Olanakları paylaşmak için Nazım Dershanesi
İki yıldır faaliyette olan Nazım Dershanesi, geçen yıl 15 öğrenciyle öğretim yılı boyunca derslerini sürdürdü; dershanenin tüm öğrencileri şu anda bir yükseköğretim kurumunda eğitim görüyor. Dersler İstanbul Kadıköy’deki Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde (NHKM) veriliyor. Bu yıl da 20 civarında öğrenciyle yola çıkan dershanenin öğretmenleri ve öğrencileri ile eğitim sistemi içerisinde dershanelerin rolü ve Nazım Dershanesi’nin amaçladıkları üzerine sohbet ettik. Nazım Dershanesi Edebiyat Öğretmeni Seda Demirel, öğrencilerden herhangi bir ücret alınmadığını belirtirken, derslerde devamlılığı önemsediklerini, yoklama aldıklarını özellikle vurguluyor. Öğrencilere rehber öğretmenler tarafından danışmanlık da yapıldığını söyleyen Seda Demirel, ders saatlerinin akşam saatleri olarak belirlendiğini, çalışan öğrencilerin de dikkate alındığını, öğrencilere yayın konusunda da yardımcı olunmaya çalışıldığını ifade ediyor. Nazım Dershanesi geçen yıldan farklı olarak Yurtsever Cephe İşçi Birliği (YCİB) çalışmaları kapsamında yürütülüyor.
Neden Nazım Dershanesi?
Onur Özyurt (Fizik öğretmeni): O kadar çok dershane oldu ki, kullanılmayan pek isim kalmadı. “Süper Çözüm” ve “Karizma” gibi isimler.
Düşünmedik degil, “Nazım” ve “dershane” isimleri yanyana gelir mi diye. Fakat bizim dershanemiz ücretsiz, emekçilere ve emekçi çocuklarına eğitim veriyor. Dershane/kolej ve devlet okullarında çalışan yurtsever öğretmenlerimiz burada ders veriyor. “Nazım” isminin bu nedenle bir sakıncası yok. Bu isim, kendiliğinden oluştu, anonim bir isim yani. Öğrencilerimiz kendilerine “Nazım öğrencisi”, öğretmenlerimiz “Nazım öğretmeni” diyor, komünist ve yurtsever şairimize ithafen. Bu çalışma iki senedir sürüyor.
Şimdi bazı ihtiyaçlar var, eğitim sistemi içerisinde sorunlar var, bazı ihtiyaçlar var ve bunları erteleme şansımız yok. Nasıl hasta olan bir kişi doktora gitmeyi erteleyemiyor ise bu sistemde de, sınava girmeme şansınız yok.
Tabii ki biz, Nazım Dershanesi ile eğitimdeki sorunlara genel bir çözüm sunmuyoruz. Yalnızca çocuklarımızın bu eleyici sistemde diğerlerinin sahip olduğu imkanlardan mahrum olmamaları için çabalıyoruz. Bir öğretmen düşünün, günde sekiz-on saat derse giriyor, sonra dinleneceği zamandan fedakârlık yapıp bizim derslerimize katılıyor, emekçi çocukları için. Bizim öğretmenimiz öyle.
Genel çözümler için mücadele eden, yalnızca eğitim değil, diğer alanlarda da Yurtsever Cephe’miz var, öğretmenlerimizin hepsi çok doğal ki aynı zamanda Yurtsever Cephe’de örgütlüler.
Peki normal koşullarda dershane sistemi nasıl işliyor?
Onur Özyurt: Haftalık, bütün ÖSS hazırlık derslerini içeren bir programımız var. Katılmak isteyen öğrenciler ve öğretmenler katılım formlarını doldurup e-posta aracılığıyla veya Nazım Hikmet Kültür Merkezi yönetimiyle temas kurarak başvuru yapabilirler. Eğitim fakültelerindeki arkadaşlarla, zayıf öğrencilere takviye amaçlı etüdleri de başlatmak üzereyiz. Derslerin tamamen ücretsiz olduğunu söylemiştim. Ama ucuz etin yahnisi değil.
Bu yıl ve bundan sonraki yıllar, çevremizdekilere çok rahatça “ücretli dershaneye gitmeyin” veya “çocuklarınızı diğer dershanelere yazdırmayın” diyebiliyoruz. Yobazlar az kâr sağlamadılar buradan.
