PKK Şah dedi...
15 Mayıs 1919da Yunan Ordusu İzmire çıkarken de oradaki kolordu komutanı hiçbir şey yapmadı. Kışlada tuttular birlikleri.
Eskiden PKK bir karakol bassa bütün Televizyon Kanalları, Gazeteler Osman Pamukoğlunun görüşlerini alırdı. Ne yapılması gerektiği konusunda bilgisine başvururdu. Son zamanlarda özellikle İmralı sürecinde Osman Pamukoğlunun basında fazla yer almayışını merak ettik. Görüşlerini süreç hakkındaki düşüncelerini almak için kendisiyle güzel bir röportaj yaptık.
Başkanlık Sisteminden, Suriyedeki gelişmelere, PKKnın çekilmesinden, Ordunun durumuna, TSK-Hükümet ilişkilerinden Muhalefet partileri CHP ve MHPye kadar birçok konuda keyifli bir sohbet yaptık.
Osman Pamukoğlu samimi ve içten cevaplar verdi bize.
Bir röportajda tabiî ki bir cümlenin bir konunun öne çıkması gerekir. Osman Pamukoğlu askerliği kadar siyasi becerilerini de konuşturdu. Ve bekli de PKK sürecinin en can alıcı cevabını verdi. Bu cevap Hükümetin, TSKnın, Muhalefet Partilerinin, Akillerin ve tabi ki Yurtsever Türk Halkının zihninin en önemli yerinde olmasıdır.
Osman Pamukoğlu: 15 Mayıs 1919da Yunan Ordusu İzmire çıkarken de oradaki kolordu komutanı hiçbir şey yapmadı. Kışlada tuttular birlikleri.
İşte HEPAR Genel Başkanı Osman Pamukoğlu ile andahaber.com ekibinden Meral Ülkeroğlunun röportajı:
Sayın Pamukoğlu bu açılım nedir? İmralı ile görüşmeler, BDP, AKP, Hükümet ve Kandilin açıklamaları hakkında ne düşüyorsunuz?
Amerikanın bildiğimiz o Ortadoğu projesinin bir parçası. PKK bu söylemleri eylemleri başka coğrafyalarda yapsa kıymeti yok. Çünkü burada doğal kaynaklar, petrol var.
PKK bütün dünyanın gözü önünde Türkiye Cumhuriyeti Devletine meydan okuyarak siyasi istekleri yerine getirmediği taktirde neler yapabileceğini diplomatik bir dille anlatmıştır.
Bunun Türkçesi: şah demektir. Buna bizim memlekette kedinin kuyruğuna farelerin zil takması denir..
Sürüsüne bereket bir sürü şaşkın, gelecekte nelerle karşılaşacağını bilmeden öngörüsüz, sezgisiz, cahilce, bol bol nutuk atarak ahmakça konuşmaya devam ediyorlar
Hiç bir şey, ama hiç bir şey bilmiyor ve anlamıyorlar. Tabii seçilmiş işbirlikçiler hariç
Murat Karayılanın Kandilde yaptığı açıklamasından önce Basının üstü dikik dikik arandı, saatlerce bekletildiler, Devlet Başkanı protokolü uygulandı düpedüz. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
O tam bir rezalet. Hem kurumsal hem bireysel haysiyetlerini beş paralık etmişler.
İleride askerler yargılanmasın diye geri çekilme sürecinde termal kameralar, gece görüş dürbünleri kapatılacak diyorlar. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?
Kameralar kapanmış, pusuya çıkmamış, yol kesmemiş ne yaparsanız yapın. PKKnın 30 yıldır girip çıktıkları güzergâhlar belli bunu öğrenemediniz mi daha hangi güzergâhta olduğunu? Git pusuya yat.
Ordunun yıllardır mücadele ettiği terör örgütüne hiçbir şey yapmamak bu orduya, bu millete yakışır mı?
15 Mayıs 1919da Yunan Ordusu İzmire çıkarken de oradaki kolordu komutanı hiçbir şey yapmadı. Kışlada tuttular birlikleri.
PKKlılar sözde geri çekiliyorlar ama halkın arasına karışmış provokatörlerini, örgüt üyelerini Türkiyede bırakarak çekiliyorlar sözde.
O çekiliyor dedikleri şu kırsalda, mağaralarda, sığınaklarda yaşayan dağ kadrosu. Milisler yerinde duruyor.
Milisler bütün haber, keşif, istihbarat hepsini onlar yapar. Yani bir dağ kadrosu bir hedef seçip saldırı yapacaksa bütün bilgileri getiren milislerdir. Milisler olmadan olmaz.
Başkanlık sistemi hakkında düşüncelerinizi alabilir miyiz?
Türkiye buna hazır değil. Parlamenter sistem devam etmelidir.
Anayasa sürecine bakışınız ve bu süreçte CHP ile MHP tutumu hakkında düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?
Parti olarak bizde komisyona hazırlık yaptık bizimde ödevlerimiz var partiden hukukçu arkadaşlarımız uzlaşma komisyonuna gittiler önerimizi sundular. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Anayasasının ilk değişmez 3 maddesi esastır. Onun içerisinde hak ve eşitliğe özgürlüklere ait her şey serbesttir. Oraya hiçbir sınır koymuyoruz. Bizim için partinin adı bile Hak ve Eşitlik Partisi. Ben bu topraklarda ne hak ne eşitlik görmedim. Bizim partinin adı bu ülkede olmayan iki sözcükten oluşur.
Tutuklu Milletvekilleri konusunda ne düşünüyorsunuz?
Seçildikleri zaman normal meclise girebilmeliler. Ama tutuklu olduklarını bile bile oradan aday göstermekte de biraz partilerin kurnazlığı var. Bunu da bilmek lazım. Oradaki adamın kara kaşı ela gözü için mi onları Milletvekili yapıtılar?
Hani belki aday gösterilir ve seçilirlerse çıkarlar düşüncesiyle mi?
Kaç kişi var? Niye 2-3 kişi madem içerden daha çok insan çıkartmak istiyordunuz niye üç dört yazmadınız koskoca 550 kişilik listenize de niye bir iki kişi yazdınız? Bakın buna politik kurnazlık denir. Yemin etmeyeceğiz demişlerdi ama yemin ettiler. Politik kurnazlık denir. Sonra dedikleri sözleri de tutmuyorlar.
MHP için tek bir kişi Engin Alan var hepsi için mi aynısını diyorsunuz?
Fark etmez yani Milletvekilini gazeteci, akademisyen, paşa diye falan ayırmıyorum. Yani genel anlamda Bakın siyaset kurnazların elinde köylü kurnazlığı yaptığı için çıkar ve bencilliğe dayandığı için bazı kimlikleri yazarak oradan a b c seçiyorsun niye d e f g seçmediniz? Seçildikten sonra Meclise gitsinler o ayrı. Ama gelin şimdi baştan yaptığınızı konuşalım. Niye aday yaptılar? Efendim bize oy gelsin değil mi? Sonra ne oldu? Sonra işi götüremediniz de yani kendi seçtirdiğiniz insanları oradan çıkarma becerisini gösteremediniz.
