NTV sordu, Ağar yanıtladı

ChaMuR

Altın Üye
Katılım
19 Ocak 2006
Mesajlar
11,259
Reaction score
0
Puanları
0
NTV sordu, Ağar yanıtladı


DP Genel Başkanı Mehmet Ağar, NTV’nin canlı yayınında 22 Temmuz seçimlerine ilişkin tahminlerinden terör sorununa kadar soruları yanıtladı.


Pamukkale Hierapolis Müzesi’nde “NTV soruyor, liderler yanıtlıyor” programına konuk olan DP lideri, birçok konuda görüşlerini dile getirdi. Siyasette üslup sorunu yaşandığını dile getiren Ağar, “Ben üslup meselesinin dışındayım. Ben Türkiye’nin meseleleri tartışılsın istiyorum. Kim masaya daha çok yumruk vurursa o öne çıkmaya başladı. Biz bunun dışındayız. ‘Saat markaları üzerinden siyaset yapılıyor. Türkiye konuşulması gerekenleri konuşmadan bir seçime doğru gidiyor. Ben milletin bunların hepsini değerlendireceğini düşünüyorum. Konuşulması lazım gelen Türkiye’nin yeniden yapılanması, geçen 4 yılın analizi... Bundan kurtulmak istediler. Bu hem iktidarın hem de anavatanın işine geldi. Biz kavganın dışındayız” dedi.

DP Genel Başkanı Mehmet Ağar, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Tek başına iktidar olamazsak çekilirim” sözleriyle ilgili, “Demokraside iktidar da var, muhalefet de var. Milleti tehdit mi ediyorsunuz? Böyle bir şey olamaz, siyasette kararı millet verir” dedi. DP lideri Mehmet Ağar’ın sorulara verdiği yanıtlar konu başlıklarıyla şöyleydi:

TERÖR
Terör meselesinde 1993-19996 ile 2000-2006 arasında Çin Seddi kadar fark var. Benim siyasette var olmamın nedeni iç çatışma alanlarını ortadan kaldıracak bir siyasi iradenin olmadığına inandığım içindir. O günlerde yapılan doğruydu. Bugünkü şartlarla o günkü şartlar değişiktir.

Bölgesel bir koordinatör valilik gibi görev yaptık o yıllarda. Ondan dolayı bizi emniyet genel müdürlüğüne getirdiler. Bizim dönemimizde yüksek boyutta terör vardı. Devlet karayolları geceden sonra örgütün kontrolündeydi. O noktada acil müdahale gerekiyordu ve bütün zorluklara rağmen bu müdahale yapıldı. Bütün bunlar yapılırken terörle mücadelede halkın desteğini alamazsanız başarı kazanmanız mümkün değildir. Devletin makineleri, şantiyeleri yakılıyordu ama biri yandan da önemli projeler yapılabiliyordu.

2002 yılına gelindiğinde zaten terör minimum seviyedeydi. Önemli olan örgütü tasfiye edebilecek siyasi atılımları yapmaktır. Bunlar yapılamamıştır. Türkiye kendi enerjisini iç çatışma alanlarında yok eden, birçok insanını kaybeden bir ülke konumunda... Bu kayıplar oldukça husumet gelişiyor. Türkiye bir türlü bunun içinden çıkamıyor.

Bunun yolu şiddeti sıfırlandırmak, silahı ortadan kaldırmak. Bunu kim yapacak? Bunu siyaset yapacak. Eğer ortada bir silah varsa, bu silahın karşısında, silah vardır. O silah, devletin meşru silahı askerdir, polistir. Silaha sarılan adam sayısını yok edemedikçe, o alanı kapamadıkça bunun sonu gelmez.

Aralık ayında Denizli’ye geldiğimde 111 şehit vardı. 112 olmasın dedim 112 oldu. Şimdi 113 olmasın diyorum. Vatandaşlarımız çocuklarının huzur içinde askere gitmesini ve dönmesini isterler. Bunu başarabiliriz. Türkiye’de bu potansiyel var ama bunun üzerinden siyaset yapılmaz.

Ekonomi de kolay düzelir, tarım da kolay düzelir, esnafı da çözeriz. Ama Türkiye’nin bütünlüğünü muhafaza, Türkiye’nin temelidir.Yurtta sulh cihanda sulh, yurtta sulh nedir? Yurtta sulh farklılıkları birlikte yönetmekle olur.