Ama çoğu kişinin, hatta solcu anne-babaların bile “işi biliyorlar” diye buralara yöneldiğini görüyoruz. O dershanelerde ücretli olarak, emekçi olarak çalışan öğretmenlerimiz var. Bu inanç yanlış. Seda ve Züher hoca burada, anlatabilirler olanları.
Seda Demirel (Edebiyat Öğretmeni): Gericilerin yaptığı, iyi eğitim vermek değil, başarılı öğrencileri ne yapıp edip kendilerine bağlamak. Kendi maddi durumlarını, öğrencinin maddi zayıflığını da kullanarak tabii. Bu konuda dershaneler arası rekabet de sözkonusu. Okul müdürleri buna göre bir yönlendirme yapabiliyor, MEB işbirliğiyle gerici öğretmenler, okul müdürleri belli dershaneleri velilere tavsiye ediyorlar.
Dershanelerin öğrenciye vaat ettikleriyle sundukları arasında çok ciddi farklılıklar söz konusu. Öğrencilere gereksiz bir ders yükü bindiriliyor dershanelerde. Amaç, “şu kadar etüd yaptık” demek. Öğretmenin emeğinin sömürüsü söz konusu; öğretmenin emeği reklam amaçlı kullanılıyor.
Züher Havare (Matematik öğretmeni): Diğer yandan dershaneler öğrencilerin belli özel üniversiteleri tercih etmesini sağlıyor. Özel üniversitelerde deneme sınavları yapılabiliyor, özel üniversitelere dershaneler gezi düzenleyerek öğrenci tercihlerini yönlendirebiliyorlar.
Onur Özyurt: Dershaneler arası rekabet önemli. Bunun yanında, yönlendirme bakımından dershane tanıtım reklamları da önemli. Gericiler, özellikle maddi durumu kötü olan öğrenciler içerisinde veliyle görüşme yapıp öğrencileri belli dershanelere göndermeleri için onları ikna etmeye çalışıyorlar. Bazılarında “namaz kılın” deniyor mesala öğrencilere…
Seda Demirel: Abi-abla evleri, cemaat evlerinde verilen derslerle öğrenciler ÖSS’ye hazırlanıyor.
İlhan (Nazım Dershanesi öğrencisi): Üniversiteye hazırlandığım ilk yıl -ikinci kez sınava giriyorum ve buraya ilk kez geliyorum-, bana da “cemaate katıl, namaz kıl, ücretsiz eğitim vereceğiz” demişlerdi. Bu açık seçik yapılabiliyor Sultanbeyli’de.
Diğer yandan dershane işi ticari faaliyet oluyor. Şahıs dershane açtığı zaman, kazandığı paralar sayesinde kendini yükseltebiliyor. Fethullahçı bir çevre üzerinden kurulan bir dershane biliyorum sonrasında devamı gelemedi.
Çalışıyor musun?
İlhan: Evet, garsonluk yapıyorum.
Nazım Dershanesi sınava yönelik ne yapıyor?
Onur Özyurt: Nazım Dershanesi öğretmenleri, öğrencileri sınava motive etmeyi hedefliyor. Burada ilk işimiz öğrencilerimizi üniversiteye aydın bireyler olarak yerleştirmek. Onlardan da beklediğimiz hazırlık sürecinde zamanlarını iyi değerlendirmeleri, hocalarının emeklerini boşa çıkartmamaları. Üniversite ve daha sonrası için ülke sorumluluklarının bilinciyle yetişmeleri.
Sınav konusunda bir çelişki yaşanıyor, her şey sınavdan ibaret değil. Nazım Dershanesi ilk önce öğrencileri sınava sokmayı hedefliyor. Öğrenciler zamanlarını daha verimli kullanırlarsa sosyalleşmeye zamanları kalır mutlaka. Ben liselerde ve dershanelerde öğrencilerin vaktinin çoğunun boşa harcandığını düşünüyorum.
Ulaş (öğrenci): Dershaneye giden arkadaşlarımdan biliyorum gereksiz bir şekilde testlerle zaman geçiriyorlar. Bugün ortaokul mezunu bir öğrenci bu testleri çözerek ÖSS sınavını kazanabilir diye düşünüyorum. Böyle bir sistem var. Ben dershaneye gitmeye gerek duymuyorum.