Balyoz davasında verilen mahkûmiyetler ve Ergenekon davasında savcının mütalaası ile ilgili fikirleriniz öğrenebilir miyiz?
İkisi de siyasi dava; ikisinde de tutarsızlık var. İkisinde de uydurma CDler bir takım programlar var. Hukukun hak esasına dayanan ve adalet yapısına dayanan yargılamalar değil.
Artık HEPAR da bir siyasi parti olarak Silivriye gidiyor.
Biz Silivriye gidiyoruz. Yalnız bunlar gibi de gitmiyoruz. Mesela 8 Nisanda gittiler değil mi? Ne oldu? Dava ertelendi. 11 Nisana ertelendi. 11 Nisanda gittiğimizde bizden başka bir tek canlı yoktu orada. Öyle yapılmaz. Strateji de bilmiyorlar 8 Nisanda her tarafı zorluyorlar baskı yaratıyorlar. Üç gün sonra niye bir tek canlı yoktu? Bunlar strateji de bilmiyorlar.
Bu da bir hata mı?
Tabii ki böyle olmaz. Bakınız kayayı kum haline, çakıl haline getiren dalgaların sürekliliğidir. Dalgaların bir biri arkasına kayaya vurmasıdır. Bizde bir dalga büyük bir dalga geliyor ve gidiyor bir daha yok. O kaya zayıflamaz. Erimez, çakıl olmaz, kuma dönmez.
Samimi bulmuyorsunuz oradaki şeyleri?
Samimiyet değil. Beceremiyorlar. Böyle olmaz 8, 11, 18, 24 dalgalar halinde bunu yapamıyorsunuz ki yani yapamadığınız ortada. Üç gün sonra sadece biz gidiyoruz. Benimde öyle büyük araçlarım, gereçlerim, televizyonlarım, dergilerim yok ki. Bunlarda para pul hepsi var. Bende bunlar olmamasına rağmen yapıyorum. Siz de her şey var ama siz strateji bilmiyorsunuz taktik bilmiyorsunuz. Bu işlerin nasıl yürütüldüğünü bilmiyorsunuz. Merak eden 8 Nisan Silivrinin önüne bakar merak eden çok meraklıysa 11 Nisan Silivrinin önüne bakar. Ama bunu da yazamaz bu kartel medya. 11 Nisanda biz vardık. Bir grup falan filan dediler partinin adını söyleyemiyorlar ödleri kopuyor.
Bu ülkede bir sürü parti var mecliste, içeride, dışarıda 2009da Avrupa Birliği raporu ilerleme ekinde aman dikkat edin bir parti kuruldu geliyor şöyle yapın böyle yapın önünü kesin diyordu. Avrupa Birliği raporu ilerleme ekinde böyle bir şey olabilir mi? Niye bu Meclisteki partilere sataşmıyor bu Avrupa Birliği? Neden Hak ve Eşitlik Partisine sataşıyor? Kaldı ki daha bir yıllık yeni kurulmuştuk ne anlama geliyor bu? Bu sokakta ben yurtseverim diyen kadın ya da erkekler bunu düşünsün. Diğerleri sistemin düzenin bir parçası oldular. Ve düzenin parçası insanlarda kendini bu parçaya dâhil etmişler. Hep beraber gidiyorlar. Gemici usulü he ya baba he ya baba Yok, böyle bir şey olmaz mesela Hak ve Eşitlik Partisi ne manası var? İşte çıktı. Bir sürü parti var. Siyasi mücadele yapılıyor hepsi düzenin parçası olmuşlar. İktisada vurmuşlar, siyasete vurmuşlar, iş adamları olarak olmuşlar, olmuşlar da olmuşlar.
Parti ekonomik anlamda zorlanıyor mu? Mesela Genel Merkez binanız kira mı?
Bir halk tipi parti. Para olmadan çok zor. Bizimki iğneyle kuyu kazmak, dağlara tırmanmak. Genel Merkez binamız kira evet. Şöyle halk tipi iş çok zor. Ama olacaksa da böyle olacak. Aksi halde ondan para bundan para yurtiçi yurtdışı değil mi böyle sistemlerde onu o zaman ninemde yapar.
Üyelerinizden hiç yardım geliyor mu partiye?
Aidat var.
Yani her şeyi toplanan aidatlarla mı yapıyorsunuz?
Aidatla. Ya bir yerde para varsa söyleyin gideyim ben alayım yani. Benim şuandaki sıkıntım propagandaya çıkamamak. Yani reklam.
Maddiyattan dolayı mı?
Evet maddi. Çok para istiyor. Ama bugün biz 65 ilde fiilen kuruluyuz. Tabi ki biliyorsunuz seçimlere 15 parti falan giriyor. Diğerlerinin böyle bir durumu yok. Biz 8. sırada girdik. Bütün seçimlere de gireceğiz.
Bizim partiden içerde de dışarıda da insanların ödü kopuyor. Niye bu böyle oluyor acaba? Avrupa Birliği birinci yılda neden böyle yapıyor?
Siz peki korkuyor musunuz başıma bir şey gelir diye, hiç böyle kaygınız var mı?
Benim teyzem Türkiyede ilk kolej öğretmenlerinden biridir. Eğitimini Londrada aldı. Şimdi 74-75 yaşlarında oda geçenlerde söyledi sen çocukluğundan beri korkuyu öğrenemedin, küçükken ormanlarda dağlarda yatıyordun diyordu. Nasıl bir şey korku bilmiyorum. Ne olacak en fazla hayattan atılırsın ne var atıl. Zaten sonunda atılmayacak mısın?
Bugün Türkiyede bütün paşalar tutuklanırken siz korkmuyor musunuz? Sizi neden tutuklayamıyorlar? Size neden bir şey yapamıyorlar? Komplo diyoruz kasetler çıkıyor bunlar sizin başınıza da gelebilir mi?
İnsanlar her zaman her şeyi yapabilir. Ama insanlar her zaman her şeyi yapacak diye yaşamı mı sınırlandıracaksınız? Hayatın her bölümünde, her konumunda siyasi mücadeleye girmeyeyim aman bana kimse sataşmasın, kimse bulaşmasın, zaten bu saha kirli bir saha burada şeytanlar çelik çomak oynuyor benimde başıma bir şey gelebilir diye düşünürseniz hayat size zehir olur, hiçbir şey yapamazsınız.
Benim zihnimde endişe, şüphe ve kaygı olmaz. Zihniyetinde endişe, şüphe ve kaygı olanın başına her şey gelir. Çünkü her şeyi düşünce yaratır.
Türkiyenin dış politikası ve özellikle Suriye politikası ile ilgili fikirleniz nedir?