Türkiye’nin geçmişte yaşadıklarını yaşanmamış sayarak siyeset yapılamaz, tarih onun için var. Acıyı tatlıyı bileceğiz. O dönemde herkes özeleştiri yapmalı. Türkiye reformlarını yapa yapa yola devam edecektir. Sıfır şiddet sıfır silah, güçlü bir toplumsal birliktelik... Farklılıklara hoşgörü içinde serin bakış... Bu mesele Türkiye’nin var olma meselesidir.

DÜZ OVADA SİYASET
Siyaseti yapılanların terör örgütünden kendilerini arındırması lazımdır. Şimdi ben, ‘af desem’ kimseden korkmam, çok rahat söylerim. Benim başkaları gibi bir kompleksim yok. Ama benim misyonum, siyasi, tarihsel ve insani sorumluluğum var. Bu noktada risk almayan adamın Türkiye’de siyaset yapmaya hakkı yoktur. Ankara’nın maroken koltuklarında oturarak husumet geliştiren sözlerle siyaset yapamazsınız. Devletin iki eli var. Genç kesimi teröre karşı neyle keseceksin? Eğitimle, işle... Hükümetle, sivil toplum örgütleriyle... Diyalogla, uzlaşıyla... Geçmişte şiddet çok yoğundu, diyalog aramak mümkün değildi. Türkiye Özal’dan bugüne geçen zamanı boşa geçirdi.

Öncelikle yeni insanlar dağlara çıkmasın. Bu iklimi değiştirdiğiniz zaman orası etkilenir. Bunun çıkmaz bir yol, bir çaresizlik olduğunu gördüklerinde etkilenirler. Bunun için siyasi bir iradeye, hükümete ihtiyaç var. Halkın PKK’ya karşı bir tavrı var. İş cinnet eylemlerine döndü. Canlı bombalar gibi... Gizli servislerin desteklerini alarak ayakta kalmaya çalışıyorlar.

ANAYASAL DEĞİŞİKLİK
Bu konuda anayasal bir değişiklik yaparsanız o zaman Türkiye’nin bütünlüğünü bozarsınız. Mesele Türkiye’nin tamamıdır. İnsanlar bugün her yerde bir arada yaşıyorlar. Hukukun demokrasinin işlediği bir yapıyı bozmanın büyük bir risk getireceğini düşünüyorum.

Türkiye olağanüstü ekonomik bir potansiyele sahip. Burada sabır, hoşgörü lazım. Sevgi, muhabbet kardeşliği geliştirmek lazımdır. Türkiye bunu aşmalı, aşacaktır.

SİYASETTE GELECEK
Geçmişte hürmetle andığım siyasetçilerin de böyle sözleri oldu. Demokraside iktidar da var, muhalefet de var. Milletin kararı. Milleti tehdit mi ediyorsunuz? Böyle bir şey olamaz. Siyasette kararı millet verir. Bu iki eksenli siyaset Türkiye’yi gerginliğe ve kutuplaşmaya zorlar. 4.5 yıllık kabusu millet bir daha seyretmeyecek. Siyaset başarı işi... Siyasette yüzün hep kızarmalı. Türkiye tutkallı koltuklar devrini bitirmelidir. Ben mahcubiyet duygusunu kaybetmemiş bir insanım. Sonuçlara ona göre ne yapacağımızı değerlendiririz.

AKP’NİN DAĞITTIĞI ÇEKLER
Büyük paraların harcandığı bir propaganda dönemi geçirdik. Konvoylar apartman giydirmeleri, mitingler dağıtılan çekler... Son İstanbul mitinginde çek dağıtıldı. Çok büyük bir miktarda... Ayıp bir şey. Siyaset kamu kuruluşlarını arkasına alarak yapılamaz. O belediye hepimizin belediyesi. O bütçeyi siyasi çıkar oy uğuruna harcayamazsınız.

CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ
Cumhurbaşkanlığı seçimi meselesinde AKP’nin bize büyük bir özür borcu vardır. Kapı kapı gezdiler. Fısıltıyla dindar cumhurbaşkanı seçtirmediler dediler. Bu seçim döneminde başbakana, ‘Madem samimisiniz ilan edin Gül’ün cumhurbaşkanlığı adaylığını dedim’ dedim. ‘Abdullah Bey kendi bilir zamanı gelmedi, şık olmaz’ dediler. Sonra uzlaşma istiyorlar.