Züher Havare: Diğer yandan dershanelerde dersler yöneticiler tarafından dinlenir; buradaysa kimse kapıyı dinlemez. Öğrencilerimizin, ülke sorunlarıyla ilgilenmelerini, kitap okumalarını, sinemaya gitmelerini sağlayan bir ortam yaratmaya çalışıyoruz. Bu noktada Kültür Merkezi’nin (NHKM) olanaklarını da kullanıyoruz.
ÖSS sınavından beklentileriniz, neyi tercih edeceksiniz?
İlhan: Üniversite ciddi bir iş, disiplinli ve motive edilmiş bir şekilde hazırlanıyoruz. Türkiye’de eğitim sistemi üzerine konuşulacak çok şey var. ÖSYM, daha sonra ÖSS deniyor; değişiklik yok. Bu sistemin değişmesi gerekiyor. ÖSS’ye hazırlık amaçlı dershaneler sayfalarca test, aşırı bir yoğunluk demek. Final dershanesine giden arkadaşlarımdan biliyorum.
Ben edebiyat öğretmeni olmak istiyorum
Ulaş: Ben iç mimar olmak istiyorum.
Ulaş sen çalışıyor musun?
Ulaş: Evet.
ÖSS sınavının kaldırılması tartışmaları var. Sizce nasıl bir sistem olmalı?
Ulaş: Üniversiteler eşit ağırlıklı puan ile iç mimar alıyorlar. Bu yapı ile bölüm tercihinin sağlıklı olması mümkün değil. Yetenekler dikkate alınmıyor.
Son olarak bir soru daha sormak istiyorum, eğitim sistemindeki eşitsizlikleri Nazım dershanesi ile gideremeyeceğinizi belirttiniz, peki ne amaçlıyorsunuz?
Onur Özyurt: Örgütlü mücadele. Hem de tüm olanaklarımızı seferber ederek. Güney Amerika’dakiler emperyalizme kafa tutabiliyorlarsa bugün, yurtseverlerinin bundan önce yıllarca ücretsiz eğitim kurslarında, okuma yazma öğrenme kampanyalarında, sağlık taramasına benzer uygulamalarda çalışmalarının çok payı var.
Nazım Dershanesi, Yurtsever Cephe İşçi Birliği’nin bir çalışması. İşçi Birliği’ndeki arkadaşlarımız memleket için çalışıyor, biz de onlara ve çocuklarına böyle bir olanak sunuyoruz. Ayrıca, henüz tanışmamış da olsak, bir gün mutlaka yanyana geleceğimiz onurlu, yurtsever her insana açıktır bu olanaklar. Yobazlara ve dershanelerine ihtiyacımız yok.
Seda Demirel: Diğer yandan üniversitelerde gericileşme her geçen gün artıyor. Besmeleyle kesilen etin daha besleyici olduğu üzerine bir tez tartışılmıştı hatırlarsanız, helal gıda standartları üzerine çalışılıyor bir taraftan. Biz insanların inançlarına saygılıyız, ama bu tür saçmalıklarla insanları kandıranlara da engel olmalıyız. Mersin’de evrim teorisinden söz eden Yurtsever Cephe’li öğetmenlerin okuldan uzaklaştırıldıklarını unutmayalım.
Daha önce, soL gazetesinde bir araştırma yayınlanmıştı. Tıp fakültesi öğrencilerinin büyük bir çoğunluğu kötü ruhların insan bedenini etkileyebileceğine inanıyor. Yani gericilik, sağlığımızı da tehdit ediyor. Hem AKP’nin hem de piyasanın gericiliği bu.
Peki size ulaşmak isteyenler nasıl ulaşabilir?
Onur Özyurt: Çalışmalarımıza katkı sunmak isteyen öğretmen arkadaşlarımız ve derslere katılmak isteyen öğrenciler için ayrı ayrı katılım formları hazırladık. Katılım formunu, ********************************************. Katılım formları Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nden temin edilebilir. Dersanaye kayıtlar devam ediyor. *****************************************************************
Bu sohbet için teşekkür ediyorum, ayrıca öğrenci arkadaşlara sınavda başarılar diliyorum. Kolay gelsin.
(Emine Tahsin)
Kaynak : sol.org.tr