Aslında salt Suriye politikası diye bakmamak lazım. Suriye, Irak ve İran diye bakmak lazım. Daha da ötede Afganistan diye bakmak lazım. Bir zincir Akdeniz doğrusu kenar alanından başlayayım Lübnan İsrailden başlayıp Afgan dağlarının en doğusuna kadar götürmeniz lazım. Suriye politikası çok mezhepçi bir politika. Sıkıntı var. Bu hükümet kendi kendine gelin güvey oluyor. Amerika müsaade etmiyor. Ağa müsaade etmiyor. Toprak düzeninde ağa esastır. Ağaya bağlı kâhyalar vardır. Kâhyanın mahiyetinde marabalar vardır. Sistem böyle çalışır. Komşu kapısı gibi zaten ABD Dışişleri Bakanı iki ayda üç kere geliyor. Talimatları verip gidiyor. PKK meselesinde de öyle talimatları verip gidiyor.
Şunu anlatmak istiyorum 1923ten beri ilk defa güney bölgemiz bu kadar alevler içinde yanıyor durumda. Kötü bir dış politikaları var. Çünkü politika milli ve ulusal değil. Amerika hizmetinde. Amerikanın yaptığı şey şu bölgede kendine tabii yönetim ve devletlerle elini ateşe sokmadan maşalarla işi götürüyor.
PKK yok geri çekildi yok çekilecek falan bunlar ahmakça sözler. PKKnın bir parçası zaten içeride. PKK bütün gücüyle ve azmiyle şöyle söyleyeyim savaşma arzusuyla duruyor şuanda.
Suriyede Esada karşı savaşan kanatlardan çoğunluğu Özgür Suriye Ordusundan mı? PKKnın Suriye kolu olan PYDnin bazı bölgeleri elinde tuttuğu söyleniyor. PKKnın geri çekilmesiyle PYDnin orada güçlenmesi arasında herhangi bir bağ var mı?
Şöyle tabi orayı tahliye ettiğiniz zaman kuzey Suriyede otomatikman PKKnın kontrolüne giriyor. Dolayısıyla eskiden PKKya 340 kmde normal muhatabımızdı şimdi buna bir 900km Suriye sınırımızda daha eklenince 1200-1300km çıktı. Güneyden tamamen Türkiye sınırları kuşatılmış oluyor. Ama tabi bunlar bölgedeki büyük Kürdistanın hazırlıkları. Kuzey Suriye, Kuzey Irak dedikleri yerlerde olabilecekler bizim Güneydoğu için çok kritik ve tehlikeli. Ben gelecekte hiç huzur görmüyorum. Bana göre gittikçe kaosa gidiyor.
Büyük Kürdistan projesinin ilk aşaması Irakın kuzeyindeki bölgesel yönetimdi. Sizce ikinci aşama Suriyenin kuzeyindeki bölge mi? Türkiyenin Güneydoğusu mu?
Esas nüve temel Irakın kuzeyidir. Merkez Irakın kuzeyi, kanatlar İran topraklarının bir kısmı ve Suriyenin kuzeyi, göğüs-gövde Güneydoğu Anadoludur.
Gülen Cemaatinin Adalet Sistemi ve Emniyette gerçekten etkin olduğunu düşünüyor musunuz?
Çok yaygın ve yerleşmiş bir kanaat var bunun böyle olduğuna dair. Ve benim elimde bunu kanıtlayacak bir şey yok. Yani kanıt derken şu: ben sonuçta bir kurmay subayım. Her şey bir temele esasa dayandırırım ama belirttiğiniz hususta herkeste çok yaygın net bir kanaat var. Birazda söylemler hareketler vs ile de halktaki bu kanaati pekiştiriyorlar.
TSK-İktidar ilişkileri hakkında ne düşünüyorsunuz?
Şuanda Hükümetle birlikte hareket ediyoruz diyorlar. Ben onların ne yaptığı ne ettiğiyle hiç ilgilenmiyorum. Siyasi işlere karışmalarını da sevmiyorum. Böyle beyanatları da sevmiyorum. Ara ara çıkıp beyanatlarda veriyorlar. Bence hiç konuşmasalar, ağızlarını hiç açmasalar daha iyi. Ne yapıp ne ettiklerine gelince, öyle tuhaf şeyler yapıyorlar ellerinden de bir şey gelmiyor.
Atatürkün eski resimleri varmış onları yayınlıyorlar. Yani çaresizlik. Onların yapacağı şey mücadeleyi iyi yapmak. Ne oldu dün Kandilde bütün dünyayı toplamışlar meydan okuyorlar. Hani ne oldu daha önce Kandile gittik yok 140 hedef vurduk 80 hedef vurduk ne oldu? Millet ortada kabak gibi dolaşıyor. Vurmuş da nereye vurmuş boş boş şeyler. Geçen sene PKK çok zayiat vermişte şudur budur ben onları ne yaptığıyla hiç ilgilenmiyorum. Çünkü benim planım çok belli. Ben general sayısını 300den 100e indireceğim. 700.000 kişilik orduyu da 200.000 kişiye indireceğim. Öyle eski battal, hantal şeyler istemiyorum. Askerliği de 6 aya indireceğim. Partinin programıdır bu söylediklerim. Şimdiki sistem NATO yapısı NATO sistemidir. Bunların hepsini değiştireceğim.
NATO sistemi Türk ordusuna çok mu zarar veriyor diyorsunuz?
Her şeyiyle bağlı silah onda mermi onda kitap onda her şey onda kendi bir şeyimiz yok ki milli bir pozisyon yok. Türk ordusu 1947 Mayısında kendi üniformasını değiştirdi. Ben şuraya getirmek istiyorum; kendi işlerini böyle savaşçılara yakışır şekilde yapsınlar. Şuanda Parti Genel Başkanı olarak söylüyorum bu yapıyı değiştireceğim. 700 bin kişi 200 bin kişiye inecek, askerlik 6 aya inecek, biz her şeyi düzenleyeceğiz. Kıbrısta 40 bin kişilik ordu bekliyor niye? Biz ne kadar sürede gideriz Mersinden ya da hava yoluyla Kıbrısa? Ne olacak yarım saatte gideriz. Niye orada 40 bin kişi besliyorsunuz? 40 bin kişi ne demek? Amerika bile Sovyetler çöktüğü andan itibaren 20 tümeni vardı 1 yılda on kolunu kaldırdı. 1 dolar bile vermem dedi. Aşağıda 650 bin Rum var yukarıda 200 bin Türk var. Ne olacak yani 650 bin Rum çoluk çocuk 200 bin kişiye mi saldıracak? Yunanistan mı gelecek? Yunanistanın Kıbrısa mesafesi 1500 küsur mil bizim 45 mil 50 mil bilemedin 60 mil. Savaşçılık öyle bir sürü kalabalıklarla falan olmaz. Seferberlik planı yaparsınız. Savaş istemeseniz de savaş her zaman var insanın yeryüzünde olduğu günden beri savaş var. 5 bin yıllık tarihe bakın, insanoğlu 236 yıl barış içinde yaşamış. Bu tür (insanoğlu) savaşır bu tür şunu yapar: beslenir barınır ürer ve savaşır ne demek savaşır ya bir şeyi elinden vermemek isteyecektir ya birinin başka bir şeyini almak isteyecektir. Bu hep böyledir mağara devrinden beri.
