Orhan Pamuk Piyasa Yapıyor

64general1

New member
Katılım
14 Haz 2007
Mesajlar
1,720
Reaction score
0
Puanları
0
Orhan Pamuk gündeme yine girdi.
Yeni romanın ilk baskısı bir büyük olay gibi sunuldu.
Önce bir yabancı dilde yayınlansa çok daha büyük bir reklam olacağından kuşkusu olan var mıdır?...
Demek ki Orhan Pamuk için seferber olmuş bir sermaye ve çıkar grubu var…
Önemli olan budur…

Ali Kırca çanak sorular sorarak Orhan Pamuk’la yaptığı röportajı Show tv. ana haber bülteninde iki gün boyunca yayınladı.
Ali Kırca’nın Orhan Pamuk’u büyük bir anlayış ve hayranlıkla dinlemesi ilginçti. O, zaten yıllardan beri Orhan Pamuk’u göklere çıkarmak için uğraştı. Birçok programa konuk etti.
Çalıştığı gazetelerde övüp durdu..
Holding medyası Özal döneminden beri Orhan Pamuk’u parlattı. Kitaplarını yüz binlerce bastı ve dağıttı.
Böylece edebiyat ve sanatı ne kadar desteklediklerini de gösterdiler!...
Ama; Ali Kırca’nın ve holding medyasının bu desteği diğer yazarlarımız için neden vermedikleri de bir büyük soru işaretidir!...
Ben, bu işte öteki edebiyat-sanat adamlarını suçluyorum!..
Demek ki Orhan Pamuk kadar becerikli değillermiş!…

Orhan Pamuk Ali Kırca ile yaptığı söyleşide “masumiyet müzesi” adını verdiği son romanını anlattı. Nobel ödülünden sonra kitaplarının daha çok dile çevrildiğini ve daha çok satıldığını söyledi. Bu arada daha önce de kitaplarının çok sayıda yabancı dile çevrildiğiyle övündü… (Ama bu işi kimlerin kotardığını, arkasında hangi güçlerin olduğunu, kendisini parlatmak için neler yapıldığını söylemedi.)
Çok bilmiş, ukalâ ve megaloman tavrıyla sürekli başını sallayarak konuşup durdu..
İstanbul’da bir “masumiyet müzesi” açacağını söyledi..
.
Yabancı basına verdiği demeçlerde “Türkiye’de bunu benden başka söyleyen kimse yok.., öldürüleceğimden korktuğum için yurt dışına çıktım…” vb sözler söylüyor ve Türkiye’deki rejime savaş açtığını düşünüyordu…
O rejim neyse!...
Sanırım Türkiye dışına çıkınca burada kendini odalara kapattığı için Aleksandr Soljenitsın gibi görmek hayaline kapıldı…
Neyse; bu kez daha yumuşaktı. Onu herkes yurt dışında sanırken meğer İstanbul’da yaşıyormuş!..
Ergenekon iddianamesini okumuş… Demek ki kendisine karşı bir suikast olacakmış…
Ama olmamış…

Öyle anlaşılıyor ki; Orhan Pamuk son romanıyla kendini özdeşleştirmiş durumda…. Kendini “masum” ve de “aydın” sayıyor…
Ama, Der Spiegel dergisine verdiği son demeçte “ Atatürk Türkiye’nin AB üyeliğinden onur duyardı… Şimdi kendisinin sözde yandaşları bu konuda ona ihanet ediyor….” Demekten de kaçınmadı…
Bunun neresi masumiyet ?..
Masum insan durup dururken sataşır mı?...
Anlaşılan donuk, sönük, yarı mistik ve anlaşılmaz kitaplarına eklediği yeni romanını satmak ve gündemde daha çok kalmak için yeniden saçmalamaya başladı…
Karşıtları ona Pamukçiyan diyorlar…
Ona Ermeni mi, yoksa çiyan mı demek istediklerini tam bilmiyorum.
Bana sorarsanız güzel bir yakıştırma olmuş…

