’la olan ilişkisi sayesinde Ankara Valiliği’ne Mahalli İdareler Kontrolörü olarak geçti. İçişleri Bakanlığı kontrolörleriyle birlikte, 1999 yılında MHP’lilerin Kızılcahamam’daki Patalya kampında MHP milletvekillerine de mevzuat brifingi verdiği basına yansıyan Demir, Ankara Valiliği’nde Mahalli İdareler Kontrolörü olarak görev yaparken o dönem FP’li olan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Gökçek hakkındaki pek çok soruşturma dosyasını incelemekle de görevlendirildi.

Hızla yükseldi

Demir’in çok uzun soluklu incelemelerine konu olan Gökçek dosyalarının akıbeti genellikle aynı olduğuna, dosyaların “soruşturmaya yer olmadığı” kararı ile sonuçlandığına işaret ediliyor. Yine iddialara göre, 2004’de emekliliğini isteyerek valilikteki görevinden ayrılan Demir, ardından geçmişte hakkındaki pek çok yolsuzluk ve usulsüzlük dosyasını inceleyip soruşturulmasına gerek görmediği Melih Gökçek’in kadrosuna dahil oldu, bir süre Büyükşehir Belediyesi Teftiş Kurulu’nda görevlendirildikten sonra da basamakları hızla tırmandı. Veysel Karani Demir, önce Büyükşehir’in konut üreten şirketi Portaş’ın (Proje Organizasyon İşletme İnşaat Taahhüt Müşavirlik ve Ticaret AŞ) başına getirildi. Portaş Genel Müdürlüğü’nden sonra da Başkent Doğalgaz AŞ’nin başına geçti. Bu arada Bugsaş’ın da (Başkent Ulaşım ve Doğalgaz Hizmetleri Proje Taahhüt Sanayi A.Ş) yönetim kuruluna girdi.

‘Gökçek beni niye getirdi’

Bir süre önce istifa eden Başkent Doğalgaz Genel Müdürü Veysel Karani Demir ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek hakkında suç duyurusunda bulunan Tüketici Dernekleri Federasyonu Başkanı Ali Çetin, Karani’nin kendilerine “Ben MHP’liyim” dediğini anlattı. Çetin, VATAN’a yaptığı açıklamada, geçen yıl Mayıs ayında TÜDEF’in 3 avukattan oluşan Hukuk Komisyonu ve Genel Sekreteri ile birlikte Karani’yle görüştüklerini belirterek şunları söyledi: “Bizim doğal gaz pil paraları ile ilgili bir iddiamız olmuştu. Kendisiyle görüşmek istedik, kabul etti. Görüşme sırasında bize ’Ben MHP’liyim, beni derin devlet de bilir, mafya da bilir. Melih Gökçek benim bu özelliklerimi bildiği için beni bu göreve getirdi’ dedi.”

“TÜRKEŞ’İN TALEBESİYİM” DİYORDU

Demir’i Ankara Valiliği’ndeki görevi sırasında tanıyan arkadaşları, “Kendisi Ülkücü kökenli bir arkadaştı. Öyle ki ’Ben Alpaslan Türkeş’in talebesiyim’ derdi. Ancak Devlet Bahçeli ve ekibini sevmezdi. O yüzden mevcut MHP yönetimi ile arası yoktu” diye anlatıyor. Mahalli İdareler kantrolü olan Demir’in 1999 yılında MHP’lilerin Kızılcahamam’daki Patalya kampında MHP milletvekillerine verdiği mevzuat brifingi basına böyle yansımıştı...
 
SEGMEN'İN İLGİLENMEDİĞİ TEMİZ DOSYALAR :)

İşte dinleyenleri şoke eden itiraflar
Adamlar imar komisyonunda. Her gelen dosyanın üzerine atlıyorlar. Ben böyle bir devlet dairesi görmedim. Geliyor, etrafa bakıyor `ben bugün ne götürürüm` diyor. Her gün her birinin koltuğunda bir dosya bir müdürlüğe gidiyorlar. Giriyor yanıma, dışarı çıkıyor; tamam işini hallettim . Şu kadar ver diyor mesela. Değişik bir yer burası. Ben burada hele şu son 4 ayda adam resmen bizi şeyle tehdit etti ya.. Önder Sav ismiyle tehdit etti.