Yani işin üzerinde doğru gidince nelerle karşılaşıyorsunuz ama ondan sonra herkes Türkiyede 774 lira asgari ücretle çalışıyor değil mi? Ondan sonra eğitim ortada, sağlık da ortada para pul yok.
Askerleri 3 aylık bir eğitimin ardından PKK ile mücadele için Şırnaka Hakkariye vb bir yere gönderiyorlar. Bu doğru mu?
Yanlış. Öyle olmaz. Profesyonel iş değil.
Programlarda karşınızdakilerin PKKyı öven konuşmalara nasıl tahammül ediyorsunuz?
Annem de diyor. Annem her an ayağa kalkacağım diye bekliyor. Çünkü kadıncağız biliyor tabiatımı. Tahammül etmem aslında. Şu var fiziksel bir şey yapacak halimiz yok karşında kaç kişi varsa ağzının payını alacaktır. Geriye ne kalıyor fiziksel o da canlı yayında olmaz.
CHP ve Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ile MHP ve Genel Başkan Devlet Bahçeli hakkında ne düşünüyorsunuz?
Ellerinde örgütler var araçlar gereçler var, paralar pullar, şunlar bunlar var. Ama bir türlü yükselmiyor bu partiler. Bakınız ne MHP ne CHP oyu falan artığı yok hatta koşullar biraz değiştiğinde MHP baraj altına da düşüyor. Baraj zaten rezillik biliyorsunuz. Neyse PKK sayesinde baraj da düşecek. PKKnın memlekete böyle faydaları da oluyor. Normalde CHPnin %35e yakın oy alması lazım alamıyor, insanları etkileyemiyor. Mesela CHP Genel Başkanı, PKK meselesinde Başbakana 10 maddelik bir şey sundu. Bunlardan 6 tanesi İmralıdakinin talepleriydi. Hepsi PKKnın istekleri bunları tuttu Başbakana götürdü. Bunları görmüyor mu? Sonra bir dedikleri bir dediklerini tutmuyor. Halk bunu görüyor. Gençlik içinde yani Türkiyede CHPye karşı ilgi merak yok. Ama bizde öyle değil gençler üye olmasa bile HEPAR taraftarı bir şekilde. Bir İngiliz şirketi Türkiyede bir araştırma yaptı. AKPye en çok oy veren il Ankara biliyor musunuz? CHPye oy verenlerin yaşı 55 ve üzeri bu araştırmaya göre. Yani gelmiyor insanlar orada bir şey görmüyorlar. Mustafa Kemal Atatürk kurdu elbette ama o başkaydı. Onunla bir ilgisi yok şimdi bu partinin. Herkes Atatürkü seviyor ama CHP ile bağdaştırmıyorlar. Zaten Mustafa kemal Atatürk kurdu diye onunla idare ederek bu günlere geldiler. Sonuç farkında değiller MHP de CHP de artık Türk siyaset sistemin birer düzen parçası olmuştur. Farkında değiller. Alışkanlıklarla gidiyorlar. Bunlara ne diye oy verecekler? Türkiyede sosyal yapı belli, doktrinler belli, siyasi düşünceler belli CHPye niye gelsinler? Mesela ben gidiyorum İzmirde ilk defa orta da bir şey yokken süreç falan filan uyduruk laflar İzmirde 3 bin kişi yürüdük biz. İlk defa biz yaptık bende yürüdüm. Bunlar miting falan yapabiliyor mu?
Neler olup bittiğinden benim haberim yok diyorlar dağdaki çoban biliyor. Dağdaki çoban ne olup olmayacağını biliyor.
Benim gördüğüm birbirlerini yiyorlar bakınız parti disiplini bir güçtür. Bireysel görüş falan o başka bir şey.
Her kafadan bir ses çıkıyor dediklerinde Biz demokratik bir partiyiz diyorlar.
Bireysel görüşü şuydu buydu yazılı ve sözlü ifade ayrı bir şey, parti disiplini ve ilkelerine uymak ayrı bir şeydir. O partide 2011 seçiminden önce PKK silah bıraksın TSKda silah bıraksın diyen adamlar var. Öyle parti falan olmaz. Dersim falan diyorlar ya Atatürke sataşamıyorlar. Atatürk Dersim harekâtını hangi tabur nereden gidecek hangi alay nereden gidecek bizzat kendisi yönetiyor. Merak edenler alır haritayı bakar. Harita da Trabzonda kaldığı köşkte duruyor. Kendi el yazısı ile kırmızı mavi işaretlerle.
Paşam bütün gazeteleri okuyor musunuz?
Hayır. Ama 7-8 tane okuyorum
Mesela iktidara yakın gazetelere bakmıyor musunuz?
Hiç bakmıyorum.
Dizi izler misin?
Hiç izlemem ona zamanım yok. Bir yılda 3 kitap yazdım. Ona zamanım yok.
TRT 1deki Sakarya Fırat dizisini hiç göz attınız mı?
Bir kere tesadüfen gördüm ama yapmacık.
Paşam kaç çocuğunuz var
2 kızım var. Torunlarım var Batuhan ve Doğuhan, Atahan ve Öykü. İlk torunum Galatasaray Lisesi 3. Sınıfta okuyor. Galatasaray Lisesi öğrenci konseyi başkanı.
Osman paşa da günlük hayatında ailesinde etrafında sert midir?
Ben sert ve yumuşak meselesini anlamıyorum. Sert olunca sert, yumuşak olunca yumuşak diyorlar bir doğru yolu bulamadı bu insanlar. Günlük yaşamım çok doğaldır benim şaka ve nüktedanlığa dönüktür. Ama insanlar beni hep televizyonlarda PKK yandaşlarıyla konuşurken gördükleri için yanılgıları ondandır. Ben insanlarla hiç uğraşmam. Ben daha çok yalnızlığı severim, kitap okumak, yazmak ve doğada yaşamak
Televizyonları uzun zamandır çıkmıyorsunuz. Sizden kaynaklı mı?
Bir şey söyleyeceğim diye ödleri kopuyor. Bu bilinen bir şey tabi ki hükümetin baskısı var
Paşam eşinizi de alıp sinemaya gider misiniz?
Gidiyordum eskiden. Ama siyasette buna zaman bulamıyorum. Siyasette her çeşit insan var. 40-50 il, 500 ilçe, bir sürü insan çok disiplin istiyor.
andahaber.com ekibi olarak bu içten ve samimi sohbet için HEPAR Genel Başkanı Sayın Osman Pamukoğluna teşekkür ediyoruz.