Pamukçiyan her aklına geleni bir hikmet sanarak konuşuyor…
Ama, Pamukçiyan’ın Atatürk’ten haberi yok… Belki de hiç okumadı. Zaten “Atatürk eskidi”, diye düşündüğü için gerekli de görmemiş olabilir….
Ama Atatürk’ü açıklama cesareti var…
Cehalet insana böyle bir cesaret de veriyor…
Oysa Atatürk, toplumdan soyutlanmış olarak bir odaya kapanıp hayal aleminde roman kurgulamakla anlaşılabilen bir fikir değildir. Atatürk’ü romanlarınızda ve düşlerinizde rastgele bir yere koyamazsınız.. O bir gerçektir. Gözünüzü kapatıp olmadığı bir yere oturtarak, saçmalayıp, sonra da bunları utanmadan çıkıp doğru diye savunursanız, birileri de size karşı çıkacaktır..
Atatürkçülükten söz edebilmek için sağlam bir tarih bilgisi, öncelikle de devrim tarihi bilgisi gerekir…
Doğru olan; Atatürk’ün Söylev ve Demeçlerini –yıllarına göre-, özellikle büyük söylevi okuyup anlamak, düşünmek, eski ve yeniyi yorumlamak ve daha sonra oluşan düşünceyi edebiyle açıklamaktır..
Böyle aydınlara ve sanatçılara ancak saygı duyulur.
Orhan Pamuk gibileri de tepki görür.

Hadi bunları da geçtik…
Bir insanın sırf arkamda medya var diyerek her konuda konuşmasına ve toplumu yanlışa yönlendirmesine iyi bir sıfat verilebilir mi?..
Kendini bilen kişi böyle yanlışlar yapmaz..
Bırakalım belli bir yetkinliğe ulaşmayı Kemalizm’i azıcık araştıran her insan bilir ki Atatürk “Batı’cı” değildi…
Atatürkçülük; bağımsızlık ve ulusal egemenlik temelinde, çağdaşlığa, uygarlığa ulusça çalışarak varmayı amaçlar…
Öykünmeci değildir…
Hayalci değil gerçekçidir...
Aklı ve bilimi her durumda rehber edinmiştir…
Ulusal değerleri öne çıkarır….

Orhan Pamuk; emperyalist Avrupa’nın kapısına bağlanmış köpek olmayı Atatürkçülük sanıyorsa, kendisini Atatürkçü sayabilir.
O madem ki Atatürkçüler hakkında ileri – geri konuşuyor. Biz de kendisi hakkındaki yargımızı söyleyelim:
Orhan Pamuk, kökleri Lale Devri’ne dayanan bir Tanzimat Batı’cısıdır.. Korkaktır. Güvensizdir. Birilerinin kucağına sığınmayı çağdaşlık sayabilir…
İttihatçı, millici, cumhuriyetçi değildir. Onlara borçlu olduğu halde saygı duymaz.
O “kendine demokrattır…” . Çünkü, karşısında fikir söylemenize tahammülü yoktur. Onu sadece övebilirsiniz. Eleştirdiğiniz zaman sizi de, Atatürk’ü de demokrasi düşmanı, darbeci, faşist ilan eder…

O ünlü yazardır. Kendini Sartre gibi aynı zamanda bir düşünce adamı sanmaktadır. Ne derse “bravo” demek gerekiyor. İşte o zaman siz de çağdaş ve demokrat olursunuz!…

Atatürkçülük ise zor iştir.
Orhan Pamuk Kemalizm’in yanından bile geçemez..
Adam Kemalizm’e karşı çıkmakta haklı…
O, kendine emperyalizmin içerideki adamı olmayı seçmiş ve ödülünü de almaktadır…
Daha ne istesin!...

Ben diyorum ki; Orhan Pamuk gündemde kalmak için Kemalizm’e ve ulusal değerlere saldırmayı, ezbere konuşmayı bıraksın….
Kendi işine baksın. Romanını yazsın. Satışını yapsın. Keyfine baksın. Şöhretin tadını çıkarsın..
Bilsin ki; kimsenin onunla bir işi yoktur…
Orda- burda rastgele atıp tutmasın yeter!…



Altan ARISOY
http://www.hakimiyetimilliye.org/index.php?news=2986
 
Geri
Üst