Bizim dediğimize geldiler. Siyaset yaşananlardan ders alınmışsa sağlıklı yürür. Bunun sonunda bir uzlaşma gerekirse herkes arayacaktır. Uzlaşma da gerekecektir. Siyasetin mahkemeye götürülmesine karşıyız, tek aday dayatmasına da karşıyız. İkinci turdan önce AKP seçimi dejenere etmiştir. Millet yapılanların parti içi siyasetin ayak oyunu olduğunu gördü.

‘Asla AKP’li bir aday olamaz’ demek de bir dayatmadır.

Ben seçimi hiçbir zaman tehlike olarak görmem. Milletin acil sorunları var. Çözüm yerine kilit üretirseniz siz de kilitlenirsiniz.

DİN SİYASET İLİŞKİSİ
DP’nin özelliği dışlanmış hakir görülmüş insanlara itibarını iade etmesidir. Siyaset ülkeye huzur getirsin. Merkez sağda din siyaset ilişkisi hep dengeli olmuştur. DP’nin özgürlükçü demokrasi yanlısı yapısı nedeniyle bu topulukların DP’yi sağlıklı bir liman olarak görmeleri tabidir.

Laiklik her türlü inanca karşı devletin tarafsızlığını getirmiştir.

MERKEZ SAĞ VE AKP
Yeter söz milletindir sloganı AKP’nin kullandığı kötü bir taklittir. AKP’nin temeli olan Refah Partisi, merkez sağı yok etmek için kurulmuştur. Merhum Özal vefat ettiğinde, ‘Yahudi dönmesi’ diye beyanat verilmiştir. Merhum Menderes’e başka şeyler söylenmiştir. Merkez sağın kodları ile Hükümet’in kodları arasında hangi benzerlik var. Olsaydı zaten Türkiye bütün bu sıkıntıları yaşamadan çok sağlıklı bir temelde yoluna devam ederdi. 4.5 sene geçti ne olduklarına bir türlü karar veremediler. Yüksek paralarla verilen tam sayfa ilanlarla Menderes, Özal gibi merkez sağın geçmişinde yer etmiş isimlerin gölgesine sığınarak kendisine bir meşruiyet arama kaygısı içindedir. Merkez sağı almak, Menderes... Öyle çocuk oyuncağı falan değil... Nerede o bolluk ya.

Seçim meydanlarında bir yerleri yuhalattılar. Kurumları yuhalattılar. Böyle bir merkez sağ anlayışı olmaz.

Merkez sağ rejim gerçekleriyle milletini talepleri arasındaki dengeyi sağlamaktır. Bunun tek yolu da demokrasidir.

YENİ ANAYASA
Hukuk devletinin tümüyle oturması, birey özgürlüğü, toplumun birlikteliğinin güçlendirilmesi yeni anayasanın temeli olacaktır. Katılımcı demokrasi.. Üniversiteler bilim çevreleri, siyasi partiler medya ne varsa, oradan ortaya çıkacak tabloyu meclise getirip oradan da referanduma getirmek...

AB sürecini başlatan Demokrat Parti, bitirmek de inşallah bize nasip olur. Türkiye ekonomik, ticari, kültürel anlamda geniş birliktelik yapabilecek bir ülke. Millet bize güvenmelidir.
 
|ChaMuR|' Alıntı:

AKP’NİN DAĞITTIĞI ÇEKLER
Büyük paraların harcandığı bir propaganda dönemi geçirdik. Konvoylar apartman giydirmeleri, mitingler dağıtılan çekler... Son İstanbul mitinginde çek dağıtıldı. Çok büyük bir miktarda... Ayıp bir şey. Siyaset kamu kuruluşlarını arkasına alarak yapılamaz. O belediye hepimizin belediyesi. O bütçeyi siyasi çıkar oy uğuruna harcayamazsınız.

Akşam bende izledim Ntvde...Acaba akp İstanbul Belediyesi'ne dağıttırdığı 25milyon liralık çekleri nasıl açıklayacak?...Yani akp dağıtmadı o çekleri İstanbul Belediyesi'ne dağıttırdı...Bunun nederece korkunç olduğunu görebilen çıkacak mı acaba?...

Paylaşım için teşekkürler...
 
Geri
Üst