PKK Şah dedi
15 Mayıs 1919da Yunan Ordusu İzmire çıkarken de oradaki kolordu komutanı hiçbir şey yapmadı. Kışlada tuttular birlikleri.

Eskiden PKK bir karakol bassa bütün Televizyon Kanalları, Gazeteler Osman Pamukoğlunun görüşlerini alırdı. Ne yapılması gerektiği konusunda bilgisine başvururdu. Son zamanlarda özellikle İmralı sürecinde Osman Pamukoğlunun basında fazla yer almayışını merak ettik. Görüşlerini süreç hakkındaki düşüncelerini almak için kendisiyle güzel bir röportaj yaptık.
Başkanlık Sisteminden, Suriyedeki gelişmelere, PKKnın çekilmesinden, Ordunun durumuna, TSK-Hükümet ilişkilerinden Muhalefet partileri CHP ve MHPye kadar birçok konuda keyifli bir sohbet yaptık.
Osman Pamukoğlu samimi ve içten cevaplar verdi bize.
Bir röportajda tabiî ki bir cümlenin bir konunun öne çıkması gerekir. Osman Pamukoğlu askerliği kadar siyasi becerilerini de konuşturdu. Ve bekli de PKK sürecinin en can alıcı cevabını verdi. Bu cevap Hükümetin, TSKnın, Muhalefet Partilerinin, Akillerin ve tabi ki Yurtsever Türk Halkının zihninin en önemli yerinde olmasıdır.
Osman Pamukoğlu: 15 Mayıs 1919da Yunan Ordusu İzmire çıkarken de oradaki kolordu komutanı hiçbir şey yapmadı. Kışlada tuttular birlikleri.
İşte HEPAR Genel Başkanı Osman Pamukoğlu ile andahaber.com ekibinden Meral Ülkeroğlunun röportajı:
Sayın Pamukoğlu bu açılım nedir? İmralı ile görüşmeler, BDP, AKP, Hükümet ve Kandilin açıklamaları hakkında ne düşüyorsunuz?
Amerikanın bildiğimiz o Ortadoğu projesinin bir parçası. PKK bu söylemleri eylemleri başka coğrafyalarda yapsa kıymeti yok. Çünkü burada doğal kaynaklar, petrol var.
PKK bütün dünyanın gözü önünde Türkiye Cumhuriyeti Devletine meydan okuyarak siyasi istekleri yerine getirmediği taktirde neler yapabileceğini diplomatik bir dille anlatmıştır.
Bunun Türkçesi: şah demektir. Buna bizim memlekette kedinin kuyruğuna farelerin zil takması denir..
Sürüsüne bereket bir sürü şaşkın, gelecekte nelerle karşılaşacağını bilmeden öngörüsüz, sezgisiz, cahilce, bol bol nutuk atarak ahmakça konuşmaya devam ediyorlar
Hiç bir şey, ama hiç bir şey bilmiyor ve anlamıyorlar. Tabii seçilmiş işbirlikçiler hariç
Murat Karayılanın Kandilde yaptığı açıklamasından önce Basının üstü dikik dikik arandı, saatlerce bekletildiler, Devlet Başkanı protokolü uygulandı düpedüz. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
O tam bir rezalet. Hem kurumsal hem bireysel haysiyetlerini beş paralık etmişler.
İleride askerler yargılanmasın diye geri çekilme sürecinde termal kameralar, gece görüş dürbünleri kapatılacak diyorlar. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?
Kameralar kapanmış, pusuya çıkmamış, yol kesmemiş ne yaparsanız yapın. PKKnın 30 yıldır girip çıktıkları güzergâhlar belli bunu öğrenemediniz mi daha hangi güzergâhta olduğunu? Git pusuya yat.
Ordunun yıllardır mücadele ettiği terör örgütüne hiçbir şey yapmamak bu orduya, bu millete yakışır mı?
15 Mayıs 1919da Yunan Ordusu İzmire çıkarken de oradaki kolordu komutanı hiçbir şey yapmadı. Kışlada tuttular birlikleri.
PKKlılar sözde geri çekiliyorlar ama halkın arasına karışmış provokatörlerini, örgüt üyelerini Türkiyede bırakarak çekiliyorlar sözde.
O çekiliyor dedikleri şu kırsalda, mağaralarda, sığınaklarda yaşayan dağ kadrosu. Milisler yerinde duruyor.
Milisler bütün haber, keşif, istihbarat hepsini onlar yapar. Yani bir dağ kadrosu bir hedef seçip saldırı yapacaksa bütün bilgileri getiren milislerdir. Milisler olmadan olmaz.

Başkanlık sistemi hakkında düşüncelerinizi alabilir miyiz?
Türkiye buna hazır değil. Parlamenter sistem devam etmelidir.
Anayasa sürecine bakışınız ve bu süreçte CHP ile MHP tutumu hakkında düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?
Parti olarak bizde komisyona hazırlık yaptık bizimde ödevlerimiz var partiden hukukçu arkadaşlarımız uzlaşma komisyonuna gittiler önerimizi sundular. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Anayasasının ilk değişmez 3 maddesi esastır. Onun içerisinde hak ve eşitliğe özgürlüklere ait her şey serbesttir. Oraya hiçbir sınır koymuyoruz. Bizim için partinin adı bile Hak ve Eşitlik Partisi. Ben bu topraklarda ne hak ne eşitlik görmedim. Bizim partinin adı bu ülkede olmayan iki sözcükten oluşur.
Tutuklu Milletvekilleri konusunda ne düşünüyorsunuz?
Seçildikleri zaman normal meclise girebilmeliler. Ama tutuklu olduklarını bile bile oradan aday göstermekte de biraz partilerin kurnazlığı var. Bunu da bilmek lazım. Oradaki adamın kara kaşı ela gözü için mi onları Milletvekili yapıtılar?
Hani belki aday gösterilir ve seçilirlerse çıkarlar düşüncesiyle mi?
Kaç kişi var? Niye 2-3 kişi madem içerden daha çok insan çıkartmak istiyordunuz niye üç dört yazmadınız koskoca 550 kişilik listenize de niye bir iki kişi yazdınız? Bakın buna politik kurnazlık denir. Yemin etmeyeceğiz demişlerdi ama yemin ettiler. Politik kurnazlık denir. Sonra dedikleri sözleri de tutmuyorlar.
MHP için tek bir kişi Engin Alan var hepsi için mi aynısını diyorsunuz?
Fark etmez yani Milletvekilini gazeteci, akademisyen, paşa diye falan ayırmıyorum. Yani genel anlamda Bakın siyaset kurnazların elinde köylü kurnazlığı yaptığı için çıkar ve bencilliğe dayandığı için bazı kimlikleri yazarak oradan a b c seçiyorsun niye d e f g seçmediniz? Seçildikten sonra Meclise gitsinler o ayrı. Ama gelin şimdi baştan yaptığınızı konuşalım. Niye aday yaptılar? Efendim bize oy gelsin değil mi? Sonra ne oldu? Sonra işi götüremediniz de yani kendi seçtirdiğiniz insanları oradan çıkarma becerisini gösteremediniz.