AKP`lilerle yan yana oy kullandılar. Aynı adam diyor ki şeyi geçirmem mesela bizim şimdi hisseli arsa satışlarımız var. Hisseli arsa satışlarımızda şey var yetki vermesi lazım... benim şimdi o yetki var. Şimdi Büyükşehir`e verelim. Melih`in kucağına atacaklar, bunu diyen CHP`li belediye meclis üyeleri. 10 gündür benim Allah`ım şaştı, ben hiçbir işe bakamıyorum. Bütçeyi geçireceğim 24 ile 25 arasında ben onlara para dağıtacağım. 28 tanesini akşam yemeğe götürüyorum.

Buradaki yamyamları doyurmak için bunlara para bulmak için 50 takla atıyorum. Tavacı ne o Recep usta, diye bir i.... Ondan 100-150 milyar rüşvet getirecekler. Bu Meclis üyelerine dağıtılacak. Şimdi bütçe var mesela. Bizim belediye meclis üyelerini yemeğe götürüyoruz. 1.500 dolarlık her birine şey aldırdık 50 tane. 75 bin dolar borca girdik. Yani bu heriflere diyeceğiz ki al işte hediye.

Öyle çirkef bir noktadayız ki bunları desteklemezsen her gün geliyor benim personeli şurdan al şuraya ver diyor. Hayır desem küstüm gittim diyor falan öyle p....`le uğraşıyoruz. Bak şimdi Balbay`a (Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay) nerdeyse şimdi 1-15 aydır ödeyeceğiz. Cumhuriyet`e büyük desteğimiz oluyor. Yani gazetelerini alıyoruz dağıtıyoruz, ilan veriyoruz. Kolay değil gazete.

Personel dediğin işte bu tipler, TİP`çi, TİSİP`li, ÖDP`li; EMEK`li, DEHAP`lı personel onlar. Biz CHP`liyiz, ben burada particilik yapmıyorum ama halinize tavrınıza dikkat edeceksiniz. Benim yanımda CHP`yi eleştiriyorlar. Olur mu ... o partili ve ben belediye başkanıyım.

Rüşvetin cezası 12 yıla kadar hapis :melek
 
Şantajla mı geldi
4 Ocak 2009
Tepkiler yüzünden istifa etmek zorunda kalan Başkent Doğalgaz Genel Müdürü Veysel Karani Demir, 1999 yılında Ankara Valiliği’nde Mahalli İdareler Kontrolörü olarak görev yaparken o dönem FP’li olan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek hakkındaki pek çok soruşturma dosyasını da inceledi. Gökçek’in soruşturulmasına gerek görmeyen demir, bir süre sonra da Başkent Doğalgaz’ın başına getirildi.


Üniversiteli 7 gencin ölümüyle sonuçlanan doğalgaz faciası sonrası yaptığı skandal açıklamalara gösterilen tepki nedeniyle istifa etmek zorunda kalan Veysel Karani Demir’in Ankara Büyükşehir Belediyesi ile ilişkisi ve geçmişi bir çok soruyu da içinde barındırıyor. Başkent Doğalgaz Genel Müdürlüğü’nün yanı sıra vekaleten toplu konut projelerini yapan Portaş’ın (Proje Organizasyon İşletme Taahhüt Şirketi) genel müdürlüğünü de yürütmesine rağmen bu kuruluşların internet sitelerinde özgeçmişine yönelik hiç bir veri bulunmayan Demir’in geçmişine ilişkin pek çok iddia var.