Balyoz davasında verilen mahkûmiyetler ve Ergenekon davasında savcının mütalaası ile ilgili fikirleriniz öğrenebilir miyiz?
İkisi de siyasi dava; ikisinde de tutarsızlık var. İkisinde de uydurma CDler bir takım programlar var. Hukukun hak esasına dayanan ve adalet yapısına dayanan yargılamalar değil.
Artık HEPAR da bir siyasi parti olarak Silivriye gidiyor.
Biz Silivriye gidiyoruz. Yalnız bunlar gibi de gitmiyoruz. Mesela 8 Nisanda gittiler değil mi? Ne oldu? Dava ertelendi. 11 Nisana ertelendi. 11 Nisanda gittiğimizde bizden başka bir tek canlı yoktu orada. Öyle yapılmaz. Strateji de bilmiyorlar 8 Nisanda her tarafı zorluyorlar baskı yaratıyorlar. Üç gün sonra niye bir tek canlı yoktu? Bunlar strateji de bilmiyorlar.
Bu da bir hata mı?
Tabii ki böyle olmaz. Bakınız kayayı kum haline, çakıl haline getiren dalgaların sürekliliğidir. Dalgaların bir biri arkasına kayaya vurmasıdır. Bizde bir dalga büyük bir dalga geliyor ve gidiyor bir daha yok. O kaya zayıflamaz. Erimez, çakıl olmaz, kuma dönmez.
Samimi bulmuyorsunuz oradaki şeyleri?
Samimiyet değil. Beceremiyorlar. Böyle olmaz 8, 11, 18, 24 dalgalar halinde bunu yapamıyorsunuz ki yani yapamadığınız ortada. Üç gün sonra sadece biz gidiyoruz. Benimde öyle büyük araçlarım, gereçlerim, televizyonlarım, dergilerim yok ki. Bunlarda para pul hepsi var. Bende bunlar olmamasına rağmen yapıyorum. Siz de her şey var ama siz strateji bilmiyorsunuz taktik bilmiyorsunuz. Bu işlerin nasıl yürütüldüğünü bilmiyorsunuz. Merak eden 8 Nisan Silivrinin önüne bakar merak eden çok meraklıysa 11 Nisan Silivrinin önüne bakar. Ama bunu da yazamaz bu kartel medya. 11 Nisanda biz vardık. Bir grup falan filan dediler partinin adını söyleyemiyorlar ödleri kopuyor.
Bu ülkede bir sürü parti var mecliste, içeride, dışarıda 2009da Avrupa Birliği raporu ilerleme ekinde aman dikkat edin bir parti kuruldu geliyor şöyle yapın böyle yapın önünü kesin diyordu. Avrupa Birliği raporu ilerleme ekinde böyle bir şey olabilir mi? Niye bu Meclisteki partilere sataşmıyor bu Avrupa Birliği? Neden Hak ve Eşitlik Partisine sataşıyor? Kaldı ki daha bir yıllık yeni kurulmuştuk ne anlama geliyor bu? Bu sokakta ben yurtseverim diyen kadın ya da erkekler bunu düşünsün. Diğerleri sistemin düzenin bir parçası oldular. Ve düzenin parçası insanlarda kendini bu parçaya dâhil etmişler. Hep beraber gidiyorlar. Gemici usulü he ya baba he ya baba Yok, böyle bir şey olmaz mesela Hak ve Eşitlik Partisi ne manası var? İşte çıktı. Bir sürü parti var. Siyasi mücadele yapılıyor hepsi düzenin parçası olmuşlar. İktisada vurmuşlar, siyasete vurmuşlar, iş adamları olarak olmuşlar, olmuşlar da olmuşlar.

Parti ekonomik anlamda zorlanıyor mu? Mesela Genel Merkez binanız kira mı?
Bir halk tipi parti. Para olmadan çok zor. Bizimki iğneyle kuyu kazmak, dağlara tırmanmak. Genel Merkez binamız kira evet. Şöyle halk tipi iş çok zor. Ama olacaksa da böyle olacak. Aksi halde ondan para bundan para yurtiçi yurtdışı değil mi böyle sistemlerde onu o zaman ninemde yapar.
Üyelerinizden hiç yardım geliyor mu partiye?
Aidat var.
Yani her şeyi toplanan aidatlarla mı yapıyorsunuz?
Aidatla. Ya bir yerde para varsa söyleyin gideyim ben alayım yani. Benim şuandaki sıkıntım propagandaya çıkamamak. Yani reklam.
Maddiyattan dolayı mı?
Evet maddi. Çok para istiyor. Ama bugün biz 65 ilde fiilen kuruluyuz. Tabi ki biliyorsunuz seçimlere 15 parti falan giriyor. Diğerlerinin böyle bir durumu yok. Biz 8. sırada girdik. Bütün seçimlere de gireceğiz.
Bizim partiden içerde de dışarıda da insanların ödü kopuyor. Niye bu böyle oluyor acaba? Avrupa Birliği birinci yılda neden böyle yapıyor?
Siz peki korkuyor musunuz başıma bir şey gelir diye, hiç böyle kaygınız var mı?
Benim teyzem Türkiyede ilk kolej öğretmenlerinden biridir. Eğitimini Londrada aldı. Şimdi 74-75 yaşlarında oda geçenlerde söyledi sen çocukluğundan beri korkuyu öğrenemedin, küçükken ormanlarda dağlarda yatıyordun diyordu. Nasıl bir şey korku bilmiyorum. Ne olacak en fazla hayattan atılırsın ne var atıl. Zaten sonunda atılmayacak mısın?
Bugün Türkiyede bütün paşalar tutuklanırken siz korkmuyor musunuz? Sizi neden tutuklayamıyorlar? Size neden bir şey yapamıyorlar? Komplo diyoruz kasetler çıkıyor bunlar sizin başınıza da gelebilir mi?
İnsanlar her zaman her şeyi yapabilir. Ama insanlar her zaman her şeyi yapacak diye yaşamı mı sınırlandıracaksınız? Hayatın her bölümünde, her konumunda siyasi mücadeleye girmeyeyim aman bana kimse sataşmasın, kimse bulaşmasın, zaten bu saha kirli bir saha burada şeytanlar çelik çomak oynuyor benimde başıma bir şey gelebilir diye düşünürseniz hayat size zehir olur, hiçbir şey yapamazsınız.
Benim zihnimde endişe, şüphe ve kaygı olmaz. Zihniyetinde endişe, şüphe ve kaygı olanın başına her şey gelir. Çünkü her şeyi düşünce yaratır.
Türkiyenin dış politikası ve özellikle Suriye politikası ile ilgili fikirleniz nedir?
Aslında salt Suriye politikası diye bakmamak lazım. Suriye, Irak ve İran diye bakmak lazım. Daha da ötede Afganistan diye bakmak lazım. Bir zincir Akdeniz doğrusu kenar alanından başlayayım Lübnan İsrailden başlayıp Afgan dağlarının en doğusuna kadar götürmeniz lazım. Suriye politikası çok mezhepçi bir politika. Sıkıntı var. Bu hükümet kendi kendine gelin güvey oluyor. Amerika müsaade etmiyor. Ağa müsaade etmiyor. Toprak düzeninde ağa esastır. Ağaya bağlı kâhyalar vardır. Kâhyanın mahiyetinde marabalar vardır. Sistem böyle çalışır. Komşu kapısı gibi zaten ABD Dışişleri Bakanı iki ayda üç kere geliyor. Talimatları verip gidiyor. PKK meselesinde de öyle talimatları verip gidiyor.
Şunu anlatmak istiyorum 1923ten beri ilk defa güney bölgemiz bu kadar alevler içinde yanıyor durumda. Kötü bir dış politikaları var. Çünkü politika milli ve ulusal değil. Amerika hizmetinde. Amerikanın yaptığı şey şu bölgede kendine tabii yönetim ve devletlerle elini ateşe sokmadan maşalarla işi götürüyor.
PKK yok geri çekildi yok çekilecek falan bunlar ahmakça sözler. PKKnın bir parçası zaten içeride. PKK bütün gücüyle ve azmiyle şöyle söyleyeyim savaşma arzusuyla duruyor şuanda.
Suriyede Esada karşı savaşan kanatlardan çoğunluğu Özgür Suriye Ordusundan mı? PKKnın Suriye kolu olan PYDnin bazı bölgeleri elinde tuttuğu söyleniyor. PKKnın geri çekilmesiyle PYDnin orada güçlenmesi arasında herhangi bir bağ var mı?
Şöyle tabi orayı tahliye ettiğiniz zaman kuzey Suriyede otomatikman PKKnın kontrolüne giriyor. Dolayısıyla eskiden PKKya 340 kmde normal muhatabımızdı şimdi buna bir 900km Suriye sınırımızda daha eklenince 1200-1300km çıktı. Güneyden tamamen Türkiye sınırları kuşatılmış oluyor. Ama tabi bunlar bölgedeki büyük Kürdistanın hazırlıkları. Kuzey Suriye, Kuzey Irak dedikleri yerlerde olabilecekler bizim Güneydoğu için çok kritik ve tehlikeli. Ben gelecekte hiç huzur görmüyorum. Bana göre gittikçe kaosa gidiyor.
Büyük Kürdistan projesinin ilk aşaması Irakın kuzeyindeki bölgesel yönetimdi. Sizce ikinci aşama Suriyenin kuzeyindeki bölge mi? Türkiyenin Güneydoğusu mu?
Esas nüve temel Irakın kuzeyidir. Merkez Irakın kuzeyi, kanatlar İran topraklarının bir kısmı ve Suriyenin kuzeyi, göğüs-gövde Güneydoğu Anadoludur.
Gülen Cemaatinin Adalet Sistemi ve Emniyette gerçekten etkin olduğunu düşünüyor musunuz?
Çok yaygın ve yerleşmiş bir kanaat var bunun böyle olduğuna dair. Ve benim elimde bunu kanıtlayacak bir şey yok. Yani kanıt derken şu: ben sonuçta bir kurmay subayım. Her şey bir temele esasa dayandırırım ama belirttiğiniz hususta herkeste çok yaygın net bir kanaat var. Birazda söylemler hareketler vs ile de halktaki bu kanaati pekiştiriyorlar.
TSK-İktidar ilişkileri hakkında ne düşünüyorsunuz?
Şuanda Hükümetle birlikte hareket ediyoruz diyorlar. Ben onların ne yaptığı ne ettiğiyle hiç ilgilenmiyorum. Siyasi işlere karışmalarını da sevmiyorum. Böyle beyanatları da sevmiyorum. Ara ara çıkıp beyanatlarda veriyorlar. Bence hiç konuşmasalar, ağızlarını hiç açmasalar daha iyi. Ne yapıp ne ettiklerine gelince, öyle tuhaf şeyler yapıyorlar ellerinden de bir şey gelmiyor.
Atatürkün eski resimleri varmış onları yayınlıyorlar. Yani çaresizlik. Onların yapacağı şey mücadeleyi iyi yapmak. Ne oldu dün Kandilde bütün dünyayı toplamışlar meydan okuyorlar. Hani ne oldu daha önce Kandile gittik yok 140 hedef vurduk 80 hedef vurduk ne oldu? Millet ortada kabak gibi dolaşıyor. Vurmuş da nereye vurmuş boş boş şeyler. Geçen sene PKK çok zayiat vermişte şudur budur ben onları ne yaptığıyla hiç ilgilenmiyorum. Çünkü benim planım çok belli. Ben general sayısını 300den 100e indireceğim. 700.000 kişilik orduyu da 200.000 kişiye indireceğim. Öyle eski battal, hantal şeyler istemiyorum. Askerliği de 6 aya indireceğim. Partinin programıdır bu söylediklerim. Şimdiki sistem NATO yapısı NATO sistemidir. Bunların hepsini değiştireceğim.
NATO sistemi Türk ordusuna çok mu zarar veriyor diyorsunuz?
Her şeyiyle bağlı silah onda mermi onda kitap onda her şey onda kendi bir şeyimiz yok ki milli bir pozisyon yok. Türk ordusu 1947 Mayısında kendi üniformasını değiştirdi. Ben şuraya getirmek istiyorum; kendi işlerini böyle savaşçılara yakışır şekilde yapsınlar. Şuanda Parti Genel Başkanı olarak söylüyorum bu yapıyı değiştireceğim. 700 bin kişi 200 bin kişiye inecek, askerlik 6 aya inecek, biz her şeyi düzenleyeceğiz. Kıbrısta 40 bin kişilik ordu bekliyor niye? Biz ne kadar sürede gideriz Mersinden ya da hava yoluyla Kıbrısa? Ne olacak yarım saatte gideriz. Niye orada 40 bin kişi besliyorsunuz? 40 bin kişi ne demek? Amerika bile Sovyetler çöktüğü andan itibaren 20 tümeni vardı 1 yılda on kolunu kaldırdı. 1 dolar bile vermem dedi. Aşağıda 650 bin Rum var yukarıda 200 bin Türk var. Ne olacak yani 650 bin Rum çoluk çocuk 200 bin kişiye mi saldıracak? Yunanistan mı gelecek? Yunanistanın Kıbrısa mesafesi 1500 küsur mil bizim 45 mil 50 mil bilemedin 60 mil. Savaşçılık öyle bir sürü kalabalıklarla falan olmaz. Seferberlik planı yaparsınız. Savaş istemeseniz de savaş her zaman var insanın yeryüzünde olduğu günden beri savaş var. 5 bin yıllık tarihe bakın, insanoğlu 236 yıl barış içinde yaşamış. Bu tür (insanoğlu) savaşır bu tür şunu yapar: beslenir barınır ürer ve savaşır ne demek savaşır ya bir şeyi elinden vermemek isteyecektir ya birinin başka bir şeyini almak isteyecektir. Bu hep böyledir mağara devrinden beri.