İlk durağı ANAP’tı

Sincan doğumlu, işletme mezunu olan Demir’in, siyaset camiasıyla ilişkisi 1986’ya kadar gidiyor. İddialara göre kendisini “MHP kökenli” olarak lanse eden Demir’in kariyer basamaklarını tırmanmaya başladığı ilk durak ANAP. 1986-1989 döneminde Polatlı Belediyesi’nde Hesap İşleri Müdürü olarak görev yapan Demir, 1989’da belediyenin el değiştirmesinin ardından iktidardaki ANAP’la olan ilişkisi sayesinde Ankara Valiliği’ne Mahalli İdareler Kontrolörü olarak geçti. İçişleri Bakanlığı kontrolörleriyle birlikte, 1999 yılında MHP’lilerin Kızılcahamam’daki Patalya kampında MHP milletvekillerine de mevzuat brifingi verdiği basına yansıyan Demir, Ankara Valiliği’nde Mahalli İdareler Kontrolörü olarak görev yaparken o dönem FP’li olan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Gökçek hakkındaki pek çok soruşturma dosyasını incelemekle de görevlendirildi.

Hızla yükseldi

Demir’in çok uzun soluklu incelemelerine konu olan Gökçek dosyalarının akıbeti genellikle aynı olduğuna, dosyaların “soruşturmaya yer olmadığı” kararı ile sonuçlandığına işaret ediliyor. Yine iddialara göre, 2004’de emekliliğini isteyerek valilikteki görevinden ayrılan Demir, ardından geçmişte hakkındaki pek çok yolsuzluk ve usulsüzlük dosyasını inceleyip soruşturulmasına gerek görmediği Melih Gökçek’in kadrosuna dahil oldu, bir süre Büyükşehir Belediyesi Teftiş Kurulu’nda görevlendirildikten sonra da basamakları hızla tırmandı. Veysel Karani Demir, önce Büyükşehir’in konut üreten şirketi Portaş’ın (Proje Organizasyon İşletme İnşaat Taahhüt Müşavirlik ve Ticaret AŞ) başına getirildi. Portaş Genel Müdürlüğü’nden sonra da Başkent Doğalgaz AŞ’nin başına geçti. Bu arada Bugsaş’ın da (Başkent Ulaşım ve Doğalgaz Hizmetleri Proje Taahhüt Sanayi A.Ş) yönetim kuruluna girdi.

‘Gökçek beni niye getirdi’

Bir süre önce istifa eden Başkent Doğalgaz Genel Müdürü Veysel Karani Demir ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek hakkında suç duyurusunda bulunan Tüketici Dernekleri Federasyonu Başkanı Ali Çetin, Karani’nin kendilerine “Ben MHP’liyim” dediğini anlattı. Çetin, VATAN’a yaptığı açıklamada, geçen yıl Mayıs ayında TÜDEF’in 3 avukattan oluşan Hukuk Komisyonu ve Genel Sekreteri ile birlikte Karani’yle görüştüklerini belirterek şunları söyledi: “Bizim doğal gaz pil paraları ile ilgili bir iddiamız olmuştu. Kendisiyle görüşmek istedik, kabul etti. Görüşme sırasında bize ’Ben MHP’liyim, beni derin devlet de bilir, mafya da bilir. Melih Gökçek benim bu özelliklerimi bildiği için beni bu göreve getirdi’ dedi.”

“TÜRKEŞ’İN TALEBESİYİM” DİYORDU

Demir’i Ankara Valiliği’ndeki görevi sırasında tanıyan arkadaşları, “Kendisi Ülkücü kökenli bir arkadaştı. Öyle ki ’Ben Alpaslan Türkeş’in talebesiyim’ derdi. Ancak Devlet Bahçeli ve ekibini sevmezdi. O yüzden mevcut MHP yönetimi ile arası yoktu” diye anlatıyor. Mahalli İdareler kantrolü olan Demir’in 1999 yılında MHP’lilerin Kızılcahamam’daki Patalya kampında MHP milletvekillerine verdiği mevzuat brifingi basına böyle yansımıştı...