Yani işin üzerinde doğru gidince nelerle karşılaşıyorsunuz ama ondan sonra herkes Türkiyede 774 lira asgari ücretle çalışıyor değil mi? Ondan sonra eğitim ortada, sağlık da ortada para pul yok.
Askerleri 3 aylık bir eğitimin ardından PKK ile mücadele için Şırnaka Hakkariye vb bir yere gönderiyorlar. Bu doğru mu?
Yanlış. Öyle olmaz. Profesyonel iş değil.
Programlarda karşınızdakilerin PKKyı öven konuşmalara nasıl tahammül ediyorsunuz?
Annem de diyor. Annem her an ayağa kalkacağım diye bekliyor. Çünkü kadıncağız biliyor tabiatımı. Tahammül etmem aslında. Şu var fiziksel bir şey yapacak halimiz yok karşında kaç kişi varsa ağzının payını alacaktır. Geriye ne kalıyor fiziksel o da canlı yayında olmaz.
CHP ve Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ile MHP ve Genel Başkan Devlet Bahçeli hakkında ne düşünüyorsunuz?
Ellerinde örgütler var araçlar gereçler var, paralar pullar, şunlar bunlar var. Ama bir türlü yükselmiyor bu partiler. Bakınız ne MHP ne CHP oyu falan artığı yok hatta koşullar biraz değiştiğinde MHP baraj altına da düşüyor. Baraj zaten rezillik biliyorsunuz. Neyse PKK sayesinde baraj da düşecek. PKKnın memlekete böyle faydaları da oluyor. Normalde CHPnin %35e yakın oy alması lazım alamıyor, insanları etkileyemiyor. Mesela CHP Genel Başkanı, PKK meselesinde Başbakana 10 maddelik bir şey sundu. Bunlardan 6 tanesi İmralıdakinin talepleriydi. Hepsi PKKnın istekleri bunları tuttu Başbakana götürdü. Bunları görmüyor mu? Sonra bir dedikleri bir dediklerini tutmuyor. Halk bunu görüyor. Gençlik içinde yani Türkiyede CHPye karşı ilgi merak yok. Ama bizde öyle değil gençler üye olmasa bile HEPAR taraftarı bir şekilde. Bir İngiliz şirketi Türkiyede bir araştırma yaptı. AKPye en çok oy veren il Ankara biliyor musunuz? CHPye oy verenlerin yaşı 55 ve üzeri bu araştırmaya göre. Yani gelmiyor insanlar orada bir şey görmüyorlar. Mustafa Kemal Atatürk kurdu elbette ama o başkaydı. Onunla bir ilgisi yok şimdi bu partinin. Herkes Atatürkü seviyor ama CHP ile bağdaştırmıyorlar. Zaten Mustafa kemal Atatürk kurdu diye onunla idare ederek bu günlere geldiler. Sonuç farkında değiller MHP de CHP de artık Türk siyaset sistemin birer düzen parçası olmuştur. Farkında değiller. Alışkanlıklarla gidiyorlar. Bunlara ne diye oy verecekler? Türkiyede sosyal yapı belli, doktrinler belli, siyasi düşünceler belli CHPye niye gelsinler? Mesela ben gidiyorum İzmirde ilk defa orta da bir şey yokken süreç falan filan uyduruk laflar İzmirde 3 bin kişi yürüdük biz. İlk defa biz yaptık bende yürüdüm. Bunlar miting falan yapabiliyor mu?
Neler olup bittiğinden benim haberim yok diyorlar dağdaki çoban biliyor. Dağdaki çoban ne olup olmayacağını biliyor.
Benim gördüğüm birbirlerini yiyorlar bakınız parti disiplini bir güçtür. Bireysel görüş falan o başka bir şey.
Her kafadan bir ses çıkıyor dediklerinde Biz demokratik bir partiyiz diyorlar.
Bireysel görüşü şuydu buydu yazılı ve sözlü ifade ayrı bir şey, parti disiplini ve ilkelerine uymak ayrı bir şeydir. O partide 2011 seçiminden önce PKK silah bıraksın TSKda silah bıraksın diyen adamlar var. Öyle parti falan olmaz. Dersim falan diyorlar ya Atatürke sataşamıyorlar. Atatürk Dersim harekâtını hangi tabur nereden gidecek hangi alay nereden gidecek bizzat kendisi yönetiyor. Merak edenler alır haritayı bakar. Harita da Trabzonda kaldığı köşkte duruyor. Kendi el yazısı ile kırmızı mavi işaretlerle.
.jpg)
Paşam bütün gazeteleri okuyor musunuz?
Hayır. Ama 7-8 tane okuyorum
Mesela iktidara yakın gazetelere bakmıyor musunuz?
Hiç bakmıyorum.
Dizi izler misin?
Hiç izlemem ona zamanım yok. Bir yılda 3 kitap yazdım. Ona zamanım yok.
TRT 1deki Sakarya Fırat dizisini hiç göz attınız mı?
Bir kere tesadüfen gördüm ama yapmacık.
Paşam kaç çocuğunuz var
2 kızım var. Torunlarım var Batuhan ve Doğuhan, Atahan ve Öykü. İlk torunum Galatasaray Lisesi 3. Sınıfta okuyor. Galatasaray Lisesi öğrenci konseyi başkanı.
Osman paşa da günlük hayatında ailesinde etrafında sert midir?
Ben sert ve yumuşak meselesini anlamıyorum. Sert olunca sert, yumuşak olunca yumuşak diyorlar bir doğru yolu bulamadı bu insanlar. Günlük yaşamım çok doğaldır benim şaka ve nüktedanlığa dönüktür. Ama insanlar beni hep televizyonlarda PKK yandaşlarıyla konuşurken gördükleri için yanılgıları ondandır. Ben insanlarla hiç uğraşmam. Ben daha çok yalnızlığı severim, kitap okumak, yazmak ve doğada yaşamak
Televizyonları uzun zamandır çıkmıyorsunuz. Sizden kaynaklı mı?
Bir şey söyleyeceğim diye ödleri kopuyor. Bu bilinen bir şey tabi ki hükümetin baskısı var
Paşam eşinizi de alıp sinemaya gider misiniz?
Gidiyordum eskiden. Ama siyasette buna zaman bulamıyorum. Siyasette her çeşit insan var. 40-50 il, 500 ilçe, bir sürü insan çok disiplin istiyor.
andahaber.com ekibi olarak bu içten ve samimi sohbet için HEPAR Genel Başkanı Sayın Osman Pamukoğluna teşekkür ediyoruz.
PKK Şah dedi