acaba o mevkiide bir chp li olsaydı medyaya yansırmıydı bu olaylar. merak ediyorum.
.
 
varmı İ.MELİH GÖKÇEK in temiz dosyası
 
Sanırım Konuyu Açan Arkadaş Çok Uğraşmış
KoLay Bi Konu DeğiL Bu
Emeğine SağLık!!
 
acaba o mevkiide bir chp li olsaydı medyaya yansırmıydı bu olaylar. merak ediyorum.
.


bundan haberin varmı?


Burak Erdoğan 11 Mayıs 1998 tarihinde Şişli Abide-i Hürriyet Caddesi'nde meydana gelen trafik kazası ile Türkiye gündemine gelmiştir. TRT İstanbul Radyosu sanatçısı Sevim Tanürek'in Burak Erdoğan'ın kullandığı arabanın çarpması sonucu hayatını kaybettiği olayda Sevim Tanürek 8/8 suçlu bulunmuştur. Hakkında açılan davada, mahkeme Burak Erdoğan'ı 3 ay hapse mahkum etmiş, bu ceza 1998 rayiçleriyle 540 bin lira para cezasına çevrilmiştir.
Basında yer alan iddialar
Mezkur kazadan sonra basında, belediye arazözlerinin kaza mahalline gelip caddeyi baştan asağı yıkayarak 35 metrelik fren izini tamamen sildikleri, olayın cezai yönünün vehametinin azaltılması amacıyla Burak Erdoğan'a kazadan sonra üç ay öncesine tarihli ehliyet tanzim edildiği, maktulun yakınlarının azarlandığı ve zaman içinde konuyu takip etmekten vazgeçmek zorunda bırakıldıkları, görgü tanıklarının ürkütüldüğü iddiaları gündeme gelmiştir.




http://www.milliyet.com.tr/1998/05/18/haber/hab07.html Milliyet 18 Mayıs 1998. Milliyet Gazetesi http://www.radikal.com.tr/1998/10/17/turkiye/ogu.html Radikal 17 Ekim 1998. Radikal
http://arsiv.hurriyetim.com.tr/hur/turk/98/10/17/olay/01ola.htm Hürriyet 17 Ekim 1998. Hürriyet http://ansiklopedi.turkcebilgi.com/Burak_Erdoğan
http://www.haberkulesi.com/haber_oku.asp?haber=42
http://tr.wikipedia.org/wiki/Burak_Erdoğan
 
türkeşin bir dönem yanında olması demek ülkücü olması demek değil .

ülkücünün lider - teşkilat - doktrini vardır .

bunlardan birine uymayan inkar eden kabul etmeyen ülkücüyüm diyemez

ayrıca bir ülkücü din istismarı ile oy avcılığı yapan akp lilerin ve yandaşlarının yanında da yer almaz .

eğer bu gerçekse bir ülkücü olarak utanıyorum kendisinden


ayrıca kaynağıda eklermisin segmen ?
 
türkeşin bir dönem yanında olması demek ülkücü olması demek değil .

ülkücünün lider - teşkilat - doktrini vardır .

bunlardan birine uymayan inkar eden kabul etmeyen ülkücüyüm diyemez

ayrıca bir ülkücü din istismarı ile oy avcılığı yapan akp lilerin ve yandaşlarının yanında da yer almaz .

eğer bu gerçekse bir ülkücü olarak utanıyorum kendisinden


ayrıca kaynağıda eklermisin segmen ?

tesbitin çok yerinde

ülkücü olarak yola çıkan melih gökçek

fikirlerini bırakıp

para mücadelesine başlamıştır

bu uğurda MHP nin yanısıra ANAP,DP

şimdide AKP yi kullanmaktadır

yani ideoloji onun için bir araçtır

amaç değildir

amacı olmayan kişi herzaman kaybeder
 
Geri
Üst